The post Avrupa Konseyi, TC’den Vicdani Ret Hakkıyla İlgili Yasal Düzenleme İstedi appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Türkiye, vicdani ret hakkıyla ilgili düzenleme yapmadığı için Avrupa Konseyi gündeminde. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını yıllardan beri uygulamayan TC, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin son toplantısının gündemiydi. Komite, Türkiye’den vicdani retle ilgili yasal düzenlemelerin yapılmasını istedi.
Vicdani Ret Derneği, Helsinki İnanç Özgürlüğü Girişimi, Uluslararası Savaş Karşıtları, Avrupa Vicdanı Ret Bürosu ve Connection e.V. tarafından komiteye sunulan ve vicdani retçiler TC’de uygulanan baskıları anlatan rapor, komitenin değerlendirmelerinde önemli bir kaynak oluşturdu. Raporda vicdani retçilere kesilen idari para cezaları ve ceza davaları önemli bir yer oluşturuyordu.
AİHM, yıllardan beri Türkiye’den vicdani retçilere askerlikten muaf tutulmak için başvurabilecekleri bir mekanizma oluşturmasını istiyordu. Bu nedenle Mehmet Tarhan, Halil Savda ve Yunus Erçep kararlarında TC’yi tazminata mahkûm etmişti. Komite bu duruma “Vicdan retçi statülerini belirlemek üzere yasal bir düzenleme yok.” diyerek vurgu yaptı.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, TC’den 1 Eylül 2020’e kadar AİHM kararlarında ismi geçen tüm başvurucular için idari para cezaları, adli sicil kayıtları gibi sivil ölüme neden olan her türlü kaydın silinmesi, tekrar ceza tehdidine maruz kalamamalarının sağlanmasını ve bir daha soruşturma veya davalara maruz bırakılmamalarını istedi.
Ayrıca 21 Eylül 2021 tarihine kadar vicdani retle ilgili gerekli yasal düzenlemelerin yapılması istendi. Bununla yetinmeyen Bakanlar Komitesi sürece ilişkin bir eylem planı gönderilmesini de istedi.
Gazete Duvar’dan Hacı Bişkin’e konuşan Vicdani Ret Derneği Eşbaşkanı Merve Arkun önümüzdeki günlerde geniş kapsamlı bir rapor hazırlayacaklarını ve bu raporu kamuoyuyla paylaşacaklarını söyledi. Hazırladıkları rapordan sonra çıkan Bakanlar Komitesi’nin bu kararları hakkında Arkun “Vicdani retçileri durumu uzun zamandır gündeme alınmıyordu. Türkiye’den bu konuda belirli bir süreye kadar savunma istenmesi olumlu bir gelişme. Uluslararası mekanizmaların yarattığı baskı çok önemli. Bu süreç vicdani retçiler için yeni bir sürecin başlangıcı olabilir.” dedi.
The post Avrupa Konseyi, TC’den Vicdani Ret Hakkıyla İlgili Yasal Düzenleme İstedi appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Vicdani Ret Derneği ve meydan1.org Ortaklığında 15 Mayıs Canlı Yayını appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>15 Mayıs Dünya Vicdani Retçiler Günü nedeniyle Vicdani Ret Derneği ile Meydan.org ortaklığında bir etkinlik gerçekleştirilecek. “Vicdani Ret Atölyesi” adıyla gerçekleştirilecek olan etkinlik, Korona Krizi nedeniyle online olarak yapılacak. “Vicdani Ret Atölyesi” 15 Mayıs Cuma günü saat 19:00’dan itibaren Meydan Gazetesi’nin Youtube hesabından izlenebilecek, katılımcılar etkinlik bitiminde sorularını yöneltebilecek. Vicdani Ret Derneği’nin etkinlik açıklaması şöyle:
“Vicdani reddimi nasıl açıklarım”, “askere gitmezsem başıma ne gelir”, “yurtdışına çıkabilir miyim”, “sigortalı çalışabilir miyim”, “üniversiteye kaydolabilir miyim”… Zorunlu askerliği reddeden vicdani retçilerin, yoklama kaçaklarının, bakayaların en çok sorduğu soruları beraberce cevaplıyor, vicdani ret hakkını konuşuyoruz.Farklı şehirlerde sürdürdüğümüz “Vicdani Ret Atölyesi”ni bu kez korona virüs nedeniyle online olarak gerçekleştiriyoruz.
15 Mayıs Dünya Vicdani Retçiler Günü’nde vicdani reddini açıklamak isteyen arkadaşlar facebook sayfamıza mesaj atarak veya aşağıdaki mail hesabımızdan bizimle iletişime geçebilir.
Sormak istedikleriniz için iletişim:mail: [email protected]
Tarih: 15 Mayıs Cuma
Saat: 19:00
The post Vicdani Ret Derneği ve meydan1.org Ortaklığında 15 Mayıs Canlı Yayını appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Vicdani Ret Derneği, Korona Krizine Karşı “Kışlalar Boşaltılmalıdır” Dedi appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Vicdani Ret Derneği internet sitesinde yaptığı yazılı açıklama ile korona krizinde yapılmayanlara dikkat çekerek kışlaların bir an önce boşaltılması gerektiğini belirtti.
“Covid-19 Salgınına Karşı Kışlalar Boşaltılmalıdır” başlığıyla yayımlanan açıklamada var olan eşitsizliklere karşı “Evde Kal” çağrısının gerçekçi olmadığı vurgulandı. Yapılan açıklama şu şekilde:
“Dünya’da Covid-19 adı verilen virüsün yayılma hızı ve yaşamını yitirenlerin sayısı gün be gün artıyor. Dünya çapında pek çok farklı coğrafyada sokağa çıkma yasakları, hapishanelerdeki tutsakların tahliyesi, eğitimin durdurulması gibi çeşitli “çözümler” aranırken, birçok halk da kendi içinde dayanışmanın yollarını pratiklemeye çalışıyor.
Dünyadaki yayılma hızına rağmen Türkiye’de zamanında gerekli tedbirler alınmamış; hükümet ancak Türkiye’de ilk vakanın görülmesi ile birlikte hareket etmeye başlamıştır. Ancak virüsün yayılım hızını azaltmak için bir takım “önlemler” alınırken, ekonomik eşitsizlikler görmezden gelinmekte, dolayısıyla hükümetin “Evde Kal” çağrısı birçok insan için gerçekçi olmamaktadır.
Bununla birlikte bazı Bakanlıklar da otoritelerinden ödün vermeyip, halk sağlığını riske atacak uygulamalarını halen sürdürmektedir. Sözcü Gazetesi yazarı Saygı Öztürk 22 Mart Pazar günü bir yazı yayınlamış ve 10 bin insanın askere alındığını ifade etmiştir.[1] “Evde kal” çağrılarının yanında halk sağlığını tehdit eden bu duyarsız tutum, bizleri maalesef şaşırtmamıştır.
Milli Savunma Bakanlığı’nın, “tören, konferans, kısa süreli toplantı, kurs, fuar, seminer gibi faaliyetler iptal etmek; birlik, karargah ve kurumlara ziyaretçi almamak; milli ve uluslararası tatbikatları ertelemek; birliklerde dezenfekte işlemleri yapmak; yeni celp işlemleri kapsamında birliklerine teslim olanları öncelikle sağlık muayenesinden geçirmek; eğitim birliklerine yeni katılanlarla temel askerlik eğitimlerini tamamlayarak yeni birliklerine katılacak erbaş/erler de 14 gün süreyle gözetim altında tutmak” gibi aldığını duyurduğu bir dizi önlem[2] söz konusu olsa da, asker alımlarına devam etme kararı halk sağlığı için azımsanamayacak bir risktir.
Milli Savunma Bakanlığı ayrıca yakın zamanda COVİD-19 ile Mücadele Merkezi(COMMER) kurulduğunu, bir yandan da askeri “operasyonların” devam ettiğini paylaşmıştır.[3]
Milli Savunma Bakanlığı’nın açıklamaları göz önünde bulundurulduğunda, bizler için açıkça ihlale sebep olabilecek noktalar bulunmaktadır;
– Zorunlu askerlik yapan insanlar, askeri birliklere gitmeden önce sağlık muayenesinden geçirilmekte ancak askeri birliklere giderken şehirler arası yolculuk yapmak zorunda kalmaktadır ve ardından askeri birliğe girmektedir. 10 bin insanın her birinin 14 gün gözetim altında tek başına tutulması gerekmektedir ancak askeri birliklerin böyle bir kapasitesi bulunmamaktadır.
– Öncesinde gözetim altında tutulmuş olsalar dahi askeri birliklerin fiziki yapıları düşünüldüğünde zorunlu askerlik yapan insanlar toplu olarak yatakhanelerde kalmaktadır. Bununla birlikte yine askerlik eğitimi esnasında da birlikte hareket edilmektedir. Dolayısıyla sağlık çalışanlarının önemle üzerinde durdukları “en az bir metrelik mesafe” kuralı, mümkün değildir ve bir kişinin olası bir virüs taşıyıcısı olması halinde virüsün yayılımının çok hızlı gerçekleşeceği açıktır.
– Ziyaretçi yasakları, her ne kadar seyahat eden asker yakınları ve halk sağlığı açısından anlamlı olsa da, askerlik yapan kişilerin dış dünya ile iletişimlerinin minimum seviyeye düşmesini beraberinde getirmektedir. Aynı şekilde askerlik yapan insanların yakınlarının da endişe içinde yaşamalarına sebep olabilmektedir.
Özetle Milli Savunma Bakanlığı, birçok önlemi aldıklarını ifade etse de aynı zamanda büyük bir risk almıştır. Sağlık hakkının beden sağlığı kadar ruh sağlığını da kapsadığı unutulmamalı, sağlık hakkı kapsamında günden güne daha çok insana yayılmasına rağmen 10 bin kişiyi zorunlu askerliğe almak, hem 10 bin insanın, hem yakınlarının hem de halk sağlığının göz ardı edilmesi anlamına gelmektedir. Bir kişiye dahi zorunlu askerlik sırasında koronavirüs teşhisi konması, bu kişinin olası bir şekilde hayatını kaybetmesi, Milli Savunma Bakanlığı’nın sorumluluğudur ve bu durum açıkça bir insan hakları ihlalidir.
Sınırlardaki izinsiz geçişlere karşı da “mücadele ettiğini” ifade eden Milli Savunma Bakanlığı, savaşlardan kaçarak coğrafyalarını terk etmek zorunda bırakılan ve sınırda bekleyen göçmenlerin de sağlığından sorumlu olduğunu unutmamalıdır. Bu denli yaygın bir salgına rağmen göçmenlerin sınırlarda bekletilmesiyle yaşanan hak ihlalleri de bekleyen sayısız kişi arasında ortaya çıkabilecek ve yayılabilecek virüsün sorumluluğu da yine aynı otoriterdir.
Milli Savunma Bakanlığı aynı zamanda “operasyonlara” devam edildiğini ve bu operasyonlarda koronavirüse karşı da “tedbirler” alındığını ifade etmektedir. Ancak devlet, yayılım hızı ve ölüm oranları günden güne artan küresel bir salgının olduğu günlerde dahi kaynaklarını ve aklını savaşa harcayabilmekte, barışın yollarını aramak yerine savaş politikalarında ısrar etmektedir.Oysa ki tüm halklar olarak geçtiğimiz bu zorlu dönemler, savaşların yaşam alanlarındaki tüm canlılar için yarattığı tahribatı, salgın hastalıkları, zorla yerinden edilmeyi, ölümleri ve birçok felaketi düşünmek ve barışın yollarını aramak içinde oldukça kıymetlidir. Bu anlamda yaşadığımız coğrafyadaki devletin ve tüm devletlerin savaş politikalarındaki ısrarlarından vazgeçmeleri, hem sorumlulukları hem de yaşadığımız dünya için önemli bir adımdır.”
The post Vicdani Ret Derneği, Korona Krizine Karşı “Kışlalar Boşaltılmalıdır” Dedi appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Türkmenistan, Vicdani Retçilere Ceza Vermeye Devam Ediyor appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>vicdaniret.org’da yer alan bir habere göre Türkmenistan‘da Yehova Şahidi vicdani retçi Vepa Matyakubov’a 2 yıl hapis cezası verdi ve Vepa Matyakubov’u cezanın infazı için hapishaneye gönderdi.
Türkmenistan’da, 18 ila 27 yaş arasındaki erkekler iki yıl silahlı kuvvetlerde görev yapmak zorunda tutuluyor. Mahkeme, Matyakubov’a üst sınır olan iki yıl hapis cezası verdi.
2018’den beri Türkmenistan’da en az 20 Yehova Şahidi’ne hapis cezası verildi.
The post Türkmenistan, Vicdani Retçilere Ceza Vermeye Devam Ediyor appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Gazetemizin Yazarlarından Furkan Çelik Halkı Askerlikten Soğutma Suçlamasından Beraat Etti appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Vicdani Ret Derneği sitesinde yer alan habere göre vicdani retçi Furkan Çelik hakkında “halkı askerlikten soğutma” suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşmasında karar çıktı ve Furkan Çelik beraat etti.
Vicdani Ret Derneği’nin sitesinde yapılan haberlerin derneğe ait sosyal medya hesabında paylaşılması nedeniyle açılan davada paylaşımlardan dolayı dernek adına hesabı yıllar önce açan Furkan Çelik sorumlu tutulmuştu.
6 Şubat 2020 tarihinde İstanbul 16. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmaya vicdani retçi Furkan Çelik ve Vicdani Ret Derneği Eşbaşkanı Av. Gökhan Soysal katıldı. Halkı askerlikten soğutma suçunun kendisinin anayasaya aykırı olduğunu belirten ve bu yönde itirazlarını yazılı olarak sunan Soysal açılan soruşturmanın kendisinin ifade özgürlüğünü ihlal ettiğini belirtti. Barışı değil savaşı savunmanın suç olduğunu belirten Soysal beraat talep etti. Vicdani retçi Furkan Çelik de vicdani retçi olduğunu ve halkı askerlikten soğutmanın suç sayılamayacağını belirterek herhangi bir suç işlemediğini belirtti.
Kararını ilk duruşmada açıklayan mahkeme, söz konusu suçun kanunda yazılı unsurlarının oluşmadığını belirterek beraat kararı verdi.
The post Gazetemizin Yazarlarından Furkan Çelik Halkı Askerlikten Soğutma Suçlamasından Beraat Etti appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Vicdani Retçiye Askere Gitmediği İçin 6 Ceza Daha Verildi appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Vicdani Retçi İnan Mayıs Aru, Tavşanlı 1. Asliye Ceza Mahkemesince bakaya kalmak suçlamasıyla 6 ayrı dosyadan toplam 6 ay 7 gün hapis cezasına çarptırıldı. Daha sonra hapis cezası ertelendi. Aru, 1 yıl içinde işleyeceği yeni bir suçtan dolayı ceza almazsa bu cezaları infaz edilmiş sayılacak. Mahkeme, gerekçesini daha sonra açıklayacak. Vicdani Retçi Aru’ya daha önce de askere gitmediği için ceza verilmişti.
Vicdani Ret Derneği’nin sitesinde yer alan habere göre Tavşanlı 1. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki son duruşmaya İnan Mayıs ile birlikte Aru’nun anne ve babası da katıldı. İnan Mayıs Aru, vicdani retçi olduğunu ve ne kadar ceza alırsan alsın askere gitmeyeceğini belirtti.
İnan Mayıs Aru’nun avukatı Vicdani Ret Derneği Eşbaşkanı Av. Gökhan Soysal daha önce sözlü savunma yaptığı mahkemeye yazılı olarak emsal kararlar sunarak davanın reddini istedi. Geçtiğimiz haftalarda daha önce ceza alan bir vicdani retçiye aynı idari para cezasına dayanılarak ceza verilemeyeceğini belirterek davanın reddine dair emsal olan bu kararları Tavşanlı 1. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi dikkate almayarak 6 Şubat’ta İnan Mayıs Aru’ya 6 farklı dava dolayısıyla ceza verdi.
4 ayrı davayı zincirleme suç hükümlerine tabi tutan mahkeme, kalan 2 davayı da kendi arasında zincirleme suç hükümlerine tabi tutarak sonuç olarak toplamda 6 ay 7 gün ceza vermiş oldu.
Kararı istinaf mahkemesine taşıyan Vicdani Ret Derneği Eşbaşkanı Av. Gökhan Soysal kararı dernek sitesine değerlendirdi. Soysal, bu davanın takipçisi olduklarını, Aru’nun halihazırda askere gitmediği için aldığı cezadan dolayı Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapıldığını belirtti. Anayasa Mahkemesi hakimlerinin var olan AİHM kararlarını dikkate almadığını ve vicdani retçilere uygulanan sivil ölümü görmezden geldiğini belirten Soysal, artık Anayasa Mahkemesi’nin bu konuda etkili bir iç hukuk yolu olarak değerlendirilemeyeceğini söyledi.
Aldığı cezalarla ilgili Vicdani Ret Derneği’nin sitesine açıklama yapan İnan Mayıs Aru, “Bu karar bir hukuk ayıbıdır. Anayasayla ve uluslar arası sözleşmelerle güvence altına alınmış olan vicdani ret hakkımızın çiğnenmesi bir yana en temel hukuk ilkelerinden biri olan kişinin aynı suçtan iki kere yargılanamayacağı ilkesi de çiğnenmiştir. Bu uygulama devam ederse vicdani retçilerin defalarca yargılanmasının ve sonsuz bir cezalandırma döngüsüne sokularak sivil ölüme mahkûm edilmesinin de önü açılmış olacaktır. Elbette bu cezaya karşı bir üst mahkemede ve gerekirse Anayasa mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde de itirazlarımızı dile getireceğiz. Ancak esas önemli olan şu ki verecekleri hiçbir ceza beni, etik ilkelerime ve vicdani tutumuma dayanan askerlik yapmama kararımdan döndüremeyecek. Bu hukuksuzluk tarihe kara bir leke olarak geçecek ve kararı verenler de onların arkasındaki siyasi irade de bir gün tarihin çöplüğüne gömülecek ama inanıyorum ki ileride aklı ve vicdanı hür insanlar, kardeşlerimiz, çocuklarımız bizlerin mücadelesini gururla hatırlayacak.” dedi.
The post Vicdani Retçiye Askere Gitmediği İçin 6 Ceza Daha Verildi appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post “Vicdani Ret Hakkı İhlali Bildirim Formu” Yayında appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Vicdani Ret Derneği (VR-DER), Türkiye’de yoklama kaçağı, bakaya ve vicdani retçilerin yaşadığı hak ihlallerini raporlamak için kampanya başlattı.
Dernek sitesinden yapılan duyuruya göre Vicdani Ret Derneği, “Vicdani Ret Hakkı İhlali Bildirim Formu” ile vicdani retçi, yoklama kaçağı ya da bakaya olması sebebiyle çeşitli hak ihlalleri yaşayan herkesi, formu doldurmaya çağırıyor.
Hakkında kesinleşen idari para cezaları olanların, davalar açılanların, seyahat özgürlüğü kısıtlananların, eğitim hakkı engellenenlerin ya da sivil ölüme maruz bırakılanlar form üzerinden iletişime geçerek hak ihlalleri bildirilmeleri isteniyor.
Forma aşağıdaki bağlantı üzerinden ulaşabilirsiniz.
Vicdani Ret Hakkı İhlali Bildirim Formu
The post “Vicdani Ret Hakkı İhlali Bildirim Formu” Yayında appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Vicdani Ret Derneği, Vicdani Retçi Sibel Ünli İçin Açıklama Yayınladı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Vicdani Ret Derneği, Sibel Ünli’nin 15 Mayıs 2017’de açıkladığı vicdani reddini paylaşarak onun için bir açıklama yayınladı. “Sibel’in vicdanı gibi intiharı da politikti” denilen açıklamada Sibel’in katili kapitalizm, militarizm ve erkeklik olduğu vurgulandı.
Açıklamanın tamamı şu şekilde:
“Vicdani retçiler yaşadığımız topraklar sivil ölüme mahkum edilmektedir. Vicdani retçiler sokakta yürürken, otelde kalırken, bir başka şehre giderken her an gözaltına alınıp askerlik şubesine götürülme tedirginliği yaşamak zorunda bırakılır. Devlet eliyle doğrudan uygulanan bu militarist baskı sadece polis ve jandarma tarafından uygulanmaz.
Hayatımızın her alanına sirayet ettirilen militarizm, nefes alıp verdiğimiz neredeyse hemen her yerde karşımıza çıkar. Aileden başlayan “eğitim” süreci okulla, askerlikle devam ederken bize her zaman düşmanlık öğretilir. Kendisinden farklı olana düşman, kadına düşman, eşcinsele düşman, transa düşman, engelliye düşman olmazsak toplumdan da dışlanırız. Asıl kendisi çürük olan sistem “Sağlam kafa sağlam, sağlam vücutta bulunur” diyerek hor gördüğü kafaları çürüğe ayırır. Çürüğe ayrılmış vücutların nefes alıp vermesi dahi onlara göre boş birer teferruattır.
Kimliğinde erkek damgası vurulan kişi eğer vicdani retçiyse ona pembe kimlik verilmesi gerektiği söylenir. Savaş, onlar için erkek işidir ve “kız gibi” korkaklara yer yoktur onların iktidarlı dünyasında. Askere alınmak istenen kişi eşcinsel veya transsa örneğin bu sefer pembe tezkere verilerek çürüğe ayrılır.
Kişi eğer vicdani retçiyse bir yerde iş bulması da zordur. Yoklama kaçağı, bakaya ve asker kaçağı çalıştırmak suçtur bu topraklarda. Ya da daha doğrusu sigortalı çalıştırılması suçtur. Kapitalizm, bulabildiği her fırsatı kullanır; bulamazsa kendisi yasal bir fırsat yaratır.
Sibel Ünli bu toplumda yer bulamadı kendine. Sibel’in nefes alıp vermesi bile çok görüldü. Cebindeki 1 lira 40 kuruşla üniversitenin yemekhanesinden alamadığı yemek bile çok görüldü kendisine. Çürük olan sistem tarafından çürük bulunarak defalarca dışlanan Sibel, tüm yaşadıklarına rağmen üstüne bir de vicdani retçiydi. Sürekli toplumdan dışlanan Sibel ölüme değil yaşama sahip çıkarak 15 Mayıs 2017’deki Vicdani Retçiler Günü’nde kendisi gelemediği için Bursa’dan gönderdiği vicdani ret açıklamasında “Bir kadın olarak militarizmin yaşam alanımı işgal etmesine, savaşların yıkımına karşı ölümü değil yaşamı savunmak adına vicdani reddimi ilan ediyorum.” demişti.
Ölümü değil yaşamı savunmak adına vicdani reddini açıklayan Sibel bu toplum tarafından ölüme sürüklendi. Sibel’in vicdanı gibi ölümü de bireyselliğe sıkıştırılmaya çalışılıyor. Ancak Sibel’in vicdani ret açıklamasında vurguladığı gibi vicdani ret, oyuncaklarımızdan giydiğimiz kıyafetlere kadar yaşam alanımızı işgal eden militarizme karşı çıkmak anlamına geliyor. Yani Sibel’in vicdanı gibi intiharı da politikti. Sibel’in katili kapitalizmdi, militarizmdi, erkeklikti.
Militarizmin yaşamlarımızı işgal etmesine, savaşların yıkımına karşı ölümü değil yaşamı savunmaya devam edeceğiz. Güvercin tedirginliği içinde. Direneceğiz.”
The post Vicdani Ret Derneği, Vicdani Retçi Sibel Ünli İçin Açıklama Yayınladı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Vicdani Ret Derneği, Libya Tezkeresine Karşı Açıklama Yayınladı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Vicdani Ret Derneği, bugün mecliste görüşülüp kabul edilen Libya’ya asker gönderilmesine dair tezkereye karşı bir açıklama yayınladı. Açıklamada “Savaş ölüm, acı, gözyaşı ve her türlü ahlaki değerin yıkımı demektir. Savaşa ve savaşlara olur veren tezkerelere karşıyız.” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamanın tamamı şu şekilde:
“Savaş ölüm, acı, gözyaşı ve her türlü ahlaki değerin yıkımı demektir. Savaşa ve savaşlara olur veren tezkerelere karşıyız.
Savaş, iyiden iyiye egemenlerin elinde istedikleri zaman ezilenlerin hayatına kastedebileceği bir oyuncak haline gelmiştir. Eğer “büyük oyun” aranıyorsa bunu komplo teorilerinin gizli perdelerinde değil iktidarın, insanların canlarını istedikleri gibi sahaya sürmelerinde ve buldukları her verimli toprağı savaş alanına çevirmesinde aranmalıdır.
Bugün mecliste Libya’ya asker gönderilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi kabul edildi. İç savaşın hüküm sürdüğü Libya konusunda kamuoyunda yürütülen tartışmalar her ne kadar tarihe dayandırılıp meşruluk aransa da savaşın meşruluğu olamaz.
Bundan yaklaşık 9 sene önce NATO’nun Libya’ya saldırısı gündeme getirildiğinde dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, ”NATO Libya’ya müdahale etmeli midir? Böyle bir saçmalık olur mu yahu? NATO’nun ne işi var Libya’da? Bakın Türkiye olarak biz bunun karşısındayız, böyle bir şey konuşulamaz, böyle bir şey düşünülemez” demişti. Biz de bu vesileyle soruyoruz, TC’nin ne işi var Libya’da?
Savaş ölüm, acı, gözyaşı ve her türlü ahlaki değerin yıkımı demektir. Böyle bir konunun konuşulmaması dahi gerekirken meclis Libya’ya asker gönderilmesine olanak sağlayan tezkereyi kabul etti. Tekrar ve tekrar söylemek istiyoruz ki savaşa ve savaşlara olur veren tezkerelere karşıyız.”
The post Vicdani Ret Derneği, Libya Tezkeresine Karşı Açıklama Yayınladı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Vicdani Retçi Burak Özgüner Evinde Ölü Bulundu appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) Koordinatörü vicdani retçi Burak Özgüner, bu sabah İstanbul’daki evinde ölü bulundu.
32 yaşındaki Özgüner’in kalp krizi geçirmiş olabileceği söyleniyor.
Burak Özgüner, hayvan hakları için verdiği mücadeleyle tanınıyordu.
Özgüner hakkında vicdani retçi olduğu için askere gitmediğinden dolayı Konya Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açılmıştı. Geçtiğimiz günlerde hakkında açılan dava kapsamında ilk kez hakim karşısına çıkan Özgüner “Bu davadan beraat kararı alsam bile tekrar ve tekrar yargılanma ve cezalandırılma tehdidi altındayım” demişti.
The post Vicdani Retçi Burak Özgüner Evinde Ölü Bulundu appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Vicdani Retçi Furkan Çelik’e “Halkı Askerlikten Soğutma” Davası Açıldı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Vicdani Ret Derneği’nin internet sitesinde yer alan habere göre Vicdani retçi Furkan Çelik’e “halkı askerlikten soğutma” suçlamasıyla dava açıldı.
Vicdani Ret Derneği’nin sitesinde yapılan haberlerin sosyal medya uygulamasında paylaşılması nedeniyle açılan davada paylaşımlardan dolayı dernek adına hesabı yıllar önce açan Furkan Çelik sorumlu tutuldu.
İstanbul Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede 3 habere yer verilerek “askerlik vazifesinin yerine getirilmemesi yönünde provakatif unsurlar içeren paylasımlar” yapıldığı kaydedildi.
Savcılık tarafından hazırlanan iddianamenin İstanbul 16. Asliye Ceza Mahkemesi’nce kabul edilmesiyle dava açıldı.
Davanın ilk duruşması 6 Şubat 2020 tarihinde görülecek.
Kaynak: Vicdani Ret Derneği
The post Vicdani Retçi Furkan Çelik’e “Halkı Askerlikten Soğutma” Davası Açıldı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post İsrailli Vicdani Retçi, 20 Gün Askeri Hapis Cezasına Çarptırıldı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Vicdani retçi Maya Brand-Feigenbaum, işgal politikaları nedeniyle İsrail ordusunda görev yapmayı reddettiği için 20 gün hapis cezasına çarptırıldı. Brand-Feigenbaum, 14 Temmuz’da belirleme tarihinden bu yana hizmet vermeyi reddettiği için cezalandırıldı.
Brand-Feigenbaum, “Orduda hizmet vermeyi reddediyorum çünkü bunun savaş karşıtı ilkelerimi teşvik etmenin ve mesleğe son vermemde en iyi ve en anlamlı yol olduğuna inanıyorum. Bir ulus üzerindeki on yıllardır süren kontrol, İsrail Devleti’nin güvenliğini tehlikeye atıyor. Manzaraları ve insanları benim bir parçam olan bu ülkeyi seven bir kadın olarak, bu durumu sürdürmede yer alamam. Yaşadığımız dünyada, bizi gerçek tehditlere karşı korumak için bir orduya ihtiyacımız olduğunun farkındayım, ama aynı zamanda savaşsız bir dünya için savaşan insanlara ihtiyaç duyulduğunu da biliyorum. Savaş karşıtı faaliyetler, ülkeye ve dünyaya uzun vadeli güvenlik sağlamak için fayda sağlayacaktır. Çatışmayı çözmek ve mesleği sonlandırmak için harekete geçmek, ister Yahudi, ister Müslüman, ister Hıristiyan olsun, tüm toprak sakinlerinin yararına olacaktır.” dedi.
Kaynak: Vicdani Ret Derneği
The post İsrailli Vicdani Retçi, 20 Gün Askeri Hapis Cezasına Çarptırıldı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>