The post Uçuk Virüsü ve Alzheimer Arasında Bir Bağ Olduğu Düşünülüyor appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>50 yaşın altındaki her üç kişiden ikisini etkileyen ve uçuğa neden olan HSV-1 tipi Herpes virüsünün Alzheimer hastalığının gelişimiyle bağlantılı olabileceği ileri sürülüyor.
Manchester Üniversitesi Nörobilim ve Deneysel Psikoloji Bölümü profesörlerinden Ruth Itzhaki, bu virüsün Alzheimer hastalarından yüzde 50’si veya daha fazlasında rolü olduğunu belirtti.
Professor Ruth Itzhaki has co-authored a paper revealing new evidence of a link between the herpes infection and Alzheimer’s disease https://t.co/563561bt1f
— FBMH UoM ? (@FBMH_UoM) 16 Temmuz 2018
Bilimciler bu yılın başlarında Alzheimerlı hastaların beyinlerinde iki tür uçuk, HHV-6A ve HHV-7’nin yaygın olduğunu açıklamışlardı. HHV-6A ve HHV-7 tipleri sıklıkla çocuklarda görülüyor ve deride döküntüye yol açıyor. Genel olarak zararsız olduğu düşünülen bu iki tip virüs hücrelerde ve merkezi sinir sisteminde ömür boyu kalıyor.
Uçuk Taşıyıcılarında Risk 12 Kat Daha Fazla
Itzhaki ve ekibinin ulaştığı sonuçlara göre Alzheimer’la yakın ilişkili gen olan ApoE4’ün bir kopyasını taşıyanlarda uçuk, genin başka bir varyasyonuna sahip olanlarla nazaran daha sık görülüyor.
The Conversation’da araştırmalarından elde ettiği bulguları paylaşan Itzhaki virüsün beyinde muhtemelen tekrarlayan şekilde aktif hale geldiğini ve bu durumun kümülatif hasara yol açıyor olabileceğini belirtti. “Beyninde HSV-1 tipi uçuk virüsü bulunan ApoE4 genine sahip kişilerde Alzheimer hastalığının gelişmesi olasılığı, bu faktörü barındırmayanlara göre 12 kat daha fazla” diyen bilimci, çalışmasında bir veri tabanını ayrıntılı olarak inceledi.
Tedavide Anti- Herpes İlaçlar Kullanılabilir
Itzhaki, “150’den fazla akademik yayının HSV-1’in Alzheimer’da rolü olduğunu güçlü bir şekilde desteklediğini düşünürsek, bu bulgular Alzheimer hastalığını tedavi etmek için anti-herpes ilaçların kullanımını büyük ölçüde haklı kılıyor” dedi.
Çalışma, uçukların Alzheimerlere neden olduğunu kanıtlamasa da HSV-1 virüsü taşınması ile daha sonra gelişen demans(bunama) arasında bir ilişki olduğunu gösteriyor.
Kaynak: Sputnik
The post Uçuk Virüsü ve Alzheimer Arasında Bir Bağ Olduğu Düşünülüyor appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Huntington Hastalığı’na Karşı Önemli Adım appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Çalışmalarda yer almış olan Dr. Sarah Tabrizi, deney sonuçlarının düşündüklerinden daha iyi olduğunu ve bu hastalığa sahip olanlar ve aileleri için büyük önem arz ettiğini söyledi. Omuriliğe iğneyle enjekte edilen ilaç, hastalığın ilk aşamasında olan 46 kişide -plasebo alanlar hariç- Huntington Hastalığı’na sebep olan proteinlerin beyin-omurilik sıvısındaki yoğunluğu önemli miktarda azaldığı görüldü. Ionis-HTTRx adı verilen ilaç, bu proteinlerin üretilmesi sinyalini veren mutasyona uğramış moleküllere saldırarak hastalığın önüne geçiyor.
İlacın aynı zamanda Alzheimer ve Parkinson Hastalıkları’na karşı da geliştirilebileceği söyleniyor.
1872 yılında Dr. George Huntington tarafından tanımlanan hastalık genetik olup ebeveynlerden birinde bile bulunması takdirde %50 ihtimalle çocuğa geçiyor ve zamanla beyin hücrelerinin ölümüne yol açıyor. Semptomlar genellikle orta yaş döneminde kendisini gösteriyor ve 3’de 1 ihtimalle hastanın yaşamını yitirmesiyle sonuçlanıyor.
Huntington Hastalığı kas kontrolünün yitirilmesine, algı, odaklanma ve konuşma bozukluklarına, cinsel ve psikolojik sorunlara yol açabilmektedir.
Hastalık ailede varsa yapılan testlerle bu hastalığa sahip olunup olunmadığına dair bir test yaptırmak da mümkün. Şimdiye kadar hastalığın seyrini yavaşlatacak ya da durduracak bir tedavi bulunamadı ama bu hastalığa sahip olanların yaşamını kolaylaştıracak ilaçlar mevcut.
The post Huntington Hastalığı’na Karşı Önemli Adım appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post ” Capgras Sendromu ” – Devrim Varol appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Her şey size garip ve yapaymış gibi görünmeye başlıyorsa, etrafınızdaki hiçbir şeyin gerçek olmadığı duygusuna kapılıyorsanız, her yeri bir sahneye benzetiyor, herkesi de o sahnede rol yapanlar olarak algılıyorsanız, sizde de Capgras Sendromu olabilir. Mesela annenizin yüzüne bakıp “karşımdaki insan anneme benzeyen ama annem olmayan birisi” diyebilirsiniz bu sendromun etkisiyle. Çevrenizdeki her şeye kuşkuyla yaklaşır, güven duyamazsınız.
Adını Fransız psikiyatr Jean Marie Joseph Capgras’dan alan bu sendrom, genelde kafasına darbe almış ya da Alzheimer gibi “hastalık”lardan mustarip olan kişilerde görülür. Ebeveynlerinin, eşinin, kardeşinin, köpeğinin, hatta kimi durumlarda, kendisinin bile bir “sahtekar” olduğuna inanır.
Ünlü sinirbilimci Prof. Vilayanur S. Ramachandran, “Phantoms In The Brain” adlı kitabında, annesinin ve babasının birer “sahtekar” olduğunu söyleyen Capgras sendromlu bir gencin durumunu anlatır. Gencin herhangi bir duyguyu deneyimlemek ya da yüzleri tanımak konusunda bir sıkıntısı yoktur. Ne var ki, tanıdık yüzler söz konusu olduğunda herhangi bir duygu hissedemiyor ve dolayısıyla anne babasının gerçek anne babası olmadığını, tıpkı onlara benzeyen fakat onların yerine geçmiş birer “sahtekar” olduklarını düşünüyordu.
Normalde, tanıdık bir yüz gördüğümüzde, beynimizin bellek, öğrenme, duygusal denge ve sosyalleşme konularından sorumlu temporal lobundaki görsel patikalar harekete geçer. Sonra, bu etkinlikler, duygusal hafıza ve duygusal tepkilerin oluşmasından sorumlu beynin amigdala bölgesini uyarır ve o yüzü tanımamızı sağlar. Ne var ki, bu sendromdan yakınan hastalar yakınlarının yüzünü gördüklerinde, yüzleri tanıyor fakat tanıdık birini görmenin verdiği o sıcaklık/yakınlık hissini yaşayamadıkları için sanki o kişi gerçek değilmiş de onun yerine bir sahtekar geçmiş sanrısına kapılıyorlar.
Capgras Sendromu, nörolojideki en tuhaf ve en nadir görülen vakalardan biri sayılıyor. Ama bu yazıyı okuduktan sonra çevremize daha dikkatli bir biçimde bakalım. Gezindiğimiz sokakta, bindiğimiz dolmuşta, iş yerimizde ve okulumuzda, bu sendromun belirtilerini gösteren ne kadar çok kişi görüyoruz? Bu bizi şaşırtıyor mu peki?
7 gün 24 saat devletin resmi propagandasıyla yüklenmiş olan medyanın etkisi, yine de geryleçeklerin üzerini bütünü örtemiyor. Sahteyle gerçeği ayırma gayreti, beraberinde, her şeye kuşkuyla yaklaşmayı getiriyor.
Tüm renkli ve göz alıcı şovlarına karşın “televizyondaki kişi özgürlükten söz eden birisine benziyor ama hiç de öyle olmayan birisi” denebiliyor. Seçimden seçime köyüne gelen bir politikacıya da güvenilmiyor. Medyanın, derelerini savunan köylüyü düşman göstermesine de, devletin baskısına karşı öfkesini sokaklara taşıyanı terörist olarak nitelemesine de, militarist orduya katılmayı reddeden genci vatan haini olarak adlandırmasına da…
İnanılmıyor da, insanı da, doğayı da katledenlerin hiç bir şey olmamış gibi davranmaları insanda başka bir kuşkuya yol açmıyor da değil. Barış diyenlerin hala operasyona devam etmeleri, ekoloji diyenlerin orman kesmeleri, çözüm diyenlerin ev baskınlarına girişmesi…
Capgras Sendromu’nda çözüm olarak duygusal hafıza ve duygusal tepkilerin kuvvetlendirilmesi önerilir. Görülenin hatırlanması, gerçeğin unutulmaması için böyle salık verilir.
Şimdi bizler de yakınımızdakilere, kendimize dönüp bakar, gerçekleri unutmamaya çalışırken, bizden gizlenen gerçekleri bulup sıkıca tutmalıyız. İktidarlar tarafından yok edilmek istenen toplumsal belleği ve toplumsal tepkiyi daha da kuvvetlendirerek, sahtekarlıklardan birer birer sıyrılmalı ve gerçeği savunmalıyız.
The post ” Capgras Sendromu ” – Devrim Varol appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>