Berkin Burada!

 bb

Henüz 14 yaşındaydı vurulduğunda. 16 Haziran sabahı, Okmeydanı’ndaki evinden ekmek almak için çıktığında, bir polisin hedef gözeterek attığı gaz kapsülüyle vurulduğu yerde düşüp kaldı Berkin.

Aynı günlerde Taksim’de, Kızılay’da, Gündoğdu Meydanı’nda ve coğrafyanın dört biryanında yaşamları için sokaklara çıkanlara gazıyla, suyuyla, mermisiyle saldıran devlet,16 Haziran sabahı da Berkin’i hedef almıştı. Devletin polisinin attığı kapsülle kafatası çatladı Berkin’in, beyin kanaması geçiriyor denildi. Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldığında, Berkin’in şuuru kapalıydı, ameliyata alındı.

Ekmek almak için çıktığı evine Berkin değil, onun polis tarafından vurulduğunun haberi gitti. Bir Pazar sabahı kahvaltısı için sofrada toplanan annesi, babası, kardeşleri Berkin’i o sofrada ekmeği paylaşırken değil, bir hastanenin yoğun bakım ünitesinde direnirken buldu.

Berkin o gün kapanıp kaldığı yoğun bakımda sayısız saatler geçirdi; o sayısız saatlerde bekledi ailesi, dostları, sevenleri hastane kapısında. Defalarca ameliyata alındı, operasyonlar geçirdi… Günler haftaları devirdi, haftalar ayları. Mevsimler döndü, Berkin direnmeye devam etti.

Ne ailesi vazgeçti ondan, ne hastanenin kapısında bekleyenler ümidini yitirdi, ne de Berkin direnerek yaşamaktan vazgeçti. Geçen her saate, her güne, haftalara, aylara rağmen Berkin’in süren inadı, yaşama olan inancı herkese umut oldu. Onu hedef alarak vuranlar korunsa da, görmezden gelinse de Berkin o yattığı uykuda inatla direndi. Herkes ümidini yitirmeye başlarken, onun inadı herkese umut oldu, Berkin “umudun çocuğu” oldu.

7 Mart akşamı epilepsi krizi geçirdiğinde,8 Mart günü kalbi durduğunda, 15 yaşındayken bedeni 16 kilo kaldığında, onunla beraber direnenlerin kalbi Berkin için atmaya başladı. Dört bir yandan Berkin’in yaşama tutunması için direnenlerin sesleri yükseldi; diren Berkin, dayan… Arkadaşları okula gitmedi, onun sesine ses katmak, birlikte direnmek için hastanenin kapısında nöbet tuttu.  Yaşıtları her yerden seslendi kardeşlerine, uyan kardeşim, diren diye…

15. yaşına bir hastanenin yoğum bakım ünitesinde, ölüme direnerek giren Berkin’in mücadelesi, 269. gününde son buldu. Berkin tam269 gün boyunca onu vuranlara, ondan önce başka kardeşlerini vuranlara, özgürlük için direnenleri katledenlere inat direndi. Ama 11Mart sabahı Berkin bir daha uyanamayacağı o derin uykuya daldı, Berkin’in o kocaman kalbi11 Mart sabahı sustu.

Günlerce Berkin’den haber vermeyen doktorlara, hastane önünde nöbet tutanlara saldıran polislere, Berkin’i katledenlere öfkeyle doldu sokaklar. Onun susan kalbi, milyonların yüreğinde bir çığlık oldu, “15’inde bir fidan, Berkin Elvan” sloganıyla inleyen sokaklar oldu.

Onun ölümü, Ceylan’ı, Uğur’u, Enes’i, Orhan’ı, Behzat’ı … yeniden anımsattı; sokaklar öldürülen kardeşlerimizin öfkesiyle alev alev yandı. Coğrafyanın dört bir yanında, milyonlar sokaklara çıktı Berkin için; milyonlar devlet eliyle katledilen Berkin’in ve tüm kardeşimizin hesabını sormak için tek yürek oldu.

Berkin 12 Mart günü Okmeydanı Cemevi’nden Feriköy Mezarlığı’na götürülürken herkesin yüreği onun için attı, milyonlar Okmeydanı’ndan Şişli’ye “Berkin Elvan Ölümsüzdür” sloganlarıyla haykırdı. Berkin tabutu geçerken kalabalığın arasından, tek ses oldu: Hesabını soracağız!

Katillere olan öfkeyle kardeşimizi defnettikten sonra, Berkin’i vuranlar bu kez onun için tek ses olanlara saldırdı. Milyonlarca insanın üzerine gaz bombalarıyla, plastik mermilerle, tazyikli sularla saldıranlar aynıydı. Berkin’i katlettikleri yetmezmiş gibi, onun cenazesinde de yine katletmek için saldırdılar.

Berkin’in ardından eli kanlı iktidar katledilen kardeşimiz için “elinde sapan, yüzünde poşu var” dedi. Onu vuran polisi “kaç yaşında olduğunu nerden ayıracak” diye korudu. 15 yaşındayken katlettikleri kardeşimizin hesabını veremeyenler, tıpkı önceden katlettikleri kardeşlerimiz gibi Berkin’i de terörist ilan etti.

Evet, devlet katletmek için sebep aramaz. Ekmek almaya gitse de, özgürlüğü için dirense de, yaşamı için mücadele etse de katlettiklerinin ardından cinayetini meşrulaştırmak için elinden geleni ardına koymaz. Ama devlet şunu da unutmaz; katledilen her kardeşimizin ardından yeniden öfkeyle dolar sokaklar. “Devlet dersinde öldürülmüş” hiçbir kardeşimiz silinmez hafızalarımızdan.

Bundan yıllar önce Dersim’de, Hakkâri’de, Amed’de, Roboski’de katledilen kardeşlerimizi unutmayacağımız gibi Berkin’i de unutmayacağız. Onların katili gibi, Berkin’i katledenlerden de hesabı soracağız! Devlet kardeşlerimizi sokak ortasında vuruyorken susmayacağız! Belki bir gün aynı sofrada aynı yemeği paylaşabileceğimiz, aynı şeylere gülebileceğimiz, omuz omuza mücadele edeceğimiz kardeşlerimizi katledenleri affetmeyeceğiz.

Onları katledenleri, katili görmezden gelenleri, 15 yaşındaki bir bedeni ölüme mahkûm edenleri unutmayacağız, affetmeyeceğiz!

Çünkü Berkin biziz, Berkin burada!

Yazan : Abdulmelik Y – Sayı:2

 

    Benzer yazılar: