“Uyan!” “Moronkul uyku yeri değildir!” “Kalk çabuk!” Moron, tepesinde bekleyen ve çığlık atarmışcasına bağıran eğicinin sesiyle uyandı. Dersi pür dikkat dinlemesi gerekirken üçüncü kez uyuyakalmıştı moron. Bunu iki defa daha tekrarlarsa gözünü açık tutması için ceza olarak göz kapağı bantları takması gerekecekti. Sürekli uyuyakalan moronlara bu acı verici cezayı vermeye başlamıştı bu yıl değişen sistemle Moronkul idaresi. Muhteşem bir çözüm, derslerde uyumaya son! Daha geçen sene, derste birden fazla kez ayağa kalkan moronlar için yeni bir ceza gelmişti. Ders boyunca kenefe gitme, başka sıraya geçme, camdan bakma gibi sebeplerle ayağa kalkan her moron önce uyarılıyor, bunu tekrarlarsa özel bir düzenekle bir hafta boyunca bütün derslerde kemerlerle sırasına sabitleniyor, neredeyse kıpırdayamıyordu. Sıkılmıştı moron. Bahçedeki ağaçların sadece en uç yapraklarının görüneceği biçimde tasarlanmış olan pencereden bakıp hayal kurarken bile tedirgindi, çünkü eğici tarafından tahtadan başka bir yere bakarken yakalanırsa “vay haline”ydi! Hemen gözünü tahtaya ve eğiciye çevirdi. Birkaç dakika sonra yine sıkıldı. Bütün moronlar eğiciyi pür dikkat dinlerken onun gözü arka sırada “sıraya sabitlenme” cezası alan morona takıldı, acı çekiyordu arkadaşı. Offf, daha 10 sene vardı moronkulun bitmesine… Kenefüs zili çaldı. Şu 3 dakikalık kenefüsler de olmasa hiç çekilmezdi moronkul. Tam evden getirdiği ekmeğini yiyecekken kenefüsün bitiş zili çaldı, öğle kenefüsüne kadar bekleyecekti mecbur. Eğici hemen geldi sınıfa, önemli bir gelişme vardı ki arkasından baş eğici de geldi. Yeni cezaları duyurmak için gelmişti muhtemelen. Konuşmaya başladı: “Pazartesi günleri gerçekleştirilen Moronya Marşı törenlerine katılım her hafta azalıyor, Moronkul idaresi olarak fark ettik ki siz moronlar laftan anlayacak değilsiniz. Artık törene gelmeyen veya geç kalan her moron katı yaptırımlarla karşılaşacak. Her Moronya vatandaşının görevidir törenlere katılmak. Katılmayanların Moronya’ya olan sevgisinden şüphe edeceğiz ve bu moronlar hakkında Moronya kolluk kuvvetleri tarafından işlem başlatılacak. Moronya zindanlarına kadar gidebilecek sürecin ilk adımı bu, herkes kurallara uyacak.” Baş eğici sınıftan çıktı, moronlardan çıt çıkmıyordu. Şimdiye kadarki en sert ceza açıklanmıştı. Daha nereye kadar gidecekti bu böyle, her geçen gün daha sert cezalar geliyordu. Kendisini bekleyen 10 yıllık moronkul süreci kimbilir nasıl geçecektir moronun, daha nelere katlanmak zorunda kalacak, neleri sineye çekecektir? Ama çekmek zorundadır, Moronkul’u bitirenlere özgürlük vaat edilmiştir. Zil çalar, Moronkul o günlük sona ermiştir. Moron sınıftan çıkarken gözüne tahtanın üzerinde asılı olan Moronlara Hitabe takılır, son satırları yüksek sesle okur nedenini bilmeden: “Ve şüphesiz, Moronya halkının özgürleşmesinin tek yolu moronkullardan geçmektedir. Moronkul özgürleştirir!” Oksimoron, birbiriyle çelişen ya da tamamen zıt iki kavramın bir arada kullanılması ve bu şekilde oluşturulmuş ifadedir. Bu bir oksimoron hikayesidir çünkü okul ve özgürlük tamamen zıttır. Şayet bu gerçek dışı bir hikaye olsaydı, bir süper kahraman belirirdi sonda ve moronlar kurtulurdu. Ancak bu hikaye gerçeğe çok yakındır. Gerçek yaşamda eğer özgürlüğü -gerçek anlamıyla özgürlüğü- düşlüyorsak ve bu sistemin saçmalık olduğunu düşünüyorsak oturup bir süper kahraman bekleyemeyiz. Düşlediğimizi eylemenin sırrı mücadeleden geçiyor. Sen, ben yani biz olmaktan, örgütlenmekten. Bizler özgürlüğümüz için, bu saçmalıklar sisteminden kurtulmak için bir süper kahraman beklemeyi bırakanlarız. Çünkü o süper kahramanın asla gelmeyeceğinin farkındayız. Sen de farkına var: OKUL KÖLELEŞTİRİR! *“Moron”un İQ’su 51 ile 70 olan kişilere verilen isim olduğunu biliyoruz. Gündelik yaşamda “donuk gerizekalı” gibi hakaret, aşağılama ibaresi olarak kullanılıyor. Biz bu kelimeyi kullanarak kimseyi aşağılamayı amaçlamadık. Çünkü IQ seviyesi bizim için bir ölçü olamaz, IQ seviyesinin düşüklüğü de bir aşağılama sebebi olamaz. Hepimizin birer moron olduğunu söyleyerek hem bizi hem de moronları aşağılayan sisteme tepkimizdir.