anarşist yayınlar – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Tue, 27 Oct 2020 12:17:26 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 Anarşist Yayınlar (24): Avustralya’da Anarşist Yayınlar (1) https://meydan1.org/2020/10/27/anarsist-yayinlar-24-avustralyada-anarsist-yayinlar-1/ https://meydan1.org/2020/10/27/anarsist-yayinlar-24-avustralyada-anarsist-yayinlar-1/#respond Tue, 27 Oct 2020 12:17:22 +0000 https://meydan.org/?p=65823 Yaşadığımız coğrafyanın çok uzaklarında, resmi tarih anlatısındaki “Anzak” askeri figürü ve ülkenin sembolü haline gelen kangurularıyla pek çoklarının aklına kazınan Avustralya’nın köklü bir özgürlük mücadelesi geçmişi bulunuyor. Hiçbir ülkeye sınır komşusu olmayan bir ada ülkesi olan Avustralya, Aborjinler başta olmak üzere yoğun yerli nüfusu ve bir hayli karışık etnik yapısıyla sosyal ve siyasi hayatı federal […]

The post Anarşist Yayınlar (24): Avustralya’da Anarşist Yayınlar (1) appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Yaşadığımız coğrafyanın çok uzaklarında, resmi tarih anlatısındaki “Anzak” askeri figürü ve ülkenin sembolü haline gelen kangurularıyla pek çoklarının aklına kazınan Avustralya’nın köklü bir özgürlük mücadelesi geçmişi bulunuyor. Hiçbir ülkeye sınır komşusu olmayan bir ada ülkesi olan Avustralya, Aborjinler başta olmak üzere yoğun yerli nüfusu ve bir hayli karışık etnik yapısıyla sosyal ve siyasi hayatı federal bir modele zorlayan bir çeşitliliğe sahip.

İşçi hareketinin güçlendiği yıllarda Avustralya’da da yükselen anarşizm, 1871 Paris Komünü ile beraber daha belirgin bir çehreye kavuştu. 1886’da dünya işçileri için en büyük mücadele deneyimlerinden biri olan “günde 8 saat” mücadelesi Melbourne’deki eylemlerle de sürüyordu. Bu tarihlerde kurulan Melbourne Anarşist Kulübü Monty Miller, Jack Andrews, David Andrade gibi anarşist tarafından örgütleniyordu. Mutualistler, anarşist komünistler ve bireyciler tarafından çeşitli tartışmaların yürütüldüğü toplantılarda Emma Goldman, Peter Kropotkin ve Max Nettlau gibi anarşistlerin eserlerine yoğunlaşılıyordu.

1887 – 1940 İlk Yıllar: Honesty, Direct Action

Avustralya’daki bu ilk anarşist örgütlenmeler kurulurken Honesty (Dürüstlük) adlı ilk anarşist yayın 1887 yılında yayınlanmaya başlamıştı, kapağında “Adalet, eşitlik ve özgürlüğe dayalı reformların açıksözlü bir destekçisi” sloganını taşıyordu. Melbourne Anarşist Kulübü’nün yayın organı olarak basılan ve bir yayın kooperatifi olan Honesty, John Arthur Andrews ve Benjamin Tucker’ın yazılarıyla güç kazandı. Yayın ve kulübün ideolojik yapısı Kropotkin’in fikirlerinden etkilenerek anarşist komünist vurgusunu belirginleştirdi.

Dünya savaşı bütün dünya anarşistlerini olduğu gibi savaşın aktif bir parçası olan Avustralya devletinin şiddeti altında yaşayan anarşistlerin de propaganda kanallarını kısıtlıyordu ancak onlar savaş karşıtı mücadele ve milliyetçilik karşıtı propagandayı yükselttiler.

1914 yılında ABD merkezli IWW’nin (Dünya Sanayi İşçileri) Avustralya’da faaliyete geçmesiyle birlikte anarko-sendikalist hareket yükselişe geçti. Ocak 1914’te Sidney’de, Avustralya IWW’sinin yayın organı olarak Direct Action (Doğrudan Eylem) yayınlanmaya başladı. Eski bir matbaa satın alarak uzun soluklu bir yayıncılık ve örgütlenme deneyimi üretmek isteyen Direct Action yazarları, yayınlarını “Avustralya’nın işçi mücadelesi tarihinde ilk kez tamamen doğrudan eylem ilkelerine dayanan, devrimci olsun ya da olmasın parlamentarist teorilerle kirlenmemiş bir duruşa sahip” olarak tanımlıyordu. “Çalışan sınıfların yazarlığını, destekçiliğini yaparak modern toplum içerisindeki köleliği ortaya çıkaran, onların düşünce ve özlemlerini dile getiren herkese açık”tı. Gazete 1915’in Mayıs ayında iki haftada bir, Ekim’de ise haftalık olarak periyodunu sıklaştırdı. İşçilerin ulaşabilmesi için maliyetine satılan gazete kısa ve vurucu yazılarıyla dikkat çekiyordu. 8000’e ulaşan tirajıyla o yıllarda Avustralya’nın en köklü devrimci yayınlarından biri haline geldi.

Savaş yılları IWW ve Direct Action için de sorunları beraberinde getiriyordu. 1915 yılında yayın, savaş çığırtkanlığına karşı halkı itaatsizliğe çağıran yazılar ve afişler yayınlıyordu. Yayınladıkları ve duvarlara asmaya başladıkları, “Savaşa Avustralya’nın sahipleri gitsin! Ön saflara zenginler, siyasetçiler, hukukçular gönderilsin! Plütokratik asalaklara bir savaş hediye etmek için cehenneme gitmeyin! Dünya işçileri birleşelim, kiralık katil olmamak için ordulara, askeriyeye katılmayalım!” yazan bir afiş yüzünden Direct Action editörleri tutuklandı. Gerçekleştirilen bir komployla devrimci bir madenci olan John Hamilton ve gazetenin eski editörleri Glynn ile JB King vatana ihanet suçlamasıyla tutsak edildiler. Suçlama sonrasında kundakçılığa çevrildi. Gazetenin dağıtımı da yasaklandı ve hareket kriminalize edildi. 1916 yılının sonlarında çıkartılan bir yasayla IWW yasadışı örgüt ilan edildi ve faaliyetleri durduruldu. 1917 yılında postacıların dayanışması ve örgütlülüğüyle Direct Action yayın hayatına ısrarcı bir şekilde sürdürebildi. Sonrasında savaş yıllarının ardından değişen politikalarla birlikte IWW ve Direct Action üzerindeki baskılar da değişim yaşadı.

1940’lardan 1990’lara: Sydney Push Çevresi, Red & Black, Anarcho-Surrealist Insurrectionary Feminists, Rising Free, Libertarian Workers Union, Everything, Circle A

1940’lardan 70’lere kadar Avustralya’da anarşizm popülerliğini genişletti. Özellikle 40’ların başları Avustralya’da avangart sanat akımlarının da yaygınlaştığı yıllardı. Bu dönemde yayınlanan Angry Penguins (Öfkeli Penguenler) isimli yayın anarşistlerle birlikte sürrealist sanatçı Max Harris tarafından yayınlanıyordu. İlerleyen yıllarda Sydney Push adı verilen bir kültürel çevre sayesinde pek çok edebiyatçı, gazeteci, karikatürist anarşist harekete sempati duymaya başladı. Kadın mücadelesinin önde gelen isimlerinden olan ve “Shakespeare’in Eşi”, “İğdiş Edilmiş Kadın” isimli kitapların yazarı Germaine Greer de bu çevrenin bir parçasıydı. Gençlik hareketiyle de etkileşim halinde olan bu hareket, 1968 hareketinin Avustralya’daki yansıması oldu.

Yazının devamı bir sonraki sayıda yayınlanacaktır.

Meydan Gazetesi’nin 54. sayısında yayımlanmıştır.

The post Anarşist Yayınlar (24): Avustralya’da Anarşist Yayınlar (1) appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/10/27/anarsist-yayinlar-24-avustralyada-anarsist-yayinlar-1/feed/ 0
Anarşist Yayınlar (23): Kore’de Anarşist Yayınlar – Meltem Çuhadar https://meydan1.org/2020/04/08/anarsist-yayinlar-23-korede-anarsist-yayinlar-meltem-cuhadar/ https://meydan1.org/2020/04/08/anarsist-yayinlar-23-korede-anarsist-yayinlar-meltem-cuhadar/#respond Wed, 08 Apr 2020 11:43:00 +0000 https://meydan.org/?p=56929 Anarşizmin farklı coğrafyalarındaki mücadele tarihini, anarşist yayıncılık deneyimleri ekseninde anlattığımız yazı dizimizin bu bölümünde Kore’de anarşist yayınlara yoğunlaşacağız. Kore, otoriter yönetimlerin ve işgallerin gölgesinde pek bilinmese de uzun bir süre boyunca iki milyon insanının barındığı bir göçmen kampındaki deneyimle, anarşist devrim deneyimlerinden birinin gerçekleştiği bir coğrafya oldu. Yayınları çoğunlukla Korelilere anarşizmin tanıtılması amacıyla çıkarılan bölgede, […]

The post Anarşist Yayınlar (23): Kore’de Anarşist Yayınlar – Meltem Çuhadar appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Kore Anarşist Federasyonu 1928

Anarşizmin farklı coğrafyalarındaki mücadele tarihini, anarşist yayıncılık deneyimleri ekseninde anlattığımız yazı dizimizin bu bölümünde Kore’de anarşist yayınlara yoğunlaşacağız. Kore, otoriter yönetimlerin ve işgallerin gölgesinde pek bilinmese de uzun bir süre boyunca iki milyon insanının barındığı bir göçmen kampındaki deneyimle, anarşist devrim deneyimlerinden birinin gerçekleştiği bir coğrafya oldu. Yayınları çoğunlukla Korelilere anarşizmin tanıtılması amacıyla çıkarılan bölgede, gazete/dergicilik çalışmaları toplumsal hareketin sesi olarak kurgulanmış ve sayıca az. Bu sebeple yazımız anarşist tarih ağırlıklı bir bölüm olacak.

Kore tarihi, en belirleyici unsurlarından biri olan iç savaş ve sonrasındaki otoriter yönetimlerin tarihi olarak bilinse de köklü bir anarşist geleneğe sahiptir. Aynı zamanda Peter Marshall’ın ifadesiyle “Çin ve Japonya’daki gibi, Kore’de de özellikle Taoist görüşlerden etkilenen antik bir özgürlükçü gelenek bulunmaktadır.” Genellikle bu yazı dizisinde anarşizmin modern dönemdeki ideolojik karakterine yoğunlaşan bir anlatım gerçekleştirsek de bazı örneklerde bunun dışında kalan kısmı yorumlamak da faydalıdır. Çin örneğinde bu durum anarşistler arasındaki tartışmalara yol açarken Kore örneğinde ise işgal öncesi sosyal ve politik gerçeklikler toplumsal hareketlerin örgütlenip kök salmasının zeminini hazırlıyor.

Kore’de modern anlamıyla anarşizm, Japon yönetimi (1910-1945) altında Kore’de sürdürülen Kore bağımsızlık hareketine dayanır. Japonya İmparatorluğu’nun 1910’da Kore’yi işgal etmesi halkın büyük tepkilerine yol açmış ve özgürlük hareketinin filizlenmesini sağlamıştı. Daha öncesinde bağımsız çiftçiler tarafından ekilip biçilen ve denetimin sınırlı olduğu bir ekonomiye sahip Koreli halk için merkezi devlet otoritesi daha baştan büyük bir tehditti. Buna bir de başka bir devletin işgali eklenince halk doğal olarak tepkisini bir kurtuluş hareketiyle dışa vurdu. Özellikle radikal militanlarının anarşist olduğu bir hareket neredeyse 10 yıl boyunca şiddetli mücadelelerin gerçekleştiği bir deneyim üretti. 1 Mart Hareketi adı verilen hareket tarafından örgütlenen ve ardından 7.500 kişinin katledildiği 1919 bağımsızlık mücadelesi gününden sonraki bağımsızlık hareketi içerisinde anarşizmin etkisi, hiç bitmeyecek bir tarihsel döneme evrildi.

Katliamın ardından, çok sayıda Koreli Mançurya’ya göç ederek orada bağımsız topluluklar oluşturdu. Göçmen kampı da denilebilecek bu yerlerde “Mançurya’daki Kore Halk Derneği” adında anarşist bir dernek faaliyet göstermeye başladı. 1929 ve 1931 yılları arasında Kore dışında yaşayan 2 milyon Koreli göçmenin paylaşma ve dayanışma ilişkileri çerçevesinde yaşadığı özgür bölgede örgütlenen bu dernek, etkisini Kore’de de hissettiriyordu. İşçi kooperatifleri ve demokratik okullar kuruldu. Bölgesel konseyler oluşturularak halkın karar alma süreçlerine katılımı sağlanmaya çalışılıyordu. Anarşist komünist bir ekonomi benimsenerek para ortadan kaldırıldı.

Kore’de ardı ardına bağımsızlık bildirilerinin yayınlandığı ve hareketin radikalliğinden bir şey kaybetmediği 1920’li yıllar Çinli anarşistlerin de bölgedeki etkilerinin yoğun olduğu bir dönemdi. 20 Ocak 1930’da anarşist Kim Chwa-chin, bir pirinç fabrikasında onarım çalışmaları yaparken İmparatorluk ajanları tarafından katledildi. Ertesi yıl başka bir anarşist olan Kim Jong-jin’in de bir suikastle katledilmesinden sonra Mançurya ve Kore’deki anarşist hareket büyük bir baskıya maruz kaldı.

Kore’de anarşist tarihte iz bırakan iki isim olan Park Yeol ve Fumiko Kaneko’dan da bahsetmek gerekmekte. Birisi soylu bir aileden gelen bu iki anarşist, gençlik hareketi içerisinde aktif gruplarla faaliyetler yürütüyordu. Kaneko, Futei-sha adlı yayınıyla imparatorluğa karşı mücadelenin propagandasını yapıyordu. 1923 yılında gerçekleşen Büyük Kantō Depremi, bir isyandan korkan devlet görevlilerini harekete geçirmişti. Hızlı bir şekilde bağımsızlık hareketinden pek çok anarşisti tutuklayan devlet, çeşitli uydurma suçlarla onları yargıladı. Yeol ve Fumiko da imparatora yönelik bir suikast girişimiyle suçlanıyordu. Niyetlerini iktidarların karşısında da çekinmeden söylediler ve idama mahkum edildiler. Yeol ve Kaneko’nun cezaları daha sonra ömür boyu hapse çevrildi. Bu davanın duruşmasında mahkeme kararını yırttılar, imparatorun iktidarını tanımadıklarını söylediler.

Anarşist Yayıncılık

Kore’de anarşist yayıncılık, tıpkı mücadele geleneğinde olduğu gibi öncelikle belli bir oranda işgalcilere karşı direniş hareketinin bir parçası olarak gelişti. Koreli anarşistlerin çıkardığı ve direniş hareketinin sesi olduğu için kapatılan Adalet Gazetesi’ni yeniden canlandırma isteğinin bir sonucu olarak “Talhwan” doğdu. Fetih anlamına gelen derginin ismi Kropotkin’in “Ekmeğin Fethi” adlı yapıtından ilhamla seçilmişti. İlk sayısı 1928 yılının Haziran ayında Shanghai’da yayınlandı. Toplamda yedi sayı yayınlanan derginin ilk sayısına bugün de erişmek mümkün. Sonrasındaki yayın seyrine ilişkin ise tartışmalar mevcut.

Bilindiği kadarıyla Talhwan’ın ilk sayısında, Kore Anarşist Komünist Federasyonu ismindeki “komünist” sıfatı kaldırıldı. Kore’de anarşizmin tarihine ilişkin “Kore’de Anarşizm: Bağımsızlık, Çok Ulusluluk ve Ulusal Kalkınma Sorunu” başlıklı önemli çalışmanın yazarı Dongyoun Hwang’a göre bu durum o sıralarda Koreli anarşistler ve sosyalistler arasındaki çatışmaların artmasıyla doğru orantılı olarak değerlendirilebilir.

Yayınlanan ilk sayısında Talhwan “Kapitalizmin Her Biçimini Yok Edelim” başlığıyla okuyucusunu selamlıyordu. İlk sayı yalnızca Kore’de anarşizmin tarihi için değil, Kore mücadele tarihi için de dikkate değer bir sayıydı. Kropotkin’in “Gençliğe Çağrı” metni ve anarko-sendikalizme dair iki yazının Korece çevirisi yer alıyordu. Son sayfalarında ise Koreli anarşistlerin eylem ve etkinlikleri İngilizce olarak dünyaya tanıtılıyordu.

Talhwan’ın yanı sıra 1920’lerin başında Shanghai’da “Mücadeleden Haberler” (Tubo) adında bir yayın daha çıkıyordu. Doğrudan eylem ve toplumsal devrim yoluyla ezilenlerin kurtuluşunu amaçlıyordu. İlk sayısının kapağında “İktidar hırsına boyun eğmek günahların en büyüğüdür!” yazıyordu.

Günümüzde de faaliyetlerini sürdüren federasyon bünyesinde yayıncılık ve örgütlenme çalışmaları devam etmektedir.

Meltem Çuhadar

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 52. sayısında yayınlanmıştır.

The post Anarşist Yayınlar (23): Kore’de Anarşist Yayınlar – Meltem Çuhadar appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/04/08/anarsist-yayinlar-23-korede-anarsist-yayinlar-meltem-cuhadar/feed/ 0
Anarşist Yayınlar Dizisi (21): Ukrayna’da Anarşist Yayınlar – Meltem Çuhadar https://meydan1.org/2019/06/19/anarsist-yayinlar-dizisi-21-ukraynada-anarsist-yayinlar-meltem-cuhadar/ https://meydan1.org/2019/06/19/anarsist-yayinlar-dizisi-21-ukraynada-anarsist-yayinlar-meltem-cuhadar/#respond Wed, 19 Jun 2019 09:51:11 +0000 https://test.meydan.org/2019/06/19/anarsist-yayinlar-dizisi-21-ukraynada-anarsist-yayinlar-meltem-cuhadar/ “Kendi başlarına örgütlenmek ve yaşamlarının her alanında, doğru olduğunu düşündükleri tarzda karşılıklı anlayışa varmak işçilere ve köylülere düşer.” Nestor Mahno, 1919 Ukrayna’da anarşizmin tarihinden bahsederken Rusya’da anarşizmin ve devrim mücadelesinin tarihinden bahsetmemek mümkün değildir. Birbiriyle iç içe geçmiş mücadelelerin yaşandığı bu komşu coğrafyalar, devrimci mücadeleye dair iki farklı yaklaşımın kendi koşullarında deneyimlendiği, bunun sonucunda anarşistlerin […]

The post Anarşist Yayınlar Dizisi (21): Ukrayna’da Anarşist Yayınlar – Meltem Çuhadar appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Anarşist Yayınlar Dizisi’nin bu bölümünde, deneyimlendiği coğrafyalarda sansürün, baskının ve şiddetin hemen her türüyle karşılaşmış anarşist düşüncenin, sözde devrimci iktidarlar tarafından düşman ilan edildiği bir bölgenin anarşist yayıncılık tarihini anlatacağız. Aynı zamanda anarşizmin toplumsallaştığı ve geniş çapta bir etki yaratarak kırları, kentleri özgürleştirdiği bir pratik olarak da tarihin en özgün deneyimlerinden olan “Özgür Topraklar”ın yaşandığı yer olan Ukrayna’da sıra…

“Kendi başlarına örgütlenmek ve yaşamlarının her alanında, doğru olduğunu düşündükleri tarzda karşılıklı anlayışa varmak işçilere ve köylülere düşer.”

Nestor Mahno, 1919

Ukrayna’da anarşizmin tarihinden bahsederken Rusya’da anarşizmin ve devrim mücadelesinin tarihinden bahsetmemek mümkün değildir. Birbiriyle iç içe geçmiş mücadelelerin yaşandığı bu komşu coğrafyalar, devrimci mücadeleye dair iki farklı yaklaşımın kendi koşullarında deneyimlendiği, bunun sonucunda anarşistlerin uzun yıllardır ısrarlı bir şekilde propagandasını yaptığı gibi “iktidar”ı ele geçirenlerin hızlı bir şekilde yozlaşacağı ve “çardan beter olacağı” öngörüsünü bilfiil kanıtlayan, talihsiz bir deneyime dönüştü. Aşağıda inceleyeceğimiz yayınların bazıları yazı dizimizin 16. bölümünde yayınlanan “Rusya’da Anarşist Yayınlar”la paralellik gösterebilir, zira o dönemde yayın yapan dergi ve gazetelerin bir kısmı hem Rusya hem de Ukrayna’da yayınlanıyordu.

Ukrayna’da Anarşist Devrim

Ukrayna’da anarşizm, diğer toplumsal hareketlerde olduğu gibi Mahnovist hareketin ortaya çıkışına kadarki süreçte pek de tanınan bir düşünce değildi. Dönemin halk özgürlük hareketlerinde olduğu gibi kimlik sorunlarıyla boğuşan, kendi dili ve kültürü yoğunluklu olarak Rusya’nın dili ve kültürü tarafından ezilen bir konumda küçük bir ülkeydi. Rusya’daki devrimciler de Ukrayna’nın sorunlarına uzak kalıyorlar, orayı Rusya’ya dahil bir yer gibi değerlendiriyorlardı.

Durumu başarılı bir şekilde kavrayan Nestor Mahno anılarında şöyle söylüyordu:

“Ukrayna, Ukraynaca konuşuyor ve dolayısıyla Ukrayna dilini konuşamayan yabancıları dinlemiyor. Bu zamana kadar anarşistlerin Ukrayna köylüsü üzerinde zayıf bir etki yaratması, şehirlerde toplanmalarıyla ve Ukrayna köylülerinin kendi dilini, kültürünü farkedememiş olmalarıyla alakalıdır.”*

Sonrasında hızlıca çalışmalara başlayan Mahno ve yoldaşları, halkın ihtiyaçları ve anarşizm ideallerinin gerçekleştirilmesi için çeşitli örgütlenmeler kurdu. O zamana kadar (Bolşevikler dahil) Ruslar tarafından “Rusya’nın güneyi” olarak görülen Ukrayna’yı anarşizmle özgürleştirmek için yola çıktılar. Pek çok Rus anarşist 1918’de Nabat Anarşist Örgütler Konfederasyonu’nun kuruluşuyla Ukrayna’daki anarşizm mücadelesine omuz vermek için faaliyet alanını genişletti.

Savaşın patlak vermesiyle beraber hızlıca toprakları kolektifleştiren, köy köy gezip resmi evrakları yakan, devleti ortadan kaldıran anarşistler kısa süre içerisinde farklı güç odaklarıyla karşı karşıya kaldı. Beyaz orduya ve Avusturyalı işgalcilere, Ukrayna’lı milliyetçilere ve de Bolşeviklere karşı aynı anda pek çok cephede savaştılar. Bu mücadeleler sırasında yer yer süreli yayınlar, yer yer bildiri ve broşürler, bazen de hiçbirinin basılamadığı koşullarda sözlü propagandayla yetindiler.

Ukrayna’da Anarşist Yayınlar: Golos Truda, Nabat, Dielo Truda

Ukrayna’daki anarşist yayıncılığın tarihini çıkarmak, derli toplu bir şekilde bir düzene sokmak halihazırda zor olmakla beraber, ilk kez Ukrayna ve anarşizm üzerine yazıların, Volin’in editörlüğünü yaptığı ünlü anarko-sendikalist dergi Golos Truda’da (Emeğin Sesi) yayınlanmaya başladığını görüyoruz. Golos Truda Rusya’dan sürgün yemiş ya da politik sebeplerle çıkmak zorunda kalmış devrimcilerin yazdığı, Rusça yayınlanan bir dergiydi. 1929’da Stalinist rejim tarafından tamamen kapatılana dek yayınını sürdürmüştü.

Nabat Anarşist Örgütler Konfederasyonu’nun yayın organı olan Nabat dergisi ise özellikle Aaron Baron ve Volin’in ısrarlı emekleriyle yayın yapıyordu. Öncesinde Put k Svobode (Özgürlük Yolu) adıyla yayın yapan dergi birkaç ay içerisinde format değiştirdi ve Nabat’a dönüştü. 1923 ve 1924’te Nabat’ın Kharkov’lu üyeleri tarafından genç ve yaşlı Ukrayna’lılara yapılan başarılı propagandanın en önemli aracı haline gelmişti. Grup aynı zamanda bildiriler bastırıyor, anarşist bir yeraltı matbaası örgütlemek için çalışıyordu. Nabat’a bağlı Anarşist Gençlik grubundan Iuda Reidman’ın çabaları, savaşın dozunu arttırmasıyla sonuçsuz kaldı.

Nabat’ta tarımdan sanayiye, eğitimden güncel başka konu başlıklarına dair çeşitli bilgilendirmeler yapılırken ayrıca ateizme dair de propaganda metinleri yayınlanıyordu. Bu, Mahnovist hareketin Ukrayna köylüsüyle beraber verdiği anarşizm mücadelesinde, yerel papazların yaydığı korkuya karşı farkındalık edinilmesi için harcanan çabanın ürünüydü. Yine Nabat’ın bir parçası olan Ateistler Birliği tarafından yayınlanan yazıda “Tanrı, şeytan ve inanç; insanlık bu ürkütücü sözlerin bedelini bir kan deniziyle, gözyaşı seliyle ve sınırsız acılarla ödemiştir. Bu karabasana artık yeter!” deniyordu. Çeşitli şiirlere yer veriliyor, teorik yazıların yanında işçi hareketini edebi ajitasyonlarla da harekete geçirmeye çalışıyorlardı.

Mahnovist hareket için en önemli metinlerden biri, çeşitli dillerde, “Özgür Topraklar” deneyimi sırasında ve sonrasında sıkça dağıtılan “Liberter Komünistlerin Örgütsel Platformu” metniydi. Nestor Makhno ve Piotr Arshinov tarafından Paris’te sürgünde bulunan diğer Rus ve Ukraynalı anarşistlerle birlikte, 1925 yılında Dielo Truda adlı dergide yayınlanan metinde, dünya anarşistlerinin bir platform altında buluşması çağrısı yapılıyordu. Mahno, Fransa’da bulunduğu yıllarda da çeşitli anarşist toplantılara katılıp platformdan bahsediyor ve Dielo Truda’nın yayınlarına aktif olarak katılıyordu.

Son derece kapsamlı bir teorik yayın olan Dielo Truda, anarşist komünizmi benimsiyordu. İkili böyle bir dergi çıkarmayı yıllar önce, daha Moskova’daki Butirky hapishanesinde bulundukları günlerde tasarlamışlardı. Makhno, üç yıl süren yayını boyunca, Dielo Truda’nın hemen her sayısına bir makale yazdı. Rusya’dan kısa bir süre önce kaçan ve yazdığı Kronstadt Komünü adlı kitapçıkla Bolşevizmin maskesini düşüren Ida Mett, gruba 1926 yılında katıldı. “Anarşist Komünistlerin Örgütsel Platformu” da bu yıl içinde yayınlandı ve başta Malatesta’nın cevabı olmak üzere pek çok tartışmayı da beraberinde getirdi. Nestor Makhno, Piotr Arshinov, Gregori Maximoff, Ida Mett ve Nicholas Lazarevitch derginin değişmeyen yazar ekibini oluşturuyordu. Dielo Truda aynı ekiple 1939 yılına kadar yayınlandı. Sonrasında Gregori Maximoff tarafından Dielo Trouda-Probuzhdenie adını alarak 1950’ye kadar yayınını sürdürdü.

Ukrayna topraklarında anarşizm, Bolşevik diktatörlük yılları boyunca yoğun bir baskıya maruz kaldı ve sürgündeki anarşistler tarafından yurtdışında sürdürüldü. 1936 İberya Devrimi sürecinde dayanışma ilişkilerini sürdüren Ukraynalı anarşistlerin bir bölümü İspanya’ya gitti. Aradan geçen uzun yılların ardından Ukrayna’da Mahno, farklı siyasi gruplar tarafından sahiplenilen bir halk kahramanı haline geldi. Bugün irili ufaklı girişimlerle anarşist yayıncılık nefes aldığı topraklarda yeniden yeşermeye başlıyor…

*“Neskolko slov o natsionalnom voprose na Ukraine, Nestor Mahno”

Meltem Çuhadar

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 50. sayısında yayınlanmıştır.

The post Anarşist Yayınlar Dizisi (21): Ukrayna’da Anarşist Yayınlar – Meltem Çuhadar appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2019/06/19/anarsist-yayinlar-dizisi-21-ukraynada-anarsist-yayinlar-meltem-cuhadar/feed/ 0
Anarşist Yayınlar (20): Japonya’da Anarşist Yayınlar (2) https://meydan1.org/2019/04/21/anarsist-yayinlar-20-japonyada-anarsist-yayinlar-2/ https://meydan1.org/2019/04/21/anarsist-yayinlar-20-japonyada-anarsist-yayinlar-2/#respond Sun, 21 Apr 2019 18:44:00 +0000 https://test.meydan.org/2019/04/21/anarsist-yayinlar-20-japonyada-anarsist-yayinlar-2/     “Pek çok yoldaş sendikalizm ya da anarşizm yerine parlamentarizmin yöntemlerine eğilim gösteriyor. Ancak bu, onların bu fikrin doğruluğuna tamamen inanmış olmalarıyla alakalı değil anarşist komünizm hakkındaki cahillikleriyle alakalıdır. Bu nedenle bizim en önemli işimiz şimdi, anarşist ve özgür düşünce literatürüne ilişkin çeviriler ve yayınların yapılmasıdır.” Kōtoku Shūsui   Kōtoku Shūsui, Japonya anarşizmi ve […]

The post Anarşist Yayınlar (20): Japonya’da Anarşist Yayınlar (2) appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

 

Anarşizmin tarihini, bir düşünce ve hareket olarak ortaya çıktığı farklı coğrafyalarda yayıncılık faaliyetleri odaklı incelediğimiz yazı dizimizin bu bölümünde, geçtiğimiz sayıda başladığımız Japonya’da Anarşist Yayınlar’a ikinci bölümle devam ediyoruz.

İlk bölümde Kotoku Shusui’nin etkisi ve mücadelenin temellerinin atıldığı yıllara yoğunlaşan yazımız; süreli yayınların çıktığı, anarşist klasiklerin yayınlandığı ve özellikle savaş karşıtı hareket içerisindeki etkisiyle beraber toplumsal muhalefetin önemli bir parçası haline geldiği yıllardaki yayıncılık faaliyetleriyle devam ediyor.

 

“Pek çok yoldaş sendikalizm ya da anarşizm yerine parlamentarizmin yöntemlerine eğilim gösteriyor. Ancak bu, onların bu fikrin doğruluğuna tamamen inanmış olmalarıyla alakalı değil anarşist komünizm hakkındaki cahillikleriyle alakalıdır. Bu nedenle bizim en önemli işimiz şimdi, anarşist ve özgür düşünce literatürüne ilişkin çeviriler ve yayınların yapılmasıdır.”

Kōtoku Shūsui

 

Kōtoku Shūsui, Japonya anarşizmi ve anarşist yayıncılığı açısından oldukça önemlidir. Bu bağlamda anarşist tartışmalara ilişkin literatür ihtiyacı, başta Kōtoku olmak üzere pek çok yoldaş tarafından çevirilerle ve yayınlarla tamamlanmaya çalışıldı. Kōtoku 1909’da Ekmeğin Fethi’ni Japonca’ya çevirdi. Ōsugi Sakae ise Karşılıklı Yardımlaşma’yı ve Bir Devrimcinin Anıları’nı çevirdi. Bunun dışında ise Itō Noe ve eski bir Hristiyan din adamıyken anarşizmle tanışan Hatta Shūzō; Kropotkin ve Bakunin’in eserlerini çevirdi. Hatta Shūzō bütün bunların yanında Kropotkin’in fikirlerini özgün bir tarzda geliştirdi.

1910 yılında Akaba Hajime “Nômin no Fukuin” (Çiftçi Gerçeği) isimli bir kitapçık hazırladı. Kropotkin’in kır ve şehirdeki üretim, tüketim ve dağıtım ilişkilerine ilişkin çözümlemelerinden ilham alınarak yayınlanan kitapçıkta “köy komünleri” arasındaki örgütlenmeler üzerinde duruldu. Toprak sahiplerine açık bir tehdit olan bu kitapçık -pek çok anarşist yayın gibi- illegal yollardan dağıtılabildi. İmparatora olan eleştiriler gerekçe gösterilerek tutsak edilen Akaba 1912’de Chiba Hapishanesi’nde yaşamını yitirdi.

Japonya’da anarşizm tarihinin önemli isimlerinden Itō Noe ise 1911’de katıldığı Seitō (Mavi Çoraplılar) topluluğuyla “Seitô” adlı bir kadın dergisi çıkardı. Sonrasında Noe de Peter Kropotkin ve Emma Goldman’ın çalışmalarının Japonca’ya çevrilmesine katkıda bulundu.

Prense ve İmparator’a karşı suikast girişimlerinden dolayı provake olan devlet, anarşizme dair büyük bir saldırı başlattı. Japon edebiyatının trajik kayıplarından şair Makoto Tomioka, yoldaşlarıyla katıldığı bir eylem gerekçe gösterilerek idam edildi. İkinci Dünya Savaşı Japonya’da anarşist mücadeleye yönelik baskıların dozunun iyice artmasına yol açacaktı.

Diğer yandan sendikalar ve açık örgütlenmelerle de anarşizm toplumsallaştırılmaya devam ediyordu. 1925’te devrimci hareketler içerisindeki parlamentarist eğilimlere karşı “Kara Gençlik Ligası” kuruldu. İşçi mücadelesinde ise “Tüm Japonya İşçi Sendikaları’nın Özgürlükçü Federasyonu” kuruldu. Sosyalist partilerin ve sendikaların kapitalizme hizmet ettiklerini savunan radikal bir hatta siyaset yürüttüler. İki örgütlenme de İtalyan anarşistler Sacco ve Vanzetti’nin asılmasına karşı mücadeleyi örgütlediler. 1930 yılında anarşist bir işçinin çalıştığı boya fabrikasının üstüne çıkarak başlattığı direniş, işçi mücadelesinin yükseldiği işgal ve direnişlerle devam etti.

Savaş öncesinden beri hareket içerisinde aktif olan Sanshiro Ishikawa, Gojunen-go-no-Nihon (50 Yıl Sonra Japonya) adlı bir çalışma yayınladı. Savaş sonrası Japon toplumunun anarşizmin ilkeleri doğrultusunda nasıl örgütlenebileceğine ilişkin önerilerini bu kitapta bir araya getirdi. Sanshiro, Kotoku’nun tutsak edildiği süreçte hapse atılan anarşistlerden biriydi. Tutsaklığından sonra -hayatını siyasi göçmen olarak geçirdiği sırada- Reclus ailesi ve Fransız anarşist sendikalistlerle yakın ilişkiler kurdu. Onların deneyimlerini Japon anarşistlerine aktarmaya çalıştı. 1946 yılında ise Japonya Anarşist Federasyonu kuruldu. Kotoku’nun yıllar önce yayınladığı gazeteden ilhamla “Heimin” adını verdikleri yayın kuruldu. 1956 yılında Japonya Anarşist Federasyonu içerisinden çıkan sonrasında “Özgür Dernek” adını alacak olan “Japon Anarşist Kulübü” adlı grup Kuro Hata (Kara Bayrak) ismini verdikleri bir gazete yayınladı.

Japon anarşizmi, tıpkı Çin örneğinde olduğu gibi, Kore’de de anarşist hareketin ortaya çıktığı yıllarda önemli bir etkiye sahipti.

Kuro Hata’nın savunduğu devrimci fikirler, 68 öğrenci hareketlerinin yükselmesiyle beraber postmodern akımlar tarafından eleştirilmeye başlandı. Osawa Masamichi’nin Jiyu-Rengo (Liberter Federasyon) adlı dergisi bu dönemde yayınlanmaya başladı.

Japonya Anarşist Federasyonu, Kuro Hata’dan sonra 1980′e kadar Museifushugi Undo (Anarşist Hareket) isimli bir yayın çıkardı ve toplumsal devrim fikrini bu yayınla savunmaya devam etti. 1970’lerde Tokya’da başlayan sendikal hareketlilik 1983’te Rodosha Rentai Undo (İşçi Dayanışma Hareketi) olarak kurulan anarko-sendikalist bir örgütlenmeye dönüştü. Anarşist sendikalistlerin uluslararası örgütü olan IWA’ya bağlı örgütlenen Rodosha Rentai Undo, 1989 yılından beri Zettai Jiyu Kyosanshugi (Liberter Komünizm) adlı bir yayın organı çıkarmaktadır.

 

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 49. sayısında yayınlanmıştır.

 

The post Anarşist Yayınlar (20): Japonya’da Anarşist Yayınlar (2) appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2019/04/21/anarsist-yayinlar-20-japonyada-anarsist-yayinlar-2/feed/ 0
Anarşist Yayınlar(19): Japonya’da Anarşist Yayınlar https://meydan1.org/2019/03/05/anarsist-yayinlar19-japonyada-anarsist-yayinlar/ https://meydan1.org/2019/03/05/anarsist-yayinlar19-japonyada-anarsist-yayinlar/#respond Tue, 05 Mar 2019 09:57:44 +0000 https://test.meydan.org/2019/03/05/anarsist-yayinlar19-japonyada-anarsist-yayinlar/ Anarşizmin tarihini, bir düşünce ve hareket olarak ortaya çıktığı farklı coğrafyalarda yayıncılık faaliyetleri odaklı incelediğimiz yazı dizimizin bu bölümünde Japonya’daki anarşist yayıncılık tarihinden bahsedeceğiz. Daha önceki sayılarda yer verdiğimiz farklı yazılarda da isimleri geçen, özellikle Asya bölgesinde Çin’de anarşizmin ortaya çıkışına kaynaklık eden* bu bölgedeki anarşist hareket, kendine has karakteri ve yaratıcı yayın örnekleriyle özel […]

The post Anarşist Yayınlar(19): Japonya’da Anarşist Yayınlar appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Anarşizmin tarihini, bir düşünce ve hareket olarak ortaya çıktığı farklı coğrafyalarda yayıncılık faaliyetleri odaklı incelediğimiz yazı dizimizin bu bölümünde Japonya’daki anarşist yayıncılık tarihinden bahsedeceğiz. Daha önceki sayılarda yer verdiğimiz farklı yazılarda da isimleri geçen, özellikle Asya bölgesinde Çin’de anarşizmin ortaya çıkışına kaynaklık eden* bu bölgedeki anarşist hareket, kendine has karakteri ve yaratıcı yayın örnekleriyle özel bir dikkate ihtiyaç duyuyor. Bu bağlamda yazımızı iki parça halinde yayınlıyoruz.

Japonya’da anarşist fikirlerin yayılışı, coğrafyanın ekonomik ve siyasal tarihiyle pek çok ülkede olduğu gibi iç içedir. 1860’lı yıllara kadar tarıma dayalı, feodal bir iktidar aygıtı tarafından yönetilen ülkede dengeler değişmeye başlıyordu. Bütün bir dünyayı kasıp kavuran endüstrileşme ve teknolojik gelişmeler, bugün bu alanın küresel kapitalist “devlerinden” Japonya’yı da hızla etkisi altına almaya başlıyordu. Ekonomik yapıyı doğrudan etkileyen bu değişim, siyasal olarak merkezileşmiş bir yönetime geçişle kol kola yürüdü.

Bu geçiş ani bir geçişti, dünün aristokratları birden hızla yükselen iş adamları haline gelmeye başladı. Toplumsal düzendeki bu yukarıdan değişim, Japonya’daki mücadelenin temellerini atan süreci iyi anlamamız için önem teşkil ediyor.

Kōtoku Shūsui ve Japonya’da Savaş Karşıtı Hareket

Asıl adı Denjirō Kōtoku olan, ancak anarşizm mücadelesini toplumsallaştırmak için yazdığı yazılarında kullandığı adıyla bilinen Kōtoku Shūsui’nin, yüzyılın başında Japonya’da anarşist fikirlerin yayılmasında çok önemli etkileri oldu. Japonya’da anarşizmin tarihinden biraz bahsetmeden önce onun hayat hikayesine bir göz gezdirmek yerinde olacak.

Kōtoku, özgürlükçü düşüncelerini savunduğu yazıları sonucunda henüz anarşizmle tanışmamışken hapsedildi. Tutsaklık yaşamı onun için fikirlerini gözden geçirip revize edebileceği geliştirici bir süreçti. Rus-Japon savaşı sırasında hapishanedeydi, buradaki okumalarıyla beraber anarşizmi -özel olarak da Kropotkin’i- yakından inceleme fırsatı oldu. Kropotkin ona çok ilham vermiş olacak ki onu, “Sensei” yani “ustası” olarak gördü.

Tutsaklığının ardından 1906-07 yıllarında Amerika’ya göç etti. Burada, California’da IWW ile tanıştı. Burada edindiği anarşist sendikalist fikirler ve mücadele deneyimi, onu sırtında bir dolu çanta ve zihninde bir şeyleri derinden değiştirmeye yönelik inançla Japonya’ya geri götürdü. Yaşadığı coğrafyada o yıllarda sosyalist hareket yeni yeni filizleniyordu. Kōtoku, Japonya Sosyalist Partisi içinde yarattığı tartışmalarla 1907 yılında partinin içerisinden anarşist bir grup çıkardı. Kōtoku ve yoldaşları ezilenlerin mücadelesine anarşist bir perspektifle yaklaşıp hem devlete hem de kapitalizme karşı eyleyen bir muhalafetin temellerini attılar.

Kōtoku, İmparator Meiji’ye karşı düzenlenen bir komploda suçlanarak 1910-11 yıllarında vatana ihanet suçundan yargılandı, on iki yoldaşıyla beraber idam edildi. Sonrasında Japonya’da Birinci Dünya Savaşı’nın da etkisiyle beraber savaş karşıtı hareket ve anarşist fikirler gelişmeye devam etti.

Japonya’da Anarşist Yayınlar

Japonya’da anarşist yayıncılık tarihi, Kōtoku Shūsui’nin Tokyo’ya taşınmasıyla başlar. Küçük bir bölge olan Nakamura’da doğan Kōtoku, Tokyo’ya yerleştikten sonra burada 1893 ve 1898 yılları arasında Yorozu Chôhô (Sabah Haberleri) adındaki gazeteye yazmaya başlar. Özellikle savaş karşıtı fikirlerin ilk konuşulmasına vesile olan yazılar burada yayınlanmıştır. Yine aynı gazetede çalışan Sakai Toshihiko ile beraber savaş karşıtı düşünceleri radikalleşmeye başlayan bu iki gazeteci, yeni bir fikir ve enerjiyle haftalık Heimin Shinbun (Avam’ın Gazetesi) adlı gazetenin çalışmalarına başladı. Heimin Shinbun, Japon anarşizminin antimilitarist geleneğinin oluşumuna katkıda bulundu. Ancak bu iki yayın da anarşist yayınlar değildi.

Devlet baskısının artmasıyla Heimin Shinbun’un yaşadığı sıkıntılar artıyordu. Sonrasında bu gazetenin içinden iki ayrı yayın çıktı. Parlamentarizm tartışması üzerinden doğrudan eylem meselesine odaklanan Ôsaka Heimin Shinbun ve sosyal demokrat bir çizgide yayın yapan Shakai Shinbun (Toplumsal Haberler).

Kōtoku’nun kurduğu Heimin Sha isimli bir dernek de bu yıllarda aktifti. Bu derneğin üyelerinden Sanshiro Ishikawa’da çeşitli yayınların kuruculuğunu yaptı. 1905’te Shin Kigen’in (Yeni Dönem) editörlüğünü yaptı. Sekai Fujin’nin (Dünyanın Kadınları) yayın yönetmenliğine getirildi, Heimin Shinbun’da da yazdı. 1907 yılında tutuklanıp bırakıldıktan sonra Avrupa’ya yol aldı. 1913’te Belçika ve Fransa’da yaşadı ve buradaki yoldaşlarla tanışma fırsatı buldu. Özellikle Elisee Reclus’nun kardeşi Paul Reclus’yla sıkı ilişkiler kurdu.

Japonya anarşist yayıncılığında 1920’li yıllara kadarki süreç yoğunluklu olarak bazı fikirlerin temellerinin atılması ve yeni tartışmaların coğrafya gündemine sokulmasıyla gerçekleşti. Bir dahaki sayıda bu geleneğin gelişimi ve serpilişine eğileceğiz.

*Meydan Gazetesi Sayı 29; Anarşist Yayınlar Dizisi (4) : Çin’de Anarşist Yayınlar”

 

 

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 48. Sayısında yayınlanmıştır.

The post Anarşist Yayınlar(19): Japonya’da Anarşist Yayınlar appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2019/03/05/anarsist-yayinlar19-japonyada-anarsist-yayinlar/feed/ 0
Anarşist Yayınlar (18)- Şili’de Anarşist Yayınlar (I): Zeynel Çuhadar https://meydan1.org/2018/10/16/anarsist-yayinlar-18-silide-anarsist-yayinlar-i-zeynel-cuhadar/ https://meydan1.org/2018/10/16/anarsist-yayinlar-18-silide-anarsist-yayinlar-i-zeynel-cuhadar/#respond Tue, 16 Oct 2018 06:56:40 +0000 https://test.meydan.org/2018/10/16/anarsist-yayinlar-18-silide-anarsist-yayinlar-i-zeynel-cuhadar/   1895-1919 Arası Şili’de Anarşist Yayınlar Şili’de anarşizm, ilk zamanlarda Michael Bakunin’in Enternasyonal üyesi yoldaşlarından Manuel Chinchilla’nın çabalarıyla yayılmaya başladı. Chinchilla, Iquique’de yaşayan bir İspanyol işçiydi. Güney Amerika gibi anarşist hareketin geniş bir ölçekte toplumsallaştığı ve büyük toplumsal etkilere sahip olduğu bir coğrafyada bulunan Şili’nin devlete, kapitalizme ve darbelere karşı mücadele ettiği geniş bir tarihi […]

The post Anarşist Yayınlar (18)- Şili’de Anarşist Yayınlar (I): Zeynel Çuhadar appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

 

Dünyanın farklı coğrafyalarındaki anarşist yayıncılık tarihine değindiğimiz yazı dizimizin önümüzdeki iki bölümünde Şili’deki anarşist yayınları inceleyeceğiz. Güney Amerika’nın batısında, And Dağları’yla Büyük Okyanus’un arasındaki bu ada ülkesinin siyasi çatışmalar ve darbelerle dolu bir hikayesi var.

1895-1919 Arası Şili’de Anarşist Yayınlar

Şili’de anarşizm, ilk zamanlarda Michael Bakunin’in Enternasyonal üyesi yoldaşlarından Manuel Chinchilla’nın çabalarıyla yayılmaya başladı. Chinchilla, Iquique’de yaşayan bir İspanyol işçiydi. Güney Amerika gibi anarşist hareketin geniş bir ölçekte toplumsallaştığı ve büyük toplumsal etkilere sahip olduğu bir coğrafyada bulunan Şili’nin devlete, kapitalizme ve darbelere karşı mücadele ettiği geniş bir tarihi var.

Şili’deki anarşist yayınlar içerisinde hakkında en çok bilgiye ulaşılabilen El Oprimido’dan başlayarak diğer anarşist yayınlara dair bilgiler vereceğiz.

El Oprimido (Ezilenler)

İlk özgürlükçü gazete El Oprimido 22 Temmuz 1895’te Valparaiso’da basıldı. Burada Juan Creaghe’in editörlüğünde yayınlanan gazete, daha önce Arjantin’de Lujan ve Buenos Aires’te basılmış, göçmen işçiler aracılığıyla Şili’ye de ulaşmıştı. Şili’deki yayın hayatının ilk yılının sonunda ekonomik zorluklar nedeniyle yayını durmuştu. Creaghe bütün enerjisini daha rahat çıkarttığı The Human Project’e ayırdı. Bu gazete, Arjantin anarşizminin en bilinen yayınlarından biri haline geldi.

1895’e kadarki süreçte El Oprimido, Buenos Aires’te Fortunato Serantoni’nin editörlüğünde yayınlandı.

1896’nın Ağustos ve Ocak ayları arasında La Questione Sociale adında 9 sayfalık bir ek yayınlandı. 1897’de ise “İspanya’da Engizisyon” başlıklı başka bir kitapçık gazetenin yanında kendine yer buldu.

El Oprimiodo’nun sayfalarında temel anarşist propagandanın yanında çeşitli tartışmalara da yer veriliyordu. Özellikle El Perseguido’nun editörlüğünü yapan örgütlenme karşıtı bireysel anarşistlere yönelik eleştiriler gazetenin sayfalarında geniş yer tuttu.

El Oprimido’nun ideolojik hattı ise Errico Malatesta’nın işçi sendikalarını ve halk özgürlük mücadelelerini destekleyen düşüncesinden besleniyordu. 4. sayısında yayınlanan “Ahlak Üzerine” isimli yazıda rasyonalite, ahlak ve etiğin bütün formlarını reddeden akımlara karşı anarşist bir ahlak ve etik savunuluyordu. El Oprimido’nun başlattığı tartışma çok sayıda yayının katılmasıyla geniş bir ölçekte konuşulur oldu.

1895’in Ağustos ve Eylül sayılarında parlamentarizm savunucusu sosyalistlere yönelik eleştiriler yer aldı. Parlamentarizm savunucuları “insan sefaletinin tacirleri” olarak tanımlandı. Gazetede ayrıca güçlü bir anti-militarist propaganda yapılıyordu. Uluslararası anarşist dayanışmanın bir ifadesi olarak Hollandalı vicdani retçilerin mektupları ve dayanışma mesajlarının yanı sıra Ferdinand Domela Nieuwenhuis’nin yazıları da gazetede kendine yer buldu.

El Oprimido’yu El Proletario, El Acarata, La Luz, La Revuelta, La Batalla, El Surco, Accion Directa vb. izledi. Şili’deki anarşist yayınlar içerisindeki en uzun periyoda sahip anarşist yayın La Batalla oldu.

Diğer Yayınlar

Bunların yanında farklı meslek gruplarında çalışmalar yürüten çeşitli sendikaların da kendine bağlı yayın organları mevcuttu. “El Siglo XX” (20. Yüzyıl) ve “La Imprenta” (Matbaa) dizgicilerin, “El Maritimo in Antofagasta” (Antofagasta’nın Denizcileri) ise denizcilerin yayını olarak bu tür anarşist yayınlara örnek gösterilebilir.

Anarşistlere yönelik saldırıların başlaması, başlangıcından beri birçok anarşistin kuşkuyla yaklaştığı Rus Devrimi’yle beraber Şilili anarşistler ve marksistler arasındaki farklılıkları derinleştirdi. Bu ayrışma, pratik alandaki ortaklıklara bağlı bir değişikliği de beraberinde getirdi. Daha önce anarşistlerin ve sosyalistlerin beraber örgütlediği “Workers Federation of Chile” (FOCH) dağıldı. Tabi bunların yanında bazı istisnai örnekler de yok değildi. “Verba Roja” isimli yayının editörlüğünü üstlenen grup, proletarya diktatörlüğünün anarşizme gidebilecek bir yol olduğu yanılgısına kapılarak ilk etapta sosyalistlerin yanında yer aldı. Sonrasında anarşistlere yönelik saldırılar onların da Rus Devrimi’ne dair tutumunu değiştirmesine sebep oldu.

Zaman içerisinde Şili’de anarşist literatürün gelişmesi için önemli adımlar atıldı. “Editorial Lux” isimli yayınevinin kuruluşuyla beraber anarşist hareketin önemli temel eserleri Şili’de yaygınlaşmaya başladı. 1898’de Şilili anarşistler “Marangozlar ve Ağaç İşçileri Topluluğu”, “Demiryolu İşçileri Genel Birliği” ve “Öğrenim ve Karşılıklı Yardım Derneği”ni kurdular, bu topluluklar ya kendi yayın organları çıkardı ya da bağlı bulundukları federasyonların yayınlarının dağıtımını üstlendi. Aynı yıl Iquique’de genel grev ilan edildi, grevin ardından işçi hareketinde anarşistlerin etkisi daha da yükseldi. Bunu izleyen süreçte La Tromba (Sağanak Yağmur), El Rebelde (Asi), “La Antorcha” (Meşale), “El Pueblo” (Halk) ve “El Jornal” (Gazete) isimli yayınlar yayınlanmaya başladı.

1899’da Francisco Bilbao İşçi Partisi anarşizmi benimsedi ve “Ordu, suç akademisidir” sloganıyla anti-militarist eylemler düzenledi. O yıllarda anarşistler ilk kez vicdani ret hareketini örgütlemeye başladı.

1 Mayıs 1889 tarihi Şili’de anarşizm için önemli tarihlerden biridir. Haymarket Katliamı’nın birinci yıldönümünde geniş katılımlı, devlete yönelik öfkenin dile getirildiği bir buluşma gerçekleşti.

Anarko-sendikalizmin gelişimi Şili’de kooperatifçilik hareketini de hızlandırdı. İlk kooperatif, 1 Mayıs 1900’de Iqueque’de kuruldu ve hızla toplumsallaştı. En yaygın döneminde 15 ayrı organizasyona bağlı toplam 20.000 işçi kooperatiflerde çalışıyordu.

Yüzyılın başında anarşist kadın hareketi gelişmeye başlamıştı. Şili’de anarşist kadınlar, Louise Michel, Voltairine de Cleyre, Lucy Parsons ve Emma Goldman’dan ilhamla mücadeleye atıldılar.

1906 yılında Antofagasta’nın maden işçileri grev ilan etti. Maaşlarının arttırılması talebiyle başlayan grev, tarihe “Santa Maria Okulu Katliamı” olarak geçen bir olayla -yani devlet şiddetiyle- geçti. Santa Maria Meydanı’nda kadın, çocuk ve işçilerden oluşan grevcilerin üzerine, grevi bastırması için gönderilen askerler tarafından ateş açıldı. 3000 kişi askerlerin silahlarıyla katledildi. 1908 yılında kurulan “Yaşam ve Işık” isimli sosyal merkez, 1917 yılına kadar sürecek aynı isimli derginin yayıncılığını yaptı.

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 46. sayısında yayınlanmıştır.

The post Anarşist Yayınlar (18)- Şili’de Anarşist Yayınlar (I): Zeynel Çuhadar appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/10/16/anarsist-yayinlar-18-silide-anarsist-yayinlar-i-zeynel-cuhadar/feed/ 0
Anarşist Yayınlar Dizisi (14): “Sicilya’da Anarşist Yayınlar” https://meydan1.org/2017/09/09/anarsist-yayinlar-dizisi-14-sicilyada-anarsist-yayinlar/ https://meydan1.org/2017/09/09/anarsist-yayinlar-dizisi-14-sicilyada-anarsist-yayinlar/#respond Sat, 09 Sep 2017 08:19:03 +0000 https://test.meydan.org/2017/09/09/anarsist-yayinlar-dizisi-14-sicilyada-anarsist-yayinlar/     Sicilya’da Anarşist Yayınlar (1848-2017) Anarşistler herhangi bir otoriteyi tanımaz. Öğrenecekleri ve propaganda yapacak kutsal metinleri yoktur; hürmet edecekleri şefleri, emirlerini uygulayacakları ya da politik davranacakları sekreterleri ya da komiteleri yoktur. Anarşistler, var olduklarından bu yana, düşüncelerini ve toplumsal deneyimlerini en doğal araçlarla ifade ederler; yazılı ve sözlü olarak. Anarşist ve liberter dergiler, devletin, […]

The post Anarşist Yayınlar Dizisi (14): “Sicilya’da Anarşist Yayınlar” appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
 

 

14 sayıdır sürdürdüğümüz yazı dizimizin 2. bölümünde İtalya genelindeki anarşist yayınlara yer vermiş, Errico Malatesta’nın kurucusu olduğu Umanita Nova’yla yaptığımız röportajı yayınlamıştık. Bu sayımızda ise anarşist hareketin buradaki örgütlülüğü ve yıllar içinde biriktirdiği mücadele deneyimi ile ayrı bir yer tutan Sicilya adasındaki anarşist yayınlara yer verdik. Sicilia Libertaria Gazetesi yazarlarından yoldaş Şino’nun yazısını sizlerle paylaşıyoruz. 

Sicilya’da Anarşist Yayınlar (1848-2017)

Anarşistler herhangi bir otoriteyi tanımaz. Öğrenecekleri ve propaganda yapacak kutsal metinleri yoktur; hürmet edecekleri şefleri, emirlerini uygulayacakları ya da politik davranacakları sekreterleri ya da komiteleri yoktur. Anarşistler, var olduklarından bu yana, düşüncelerini ve toplumsal deneyimlerini en doğal araçlarla ifade ederler; yazılı ve sözlü olarak. Anarşist ve liberter dergiler, devletin, kilisenin ve patronların yüz elli yıldan beri süren düşmanlığına rağmen –faşist, liberal, komünist ya da demokratik bütün hükümetlerin uyguladığı sansür ve baskıya rağmen– her dönemde, özgürlük ve eşitlik temelinde yeni bir toplumsal örgütlenme yolundaki bastırılamayan talebinin ifade araçları olarak yükseldiler.

Anarşist gazetecilik, adanın siyasi ve kültürel özelliklerini kendi düşüncesiyle harmanlayarak Sicilya tarihini belirleyen başlıca olayları, kopukluk olmaksızın birleştirir. Anarşist hareket içindeki rolü nedeniyle ve aynı zamanda daha geniş ve radikal toplumsal mücadelelere olan etkisi nedeniyle, bazen ulusal ve uluslar üstü düzeyde önemli olmuştur.

İlk radikal gazeteler 1848 Liberal Devrimi sırasında doğdu ve aralarında en önemlisi olan “La bomba” (Bomba) parlamentoya olan düşmanlığı, ruhbanlık karşıtlığı ve otonomcu federalizm vurgusuyla diğerlerinden ayrılıyordu. Bundan birkaç yıl sonra, 1863’te toplumsal muhalefetin Sicilya’daki ilk gazetesinde, farklı gazetecilik deneyimleri buluştu: Saverio Friscia ve Lattanzio Tedaldi’nin yönettiği “Arturo” (Calatafimi savaşından önceki gece ortaya çıkarak Garibaldi’ye yardım eden yıldız). Aspromonte trajedisinden sonra doğmuş olan Sicilya toplumsal muhalefetinde farklı siyasi amaçlar harmanlandı ve aynı zamanda Bakunin çizgisinde bir anarşizmin yolu açıldı. Sonraki yıllarda, “L’eguaglianza” (Eşitlik), “La Giustizia” (Adalet), “Beccaria” (Ölüm Cezasına Karşı), “Il Vulcano” (Volkan), “Il Povero” (Fakirler) gibi enternasyonalist harekete bağlı ya da devrimci “emekçi” “Gli operai” (Emekçiler), “Il Vespro” (Akşam Yıldızı), “Il Grido del Popolo” (Halkın Haykırışı) “La Riforma Sociale” (Toplumsal Reform) ve diğer pek çok gazeteyi görebiliriz.

Kendisini açıkça anarşist olarak ilan eden ilk Sicilyalı gazete, 11 Haziran 1885’te Palermo’da Anacleto Conti Arcuri tarafından kurulan “Il Proletario” (Proleter) idi. Aynı yıl, iki kaçak eylemcinin çıkardığı “Barbarets” (Barikatlar) ve “Monarchia” (Monarşi) öğrenci hareketlerinde önemli bir işleve sahipti. Bunlar Sicilya’da uzun süre devam edecek olan bir dizi anarşist gazete ve derlemenin başlangıcıydı. Bunların arasından kısa bir seçki veriyoruz: “Il Riscatto” (Fidye), “La Riscossa” (Ceza) “Il Piccone” (Kazma), “Pensiero e Dinamite” (Düşünce ve Dinamit), “Il Proletariato” (Proletarya), “La voce Proletariato” (Proletaryanın Sesi) ”L’anarchista” (Anarşist) “L’uguaglianza Sociale” (Toplumsal Eşitlik). Tüm bu yayınlar, farklı miktarlarda yayımlanıyor ve bazıları yabancı okuyuculara kadar ulaşıyordu ancak normalde yaşamları birkaç yıldan fazla olmuyordu.

Anarşist yayıncılık faaliyetleri yirminci yüzyıl boyunca devam etti, doğal olarak faşist sansürle çatıştı ve güneyin yoksulluğuyla, göç sorunlarıyla karşı karşıya kaldı. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, adanın anarşist basınında “sicilyacı” bir itiraz ortaya çıktı ve 1947’de FAS’ın (Sicilyalı Anarşist Federasyon) kurulması yeni bir yayın dalgasını teşvik etti: “Terra e Libertà” (Toprak ve Özgürlük, Mayıs 1947 – Nisan 1949 arası) ve “L’agitazione del Sud” (Güneyin Ajitasyonu, Mart 1957’den Ekim 1971’e kadar) bu döneme ilişkin sadece iki örnektir.

70’li ve 80’li yıllarda devrimci şiddet meselesi, İtalyan anarşizmin politik ve ideolojik tartışmaların başında yer alır. Sicilya’da, Alfredo – Maria Bonanno ve Franco Leggio tarafından 1975 yılında kurulan iki ayda bir yayınlanan “Anarchismo” (Anarşizm) dergisi, özellikle radikal dili ve içeriğiyle anarşizmin isyan ve yakınlık ilkelerine dayanan, tartışmalı bir yenilenmesine neden olacak yeni mücadeleleri yakından takip eder.

Günümüzde devam eden yayınlardan “Sicilia Libertaria”, 1977’de derleyicisi Pippo Gurrieri’nin o dönemde yaşadığı Torino’da siklostil ile çoğaltılarak doğdu. Kırk yılın ve çıkan yüzlerce sayının ardından “Sicilia Libertaria”, sadece Sicilya’da yayınlanan en uzun ömürlü anarşist gazete olmakla kalmıyor, aynı zamanda İtalya’nın her yerinden aylık okurlarıyla, hala adadaki en yüksek etkiye sahip anarşist bakış açısını oluşturuyor.

On dokuzuncu yüzyıldan bu yana, gazeteler anarşist ilkelerin yaygınlaştırılması için temel araç olmuştur. Bu özgürlük fikirlerini benimseyenler arasında en iyi tahayyül, yüzleşme ve polemik şansını temsil ediyorlardı ve hala etmeyi sürdürüyor. Gazete, her daim sadık kaldığı, bütün anarşistler tarafından paylaşılan ilkeler çerçevesinde (otoritenin ve delegasyonun reddedilmesi; devletlere, kiliselere, ordulara, sermayeye ve ona bağlı kurumlara karşı sürekli mücadele; toplumun yatay, öz-örgütlü ve federalizm temelinde yeniden örgütlenmesi), sözü olduğu grupların ve eğilimlerin özgün “kimliklerini” yaratmalarına da katkıda bulundu.

Gazeteler, ithamlarıyla isyana çağırarak, yöntem ve hedef göstererek devrimci mücadeleye aktif bir şekilde katıldılar; tüm bunlar devletin otoritesi tarafından birçok toplatılma, celp ve baskı getirdi. Anarşist gazetecilik, anarşizmden besleniyor olsa da, (gerçekte, tarihi boyunca birçok dönemde basın olmadan yaşayan) hareketin tüm potansiyellerini tüketmediği gibi, kendisi de hareket tarafından tamamen işgal edilmez; her zaman sosyal ve kültürel gündemle belirli bir “köprü” işlevini sürdürür.

Bu yüzden, bu kısa sunumla, Sicilyalı anarşistler olarak Sicilyalı anti-otoriter basının zenginliğine sahip çıkmak ve böylece geçmişimizin deneyimlerinden gelen ve her zaman geleceğe bakan bir siyasi ve toplumsal faaliyetin sürekliliğine tanıklık etmek istedik. Mücadelenin içinde yürürken yazmak, okumak, öğrenmek ve anlamak üzere…

Şino, Archivio Storico Degli Anarchici Siciliani (Sicilya Anarşistlerinin Tarihsel Arşivleri)

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 39. sayısında yayınlanmıştır.

The post Anarşist Yayınlar Dizisi (14): “Sicilya’da Anarşist Yayınlar” appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/09/09/anarsist-yayinlar-dizisi-14-sicilyada-anarsist-yayinlar/feed/ 0
Anarşist Yayınlar Dizisi (13): “Küba’da Anarşist Yayınlar” – Zeynel Çuhadar https://meydan1.org/2017/05/02/anarsist-yayinlar-dizisi-13-kubada-anarsist-yayinlar-zeynel-cuhadar/ https://meydan1.org/2017/05/02/anarsist-yayinlar-dizisi-13-kubada-anarsist-yayinlar-zeynel-cuhadar/#respond Tue, 02 May 2017 11:16:51 +0000 https://test.meydan.org/2017/05/02/anarsist-yayinlar-dizisi-13-kubada-anarsist-yayinlar-zeynel-cuhadar/ Anarşizmin, bir düşünce ve hareket olarak kendini var ettiği dünyanın bütün topraklarındaki yayıncılık faaliyetlerini bölge bölge incelediğimiz ve söz konusu topraklardaki mücadelenin tarihi paralelinde bir anarşist yayınlar külliyatı çıkardığımız yazı dizimizin bu bölümünde hem Batista hem de Fidel Castro diktatörlüğüne karşı mücadele etmiş Küba’lı anarşistlerin yayınlarını inceliyoruz. 1800’lü yılların sonu; dünyanın dört bir yanında işçiler […]

The post Anarşist Yayınlar Dizisi (13): “Küba’da Anarşist Yayınlar” – Zeynel Çuhadar appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>



Anarşizmin, bir düşünce ve hareket olarak kendini var ettiği dünyanın bütün topraklarındaki yayıncılık faaliyetlerini bölge bölge incelediğimiz ve söz konusu topraklardaki mücadelenin tarihi paralelinde bir anarşist yayınlar külliyatı çıkardığımız yazı dizimizin bu bölümünde hem Batista hem de Fidel Castro diktatörlüğüne karşı mücadele etmiş Küba’lı anarşistlerin yayınlarını inceliyoruz.

1800’lü yılların sonu; dünyanın dört bir yanında işçiler kendilerini sömüren patronlara karşı örgütleniyor, topraklarındaki mücadelenin temellerini atıyordu. Özellikle Birinci Enternasyonal’in etkisiyle sendikalar kuran, denizaşırı bir dayanışma ağı yaratan işçi sınıfının gücü Latin Amerika’nın tiranlarına korku salıyordu. Küba anarşist hareketinde İspanyol anarşistlerinin etkisi büyüktü, bundan dolayı sendikaların yapısı anarko-sendikalist eğilimdeydi. İspanyol göçmen anarşistler 1860’lı yıllarda ülkedeki ilk anarşist grupların kuruluşunda yer aldılar. Arjantin’e gitmek üzere yola çıkan ve yol üzerinde Küba’da mola veren Bueanaventura Durruti ve Francisco Ascaso işçi hareketinin anarşist karakterinden etkilendiler ve burada bir süre kaldılar. Restorant İşçileri Sendikası ve Tütün İşçileri Sendikası’nın kuruluşuna destek oldular, çalıştıkları fabrikada işçilere zulmeden patrondan hesap sordular ve Küba işçi sınıfının hafızasında asla silinmeyecek izler bıraktılar.

Ezen ezilen ilişkisindeki sınıfsal boyutun yanı sıra; Küba, Peru, Porto Riko gibi ülkelerin halklarının başında bir de kolonyalizm belası vardı. Yaşadıkları toprakların tiranlarına karşı verdikleri mücadeleyi, İspanyol Krallığı’nın sömürgecilerine karşı verdikleri mücadeleyle birlikte yürüttüler. O yıllarda dünya devrimci hareketinin büyük bir çoğunluğunda olduğu gibi işçi hareketini örgütleyenler anarşistlerdi. La Alianza Obrera’nın devrimci anarşistleri, Küba’nın ilk 1 Mayıs eylemlerini örgütledi, ülkenin ilk sendikası olan Tütün İşçileri Birliği’nin kurulmasını sağladı ve sonrasında daha da alevlenecek olan mücadelenin tohumlarını attı. 1900’ler ise bağımsızlık mücadelesinin alevlendiği yıllardı.

Küba devrimi ve anarşist mücadele üzerine yazılmış en kapsamlı çalışmalardan biri olan “Küba Devrimi: Eleştirel Bir Perspektif” isimli kitapta Sam Dolgoff, anarşistlerin bağımsızlık mücadelesi içindeki tutumunu şöyle açıklıyor:

“Anarşistler propaganda ve her şeyden önce eylemle siyasi bağımsızlık mücadelesini toplumsal devrime yöneltmeye çalışmışlardır.”

Küba halkının özgürlük mücadelesiyle dayanışmak için bu topraklara gelen isimler arasında Errico Malatesta da vardı, El Mundo Ideal (İdeal Dünya) isimli anarşist derginin davetiyle Havana’ya geldi. Bu mücadelenin küresel ölçekteki propagandası da anarşistlerce yapılıyordu. Devlet isyan dalgasını bastırmak için harekete geçti. 1915 yılında sendikalarda ve çeşitli yeraltı örgütlerinde faal birçok anarşist katledildi.

Küba’da anarşist yayıncılığın izleri 1800’lü yılların ortasına dek sürülebilir. 1865 yılında Saturnine Martinez’in editörlüğünde haftalık periyotta yayınlanan La Aurora’da (Şafak) Pierre Joseph Proudhon’un özgür birlikleri savunuluyordu. Bu dergi daha sonrasında kurulacak tütün işçileri, dizgiciler ve zanaatkarlar arasında kurulacak ilk işçi birliklerinin de temellerini attı. 1885 yılında Küba’nın belki de en etkili anarşist yayınlarından biri olan El Productor (Üretici), Enrique Roig de San Martin’in editörlüğünde yayınlandı. Bunların yanında yasaklandıktan sonra ABD’de yayın hayatına devam edecek olan El Gastronomico (Gıda İşçisi) ve La Batalla (Muharebe), Espartaco (Spartaküs), Via Libre (Özgürlükle), Voz Rebelde (İsyancının Sesi), Solidaridad (Dayanışma), El Boletin Tabacalero (Tütün Bülteni) isimli yayınlar dağıtıldı.

Ek olarak beklenmedik bir şekilde Kübalı sosyalistlerin teorisyeni Jose Marti’nin çıkardığı gazete olan Patria’da da anarşizme dair izler görülür. Takipçileri daha sonrasında tıpkı Batista rejiminin yaptığı gibi anarşistleri katledecek olsa da Marti, gazetesi Patria’da Elisee Reclus’nun yazılarını yayınlamış ve anarşist düşüncelere yakın bir hatta propaganda yapmıştır.

Küba’da anarşizm, daha önceden gazetemizde yer verdiğimiz Çin gibi sosyalist iktidarlar tarafından yok edilmeye çalışılmış mücadelelerden biri. Ancak insanların içindeki hiçbir iktidarın yok edemeyeceği özgür bir yaşama inanan anarşistler fikirlerinin propagandasını yapmaya, yazmaya ve eylemeye devam ediyor.

Zeynel Çuhadar

[email protected]

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 38. sayısında yayınlanmıştır.

 

The post Anarşist Yayınlar Dizisi (13): “Küba’da Anarşist Yayınlar” – Zeynel Çuhadar appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/05/02/anarsist-yayinlar-dizisi-13-kubada-anarsist-yayinlar-zeynel-cuhadar/feed/ 0
Anarşist Yayınlar Dizisi (12) Brezilya’da Anarşist Yayınlar https://meydan1.org/2017/03/05/anarsist-yayinlar-dizisi-12-brezilyada-anarsist-yayinlar/ https://meydan1.org/2017/03/05/anarsist-yayinlar-dizisi-12-brezilyada-anarsist-yayinlar/#respond Sun, 05 Mar 2017 19:05:19 +0000 https://test.meydan.org/2017/03/05/anarsist-yayinlar-dizisi-12-brezilyada-anarsist-yayinlar/ Anarşist Yayınlar isimli yazı dizimizin 12. bölümünde, anarşist süreli yayınlar bakımından en zengin coğrafyalardan biri olan Brezilya’yı inceliyoruz. Farklı formatlarda birçok alana yayılmış bir yayıncılık geleneğiyle bezeli olan Brezilya’da anarşist yayıncılık üzerine çalışmamızı 3 ayrı başlıkta şekillendirdik. Arjantin’le birlikte anarşist hareketin toplumsal etkisinin en yüksek olduğu ülke olan Brezilya’da anarşizm, genel karakteri itibariyle diğer Güney […]

The post Anarşist Yayınlar Dizisi (12) Brezilya’da Anarşist Yayınlar appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Anarşist Yayınlar isimli yazı dizimizin 12. bölümünde, anarşist süreli yayınlar bakımından en zengin coğrafyalardan biri olan Brezilya’yı inceliyoruz. Farklı formatlarda birçok alana yayılmış bir yayıncılık geleneğiyle bezeli olan Brezilya’da anarşist yayıncılık üzerine çalışmamızı 3 ayrı başlıkta şekillendirdik.

Arjantin’le birlikte anarşist hareketin toplumsal etkisinin en yüksek olduğu ülke olan Brezilya’da anarşizm, genel karakteri itibariyle diğer Güney Amerika ülkeleriyle benzer bir gelişim süreci izlemiştir. İtalya başta olmak üzere Portekiz, İspanya, Almanya ve Avusturya’dan gelen göçmenlerin çantalarında taşınan anarşist yayınlarla yayılmaya başlayan mücadele 1906’dan 1920’ye kadarki süreçte kentte yaşayan işçiler arasında sendikalar çatısı altında örgütlenmeye başladı. “Günde sekiz saat” iş mücadelesi, 1917’deki Sao Paolo Genel Grevi gibi Brezilya toplumsal mücadeleler tarihinin en önemli olaylarında örgütleyici olan anarşist militanlar, kısa denilebilecek bir sürede hızla örgütlendiler.

Coğrafyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi Brezilya’daki anarşist hareketin içerisinde de anti-klerikalizm ve vejetaryanlık yaygındı. “İşçi sınıfının düşmanı” olarak nitelendirdikleri tütün ve alkol kullanımına karşı mücadele ediyorlardı.

 Anti-klerikalizm: Dönemin toplumsal hareketlerinde, özelde kilise ve onun mülkleri; genel anlamıyla da kurumsal dini yapı- ların insanlar üzerindeki kontrolüne karşı olmak anlamına gelir 

1906 yılında çizme yapımcılarından matbaacılara, duvarcılardan mobilyacılara, liman işçilerinden tekstil, otel ve lokanta işçilerine kadar hemen her alanda örgütlü Conederaçao Operaria Brasileiara’da (Brezilya İşçi Kongresi) anarşist fikirlerin savunulmasıyla büyüyen hareketin coğrafyadaki özgürlük mücadelelerine etkisi günümüzde farklı örgütlenmeler aracılığıyla sürüyor.

Brezilya’da anarşist yayıncılık tarihinin miladı, 1892 yılında yayına başlayan ilk anarşist gazete “Gli Schiavi Bianchi”’ye (Beyaz Köleler) kadar götürülebilir. İsmini kahve plantasyonlarında çalışan göçmen işçilerden alan “Gli Schiavi Bianchi”, İtalyan göçmeni anarşist bir grup tarafından çıkartılıyordu. Editörlüğünü, Sao Paolo’da muhalif kimliğiyle bilinen bir kafe işleterek yaşamını kazanan Galileo Botti isimli anarşist üstleniyordu.
Önce Arjantin’e orada iki yıl kaldıktan sonra Brezilya’ya geçen Galileo Botti’nin de içinde bulunduğu gazeteyi çıkaran grup, aynı zamanda 1 Mayıs etkinliklerinin organizasyonunu yapıyordu.

Günlük Periyotta Yayınlanan Süreli Yayınlar

Brezilya’da anarşistler özellikle günlük periyotta gazete yayınlama konusunda ısrarcıydılar. Yerel süreli yayınlar arasında en çok öne çıkan gazete 1917 ve 1919 yılları arasında yayın yapan “A Plebe”’ydi (Halk). Brezilya hükümetinin Almanya’ya savaş ilan ettiği yıllardı. Askeri hareketliliğin yoğunluğu kadar işçi mücadelesinin de hareketlilik kazandığı böylesi bir süreçte ilan edilen genel grev, devlet şiddetiyle baskılandı. Gazetenin editörlerinden Edgard Lauenroth ve birçok savaş karşıtı, anarşist militan ya hapse ya da sürgüne gönderildi. “A Plebe” gibi Sao Paolo’da yayınlanan diğer günlük gazeteler “A Lanterna” (Fener) 1901-34 yılları arasında, “A Vanguarda” (Avangart) ise 1921-23 yılları arasında yayınını sürdürdü. 1935 yılında yazarı olduğu A Lanterna’nın düzenlediği bir etkinlikte anti-klerikalizm hakkında konuşma yapması planlanan Jose Oiticica, sosyalistlerin sabotaj girişimine maruz kaldı. Saldırının engellenmesinden sonra sosyalistlerin aramasıyla alana gelen polis sekiz anarşisti tutukladı, gazeteyi de kapattı. Diğer bölgelerde yayın yapan “A Hora Social” (Sosyal Saat), Recife’de, “A Voz Do Povo” (Halkın Sesi) ise Rio de Janeiro’da yayın yapıyordu.

Haftalık Periyotta Yayınlanan Süreli Yayınlar

Haftalık periyotta yayınlanan süreli yayınlara ilk örnek, 1903 yılında yayınlanmaya başlayan ve Errico Malatesta’nın fikirlerine yakınlığıyla bilinen “O Amigo do Povo”’ydu (Halkın Dostları). Sonrasında 1904 yılında yayın hayatına başlayan, 5000 tirajıyla sadece anarşist yayınlar arasında değil diğer yerel süreli yayınlar arasında da bilinen “La Battaglia” (Savaş), 9 yıllık yaşamında uluslararası anarşist hareketin Brezilya’daki hareketle kurduğu ilişkide önemli bir işleve sahipti. “La Battaglia” olan ismini daha sonra “La Barricata” (Barikat) olarak değiştiren gazete 1912’de kapandıktan sonra yazar kadrosuna birkaç yeni ismin de katılımıyla önce La Propaganda Libertaria ve sonrasında A Guerra Sociale isimleri altında yayın yapmayı sürdürdü. Haftalık yayınlar arasında Rio de Janeiro’da yayın yapan iki yayından biri “Remodelaçoes” (Tadilat), 1945-47 yılları arasında, diğeri “Ação Direta” (Doğrudan Eylem) 1946-59 yılları arasında yayınlandı. Bunlara ek olarak Sao Paolo ve Rio de Janeiro’da yayın yapan “A Terra Livre” (Özgür Toprak) ise 1907-10 yılları arasında 3 yıl yayında kaldı.

Dergiler

Brezilya anarşist yayıncılığında gazetelerin yanında dergiler de önemli bir yer tutuyordu.
Aralarında en eski ve en bilineni olan “A Vida” (Hayat) yayına başladığı 1914 yılında
büyük bir savaş karşıtı kampanyanın örgütlenmesini sağladı. Bu kampanya takip eden süreçte merkezi Porto Alegre’de bulunan “Savaş Karşıtı Birlik”in temellerinin atılmasını sağlamıştır. Sonrasında 1921- 1922 yılları arasında bir yıl yayında kalan “Remodelaçoes” (Tadilat), “Renascença” (Rönesans) 1923-1924 yılları arasında yayın yapmıştır.

 

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 37. sayısında yayınlanmıştır.

The post Anarşist Yayınlar Dizisi (12) Brezilya’da Anarşist Yayınlar appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/03/05/anarsist-yayinlar-dizisi-12-brezilyada-anarsist-yayinlar/feed/ 0
Anarşist Yayınlar Dizisi (10) “Almanca Anarşist Yayınlar” – Zeynel Çuhadar https://meydan1.org/2017/01/08/anarsist-yayinlar-dizisi-10-almanca-anarsist-yayinlar-zeynel-cuhadar/ https://meydan1.org/2017/01/08/anarsist-yayinlar-dizisi-10-almanca-anarsist-yayinlar-zeynel-cuhadar/#respond Sun, 08 Jan 2017 14:20:51 +0000 https://test.meydan.org/2017/01/08/anarsist-yayinlar-dizisi-10-almanca-anarsist-yayinlar-zeynel-cuhadar/ Genellikle Avrupa’da Birinci Enternasyonal’le, Güney Amerika ve Asya gibi coğrafyalarda ise Enternasyonal öncesi/sonrası işçi hareketlerinin etkisiyle, dünya çapında bugün kullandığımız anlamıyla örgütlü formunun temelleri atılan anarşizmin Almanya’daki öyküsü, diğerlerinden biraz daha eskilere götürülebilir. 1800’lü yılların yoğun felsefi ve siyasi ortamında başlayan tartışmalar, işçi mücadelelerinin devletsiz doğasında yaşayan fakat teorik çerçevesi henüz belli olmayan bu hareketin […]

The post Anarşist Yayınlar Dizisi (10) “Almanca Anarşist Yayınlar” – Zeynel Çuhadar appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

fanal1

d2x015821

Farklı coğrafyalardaki anarşist mücadeleler tarihinden yayınları incelediğimiz “Anarşist Yayınlar” başlıklı yazı dizimizin 10. bölümündeyiz. Hem iktidarlara karşı mücadelenin çok boyutluluğuyla hem de bu mücadeleleri vermiş geleneğimizin tohumlarını atmış birçok yoldaşın özgün hatıralarını içermesi açısından Almanya, çalışmamızın önemli uğrak noktalarından birini teşkil ediyor.

Tek bölümde incelenemeyecek kadar geniş bir anarşist yayıncılık geleneğine sahip olan bu topraklara dair incelememizi iki bölüme ayırdık. Ancak coğrafyanın tarih boyunca değişen yapısı gereği bu kez bölgesel değil, dilsel bir kategorizasyon kullandık. Bu sayıda, 1945 yılına kadar yayımlanmış olan Almanca anarşist yayınları inceliyoruz.

 

Genellikle Avrupa’da Birinci Enternasyonal’le, Güney Amerika ve Asya gibi coğrafyalarda ise Enternasyonal öncesi/sonrası işçi hareketlerinin etkisiyle, dünya çapında bugün kullandığımız anlamıyla örgütlü formunun temelleri atılan anarşizmin Almanya’daki öyküsü, diğerlerinden biraz daha eskilere götürülebilir. 1800’lü yılların yoğun felsefi ve siyasi ortamında başlayan tartışmalar, işçi mücadelelerinin devletsiz doğasında yaşayan fakat teorik çerçevesi henüz belli olmayan bu hareketin özgürlükçü düşünce dünyasındaki bir nevi başlangıcı oluyordu. Alman felsefeci Friedrich Hegel’in “modern” takipçilerine karşı mülkiyet hakkını ve yaşamlarımıza saldıran devleti eleştiren Max Stirner, daha anarşizm kavramının oluşmadığı bir zamanda siyaset ve felsefe dünyasında büyük yankı uyandıran tartışmalar başlatmıştı. Daha sonra Pierre Joseph Proudhon’un radikal bir savunucusu haline geleceği bazı fikirler, ilk kez burada tartışılmaya başlandı.

Almanya’da anarşizme dair ilkyazılar bu dönemde yayınlandı. 1844’te tek sayılık bir makale toplaması olarak yayınlanan “Berliner Monatsschrift” ve 1879 yayın hayatına başlayıp 1884’te devlet tarafından kapatılan “Die Zukunft” (Gelecek) isimli yayınlarda anarşizmden bahseden yazılar yayınlandı. 1881’de editörlüğüne Josef Peukert’in geçmesiyle Die Zukunft’un anarşist karakteri belirginleşti. Yine bu yıllarda Karl Grün, Proudhon’un kitaplarını Almanca’ya çevirdi. Takip eden süreçte Birinci Enternasyonal örgütünün içindeki tartışmalarda Alman delegelerin büyük bir kısmı İspanya, İtalya gibi örneklerin aksine Marksist kanatta bir tutum sergilemişlerdi. Ancak Enternasyonal tarihi anlatılırken genelde çoğunluk baz alınmış ve bu topraklarda mücadele etmiş anarşist devrimciler es geçilmiştir.

Genel hatlarıyla Almanca konuşulan topraklarda anarşizm ve yayıncılık serüveni iki başlıkta incelenebilir; 1945’e kadar Nazi Almanya’sını da içine alan süreçte, anarşist komünist gruplar, sendikalar çevresinde gelişen anarşist yayınlar ve 1945’ten günümüze anarşist yayınlar.

Freiheit (Özgürlük)

Almanca yayınlanan en uzun süreli yayın olan “Freiheit”, 1879 yılında Johann Most tarafından kuruldu. Yayın öncelikle eylemle propagandanın savunuculuğunu yapmak ve insanları devrim için harekete geçirmeyi amaçlıyordu. Emma Goldman ve Alexander Berkman’ın genç yaşta katılıp kendilerini geliştirdikleri bir alan olmasıyla da Freiheit gazetesi, anarşizm tarihinde ayrı bir öneme sahip. Max Baginski, Frank Kitz gibi anarşistlerin dönem dönem editörlüğünü yaptığı gazete, Johann Most’un ölümüyle beraber 28 yıllık yayın hayatına son verdi.

Der Frei Arbeiter (Özgür İşçi)

Neues Leben (Yeni Yaşam) isimli haftalık yayının devamı niteliğindeki yayın organı. 1904-14 yılları arasında 10 sene boyunca bölgedeki anarşist hareketin sözcüsü olmuştu. Almanya’nın örgütlü anarşizm tarihinde önemli etkiler bırakan gazete ilk etapta Almanya Anarşist Federasyonu (AFD) bünyesinde yayınlandı. Yayıncısı Rudolf Oestreich olan gazete 1914’te devlet tarafından tamamen yasaklanana dek, basımı 86 kez durdurulmuştu.
Der Frei Arbeiter içerisinden yetişen gruplar “Alarm” ve “Der Bakunist” isimli iki yayın daha çıkarttı.

wohlstand1

Die Frei Generation (Özgür Nesil)

1906-08 yılları arasında yayınlanan “Die Frei Generation”’un editörlüğünü Pierre Ramus yapıyordu. İlk beş sayısının Londra’da, sonraki sayılarının Berlin’de çıktığı Die Frei Generation’da işçi hareketinin yanında anti militarizm, kültür gibi başlıklarda birçok yazı yayınlandı. Kültür sanat yazılarının, anarşist teoriye dair geniş bir yelpazeye sahip yayında Max Nettlau ve Kropotkin’in yazıları yayınlandı.

Erkenntnis und Befreiung (Farkındalık ve Özgürleşme)

Almanca yayınlanmış erken dönem anarşist yayınlarda büyük etkisi olan Avusturyalı anarşist Pierre Ramus’un editörlüğünde çıkan “Erkenntnis und Befreiung”, 1919-33 yılları arasında Viyana’da yayınlandı. Gustav Landauer’in yazım sürecine aktif katılım gösterdiği gazetede yayınlanan yazılarda işçi mücadelesi ağırlıktaydı.

KAIN (Kabil)

Alman anarşizminin ilk akla gelen isimlerinden Erich Mühsam’ın, Fanal isimli makale toplamasıyla birlikte en bilinen iki yayınından biri olan Kain, 1911 yılında Münih’te yayın hayatına başladı. 1914-18 yılları arası devam eden savaş nedeniyle kesintiye uğramak zorunda kalan dergi, edebi ve politik içerik uyumlu bir sentezle okura sunuluyordu.

Mühsam’ın edebiyatçı kişiliği hem yazılarında hem de sayfa aralarında karşımıza çıkan şiirlerde kendini hissettirir. Mühsam, dergiye niçin dini metinlerde yer almış Habil ve Kabil hikayesindeki Kabil’in karşılığı olan Kain ismini verdiği sorulduğunda, “erkek kardeşini öldürdüğü için değil, insanlığın ilk isyancısı olduğu için seçtim” yanıtını vermiştir.

d2x015821

Kampf (Kavga)

“Anarşizmin ve Sendikalizmin Yayın Organı” mottosuyla yayın hayatına başlayan Kampf, 1912-14 yılları arasında Hamburg Anarşist Federasyonu’nun yayın organı olarak basıldı. Kampf gazetesinin bütün arşivi 1986 yılında Özgür İşçi Sendikası (FAU) tarafından tekrar basıldı.

Der Syndikalist (Sendikalist)

“Almanya’nın Toplumsal Devrimci Yayın Organı” sloganıyla yayınlanan Der Syndikalist, 1918-32 yılları arasında FAUD’un resmi yayın organıydı. “Birlik” gazetesi yayınlandıktan sonra onun ardılı olarak basıldı. Anarko-sendikalist hareketin Almanya’da en çok toplumsallaştığı dönemde yayınlanan gazete 1920 yılında 120.000 tiraja ulaştı.

Der Syndikalist, bir platform gibiydi. Bünyesinde birçok meseleye dair spesifik yazıların yayınlandığı “Kadınların Birliği”, “İnşaat İşçisi” ve “Genç İnsanlık” isimli eklere sahipti. 1931’de yasaklandı.

Die Internationale (Enternasyonal)

Anarko-sendikalistler tarafından yayınlanan gazete, Enternasyonal İşçi Derneği’nin de resmi yayın organıydı. 1924-35 yılları arasında Rudolf Rocker, Max Nettlau, Augustin Souchy ve Pierre Ramus’tan oluşan bir ekip tarafından aylık periyotta yayınlandı.

die-internationale1

Besinnung und Aufbruch (Bilinç ve Hareket)

1929-33 yılları arasında anarko-sendikalistlerin kültür dergisi formatıyla çıkan “Besinnung und Aufbruch” aylık 2000-5000 arası bir tiraja sahipti. Willi Jadau, Helmut Rüdiger ve Werner Henneberger’den oluşan ekip tarafından çıkarılıyordu. Reichstag Yangını olayından sonra yangınla ilişkilendirilen Henneberger’in cezaevine girmesinden sonra dergi, devlet tarafından kapatıldı.

Die Soziale Revolution (Toplumsal Devrim)

1936 İberya Devrimi’ne sahip çıkmak için yola çıkan ve DAS adı altında birleşen Alman anarko-sendikalistlerin yayını “Die Soziale Revolution”, 1936-37 yıllarında cepheden haberler vermek amacıyla kuruldu. Gazetede devrim, anarşist milisler, kolektifler ve nasyonal sosyalizm konularına dair birçok yazı barikatların ardında, militanlar tarafından yazıldı.

CNT-FAI ve İspanya Ulusal Komitesi’nin ortak yayınladığı gazete, İberya Anarşist Devrimi’ne gösterilen uluslararası dayanışmanın en büyük örneklerinden biriydi.

Zeynel Çuhadar

Bu Yazı Meydan Gazetesi’nin 35. Sayısında Yayınlanmıştır.

The post Anarşist Yayınlar Dizisi (10) “Almanca Anarşist Yayınlar” – Zeynel Çuhadar appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/01/08/anarsist-yayinlar-dizisi-10-almanca-anarsist-yayinlar-zeynel-cuhadar/feed/ 0
Sokak Gazetesi Apatris ile Anarşist Yayınlar Söyleşisi https://meydan1.org/2016/02/10/sokak-gazetesi-apatris-ile-anarsist-yayinlar-soylesisi/ https://meydan1.org/2016/02/10/sokak-gazetesi-apatris-ile-anarsist-yayinlar-soylesisi/#respond Wed, 10 Feb 2016 10:13:04 +0000 https://test.meydan.org/2016/02/10/sokak-gazetesi-apatris-ile-anarsist-yayinlar-soylesisi/ Patris, Yunanistan’da ortalama 100 bin traji olan milliyetçi ve muhafazakar kesimlerin okuduğu merkez medya yayınıdır. Yaklaşık 6 yıldır yayın yaşamı süren ve anarşistlerce çıkartılan Anarşist Apatris Gazetesi’nin de Yunanistan genelindeki trajı 15 bin civarındadır. Patris sözcüğü Yunanca’da “vatan” anlamında kullanıldığı için, bu milliyetçi ve muhafazakar kesimler çıkarttıkları gazetenin adını Patris yapmışlardır. Yunanistan’daki anarşist yoldaşlarımız ise […]

The post Sokak Gazetesi Apatris ile Anarşist Yayınlar Söyleşisi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

apatrissöylesi

Patris, Yunanistan’da ortalama 100 bin traji olan milliyetçi ve muhafazakar kesimlerin okuduğu merkez medya yayınıdır. Yaklaşık 6 yıldır yayın yaşamı süren ve anarşistlerce çıkartılan Anarşist Apatris Gazetesi’nin de Yunanistan genelindeki trajı 15 bin civarındadır.

Patris sözcüğü Yunanca’da “vatan” anlamında kullanıldığı için, bu milliyetçi ve muhafazakar kesimler çıkarttıkları gazetenin adını Patris yapmışlardır. Yunanistan’daki anarşist yoldaşlarımız ise Patris’in başına A koyarak, çıkarttıkları gazetenin adını “vatansız” yapmışlardır.

Anarşist hareketin, Yunanistan coğrafyasında geçmişten günümüze, oldukça güçlü olduğu biliniyor ve gerek ülke siyaseti üzerine gerekse toplumsal ilişkiler üzerine etkisi herkesçe kabul ediliyor. Yunanistan coğrafyasının pek çok ada ve birbiri arasında ulaşımı pek de hızlı olmayan birçok kent merkezi barındırmasından kaynaklı yaşanan erişim güçlüğüne karşı, bu noktalar arasındaki sosyal ilişki oldukça güçlü. Anarşist mücadele pratikleri arasındaki iletişimin ise toplumun geneli arasındaki iletişimden çok daha güçlü olduğu ortada. Bu bağın güçlü kalmasındaki etkenler göz önünde bulundurulduğunda, çıkarılmakta olan anarşist yayınların etkisi göze çarpıyor. Apatris Gazetesi de bu etkiyi artırmayı amaçlayan anarşist yayınlardan biri.

Meydan Gazetesi olarak düzenlemeye başladığımız “Anarşist Yayınlar Söyleşisi” dizisinin ilk etkinliğini, yakın coğrafyamızda anarşist hareketin toplumsallaşmasına dair bir çaba olarak ortaya çıkan Apatris Gazetesi’nin katılımıyla gerçekleştirdik. 23 Ocak Cumartesi günü, Kadıköy’de bulunan Paylaşma ve Dayanışma Derneği’nin Tayfun Benol Kitaplığı’nda gerçekleştirilen söyleşide, Apatris Gazetesi’nden katılımcılar, gazetenin ortaya çıkışından editör gruplarının kuruluşuna, benimsedikleri ilkelerden yaşadıkları olumlu/olumsuz deneyimlere kadar çok sayıda konuyu içeren bir sunum gerçekleştirdi.

Gazetemiz yazarlarından Hüseyin Civan’ın Apatris hakkındaki kısa bilgilendirmesi ve anarşist yayınların iktidarlar tarafından nasıl baskılandığına dair yaptığı konuşmasının ardından etkinlik, gazete yazarlarının yaptığı sunumla devam etti.

Avrupa dışında ilk kez böyle bir etkinlik gerçekleştirdiklerini belirterek sunuma başlayan Apatris yazarları konuşmalarına, “Anadolu topraklarında mücadele etmenin ne kadar zor olduğunu biliyoruz, burada olmak bizim için bir onur” sözleriyle başladı. Gazeteye niçin “vatansız” anlamına gelen Apatris ismini verdiklerini anlatan yazarlar, Yunanistan’da çıkmakta olan ve ırkçı perspektifiyle tanınan Patris (Vatan) gazetesinden bahsettiler; Patris’e ve onun da temsilcisi olduğu faşist ideolojilere karşı; vatansızların sesi olmayı seçtiklerini anlattılar.

apatris

Gazete yazarlarının anlattıklarına göre, Apatris’i çıkartmaya dair ilk fikirler, Yunanistan’ın Heraklion şehrinde bulunan Evaggelismos İşgalevi’nin mahkeme kararıyla tahliye edileceği tehdidine karşı direnenlerin sözünü geniş kitlelere duyurma ihtiyacıyla ve 2008’de yaşanan Aralık İsyanı’nın ardından yükselen toplumsal hareketlerle birlikte ortaya çıkmış. 2009 yılında yayın hayatına başlayan ve 2 ila 2,5 aylık periyotlarda yayınlanan Apatris, 16 sayfa ve 3000 tiraj ile başladığı yayın hayatında, hem sayfa sayısını hem de tirajını oldukça arttırmış. Yayınını sürdürdüğü yılların ardından Apatris, Yunanistan çapında 15.000 kişiye ulaşır hale gelmiş. Gazetenin yazarları, Girit’te ortaya çıkan bu girişimin Hanya ve Rethymno kentlerinde kurulan editör gruplarıyla temelinin atıldığını söylerken; şu anda toplam altı kentte, gazetenin yedi farklı editör grubunun bulunduğunu da sözlerine ekliyor.

Gerçekleştirdikleri sunumda, Apatris’in 2010 yılında Yunanistan geneline yayılan bir editör ve dağıtım ağına ulaştığını belirten Apatris yazarları, Kıbrıs’ta ortaya çıkan benzer bir girişimi desteklediklerini de sözlerine ekliyor. Anarşist mücadele içindeki farklı perspektiflere yer verdiklerini belirten Apatris ekibi, bunun, toplumun farklı kesimlerinde anarşizm düşüncesine dair bir etkileşim yaratma çabası olduğunu vurguluyor. Yazarlar, Apatris’in sadece anarşistlerin okuduğu bir yayın olmaktan çıkıp, toplumun farklı kesimlerine değebilmeyi amaçlayan bir gazete olduğunu da sözlerine ekliyor.

Yazarlar yaptıkları sunumda, Apatris’in sadece bir gazete olmaktan öte, çeşitli kitaplar basan bir yayın kolektifi olduğunu vurguluyor. Bu çabayla, Yunanistan’ı ve bütün Avrupa’yı etkileyen ekonomik kriz döneminde yayınladıkları her sayıda yer ayırdıkları 5 sayfalık bölümle bir yayın külliyatı oluşturan Apatris, kapitalizme karşı anarşist ekonomi alternatiflerinin önerildiği bu makaleleri kitaplaştırmış.

Gazetenin uluslararası işbirliğine önem verdiğini ve böylesi etkinlikleri önemsediğini vurgulayan Apatris yazarları, etkinlik sonunda düzenlenen soru-cevap bölümünde ise, coğrafyamızda yaşanan savaşa ve Rojava Devrimi’ne dair düşüncelerini paylaştı. “Rojava Devrimi, hepimiz için büyük bir heyecan kaynağıydı” sözleriyle yaşanmakta olan devrim sürecini değerlendiren Apatris yazarları, dört bir yanı saldırgan güçler tarafından çevrili bir coğrafyada özgürlükçü bir deneyimin yaşanmasını önemli bulduklarını, bu dönüşümün sadece Rojava’ya özgü olmadığını, Bakur’a da yansıdığını söylediler.

Gerçekleşen soru-cevap bölümünün ardından, Apatris ve Meydan gazetelerinin her geçen gün büyüyen dayanışma ilişkisinin hiçbir zaman sona ermemesi dilekleriyle etkinlik sonlandırıldı.

Apatris gazetesi: Bugüne kadar yayınlanan bütün sayılara infoapatris.blogspot.com.tr üzerinden erişilebiliyor. Yazışmak isteyenler için mail adresleri ise [email protected]

* Apatris gazetesi inisiyatifinden arkadaşlarımız yüzlerinin fotoğraflanması istemediler.

The post Sokak Gazetesi Apatris ile Anarşist Yayınlar Söyleşisi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2016/02/10/sokak-gazetesi-apatris-ile-anarsist-yayinlar-soylesisi/feed/ 0
Anarşist Yayınlar Dizisi (6): Hollanda’da Anarşist Yayınlar – Zeynel Çuhadar https://meydan1.org/2016/02/10/anarsist-yayinlar-dizisi-6-hollandada-anarsist-yayinlar-zeynel-cuhadar/ https://meydan1.org/2016/02/10/anarsist-yayinlar-dizisi-6-hollandada-anarsist-yayinlar-zeynel-cuhadar/#respond Wed, 10 Feb 2016 10:09:20 +0000 https://test.meydan.org/2016/02/10/anarsist-yayinlar-dizisi-6-hollandada-anarsist-yayinlar-zeynel-cuhadar/ DeMoker(Balyoz), Opstand(İsyan), Alarm, Buiten de Perken(Sınırların Ötesinde), Directe Actie( Doğrudan Eylem) Tüm ezilenlerin ve işçilerin özgürlüğü için yola çıkan anarşist yoldaşların katıldığı Birinci Enternasyonal kongresinin temel tartışmasında; İtalya, İspanya gibi Güney Avrupa ülkelerinin yanı sıra Hollanda’dan katılan delegeler de, otorite savunucusu Marx ve destekçilerine karşı Proudhon ile başlayan ve Bakunin ile devam anti-otoriter safta yer […]

The post Anarşist Yayınlar Dizisi (6): Hollanda’da Anarşist Yayınlar – Zeynel Çuhadar appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Buiiten De Orde Rojava Sayısı

DeMoker(Balyoz), Opstand(İsyan), Alarm, Buiten de Perken(Sınırların Ötesinde), Directe Actie( Doğrudan Eylem)

Tüm ezilenlerin ve işçilerin özgürlüğü için yola çıkan anarşist yoldaşların katıldığı Birinci Enternasyonal kongresinin temel tartışmasında; İtalya, İspanya gibi Güney Avrupa ülkelerinin yanı sıra Hollanda’dan katılan delegeler de, otorite savunucusu Marx ve destekçilerine karşı Proudhon ile başlayan ve Bakunin ile devam anti-otoriter safta yer aldılar. Sonrasında ise, devrimci anarşist bir programı savunan yoldaşların örgütlediği Saint-Imer Kongresi’nde de Hollandalı delegeler ait oldukları yerdeydi. 1898’de (sonradan De Vrije olarak adını değiştirecek olan) De Vrije Socialist’in editörü olan, Kropotkin’in yoldaşı Ferdinand D. Nieuwenhuis’in temellerini attığı hareketin takipçileriydiler.

1903 yılına gelindiğinde coğrafyada faaliyet yürüten anarşistlerin etkisiyle, büyük bir demiryolu grevi örgütlendi. Bu grev, işçilerin sendikalı olma hakkını kazanmasıyla sonuçlandı; fakat sonrasında, devrimciler yoğun bir devlet baskısıyla karşı karşıya kaldılar. Grevden dört yıl sonra, 1907 yılının Ağustos ayında, Amsterdam’da düzenlenen kongrenin inisiyatifini Belçikalı ve Hollandalı anarşistler aldı. Kongreye, hareketin önemli temsilcileri katıldı. İtalya’dan Errico Malatesta ve Luigi Fabbri; Fransa’dan anarşist Benoît Broutchoux ile sendikalist Pierre Monatte; ABD’den Emma Goldman, Rudolf Rocker ve 14 farklı ülkeden birçok anarşist katılım gösterdi. Hollanda’nın delegesi ise Christiaan Cornelissen’di. Errico Malatesta ve Pierre Monatte’nin, anarşizmin sendikalizmle ilişkisi üzerine uzun bir tartışmaya girdiği bu kongrede (bkz. Meydan Gazetesi, Sayı 28, Anarşistlerin Teori ve Pratik Tartışmaları 2, “Devrimci Sendikalizm ve Anarşizm”) sendikalizmin yanında anti-militarizm ve genel grev konuları gündemdeydi. Gerçekleşen bu kongrenin sonucunda çıkarılan bültenin sorumluluğunu, kongreye Belçika’dan katılan anarşistler üstlenirken, beş delegenin (Errico Malatesta, Rudolf Rocker, Alexander Schapiro, John Turner ve Jean Wilquet) girişimiyle, uluslararası anarşist koordinasyonun sağlanması ve arşiv kurulması amacıyla, Londra’da Enternasyonal Bürosu kurulma kararı alındı.

devrije

1923 yılında National Arbeids Secretariaat (NAS, Ulusal Emek Sekreterliği) üyesi iki anarşist, Bakunin üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan Arthur Lehning ve Albert de Jong; Nedherlandsch Syndicalistisch Vakverbond’u kurmak için NAS’dan ayrıldı. Aynı yıllarda çıkmaya başlayan Alarm ve De Moker isimli yayınlar, geniş bir takipçi sayısına ulaştı. De Moker (Balyoz) 1928 yılında yayın hayatına veda ederken; Anton Constandse’ın başlattığı bir diğer proje olan Opstand (İsyan) da aynı yıl yayına son verdi.

Artan devlet baskısı sebebiyle, 60’lı yıllara kadar bütün muhalif sesler bastırılırken; anarşist hareket adeta küllerinden doğuyordu. Bu yıllarda kendini göstermeye başlayan anarşistler, genel olarak iki gruba ayrılıyordu. Kropotkin’den etkilenerek anarşist olduğunu söyleyen Roel van Duijn ve Robert Jasper Grootveld ismindeki eylemcilerin etkisiyle, 1965’te “Provo Hareketi” kuruldu. Provocular toplumsal devrimci bir anarşizm geleneğinden uzak, pasif direniş yöntemleriyle hareket eden, daha ılımlı bir yaklaşımı benimsiyordu. Provocular, manifestolarında “esinleyici bir direniş yöntemi” olarak nitelendirdikleri anarşizmin, yaratıcılığını ödünç almışlardı. En dikkat çekici projelerinden biri olan “Beyaz Bisiklet Projesi” kapsamında şehrin dört bir yanına beyaz renkli bisikletler yerleştirerek, bireysel taşıt kullanımını azaltmak için uğraştılar. Hollanda polisi bisikletleri topladı; fakat insanların ulaşım tercihlerinin değişmesini engelleyemedi. Provocular arkalarında bir gelenek bırakmadı ancak yayınladıkları fanzin ve yaptıkları eylemliliklerle Hollanda’daki karşı-kültüre etki etmiş bir gençlik hareketi olarak iz bıraktı.

Provo, daha sonra işlettikleri küçük çaplı tekstil atölyeleri ve çiftliklerle adını duyuran Kabouter İşgal Hareketi’ne ilham verdi. Kabouter isimli hareketin savunucularının anarşist eğilimleri görece daha belirgindi. Pierre Joseph Proudhon ve Gustav Landauer’den etkilendikleri söyleyen Kabouterciler artlarında, Kabouterkrant isminde bir yayın bıraktılar.

totvrijheidsbezinning

Hollanda’da devrimci anarşizmin ikinci nesli ise 60’lı yılların başında, klasik anarşist geleneği sahiplenen, Buiten de Perken (Sınırların Ötesinde) dergisiyle başladı. 19. yüzyılın başında temeli atılan hareketin devamcısı bu grup, Pierre Joseph Proudhon’un, Mihail Bakunin’in ve Pyotr Kropotkin’in temsil ettiği örgütlü, devrimci bir anarşist mücadelenin devamcısı olduğunu söylüyordu. Buiten de Perken, şu anda coğrafyada faaliyetlerini sürdüren Vrije Bond’dan (Özgür Sendika) anarşistlerin çabalarıyla sürüyor. Vrije Bond’un yayın organı olan Directe Actie ise 3 aylık bir periyotta, 2001’den bu yana yayınlanmaya devam ediyor.

Zeynel Çuhadar

[email protected]

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 31. sayısında yayımlanmıştır.

 

The post Anarşist Yayınlar Dizisi (6): Hollanda’da Anarşist Yayınlar – Zeynel Çuhadar appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2016/02/10/anarsist-yayinlar-dizisi-6-hollandada-anarsist-yayinlar-zeynel-cuhadar/feed/ 0