aselsan – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Wed, 10 Feb 2016 07:34:40 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 Yerli Şirket, İşgal’den Kar Et – Hüseyin Civan https://meydan1.org/2016/02/10/yerli-sirket-isgalden-kar-et-huseyin-civan/ https://meydan1.org/2016/02/10/yerli-sirket-isgalden-kar-et-huseyin-civan/#respond Wed, 10 Feb 2016 07:34:40 +0000 https://test.meydan.org/2016/02/10/yerli-sirket-isgalden-kar-et-huseyin-civan/ TC‘nin Kürdistan’ı işgal ettiği ilk günden bugüne zaman zaman artarak zaman zaman azalarak sürdürdüğü saldırıların en yoğununu yaşadığımız günlerdeyiz. Bu işgali sürdüren hükümetlerle kendi çıkarları çarpışmadığı sürece aralarını bozmayan ‘yerli’ şirketlerin de alternatif ekonomisidir bu işgal. Bu şirketler savaştan nemalanırlar; işgal süresince lastikten araca, kıyafetten yiyeceğe, arazi aracından panzere, tanka ve hatta bugünlerde sözde gurur […]

The post Yerli Şirket, İşgal’den Kar Et – Hüseyin Civan appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
otokar1

TC‘nin Kürdistan’ı işgal ettiği ilk günden bugüne zaman zaman artarak zaman zaman azalarak sürdürdüğü saldırıların en yoğununu yaşadığımız günlerdeyiz. Bu işgali sürdüren hükümetlerle kendi çıkarları çarpışmadığı sürece aralarını bozmayan ‘yerli’ şirketlerin de alternatif ekonomisidir bu işgal. Bu şirketler savaştan nemalanırlar; işgal süresince lastikten araca, kıyafetten yiyeceğe, arazi aracından panzere, tanka ve hatta bugünlerde sözde gurur kaynağı olan İHA’lara kadar işgal-savaş araçlarını satarlar. Bu ‘satış’ bu şirketlerin kriz dönemlerinde de en önemli kurtarıcısıdır.

Bütün işgaller-savaşlar devlet ve kapitalizmin bu varoluşsal uyumu içinde şekillenir. Yerli, yersiz, küresel şirketlerin işgal ve savaş stratejileri vatandaşlarında milliyetçi ve muhafazakar duyguları yükselterek işgalin-savaşın içselleştirilmesi sağlanır. Vatandaşlardaki bu içselleştirme, devletin ve kapitalizmin de içselleştirilmesini pekiştirir.

Mesela, bu teorik çözümlemenin pratiğinde, TC vatandaşları Koç grubu gibi şirketleri aşırı sempatik bulurlar.

“TSK’nın kamuflaj elbise, gizlemeağları, keskin nişancı kıyafeti,paraşüt kumaşları Öztek Tekstil A.Ş.tarafından karşılanmaktadır.”

OTOKAR

Otobüs ve kamyon üretiminde sektörün en önemli şirketlerinden biri olan Otokar, 1963 yılından bu yana üretimine devam ediyor. Otokar, Sakarya’da bulunan tesisinde sadece otobüs, minibüs ve treyler üretmiyor. Söz konusu şirket, savunma sanayiine, tank benzeri, kara araçları üreten şirketlerin en başında yer alıyor.

Kuzey Kürdistan’da devam eden katliamda kullanılan tankların imal edicisi konumunda olan Otokar, 1983’te ilk zırhlı araç üretimine başlıyor. 1989’da Jandarma Genel Komutanlığı ihalelerini alan şirket; 1990’dan itibaren ise, devletin, toplumsal hareketlere yönelik saldırılarında en fazla kullandığı araçların başında gelen “Akrep” tipi zırhlı araçların üretimine başlıyor.

1998’de 5250 adet “Cobra” tipi zırhlı aracı imal eden şirket, 2008 yılında, TSK’nın yerli katliam makinesi olan Altay Tipi Tank üretimine başlıyor. 2009 yılında Otokar, Savunma Sanayi Müsteşarlığı için 861 adet zırhlı araç üretiyor. Şirketin ürettiği ölüm makineleri arasında yukarıda ismi geçenler dışında; Tulpar tipi zırhlı araç, Arma tipi zırhlı savaş aracı ve Ural tipi tekerlekli zırhlı araçlar da yer alıyor.

1976 yılı, şirketin Koç Holding’e geçmesi sebebiyle, önemli bir tarih. Vehbi Koç’tan Rahmi Koç’a, Rahmi Koç’tan da yakın bir zamanda ölen Mustafa Koç’a geçen yönetim kurulu başkanlığı ile Koç ailesi sadece zenginliklerini miras bırakmıyor; Otokar’ın sürdürücüsü olduğu katliam geleneği de bir aile mirası haline geliyor. Yakın zamandaki cenazesinde neredeyse “muhalif” ilan edilen Mustafa Koç zamanında şirket, savunma sanayi alanında yükselişe geçiyor. Arçelik’ten Aygaz’a, Tofaş’tan Yapı Kredi Bankası’na kadar kapitalizmin en önemli şirketlerini bünyesinde barındıran Koç Holding’in yönetim kurulunda, sert “kapitalizm eleştirileri” ile son dönemin en muhalif ismi Ali Koç da yer alıyor.

Katliam üretmeyi ve sömürmeyi bir aile geleneği olarak devam ettiren Koç Holding’in yönetim kurulunda yer alanlar: Temel Atay, Ömer Koç, Semahat Arsel, Bülent Bulgurlu, Muharrem Hilmi Kayhan, John McArthur, Heinrich Pierer, Peter Denis Sutherland, Kwok King Victor Fung, Kutsan Çelebican, Mustafa Kemal Olgaç, Jaques Nasser.

1280x720-hyd

HEMA Endüstri AŞ.

1973 yılında İstanbul Çerkezköy’de kurulan şirket, TSK’nın sahip olduğu kara araçlarının motor parçası üreticisi olarak birinci konumundadır. Şirket, tarım makinalarından gayrimenkule, ama özellikle de enerji sektöründe faaliyet gösteren Hattat Holding’e aittir.

Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hattat, yardımcısı İbrahim Hattat ve yönetim kurulunun diğer üyeleri olan İpek Hattat ve İlçim Hattat ile beraber, ailece, katliam teknolojileri üretmeye devam etmektedirler. Katliam teknolojilerinin ana üreticisi konumunda olan bu aileyi, Çin’in en büyük enerji şirketlerinden olan Harbin Electric ile yaptığı enerji anlaşması sonrası, Yeniköy’deki yalılarında yaptıkları “göbek atmalı” kutlamalarıyla tanımak mümkün.

HEMA Endüstri AŞ, operasyonlar boyunca Kürdistan’ın farklı yerlerine giden ama en son Sur’da kullanılmak üzere Diyarbakır’a götürülen tankları taşımayı sağlayacak araçları üretiyor.

cizre4

TAİ

Türk Uçak Sanayi Anonim Ortaklığı(TUSAŞ)’na bağlı olarak 1984 yılında kurulan TAİ(Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ), ABD ile ortak yatırım şirketi olarak faaliyetlerine başlamıştır. Ankara’da Akıncı, ODTÜ Teknokent’te ve Balgat’ta tesis binaları bulunan şirket, taarruz helikopterinden İHA sistemlerine, askeri kargo uçaklarına değin geniş bir yelpazede üretim gerçekleştirmektedir. Şirketin yönetim kurulunda Nejat Bilgin başkan, Süreyya Yiğit başkan vekili, Hamdi Topçu, Mehmet Kılıçlar, Semih Birdoğan, Ali Rıza Kuğu, Fuat Oktay üye olarak yer alırken; Muharrem Dörtkaşlı ise şirketin genel müdürlüğünü ve yine şirkete bağlı TEİ’nin yönetim kurulu başkanlığını yürütmektedir.

TEİ, TAİ’nin ürettiği hava sistemlerine motor parçaları üreten, TSK ve General Electric’in beraber kurmuş olduğu anonim şirkettir.

cizre2

 SAVRONiK Elektronik

Sezai Türkeş ve Feyzi Akkaya tarafından kurulan STFA Holding’e bağlı şirketlerden biri olan Savronik, özel olarak savunma sanayisine yönelik hizmet için, 1986’da Eskişehir’de kurulmuştur. Bu sektör dışında inşaat ve enerji sektörlerinde de faaliyet yürüten holding, Savronik isminde atış kontrol sistemleri, güç kontrol sistemleri ve İHA üretmektedir.

Şirketin yönetim kurulunda İlker Keremoğlu başkan; Sezai Emin Taşkent ve Nurçetin Taşkent yardımcı; Alp Yalçın Taşkent, Barış Sivri, Sinan Tahan, Norman Anthony Stalker, Can Hulusi Suphi ve Namık Tan ise üyeler olarak yer almaktadır.

roketsan

ROKETSAN

TSK Güçlendirme Vakfı’nın kurmuş olduğu şirketlerden bir diğeri ROKETSAN, 1988’den bu yana Ankara/Elmadağ’da faaliyetlerini sürdürmektedir. TSK’ya roket ve füze üretmek amacıyla kurulmuş olan şirket, Stinger füzelerinin sevk sisteminin üreticisi de olmuştur. 1999 yılında TR-122 roketleri ve T-122 roketatarları; 2004 yılında ise lazer güdümlü füzeler, şirketin TSK için ürettiği silahlardan sadece birkaçıdır. Şirketin şu anki genel müdürü, Selçuk Yaşar’dır.

global teknik

BAYKAR

1984 yılında İstanbul’da Özdemir Bayraktar tarafından kurulan şirketin imal ettiği hava kontrol ve robot sistemleri, yoğunluklu olarak, füze sistemlerinde kullanılmaktadır. 2007 yılından itibaren TSK ile iş yapmaya başlayan şirket, sadece İHA(insansız hava aracı) değil, aynı zamanda İHA alt sistemleri de üretmektedir. Yönetim kurulu başkanlığını Özdemir Bayraktar’ın yaptığı şirketin genel müdürü Haluk Bayraktar, teknik müdürü Selçuk Bayraktar ve finans müdürü Ahmet Bayraktar’dır. Baykar’ın ürettiği İHA’lar, TSK’nın şu anda Kürdistan’da yoğunluklu olarak kullandığı araçlar arasındadır.

Şirketin işbirliği yürüttüğü kuruluşlar arasında İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul Şehir Üniversitesi, TÜBİTAK ve Çukurova Üniversitesi yer alır.

VESTEL

1953’te Mehmet Zorlu’nun kurduğu şirket, tekstil sektöründen bankacılığa, beyaz eşya üretiminden elektroniğe kadar oldukça geniş bir yelpazede üretim yapmaktadır. 2003 yılında Vestel Grubu’na ait olarak kurulan Vestel Savunma Sanayi AŞ, aynı yıl insansız hava aracı tasarımına ilk kez başlamıştır. 2005 yılında TSK için İHA üreten şirketin yönetim kurulunda Ahmet Nazif Zorlu, Zeki Zorlu, Olgun Zorlu, Mehmet Emre Zorlu, Selen Zorlu Melik yer alır.

“Anel Holding A.Ş. TSK’nın elektrik-elektronik altyapı sistemlerini üretir. Şirket özellikle savaş araçlarının elektrik sistemlerini imal edilir ve geliştirilir.”

GLOBAL TEKNiK AŞ.

2004 yılından bu yana, “gelişmiş teknolojik silah” tasarladığını iddia eden şirket, Kürdistan’da, özellikle sınırlarda kullanılan, insansız kara, hava ve deniz araçlarını yapıyor. Sınırlar için özel tasarladıkları x-ray sistemleri ile TSK’nın bu sektörde en çok iş yaptığı şirketlerin başında gelen Global Teknik AŞ’nin hissedarları arasında, Hakan Karalar, Nuray Karalar, Barış Nalçacı, Veli Sarıtoprak ve İlkay Yıldız yer alır.

GATE ELEKTRONİK

1989 yılında Ankara’da kurulan şirket, TSK için elektronik sistem ve ekipman üretmektedir. Şirket aynı zamanda , savaş sistemleri üretimi, insansız deniz ve kara araçları üretimi gerçekleştirmektedir. Turgay Maleri’nin yönetim kurulu başkanı olduğu şirketin hissedarları arasında Mehmet Ali Maleri, Aslıhan Karalar, Atahan Karalar, Nuray Karalar, Efehan Maleri ve İrfan Çakmak yer alır.

ASELSAN

Şirket 1975 yılında, Mehmet Hacim Kamoy’un TSK Güçlendirme Vakfı için, ordunun haberleşme cihaz ihtiyaçlarını karşılaması amacıyla kurulmuştur. 1978’de üretimine başlayan şirket 1980’de telsiz, 1987’de ise Stinger füze üretimine başlamıştır. 1988 yılında F-16 programı için ilk cihazları üreten şirket; 1998’de, TSK’nın özellikle Kürdistan’da kullandığı termal kameralar, termal silah dürbünleri üretmişti. ASELSAN, 2001 yılında ise KMS füze sistemleri seri üretimine başlamıştır.

2009 yılında kurulan yeni AR-GE merkezlerinde ve tesislerde, Leopard-1 tankı, Milgem savaş gemisi, Obüs mühimmat araçları üretmeye başlayan ASELSAN; 2012 yılında Üniversite-Sanayi İşbirliği Programı adı altında Bilkent, ODTÜ, Cumhuriyet Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü ile çalışmaya başlamıştır.

Özellikle son 10 yılda medyada yer alan mühendis intiharlarıyla türlü komplo teorilerine malzeme sağlayan ASELSAN’ın, komplo teorilerinden öte, çok “gerçek” bir yerdekatliam teknolojileri ürettiği açıkça ortada.

ASELSAN’ın yönetim kurulunda; Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Murat Şeker; Başkan Vekili Murat Üçüncü; Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Ziya Akbaş, Oral Erdoğan ve Nazım Altıntaş; Yönetim Kurulu Üyesi Oğuz Borat, İsmail Gümüştekin, Sedat Nazlıbilek, Hasan Canpolat ve Genel Müdür Fatih Eken yer almaktadır.

nurol

NUROL MAKİNA ve SANAYİ AŞ.

1976’dan bu yana savunma sanayisi sektöründe faaliyet gösteren şirketlerden biri olan Nurol Makina, Ankara Sincan’daki Organize Sanayi Bölgesi’nde, zırhlı savaş araçlarından güvenlik araçlarına kadar bir dizi araç üretimi gerçekleştiriyor. Şirketin ürettikleri araçlar arasından en aşina olduğumuzsa, polisin toplumsal hareketlere yönelik olarak sıklıkla kullandığı TOMA tipi zırhlı araç. Şirket 1985 yılında FMC Corporation ile imzaladığı anlaşmanın ardından, ortak bir şekilde FNSS Savunma Sistemleri A.Ş’yi kuruyor. Nurol Makine bu tarihten itibaren sadece zırhlı araç ve TOMA tipi araçların da dışında, paletli zırhlı savaş araçları ve tank üretimi yapmaya başlıyor.

Son 10 yıl içinde 1700 aracı tek başına üreten FNSS şirketinin ortaklığına bugün, aynı sektörün katliam makinalarını uluslararası düzeyde üreten BAE System dahil olmuştur.

Nurol Makina bugüne kadar yukarıda bahsi geçenler dışında, Pars tipi zırhlı tank, ZMA tipi paletli zırhlı araçlar ve keskin nişancı tipi uzaktan komutalı kule sistemleri imal etmiştir. Şirketin ürettiği ölüm saçan bu makinaların neler yaptığını ise, her geçen gün görmekteyiz. Nurol Holding’e bağlı bu şirketler, inşaattan turizme, finanstan madenciliğe kadar birçok sektörde ismi bilinen Nurettin Çarmıklı, Erol Çarmıklı ve Oğuz Çarmıklı’ya ait. Çarmıklı ailesinin bilinen diğer şirketleri arasında ise, Sheraton Otel Ankara, Enova Enerji, Nurol İnşaat ve Ticaret, Bosfor Turizm ve Nurol Enerji Üretim AŞ gibi, farklı birçok sektörde adını sıkça duyuran şirketler var.

“TSK’nın ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün en büyük ayakkabı-bot tedarikçisi Yakupoğlu A.Ş. – YDS BOOTS’dır.”

“TSK’nın dayanıklı hazır gıda ürünlerininen büyük tedarikçisi UNIFO Gıda Sanayii’dir.”

sarsılmaz

GİRSAN

Murat Cürgül’ün yönetim kurulu başkanlığını yürüttüğü şirket, yılda 70 bin tabanca, 20 bin av tüfeği üretmektedir. Şirket aynı zamanda, TSK’nın hafif silah tedarikçilerindendir.

SARSlLMAZ

1980’den bu yana silah üreticisi bir ailenin şirketi olan Sarsılmaz AŞ, 2000 yılına kadar Sarsılmaz Aliş’in yöneticiliğinde bu imalatı gerçekleştirmiştir. Aliş’in ölümünün ardından yönetim kurulu başkanlığına geçen oğlu Latif Aral Aliş bu üretimi sürdürmüş; Nur Ala Aliş de katliam teknolojilerine katkı sağlayan bu şirketin önemli isimlerinden biri olmuştur. Avrupa’nın en büyük entegre silah tesisini Düzce’de kuran şirket, yılda 250.000 adet silah üretirken; TSK’nın ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün hafif silah ihtiyacını karşılayan en büyük tedarikçidir.

kirpi

BMC

1964 yılında İzmir’de kurulan şirket, 1976 yılında askeri amaçlı ürünleri de üretmeye başlamıştır. Savunma sanayii politikası ve üretimiyse, 1989 yılında Çukurova Holding’in şirketi satın almasıyla değişmiştir. Çukurova Holding’in sahibi Mehmet Emin Karamehmet’in Cavit Çağlar ile 2013 yılında Interbank üzerinden kurduğu kredi ilişkisinden dolayı BMC şirketine TMSF tarafından el konulmuş; bunun ardından, 2014 yılında yapılan ihaleyi ise ihaleye katılan tek kişi olarak Ethem Sancak almıştır. Star Gazetesi, Akşam Gazetesi, Kanal 24 gibi medya organlarının sahibi olan Ethem Sancak aynı zamanda, AKP Genel Merkezi Hakem Kurulu üyesidir. BMC şirketi, toplumsal hareketlere karşı yaşanan devlet saldırılarında, özellikle de Kürdistan’da görmeye alışkın olduğumuz Kirpi tipi aracın üreticisidir.

TİSAŞ

TSK’nın tabanca ihtiyacını karşılayan bir başka şirket, Trabzon Silah AŞ’dir. Yönetim kurulu başkanlığını Ahmet Alemdaroğlu’nun, yardımcılığını ise Abdullah Erdem’in yaptığı şirketin yönetim kurulu üyeleri arasında Mustafa Erdem, Bilal Gökhan Hacıoğlu ve Gökçen Alemdaroğlu yer alır. Trabzon Arsin’deki tesislerde faaliyetlerine devam etmekte olan şirket, 1993 yılında, Doğu Karadeniz Silah Projesi kapsamında kurulmuştur.

YÜKSEL HOLDİNG A.Ş

963 yılında Ankara’da, önce Yüksel İnşaat olarak kurulan, sonrasındaysa turizm, finans, imalat, yatırım ve müteahhatlik gibi farklı birçok alanda faaliyet gösterip holdingleşen şirket, 2000’li yıllarda savunma sektörüne de adım atmıştır. Şirket önce Yüksel Savunma Sanayi Grubu olarak yer aldığı sektörde, 2008 yılından itibaren ise Yüksel Savunma Sistemleri ismiyle üretimine devam etmektedir.

Yüksel Holding AŞ’nin, “vatan savunmasını kolaylaştırmak” olarak kendisine ilke edindiği milliyetçi yaklaşımın köklerini, şirketin kurucu kadrosunda aramak gerekir. Şu anda yönetim kurulu başkanlığını Süleyman Servet Sazak’ın yaptığı şirketin yönetim kurulunda İbrahim Ünal Sert, Emin Sazak, Mehmet Emin Sazak ve Hakan Ferhatoğlu yer almaktadır. Süleyman Servet Sazak, tıpkı şirketin kurucularından olan babası Gün Sazak gibi, MHP’de milletvekilliği yapmıştır. Sadece yönetim kurulu üyeleri değil, aynı zamanda şirketin önemli pozisyonlarında çalışan birçok isim de Sazak ailesindendir.

Sazak ailesi, devletle kurulan ilişkiler sayesinde hem siyasal iktidardan payını almış hem de ekonomik olarak zenginleşmiştir. Kurulduğu günden bu yana faşizmin en büyük finansörlerinden olan şirketin kurucularından Gün Sazak; Alevilere yönelik gerçekleştirilen katliamlardan devrimcilere yönelik gerçekleştirilen katliamlara kadar birçok katliamın en sembol isimlerinden, azmettiricilerinden ve yönlendiricilerinden biri olarak bilinir.

“TSK’nın balistik koruyucu giyim eşyaları ve kamuflaj sistemleri Garanti Giyim tarafından üretilir.”

Hüseyin Civan
[email protected]

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 31. sayısında yayımlanmıştır.

The post Yerli Şirket, İşgal’den Kar Et – Hüseyin Civan appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2016/02/10/yerli-sirket-isgalden-kar-et-huseyin-civan/feed/ 0
” Savunma Değil Katliam Fuarı ” – Merve Arkun https://meydan1.org/2015/06/13/savunma-degil-katliam-fuari-merve-arkun/ https://meydan1.org/2015/06/13/savunma-degil-katliam-fuari-merve-arkun/#respond Sat, 13 Jun 2015 14:12:09 +0000 https://test.meydan.org/2015/06/13/savunma-degil-katliam-fuari-merve-arkun/ Balistik füze sistemleri, topçu roketleri, insansız hava araçları, karakol ve çıkartma gemileri,  zırhlı muharebe araçları, mayına dayanıklı araçlar, uçaksavar topları… Siz hiç bir hücum botunu ya da lazer güdümlü bomba sistemlerini yakından görmüş müydünüz? Peki ya saniyede binlerce mermiyi kilometrelerce uzağa ateşleyebilen silahları ya da havada hedefine doğru yönünü değiştirebilme özelliği olan mermileri? Erdoğan’ın açılışını […]

The post ” Savunma Değil Katliam Fuarı ” – Merve Arkun appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
silahfuarı

Balistik füze sistemleri, topçu roketleri, insansız hava araçları, karakol ve çıkartma gemileri,  zırhlı muharebe araçları, mayına dayanıklı araçlar, uçaksavar topları…

Siz hiç bir hücum botunu ya da lazer güdümlü bomba sistemlerini yakından görmüş müydünüz? Peki ya saniyede binlerce mermiyi kilometrelerce uzağa ateşleyebilen silahları ya da havada hedefine doğru yönünü değiştirebilme özelliği olan mermileri?

Erdoğan’ın açılışını “tüm insanlığa hayırlı olsun” sözleriyle yaptığı IDEF 2015 fuarından, açmak gerekirse International Defence Industry Fair yani Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı’ndan söz edeceğim şimdi. Kimilerini yukarıda yazdığım nice askeri araçların/silahların tanıtımının yapıldığı, Mayıs ayının başında, TÜYAP Fuar Alanı’nda gerçekleştirilen fuardan.

1993 yılından bu yana Türkiye’de düzenlenen IDEF, “dünyanın en büyük dört savunma fuarından biri” olarak biliniyor. Bu sebeple de silah şirketlerinin ve üreticilerinin, devletlerin, daha fazla insanın hayatını almak için “savunma” adı altında ölüm teknolojileri geliştirenlerin buluşma noktası. Bu yıl da, üç gün süren fuarda, 53 farklı ülkeden, “savunma” sanayinde adı bilinen 781 şirket ürünlerini sergiledi; alıcı olarak, gelen onlarca genelkurmay başkanı, savunma bakanları, ordu ve donanma komutanları, fuar boyunca sayısız satış ya da sipariş anlaşması imzaladı. Ölüm teknolojilerinin bu denli aleni pazara çıkarıldığı bu fuarın, tüm insanlığa, hayırdan öte, aslında ölüm ve katliam getireceği kaçınılmaz bir gerçek.

İlk modern ordunun oluşturulmaya başladığı 19. yüzyıldan bu yana, en son savaş teknolojilerinin sergilendiği ve alıcısının beklendiği bu tarz fuarlar, isminde vurgulanan “savunma”nın aksine bir “saldırı fuarı”. Gerçekten de, bu yılki fuarda tanıtımları yapılan, ASELSAN’ın geliştirdiği yeni nesil tanksavar füze sistemleri, hedefini kilometrelerce öteden saptayan ve gönderdiği enerji ile hedefini katleden yine ASELSAN bandrollü “milli lazer silahı”, TSK’nın envanterlerinden olan ATAK helikopterleri, üretici şirket müdürünün de tanımıyla “tam bir taarruz aracı” gibi ürünlerin, savunma amacından çok saldırı niteliği taşıyor olması da bu tespiti doğrular nitelikte.

Londra’da düzenlenen ve dünyanın en büyük savunma sanayi fuarı olan, Uluslararası Savunma ve Güvenlik Ekipmanları Fuarı’nda bundan birkaç yıl önce tanıtılan ürünler de, savunma adı verilen fuarların gerçek yüzünü göstermesi açısından önemli. Çünkü, Birleşmiş Milletler’in, beş yıl önce hazırladığı konvansiyon ile yasakladığı “misket bombaları”, yine BM üyesi devletlerin de katılımcısı olduğu bu fuarda açılan stantlarda tanıtılmıştı. Özellikle Filistin topraklarında yoğun olarak kullanılan misket bombaları, dağıldığı bölgede uzun süre kalması ve tıpkı mayınlar gibi yoğunluklu olarak çocukların katledilmesiyle biliniyordu. Aynı fuarda tanıtılan tek saldırı aracı misket mayınları değildi elbet. Fuarda tanıtılan ve tanıtım broşürleri dağıtılan işkence aletleri de, basında çokça ses getirmişti. Silah üreticisi şirketlerle savaş politikaları üreten devletleri bir araya getiren fuarın yöneticileri ise “durumdan habersiz olduklarını” söyleyerek soruşturma başlatılacağını söylemişti.

Dünya çapında birçok farklı yerde düzenlenen savunma fuarlarının Türkiye ayağı olan IDEF, katılıma açık olduğu süre boyunca, birçok silah üreticisi şirkete ev sahipliği yaptı; sayısız askeri anlaşmaya zemin sağladı. 2014 yılında, dünya çapında yapılan ve toplamı 5 trilyona yaklaşan askeri harcamalar giderek artmaktayken, IDEF de bu harcamaların toplamını arttıracak nice “ileri savunma teknolojilerinin” tanıtıldığı ve sınır ötelerine yayıldığı bir merkez oldu.

Savaş karşıtları, dünyanın dört bir yanında düzenlenen savunma fuarlarına yönelik anti militarist eylemler gerçekleştirmekteyken; İstanbul’daki savaş karşıtları da TÜYAP’ta düzenlenen katliam fuarına karşı bir eylem gerçekleştirmek istediler. Ancak silah tüccarları ve devletler, yollarına konulacak taşlardan öylesine korkuyorlardı ki; İstanbul’da düzenlenen fuara karşı eylem yapmak isteyen savaş karşıtlarının ve vicdani retçilerin yolları, fuar içerisinde katliam makinalarını tanıtan devletlerin polisleri, gözaltı araçları, TOMA’larıyla kesildi. Eylemi engellemek istemelerinin gerekçesi ise “can güvenliğiniz riske girebilir”di.

Milyonlarca insanın yaşamını katleden; halkların yaşam alanları gasp eden; devletler ve silah üreticileridir. Köylerin boşaltılmasının, sayısız insanın göçe zorlanmasının ve “can güvenliklerinin riske edilmesinin” sebebi de… IDEF ve benzeri fuarlarla yapılmak istenen şey, bunun yalnızca somutlaşmasını sağlamak değil; aynı zaman da meşrulaşmasına da zemin sağlar. Savunma ardına gizlenen “saldırı” çıkar ve anlaşmaları sayısız katliamın belki de ilk aşaması olmaktadır.

Militarizm daha güçlü silahlara, daha güçlü silahları üreten şirketler de militarizme muhtaç. Bu döngüden ve katliamların mimarı bu ilişki biçiminden kurtulabilmenin tek yoluysa, silah üreticisi şirketlere ve savaş politikası üreten devletlere karşı mücadele etmektir. İnsansız hava araçları için hedeflerini otomatik olarak seçip ateş eden yapay zeka sistemleri, saniyede binlerce mermiyi kilometrelerce uzağa ateşleyebilen silahlar ve havada hedefine doğru yönünü değiştirebilen mermiler geliştirilip, yeni katliamların planları katliam fuarlarında normalleştirilirken; savaş karşıtları ve anti militaristler, tüm bunlara karşı, ne pahasına olursa olsun mücadele etmeye devam edecektir.

Merve Arkun

[email protected]

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 27. sayısında yayımlanmıştır.

 

The post ” Savunma Değil Katliam Fuarı ” – Merve Arkun appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2015/06/13/savunma-degil-katliam-fuari-merve-arkun/feed/ 0