“Moda”mız: Anarşist Mod

saaa

Podyumlarda salınan “seksi” kadınlar ve kaslı erkeklere giydirilen; anlamsız, günlük hayatta kullanmanın neredeyse imkansız olduğu, manasız kıyafetleri kastetmiyorum modayla. Modadan kastım: A-MOD. Anarşist Mod.

Yüzyıllardır insanlar moda uğruna neler çekmiş… Bir zamanlar beli ince göstermek için giyilen dar korseler, kalçayı büyük göstermek için giyilen demir kafesli etekler, ayağın küçüğünün makbul olduğu Uzak Doğu’da çocukluktan itibaren giyilen dar kalıplı ayakkabılar… Günümüzde de, moda adı altında işkence sürüyor. Uzun görünmek için giyilen topuklu ayakkabılar, zayıf görünmek için giyilen, nefes almayı zorlaştıran dar kıyafetler…

Moda dediysem kastettiğim elbette bunlar değil. Bu yazıda, isyan ve direniş an ve alanlarını kolaylaştıracak modamızdan bahsedeceğim.

Hepimizin bildiği gibi, eylem anında yüzümüzü kapamaya ihtiyaç duyabiliriz. Polis saldırdığında yüzümüze bağlayacağımız talcidli bir bez, hem gazın etkisini azaltır, hem de kameraların çektiği mükemmel pozlarımızdan deşifre edilmemizi engeller. 31 Mayıs’la başlayan Taksim Direnişi’nde kullandığımız bezler, genelde ince, kaygan olmayan şallar ve puşilerken; kışın gelmesiyle birlikte daha kalın bezlere, atkılara yönelmeyi tavsiye edebilirim.

Yine aynı zamanlarda sık kullandığımız baret, inşaat eldiveni ve gaz maskeleri; hala geçerliliğini koruyor. İnşaat eldivenleriyle elimizi yakmadan gaz bombalarını polise geri atabilir, maskeyle gazın zararlı etkilerinden korunabilir, baretle kafamızın gözümüzün yarılmasını engelleyebiliriz. Ayrıca baret yerine kalın yün bir bere kullanabilmemiz de, kış aylarının direnişçilere getirdiği hediyelerden biri. Bere hem sıcak tutar, hem kalın olduğundan darbelerin etkisini azaltır, hem de baret gibi dikkat çekici bir aksesuar olmadığından “Beni gözaltına al, illa al, valla al!” diye bağırmaz.

Çift kat tişört taktiği de, havaların soğumasıyla yerini çift taraflı monta bırakıyor. Eylem alanında siyah tişörtümüzle durur; alandan ayrılmamız gerektiğinde bir apartman girişinde üstteki siyah tişörtü çıkarır, içimizdeki rengârenk tişörtle -hiçbir şey olmamış gibi- yürür giderdik. Balkanlardan gelen soğuk hava dalgalarının gitmek bilmediği kış aylarında, aynı işlemi çift taraflı montu çıkarıp tersini giyerek uygulayabiliriz.

Bizzat deneyimlediğim bir taktik daha var, erkeklerin pek işine yaramayacak olsa da, uzun etek. Evden çıkarken, evdekiler eyleme gittiğimi anlayıp önüme set kurmasın diye, pantolonun üzerine giydiğim, ayak bileğime kadar uzanan eteği eylem öncesi müsait bir yerde çıkartmıştım. Polisin saldırısı ve saatler süren savunmamızdan sonra, geri çekilerek eylemi sonlandırmaya karar verdiğimizde eteği geri giyerek, gözaltı yapmak için bekleyen bir grup sivilin arasından rahatça geçmiştik.

Son bir tavsiyem olacak. Yüreğimizdeki isyan ateşini, ne ateşe verdiğimiz barikatta unutalım, ne de bu ateşin TOMA’dan sıkılan suyla sönmesine izin verelim. Her adaletsizlikle, her baskıyla, bazen de katliamla harlanan bu ateş; efendilerin sonu olacak. Hep yüreğimizde taşıyalım, her fırsatta kullanalım.

Dolayısıyla;

Taksim direnişiyle ilgili dövme yaptırmak OUT.

Barikat kuracağımız her alanda, taş atabileceğimiz her anda; yeni direnişler, isyanlar yaratmak İN.

Yazan: Doğan M

 

    Benzer yazılar: