Devrimci Anarşist Federasyon ve Serkan Bayrak Hakkında Yapılan İfşalara Dair Açıklamamızdır

Öncelikle yapılan ifşalara dair yaptığımız ilk açıklamanın anlaşılır ve yeterli olmadığını kabul ediyoruz. Değerlendirme süreçlerimiz devam ederken yeni bir açıklama yapmakta kendimizi sorumlu hissediyoruz.

Federasyonun kurucu bileşenlerinden Devrimci Anarşist Faaliyet içerisinde şiddet uygulayan Serkan Bayrak’a yönelik geç kalan bir eleştiri-özeleştiri-yaptırım süreci işletilmiştir. Yapılan ifşaların ardından, işletilen bu süreci tekrar gözden geçirdiğimizde, bireylerde oluşan zararları gidermek ve Serkan Bayrak’a uyguladığımız yaptırımlar noktasında yetersiz kaldığımızı görüyoruz. 

Anarşist bir örgütlenmenin en önemli mekanizması karar alma süreçleridir. Bu süreçlerde mücadeleye ilişkin kararlar; tüm bireylerin katılımıyla, hiçbir bireyin birbirini yadsımadığı ve sonsuz söz hakkının bulunduğu doğrudan demokratik yöntemlerle alınır. 

Geçmiş dönemde Serkan Bayrak’a uygulanan yaptırım, süreli olarak bu karar alma süreçlerinden çıkarmak olmuştur. Bu süre boyunca Serkan Bayrak gözlemlenmiş ve bu yaptırım, gözlemlere dayanarak kademeli olarak sonlandırılmıştır. Tüm bunların, geçmiş dönemde örgütten ayrılmış ve şiddete maruz kalmış bireylere aktarılmaması, en büyük eksiklerimizden birisi olmuştur.

İçerisinde bulunduğumuz yeniden değerlendirme sürecinde, yapılan ifşalara ilişkin herhangi bir şekilde gerçeklik tartışmasına girmiyoruz. İfşa metinlerinde bahsi geçen beyanları dikkate alıyor ve bu süreçlerden etkilenen bütün bireylerden özür diliyoruz. Erkek şiddetine karşı etkin mücadele edilmemesi durumunun sorumluluğunu alıyoruz.

Anarşizmin toplumsal kavrayışı ve perspektifi, şiddeti ve şiddeti ortaya çıkaran koşulları tümüyle sonlandırmayı gerektirir. Bu sebeple Federasyon olarak öncelikle bu gerekliliği gözeterek değerlendirmemizi sürdürüyoruz. Şiddetin tekrar özeleştirisini vererek işlettiğimiz değerlendirmelerimiz gereğince Serkan Bayrak’ın örgütümüzle ilişkisinin kesildiğini bildiriyoruz. 

Örgütlü mücadelemizin bu kararıyla ve yıllardır farklı konularda belirli dönüşümler yaşamış olmanın gücü ile Federasyon, birçok amacın yanında kurucu bileşenlerinden olan Devrimci Anarşist Faaliyet içerisinde yapılan hataları tekrarlamama anlayışını da taşımaktadır. Bu anlayışın gerektirdiği sorumluluk duygusuyla ve bireylerin tek tek kendilerini sorgulamaları sonucu, yapısal dönüşümlere gitmemizin bir zorunluluk olduğunu kavrıyoruz. 

Yoğunlaşılan toplantılarla birlikte yapısal dönüşümlere ilişkin tartışmalarımız birkaç günle sınırlı kalmayacaktır. Yapılan ifşaların ardından kişisel olarak karşılayıcı tavır sergileyen yoldaşlarımız dahil olmak üzere örgüt içindeki her bir bireyin yeniden değerlendirileceği bu süreç devam edecektir. Örgüt içerisindeki her bireyin kolektif sorumluluğuyla gerçekleşecek bu dönüşümler aracılığıyla şiddetin ve şiddeti oluşturan koşulların oluşmaması sağlanacaktır. 

Biz bugün yaşamlarımızı dönüştürmeyi ve bireylerin kendi aralarındaki iktidarlı ilişkilere, iktidarlı tüm mekanizmalara karşı verdiğimiz mücadeleyi sürdüreceğiz. ‘Bizi dönüştürebilirsek toplumu dönüştürebiliriz’ inancına sıkı sıkıya sarılıp devrimci anarşizmi örgütlemeye devam edeceğiz.

– Devrimci Anarşist Federasyon

The post Devrimci Anarşist Federasyon Yapılan İfşalara Dair Açıklama Yayınladı appeared first on Meydan Gazetesi.

Ankara Batıkent’te kız çocuklarının taciz edilmesine engel olmaya çalışırken bıçaklanan Haydar Can Kılıçdoğan, dün yaşamını yitirmişti. Kılıçdoğan bugün Batıkent Cemevi’nden son yolculuğuna uğurlanıyor.

Ankara Batıkent’te Pazar günü (31 Ekim) Haydarcan Kılıçdoğan Batıkent Meydan’da yürüdüğü sırada uyuşturucu madde almış bir grup erkeğin 13-14 yaşlarındaki kız çocuklarını cinsel şiddet uyguladığını fark edince engel olmaya çalıştı. Kılıçdoğan, gruba kızların rahatsız olduğunu ve yapmamalarını söyleyince Kılıçdoğan’la grup arasında tartışma çıktı. Tacizci grup tarafından altı yerinden bıçaklanan genç dün yaşamını yitirmişti.

Kılıçdoğan için bugün (3 Kasım), Batıkent Cemevi’nde düzenlenen törene çok sayıda kişi katıldı. Törende bir kişi basının ağlayan anne babayı çekmesine tepki göstererek “Failleri ve cezasız bırakanları çekin” dedi. “Burada ölen Haydar Can değil, insanlık öldü” diyen kişi Batıkent’te artan şiddet vakalarına tepki gösterdi.

Batıkent Cemevi’ndeki törenin ardından Karşıyaka Mezarlığı’na geçildi. Akşam 19.00’da Batıkent Meydan’da yapılacak eyleme de çağrı yapıldı.

Kaynak: Sendika.org

The post Haydarcan Kılıçdoğan Son Yolculuğuna Uğurlandı appeared first on Meydan Gazetesi.

Hapishanelerde yaşanan ihlallere dönük çok sayıda başvuru aldıklarını kaydeden TUHAY-DER Van Şube Eşbaşkanı Kudret Temel, Patnos L Tipi Hapishanesinde içme suyu olarak tutsaklara kanalizasyon suyunun verildiğini, tek kişilik yemeğin dört tutsak arasında bölüştürüldüğünü aktardı. İnsan hakları ve sivil toplum örgütlerinin rapor haline getirdiği ihlallerin başında sürgün, çıplak arama, temel ihtiyaçların giderilmemesi, koğuş baskınları, süngerli oda işkencesi, tedavi hakkının engellenmesi ve kamuoyunda “infaz yakma” olarak bilinen uygulamalar geliyor. Van F Tipi ve Patnos L Tipi Hapishanelerinde bulunan tutsakların ailelerinin son dönemde başvurularının arttığını söyleyen Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAY-DER) Van Şube Eşbaşkanı Kudret Temel, cezaevlerinin tecrit alanlarına dönüştüğünü vurguladı.

Tutsakların maruz kaldığı ihlallere ilişkin derneklerine son dönemde yapılan başvuruların arttığını söyleyen Kudret, cezaevlerinde tutsaklara yönelik hukuksuzluğun her alanda sürdüğünü belirti. Tutsakların temel hak ve özgürlüklerinin hapishane idaresi tarafından  “keyfi bir şekilde” engellendiğine dikkat çeken Kudret, “Temel ihtiyaçlarından dahil sosyal aktivitelerine de müdahale söz konusu. Hiçbir yasal dayanağı olmayan uygulamaları kabul etmeyen tutsaklar işkence görmeye, sürgün edilmeyle karşı karşıya bırakılıyor” diye ekledi. 

 Pandeminin bahane edilerek tutsakların tecrit edildiğini vurgulayan Kudret, idarenin ve görevlilerin mevcut yasaları uygulamadığını dile getirdi. Kudret, “Birçok tutsağa ağırlaştırılmış ceza verilmiş durumda. Dört duvar içinde bir yaşam sürdürmek zorunda olan tutsakların kitap, dergi ve gazeteye erişim gibi en temel hakları dahi engelleniyor. Verilen mevcut ceza söz konusu uygulamalarla daha da ağırlaştırılarak sürdürülüyor. Bunun uluslararası yasalarda, Türkiye yasalarında hiçbir hukuki karşılığı yok” dedi.

“Patnos L Tipi Hapishanesinde içme suyu olarak tutsaklara kanalizasyon suyunun verildiğini, tek kişilik yemeğin dört tutsak arasında bölüştürüldüğünü” aktaran Kudret, “Hapishanede hiçbir hijyen kuralına dikkat edilmiyor. Mevcut tutsak sayısı kapasiteyi aşmış durumda. Kantinde bulunan temel ihtiyaçlar tutsaklara pahalı veriliyor.  Bu insanlık dışı muameleden bir an önce vazgeçilmesini istiyoruz” diyerek konuşmasını bitirdi. 

The post Patnos L Tipi Hapishanesinde Tutsaklara İçme Suyu Olarak Kanalizasyon Suyu Verildi appeared first on Meydan Gazetesi.

İstanbul Kadıköy’de geçen 7 Haziran’da kaldığı pansiyonun üçüncü katından demir parmaklıkların üzerine düşen Şebnem Köker’in yaşamını yitirmesine ilişkin soruşturma tamamlandı. 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Şebnem Köker’in şüpheli ölümü ile ilgili soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında ifadeler alındı. Baba Abdullah Köker ifadesinde, kızının yükseklik korkusu olduğunu bu nedenle öldürüldüğünü düşündüğünü belirtti. Şebnem Köker’in olay gecesi Timuçin Bayhan telefonundan kendisini aradığını ve telefonunu denize düşürdüğünü ertesi gün 16.00’da evde olacağını aktaran Köker, kızının sesinin titreyerek geldiğini söyledi. 

Tanıklar Köker ile Bayhan arasında tartışma yaşandığını da ekledi.

Adli Tıp raporuna göre Köker’in kanında alkol bulunurken uyuşturucuya rastlanmadı. Köker’in yüksekten düşme sonucu genel beden travması ve beyin kanaması nedeniyle öldüğü belirlendi. Bilirkişi tarafından olay yerinde cansız manken keşif yapıldı. Cansız manken Şebnem’in düştüğü pencereden itilerek ve herhangi güç uygulanmadan serbest şekilde bırakılarak pencereden atıldı. Bilirkişi tarafından yapılan ölçümlerde düşüş şekline göre Şebnem Köker’in sırt üstü boşluğa itilerek düşürülmüş olabileceği ya da genç hemşirenin dengesini kaybederek düşmüş olabileceği belirlendi.

Sanık Timuçin Bayhan 7 Haziran’da tanık olarak alınan ilk ifadesinde, Şebnem Köker’in saat 19.00 sıralarında otele geri geldiğini ve telefonunu sahilde düşürdüğünü söylediğini anlattı. Bayhan şüpheli olarak 13 Haziran’da alınan ikinci ifadesinde ise Köker’in saat 23.00 sıralarında otele geri döndüğünü ve telefonunu denize düşürdüğünü söylediğini dile getirdi. Bayhan’ın iki ifadede farklı saatler vermesi ve çelişkili konuşması cinayet şüphesini arttırdı. Şebnem’in arkadaşı Yunus Gençay, dayıları Murat Açıkgöz ile Suat Açıkgöz’ün ifadelerinde sanık Timuçin Bayhan’ın kendilerine olayı farklı şekilde anlattığını söyledi. Şebnem Köker’in ölümünden önce sol el üçüncü tırnağının kırıldığı tespit edildi. Olayın gerçekleştiği yerde Köker ile Bayhan’dan başka kimsenin bulunmaması dikkate alınarak sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair kamu davası açmayı gerektirecek yeterli şüphenin bulunduğu belirtildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Köker’in ölümüyle ilgili yürüttüğü soruşturmayı tamamlandı. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede Timuçin Bayhan’ın “kasten öldürme” suçundan müebbet hapsi istendi.

Kaynak: ETHA

The post Şebnem Köker’in Katledildiği Ortaya Çıktı appeared first on Meydan Gazetesi.

Özyönetim Direnişi döneminde 12 yaşındaki Helin Hasret Şen’i katledilmesine ilişkin hakkında dava açılan polis Abdullah E., görev yaptığı Maraş’ta bir kişinin burnunu kırdı.  Diyarbakır’ın Sur ilçesinde Özyönetim Direnişinin devam ettiği 12 Ekim 2015’te ekmek almaya giden Helin Hasret Şen’in (12), kobra tipi zırhlı araçtan açılan ateş sonucu katledilmesine ilişkin sanık polis Abdullah E. hakkında soruşturma izni alınmadığı için yargılamasının durdurulması kararı alındı. Ardından soruşturma izni alınmasıyla tekrar yargılanmasına devam edilen Abdullah E. bu sefer Maraş’ta tartıştığı Murat G.’nin burnunu kırdı. Tarafların şikayetçi olması üzerine polis Abdullah E. hakkında “Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle kemik kırığı oluşturacak şekilde kasten yaralama” suçundan, Murat G. hakkında ise  “Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret” suçundan Maraş 7’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. 

Tarafların şüpheli-müşteki olduğu davanın iddianamesine göre, olay 5 Haziran 2019’da meydana geldi. İddianamede, Maraş Kalesi civarında Murat G. ile Ghoniya R. ve Adil Ö.’nün aralarında tartışma çıktığı ve tarafların bir birlerini basit şekilde yaralaması üzerine olay yerine Maraş İl Emniyet Müdürlüğü Devriye Ekipleri Amirliği’nde görevli olan Abdullah E. ve Yunus K.’nin sevk edildiği belirtildi. Polislerin Murat G.’yi Necip Fazıl Şehir Hastanesi Acil Servisi’ne götürdüğü ifade edilen iddianamede, burada, Murat G.’nin alkolün etkisiyle Abdullah E.’ye küfür ettiği öne sürüldü. Bunun üzerine Abdullah E.’nin de Murat G.’nin suratına yumruk attığı ve Murat G.’yi polis noktasına zorla soktuğu kaydedilen iddianamede, Murat G.’nin hastane raporunda burnunda basit tıbbi müdahale ile giderilemez kemik kırığı olduğunun tespit edildiği kaydedildi.

Bilirkişi raporunun da hatırlatıldığı iddianamede, bilirkişinin olay sırasında Abdullah E.’nin elinde başka bir şey bulunmadığını, Abdullah E.’nin Murat G.’yi darp etmesinin ardından polis odasına soktuğu, ardından kapı ile perdeyi kapattığını ve içerde arbede yaşandığı kaydedildi. 

 Burnu kırılan Murat G.’nin ifadesine de yer verilen iddianamede, Murat G.’nin bir olaya karışmadığını, polise kendisinin başka biriyle karıştığını söylediğini, hastanedeki polis odasında bekledikleri sırada, Abdullah E.’nin birden elindeki telsizle yüzüne ve burnuna doğru vurduğunu, ardından kendisini polis noktasına sokup yere yatırdığını ve kendisini tekmelediğini anlattığı ifade edildi. 

İddianamede ayrıca, Abdullah E.’nin Murat G.’nin telsizle omuzuna vurduğu beyanına karşılık hastane raporunda omzunda herhangi bir yara izine rastlanılmadığı vurgulandı. Güvenlik kameralarından Abdullah E.’nin Murat G.’yi darp ettiğinin sabit olduğu ifade edilen iddianamede, Abdullah E.’nin 2 ile 6 yıl arası değişen hapsi istendi. İddianamede, müşteki sanık Murat G. için ise bir ile 3 yıl arası değişen hapis cezasıyla cezalandırılması istendi. 

Kaynak: Mezopotamya Ajansı

The post Helin Hasret Şen’i Katleden Polis Gözaltındaki Bir Kişinin Burnunu Kırdı appeared first on Meydan Gazetesi.

Eski uzay araçlarının ve uyduların yörüngede oluşturduğu enkaz yığını uzun süredir gökbilimcilerin gündeminde.

NASA’ya göre, şu anda Dünya’nın yörüngesinde boyutu bir top mermisinden büyük olan en az 27 bin parça yer alıyor. Üstelik bunlar halihazırda kullanımda olan uzay araçlarına zarar verebilecek kadar hızlı hareket ediyor.

Örneğin mayısta bir uzay çöpü, Uluslararası Uzay İstasyonu’na çarpmış ve istasyonun bir kolunda delik açmıştı.

Utah Üniversitesi’nden makine mühendisliği profesörü Jake J. Abbott liderliğindeki araştırma ekibi, yörüngedeki enkazı dönen mıknatıslarla yönlendirebilecek bir uzay aracı tasarısı ortaya koydu.

Özel mıknatıs sistemlerinin kullanılacağı bu uzay aracının, parçaları tek tek yakalamaya çalışmaktansa toplu bir şekilde yörüngenin dışına doğru çekmesi planlanıyor.

Bu yöntem sayesinde bilim insanları, uzaydaki başıboş parçaları yörünge dışına itebilmenin yanı sıra atmosfere doğru sürükleyip yanmasını da sağlayabilecek.

Mıknatıslı uzay aracı arızalanan uyduların tamirinde de kullanılabilecek. Örneğin hasar görüp kendi etrafında hızla dönmeye başlayan bir uydu bu mıknatıslarla durdurulabilecek. Bu da uydunun onarımını mümkün kılacak.

Uzay enkazlarının toplanmasıyla ilgili bir sorun da bazı hassas parçaların kırılma ihtimali. Enkazı temizlemekle görevli bir uzay aracının robotik koluyla kavrayacağı nesneler baskıya dayanamayıp parçalanabilir. Bu da yörüngedeki enkazın sayısının artmasıyla sonuçlanabilir.

Ancak Abbott liderliğinde tasarlanan bu mıknatıslar, kolayca kırılabilecek nesnelerin yönlendirilmesine de olanak tanıyabilir.

Araştırmacılar söz konusu mıknatısların hedef cisme daha hafif bir kuvvet uygulayacağını ve hiçbir parçaya zarar vermeyeceğini vurguluyor.

Abbott, “Yapmak istediğimiz şey, nesneleri manipüle etmekti, sadece itmek değil, Dünya’da yaptığınız gibi her yönden manipüle etmekti” diye konuştu.

Kaynak Independent Türkçe / Der.: Çağla Üren

The post Bilim İnsanları Uzay Çöplerini Mıknatısla Temizleyecek appeared first on Meydan Gazetesi.

The post Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi’nden Bakırköy Kadın Hapishanesi’nde Eylem Çağrısı appeared first on Meydan Gazetesi.

Çocuğun babası Hüseyin Hattabi, karakolda kendilerine 24 saat geçmeden bir şey yapamayacaklarını söylediklerini belirtti.

Daha sonra kendilerinin aramaya başladıklarını aktaran Hattabi, “Whatsapp’ta gruplara çocuğumun resmini attım, kayıp olduğunu söyledim. Mahalleden tanıdık çocuklar aradı Enzavi B. ile gördüklerini söylediler. Sonra mahallenin küçük çocukları oğlumun telefonunu E.B.’nin elinde gördüklerini söylediler. Biz Enzavi B’yi bulduk, konuşturduk sonra yeri tarif etti. Harabeye girdiğimizde çocuğumu ölü bulduk. Polise haber verdik” diye konuştu.

Enzavi B. Muhammed Hattabi’nin telefonunu gasp edip Hattabi’yi öldürdüğünü itiraf etti.

The post Polisin “24 Saat Sonra Aramaya Başlarız” Dediği Kayıp Göçmen Çocuk Ölü Bulundu appeared first on Meydan Gazetesi.

İsminin Kyota Hattori olduğu öğrenilen saldırganın ilk olarak 70 yaşında bir adamı bıçakladıktan sonra yolculara asit püskürtüp vagonu ateşe vermeye çalıştığı öğrenildi.

Saldırı sırasında 17 yolcu yaralandı. Saldırgan, trenin yolcular tarafından durdurulmasının ardından polise teslim oldu. Verdiği ilk ifadesinde, “idam cezası alabilmek için en az 2 kişiyi öldürmek istediğini” söyledi.

The post Japonya’da Trende Gerçekleşen Saldırıda 17 Kişi Yaralandı appeared first on Meydan Gazetesi.

Pazar günü Altinopolis’te bulunan Duas Bocas mağarasında eğitim görevi gören 27 itfaiyeciden 10’u, mağaranın çökmesi sonucunda enkaz altında kaldı.

Yağmur sebebiyle aksayan arama kurtarma çalışmaları gece saatlerine kadar sürdü. Göçük altında kalan 10 itfaiyeciden dokuzunun cansız bedenine ulaşılırken, bir itfaiyeci de yaralı olarak kurtarıldı.

The post Brezilya’da Mağara Çöktü 9 Kişi Yaşamını Yitirdi appeared first on Meydan Gazetesi.

Eskişehir H Tipi Hapishanede tutsak bulunan gazeteci Devrim Ayık’ın sağlık durumu gittikçe kötüye gidiyor. Bağırsak iltihabı nedeniyle öncesinde iki kez ameliyatı gerçekleştirilen Devrim Ayık yüzde 76 engelli raporu olduğu halde tekrar tutuklandı. 23 Ekim günü hapishane görüşüne giden Hülya Ayık, oğlunun sırtında hastalığa bağlı olarak yeni yaralar tespit edildiğini, hastalığın ilerlemesi durumunda üçüncü bir ameliyatın riskli olduğunu ve hapishane koşullarının tedaviye elverişli olmadığını belirtti. Hülya Ayık hapishane yönetiminin kasıtlı olarak yanlış poliklinikten randevu alarak tedaviyi engellediğini de sözlerine ekledi.

The post Tedavisi Engellenen Tutsağın Sağlık Durumu Kritik appeared first on Meydan Gazetesi.

Geçtiğimiz günlerde Denizli’de erkek sevgilisi Furkan Zıbıncı tarafından katledilen Şebnem Şirin’in avukatı açıklamada bulundu. Olay günü çevrede ses duyan komşuların polise ihbarda bulunduğunu, ihbar üzerine polislerin kapıya kadar gelip “ses olmadığı” gerekçesiyle işlem gerçekleştirmediğini belirten avukat “Şebnem kurtarılabilirdi” şeklinde konuştu.

The post Şebnem Şirin Katledilirken Polis “Ses Yok” Diyerek İşlem Yapmadı appeared first on Meydan Gazetesi.