ali kitapçı – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Fri, 24 Jan 2020 13:13:06 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 10 Ekim Katliamı Anmasındaki Konuşmaya Soruşturma https://meydan1.org/2020/01/24/10-ekim-katliami-anmasindaki-konusmaya-sorusturma/ https://meydan1.org/2020/01/24/10-ekim-katliami-anmasindaki-konusmaya-sorusturma/#respond Fri, 24 Jan 2020 13:13:02 +0000 https://meydan.org/?p=53674 10 Ekim Katliamı’nın 4. Yılında Ali Kitapcı’nın mezarlık anmasında Karala dergisi adına konuşma yapan Şamil Parlak’a Ankara polisinin şikayetiyle soruşturma başlatıldı. Karala Dergisi’nden yapılan açıklamaya göre konuşmada geçen “Devlet iki tane canlı bombayı yoldaşlarımızın üzerine saldı, 103 yoldaşımızı katletti. İlk önce 2 tane bomba patlattılar, o bomba Ali’yi öldürmeye yetmedi. Ardından dakikalar içinde gaz bombalarıyla […]

The post 10 Ekim Katliamı Anmasındaki Konuşmaya Soruşturma appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

10 Ekim Katliamı’nın 4. Yılında Ali Kitapcı’nın mezarlık anmasında Karala dergisi adına konuşma yapan Şamil Parlak’a Ankara polisinin şikayetiyle soruşturma başlatıldı.

Karala Dergisi’nden yapılan açıklamaya göre konuşmada geçen “Devlet iki tane canlı bombayı yoldaşlarımızın üzerine saldı, 103 yoldaşımızı katletti. İlk önce 2 tane bomba patlattılar, o bomba Ali’yi öldürmeye yetmedi. Ardından dakikalar içinde gaz bombalarıyla saldırdılar Ali’nin üzerine. Bizi, devrimci anarşistleri devletin canlı bombaları da gaz bombaları da durduramaz. Biz şunu çok iyi biliyoruz, o iki bombanın pimini çeken el ile, gaz fişeklerinin tetiğini çeken el aynı eldir. Bizler Ali gibi bu iki elle mücadele etmeye devam edeceğiz. Devlet ne yaparsa yapsın, ister üzerimize bomba atsın, ister tutuklasın biz mücadelemizden bir adım bile geri atmayacağız.” ve “Korkuyorlar, bizim örgütlenmemizden korkuyorlar, bir araya gelmemizden korkuyorlar, sıkılı yumruklarımızdan korkuyorlar. Belki bugün buraya baktıklarında Ali’nin mezarının başında göz yaşı döken insanlar görüyorlar. Ama sanmasınlar ki bu göz yaşı korkudandır. Bu göz yaşı öfkedendir, bunu bilsinler. Biz katliamın 4. yılında yine söylüyoruz, Ali gibi hayatımız boyunca devrimci anarşizm mücadelesini bu topraklarda örgütlemeye devam edeceğiz. Yaşasın devrim, yaşasın devrimci anarşizm!” ifadeleri nedeniyle “halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve devletin egemenliğini alenen aşağılama” suçlamasıyla soruşturma açıldı. Bu kapsamda bugün Şamil Parlak, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nda konuşmasının suç oluşturmadığını, gerçekleri söylemenin suç olamayacağını ifade etti.

İfade sonrası yapılan açıklamada “Mezarlık anmasında da söylediğimiz gibi, devrimci anarşistleri bombalarla durduramadılar, soruşturmalarla da durduramayacaklar. Ne yaparlarsa yapsınlar, her türlü baskıya rağmen doğru bildiğimizi söylemeye, anarşizmi bu topraklarda örgütlemeye devam edeceğiz.” açıklamalarına yer verildi.

Kaynak: Karala

Soruşturma konusu yapılan konuşma:

The post 10 Ekim Katliamı Anmasındaki Konuşmaya Soruşturma appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/01/24/10-ekim-katliami-anmasindaki-konusmaya-sorusturma/feed/ 0
Hapishanenin “Terörist” Yaftalamasına Karşılık, Tutsaklara ‘Meydan Gazetesi’ ve ‘Bizim Ali’ Kitabı Gönderildi https://meydan1.org/2020/01/14/hapishanenin-terorist-yaftalamasina-karsilik-tutsaklara-meydan-gazetesi-ve-bizim-ali-kitabi-gonderildi/ https://meydan1.org/2020/01/14/hapishanenin-terorist-yaftalamasina-karsilik-tutsaklara-meydan-gazetesi-ve-bizim-ali-kitabi-gonderildi/#respond Tue, 14 Jan 2020 12:27:39 +0000 https://meydan.org/?p=53344 Geçtiğimiz Aralık ayında, Bakırköy Hapishanesi’nde tutsak bulunan Esra Arıkan’a gönderilen anarşist Meydan Gazetesi’nde yer alan bazı yazılar çeşitli bahaneler öne sürülerek hapishane yönetiminin hoşuna gitmemiş ve gazetenin ulaştırılması engellenmişti. Bu bahanelerden biri de 10 Ekim Ankara Katliamı’nda yaşamını yitiren Anarşist sendikacı Ali Kitapcı’nın yaşamını anlatan ‘Bizim Ali’ kitabının yazarı ile yapılan ropörtaj. Hapishane yönetiminin Ali […]

The post Hapishanenin “Terörist” Yaftalamasına Karşılık, Tutsaklara ‘Meydan Gazetesi’ ve ‘Bizim Ali’ Kitabı Gönderildi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Geçtiğimiz Aralık ayında, Bakırköy Hapishanesi’nde tutsak bulunan Esra Arıkan’a gönderilen anarşist Meydan Gazetesi’nde yer alan bazı yazılar çeşitli bahaneler öne sürülerek hapishane yönetiminin hoşuna gitmemiş ve gazetenin ulaştırılması engellenmişti. Bu bahanelerden biri de 10 Ekim Ankara Katliamı’nda yaşamını yitiren Anarşist sendikacı Ali Kitapcı’nın yaşamını anlatan ‘Bizim Ali’ kitabının yazarı ile yapılan ropörtaj.

Hapishane yönetiminin Ali Kitapcı’nın anısını “terörist” diyerek yaftalamasına ve yayın yasaklarına karşı hafta başında Ali’nin ailesi ve yoldaşları tarafından hapishane ile ilgili suç duyurusunda bulunulmasının ardından bugün, Bakırköy Kadın Hapishanesi’nde tutsak bulunan kadınlara Meydan Gazetesi ve Bizim Ali – Anarşist Bir Demiryolcunun Hikayesi kitabı gönderildi.


Yine geçtiğimiz Aralık ayında, Ali’nin ailesi ve yoldaşları Ankara’da bir basın toplantısı gerçekleştirmişti ve “terörist” ithamında bulunanların mutlaka hesap vereceklerini açıklamışlardı.

The post Hapishanenin “Terörist” Yaftalamasına Karşılık, Tutsaklara ‘Meydan Gazetesi’ ve ‘Bizim Ali’ Kitabı Gönderildi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/01/14/hapishanenin-terorist-yaftalamasina-karsilik-tutsaklara-meydan-gazetesi-ve-bizim-ali-kitabi-gonderildi/feed/ 0
Ali Kitapcı’nın Ailesi ve Yoldaşları Basın Toplantısı Gerçekleştirdi https://meydan1.org/2019/12/30/ali-kitapcinin-ailesi-ve-yoldaslari-basin-toplantisi-gerceklestirdi/ https://meydan1.org/2019/12/30/ali-kitapcinin-ailesi-ve-yoldaslari-basin-toplantisi-gerceklestirdi/#respond Mon, 30 Dec 2019 11:59:05 +0000 https://meydan.org/?p=52783 Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi’ne posta yoluyla gönderilen Meydan Gazetesi’nin 51. sayısı hapishane tarafından alınmaması, gerekçe olarak, gazetede yer alan 3 yazıyı -“Tutsak Esra Arıkan Yeniden Açlık Eyleminde”, “Gençlik Anarşizm’de Örgütleniyor” ve “Anarşist Bir Demiryolcunun Hikayesi, Bizim Ali”- gösteren hapishane yönetimi, Ali Kitapcı anısına çıkarılan ve hayatını anlatan kitabın yazarı ile yapılan söyleşi için, “terör örgütü […]

The post Ali Kitapcı’nın Ailesi ve Yoldaşları Basın Toplantısı Gerçekleştirdi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi’ne posta yoluyla gönderilen Meydan Gazetesi’nin 51. sayısı hapishane tarafından alınmaması, gerekçe olarak, gazetede yer alan 3 yazıyı -“Tutsak Esra Arıkan Yeniden Açlık Eyleminde”, “Gençlik Anarşizm’de Örgütleniyor” ve “Anarşist Bir Demiryolcunun Hikayesi, Bizim Ali”- gösteren hapishane yönetimi, Ali Kitapcı anısına çıkarılan ve hayatını anlatan kitabın yazarı ile yapılan söyleşi için, “terör örgütü üyesinin hayatından alıntılar yaparak övgüyle bahsedildiği” yorumunu yapmıştı.

10 Ekim katliamında yaşamını yitiren anarşist Ali Kitapçı’nın ailesi ve yoldaşları konu ile ilgili bir basın toplantısı düzenledi. Mülkiyeliler Birliği’nde gerçeklen basın toplantısında, Emel Kitapcı’nın okuduğu basın metninde “Bu mesnetsiz iddiaların Ali Kitapcı’nın üzerine yapışmayacağını biliyoruz. “Ben söyledim oldu, ben yasakladım oldu, kanun da benim güç de benim” anlayışı bu topraklarda hüküm süremeyecek, er ya da geç son bulacak ve bizler o güne kadar zulme boyun eğmeyeceğiz. Ali Kitapcı’yı da, onun fikirlerini de, 10 Ekim karanlığında katledilen tüm canlarımızı da yaşatmaya devam edeceğiz. Bu ithamlarda bulunanlar mutlaka hesap verecekler.” dedi.

Anarşistlere terörist demek bir devlet politikası olduğunun vurgulandığı açıklama, “Ali’nin terörist olduğuna onu tanıyan bir kişiyi bile ikna edemeyecekler ama biz bütün yeryüzünü devletin teröristin ta kendisi olduğuna ikna edeceğiz.” denilerek sonlandırıldı.

The post Ali Kitapcı’nın Ailesi ve Yoldaşları Basın Toplantısı Gerçekleştirdi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2019/12/30/ali-kitapcinin-ailesi-ve-yoldaslari-basin-toplantisi-gerceklestirdi/feed/ 0
Bakırköy Hapishanesi, Ankara Katliamı’nda Öldürülen Ali Kitapcı’ya Terörist Dedi – Gökhan Soysal https://meydan1.org/2019/12/26/bakirkoy-hapishanesi-ankara-katliaminda-oldurulen-ali-kitapciya-terorist-dedi-gokhan-soysal/ https://meydan1.org/2019/12/26/bakirkoy-hapishanesi-ankara-katliaminda-oldurulen-ali-kitapciya-terorist-dedi-gokhan-soysal/#respond Thu, 26 Dec 2019 09:47:14 +0000 https://meydan.org/?p=52621 Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi, tutsak Esra Arıkan’a Meydan Gazetesi vermemekle kalmadı, buna gerekçe ürettiği kararında Ankara Katliamı’nda öldürülen Ali Kitapcı’ya terörist dedi. Tutsaklara istedikleri gazete, dergi, kitap vb. yayınları vermemek, devletin tutsaklar üstündeki baskılarının ve tutsakları sadece özgürlüğünden alıkoymayıp bir kez daha tutsak etmeye çalışmalarının en bilinen hallerinden birisidir. Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi de bu […]

The post Bakırköy Hapishanesi, Ankara Katliamı’nda Öldürülen Ali Kitapcı’ya Terörist Dedi – Gökhan Soysal appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi, tutsak Esra Arıkan’a Meydan Gazetesi vermemekle kalmadı, buna gerekçe ürettiği kararında Ankara Katliamı’nda öldürülen Ali Kitapcı’ya terörist dedi.

Tutsaklara istedikleri gazete, dergi, kitap vb. yayınları vermemek, devletin tutsaklar üstündeki baskılarının ve tutsakları sadece özgürlüğünden alıkoymayıp bir kez daha tutsak etmeye çalışmalarının en bilinen hallerinden birisidir. Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi de bu yöntemin sıklıkla kullanıldığı yerlerden biri. Son örnek de Meydan Gazetesi’nin 51. sayısının tutsak Esra Arıkan’a verilmesinde yaşandı.

Hapishane Eğitim Kurulu Başkanlığı’nın tutsaklara verilmeyen yayınlar listesi oldukça uzun. Bu kararda da görüldüğü üzere iktidar aleyhine bir tek söz dahi üretmek yasaklanmak için yeterli. Esra Arıkan’a gazete vermemek içinse 3 sebep sıralanmış. Bu sebeplerden birisi, Esra Arıkan’ın gerçekleştirdiği açlık eylemiyle ilgili. Hapishane yönetimi, “hapishanenin güvenliğini düşünerek” hapishanedeki baskılara karşı direnen Esra Arıkan’ın açlık eylemiyle ilgili haberinin gerçeği yansıtmadığını iddia ediyor ve Esra Arıkan ile ilgili haberi gerekçe göstererek gazeteyi Esra Arıkan’a veremeyeceğini söylüyor.

Hapishane yönetiminin gazete vermemek için ürettiği ikinci gerekçeyse gazetede yer alan, “Gençlik Anarşizmde Örgütleniyor” yazısında örgüt olmaya teşvik edici ifadelere yer verilmesi ve örgüt olmanın öneminden bahsedilmesi oluyor. Hapishane yönetimine göre bunları yapmak, terör örgütü propagandası yapılması anlamına geliyor. Yazıya baktığınızda rahatlıkla görebileceğiniz üzere hapishane yönetiminin kuruntusuna en büyük sebep sanıyoruz yazıda geçen özgürlük kelimeleri ve devletin adaletsizliğine isyan edilmesine yönelik çağrısı. Örgüt olmak, örgütlü olmaya teşvik etmek suç olarak değerlendiriliyor.

Hapishane yönetiminin gazete verilmemesine sebep olarak sıraladığı üçüncü ve son sebepse “Anarşist Bir Demiryolcunun Hikayesi : BİZİM ALİ” başlıklı yazı. Hapishane yönetimine göre bu yazının içeriğinde terör örgütü üyesinin hayatından alıntılar yapılarak ondan övgüyle bahsedilmiş. Ali Kitapcı kim peki? Ali Kitapcı, 10 Ekim Ankara Katliamı’nda yaşamını yitiren yoldaşlarımızdan birisi. Ali Kitapcı’yı burada anlatmak yerine Meydan Gazetesi’nin 29. sayısında 15 yıllık arkadaşının “Trenleri Durduran Adam” yazısını önerelim.

“Söz konusu vatansa gerisi teferruattır” sözünü bilirsiniz. Hapishane yönetimi için söz konusu kendilerine laf ettirmemekse gerisinin yine teferruat olduğu açık. Ankara Katliamı’nda katledilen 100’ün yukarısındaki yoldaşımızdan, arkadaşımızdan, kardeşimizden birisi olan Ali Kitapcı da devlet için, hapishane yönetimi için bir teferruat. Aynı Roboski’de katledilen insanlar gibi, aynı Hrant Dink gibi…

Bu arada bu yasağa karşı Bakırköy İnfaz Hakimliği nezdinde karara itiraz ettiğimizi belirtelim. Devletin yargı mensupları da hapishane yönetiminden farklı düşünmüyor. Savcı, görüş yazısında itirazımızın reddini talep ettiği ve hakim de bir tek gerekçe dahi üretmeden bu talebe uygun olarak itirazımızın reddine karar verdi. Hapishane yönetiminin iddialarını sıralamaktan başka bir şey yapılmayan kararda hakimlik, hukuka ve mevzuata aykırı bir yön bulamamış! Hukukunuza ve mevzuatınıza bu karar uygun olabilir ama hiçbir zaman adalete uygun olmayacak. Biz adaletin peşindeki teferruatlarsa hiçbir zaman mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.

The post Bakırköy Hapishanesi, Ankara Katliamı’nda Öldürülen Ali Kitapcı’ya Terörist Dedi – Gökhan Soysal appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2019/12/26/bakirkoy-hapishanesi-ankara-katliaminda-oldurulen-ali-kitapciya-terorist-dedi-gokhan-soysal/feed/ 0
Anarşist Bir Demiryolcunun Hikayesi : BİZİM ALİ https://meydan1.org/2019/11/12/anarsist-bir-demiryolcunun-hikayesi-bizim-ali/ https://meydan1.org/2019/11/12/anarsist-bir-demiryolcunun-hikayesi-bizim-ali/#respond Tue, 12 Nov 2019 06:52:31 +0000 https://test.meydan.org/2019/11/12/anarsist-bir-demiryolcunun-hikayesi-bizim-ali/ 10 Ekim Ankara Katliamı’nda yaşamını yitiren yoldaşlarımızın, dostlarımızın anısını yaşatmak ve mücadelelerini anlatmak için verilen çabalardan biri olarak, katliamın 4. yıl dönümünde Bizim Ali kitabı yayınlandı. Ali Kitapçı’nın yaşamını ve mücadelesini anlatan Bizim Ali kitabının yazarı Cem Gök’le Meydan Gazetesi olarak anarşist bir sendikacının hikayesini, 10 Ekim’i ve sonrasını konuştuk. Önce kitabın oluşum sürecinden başlayalım […]

The post Anarşist Bir Demiryolcunun Hikayesi : BİZİM ALİ appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

10 Ekim Ankara Katliamı’nda yaşamını yitiren yoldaşlarımızın, dostlarımızın anısını yaşatmak ve mücadelelerini anlatmak için verilen çabalardan biri olarak, katliamın 4. yıl dönümünde Bizim Ali kitabı yayınlandı. Ali Kitapçı’nın yaşamını ve mücadelesini anlatan Bizim Ali kitabının yazarı Cem Gök’le Meydan Gazetesi olarak anarşist bir sendikacının hikayesini, 10 Ekim’i ve sonrasını konuştuk.

Önce kitabın oluşum sürecinden başlayalım istersen. Yazmaya nasıl karar verdin, nasıl bir süreç sonunda oluştu bu kitap? Ali’yle nasıl bir ilişkin vardı, bu ilişki kitaba nasıl yansıdı?

Ben İstanbul’daydım Ali Ankara’daydı, Ali ile farklı dönemlerde anarşizmle tanışmış insanlarız. Ali 80’lerin sonunda İngiltere’de anarşizmle tanışırken ben 2000’lerin başında üniversite ile birlikte anarşizmle tanıştım. Bir noktadan sonra benim politik düşüncelerimi şekillendiren şey sınıf mücadeleci anarşizm ve onun daha önemli olduğu vurgusuydu. İstanbul’da yaşayan bir arkadaş çevresi olarak “işçi sınıfı içerisinde nasıl mücadele ederiz, onlarla birlikte nasıl hareket edebiliriz’’in derdine düşmüştük. Biz üniversitede öğrenciyken Ankara’da Ali Kitapçı diye bir kişiyi duyuyorduk, gidip geldikçe onunla görüşmeye başladık. Çok sık olmasa da onunla sohbet ediyorduk. Anarko-sendikalist bir bakış açısıyla kendi sendikasında, kendi iş yerinde mücadele etmeye çalışan bir kişiydi. 90’lardan başlayarak katledildiği 2015 yılına kadar aynı çizgide kendi mücadelesini koruyan bir kişiydi. Katledilmesi benim ve birçok arkadaşımız için çok yıkıcı oldu. Ne yapılabilir Ali’nin anısı için diye düşündük. Çünkü Ali’nin anısı sadece bireysel bir anı değil, bir mücadele hattının simgesiydi. O mücadele hattının simgesini öne çıkarmak ve onun mücadelesini anlatmak ve yaşatmak için ne yapabiliriz diye bir süre düşündük. Bir dönem bir kütüphane kurulabilir mi diye bir fikir vardı fakat şekillenemedi. Sonrasında kitap fikri ortaya çıktı. Daha sonra bunu Ankara’daki arkadaşlara aktardım. Ankara’daki arkadaşlar da olumlu bakınca kitap çalışması başladı. Fikrin ortaya çıkışı ve şekillenişi böyleydi aslında.

Kitabın içeriğinden biraz bahseder misin? Ali’nin yaşamı, mücadelesi ve anarşist hareket arasındaki ilişki kitaba nasıl yansıdı?

1980’lerin öncesinde Ali mücadelenin içine giriyor, o zaman lise öğrencisi. O dönemden itibaren kendi bulunduğu dönemde ne zaman ne yapıyorsa onun etrafında şekillenen bir dönem anlatımı şeklinde kitabı kurguladım. Ali 80 öncesinde MLSPB içerisinde örgütlü, orada bir şeyler yapmaya çalışıyor. 80 sonrasında 12 Eylül’le birlikte o ilişkileri ortadan kalkıyor. Politik anlayışını değil belki ama, politika yapma tarzını belirleyen şeylerden biri lise döneminde kurduğu örgütsel ilişki. Kitapta da biraz anlatmaya çalıştığım şey, Ali’nin politik tutumlarını şekillendiren teoriden ziyade, pratik ve mücadele olduğuydu. Bu teoriyi önemsemediği ya da bilmediği anlamına da gelmiyor ama politik tutumunu belirleyen teoriden daha çok pratik mücadelenin kendisiydi.

80 sonrasında İngiltere’ye gidiyor ve anarşistlerle tanışıyor. Tabii o döneme dair birebir tanıklığa ulaşamadık ama o dönemde kendi anlattıkları üzerinden bunu çıkartıyoruz. Orada sosyalistlerle bir greve gidiyor, greve polis saldırınca sosyalistler kaçıyor, anarşistler mücadele eden işçilerin yanında duruyor. Bundan çok etkileniyor. Orada da anarşizmle kurduğu ilişki pratik mücadele üzerinden. Kitap okuyarak anarşizmle ilişki kurmuyor. Birincisi pratik, ikincisi de sınıf mücadelesi üzerinden ilişki kuruyor. Türkiye’ye geldiğinde de aslında bu anlayışla hareket etmeye çalışıyor. 90’lardan itibaren kamu emekçisi, BTS’nin öncülü olan dernek süreçlerinin ve DEM-SEN’in kurucu üyesi olarak süreçlerde aktif biçimde yer alıyor.

İşyerinde tanıştığı ve ilişkide bulunduğu insanları sürekli sınıf mücadelesine çekmeye çalışıyor. Gidelim mahallelerde, işyerlerinde örgütlenelim diyor. Bunu aslında son dönemine kadar yapıyor. Tanıştığı ve ilişki kurduğu bütün insanlara bunu söylüyor ama aynı zamanda şunu da yapıyor, sınıf mücadelesini de anarşizme çekmeye çalışıyor. Herkes Ali’yi anarşist kimliğiyle biliyor işyerinde, kimliğini saklamıyor. Anarşizmin Türkiye’de bilinmiyor olmasına rağmen insanlar, Ali’yi tanıyarak aslında anarşizmi doğru biçimiyle algılamaya başlıyor. Saygı uyandıran bir yanı da var; insanların anarşizmle olan mesafeleri de azalıyor ve Ali ile ilişkilenen kendine anarşist diyen demiryolu emekçileri de ortaya çıkıyor. Kitapta da Ali’yi anlatırken aslında Türkiye’deki anarşist hareketin de özet bir kısa bir tarihi anlatılıyor. Aynı zamanda kamu emekçilerinin de özet bir tarihi anlatılıyor. Aynı zamanda aslında farklı toplumsal dönemlerin içinde örneğin 2003’teki savaş karşıtı hareketin ya da Gezi sürecinin de içinde Ali var, bu süreçleri Ali ile deneyimlemiş ya da yanında bulunmuş insanlarla görüşmeler yaptık. 90’lardan başlayarak 2015’e kadar farklı dönemlerine şahitlik etmiş BTS’den, Tarım Orkam-Sen’den arkadaşlarla ve anarşist arkadaşlarla röportajlar yaptık.

Bu içeriği oluştururken ne gibi zorluklar yaşadın? Kitabın çetrefilli süreci ne oldu?

Yazmadığımız bir şey, görüşmediğimiz bir insan var mı; acaba eksik bir şey var mı hissi oluşuyor, en belirgini o. Çünkü görüşüyorsun, aslında şununla da görüşmek gerekir diye düşünüyorsun. Ya da görüşemeyebiliyorsun. Çünkü çok fazla insanla yan yana gelmiş bir kişiden bahsediyoruz. Aslında farklı yönleri ve ilişki biçimleri olan bir kişi. Dolayısıyla kitap yayınlandığı halde her an “acaba eksik bir şey var mı” diye düşünüyorum. Birileri çıkıp “ya şunu benle de konuşsaydın” der muhtemelen diye düşünüyorum. Benim kafamda en fazla dolanan ya da sorun olabileceğini düşündüğüm şey bu. Onun dışında röportaj süreçleri zorluydu. Görüşmek istediğimiz birçok arkadaş sağ olsunlar çok iyi yaklaştı. Çünkü Ali pek çok insan için çok saygı duyulan ve sevilen bir kişi. Dolayısıyla başta Emel ve Özlem olmak üzere herkes canla başla uğraştı bu meselede. Aslında onların kolaylaştırıcılığı olmasaydı zaten mümkün olmazdı. Sonrasında da Kaos yayınlarından Gazi ve Zelha’nın oldukça ciddi katkısı oldu. Kolektif bir biçimde yapıldığı için yaşayacağımız pek çok zorluğu beraber atlatmış olduk.

Ali Kitapcı, Tayfun Benol… Bunun gibi 10 Ekim’de yitirdiğimiz 100’ün üzerinde yoldaşımız, arkadaşımız, insanımız var. Buna benzer çalışmaların, bu topraklarda yaşanan buna benzer katliamların toplumsal hafızada yer alması ve unutulmaması için ne derecede önemli olduğunu düşünüyorsun? Buna benzer devlet katliamlarının yaşanmaması için ne yapılması gerekir?

Önce Amed sonrasında Suruç Katliamları ile başlayan azgın bir savaş süreci. Anarşistler olarak bizler böyle bir şeyi tahayyül dahi edemiyorduk. Suruç’ta genç arkadaşlarımız katledildi daha sonra 10 Ekim’i yaşadık. Böylesi bir katliamda aslında gerçekten mücadele ettiğimiz şeyin ne kadar vahşi ve gerçek bir şey olduğunu ve aynı zamanda sistemin bizi ne kadar tehdit olarak gördüğünü görmüş olduk. Çünkü bir savaş süreci başlatılıyordu ve bu savaş sürecine karşı aslında 10 Ekim büyük bir karşı çıkıştı. O karşı çıkış ancak bir katliamla engellenebildi. 10 Ekim yokmuş gibi mücadele etmeye devam edersek mücadeleyi tekrar yükseltmemiz bana çok mümkün görünmüyor. Ortak bir değerlendirme ve buna uygun ortak bir mücadele hattı oluşturmada eksikliğimiz var diye düşünüyorum. Türkiye tarihinin en büyük katliamlarından biri, toplumun birçok kesiminde neredeyse yok sayılıyor. 10 Ekim’i bütün bir toplum olarak unutmamak ve bu katliamda kaybedilenlerin sahiplenileceği bir hat yaratmak gerektiğini düşünüyorum.

Devletin bir unutturma politikası işliyor diyebilir miyiz?

Eskiden şöyle bir anlayış vardı, “mitingler yasal olunca güvenlidir”. Ama bunun da nasıl bir ilüzyon olduğu 10 Ekim’le birlikte görüldü. Devletin her zaman her yerde katliamlar yapabileceği ve yaptığı kanıtlandı. Biz de 10 Ekim’le ve Suruç’la birlikte bunu gördük. Bu yokmuş gibi varsaydığımız sürece bu şeyleri anlatmadığımız sürece bunları sürekli vurgulamadığımız sürece yine unutacağız. Hiçbir şey yokmuş gibi, böyle bir katliam yaşanmamış gibi hayatımıza devam edeceğiz. Bu tekrar benzer şeyler yaşamamızı kaçınılmaz kılıyor bana göre. Ya da en azından buna uygun bir hat oluşturmamızı mümkün kılmıyor.

Önümüzdeki zamanda hem Ali Kitapcı’yı hem de 10 Ekim Katliam’ını unutturmamak için başkaca çalışma planların var mıdır?

Şu anda buna dair kişisel bir planım yok ama bunu tartışmak, sürekli gündemde tutmak ve ne yapacağımıza dair tekrar tekrar konuşmak gerekiyor. Aslında bu bir ortak görev. Bu kitap da bana göre kolektif bir çalışmanın ürünü. Az önce konuştuklarımızı da kolektif bir çalışmayla yapmak gerekiyor. İki boyutu var aslında bu kitabın. İlki Ali’nin mücadelesinin kendisi, ikincisi ise Ali’nin her zaman karşısında olduğu o devletin katliamcı yüzünü hatırlamak. Bunu da ancak hep birlikte mücadele içerisinde ki sadece anarşistlerden de bahsetmiyorum, Ali’yi yoldaş olarak gören ve Ali ile omuz omuza mücadele etmiş ya da yan yana düşmese bile başka bir yerde Ali’nin mücadelesini önemseyerek onunla birlikte yoldaşlık ilişkisi kuran herkes için bir görev bu. Bunları anlatmak ve anlatmaya devam etmek, yapılacak şey bu bana göre.

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 51. sayısında yayınlanmıştır.

The post Anarşist Bir Demiryolcunun Hikayesi : BİZİM ALİ appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2019/11/12/anarsist-bir-demiryolcunun-hikayesi-bizim-ali/feed/ 0
10 Ekim Ankara Katliamı’nda Yaşamını Yitiren Anarşist Ali Kitapçı Anmasına Çağrı https://meydan1.org/2017/10/06/10-ekim-ankara-katliaminda-yasamini-yitiren-anarsist-ali-kitapci-anmasina-cagri/ https://meydan1.org/2017/10/06/10-ekim-ankara-katliaminda-yasamini-yitiren-anarsist-ali-kitapci-anmasina-cagri/#respond Fri, 06 Oct 2017 11:55:00 +0000 https://seninmedyan.org/?p=16025 102 kişinin yaşamını yitirdiği, 391 kişinin yaralandığı 10 Ekim Ankara Katliamı’nın 2. yıl dönümde anarşist Ali Kitapçı için 7 Ekim Cumartesi günü saat 14.00’te Ankara’da anma gerçekleştirilecek. Ankara 100. Yıl Mahallesi’nde kurulan ve Ali Kitapçı’nın adının verildiği parkın açılışı yapılarak anma gerçekleştirilecek. Sokak Akademisi tarafından 8 Ekim Pazar günü saat 15.00’te Ali Kitapçı Parkı’nda, ODTÜ […]

The post 10 Ekim Ankara Katliamı’nda Yaşamını Yitiren Anarşist Ali Kitapçı Anmasına Çağrı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
102 kişinin yaşamını yitirdiği, 391 kişinin yaralandığı 10 Ekim Ankara Katliamı’nın 2. yıl dönümde anarşist Ali Kitapçı için 7 Ekim Cumartesi günü saat 14.00’te Ankara’da anma gerçekleştirilecek.

Ankara 100. Yıl Mahallesi’nde kurulan ve Ali Kitapçı’nın adının verildiği parkın açılışı yapılarak anma gerçekleştirilecek.

Sokak Akademisi tarafından 8 Ekim Pazar günü saat 15.00’te Ali Kitapçı Parkı’nda, ODTÜ Sosyoloji bölümünden Recep Akgün, Ali Kitapçı ve 10 Ekim’deki katliamda yaşamını yitirenler anısına Anarko-Sendikalizm sunumu yapacak.

The post 10 Ekim Ankara Katliamı’nda Yaşamını Yitiren Anarşist Ali Kitapçı Anmasına Çağrı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/10/06/10-ekim-ankara-katliaminda-yasamini-yitiren-anarsist-ali-kitapci-anmasina-cagri/feed/ 0
Unutulamaz Affedilemez https://meydan1.org/2015/10/31/unutulamaz-affedilemez/ https://meydan1.org/2015/10/31/unutulamaz-affedilemez/#respond Sat, 31 Oct 2015 20:07:22 +0000 https://test.meydan.org/2015/10/31/unutulamaz-affedilemez/ Birçok farklı sendika, dernek ve örgütün katılımıyla 10 Ekim tarihinde Ankara’da düzenlenmek istenen Emek, Demokrasi ve Barış Mitingi’ne yönelik bir saldırı gerçekleşti. Devletin savaş politikaları ve farklı iktidar odaklarının savaş çıkarları dahilinde, geçtiğimiz Haziran ayında Amed’de, Temmuz ayında da Pirsûs’ta patlayan bombaların ardından bu kez de Ankara’da patlayan bombalar, yüzlerce insanı katletti. Ankara’da yaşanan katliam […]

The post Unutulamaz Affedilemez appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Birçok farklı sendika, dernek ve örgütün katılımıyla 10 Ekim tarihinde Ankara’da düzenlenmek istenen Emek, Demokrasi ve Barış Mitingi’ne yönelik bir saldırı gerçekleşti. Devletin savaş politikaları ve farklı iktidar odaklarının savaş çıkarları dahilinde, geçtiğimiz Haziran ayında Amed’de, Temmuz ayında da Pirsûs’ta patlayan bombaların ardından bu kez de Ankara’da patlayan bombalar, yüzlerce insanı katletti. Ankara’da yaşanan katliam günü ve sonrasında yaşanan eylemlikler ve anmalarsa, coğrafyanın dört bir yanına yayıldı.

 

 

10 Ekim

ulus1 -Ulus güzergâhı üzerinden, katliamın yaşandığı gar önüne yürümek isteyen halka, polis biber gazı ve coplarla saldırdı.

 

batman1 – Ankara’da yaşanan katliama karşı, Batman’da sokağa çıkan halka yönelik polis saldırısı gerçekleşti.

 

antep1 – Antep’te, halk katliama karşı yürüyüş gerçekleştirdi.

 

nurtepe1 – Nurtepe’de halk, Ankara Katliamı’na karşı yürüyüş gerçekleştirdi.

 

koln – Almanya’nın Berlin ve Köln şehirlerinde; Londra’da Ankara Katliamı’na karşı yürüyüş gerçekleştirildi.

 

 

taksim1 – Gerçekleşen katliama karşı, aralarında Devrimci Anarşist Faaliyet’in de bulunduğu birçok devrimci kurum ve sendika, Taksim Tünel’de toplanıp Galatasaray Meydanı’na doğru bir yürüyüş gerçekleştirildi.

 

 

20151010_181321 Devrimci Anarşist Faaliyet 10 Ekim günü Taksim yürüyüşünden.

 

finlandiya1 – Viyana’da ve Finlandiya’da gerçekleştirilen eylemlerle, Ankara’da yaşanan katliam kınandı.

 

 

– İstanbul Gazi Mahallesi’nde, katliama karşı sokağa çıkan halka yönelik polis saldırısı gerçekleşti. Saldırının ardından başlayan çatışmalar, Cemevi önünde devam etti.

 

11 Ekim

– Anarşist Gençlik ve Lise Anarşist Faaliyet, yaşanan katliama karşı okul boykotu çağrısı yaptı.

 

 

– DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, iki günlük genel grev çağrısı yaptı.

 

amed1 – Yaşanan katliama karşı Amed’de düzenlenen yürüyüşe polis saldırısı gerçekleşti.

 

gazi Guray – Ankara Katliamı’nda yaşamını yitiren Eren Akın, Malatya’da; Gazi Güray, Mersin’de toprağa verildi.

 

 

 

– Dersim halkı katliama karşı yürüyüş gerçekleştirdi.

 

mugla – Muğla Menteşe’de, Ankara Katliamı’na karşı yapılan eyleme polis saldırdı. Gaz bombası ve plastik mermilerin kullanıldığı saldırıda, 17 kişi gözaltına alındı.

 

– Ankara’da yaşanan katliama karşı, Çorum’da oturma eylemi yapıldı.

kıbrıs1 – Ankara Katliamı’na karşı, Lefkoşa Barış Platformu’nun çağrısıyla, Kıbrıs’ta da bir eylem gerçekleştirildi.

 

kartal cemevi3 – Katliamda yaşamını yitirenlerden İnşaat-İş Sendikası üyesi Kemal Tayfun Benol ve Tekin Arslan’ın İstanbul’a getirilen cenazelerini karşılamak için, Kartal Eğitim-Sen’den Kartal Cemevi’ne yürüyüş gerçekleştirildi.

 

 

12 Ekim

selanik 2 Yunanistan’ın Selanik şehrinde Devrimci Anarşist Faaliyet’in de “Unutmak Yok, Affetmek Yok” yazılı pankartla katıldığı bir yürüyüş gerçekleştirildi. Atina’nın Sintagma Meydanı’nda, Alfa-Kappa üyelerinin de katılımıyla, Ankara Katliamı’na karşı bir eylem düzenlendi.

 

Abdulaziz Taruk – Amed’de Ankara Katliamı’na karşı gerçekleştirilen eylemde yaşanan polis saldırısında, 63 yaşındaki Abdulaziz Taruk yaşamını yitirdi.

 

toronto1 İtalya’nın Toronto kentinde de, katliama karşı yürüyüş gerçekleştirildi.

 

dicle deli Ankara Katliamı’nda yaşamını yitiren üç çocuk annesi Aycan Kaya Batman’da, Dicle Deli ise İstanbul’daki Silivrikapı Mezarlığı’nda gerçekleşen cenaze töreniyle sonsuzluğa uğurlandı.

 

ali kitapci Ankara Katliamı’nda yaşamını yitiren anarşist yoldaşımız Ali Kitapçı, Ankara’da gerçekleşen cenaze töreninin ardından, Karşıyaka Mezarlığı’nda sonsuzluğa uğurlandı.

tayfun benol 5 İnşaat-İş Sendikası kurucularından olan ve Ankara Katliamı’nda yaşamını yitiren Kemal Tayfun Benol’un cenaze töreni öncesinde Kadıköy’de bulunan 26A Kafe önünden “Senin Gibi Genç Senin Gibi Güleç Yaşayacağız” pankartı ile başlayan yürüyüş, Kadıköy Haldun Taner Sahnesi önüne kadar sürdü. Ardından Karacaahmet Şakirin Camii’sine gidildi. Benol’un buradan alınan cenazesi, “Unutmak Yok, Affetmek Yok” ve “Tayfun Benol Ölümsüzdür” sloganları ile Başıbüyük Mezarlığı’nda sonsuzluğa uğurlandı.

 

 

Katliamda yaşamını yitiren inşaat işçisi ve İnşaat-İş Sendikası üyesi Tekin Arslan’ın cenazesi, Kartal Meydanı’nda yapılan anmanın ardından defnedilmek üzere Tuzla Aydınlı Köyü Mezarlığı'na getirildi. Arslan, binlerce kişinin hep birlikte attığı “Katil Devlet Hesap Verecek” sloganları ile sonsuzluğa uğurlandı. Katliamda yaşamını yitiren inşaat işçisi ve İnşaat-İş Sendikası üyesi Tekin Arslan’ın cenazesi, Kartal Meydanı’nda yapılan anmanın ardından defnedilmek üzere Tuzla Aydınlı Köyü Mezarlığı’na getirildi. Arslan, binlerce kişinin hep birlikte attığı “Katil Devlet Hesap Verecek” sloganları ile sonsuzluğa uğurlandı.

 

Birçok devrimci kurumun da katılımıyla, Kadıköy Boğa’da, katliama karşı yürüyüş gerçekleştirildi. Birçok devrimci kurumun da katılımıyla, Kadıköy Boğa’da, katliama karşı yürüyüş gerçekleştirildi.

 

elazıg Elazığ Karakoçan’da da, Ankara Katliamı’na karşı bir eylem gerçekleştirildi.

 

 

13 Ekim

 

Lise Anarşist Faaliyet, Ankara’da gerçekleşen katliama karşı, Kadıköy Bahariye Caddesi’ne “Unutulamaz Affedilemez” yazılı pankart astı. Asılan pankartın polisler tarafından sökülmesi üzerine, tekrar pankart asıldı. Lise Anarşist Faaliyet, Ankara’da gerçekleşen katliama karşı, Kadıköy Bahariye Caddesi’ne “Unutulamaz Affedilemez” yazılı pankart astı. Asılan pankartın polisler tarafından sökülmesi üzerine, tekrar pankart asıldı.

 

İzmir’de bulunan Alsancak Garı önünde katliama karşı basın açıklaması gerçekleştirildi. Yalova Üniversitesi’nde düzenlenen eyleme ise polis saldırdı. İzmir’de bulunan Alsancak Garı önünde katliama karşı basın açıklaması gerçekleştirildi. Yalova Üniversitesi’nde düzenlenen eyleme ise polis saldırdı.

 

–  DİSK, KESK, TMMOB, TTB’nın yaptığı genel grev çağrısının ardından, birçok kurumun katılımıyla Beyazıt Meydanı’nda eylem gerçekleştirilmek istendi. Cerrahpaşa’dan Beyazıt Meydanı’na yapılmak istenen yürüyüşün polis tarafından engellenmesinin ardından, oturma eylemi yapılarak, eylem sonlandırıldı.

 

beyazıt DİSK, KESK, TMOB, TTB’nin çağrısıyla gerçekleşecek anmaya gitmek için Kadıköy’den yola çıkan devrimcilere yönelik polis saldırısı gerçekleşti. Saldırıda 4 kişiyi gözaltına alan polis, anmaya gitmek isteyen başkalarına da engel oldu.

 

genclik boykot 5 12-13 Ekim’de “Yaşamı Durduruyoruz” şiarıyla, coğrafyanın birçok yerinde grevler ve boykotlar örgütlendi. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde ve İstanbul Üniversitesi’nde de öğrenciler derslere girmeyerek boykot gerçekleştirdiler.

 

kızılay 1 Ankara Katliamı’na karşı Kızılay’da yapılmak istenen anmaya polis engel oldu. Kızılay’a doğru yürümek isteyen halka polis saldırısı gerçekleşti.

 

Alanya Adliyesi önünde, Ankara’daki katliama ilişkin basın açıklaması yapan avukatlara polis saldırdı. Alanya Adliyesi önünde, Ankara’daki katliama ilişkin basın açıklaması yapan avukatlara polis saldırdı.

rıhtım 5 Kadıköy Rıhtım’da, Ankara’da yaşanan katliama karşı oturma eylemi gerçekleştirildi ve katliamda yaşamını yitirenler anıldı.

 

 

14 Ekim

Anarsist Genclik pankart Anarşist Gençlik, Ankara Katliamı’na karşı, İstanbul Üniversitesi’ne “Unutmak Yok, Affetmek Yok” yazılı pankart astı ve katliamda yaşamını yitiren Tayfun Benol anısına, mezunu olduğu İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nin koridorunda anma köşesi oluşturdu.

 

Ankara Katliamı’nda yaşamını yitiren Alınteri okuru ve İnşaat İşçileri Sendikası üyesi Serdar Ben’in cenazesi, Gazi Mahallesi Şair Abay Lisesinin önüne getirildi. Buradan gerçekleşen yürüyüşün ardından cenaze, ertesi gün defnedilmek üzere Cemevi’ne götürüldü. Ankara Katliamı’nda yaşamını yitiren Alınteri okuru ve İnşaat İşçileri Sendikası üyesi Serdar Ben’in cenazesi, Gazi Mahallesi Şair Abay Lisesinin önüne getirildi. Buradan gerçekleşen yürüyüşün ardından cenaze, ertesi gün defnedilmek üzere Cemevi’ne götürüldü.

 

 

 

15 Ekim

Serdar Ben’in cenazesi, Gazi Mahallesi eski karakol önünden yapılan yürüyüşle Gazi Mezarlığı’na getirildi. Aralarında Berkin Elvan ve Ethem Sarısülük’ün ailelerinin de bulunduğu binlerce kişi, “Katil Devlet Hesap Verecek” sloganlarıyla, Ben’i burada son yolculuğuna uğurlandı. Serdar Ben’in cenazesi, Gazi Mahallesi eski karakol önünden yapılan yürüyüşle Gazi Mezarlığı’na getirildi. Aralarında Berkin Elvan ve Ethem Sarısülük’ün ailelerinin de bulunduğu binlerce kişi, “Katil Devlet Hesap Verecek” sloganlarıyla, Ben’i burada son yolculuğuna uğurlandı.

 

 

Rethymno daf Yunanistan’ın Rethymno kentinde Ankara Katliamı’nı protesto etmek için, Devrimci Anarşist Faaliyet’in de katılımıyla bir yürüyüş düzenlendi. Kent meydanında başlayan yürüyüş, yaklaşık 200 kişinin katılımıyla gerçekleştirildi.

–  İrlanda’nın Dublin kentinde, Ankara Katliamı’na karşı eylem ve katliamda yaşamını yitirenler için anma gerçekleştirildi.

 

17 Ekim

kesk rıhtım DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve siyasi kurumların çağrısıyla Kadıköy Rıhtım’da oturma eylemi gerçekleştirildi.

– Antakya’da, Ankara Katliamı’na karşı düzenlenen eyleme polis saldırdı.Polis saldırısında 6 kişi gözaltına alındı.

18 Ekim

inşaat iş taziye Ankara Katliamı’nda yaşamını yitiren İnşaat-İş Sendikası üyeleri Kemal Tayfun Benol, Tekin Arslan, Serdar Ben, Erol Ekici, Gazi Güray ve İsmail Kızılçay için Kadıköy Rıhtım’da taziye çadırı açıldı. Birçok devrimci kurumun katılım gösterdiği taziye çadırında, katliamda yaşamını yitiren Tayfun Benol’un oğlu Deniz Benol da, konuşma yaparak, katliamda yitirilenleri andı.

 

 

The post Unutulamaz Affedilemez appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2015/10/31/unutulamaz-affedilemez/feed/ 0
Trenleri Durduran Adam – Kasım Güner Yavuz https://meydan1.org/2015/10/23/trenleri-durduran-adam-kasim-guner-yavuz/ https://meydan1.org/2015/10/23/trenleri-durduran-adam-kasim-guner-yavuz/#respond Fri, 23 Oct 2015 15:09:35 +0000 https://test.meydan.org/2015/10/23/trenleri-durduran-adam-kasim-guner-yavuz/ Katliamın üzerinden bir hafta geçti. Bombadan birkaç adımla kurtulmuş “şanslılardan” biri olarak bu yazıyı yazma gücünü yeni buluyorum kendimde. Amacım 15 yıldır dostum, yoldaşım olan Ali Kitapçı’nın anısının silinip gitmesini engellemek. Onu insan yanıyla, bilinen kadar bilinmeyen yanlarıyla zihinlere kazıma. Saldırıda kaybettiğimiz herkesin ve o artık hepimizin hikâyesi olan hikâyeye bir paragraf daha eklemek niyetim. […]

The post Trenleri Durduran Adam – Kasım Güner Yavuz appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Ali Kitapci 3

Katliamın üzerinden bir hafta geçti. Bombadan birkaç adımla kurtulmuş “şanslılardan” biri olarak bu yazıyı yazma gücünü yeni buluyorum kendimde. Amacım 15 yıldır dostum, yoldaşım olan Ali Kitapçı’nın anısının silinip gitmesini engellemek. Onu insan yanıyla, bilinen kadar bilinmeyen yanlarıyla zihinlere kazıma. Saldırıda kaybettiğimiz herkesin ve o artık hepimizin hikâyesi olan hikâyeye bir paragraf daha eklemek niyetim. Onları unutturmamak, üç adım gerimizde durup bedenlerini bize siper ederek bize “hala yaşıyor olma” sorumluluğu veren arkadaşlarımıza vefa borcumuzdur…

Hayat insanları değişik kişilerle ve durumlarla karşılaştırır. Yaşamı yaşanabilir kılan da muhtemelen budur. Ali tanıyabileceğiniz en garip devrimcidir. Onu tanımak, yaşamı daha yaşanabilir kılan ayrıntılardan biriydi benim için. Garipti Ali ve hayatı da garipliğini daha da garip kılmak için özel çaba harcamıştı sanki. Ölümü de bunu doğruluyor aslında.

80 öncesinin MLSPB militanı. Diyarbakır’a gidip devrim için hazırlanır. Örgüt evi maceraları akla zarardır. Sevdiği ama bir türlü kavuşamadığı kızı kaçırıp hücre evine getiren bir militan yüzünden deşifre olmamış evlerinin önü, polislerle dolar. Çünkü kız, komiser kızıdır. İçeri misafir olarak aldıkları komisere renk vermeden olayı çözmeye çalışmaları akla zarardır. O dönemden tanıdığı Hasan’ı hala çok severdi. Hasan’ın yoğurt yiyişini, her yoğurt gördüğünde anlatırdı. Serdar’dan, Tamer Arda’dan ve diğer yoldaşlarından bahsederken gözleri dolardı hep. Şimdi Ali’den, O’ndan bahsederken bizlerin gözlerinin dolması gibi…

Sonra cezaevi yılları… İmralı’da yatmıştır Ali. Yılmaz Güney’i buradan tanır, buradan sever. Darbeden sonra yurtdışına çıkış… Yurtdışı derken gene gariptir Ali. “Gide gide Fas’a gittim” derdi. Fas maceraları daha gariptir. Orada aç kalması, işsizliği, yapacak bir şeyinin olmaması. Yoksulluktan ve evsizlikten ötürü kendiyle beraber olan arkadaşı ile bir seks işçisinin yanında eve çıkar. Evin kullanım saatlerini paylaşırlar. Ali’ler sabaha kadar evde kalırlar, kadın akşama kadar. Sabah olunca Aliler evden çıkar, işten dönen kadın, akşama kadar uyurken Ali’ler boş boş sokakları arşınlar. Bir gün ev arkadaşları evde bir misafirinin bir süre onunla kalacağını söyler. Mecbur tamam derler. Artık evde başka bir erkek gece gündüz orada kalmaktadır. Bir süre sonra evleri basılır. Baskın çok ciddidir. Sorguda evdeki “misafirlerinin” o dönem aranan Polisario örgütünün üst düzey yöneticisi olduklarını öğrenirler. Polisin kafası karışmıştır. Evde bir “fahişe”, bir gerilla ve iki Türk “teröristinin” ne aradığını çözmeye çalışırlar. Çözemezler.

Sonra İngiltere günleri başlar. Bir fabrikada işe girer. Araba boyar. İngiltere’deki tarihi madenci grevlerinin başladığı dönemdir. Ali’nin hayatının en büyük dönüm noktası budur. Fabrikada olan Anarko-Sendikalist bir örgütlenme vardır. İlk önce Ali uzak durur onlardan. Ta ki grevler kendi fabrikalarına sıçrayana kadar. Fabrika işgali başlar. Ali de işgale katılır. Fabrika basılır, baskın sırasında kaçmaya hazırlanan Ali anarşist sendikacıların sevinçlerini görür. Durur. Sevinen işçiler yeteri kadar polis fabrikaya girince kapıyı kapatırlar ve büyük bir coşkuyla “anarşinin gücünü gösterirler”. Ali o an karar verir ve anarşistler tarafından davet edildiği toplantılara gitmeye, onların komününde yaşamaya başlar.

Sonra memlekete döner Ali. 80 sonrası cezaevleri boşalırken, daha çok eski yoldaşları ile tartışma süreci içindedir. Kara dergisinin çalışanlarındandır. Özgür-Tekstil adlı anarko-sendikalist bir tekstil sendikası kurmaya çalışırlar… Övünerek diğer siyasetlere toplantı yeri verdiklerinden bahsederdi. Sendika derken şimdikiler gibi lüks, bol ağalı bir sendika değil. Kadınların gün yaptığı, dolma pişirip yedikleri, ailelerin çoluk çocuk gidip geldikleri bir sendika… 89 bir Mayısında küçük bir grup anarşist olarak Taksim eylemine katılırlar. Mehmet Akif Dalcı’yı evvelinden tanır, anlatırken hüzünlenirdi. TCDD de işe başladıktan sonra memur sendikalarının aktif katılımcısı oldu. Ülkenin politik hayatında hiçbir karşılığı olmayan anarşizmi, politik bir alternatif haline getirmeye çalıştı hep. Sendikasında başkaca anarşistler olmaya başladı. Eylemlerde sendika bayrağı ile birlikte kara bayrak olurdu çoğu zaman. Mübalağa değil, adı bilinmeyen tren istasyonlarında anarşistim diyen emekçiler varsa bu Ali’nin sayesinde oldu.

Demiryolu grevlerinde Ali’nin keyfine diyecek yoktu. Ali’nin ne “delilik” yapacağını bilemeyen polis de demiryolu yönetimi de sürekli gözlerdi onu. Artık bir yerleri mi kilitler, raylara mı yatar, makinistleri mi kenara çeker bilinmez, ama mutlaka o tren dururdu. Kaç kez alıp götürdü yanında bizi de. “Madem anarşistsiniz, geleceksiniz” derdi. Sayesinde hareket eden trenin önüne atlamışlığımız vardır.

Hayatı sendika ve anarşizm üzerine kuruluydu hep. Hangi eylem olursa olsun, iş ne kadar ciddi olursa olsun, o hep eğlenirdi. Canı sıkıldığında polislere parmak işareti ile selam yollayıp gece gece evinden alınmışlığı vardı. Sorsan, can sıkıntısı kötü derdi. Evde, işte, telefonda hep sendika, grev, eylem konuşurdu. Oğlu “Artun Siyah” okula başladığında öğretmenin sorduğu baban ne iş yapıyor sorusuna ”babam trenleri durduruyor öğretmenim” cevabı bu yüzdendi.

Onun tarifi ile anarşizm, anarşistlerin ayrı ayrı yerlerde, ayrı ayrı örgütlenmeleriyle oluşan damlacıkların yan yana gelip büyük seller oluşturmasıydı. Bu yüzden anarşistler arasında birliktelikler kurmak, onun ilk göreviydi. Siyaseten ortaklaşmasa da tüm anarşistlere elinden gelen desteği sunardı. Kimsenin fark etmediği bir konu bulmuşsa orada ısrarla bıktırana kadar kalırdı. Eylemden bir gün önce, Suruç benzeri saldırıların olabileceği, güvenliği artırmak gerektiği söylediğinde ona gülenlere inat ısrarla bunu anlatıp dursa da bir şey yapamamıştı.

Oğlu için planları vardı, yarım kaldı. Anarşizm için planları vardı, yarım kaldı…

Ali gittikten sonra aslında hepimiz yarım kaldık.

Bizim için “tam” olmak, “tamam” olmak devrim demekse, bugün Ali’yi ve yokluğuyla bizi eksilten yoldaşlarımızı mücadelemizi devam ettirerek onurlandıracağız.

Hiç vazgeçmeden!

Kasım Güner Yavuz

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 29. sayısında yayımlanmıştır.

 

The post Trenleri Durduran Adam – Kasım Güner Yavuz appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2015/10/23/trenleri-durduran-adam-kasim-guner-yavuz/feed/ 0