The post Nuriye ve Semih’in Avukatları Tutuklandı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>14 Eylül’deki Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın davalarından 2 gün önce Halkın Hukuk Bürosu’nun İstanbul ve Ankara büroları ile Nuriye ve Semih’in avukatlarının evlerine yapılan polis baskınında gözaltına alınan 16 avukattan 14’ü tutuklandı.
Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın davaları yanı sıra Berkin Elvan, Dilek Doğan, Hasan Ferit Gedik davalarında savunmanlık yaptıkları bahaneleri ile tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edildi. Avukatlardan 2’si serbest bırakılırken 14’ü tutuklandı.
Avukatlar 9 günlük gözaltının ardından bugün savcılığa sevk edildi.
Avukatların Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’yı savunmaları, polislerin katllettiği Dilek Doğan ve Berkin Elvan, uyuşturucu çetesinin katlettiği Hasan Ferit Gedik davalarında savunmanlık yapmaları, Sur, Cizre, Silvan, Reyhanlı, Soma ve Ermenek ile ilgili heyet oluşturmaları suçlama konusu yapıldı.
Avukatlar Behiç Aşçı, Barkın Timtik, Ebru Timtik, Aytaç Ünsal, Naciye Demir, Ezgi Çakır, Süleyman Gökten, Didem Baydar Ünsal, Ayşegül Çağatay, Şükriye Erdem, Engin Gökoğlu, Özgür Yılmaz, Ahmet Mandacı, Yağmur Ereren, Zehra Özdemir, Aycan Çiçek İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne sevk edilmesinin ardından tutuklanırken, Ahmet Mandacı ve Ezgi Gökten serbest bırakıldı.
The post Nuriye ve Semih’in Avukatları Tutuklandı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post “Devlet Korkuyor” – Mercan Doğan appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>
Başbakan Davutoğlu, savcı Kiraz için Çağlayan’da düzenlenen anma törenindeki açıklamalarıyla, üzerimizde her geçen gün daha yoğun hissettiğimiz ve daha fazla hissedeceğimiz baskı politikalarını açığa kavuşturdu. Törene belli bir kısım medyanın alınmaması, açıklamanın dozunun sert olacağını hissettirmişti. Bir gün önce kameralar karşısına geçen İstanbul Emniyet Müdürü’nün şaşkınlığına benzer bir halet-i ruhiyesi yoktu.
Kendi ifadeleriyle, “kriz yönetimi”nin baş pozisyonunda olmanın verdiği bir cesaret de vardı. Bu meselenin seçim gündemiyle ilişkilendirileceği açıktı. Öyle de oldu. Ve tabi “Gezi Provokasyonu”yla. Bir önceki hafta kavga dövüş çıkan İç Güvenlik Yasası’nı meşrulaştırdığı konuşmasının son kısmı ise açık tehditti. Davutoğlu, sonrasında anayasaya aykırı olması nedeniyle tartışmalara yol açan bir tehdit savurdu: “Sokağa izinsiz çıkanlara karşı müsamaha gösterilmeyecek!”ti.
Davutoğlu’nun konuşması, devletin daha önce bilmediğimiz anlamlarıyla tanıştığımız cümlelerle sona erdi: “Devlet tedbir demektir, devlet kararlılık demektir!”
Konuşmanın gerçekleştiği adliyenin girişinde, bir gün önce avukatlara yönelik gerçekleştirilen saldırı, devlet kararlılığının göstergesiydi muhtemelen! Adliye girişindeki polislerin avukatlara yönelik saldırı görüntüleri sosyal medyaya yansıdı. Bu görüntülerden bir tanesi bize bir yerlerden tanıdık geliyordu; adliye girişindeki bir polis, bir avukatı itip kakarken “Ben devletim, devlet!” diye bağırıyordu. Böylelikle, “Devlet nedir, kime denir?” sorularına bir cevap daha aldık. Polis bu noktada itici gücü, yeni çıkan İç Güvenlik Yasası’yla en büyük mülki amiri konumuna geçen Tayyip Erdoğan’ın bir gün önceki “Cübbeli aranmaz diyorlar, bal gibi aranır!” konuşmasından alıyordu.
Savcının ailesine gerçekleştirdiği taziye ziyareti sonrasında yaptığı bu konuşmada, dikkat çeken bir husus daha vardı. Erdoğan, “Korkuyu korkutmamız lazım.” dedi.
Korku, “bir belirsizlik veya tehlike karşısında tetiklenen kaygı ya da rahatsız edici his” olarak tanımlanır. Kişide uyarıcı bir tepki olarak ortaya çıkmış yaşamsal bir mekanizmadır. Tehlike ile karşılaşan birey korkar ya da aşırı durumlarda şoka girebilir. Korkunun farklı türleri vardır. Mesela agorafobi, açık yer ya da kalabalık korkusu; niktofobi, geceden korkma ya da pirofobi, ateşten korkma…
Devlet dediğimiz şey birey değildir, dolayısıyla gösterdiği tepkiyi insan doğasıyla açıklayamayız. Ancak devlet de varlığına yönelik girişimlere tepki verir. Çünkü varlığı tehlikededir. Tayyip Erdoğan’ın bahsettiği korku budur.
Kim bilir, belki bu korku sosyofobidir, halktan genel olarak insanlardan korkmak; belki akustikofobi, belirli seslerden, mesela adaletsizliklere karşı susmayanların seslerinden korkmaktır. Belki logofobidir, belirli kelimelerden; ekmek, adalet ve özgürlük gibi kelimelerden korkmaktır. Belki de astenofobidir, güçsüz olmaktan korkmak. Ancak kesin olan şudur ki; devlet korkuyor!
Mercan Doğan
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 26. sayısında yayımlanmıştır.
The post “Devlet Korkuyor” – Mercan Doğan appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>