Okul içinde dolaşan öğretmen edalı, kendini bir şey sanan veliler… Hani gördükleri her yerde, her şeye salça olan; kılığından kıyafetine her şeyini uyaran, tüm öğrencilerin antipatisini toplayan velilerin oluşumu. Bu oluşum öyle bir şey ki; bir baltaya sap olamamış veliler, sanki “Evde oturacağıma okulda otururum, daha iyi.” demiş ve gelmişler gibi. “Arada öğrencilere bulaşır, eğleniriz.” diye düşünmüş olsalar gerek; artık bizlere bulaşmaları, bizi kendilerinden illet eder bir hale getirmiştir.
Bir de odalarından gelen pasta, çörek kokuları… Sanki kantin üst kata değil de, okul aile birliğinin içine kurulmuş. Ellerinden gelse, hamuru oracıkta açıp kalorifer peteklerinin üstünde pişireceklermiş de, olmamış gibi.
İsim de koymuşlar: Okul Aile Birliği. Sanki “Birleşmiş Milletler Topluluğu.” Ben böyle kalifiyeli bir isim görmedim. Aslında bu kadar kalifiyeli isimleri olmasına şaşmamak lazım. Sonuçta MEB destekli ticari bir kurum. Yönetmelikte de amaçları; “okula maddi katkı sağlamak” olarak geçiyor. Eskiden bu katkıyı, “eğitime katkı payı” adıyla, para toplayarak sağlıyorlardı. Şimdiyse ismi değişti, “gönüllü bağış” anlayışı ortaya çıktı. Tüm veliler, eğitim aşkıyla yanıp tutuştuklarından; her yıl aynı miktarda bağış yapmaya devam ediyorlar sanmayın. Okulun veznesi haline gelmiş bu oluşum, “gönüllü bağışı” zorunlu kılıyor. Tüm veliler, GÖNÜLLÜ EŞİT bağış yapmak ZORUNDA. Cümle oldukça çelişkili, fakat durum tam olarak böyle.
Bu velilerin, okul idaresi ve öğretmenlerle de araları her zaman iyidir. Aynı zamanda, ispiyonlama konusunda da bir numaralar. Okuldan kaçarken görürlerse, sigara içerken görürlerse, kıyafetimiz düzgün değilse; idareye götürürler. Okuldaki ve disiplini sağlamaya çalışırlar.
Okul aile birliğinde bulunan velilerin çocuklarının da, okul içinde bir forsu olur. Kurallara uyan, örnek öğrencilerdir. Yüksek sözlü notları alırlar. Okul için çalışan ailelerin, çocuklarının da biraz avantajı olsun, değil mi ama?
Okul aile birliğinin asıl adı “Okul yalaka Birliği” olmalıymış. Çünkü, bizleri ezen öğretmen ve idarecilerle iş birliği yapıp, ceplerimizi boşaltıyorlar. Bu da yetmezmiş gibi; bizleri terbiye etmeye, kendi düşüncelerini empoze etmeye çalışıyorlar. Yalaka öğrencileri sevmediğimiz gibi, yalaka velileri de sevmiyor; onların çıkarlarına hizmet etmiyoruz.