AYNANIN KARANLIGINDAN YANSIYAN ARKANGEL

Black Mirror her bölümünde senaristi, yönetmeni ve oyuncuları farklı olan, bugüne kadar 4 sezonu yayınlanmış distopik bir kurgu dizisi. Distopik deyince aklımıza uzak bir gelecek ya da bugünküyle arasında uçurumlar olan bir yaşam gelmesin. Belki yarın, belki yarından da yakında başımıza gelecek, belki de gelmiş ama farkında olmadığımız hikayeler… Teknoloji çağında bireylerin ve toplumun nasıl kontrol altına alındığından denetimin masum görünürken bile nasıl korkunç olaylara sebep olabileceğine kadar bir çok meseleye değinen diziyi hala izlemeyenler için 4. sezonun Arkangel isimli 2. bölümünden bahsedeceğim. Göbek BağIndan Kontrol Mekanİzmasına… Marie’nin Sara’yı doğurması ve onları birbirine bağlayan göbek bağının kesilmesiyle başlar dizinin bu bölümü. Sahne değişir. Sara 3 yaşına gelmiş ve annesiyle parka gitmiştir bir gün. Oynarken kaybolur, annesi komşularıyla birlikte saatlerce arar onu. Parktaki bir kedinin peşinden gitmiştir Sara, yolun aşağısındaki tren raylarına düşmüş ve geri çıkamamıştır. Sonunda bir komşu bulur onu. “Çocuğunu kaybetme korkusu” sarmıştır Marie’yi, çareyi Arkangel isimli şirketin piyasaya henüz sürmediği ücretsiz deneme ürününde bulur. Marie’ye güven duygusu veren bu ürün iki parçadan oluşur. Birinci parça Sara’nın kafasına enjekte edilen “implant”, ikinci parça Marie’ye verilen (tablete benzeyen) “ebeveyn ünitesi”dir. Marie bu ürün sayesinde Sara’nın konumunu görebilir, kaybolursa kızının konumunu tek tuşla polise gönderebilir. Kızının kalp ritmi, demir değerleri gibi yaşam bulgularını takip edebilir. Bir de “optik yayın” özelliği vardır bu ürünün; Marie artık Sara’nın gördüğü her şeyi tabletten izleyebilecektir. Optik yayında bir filtre ile kızının gördüklerinin içeriğini sınırlayabilir, kontrol edebilir. Sara onu strese sokarak kortizol seviyesini yükseltecek bir şey gördüğünde, onu tetikleyen şeyi flulaştırabilir. Marie ile Sara’nın arasında yapay ve korkunç bir göbek bağı olmuştur Arkangel. Sara’nın 3 yaşındayken gizlice yemeye çalıştığı kurabiyelerin sayısına müdahale etmektedir Marie, bu kontrol herkese masum görünür, zaman geçtikçe anlaşılır korkunçluğu… Sara 7 yaşına geldiğinde arkadaşları onun çipli bir ucube olduğunu düşünmektedir çünkü hiç kan, kavga, şiddet görmemiştir. Çipinin uygunsuz bulduğu konuşmaları bile duyamadığı için konuşulanları anlamamaktadır bazen. Bu durumdan sıkılan Sara kan görebilmek için kalemini parmağına batırır. Buğulu kırmızı bir şey vardır parmağında ama kanı yine göremez. Kalemi daha sert batırmaya başlar. Olanları tabletin verdiği tehlike sinyaliyle fark eden Marie Sara’nın odasına koşarak onu durdurur. Sonraki sahnede Marie bir psikologladır; Arkangel’in deneme ürününün piyasa sürülmediğini, Avrupa’nın birçok ülkesinde yasaklandığını öğrenir. Sara’nın kafasındaki implantın çıkarılamayacağını ama Marie’nin ebeveyn ünitesini kapatarak bu kontrol mekanizmasından kurtulması gerektiğini anlar. Çünkü bu ürün Sara’yı delirtmek üzeredir. Kızı için endişelenen Marie psikoloğu dinler, ebeveyn ünitesini kapatır. Yıllar geçer… Sara 15 yaşına gelmiştir. Bir gece arkadaşıyla film izleyeceği için eve 22.30’da döneceğini söyler ama dönmez. Annesi ona ulaşamayınca arkadaşlarını arar. Kimse Sara’nın yerini bilmemektedir, yalan söylediği de ortaya çıkar. Endişelenen Marie çatı katındaki kolilerden birinde ebeveyn ünitesini bulur ve o geceden sonra kızının gördüklerini gizlice izlemeye başlar. Türlü olaylardan sonra Sara bu durumu fark eder. Marie kızını kontrol etmekten, Sara annesi tarafından kontrol edilmekten delirmenin eşiğine gelmiştir. Ebeveyn ünitesini annesinin elinden alır Sara ve defalarca onun kafasına vurur. Marie çığlık çığlığadır, kanlar içinde yere yığılır ama Sara çığlıkları duymaz, kanı görmez; çünkü filtreyi açmış, uygunsuz içeriği engellemiştir… *** Başta dedim ya, distopya deyince aklımıza uzak bir gelecek ya da bugünküyle arasında uçurumlar olan bir yaşam gelmesin. İzlediğimiz filmden oynadığımız oyuna kadar her şeyimize karışan, nereye gittiğimizden emin olmak için bizi görüntülü arayan, evinde kaldığımız arkadaşımızın ailesini arayarak orada olduğumuzu teyit etmeye çalışan ailelerimiz Arkangel’e sahip olmak, her anımızı denetlemek istemez miydi? Black Mirror “kara ayna” demek. Belki de karartılan yaşamlarımıza ayna tuttuğu için bu isme sahiptir, ne dersin?

 

    Benzer yazılar: