The post Avrupa, Alınan Korona Virüs Tedbirlerini Azaltıyor appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Deutsche Welle Türkçe’nin haberine göre Avrupa devletleri, Covid-19 salgını kapsamında alınan tedbirleri gevşetmeye başladı.
İsviçre’de pazartesi gününden itibaren yapı ve bahçe marketler, kuaförler, veteriner ve diş hekimi muayenehaneleri, güzellik salonları ve dövme stüdyoları yeniden açılacak. Hırvatistan’da birçok işyeri, kütüphaneler ve müzeler hafta başında açılırken toplu taşıma da yeniden hizmete girecek. Çekya’da ise pazartesiden itibaren Avrupa Birliği genelinde iş için ülkeye seyahatlere yeniden izin veriliyor. Ayrıca ülkedeki kütüphaneler ve hayvanat bahçeleri de yeniden açılıyor. Restoran ve kafeler ise 11 Mayıs’tan itibaren kademeli olarak açılacak. Norveç’te ise geçen hafta açılan kreşlerin ardından ilkokullar da hafta başında yeniden açılıyor. Belçika’da bir hafta sonra belli sınıfların açılmasıyla okullar kısmi olarak yeniden başlayacak. Fransa’da ise önümüzdeki salı hükümetin alınan tedbirlerin nasıl gevşetileceği ile ilgili planını açıklaması bekleniyor.
Alınan tedbirlerin gevşetildiği çoğu ülkede maske kullanımını arttırmak gibi gündelik hayatın işleyişine daha fazla kontrol getiriliyor.
The post Avrupa, Alınan Korona Virüs Tedbirlerini Azaltıyor appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post TC-AB Görüşmesi Sonrası Göçmenlere Sınır Tekrar Kapatıldı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>AKP’li cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Brüksel’de Avrupa Birliği liderleriyle yaptığı görüşme sonrasında göçmenlerin TC tarafından şimdilik tehdit unsuru olarak kullanılması sonlandırıldı.
Yunan devlet televizyonu ERT’nin haberine göre artık sınırı karadan ya da Meriç Nehri üzerinden geçmeye çalışan toplu bir göçmen grubu bulunmuyor.
Yunanistan’ bağlı kolluk kuvvetleri de pazartesi ve salı günü yaklaşık 1000 sığınmacının geçişini engellediklerini açıkladı. Yunan polisi krizin başlamasından bu yana 40 binden fazla sınır geçişine engel olduğunu duyurdu. Ayrıca Pazarkule Sınır Kapısı yakınında zarar gören tel örgünün tamirinin yapıldığı bilgisi verildi.
Erdoğan Brüksel’deki görüşmelerde 18 Mart 2016 tarihli Türkiye-AB Mutabakatı’nın gözden geçirilerek güncellenmesi, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, müzakerelerin canlandırılması, yeni fasılların açılması, göçmenler için vadedilen toplam 6 milyar euro ve ilave fon gibi konular üzerinde durduklarını söyledi.
The post TC-AB Görüşmesi Sonrası Göçmenlere Sınır Tekrar Kapatıldı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post AB ile TC Arasında “Demokrasi Pazarlığı” Fırsatı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Devletlerin insanlara anlattığı en büyük masallardan olan demokrasi ve insan hakları konusu, Avrupa Birliği (AB) ile TC arasında pazarlık fırsatı oluşturuyor. Suriyeli göçmenler konusunda TC ile pazarlık yapan AB, yeni pazarlık konuları bulmakta zorlanmıyor.
TC’nin açıklamaları nedeniyle kendisinden hiç memnun olmadığı Kati Piri’nin yerine atanan Avrupa Parlamentosu’nun yeni raportörü Nacho Sanchez Amor’a göre Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala davaları, TC’ye AB’nin insan hakları standartlarına uyumu için fırsat yaratıyor. Amor, Kavala davasından bahsederken “durumu anlamakta zorluk çektiklerini” belirtti.
Amor ayrıca AB tarafından Terörle Mücadele Kanun’da yapılması istenen değişikliklere atıfla çok geniş bir gruba “terörist” denildiğine dikkat çekerek “Eğer herkese terörist dersek, belki de hiç kimse terörist değildir. Herkese terörist dersek, gerçek teröristleri aklamış oluruz” dedi.
AB’ye bağlı Avrupa Parlamentosu’nun yeni Türkiye raportörü Nacho Sánchez Amor, yayımlanacak olan Türkiye raporu öncesinde İstanbul, Gaziantep ve Ankara’yı ziyaret etmiş ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP ve İYİ Parti temsilcileri, İstanbul ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanları Ekrem İmamoğlu ve Fatma Şahin ile görevden alınan Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk’ün yanı sıra gazeteciler, akademisyenler, dernekler, patron ve işçi temsilcileriyle bir araya geldi.
Sanchez Amor AB’nin, TC’nin üyelik sürecinde yer alması konusunda kararlı olduğunu ifade etti.
The post AB ile TC Arasında “Demokrasi Pazarlığı” Fırsatı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post AB, TC’nin Askeri Faaliyetleri Nedeniyle Yardımları Azaltıyor appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>DW Türkçe’nin haberine göre Avrupa Birliği’nin (AB), TC’ye bu yıl için öngörülen mali yardımları yüzde 75 oranında azaltma kararı aldığı belirtildi. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in Avrupa Parlamentosu’na konuyla ilgili bir mektup gönderdiği belirtildi.
Borrell, bu karara gerekçe olarak Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de AB üyesi Kıbrıs Cumhuriyeti açıklarında doğal gaz arama faaliyetlerini ve Ankara’nın Suriye’nin kuzeydoğusuna başlattığı askeri saldırıları gösterdi.
The post AB, TC’nin Askeri Faaliyetleri Nedeniyle Yardımları Azaltıyor appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post “Kapıkulu” – Özgür Oktay appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Suriye’de evini kaybeden 8 milyon insan var ve savaşın şiddeti, uzun bir süre daha azalacağa benzemiyor. Lübnan’da yaşayan her dört kişiden biri Suriye göçmeni, ancak Mayıs ayında yeni alımlar durduruldu. Halen iki milyon Suriyeli göçmenin bulunduğu TC sınırlarına, yüz binlercesi Avrupa’ya, en çok da Almanya’ya gitmek isteyen en az bir milyon göçmenin daha gelmesi bekleniyor.
Avrupa devletleri, şu anda bile tümüyle kontrol altına alamadığı göçmenleri sınırlarının ötesinde durdurmadığı sürece istediği rahatlığa kavuşamayacak. Almanya şansölyesi Angela Merkel, elinden geldiğince cazip kılmaya çalıştığı ahlaksız teklifi, TC devletine sunmaya geldi.
Genişletilmiş Sınır Polisliği
Merkel, TC’den göçmenleri Avrupa sınırında, özellikle de Yunanistan deniz sınırında durdurmasını istiyor. Savaşla yaşamları yok edilen göçmenler, yaşamlarını tümüyle kaybetmek pahasına sınırlardan geçerken, onları durdurmak için yapılacak insanlık dışı uygulamaların faili olmak, Avrupa’nın “insancıllık” karizmasına ciddi zararlar verecektir. Şimdi ise bu işi, zorbalığını gizlemeye gerek duymayan bir taşerona verecek.
Sınır polisliği, Tc’nin mevcut kolluk kuvvetlerine ek bağlantılar ve kaynaklar sağlayacağı için de ayrıca cazip gelecektir. AB’nin kendi içinde tartışma yaratan fişleme önerileri burada hayata geçirilebilir. Göçmenlerin Avrupa’ya çıkışı konusunda söz sahibi olmak, iktidarın politik olarak da kullanabileceği bir olanaktır. Örneğin Alan Kürdi’nin ailesinin Kanada’ya yaptığı iltica başvurusu, kısmen TC’nin mülteci statüsüve çıkış vizesi vermemesi nedeniyle reddedilmişti.
Bu taşeronluk yerli savaş ekonomisini de canlandırarak iktidarın yakın dönemdeki baskıcı politikalarına destek verecektir. Yeni TOMA’lar belki de artık AB fonuyla alınacak.
Başvurular Göçmen Kamplarında
Merkel’le birlikte gelen Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, Avrupa Birliği’nin (AB) iltica taleplerinin değerlendirileceği mülteci kamplarını Türkiye’de kurması gerektiğini söyledi. Şu anda 25 kampta 280 bin göçmen kalıyor ama bu mevcut göçmen nüfusunun bile ancak %15ini oluşturuyor.
Daha önce bu işi Yunanistan yapıyordu. Bu kamplar yıllarca skandal düzeyinde kötü koşullar ve ölümler olduktan sonra bu yıl içinde kapatıldı. Yunanistan’la sorunlu ilişkileri olan Almanya, göçmenler konusunda başka adres aramak zorundaydı. Ulusal baş müteahhit AB’den bu işi alırsa, TC ekonomisinin motoru olan inşaat sektörünü de canlandıracak.
Pazarlık Maddeleri
Merkel’in en güçlü pazarlık maddesi, 3 milyar avroluk nakit yardım. Diğer fon yardımları da düşünüldüğünde, bu haberle borsanın, son iki ayın en yüksek düzeyine çıkması şaşırtıcı değil.
Avrupa bürokrasisi düşünüldüğünde yakın zamanda vizesiz dolaşım hakkı çok gerçekçi gözükmese de, Merkel, sürecin hızlandırılacağını söyledi. Merkel ayrıca, TC’nin AB üyeliğine kabul edilmesi için bloke edilen maddelerinin açılmasında destek olacağını belirtti. Bu maddelerden en kritiği olan “demokratikleşmeye” ilişkin, “Seçimlerden sonra da özellikle, Kürtlerle yeniden barışma konusunun ön plana çıkarılmasını da diliyoruz” dedikten sonra, “Tabiki her ülke kendi demokratikleşmesini kendi iç kuvvetleriyle sağlayacaktır. Türkiye de bu konuda birçok önlem aldı” diyerek, bahsettiğinin nasıl bir barış olduğunu anlatmış oldu.
İç Politika Kaygıları
Bu görüşme, anlaşmanın tarafları olan iki iktidar için de iyi iç politika malzemesi sundu. Merkel’in bu çözümü gerçekleşirse, göçmen alımını artırması nedeniyle oyları düşen Hristiyan Demokratların pozisyonunu güçlendirecektir. TC tarafında ise, seçimlere iki hafta kala, daha yeni, TC’nin AB üyeliğini onaylamayan Merkel’in yardım istemek için İstanbul’a gelmesi, propagandasını güçlü gözükmek üzerine kuran Erdoğan’a eşsiz bir hediye oldu. Bu hediyeyi alırken AB’ye tam üyelik koşulunu öne sürmesini, sadece bu gösterinin parçası olarak değerlendirmek gerekir.
Sonuç
Göçmenlerin yaşamlarını yok eden savaşın sorumluları olan bu devletler; bir tarafta sınırlarda tekrar karşılarına dikilen Avrupa, diğer tarafta yükümlülükten kurtulmak için “misafirlerine” mülteci statüsü bile tanımayan TC, altın kaplamalı tahtların üzerinde anlaşmaya oturdular. Bu anlaşmayla Almanya, mülteci başvurularını, göçmen politikası bile olmayan bir devlete teslim ederken, TC göçmen katliamlarının doğrudan faili olacaktır. Bu anlaşma, devletlerin her anlaşması gibi, ezilenlerin yaşamlarını yok ederken iki devletin de çıkarına olacaktır.
The post “Kapıkulu” – Özgür Oktay appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post ” Yunanistan’da Erken Seçim ve Syriza ” – Alp Temiz appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>
Ekonomik kriz, kemer sıkma politikaları, referandum, meclis oylamaları derken Çipras’ın istifası Yunanistan’ı son bir yılda ikinci kez seçime götürüyor.
Yunanistan halkı ekonomik krizle birlikte Çipras’ın imzaladığı kemer sıkma politikaları yüzünden can çekişirken Çipras çoklu fayda gözeterek erken seçimin yolunu açıyor.
Seçimden önceki beyanları ile popülerlik kazanan ve Yunanistan halkına iyi bir yaşam vaat eden Syriza’nın seçimden sonra yaptıklarıyla düzene karşıt politikalar uygulayıp uygulamadığı ve toplumsal muhalefeti evrilttiği konum tartışılıyor.
Krizin Umudu, Radikal Sol: Syriza
2008’deki ekonomik krizden sonra Yunanistan halkının yaşadığı ekonomik sıkıntılar çözülemeyince toplumsal muhalefet yükselişe geçmiş, halk sokaklara çıkmıştı. Yükselen toplumsal muhalefetin bir bölümünü, Troykanın önerdiği ekonomik paketlere boyun eğmeyeceği yönündeki söylemleriyle seçimlerde yanına çeken Syriza, bir türlü çözülemeyen ekonomik krize umut olacağı düşüncesiyle seçimlerden birinci parti olarak çıktı.
Ocak ayının sonundaki genel seçimde 149 milletvekili çıkaran Syriza tek başına hükümet kuramayınca 13 sandalyeye sahip sağ parti ANEL ile koalisyon kurarak iktidara gelmişti.
Syriza İktidarda
Halkı ekonomik sıkıntılardan kurtaracağı umuduyla iktidara gelen Syriza, iktidara gelişiyle birlikte eleştirdiği kemer sıkma politikalarıyla uğraşmak zorunda kaldı. Bir yanda kemer sıkma politikalarına karşı seçimden önceki radikal ve düzen karşıtı söylemleri, diğer yanda Avrupa Birliği’nden ve Avro Bölgesi’nden ayrılmayı düşünmeden, Avrupa’dan yardım talep eden düzen içi çözüm arayışlarına girmenin çelişkisindeki Syriza, kendisini Avrupalı kreditörlerle anlaşma yapmaya çalışırken buldu.
Görüşmeler esnasında kendisine sunulan kemer sıkma paketinin ağırlığının ve seçimlerden önce verdiği sözlerin farkında olan Syriza, büyük bir politik hamle ile kemer sıkma paketini referanduma götürerek siyasi sorumluluğu üzerinden atmaya çalıştı.
Bu sert kemer sıkma paketine “Hayır” kampanyasıyla karşı çıkan Syriza, Avrupa’ya hiçbir zaman kapıları kapamayan tavrıyla da “Hayır”ın gerçekte “Evet” olduğunu gösteriyor. Paket her ne kadar reddedilmiş olsa da, Syriza’nın Troykayla, yani Avrupa Birliği, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Avrupa Merkez Bankası’yla ilişkileri kesmeyecek olması, kemer sıkma paketinin referandumla halka onaylatılması anlamına geldi.
Yürüttüğü “Hayır” kampanyası, aşırı sağ partilerin de desteğiyle beraber yüzde altmış oy oranına ulaşan Syriza, seçimden sonraki kazandığı ikinci “zafer”le birlikte, kendisine sunulan, ağır maddeleri içeren pakete karşı çıkıyor gözükerek, sözde daha hafif bir pakette anlaşmak üzere Troykayla görüşmelerine son hızla devam etti.
Paketin referandum sonucunda reddedilmesinin ardından görüşmeler kimi çevrelerin beklentilerinin aksine anlaşma ile sonuçlandı. Kemer sıkma paketine “Hayır” denilen referandumdan 10 gün sonra Yunanistan Parlamentosu, taahhüt edilen 86 milyar avroluk kurtarma paketi karşılığında kemer sıkma önlemlerini onayladı.
Bu durum, referanduma götürülen kemer sıkma paketi ile uzlaşma görüşmelerin ardından mecliste kabul edilen paket arasındaki farkların sorgulanmasını da beraberinde getirdi. Hayır denen ve kabul edilen paketler arasındaki farklar yok denecek kadar az. Peki, kemer sıkma politikalarının uygulanmasının birkaç ay ertelenmesinin bütçeye sağladığı katkı(!), referandum ve erken seçim için yapılan masrafları karşılamaya yetecek mi?
Kemer Sıkma Politikalarının Uygulamaya Başlanmasıyla Gelen İstifa ve Erken Seçim
Çoklu fayda gözetilerek alınan erken seçim kararı öncelikle, Ocak’ta yapılan seçimlerde koalisyon kuran Syriza’nın, bu kez güçlü ve tek başına bir hükümet kurma isteğiyle alakalıydı.
Gerek Syriza’nın içinde, gerekse toplumsal muhalefette pakete karşı çıkan kesimlerin varlığı göz önünde bulundurulduğunda, üçüncü kurtarma paketinin parlamentoda onaylanmasının ardından istifasını veren Çipras’ın ayrıca, tekrar seçim kazanarak, kemer sıkma politikalarının halk tarafından desteklendiği ve meşruiyete sahip olduğu iddiasını güçlendirmeyi amaçladığı gözüküyor.
Erken seçimin bir başka hedefi ise, kemer sıkma politikalarının oylanması sırasında ortaya çıkan, Syriza içerisinde pakete karşı çıkanlar. Syriza içindeki bu muhalif kesimin Halkın Birliği partisini kurarak ayrışmasıyla iyice gözler önüne serilen bu durum, erken seçimde partide tasfiyelerin gerçekleşeceğinin sinyallerini veriyor.
Radikal Sol: Syriza, Ne Kadar Radikal?
Yaşanan ekonomik krize düzen dışı söylemlerle yaklaşıp, ismindeki “Radikal” nitelemesiyle seçimlere giren ve hükümet kuran Syriza, seçimlerden sonraki politikalarıyla ne kadar radikal olduğunu sorgulattı.
Gerek halkın yaşadığı ekonomik krize rağmen uyguladığı politikalar, gerekse kemer sıkma paketlerine ve madenlere karşı sokağa çıkan eylemcilere yapılan polis saldırıları, düzen partilerinin uygulamalarını aratmayan cinstendi. Dahası Halkidiki bölgesinde altın madeni projelerine karşı direnen köylülere uygulanan devlet terörü ve polis şiddetinde radikal olmak bir yana hiçbir değişiklik görülmedi.
Ancak Syriza’nın radikalliği, başbakan Çipras’ın İncil’e el basmaması üzerine kurulu bir gösteriyle ve maliye bakanının Avrupa’yla yapılan ekonomik toplantılara motosiklet ve deri ceketle gitmesiyle zaten hafızalara kazınmış durumda.
Söylemlerinde devrimci bir rol takınmasına karşın reformist politikalar üreten ve uygulayan Syriza, şüphesiz toplumda devrimcilik ve devrimciler hakkındaki olumsuz önyargılara yenilerini ekliyor.
Alp Temiz
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 28. sayısında yayımlanmıştır.
The post ” Yunanistan’da Erken Seçim ve Syriza ” – Alp Temiz appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post AVRUPA’NIN YENİ SINIR KARAKOLU TÜRKİYE OLDU appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Peki devlet erkanı ve medya tarafından böylesine parlatılan, anlaşmanın tam adıyla “Vize Serbestisi Diyaloğu ve Geri Kabul Anlaşması”nda, “vize serbestisi” ibaresiyle gösterilmek istenen müzakerenin tam olarak içeriği neydi ve ne gibi yükümlülükler-taahhütler getiriyordu?
Anlaşmaya göre; TC, AB ülkelerine kendi sınırları üzerinden kaçak yollarla giren göçmenleri geri kabul edecek ve toprakları içinde, bu göçmenleri üçüncü ülkelere gönderene dek “Geri Kabul Merkezleri” oluşturacak. Tayyip Erdoğan’ın, anlaşma imzalama töreni sırasında da ifade ettiği gibi; bu anlaşmayla TC, AB ile ilişkilerinde “yük olmayacak, yük alacak”. Bir nevi toplama kampları olarak ele alınabilecek bu Geri Kabul Merkezleri’nin finansmanı konusunda ise; AB, anlaşma çerçevesinde Türkiye’ye ekonomik destek olma taahhüdünde bulundu. 2017 yılından itibaren geçerli olacak anlaşmaya dair, Avrupa Konseyi’nin yapacağı oylamada olumsuz karar çıkması halinde ise; anlaşma fiilen feshedilecek. 2017’ye kadarki süreçte TC, toprakları içerisinde AB’den geri alacağı kaçak göçmenleri barındırmak üzere “Geri Kabul Merkezleri” inşa etmeye başlayacak. AB, TC’den beklediği performansı görememesi halinde, vize serbestisi sağlamama hakkını kullanabilecek.
Bu haber Meydan Gazetesi’nin 15. sayısında yayımlanmıştır.
The post AVRUPA’NIN YENİ SINIR KARAKOLU TÜRKİYE OLDU appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>