“Öğretmen beni, ben fakirim diye başkan seçmedi. Evet, bakın botum hala delik. Havvanur’un babası ona yeni bot alabiliyor ama benim babam alamıyor. Çünkü benim babam inşaat işçisi. Daha önce 5. kattan düştü ama ölmedi. Kaç kere parmağını kesti.”
Bu sözleri söyleyen Gizem’i hepimiz hatırlarız. 11 yaşındaki başkan yardımcısı, isyan edercesine ağlayarak anlatmıştı yaşadıklarını. Ana haber bültenlerinde, video paylaşım sitlerinde dolaşan görüntüleri hepimiz biraz acıyarak, biraz gülümseyerek izlemiştik.
Aradan zaman geçti, yine televizyonlarda gördük Gizem’i, haberini gazetelerden okuduk. Ama bu sefer gülümsemedi yüzümüz. Gözlerimiz dolu dolu oldu. Bursa-Osmangazi’deki evinde, girdiği banyodaki şofbenden çıkan gaz nedeniyle zehirlenmişti yaşadıklarını ağlayarak anlatan o kız çocuğu. Gizem önce Osmangazi Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Burada yapılan müdahale yeterli olmadığı için Bursa Devlet Hastanesi’ne sevk edildi.
Fakat Gizem, yeterli olmayan tıbbi müdahaleler sonucunda yaşamını yitirdi. Gizem çok erken ayrılırken aramızdan, ağlayarak anlattığı delik botu hepimizin hafızalarına kazındı.
(Ağlayarak) “Anlayamazsınız, çok istiyordum. Motorun suyu köpürtmesi çok güzel.” Bu sözleri söyleyen 13 yaşındaki Kaan’ı da muhtemelen hatırlıyorsunuzdur. Ailesi, rüyalarını süsleyen 100 bin dolarlık (298 bin TL) bir bot almıştı ona. Ana haberlere çıkmış, hüngür hüngür ağlayarak “Anlayamazsınız” diye rüyalarının nasıl gerçek olduğunu anlatmıştı.
Evet, anlayamadık Kaan, anlayamayız. 100 bin dolarlık botunun mutluluğunu anlayamayız. Çünkü biz Gizem’in delik botunu unutamadık. 100 bin dolarlık botunun arkasında suyun köpürmesi izlerken, sen de anlayamayacaksın. Gizem’i, kardeşini, annesini, babasını, arkadaşlarını anlayamayacaksın.
Evet, bu iki bot hikâyesinin biri bizi, diğeri Kaan’ı ağlatıyor.