Bilgiye Değil Eğitime Hayır!

zapatista_autonomous_schools

Eğitim, öğreten ve öğrenen iliş­kisinde, öğretenin yani bilgiyi bilenin, öğrenen yani bilgiyi bilmeyenin üzerindeki otoritesidir. Öğretenin bil­giyi elinde bulundurmasıyla oluşan bu otoriter ilişki, yaşamın diğer parçala­rında da öğretenin öğrenen üzerindeki otoritesini olağanlaştırır. Bunun sis­temli şekilde işlemesi eğitim sistemi­dir. Böylelikle iktidarlar bilgiyi otorite aracı olarak kullanıp, kendi düzeninin devamlılığını sağlayacak en iyi toplumu yaratmak ister. Daha küçücük yaş­larda haftanın 5 günü, günün 6 saa­ti gönderildiğimiz okullarda eğitilmeye başlayan bizler; davranışlarımızdan dü­şüncelerimize kadar bizim için biçilmiş olanı içselleştirmek zorunda bırakılırız. Dilimiz, kimliğimiz, sevdiğimiz, sevme­diğimiz, güzel dediğimiz, çirkin dediği­miz kısacası yaşamsal tüm gereksi­nimlerimiz ve eğilimlerimiz bu sistemin standartlarına göre bizlerin tamamen dışında belirlenir. Küçücük yaşımızda daha çoğu şeyi anlamlandıramayan bizler için bu belirlenim sürecinin ken­disi olanları, olayları sorgulamamamızı, gerçeklerden ise uzaklaşmamızı sağ­lar. Böylelikle yaşamımızın sonuna ka­dar bizim için belirlenmiş olanı yaşarız.

İstediklerimizi de yaşayamadan ölü­rüz. Yaşamımızı biçimlendiren bu be­lirlenimler iktidar değiştikçe farklılık göstermekte, fakat iktidar var olduğu müddetçe ortadan kalkmamaktadır. Çünkü bu belirlenimler her koşulda ik­tidara hizmet etmekte, iktidar için in­san üretmektedir. Zaten bu koşullarda eğitim iktidarlar için vazgeçilmez bir araçtır. Kölece üretip, “özgürce” tü­ketecek, öldürecek, ölecek itaatkar bi­reyleri yaratmanın en iyi yoludur.

Eğitime karşı olmak ve bilgiye karşı olmak arasına bir fark koymalıyız. İkti­darların itaatkar bireyler yetiştirmesi­nin aracı eğitime karşı koymak gerekli­dir. Fakat eğitime karşı koymak, bilgiye karşı koymak değildir. Bilginin paylaşma ve dayanışma ile aktarılması ve akta­rım sürecini öğreten ve öğrenin birlik­te belirlemesi bilginin otorite aracına dönüşmesini engeller. Böylelikle otori­te aracına dönüşmeyen bilgi, öğreten ve öğrenenin karşılıklı paylaşımında getirilen farklı yorumlarla yeniden dö­nüşüm yaşar. Böylesi bir paylaşma ve dayanışma ise sadece iktidarsız ilişki biçimi içerisinde mümkün olabilecektir. Ancak böylesi bir yöntemle bilgi, ikti­darın ellerinden kurtarılıp toplumdaki tüm bireylerin erişimine açılabilir.

Bilgi iktidarsızlaştıkça özgürleşe­cektir. Özgürleşen bilginin yaşamsal sorunların aşılmasında bir araç olarak önemi kaçınılmazdır. Birinden bir baş­kasına aktarılarak büyüyen ve genişle­yen bilgi bireyler arasında bir iktidar ilişkisi yaratmaz. Aksine, bilgi üzerin­den oluşacak iktidarın da önüne geçer. Bilginin, iktidarın özel mülkü haline gel­mesinden bu şekilde kurtarılabilir.

İktidar ise bilgiyi birey ve toplum üzerinde bir otorite aracına dönüş­türür. İktidar bilgiyi kontrolünde tuta­rak erişimini kısıtlar. Bilgiye erişimin yöntemi iktidara olan entegrasyonla mümkündür. İşte bu eğitim sisteminin kendisidir. Bilgiyi ayrıştırarak parça­lar ve her parçanın bir başkasıyla olan ilişkisini denetler. Böylece herhangi bir birey topluma yararlı bir bilginin ancak ve ancak bir parçasına erişebileceğin­den etkisiz olacaktır. Bu yöntemle bil­ginin kullanımında iktidar kendi varlığını olağanlaştırır. Bilginin sadece bir kıs­mına erişebilecek birey, bu bilgi siste­minin daha iyi işlemesinde ve bilgi ara­cılığıyla oluşacak iktidar kurumlarının ortaya çıkmasında bir araçtan başka bir şey değildir.

Eğitim, bilginin iktidar aracılığıyla kontrol edilmesi, bireylerin bu bilgiyi elinde bulunduran iktidar tarafından itaatkar bireylere dönüştürülmesi ve bu döngünün sürdürülmesi için oluş­turulmuş bir sistemdir. Bilginin öz­gürce paylaşıldığı, yaşamın bilgisinin iktidarların oluşmasına fırsat vermedi­ği, itaatkar ve tüketim sisteminin bir parçası haline getirilen değil; özgürce düşünen ve asıl önemlisi düşündüğünü eyleyebilen bireyler eğitim aracılığıyla değil, özgür bilgi paylaşımıyla gerçek­leşebilir. Devletlerin ve kapitalistlerin kontrolünde olan eğitim sistemindeki sorunun, aynı zamanda yöntem soru­nu da olduğu ve bu yöntemde olduğu sürece de iktidarlara hizmet edece­ği bilinmelidir. Özgür bir toplum için, anarşist bir toplum için devletin ve kapitalizmin kontrolünde olmayan ama aynı zamanda eğitimin tahakküm ilişki­si bulunmayan bilgi paylaşımının, birey­lerin iradesiyle ve karşılıklı paylaşma ve dayanışma ilkeleriyle düzenlenmiş yeni bir formunun oluşturulması için mücadele etmeliyiz.

Yazan: İlyada E

 

    Benzer yazılar: