The post “Yasalarını Vücudumdan Çek!”:Seks İşçileri Almanya’da Eylemde appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Seks işçisi oldukları için devletin onları görmezden geldiğini,destek vermediği ve bu yüzden korona krizinde yaşamlarını devam ettirebilmek adına çalışmak zorunda kaldıkları için kendilerine kesilen cezalar yüzünden zor durumda kaldıklarını belirten seks işçileri, devletin uyguladığı hatalı politikalar yüzünden bazı kesimlerce “hastalığı yaymakla” suçlandıklarını belirtiyor.
Seks işçileri, maruz kaldıkları damgalanma yüzünden -neo- Nazi- Almanya İçin Alternatif (Alternative für Deutschland) partisinin gerçekleştirdiği maskesiz ve 30 bin kişilik yürüyüşün bile kendilerinden daha fazla tepki almadığını söylüyor.
The post “Yasalarını Vücudumdan Çek!”:Seks İşçileri Almanya’da Eylemde appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Almanya’da Göçmen Tarım İşçileri Grevde appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Bornheim’daki Rumen tarım işçileri grevde. Yaptıkları yaban kedisi* grevi, ırkçı ve aşırı sömürü koşulları altında bile mücadelenin mümkün olduğunu gösteriyor. Bu yazı ilk olarak akweb.de sitesinde yayınlanmıştır.
15 Mayıs Cuma günü Bornheim’daki (Kuzey Ren-Vestfalya) Spargel Ritter şirketinin 250 mevsimlik işçisinden bazıları kuşkonmaz ve çilek tarlalarında çalışmayı bıraktı ve yerel basını bilgilendirdi. Yönetim polisi aradı, ancak yıldırma girişimi başarısız oldu. Grev medya tarafından geniş bir şekilde ele alındı.
İşçiler, vaat edilen 1.500 ila 2.000 avro yerine 100 ila 250 avroluk gülünç derecede düşük ücret aldıkları ve boş bir binada mezarlık ile kanalizasyon arasında insanlık dışı koşullar altında yaşadıkları için kızgın. Grev sonucunda, derhal erken işten çıkarılma ve barınma yerlerinden atılma tehdidi ile karşı karşıya kaldılar. Spargel Ritter, Mart’tan beri hatta bazı kaynaklara göre, Ocak ayından beri iflas etti ve şimdi Bonn yakınlarında bulunan hukuk firması Andreas Schulte-Beckhausen tarafından yönetiliyor. Nisan ayında firma, Almanya’daki göçmen mevsimlik işçilerini, şirketin iflas durumunda olduğunu bildirmeden işe aldı. Görünen o ki tasfiye memuru, şirketi yeni yatırımcılar için cazip hale getirmek için gerekli tüm araçları kullanıyordu.
Protesto, 18 Mayıs Pazartesi günü, yaklaşık yüz harici destekçinin katıldığı barınma konteynırlarında anarko-sendikalist sendika FAU tarafından düzenlenen bir mitingle devam etti. Özellikle kadın işçiler sömürülmelerini protesto ederken etkileyici ve öfkeli konuşmalar yaptılar. Daha sonra, ücretlerini ödemediği halde bir kısmını ödediğini iddia eden şirketin yakındaki avlusunda birlikte gösteri yaptılar. Karşılarında ücretleri yerine polisler ve saldırgan güvenlik görevlilerinin oluşturduğu bir zincir buldular. Tasfiye memurunun stratejisinin işçileri bölmek ve birbirlerine karşı getirmek olduğu açıkça anlaşıldı: Bazılarına 600 avro, diğerlerine ise sadece 50 veya 70 avro ödendi. Güvenlik görevlileri, ödemeler sırasında FAU avukatının bulunmasına karşı çıktı ancak polis avukat mevcudiyetini zorlayınca kabul ettiler. Göçmen işçilerin tecrit edilmesi genellikle bu tür aşırı sömürünün büyük ölçüde göz ardı edilmesine yol açarken, Bornheim davası ülke çapında bir sansasyona neden oldu. FAU Bonn’un attığı tweetteki gibi pazartesi zor bir gündü: “Zor bir gün sona eriyor. Sonuçtan tatmin olamasak da: Birkaç yüz avroluk ücretin ödenmiş olması, sınıf düşmanının paniğinin sonucudur. Yarın 2. tura geçeceğiz.”
Salı günü, mevsimlik işçiler ve dayanışma eylemcileri bu kez Bonn şehir merkezinde, tasfiye memurunun ofisinin dışında başka bir miting için bir araya geldiler. Oradan da on kişilik bir işçi grubunu kabul eden Romanya Büyük Elçiliği’ne gittiler. Konsolos, işçileri sakin ve düşünceli olmaları yönünde uyardı. Konaklama yerlerine dönmeli ve beklemelilerdi çünkü konsolos o sıra Alman Tarım Bakanı Julia Klöckner’ın daveti üzerine Berlin’de bulunan Romanya Çalışma Bakanı Violeta Alexandru ile temas halindeydi. Konsolosa göre, Berlin’den sonraki ikinci durağı zaten Bonn olacaktı ve Çiftçiler Sendikası ile görüşecekti.
Çarşamba günü, bakan gerçekten de lojmanlara geldi. Hiçbir sendika temsilcisine izin verilmeyen Rumen işçilerle uzun bir görüşmeden sonra “her şeyin çözüldüğünü” açıkladı. Ödeme meselesi bizzat kendisi tarafından takip edilecek ve bakanlık Romanya’ya ücretsiz bir dönüş sağlayacaktı ya da Alman Çiftçiler Birliği ile mutabık kalınarak başka bir şirkete devredecekti. Görüşme bittikten sonra on kişilik gruplar -bilinmeyen bir yerde yapılacak ödeme için- otobüslere bindirildi. Destekçiler işçilerle birlikte tüm ödemeler için bir avukatın ve tercümanların bulunduğundan emin oldular, ancak önce cep telefonlarını teslim etmeleri gerekiyordu.
Bu şüpheli ödeme prosedürüne güvenilemediğinden, taraftarlar “bilinmeyen yerlere” giden otobüsleri izledi. Gözü dönmüş polis ise tabi ki bunu engellemeye çalıştı. Otobüsler, güneşin alnında ödemelerin yapıldığı alanda duruncaya kadar, bu takip çilek tarlalarında saçma sapan vahşi batı tarzı bir kovalamacaya dönüştü. Avukat, işçilerin herhangi bir fesih anlaşması imzalamadığından emin oldu ve birçok işçi mahkemede ücret taleplerini kontrol etmek için avukata vekaletname verdi. FAU Çarşamba akşamı asgari kazanımlara ulaşıldığını duyurdu.
Sistematik Bölünme
Grevde Romanya’dan ve Polonya’dan tüm işçilerin yer almaması, farklı sözleşmelerin yol açtığı bölünmeden kaynaklanıyor. Daha yüksek ücretler vaat edilen Haziran ayına kadar değil de Eylül’e kadar sözleşmesi olan işçiler grev nedeniyle tehlike altındaki iş sözleşmelerini fark ettiler ve ortaya çıkan huzursuzluğu eleştirdiler.Mevsimlik göçmen işçilere ek olarak, Nisan ayının sonundan bu yana Almanya’dan yaklaşık 200 işçi işe alındı. Bu gruptan bir işçinin bize söylediği gibi, çeşitli ülkelerden gelseler de Almanya’da ikamet ettikleri için onlar “Alman takımı” olarak adlandırılıyor. Çiftçilerin hasadı korumak için yaptığı yardım çağrısına yanıt veren gençler ve kısa süreli çalışma veya işsizlik nedeniyle acilen paraya ihtiyaç duyan insanlardan oluşan rengarenk bir mürettebat. Doğu Avrupa’daki işçilerin aksine, parça başı esasına göre değil saatlik ücretle çalışıyorlar ve ırkçı farklılaşmayı belirginleştirmek için asgari ücret olan 9,35 avrodan birkaç sent daha fazla alıyorlar. Bunun bir başka nedeni de Almanya’dan eğitim almamış işçilerin bu tür işleri daha uzun süredir sürdüren Doğu Avrupalı işçilerle aynı hızda çalışamayacaklarıdır.
İş yerinde, “Alman” ve “Rumen” sütunlar – bunlar patronlar ve ustabaşıları tarafından kullanılan bölücü terimlerdir – çilek tünellerinde çalışırken kesinlikle ayrı tutulur, ancak dolu kasalar teslim edildiğinde birbirleriyle karşılaşırlar. Ancak, iletişim genellikle dil engeli nedeniyle başarısız olur. Cuma günü “Rumen sütununun” eksik olduğu fark edildi, ancak grev kelimesi Cumartesi gününe kadar “Alman sütununa” ulaşamadı. “Alman sütunu” Cumartesi ve Pazartesi günleri çalışmaya devam ettikten sonra, patronlara göre “çalışma ortamı” çok sıcak olduğu için Salı günü evlerine gönderildiler.
Geçtiğimiz haftalarda, Almanya’daki tarım ve mezbaha işçilerinin rezil çalışma ve yaşam koşulları hakkında artan raporlar olmuştur. Bunun temel nedenleri, işçilerin maruz kaldıkları ve enfeksiyonlara karşı koruma eksikliği nedeniyle mevcut korona durumunda daha da tehdit edici olan insanlık dışı yaşam koşullarıdır. Almanya vaka sayılarının azlığını kutlarken özellikle güvencesiz koşullar altında yaşayan ve çalışan insanların arasında enfeksiyonların yayılması şaşırtıcı değildir. Sankt Augustin’deki mülteci konaklama yerleri, Dissen’deki mezbaha ve Baden-Württemberg’deki ölen bir Rumen saha çalışanı bu skandal durumlara örnektir.
Çok Şey Öğrenebileceğimiz Yaban Kedisi Grevi
Rumen saha çalışanları başlangıçta kendi kaderlerine terk edildiler. Onların haykırışları, başta önce FAU olmak üzere sol kanattan destekçiler tarafından duyuldu. Peki ya en büyük inşaat sendikası IG BAU? Peki ya DGB federasyonu? Parlamento üyeleri? İhtimal yok! Az para ve az kaynakla, FAU Bonn, somut dayanışmanın başlıca örneği olarak dil engeline rağmen işçileri her adımda desteklemeyi başardı.
Bu mücadele her şeyden önce güvencesiz ve örgütlenmemişlerin bile kendilerini savunabileceğini gösteriyor. Bu deneyim gelecek için cesaret veriyor. Ve şu anda Çiftçiler Birliği aracılığıyla başka çiftliklere yerleştirilenlerin grev virüsünü başka alanlara taşıyıp taşımayacaklarını göreceğiz. Romanya’da tüm büyük günlük gazeteler Bornheim’daki grevi duyurdu. Bu da mevsimlik işçilerin özgüvenlerini ve haklarını güçlendirebilir.
Korona krizinde, enfeksiyon tehlikesi göz önüne alındığında, koronadan önce de felaket olan, ancak yıllarca gizli kalan çok sayıda toplumsal sorun tartışma konusu haline geldi. Kriz durumunda, insanlar başlangıçta bireysel düzeyde yük ve sıkıntılarla başa çıkabilirler. Ancak çeşitli sektörlerde, toplu mücadelelere kolayca dönüşebilecek mikro direniş süreçleri şu anda gerçekleşmektedir. Bazı durumlarda bu mücadeleler bir araya gelirken, diğerlerinde bölünmelerin ve hiyerarşilerin üstesinden gelinmesi gerekir.
*Yaban Kedisi Grevi: Büyük sendikaların izni, desteği olmadan işçilerin özörgütlenmesi ile gerçekleştirilen grevlere verilen isimdir.
Çeviri: Burak Aktaş
The post Almanya’da Göçmen Tarım İşçileri Grevde appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Avrupa’da Korona Krizi: Rusya’da Vaka Sayısı, Almanya ve Fransa’yı Geçti appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Rusya’daki vaka sayısı, salgının zirve noktasını geride bıraktığı belirtilen ve ülkede tedbirleri gevşetmeye başlayan Fransa ve Almanya’yı geçti. Rusya, 11 bin 231 yeni vakayla, dünyada en çok vakaya sahip beşinci ülke oldu.
Vaka sayısında Rusya’nın önünde ABD, İspanya, İtalya ve İngiltere yer alıyor.Son verilerle, Rusya’daki korona virüsü vakaların sayısı 177 bin 160’a yükseldi. Ülkedeki toplam ölü sayısının ise 1625’e çıktığı açıklandı.
Ülkede en çok vakanın görüldüğü yer ise başkent Moskova. Kentte son bir günde 6 bin 703 vaka tespit edildi. Toplam sayı ise 92 bin 676 olarak verildi.
The post Avrupa’da Korona Krizi: Rusya’da Vaka Sayısı, Almanya ve Fransa’yı Geçti appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Korona Krizinde Yeni Perde: ABD, Almanya’nın Aldığı Maskelere Elkoydu appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Almanya’nın korona krizinde kullanmak üzere satın aldığı 200 bin koruyucu maskeye Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’nin el koyduğu öne sürüldü.
Almanya’da, Berlin İçişleri Senatörü Andreas Geisel, yaptığı açıklamada, eyalet yönetiminin satın aldığı, koronavirüse ve enfeksiyona karşı koruma sağlayabilen “FFP-2” maskelere Tayland’ın başkenti Bangkok’ta ABD’nin el koyduğunu söyledi. Geisel, ABD’yi modern korsanlıkla suçlayarak, ”ABD’nin yaptığı modern korsanlık eylemidir.’ Transatlantik ortaklara böyle davranamazsınız. Küresel kriz zamanlarında bile vahşi Batı yöntemleri uygulanmamalıdır.” diye konuştu.
Alman medyası, maskelerin Berlin eyaletince, ABD’li firmadan satın alındığını ancak Çin’de üretildiklerini yazdı. Haberlerde eyalet yönetiminin ödediği paranın iade edildiği belirtildi.
The post Korona Krizinde Yeni Perde: ABD, Almanya’nın Aldığı Maskelere Elkoydu appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Almanya’da Irkçı Saldırı:Ölü Sayısı 11’e Çıktı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Almanya’nın Hanau kentinde 20 Şubat gece saatlerinde iki nargile kafeye düzenlenen silahlı saldırıda, aralarında 5 T.C vatandaşının da bulunduğu 9 kişi hayatını kaybetti. Düzenlenen operasyonda operasyonda saldırıyı gerçekleştiren aşırı sağcı 43 yaşındaki Tobias R. ve 72 yaşındaki annesi evinde ölü bulundu.
Böylece saldırıdaki toplam ölü sayısı 11’e yükseldi.
The post Almanya’da Irkçı Saldırı:Ölü Sayısı 11’e Çıktı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Almanya’da Yükselen Yahudi Karşıtlığı Tedirgin Ediyor appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Haftalık Der Spiegel dergisi için yazdığı yazıda Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, yükselen antisemitizme karşı acil önlemler alınmazsa Yahudilerin “kitlesel ölçüde” Almanya’yı terk edebileceğini söyledi.
Auschwitz toplama kampının kurtuluşunun 75. yıl dönümü yaklaşırken dergide yazısı çıkan Maas, Yahudi karşıtı hakaret ve saldırıların “her gün karşılaşılan bir olay” haline geldiğini ifade etti.
Maas, neredeyse her iki Yahudi’den birinin Almanya’dan gittiğinin düşünüldüğünü belirtti. Maas’ın buna karşı çaresi ise ceza politikaları. Maas, bu çabanın Avrupa Birliği içerisinde daha fazla devletin Holokost inkârını suç saymasını sağlamayı amaçladığını ekledi. Ancak ceza politikalarının, devletin bir sopası olduğu düşünüldüğünde bu yolla Yahudi karşıtlığının ne kadar önüne geçilebileceği şüpheli.
The post Almanya’da Yükselen Yahudi Karşıtlığı Tedirgin Ediyor appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Almanya’da Hambach Ormanı’nı Savunma Eylemlerine Polis Saldırıları Sürüyor appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Almanya’da RWE enerji şirketinin kullanımındaki linyit madenini genişletmek için yüzde 90’ı yok edilen Hambach Ormanı’nın kalan kısmının da yok edilmesine karşı koyan yaşam savunucuları, kendilerini ormandan çıkarmak isteyen polislere karşı direnmeye devam ediyor.
Polis ormanı savunmak için yapılmış ağaç evlere ve eylemcilere şiddetli bir şekilde saldırıyor. Bu zamana kadar polisin sert saldırıları sonucu çok sayıda kişi yaralandı ve gözaltına alındı.
The post Almanya’da Hambach Ormanı’nı Savunma Eylemlerine Polis Saldırıları Sürüyor appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Kapitalizmin Update’i Endüstri 4.0 – Özgür Oktay appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>
Almanya hükümetinin bir endüstri stratejisi olan ve esas olarak bilişim teknolojilerindeki yeni gelişmelerin imalat endüstrisinde uygulanmasını içeren Endüstri 4.0, ilk olarak 2011 Honover fuarında siyasetten, sermayeden ve üniversiteden 3 temsilciyle açıklandı. 2000’li yıllarda imalat endüstrisinin gittikçe daha fazla uzak doğuya kaymasına karşın diğer endüstrileşmiş ülkelere göre de bu sektördeki işsizliği engelleyen Almanya, gittikçe derinleşen kriz karşısında Endüstri 4.0 hamlesiyle yeni bir kırılma yaratacağını söylüyordu. 2000’lerde ortaya çıkan yeni teknolojilerin ve yeni süreçlerin 4. endüstri devrimi olarak tanımlandığı bir kampanya ile bu kırılmayı yaratmayı hedefleyen Almanya, bu stratejisini halen sürdürüyor. Avrupa Birliği genelinde Ufuk 2020 gibi projelerle benimsenen bu strateji, TC’de planlama aşamasında.
Endüstri 4.0 stratejisi endüstriyel teknolojinin tarihini şöyle yazıyor:
Teknolojik yenilik esasında sürekliliği olan bir süreçtir. Bu yüzden, bu kampanyanın yaptığı gibi yeniliklerin keyfi olarak gruplanıp her birine “devrim” denmesi, meselenin özüne aykırı olduğu gerekçesiyle eleştiriliyor. Bu sunuş şekli büyük ihtimalle işçilerde daha fazla motivasyon yaratmak amacıyla seçiliyor. Endüstri 4.0’ın teknolojik değil ekonomik bir strateji olduğu göz önüne alındığında, kapitalist ekonominin temelindeki rekabet açısından da incelenmesi gerekiyor.
2000’li yıllarda imalat endüstrisinin uzak doğuya kaymasında iki temel neden var. İlki, herkesin bildiği gibi düşük işçi maliyeti. Daha az bilinen ikincisi ise özelleştirilmiş üretim. Geleneksel üretim yapan bir Alman fabrikası, ciddi bir planlama çerçevesinde anlaşmasını yapar fakat standart bir parçada istenilen en ufak değişikliği, hem birkaç ay gecikmeyle, hem de birkaç kat maliyetle üretir. Alibaba sitesine girdiğinizde ise Çin’deki yüzlerce tedarikçiden ihtiyacınız oldukça istediğiniz miktarda alıp sonsuz revizyon yapabilirsiz. Bu üreticilerin bazıları tek odalı evinde yatağının yanındaki CNC tezgahında üretmektedir. Özelleştirilmiş üretim, özellikle ürün geliştirme ve arge aşamalarında, imalat endüstrisinin bilişim dünyasında görüp öykündüğü sürekli geliştirme ve sürekli yenilik süreçlerini mümkün kılmaktadır.
Endüstri 4.0 stratejisi toplumun uzman olmayan işçi ihtiyacını azaltmıştır. Bu stratejinin işsizlik yaratması beklenirken, Hartz reformlarıyla birlikte bu uzman olmayan kesim, geçici, güvencesiz ve aşırı düşük ücretlerle çalışmak zorunda kalmıştır. Almanya’da son 10 yılda işçi kesimlerinin ücretleri arasındaki farklar gittikçe artmış, çalıştığı halde yoksulluk riski olan kesimin oranı 2 katına çıkmıştır. Bu düşük ücretli işçi kesimi olmadan Alman endüstrisinin “rekabet gücünden” bahsetmek imkansızdır.
Hiç şüphesiz, Çin’deki çalışma koşullarıyla karşılaştırıldığında Almaya’nın yoksul işçileri daha iyi durumdadır. Çin devletinin baskıları nedeniyle çalışma koşulları hakkında net veriler olmasa da yüksek teknoloji üretiminin yapıldığı fabrikalarda aşırı çalışmaktan intihar eden işçileri biliyoruz. Hava kirliliği yüzünden sokağa çıkma yasağı konulan Çin şehirlerinde yükselen teknoloji, Endüstri 4.0 dönüşümünde, daha sonra başlamasına karşın bugün Avrupa ile aynı seviyededir. 2017 yılında TÜSİAD ve BCG yatırım şirketinin yayımladığı rapor, bu verilere bakarak TC’ye Almanya’yı değil Çin’i örnek almayı tavsiye ediyor!
Odağımızı teknolojiden daha geniş bir açıya, kapitalist ekonominin dinamiklerine aldığımızda, Endüstri 4.0’ı 2008’de başlayan ekonomik krizden kurtulmak amacıyla kapitalizme yapılan bir update olarak görebiliriz. Daha önceki kapitalizm update’ini yapan İngiltere-ABD merkezli finans sermayesi, küreselleşme ile genişlerken endüstrinin coğrafya değiştirmesine neden olmuştu. Bu süreçte sürüklendiği kriz sonrasında Almanya-Fransa merkezli endüstri sermayesinin yaptığı kapitalizm update’inin etkilerinin ise Brexit’le sınırlı olmayacağını tahmin etmek zor değil. Hangi politikalar eşlik ederse etsin, kapitalizmin her update’inin ardından bir kriz, yani sömürünün update’i geliyor. Daha çok insanın daha yoğun sömürüsü. Endüstri 4.0 sömürü güncelleniyor…
Özgür Oktay
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 45. sayısında yayınlanmıştır.
The post Kapitalizmin Update’i Endüstri 4.0 – Özgür Oktay appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Merkel: “Almanya Suriye’ye Yönelik Olası Hava Saldırısına Katılmayacak” appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Suriye’de Esad yönetiminin kimyasal silah kullandığı iddiasıyla ilişkili olarak bir çok devlet Suriye devletine yönelik saldırı ihtimalini konuşuyor.
AB üyesi devletlerden Fransa’nın bu konudaki çıkışlarının ardından Almanya Başbakanı Merkel, Almanya’nın Suriye’ye yapılacak olası saldırıya dahil olmayacağını duyurdu.
Yapılan açıklamalara göre ABD, Fransa, İngiltere ve Suudi Arabistan Suriye’ye saldırı planlarına sıcak bakıyor.
The post Merkel: “Almanya Suriye’ye Yönelik Olası Hava Saldırısına Katılmayacak” appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Almanya’da Yaşam Savunucuları Gözaltına Alındı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Almanya’da bir maden işletmesinin Hambach ormanında genişletilmesine karşı çıkan yaşam savunucuları madenin inşaatı için polislerin yaptığı tahliye sırasında gözaltına alındı.
Almanya’da açık linyit madenciliği işletmesinin genişletilmesini durdurmak amacıyla 2012 yılından itibaren Hambach ormanını işgal eden yaşam savunucuları gözaltına alındı.
10 yaşam savunucusunun, polisin Hambach madeninin yakınlarında inşaat yapılabilmesi için tahliye girişiminde bulunması sonucu gözaltına alındığı belirtildi.
Yaşam savunucularından biri, linyit madenciliği ve linyit santrallerinin Avrupa’da karbondioksit emisyonuna yol açan en büyük kaynaklardan biri olduğuna dikkat çekerek, işgallerinin nedeninin küresel ısınmaya karşı mücadele olduğunu belirtti.
Avrupa’nın en büyük açık maden işletmelerinden biri olan ve 85 kilometrekarelik alanda faaliyet gösteren maden işletmesi, Alman Rheinisch-Westfälisches Elektrizitätswerk (RWE) şirketi tarafından yönetiliyordu.
Madencilik çalışmalarının başladığı 1978 yılından itibaren bölgedeki orman büyük ölçüde zarar gördü. 2004 yılından beri süren mücadele boyunca madenin genişletilmesini engellemek için ormanda ağaç evler kurdu.
Friends of the Earth Germany (BUND) linyit madeninin genişletilmesine karşı dava açmasına rağmen, Köln İdare Mahkemesi, madenin genişletilmesinin çevre yönetmeliğini ihlal etmediğini savundu.
The post Almanya’da Yaşam Savunucuları Gözaltına Alındı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Almanya’da Herwart Fırtınası: 6 Kişi Yaşamını Yitirdi appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Almanya’da sonbaharın ikinci büyük fırtınası Herwart nedeniyle 6 kişi yaşamını yitirdi ve çok sayıda kişi yaralandı. Rüzgarın hızının saatte 176 kilometreye ulaştığı fırtınada, büyük oranda maddi hasar da meydana geldi.
Çok sayıda ağacı kökünden söken fırtınanın ardından, devrilen ağaçlar nedeniyle kapanan yolları açma çalışmaları sürüyor. Demiryolu trafiği de felce uğrarken, Deutsche Bahn, kuzey ve doğu bölgelerinde durma noktasına gelen tren seferlerini yeniden rayına koymaya çalışıyor. Fırtınada rüzgarın hızı saatte 176 kilometreye ulaştı.
The post Almanya’da Herwart Fırtınası: 6 Kişi Yaşamını Yitirdi appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Almanya Dışişleri’nden TC’ye: “Çok Sabır Gösterdik” appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, iki devlet arasında sürmekte olan gerilimle ilgili, “Türkiye’ye çok sabır gösterdik ki bazen bunu yapmak hiç kolay olmadı” dedi. Gabriel açıklamasında ayrıca, “Hukuki güvencenin olmadığı bir ülkede hiç kimseye yatırım yapması tavsiyesi veremeyiz. Seyahat uyarılarını güncellemekten başka çaremiz yok.” ifadelerini kullandı.
The post Almanya Dışişleri’nden TC’ye: “Çok Sabır Gösterdik” appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>