Genel – Anarşist Kadınlar https://kadinlarsokakta.org KADINLAR SOKAKTA Sun, 19 Jul 2020 16:37:29 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.7.2 https://kadinlarsokakta.org/wp-content/uploads/2019/03/cropped-ethel-32x32.jpg Genel – Anarşist Kadınlar https://kadinlarsokakta.org 32 32 19 Temmuz 1936: İberya Anarşist Devrimi 84 Yaşında! https://kadinlarsokakta.org/2020/07/19/19-temmuz-1936-iberya-anarsist-devrimi-84-yasinda/ https://kadinlarsokakta.org/2020/07/19/19-temmuz-1936-iberya-anarsist-devrimi-84-yasinda/#respond Sun, 19 Jul 2020 16:31:27 +0000 http://kadinlarsokakta.org/?p=2991

İberya’nın Özgür Kadınlar Örgütü Mujeres Libres, o gün bugündür dünyadaki birçok kadın hareketine ilham kaynağı olmuştur. Kadınlar ne sadece işçidirler, ne sadece köylü, ne sadece eş, ne sadece anne, ne de sadece anarşist. Kadınlar biçimlendirilmiş bu toplumsal roller dışında, öncelikle kadındırlar. Sadece kadın oldukları için ezilmekte olduklarını fark ettiklerinde ise kendi kurtuluşlarını kendilerinin sağlayabileceklerini anlamışlardır. Onlar İberya’da kendi devrimlerinin peşinden yürümüşlerdir. Böylelikle İberya’da yaşanmış anarşist devrim, aynı zamanda kadınların kurtuluşuna varacak yeni bir hareketin başlangıcı, kadının özgürleşmesine adanmış bir mücadelenin hafızalarımıza kazınan adı olmuştur; Mujeres Libres.

Devrimin yıldönümünde, tarih boyunca mücadele etmiş bütün kadınları selamlıyoruz.

https://www.facebook.com/watch/?v=304589374072968

]]>
https://kadinlarsokakta.org/2020/07/19/19-temmuz-1936-iberya-anarsist-devrimi-84-yasinda/feed/ 0
”DEVLET BABA”NIN TACİZCİ OĞULLARI -Şeyma Çopur https://kadinlarsokakta.org/2020/07/08/devlet-babanin-tacizci-ogullari/ https://kadinlarsokakta.org/2020/07/08/devlet-babanin-tacizci-ogullari/#respond Wed, 08 Jul 2020 15:45:59 +0000 http://kadinlarsokakta.org/?p=2947 Bursa’da bir kadın aynı iş yerinde çalıştığı erkek tarafından sözlü ve fiziksel olarak taciz ediliyor. Üstelik bu erkek iş yerinin müdürü pozisyonunda. Yaşanan tacizin ardından kadın mahkemeye başvuruyor, olayın peşini bırakmıyor. Mahkeme, erkek müdürün eylemini “cinsel saldırı” olarak değerlendiriyor ve erkeğe ceza veriyor.

Hayır, hayır, tabi ki böyle olmuyor. Tacizci müdür de olayın peşini bırakmıyor. E öyle kolay mı serde erkeklik varken, serde müdürlük varken? “Yanlış anlaşıldım.” diyor, “Kızım gibi görüyorum.” diyor, şöyle böyle diyor ve dava yargıtaya taşınıyor.

Yargıtay dosyayı değerlendiriyor. Aslında tacizci müdür kadına “Fıstık gibisin, çok güzelsin.” demiş, demekle kalmamış, kadının kalçalarına dokunarak fiziksel olarak da tacizi sürdürmüşken yargıtay müdürün eylemini “babacan bir tavır” olarak yorumluyor. Son anda bir hakim, müdür ve çalışan arasındaki hiyerarşik ilişkiye dikkat çekerek eylemin cinsel saldırı olarak değerlendirilmesi gerektiğinde ısrar ediyor ve karara şerh koyuyor.

Bu şerhle yetinenlere göre adalet yerini buluyor. Ama bu şerhin de aklımızdaki bazı sorulara yanıt olamadığı ortada. En önemli soru “Ya şerh olmasaydı?” Eğer şerh konulmuş olmasaydı ne olacaktı bu dava? Tacizci erkek kendini ve tacizini aklamış olacaktı şüphesiz. Kadın türlü sıfatlarla damgalanacaktı o iş yerinde, tabi orada çalışmayı sürdürebilirse… Ve en kötüsü, ‘’adaletinden zeval olunmaz’’ devletin kararıyla tacize uğrayan bir kadın kendi yaşadıklarından, kendisinden bile şüphe edecekti belki de. Kadınlara saldıran her erkek için türlü ‘’babacanlık’’ aklamalarıyla cezai indirimlerin mevcut olduğu devletin adaletsizliğinde, kadınlar hakkında verilen her karar pamuk ipliğine, şansa ya da erkek adaletin bir hakiminin şerhine bağlı.

Bu seferki olayın gündemleşmesi sayesinde, bugün yargıtay bir açıklama yapmak zorunda kaldı. “Babacan tavır” kararının tanık ifadelerine göre verildiğini söyledi. Tanık, olay anında kadının herhangi bir rahatsızlık ifadesi olmadığını gördüğünü, gülüştüklerini duyduğunu söylemiş. Yargıtay da buradan yola çıkarak cinsel saldırı olmadığına kanaat getirmiş. Peki taciz edildiğini söyleyerek mahkemeye başvuran kadının beyanı?

Madem tanık ifadesi kanaati değiştiriyor, öyleyse tanıklıklarımızdan bahsedelim biz de. Yaşadığımız sistemde kadınlar giydikleriyle, tavırlarıyla, yaşam biçimleriyle her zaman damgalanmaya, yaftalanmaya, yargılanmaya açık bir konumda bulunuyor. Kadın yaşadıklarını topluma açıklamayagörsün, hemen “Sen de niye böyle yaptın? Kendin kaşındın…” diye başlıyorlar. Hal böyleyken çalıştığı iş yerinde kendisinden yaşça büyük ve hiyerarşik olarak yüksekte bulunan bir erkeğin zorbalığına, şiddetine, “belli belirsiz” tacizine uğrayan bir kadının “halinden memnun” göründüğünün söylenmesi ne anlama gelir? Kadın rahatsızlık duyduğunu ve bunu belirttiğini ifade ediyorken olayı dışarıdan gözleyen birisinin tanıklığıyla kanaat getirilmesi neye denk düşer? Cevap, sayısız örnekle karşımıza çıkan, erkek devletin erkek adaletinde, adalet dedikleri adaletsizliklerde.

Diğer yandan kadınların yaşamın her an ve alanında sayısız kere tacize uğradığını kim inkar edebilir? Ancak öyle olağanlaşmış ki taciz kimileri için… Bakışlarını kadının üzerinden ayırmayan erkek de, sokak ortasında laf atan erkek de tacizci sayılmıyor kimilerince. Sanki kötü niyet taşımayan bir refleksmiş gibi bahsediliyor bu eylemlerden. Her gün yaşanan bu tacizleri görüp de görmeyen, duyup da duymayanların olduğu, hatta artık bunun olağanlaştırıldığı bir sistemde, tacizci müdürün eylemi de “babacan”laştırılabiliyor bir çırpıda. Nice babacan tavırlar biliyoruz değil mi Ensar’daki gibi ya da kendi çocuklarına cinsel işkence yapanlar gibi? Devlet babanın da “babacan” şekilde affettiği, unutturmaya çalıştığı “babacan tavırlar” bunlar.

Uzun sözün kısası, devlet baba ve babacan tacizciler el ele verip tacizi, tecavüzü, şiddeti aklamaya çalışıyorlar. “İyi” niyetleriyle, “belli belirsiz” dokunuşlarıyla, sıfatlarının ya da yaşlarının arkasına saklanarak… Babalığınızı da babacanlığınızı da istemiyoruz!

]]>
https://kadinlarsokakta.org/2020/07/08/devlet-babanin-tacizci-ogullari/feed/ 0
Hayatımız Bizim Aileniz Sizin Olsun! https://kadinlarsokakta.org/2020/05/30/hayatimiz-bizim-aileniz-sizin-olsun/ https://kadinlarsokakta.org/2020/05/30/hayatimiz-bizim-aileniz-sizin-olsun/#respond Sat, 30 May 2020 15:26:07 +0000 http://kadinlarsokakta.org/?p=2953 Devletin “İnfaz Yasası” adı altında meşrulaştırmaya calıştığı yasaya karşı Kadınlar Birlikte Güçlü Platformu’nun çağrısıyla Kadıköy Rıhtım’da buluştuk.

]]>
https://kadinlarsokakta.org/2020/05/30/hayatimiz-bizim-aileniz-sizin-olsun/feed/ 0
Anarşist Kadınlar 8 Mart İstanbul’da Sokaklara Çağırıyor! https://kadinlarsokakta.org/2020/03/06/anarsist-kadinlar-8-mart-istanbulda-sokaklara-cagiriyor/ https://kadinlarsokakta.org/2020/03/06/anarsist-kadinlar-8-mart-istanbulda-sokaklara-cagiriyor/#respond Fri, 06 Mar 2020 15:44:17 +0000 http://kadinlarsokakta.org/?p=2963 https://kadinlarsokakta.org/2020/03/06/anarsist-kadinlar-8-mart-istanbulda-sokaklara-cagiriyor/feed/ 0 Tutsak Esra Arıkan Açlık Eyleminde! https://kadinlarsokakta.org/2019/07/31/tutsak-esra-arikan-aclik-eyleminde/ https://kadinlarsokakta.org/2019/07/31/tutsak-esra-arikan-aclik-eyleminde/#respond Wed, 31 Jul 2019 09:39:45 +0000 http://kadinlarsokakta.org/?p=2433 Bakırköy Kadın Hapishanesi’nde bulunan Esra Arıkan, hastaneye sevkinin engellenmesi ve taleplerinin hapishane idaresi tarafından yok sayılmasına karşı açlık eylemine başladı.
Esra, yaklaşık 2 aydan bu yana, idrar yollarındaki sıkıntının tedavisi için cinsiyet uyum ameliyatı olduğu Marmara Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edilmeyi bekliyordu ancak hapisane idaresi tarafından sevki gerçekleştirilmiyordu. Sevk talebi üzerinden aylar geçtikten sonra Esra, ameliyat olduğu hastaneye ve kendi doktoruna değil; başka bir hastaneye sevk edilmek istenmiştir. Bunun dışında Esra’nın başka talepleri de hapishane idaresi tarafından yok sayılmış, hapishane müdürü ile görüşmesi engellenmiştir.

Esra, avukatı ile yaptığı görüşmede hapishanenin keyfi uygulamalarına ve yasaklarına karşı başlattığı açlık eylemini, talepleri karşılanana kadar sürdüreceğini belirtmiştir.

]]>
https://kadinlarsokakta.org/2019/07/31/tutsak-esra-arikan-aclik-eyleminde/feed/ 0
Zapatistalardan Dünyanın Dört Bir Yanında Mücadele Eden Kadınlara https://kadinlarsokakta.org/2019/03/01/zapatistalardan-dunyanin-dort-bir-yaninda-mucadele-eden-kadinlara/ https://kadinlarsokakta.org/2019/03/01/zapatistalardan-dunyanin-dort-bir-yaninda-mucadele-eden-kadinlara/#respond Fri, 01 Mar 2019 09:03:06 +0000 http://kadinlarsokakta.org/?p=2282 Kime: Dünyanın dört bir yanında mücadele eden kadınlara

Gönderen: Zapatist kadınlar

Kız kardeşler, yoldaşlar!

Sizi haberdar etmek istediğimiz şey biraz üzücü; Mart 2019’da Zapatista topraklarımızda, İkinci Uluslararası Mücadele Eden Kadınlar Buluşması’nı yapamayacağız.

Yeni hükümetlerin daha önce açıkça yapacaklarını söylediği büyük kapitalistlerin mega projeleri ortaya çıktı. Maya Treni’nden, Tehuantepec Kanalı planından, ahşap ve meyve ürünleri için ağaç dikiminden bahsettiler. Ayrıca madencilik şirketlerinin ve büyük gıda şirketlerinin de topraklara gireceğini söylediler. Topraklarımızı metaya dönüştürerek biz yerli halkları yok etme girişiminde bir tarım planı da var. Carlos Salinas de Gortari’nin başarıyla tamamlayamadığı şeyi tamamlamak istiyorlar çünkü biz, onu isyanımızla durdurduk.

Bu projeler felakettir. Yalanlarıyla bunu ne kadar örtbas etmek istedikleri önemli değil. Gerçek şu ki onlar yerli halklara karşı her şeyi elde etmeye çalışırlar; topluluklarını, topraklarını, dağlarını, nehirlerini, hayvanlarını, bitkilerini ve hatta taşlarını bile. Yani onlar, sadece biz Zapatistalara değil, aynı zamanda yerli olduğunu söyleyen tüm kadınlara da karşıdır. Ve sonra erkeklere de karşıdır, ancak şimdi biz kadınlardan bahsedeceğiz.

Topraklarımızın artık bizim için değil, gelip yürüyüş yapacak, büyük otelleri, harika restoranları ve bu lükslere sahip olmak için gerekli işletmeleri olan turistler için var olmasını istiyorlar. Topraklarımızın, değerli ahşaplar, meyve ve su üreten çiftlikler; altın, gümüş, uranyum ve toprakta var olan, kapitalistlerin istediği tüm mineralleri çıkarmak için madenler haline gelmesini istiyorlar. Onurumuzu ayda birkaç kuruşa satmak için onların piyonları, köleleri olmamızı istiyorlar. Bu kapitalistler ve yeni hükümetlerde onlara itaat edenler, istediğimiz şeyin para olduğunu sanıyorlar.

Onlar bizim özgürlük istediğimizi anlayamazlar; sahip olduğumuz birazcık şeyi; fotoğrafsız, röportajsız, kitapsız, danışmansız, anketsiz, oy kullanmadan, müzeler ve yalanlar olmadan mücadele ederek kazandığımızı anlamazlar.

“Kalkınma” dedikleri şeyin bir yalan olduğunu, ilerlemeci ya da gerici dünyalarında dövülmeye, tecavüze uğramaya ve öldürülmeye devam eden kadınların güvenliğini bile gözetemediklerini anlamazlar. Siz bu kelimeleri okurken, bu ilerlemeci ya da gerici dünyalarda kaç kadın öldürüldü yoldaşlar, kız kardeşler?

Belki biliyorsunuzdur ama yine de size söyleyeceğiz: Zapatista bölgesinde uzun yıllar boyunca tek bir kadın bile öldürülmedi. Ama evet, onlar bizim geri kalmış, cahil, önemsiz olduğumuzu söylüyorlar.

Belki en iyi feminizm nasıldır bilmiyoruz, belki lügatın nasıl değiştiğini veya toplumsal cinsiyet eşitliğinin ne olduğunu bilmiyoruz. “Toplumsal cinsiyet eşitliği” dedikleri şey bile adil değil, çünkü sadece kadınların ve erkeklerin eşitliğinden söz ediyorlar. Biz bile, cahil ve geri kalmış insanlar olarak, ne erkek ne kadın olan, “otroas” dediğimiz ama onların kendilerine nasıl isterlerse öyle diyebildiği ve alay edildikleri, zulmedildikleri, şiddet gördükleri ve katledildikleri için saklanmadan oldukları gibi olma hakkını kazanmanın onlar için kolay olmadığı, ne erkek ne de kadın olan insanlar olduğunu iyi biliyoruz. Onları hala erkek ya da kadın olmaya mı zorlayacağız? Biz bu insanlara saygı duymazsak, bize kadın olarak saygı duymamalarından nasıl şikayet edebiliriz? Ama hey, belki de bu, başka dünyalardan bakış attığımız şeyler hakkında konuşmamız ve bunlar hakkında pek bir şey bilmememiz yüzündendir.

Bildiğimiz şey, özgürlüğümüz için savaştığımız ve şimdi özgürlüğümüzü savunmak için savaşmamız gerektiğidir, böylece büyükannelerimizin çektiği acı, kızlarımız ve onların kızları tarafından çekilmeyecektir.

Biz savaşmak zorundayız ki tarih tekerrür etmesin ve sadece yemek yaptığımız, dünyaya getirdikten sonra utanma, aşağılanma ve ölüm içinde büyüdüklerini göreceğimiz çocuklar doğurduğumuz o dünyaya geri dönmeyelim.

Biz aynı şeye geri dönmek için silahlanmadık. Biz 25 yıldır, turistlere, patronlara, ustabaşılara hizmet etmek için direnmiyoruz. Biz otel ve restoranlarda birkaç peso için yabancılara hizmet eden işçiler olmak için eğitim, sağlık, kültürün yaratıcıları olmayı bırakmayacağız. Önemli olan az ya da çok peso olup olmaması değil, önemli olan onurumuzun bir bedeli olmamasıdır.

Çünkü onların istediği bu, yoldaşlar, kız kardeşler; kendi topraklarımızda, topluluğumuzu yok etmelerine müsaade etmek için sadaka alan köleler haline gelmemizi istiyorlar.

Yoldaşlar, kız kardeşler!

2018 toplantısı için bu dağlara geldiğinizde, bize saygıyla ve bazen de hayranlıkla baktığınızı gördük, her ne kadar herkes bu şekilde gelmemiş olsa da. Bizi eleştirmeye gelen insanlar da olduğunun farkındayız. Dünyanın büyük olduğunu ve orada birçok düşüncenin var olduğunu, hepimizin aynı şeyi yapamayacağını bazı insanların anladığını, bazılarınınsa anlamadığını biliyoruz.

Ve şimdi bize, iyi ya da kötü bir şekilde emir verilen hizmetçiler ya da bazen el sanatları, bazen meyve ya da sebze, bazen herhangi bir ürününün ücreti için, kapitalist kadınların yaptığı gibi, pazarlık yapılan kimseler olarak üzüntü ya da acımayla bakmanızı istemiyoruz. Oysa bu kapitalist kadınlar alışveriş merkezlerine alışverişe gittiklerinde pazarlık yapmazlar, kapitalistlerin söyledikleri ücreti öderler ve hatta bundan keyif bile alırlar.

Hayır, yoldaşlar, kız kardeşler. Biz bu megaprojelere karşı her şeyimizle ve tüm gücümüzle savaşacağız. Eğer onlar bu toprakları ele geçirirlerse, bu Zapatistaların kanı ile olacak.

Bu yeni hükümet, kadın olduğumuz için, beklediğimiz şey iyi bir işveren ve iyi ücret olduğundan, patronlara ve ustabaşlarına boyun eğeceğimizi sanıyor ya da buna inanıyor.

Ama hayır, istediğimiz şey kimsenin bize tanımadığı özgürlüktür; kanımızla bile olsa savaşarak onu kazanırız.

Yeni hükümetin güçleri, paramiliterleri, milli muhafızları geldiğinde onları hürmetle, şükranla, neşeyle mi karşılayacağımızı sanıyorsunuz? Hayır, ne olursa olsun, onları mücadeleyle karşılayacağız ve Zapatista kadınlarının satın alınmadıklarını ve pes etmediklerini öğrenip öğrenmeyeceklerini göreceğiz.

Bundan sonrası artık güvenli değil, çünkü kapitalizmin her şey için saldırdığını ve ne pahasına olursa olsun her şeyi istediğini biliyoruz. Bunu yapacaklar, pek çok insanın onları desteklediğinin, zulmedebileceklerinin ve insanların yine de onları alkışlayacaklarının bilincindeler. Bize saldıracaklar ve bizi bitirene kadar, oy sayılarının iyi olup olmadığını görmek için anketlerini kontrol edecekler.

Biz bu mektubu yazarken paramiliterlerinizin saldırıları çoktan başladı. Daha önce olduğu gibi: PRI, sonra PAN, sonra PRD, sonra PVEM ve şimdi MORENA’dan geliyorlar.

Yoldaşlar, kız kardeşler!

Mücadeleyi bırakmayın. Bu kahrolası kapitalistler ve onların yaptıkları yanlarına kar kalan yeni hükümetleri bizi yok etse bile, siz kendi dünyanızda savaşmaya devam etmelisiniz.

Çünkü biz buluşmada, dünyanın herhangi bir köşesindeki tek bir kadın, kadın olmaktan korkmasın diye mücadele edeceğimiz konusunda anlaşmıştık. Orası da sizin köşeniz yoldaşlar ve kız kardeşler, Zapatista topraklarında bizde olduğu gibi, orada da şimdi sıra sizde.

Bu yeni hükümettekiler bizi kolayca yeneceklerini, az olduğumuzu ve başka dünyalarda bizi kimsenin desteklemediğini düşünüyorlar. Ama ne olursa olsun, yoldaşlar ve kız kardeşler, bir kişi kalsak bile, o kişi özgürlüğümüzü savunmak için savaşacaktır.

Ve biz korkmuyoruz, yoldaşlar ve kız kardeşler! 25 yıldan daha evvel kimsenin bizi görmediği, sonra da bizi şu ankinden daha az gördüğünüz zamanlarda korkmadıysak şimdi de korkmuyoruz.

Yoldaşlar, kız kardeşler!

Size verdiğimiz ateşi koruyun.

Sönmesine izin vermeyin.

Bizim ateşimiz burada kanımızla sönmüş olsa bile, hatta başka yerlerde de sönmüş olsa bile, kendi ateşinizi koruyun, çünkü zor zamanlardan geçsek de biz kimsek öyle kalmak zorundayız ve biz mücadele eden kadınlarız.

Hepsi bu, yoldaşlar ve kız kardeşler. Özet şu ki biz buluşmayı yapmayacağız.

Eğer kendi dünyanızda bu buluşmayı yaparsanız ve size Zapatistaların nerede olduğunu, neden gelmediğini sorarlarsa, onlara gerçeği söyleyin, Zapatist kadınlar olarak, kendi özgürlükleri için, kendi köşelerinde savaştıklarını söyleyin.

Yoldaşlarınıza ve kız kardeşlerinize iyi bakın.

Size Zapatistalar hakkında düşünmemenizi çünkü artık bittiklerini, artık Zapatista diye bir şey olmadığını söyleyebilirler.

Bizi mağlup ettiklerini düşündüğünüz zaman, size baktığımızı göreceksiniz ve içimizden biri habersizce yaklaşıp sadece siz duyun diye kulağınıza fısıldayacak: “Size verdiğimiz küçük ateş nerede?”

Güneydoğu Meksika dağlarından.

Zapatist Kadınlar, Şubat 2019.

]]>
https://kadinlarsokakta.org/2019/03/01/zapatistalardan-dunyanin-dort-bir-yaninda-mucadele-eden-kadinlara/feed/ 0
Yunanistan’da Düzenlenen Dayanışma Ve Özgürlük Festivalindeyiz! https://kadinlarsokakta.org/2018/07/06/yunanistanda-duzenlenen-dayanisma-ve-ozgurluk-festivalindeyiz/ https://kadinlarsokakta.org/2018/07/06/yunanistanda-duzenlenen-dayanisma-ve-ozgurluk-festivalindeyiz/#respond Fri, 06 Jul 2018 07:47:05 +0000 http://kadinlarsokakta.org/?p=2144 5-7 Temmuz tarihleri arasında Anarşist Politik Örgütlenme’nin (A.P.O) çağrısıyla Atina’da birincisi düzenlenen “Sosyal, Sınıfsal ve Enternasyonal Dayanışma için Özgürlükçü Festival” de Anarşist Kadınlar olarak ilk gün “Yunanistan’dan Türkiye’ye Kadın Özgürlük Mücadeleleri” başlıklı bir oturum gerçekleştirdik.

Oturumumuzu iki yıl önce 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’yle beraber ilişkimizin yoğunlaştığı , bu iki yıllık süreç içerisinde mücadele deneyimimizi paylaştığımız ve bu süreç içerisinde kuruluşunu tamamlayan Ataerki Karşıtı Grup ile birlikte gerçekleştirdik. Mücadelemizi ve dayanışmamızı büyütmenin mutluluğuyla farklı coğrafyalarda yaşayan pek çok kadına bir kez daha seslendik.

Gerçekleştirdiğimiz oturumda; kadınların mücadele etmesinin gerekliliğini vurgularken coğrafyamızda kadınların toplumdaki yerinden bahsettik ve Anarşist Kadınlar olarak verdiğimiz mücadelenin anlaşılması için bu noktanın çok önemli olduğunun altını çizdik.İki yılı aşkın süredir yaşadığımız OHAL’in biz kadınlara etkisini; bu süreçte artan kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve katliamlardan ve devletin tüm bunları nasıl meşrulaştırdığından bahsettik. Bu baskının sosyal, ekonomik ve politik boyutlarını vurgularken devletin yükselttiği muhafazakarlığın bu baskıdaki rolüne değindik.

Tüm bu erkek egemen baskılara karşı patronun sömürüsüne karşı direnen kadınlardan devletlerin savaşında sınırdışı edilen göçmen kadınların dayanışmasına; toprağı, suyu ve yaşam alanları için direnen kadınlardan tacize tecavüze karşı koyan kadınların mücadelesini ve deneyimlerini paylaştık.

Erkek egemen sistemin, kapitalizmin ve devletin bulunduğumuz her yerde, biz kadınlara saldırılarına karşı, bütünlüklü mücadelenin gerekliliği ile konuşmamızı bitirdiğimiz son bölümde, devrimi ancak bugünden başlayarak gerçekleştirebileceğimizi ve bunun da ancak biz kadınların özörgütlü mücadelesiyle mümkün olabileceğini vurguladık. Yunanistan’da bu kaygı ve mücadele hattıyla örgütlü kadın mücadelesi veren Ataerki Karşıtı Grup’tan yoldaşlarımızı selamladık.

Yaşasın Kadın Dayanışması!
Yaşasın Kadınlar, Yaşasın Mücadelemiz!

]]>
https://kadinlarsokakta.org/2018/07/06/yunanistanda-duzenlenen-dayanisma-ve-ozgurluk-festivalindeyiz/feed/ 0
Özgürlüğümüz İçin Pedalladık https://kadinlarsokakta.org/2018/06/30/ozgurlugumuz-icin-pedalladik/ https://kadinlarsokakta.org/2018/06/30/ozgurlugumuz-icin-pedalladik/#respond Sat, 30 Jun 2018 17:21:35 +0000 http://kadinlarsokakta.org/?p=2150 Kartal’da bulunan Altrnatif’te kadınlar olarak alternatif bir gün planladık. Önce buluşup “Kadın Olduğum Gün” belgeselini izleyerek sohbet ettik; ardından bisikletlerimizi alıp yola çıktık. Kartal sahili boyunca şarkılarımızla, kahkahalarımızla pedalladık.

Beraber olduğumuz her yerde, her an birbirimize güç veriyoruz, dayanışıyoruz.

]]>
https://kadinlarsokakta.org/2018/06/30/ozgurlugumuz-icin-pedalladik/feed/ 0
8 Sahne 8 Kadın: İzliyor, Yorumluyor, Tartışıyoruz https://kadinlarsokakta.org/2018/03/03/8-sahne-8-kadin-izliyor-yorumluyor-tartisiyoruz/ https://kadinlarsokakta.org/2018/03/03/8-sahne-8-kadin-izliyor-yorumluyor-tartisiyoruz/#respond Sat, 03 Mar 2018 18:20:00 +0000 http://kadinlarsokakta.org/?p=2181 Bugün 26A Atölye’de “8 Kadın 8 Sahne” adlı etkinliğimizde buluştuk. Mobbing, taciz, regl olmak, erkekleşen kadın, muhafazakarlık gibi başlıklar içeren 8 film sahnesini izedik, yorumladık ve tartıştık.

]]>
https://kadinlarsokakta.org/2018/03/03/8-sahne-8-kadin-izliyor-yorumluyor-tartisiyoruz/feed/ 0
Meydan Gazetesi’nin Kara-Mor Sayısı Çıktı! https://kadinlarsokakta.org/2018/02/28/2188/ https://kadinlarsokakta.org/2018/02/28/2188/#respond Wed, 28 Feb 2018 18:34:40 +0000 http://kadinlarsokakta.org/?p=2188 Meydan Gazetesi’nin Kara-Mor Sayısı Çıktı!
“ERKEKLİK ÖLDÜRÜR KADIN YAŞATIR!”

Her yıl olduğu gibi bu yıl da Meydan’ın Mart sayısını kadınlar olarak hazırladık. Yazımından tasarımına, taşınmasından dağıtıma kadar kadınların rengi, eli, emeği var 44. sayıda…

Bu Sayıda Yer Alan Yazılar:

-Meydan Kadınların
-Röportaj: Taşerona Kadro Değil Kapının Önü Göründü – Kapının Önünde Direniş Var!
-Meslek Hastalıkları (10): Karpal Tünel Sendromu – Aylin Sal
-Patrona Sermaye İşçiye Kelepçe – Merve Demir
-Röportaj: KESK’li Kadınların Direnişi Sürüyor
-Cinsel İstismar Değil, Cinsel İŞKENCE! – Meltem Çuhadar
-Özgürlük Çığlıklarımızı Duyacaksınız! – Gizem Şahin
-Apatikleşiyoruz – Saliha Gündüz
-Devletin Sempatiklik Maskesi – Mercan Doğan
-Devlete “SığınMA” Kadın Kadına Dayanışma – Ece Uzun
-Suriye’de Yedekler Çekiliyor Devletler Sahaya İniyor – Emine Sakin
-Savaş Erkektir Erkek Savaştır – Merve Arkun
-Hem Göçmen Hem Kadın Olmak – Nergis Şen
-Doğu’da Batı’da Kadın Her Yerde Kadın – Şeyma Çopur
-Dünyadan Anarşist Kadınların Mücadele Mesajları
-Anarşist Ekonomi Tartışmaları (29)- Kapitalizm:Sabotaj Yoluyla Büyüme (3)
-Kullan-at Kılavuz: Boşanmalarda Nafaka Uygulaması
-Yalınayak: Trans Kadın Tutsak Diren Coşkun Kazanıyor
-Tutsaklık Pembeye Boyanır mı? – Merve Arkun
-Lacan’dan Zizek’e Cinsel Olan Politik midir? – Melis Sönmez
-Tarihteki Anarşist Kadınlar (4) – Pelin Derici
-Kadınlar Yaşam İçin Mücadelede – Aysel Özdemir
-Yapay Zeka Luna – Merve Demir
-Kafamızın İçinde Ne Var? – Özlem Arkun
-Röportaj: Bafra’dan Hopa’ya Karadeniz’de Kadınlık Halleri
-Erkeğin Dizinin Dibindeki Diziler – Özge Baltacı
-Röportaj: Taşkışla Sahnesiz
-Tecavüz – Didem Deniz Erbak

]]>
https://kadinlarsokakta.org/2018/02/28/2188/feed/ 0