Eğitim, öğreten ve öğrenen ilişkisinde, öğretenin yani bilgiyi bilenin, öğrenen yani bilgiyi bilmeyenin üzerindeki otoritesidir. Öğretenin bilgiyi elinde bulundurmasıyla oluşan bu otoriter ilişki, yaşamın diğer parçalarında da öğretenin öğrenen üzerindeki otoritesini olağanlaştırır. Bunun sistemli şekilde işlemesi eğitim sistemidir. Böylelikle iktidarlar bilgiyi otorite aracı olarak kullanıp, kendi düzeninin devamlılığını sağlayacak en iyi toplumu yaratmak ister. Daha küçücük yaşlarda haftanın 5 günü, günün 6 saati gönderildiğimiz okullarda eğitilmeye başlayan bizler; davranışlarımızdan düşüncelerimize kadar bizim için biçilmiş olanı içselleştirmek zorunda bırakılırız. Dilimiz, kimliğimiz, sevdiğimiz, sevmediğimiz, güzel dediğimiz, çirkin dediğimiz kısacası yaşamsal tüm gereksinimlerimiz ve eğilimlerimiz bu sistemin standartlarına göre bizlerin tamamen dışında belirlenir. Küçücük yaşımızda daha çoğu şeyi anlamlandıramayan bizler için bu belirlenim sürecinin kendisi olanları, olayları sorgulamamamızı, gerçeklerden ise uzaklaşmamızı sağlar. Böylelikle yaşamımızın sonuna kadar bizim için belirlenmiş olanı yaşarız.
İstediklerimizi de yaşayamadan ölürüz. Yaşamımızı biçimlendiren bu belirlenimler iktidar değiştikçe farklılık göstermekte, fakat iktidar var olduğu müddetçe ortadan kalkmamaktadır. Çünkü bu belirlenimler her koşulda iktidara hizmet etmekte, iktidar için insan üretmektedir. Zaten bu koşullarda eğitim iktidarlar için vazgeçilmez bir araçtır. Kölece üretip, “özgürce” tüketecek, öldürecek, ölecek itaatkar bireyleri yaratmanın en iyi yoludur.
Eğitime karşı olmak ve bilgiye karşı olmak arasına bir fark koymalıyız. İktidarların itaatkar bireyler yetiştirmesinin aracı eğitime karşı koymak gereklidir. Fakat eğitime karşı koymak, bilgiye karşı koymak değildir. Bilginin paylaşma ve dayanışma ile aktarılması ve aktarım sürecini öğreten ve öğrenin birlikte belirlemesi bilginin otorite aracına dönüşmesini engeller. Böylelikle otorite aracına dönüşmeyen bilgi, öğreten ve öğrenenin karşılıklı paylaşımında getirilen farklı yorumlarla yeniden dönüşüm yaşar. Böylesi bir paylaşma ve dayanışma ise sadece iktidarsız ilişki biçimi içerisinde mümkün olabilecektir. Ancak böylesi bir yöntemle bilgi, iktidarın ellerinden kurtarılıp toplumdaki tüm bireylerin erişimine açılabilir.
Bilgi iktidarsızlaştıkça özgürleşecektir. Özgürleşen bilginin yaşamsal sorunların aşılmasında bir araç olarak önemi kaçınılmazdır. Birinden bir başkasına aktarılarak büyüyen ve genişleyen bilgi bireyler arasında bir iktidar ilişkisi yaratmaz. Aksine, bilgi üzerinden oluşacak iktidarın da önüne geçer. Bilginin, iktidarın özel mülkü haline gelmesinden bu şekilde kurtarılabilir.
İktidar ise bilgiyi birey ve toplum üzerinde bir otorite aracına dönüştürür. İktidar bilgiyi kontrolünde tutarak erişimini kısıtlar. Bilgiye erişimin yöntemi iktidara olan entegrasyonla mümkündür. İşte bu eğitim sisteminin kendisidir. Bilgiyi ayrıştırarak parçalar ve her parçanın bir başkasıyla olan ilişkisini denetler. Böylece herhangi bir birey topluma yararlı bir bilginin ancak ve ancak bir parçasına erişebileceğinden etkisiz olacaktır. Bu yöntemle bilginin kullanımında iktidar kendi varlığını olağanlaştırır. Bilginin sadece bir kısmına erişebilecek birey, bu bilgi sisteminin daha iyi işlemesinde ve bilgi aracılığıyla oluşacak iktidar kurumlarının ortaya çıkmasında bir araçtan başka bir şey değildir.
Eğitim, bilginin iktidar aracılığıyla kontrol edilmesi, bireylerin bu bilgiyi elinde bulunduran iktidar tarafından itaatkar bireylere dönüştürülmesi ve bu döngünün sürdürülmesi için oluşturulmuş bir sistemdir. Bilginin özgürce paylaşıldığı, yaşamın bilgisinin iktidarların oluşmasına fırsat vermediği, itaatkar ve tüketim sisteminin bir parçası haline getirilen değil; özgürce düşünen ve asıl önemlisi düşündüğünü eyleyebilen bireyler eğitim aracılığıyla değil, özgür bilgi paylaşımıyla gerçekleşebilir. Devletlerin ve kapitalistlerin kontrolünde olan eğitim sistemindeki sorunun, aynı zamanda yöntem sorunu da olduğu ve bu yöntemde olduğu sürece de iktidarlara hizmet edeceği bilinmelidir. Özgür bir toplum için, anarşist bir toplum için devletin ve kapitalizmin kontrolünde olmayan ama aynı zamanda eğitimin tahakküm ilişkisi bulunmayan bilgi paylaşımının, bireylerin iradesiyle ve karşılıklı paylaşma ve dayanışma ilkeleriyle düzenlenmiş yeni bir formunun oluşturulması için mücadele etmeliyiz.