ANA SAYFA | SOKAK | FABRİKA | CİNS | TENEFÜS | TOPRAK | ENGLISH | İLETİŞİM |
  • ''Vicdani retçi Ali Fikri Işık’a özgürlük!''

    ”Vicdani retçi Ali Fikri Işık’a özgürlük!”

    “Bizler Vicdani Retçiler olarak bugüne kadar alakasız suçlarla yargılandık. Cezaevlerinde yıllarca hürriyetimiz gasp edildi. İşkence seansları ve ikna odalarından geçtik. Şu anda ise Ali Fikri Işık şahsında bütün Vicdani Retçiler’ i temsilen buradayız. Yılmadık, yorulmadık ve davamızın takipçisiyiz. Cezacıların cezalarından korkmuyoruz. Savaşın karşısında, barışın yanındayız. Şiddetin değil, insanlık onurunun yanındayız. Arkadaşımız Ali Fikri Işık’ı derhal serbest bırakınız!”

    Şirket Talancı CEO Yalancı İşçileri Kandırmak Kimin Harcı

    Şirket Talancı CEO Yalancı İşçileri Kandırmak Kimin Harcı

    Süreyyapaşa Hastanesi’nde direniş, Temmuz ayından bu yana sürüyor. Taşeron şirket değişikliği sırasında “iş kanununda doğan tüm haklarımızı aldık” yazılı belgeyi imzalamadıkları için işten atılan Dev-Sağlık İş üyesi işçiler, hastane CEO’sunun tüm baskılarına karşı, kurdukları çadırda direnmeye devam ediyor. Bizler de Devrimci Anarşist Faaliyet olarak, 7 ayı aşkın süredir direnişlerini tüm kararlılıklarıyla sürdüren işçilere dayanışma ziyaretinde bulunduk.
    Direnişin 143. gününde Süreyyapaşa CEO’su Mehmet Kutlu direniş çadırına gelerek işçilerden görüşme talep etmiş, yapılan görüşmeler sonrasında işçilere işe geri alınacaklarına dair söz vermişti. Ancak hastanede “boş yer olmadığı” yalanıyla yalnızca bir işçinin işe alınabileceği, kalanların ise daha sonra işe alınacağını söylenmişi. Direnişçi işçilerden Ethem Aktürk’ün Aralık ayında işe başlamasından sonra, direnişlerini sürdüren iki işçiye de verilen söz tutulmadı. Direnişteki işçilerin tazminatlarını ödemekten kurtulmak için, onlara işe iade davalarını geri çekmelerin söyleyen CEO Mehmet Kutlu, işçileri oyalamaya devam ediyor.

    Anarşist Kadınlar Çağırıyor; "Saraylarınız Yıkıldığında Kadınlar Özgürleşecek!"

    Anarşist Kadınlar Çağırıyor; “Saraylarınız Yıkıldığında Kadınlar Özgürleşecek!”

    Biz kadınlar tüketim saraylarınızda deliriyor, patronların saraylarında sömürülüyor, adalet saraylarınızdan tabutla çıkıyoruz. Sevginiz, gösterişiniz, verdiğiniz üç kuruş para ölüm oluyor. Öyle ki bu erkek dünyanızda yaşamak bazen ölmekten bile beter. Kaçacak delik, saklanacak in, sığınacak yer yok. Nereye gidersek gidelim karşımızda hep baskınız, hep şiddetiniz. Yok artık! Ezilmek, katlanmak, bir şans tanımak, gidişine bırakmak. Biz […]

    Ada Tersanesi İşçileri'nden İşgal Eylemi-Güncellendi

    Ada Tersanesi İşçileri’nden İşgal Eylemi-Güncellendi

    Maaşlarını alamadıkları için 14 Ocak’tan bu yana tersane önünde direnişlerini sürdüren Ada Tersanesi işçileri bugün tersane içindeki vinci işgal ederek üretimi durdurdu.

    Sabah erken saatlerde tersane önünde toplanmaya başlayan işçiler, tersane patronu Adil Erkoç’un kendilerine defalarca söz verdiğini ama her defasında işçileri oyalamayı sürdürdüğünü belirterek tersane içine girdi. İçeri giren işçilerle birlikte olan Devrimci Anarşist Faaliyet’liler de eylem esnasında polisin ve özel güvenlik görevlilerinin saldırısına maruz kaldı. Saldırı esnasında içeriye girmeyi başaran 10 işçi, tersane içerisindeki vinci işgal ederek üretimi durdurdu. Patron Adil Erkoç, işgal eyleminin ardından işçileri vinçten indirmek için itfaiye çağırdı. Ancak gelen vinçlerin içeri girmesi de kapıdaki diğer işçiler tarafından engellendi. İşgalin ardından tersane içine çok sayıda sivil polisin alındığı gözlemlendi.

    Devletin adaleti katliamdır!

    Devletin adaleti katliamdır!

    Nor Zartonk’un “Unuttutmayacağız, Hesap soracağız” çağrısıyla saat 19:00’da Taksim’de yapılan yürüyüşe aralarında Devrimci Anarşist Faaliyet’in de olduğu bir çok kurum da katıldı.

    Teferruatlar'la Taksim'den Agos'a: "Hepimiz Teferruatız"

    Teferruatlar’la Taksim’den Agos’a: “Hepimiz Teferruatız”

    Devletin, “söz konusu vatansa” deyip katlini vacip olarak gördüğü TEFERRUATLAR, her yıl olduğu gibi bu yıl da Taksim’den Hrant Dink’in vurulduğu Agos Gazetesi önüne yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüş öncesi ve sonrasında her yıl 19 Ocak özel sayısı çıkartılan TEFERRUATLAR ANISINA gazetesinin dağıtımı gerçekleştirildi.

    8 Maden İşçisinin Yaşamını Yitirmesiyle İlgili Dağıtılan Bildiri

    Üzüntümüz Öfkemizin Tohumudur!
    “Bu mesleğin kaderinde maalesef ölüm var.” RTE

    2013 yılı madenlerde yine katliamla başladı. Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) ait bir maden ocağında 7 Ocak Pazartesi günü bir işçi katliamı yaşandı. Öğlen saatlerinde 630 metre derinlikte yaşanan metan gazı patlaması sonucu maden işçileri yine toprak altında kalarak yaşamını yitirdi. Zonguldak’ın Kozlu ilçesinde meydana gelen bu katliamda Ahmet Şekerci, Hasan Bozacı, Muharrem Yapıcı, Yüksel Koca, Hüseyin Kürekçi, Satılmış Arslan, Köksal Kadıoğlu ve Muhsin Akyüz yaşamını yitirdi. 8 işçinin ölümünü hükümet kader olarak değerlendirip çok üzgün olduğunu belirtirken muhalefet ise hükümeti eleştirecek bir koz olarak değerlendirip derin üzüntü içerisinde olduğunu belirtti. Ardı ardına süren bu açıklamalar ile 8 işçinin öldüğü bu maden katliamında, hükümetiyle muhalefetiyle devlet şaşırmadı, üzüldü!

    Devlet bu ölümlere şaşırmıyor, zaten şaşırması da beklenilemez. Çünkü bu sonucun sebebi kendisi ve sebebi olduğu bu sonuca sahte üzüntüsü ise, bu gerçekliği görünmez kılma politikasıdır. Üzgünlük propagandası yaparak herkesin ölümlere alışmasını istemektedir. Bu alıştırma politikası içerisinde gazete ve televizyonların konumu devlet için önemli bir araçtır. Maden ocaklarında her yıl onlarca, yüzlerce işçi katlediliyor. Her maden katliamıyla beraber, maden sektöründe ölümün olağanlaşması artıyor.  Sadece Türkiye’de de değil tüm dünyada maden ocaklarında ölüm olağanlaştırılarak, adeta iş sürecinin bir parçası haline geliyor. Yani bir maden işçisiyseniz işinizin gereği yerin yüzlerce metre altını, kömür çıkarmak için kazarsınız. Bazıları kazdıkları gün başına para alırken, bazıları ise kazdıkları metre başına para alır. Ve bu şekilde çalışmayı sürdürürken yaşamınızı yitirirseniz, bu olağandır. Adeta babadan oğula geçen bu mesleğin tüm incelikleri aktarılırken, ölmek de tüm olağanlığıyla aktarılmaktadır. Maden işçisinin yaşamını sürdürebilmek için metrelerce yerin altından çıkardığı bu kömür ne için çıkıyor?

    Roboskî'yi Unutturmayacağız

    Roboskî’yi Unutturmayacağız

    Roboski Katliamı, katliamın yıl dönümü olan 28 Aralık’ta ülke çapında gerçekleştirilen eylemlerle anıldı. İstanbul’da gün boyunca birçok kitlesel eylem yapıldı. Eylemlerin ilkini Yurtsever, Sosyalist, Anarşist gençler İstanbul Üniversitesi’nde başlattı.  İ.Ü. Su ürünleri fakültesinden tramvay yolunu kapatarak Beyazıt meydanına doğru “Roboski’nin Hesabını Soracağız”, “Unutursak Kalbimiz Kurusun”  “Roboski Kalbimizde Katiller Nerede” pankartları arkasında yürüyüşe geçtiler. Yürüyüş esnasında […]

    Unutursak Kalbimiz Kurusun

    Unutursak Kalbimiz Kurusun

    Unutursak Kalbimiz Kurusun

    Üzerinden tam 1 yıl geçen Roboski’de yaşanan katliamda katledilenleri anmak ve devletin katliamcı olduğunu unutturmamak için Yıldız Teknik Üniversitesi’nde anarşist, yurtsever, sosyalist devrimciler tarafından bir eylem gerçekleştirildi. Devrimci Anarşist Faaliyet’inde katıldığı YTÜ Yabancı Diller Yüksek Okulu’ndan başlayan yürüyüşte “Unutursak kalbimiz kurusun” pankartı arasında “Roboski’yi unutmadık unutturmayacağız” yazılı tişörtlerle yüründü. Yürüyüş, “Em Roboski Ji Bîr Nakîn” “Kürdistan Goristan Ji Bo Faşistan”, “Gün gelecek devran dönecek faşizm halka hesap verecek”, “Kürt Halkına İmha Dayatılamaz” slongalarıyla tüm fakülteleri gezerek sürdürüldü.

    Yürüyüş sonrası yemekhane önünde bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Okunan basın açıklamasında, devletin bir sene önce Roboski’de gerçekleştirdiği katliamın cumhuriyet tarihi boyunca ezilen halklar üzerinde gerçekleştirilen katliamların devamı olduğu belirtildi. Açıklamada devletin her daim katliamdan yana tavır sergilediğinin vurgusuyla beraber medyanın da bu süreçlerde rolünün yani yaşanan vahşetin manipüle edilmesi ve görünmez kılınması işlemini devam ettirdiği söylendi.
    Basın açıklaması “Dersim’de, Zilan’da, Çorum’da, Maraş’ta adalet görmedik. Bu katliamcı eril zihniyet var oldukça Roboski için de gerçek bir adaletin gerçekleşeceğine inanmıyoruz. Gerçek Adaletin ancak ve ancak halkların mücadelesiyle sağlanacağını biliyoruz. Muktedilerden adalet dilenmiyoruz. Adalet için muktedilere karşı direnişimiz devam edecek. Ve söz veriyoruz; Roboski’yi Unutmadık, Unutturmayacağız! Unutursak Kalbimiz Kurusun!” sözleri arkasından “Katil devlet hesap verecek!” sloganıyla sona erdirildi.

    Müslüman Kardeşler’in Yeni Devleti: Filistin

    Müslüman Kardeşler’in Yeni Devleti: Filistin

    Yetmiş senedir Filistin halkının sesine kulaklarını tıkayanlar, onu yok sayanlar, şimdi de Filistin’i devletli siyasetin içine sokarak elini kolunu bağlamaya çalışıyor. 29 Kasım 2012’deki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndan sonra Filistinliler, kazandıkları statüyü dünyanın her yerinde kutladılar. Sadece Filistinliler değil, kazanılan bu statü Mısır, Türkiye, Katar gibi Müslüman Kardeş devletler tarafından da çok olumlu karşılandı. Hamas […]