The post Roboski’de Anma Öncesi Devlet Ablukası appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>28 Aralık 2011’de TSK’nın Şırnak(Şirnex) Roboski ilçesinden 34 köylüyü F-16 savaş uçakları ile bombalaması sonucu yaşanan katliamın 8. yıl dönümü öncesi köyün etrafı ablukaya alındı.
Yarın saat 13.00’te mezarlıkta yapılacak anma için bu akşamdan zırhlı araçlar köyün çevresinde konuşlandı ve mezarlık çevresini de TOMA ve zırhlı araçlar sardı.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı
The post Roboski’de Anma Öncesi Devlet Ablukası appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Bir Yalan Daha Çöktü: Ceylanpınar Davası’nda Herkes Beraat Etti appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Ceylanpınar’da iki polisin öldürülmesi davasında iki buçuk yıl sonra beraat çıktı. Dördü tutuklu dokuz kişi beraat etti. Bu kararla iki polisin öldürülme olayı ile ilgili “sanık” adlandırılabilecek kimse kalmadı. Davada tutuklu yargılanan gençlerin avukatı Hüseyin Akay, bunun beklenen bir karar olduğunu, devam eden davada herhangi bir hukuki delilin olmadığını söyledi. Davada yargılanan gençlere yöneltilen suçlamalar arasında yer alan “…öldürülen polislerin karşı dairesini kiralamak ve daha sonra da Suriye’den gelen bir grupla birlikte balkondan girerek polisleri öldürmek.” iddiası, polislerin evinde yapılan aramada gençlerden hiçbirinin parmak izine rastlanmamıştı. Evde, polislerin evine hiç gitmediğini iddia eden polis memuru Burak Koru’nun parmak izi bulunmuştu.
Urfa’nın Ceylanpınar ilçesinde 22 Temmuz 2015’te, polis memurları Feyyaz Yumuşak ve Okan Uçar evlerinde başlarından vurularak öldürülmüştü. “Çözüm Süreci” olarak adlandırılan ateşkes-müzakere dönemini bitirerek, sokağa çıkma yasakları,ablukalar ve katliamların yaşanmasının yaşandığı sürecin miladı sayılan bu olay sonrası devlet, “terörle mücadele konsepti” adı altında savaş sürecine geçmişti. 23-24 Temmuz’da Kandil’e yönelik hava operasyonu sonrası, saldırılar Bakur’a yoğunlaşmıştı. Devlet tarafından, ağır silahların kullanıldığı, yaklaşık bir yıl süren operasyonlar sonrası Cizre,Sur,Şırnak, Silopi,Nusaybin ve Yüksekova’da ağır bir yıkım yaşanmıştı.
Bu süreçte yaşanan saldırılarda Cizre’deki bodrumlarda yakılarak katledilenler, evinin önünde vurularak yaşamını yitiren ve cenazesi 7 gün boyunca yerde kalan Taybet İnan (Taybe Ana), yine Cizre’de katledildikten sonra, annesi tarafından bedeni bir derin dondurucuya konulan 10 yaşındaki Cemile Çağırga, bu kanlı ve karanlık sürecin akılda kalan trajik örneklerinden sadece birkaçı.
The post Bir Yalan Daha Çöktü: Ceylanpınar Davası’nda Herkes Beraat Etti appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Gazze’de İsrail Ablukası Nedeniyle 13 Filistinli Yaşamını Yitirdi appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Gazze’de, işgalci İsrail devleti tarafından 2007 yılından bu yana abluka uygulanıyor. Son olarak, uygulanan bu abluka nedeniyle 2’si çocuk, 13 kişi yaşamını yitirdi. Gazze’de, çeşitli hastalıklar nedeniyle tedavi olmaları gereken bu kişilere, İsrail devleti tarafından Gazze’den çıkış izni verilmemişti.
The post Gazze’de İsrail Ablukası Nedeniyle 13 Filistinli Yaşamını Yitirdi appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Sinema: ” Abluka ” – Gürşat Özdamar appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Bir belediyede köpek itlaf işinde çalışıyor olsanız, ama günün birinde öldürmek için ateş ettiğiniz köpeklerden biri yaralanarak ölmekten kurtulsa, siz de o köpeği iyileştirmek için evinizde saklasanız, bu durumu, duyulursa işinizden olacağınız korkusuyla iş arkadaşlarınızdan, evde köpek beslemeyi efemine bularak sizi aşağılayacağı korkusuyla abinizden saklamak zorunda kalsanız…
Ya da, uzun süre hapis yattıktan sonra salıverilseniz, ama bunun karşılığında, sürekli bombalar patlayan bir gecekondu mahallesinde bombacı “terörist”leri bulmak için çöp toplayıcısı görünümü altında muhbirlik işi yapmak durumunda bırakılsanız… Ancak işinizi iyi yapmazsanız, yani bombalarla ya da bombacılarla ilgili herhangi bir bilgi veremezseniz gerisin geri hapse döneceğiniz tehdidiyle ve korkusuyla her şeye şüpheli olarak yaklaşsanız…
Emin Alper’in Tepenin Ardı’nın ardından senaryosunu yazıp çektiği Abluka filmi, böyle iki insanın, iki kardeşin, Ahmet’in ve Kadir’in öyküleri üzerinden ilerliyor. Üstelik her biri, bir diğerinin korkusunu daha da pekiştirerek bir sarmal biçiminde çoğalmasına zemin sağlıyor. Biri, diğerinin ablukası oluyor da denebilir.
Üstüne üstlük, yaşadıkları yer, polis noktaları, kimlik kontrolleri, devriye atan polis araçları, durmadan çalan sirenleri eksik olmayan, devletin kontrolü altındaki bir gecekondu mahallesi olunca, var olan ablukalarına bir de devlet ablukası ekleniyor. Her ne kadar filmde buranın neresi olduğu söylenmese de, geçtiğimiz haftalarda devletin polis ve asker gücüyle abluka altına aldığı “öteki” yerlerden birine benzer bir mahalle olduğuna kuşku yok.
Film, Ahmet’in ya da Kadir’in gözünden anlatılarak ilerliyor. Buna ek olarak, kimi sahnelerde zaman atlaması ile kamera dış göze geçiyor ve böylece o olayı bir de başka açıdan görebilmemiz olanaklı oluyor.
Aslında kapitalist sistemin, büyük iktidarların, otoritenin görünmez baskıları altında, kendilerini çaresiz hisseden, çıkmazları olan, çaresizlikler yaşayanlardan yalnızca ikisi, Ahmet ve Kadir. Ahmet yaptığı işe öylesine yabancılaşmış ki, bir köpeği evinde saklayabiliyor. Bunu yapmaya iten şey, işine eleştirel gözle bakması ya da farkındalığının gelişmesi de değil üstelik. Ertesi gün bir başka semte gidip köpekleri öldürme görevini sürdürüyor. Köpekler de abluka altında olmayı sürdürüyor. Evdeki köpeği başka bir kategoride tutuyor yalnızca. Bir işkenceci polisin akşam evine gittiğinde sevecen bir baba olarak çocuğuna sarılabilmesi gibi bir durumu anımsatıyor bu.
Kadir’in korkuları daha cezaevinden çıktığı ilk gün başlamıştır. Sürekli bombalar patlayan bu mahallede, çöplerdeki atıkları inceleyip bomba yapımında kullanılan malzemeler olup olmadığını bildirmesi şartıyla tahliye etmiştir. Kadir, Ahmet’in arkadaşı Ali’nin üst katında bir ev kiralar. Burada Ali’nin eşi Meral’e duyduğu saplantı ve kurduğu fanteziler onu fazlasıyla bunaltır.
Ahmet’in köpeği saklamak için evine kapanması, Kadir’i daha da bir kuşkucu yapar ve Ahmet’i bombaları patlatan “terör” örgütüyle ilişkilendirecek bir mantık kurmasına yol açar. Üstelik kaderi, topladığı çöplerden farksız, sistemin değersiz gördüğü bir atık gibi, eline güç ve yetki verilmiş, beceriksiz bir polis müdürünün iki dudağının arasındadır.
Kendi korkuları, kendi paranoyaları, büyük ablukayı görmelerine mani oluyor. Sistemin onlara da bulaştırdığı paranoya onları gerçeklikten uzaklaştırıyor. Örneğin bombalar tepelerinde patlar, silahlar susmazken, onları en çok korkutan şey bir kapı zili oluyor.
Medyası da suskunluğuyla bu ablukayı derinleştiriyor. “Belediye Başkanı, sokak hayvanlarını modern barınaklara yerleştirdi” haberinin ardından “Terörist ölü ele geçirildi” haberi bize hiç de yabancı değil. Kadir, Ahmet’i ihbar etmiştir. Ahmet ve Kadir bu ablukadan sağ çıkamaz. Onların ablukaları biter, ama abluka sürer.
Filmin genelde distopik sayılabilecek tadı olsa da, tersine, sokaklara yazılmış ”Güvenlik noktası tecrit demek; ablukaya hayır!’’ yazılaması ile bir umut taşıyor. O umut şimdi çok daha gerekli.
Gürşat Özdamar
[email protected]
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 30.sayısında yayımlanmıştır.
The post Sinema: ” Abluka ” – Gürşat Özdamar appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>