The post Bedelli Askerlik Korona Virüsü Sebebiyle Ertelendi appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>ASAL’dan yapılan yazılı açıklamada, “2020 yılında bedelli askerlik hizmeti yapacak yükümlülerin celp ve sevk işlemleri ileride belirlenecek bir tarihe kadar ertelenmiştir. Konuyla ilgili hususlar Millî Savunma Bakanlığınca duyurulacaktır” denildi.
Diğer askerlerin işlemlerinin aynı şekilde devam edeceği belirtilirken, “Yedek subay ve yedek astsubay aday adayları ile altı aylık hizmete tabi erbaş ve erlerin işlemleri mevcut plan
çerçevesinde yürütülmeye devam edilecektir” açıklandı.
The post Bedelli Askerlik Korona Virüsü Sebebiyle Ertelendi appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Zorunlu Askerliğin Bedeli Neyin Bedeli? – Gökhan Soysal appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Yapılması planlanan söz konusu kanuni değişiklikler oldukça kapsamlı olup 1927 yılında yürürlüğe konulan askerlik kanununda ilk kez bu kadar büyük değişiklikler yapılacak. Bu nedenle bu kanuni değişikliklerin aceleye getirilmemesi, üzerinde tartışmalar yürütülmesi gerektiğini söyleyen “endişeli” muhalif seslerin yükseldiğini belirtelim. Bu sesler de endişelerinde haksız değil, çünkü bu kapsamdaki değişiklikler bayram öncesinde kanunlaştırılmaya çalışıldı.
Bayram öncesinde meclisten geçirilmeye çalışılan bu değişikliklerin bayram sonuna bırakılmasını isteyen partilerden CHP, düzenlemelerin tartışılmasını; İP, 130 bin askerin terhisi söz konusu olduğu için güvenlik zafiyetine yol açılmamasını; MHP ise 130 bin askerin olası terhisiyle bayramda zaten oluşacak trafiğin daha yoğun olacağı gerekçelerini öne sürdü. Bu itirazlar neticesinde kanunlaştırma işi bayram sonrasına bırakıldı. İptal edilen ve 23 Haziran’da gerçekleştirilecek olan İstanbul seçimlerinin gündemdeki yeri düşünüldüğünde, söz konusu değişikliklerin haziran ayında yapılıp yapılmayacağı merak konusu.
1111 Sayılı Askerlik Kanunu’nda çeşitli değişiklikler yapacak bu düzenlemenin en büyük eksikliği açık: Vicdani ret! Vicdani ret hakkı maalesef bu kapsamdaki bir düzenlemede de TC Devleti’nin tüm uluslararası insan hakları hukukundan kaynaklanan yükümlülüklerine rağmen görmezden geliniyor. Yani zorunlu askerlik düzenlemesi ile vicdani, ahlaki görüşleri sebebiyle askerliğe temelden karşı olanların kanaatleri görmezden geliniyor ve bu kişiler zorunlu askerlikten muaf tutulmuyorlar. Üstelik olası değişiklikler arasında cumhurbaşkanına “cumhurbaşkanınca gerekli görülen sahalarda özel olarak görevlendirilen gönüllüler”i zorunlu askerlikten muaf tutabilme yetkisi verilmesi varken! Vicdani ret hakkının tanınmasını gündeme getiren tek partiyse HDP. Kendisine uygulanan en ufak bir uygulamada, havalimanında VIP salonuna alınmamasında bile, aklına insan hakları gelen CHP’nin vicdani ret hakkını reddettiğini ekleyelim. Diğer partilerin de söylemde dahi insan haklarını kullanmadığı açık.
Başlamışken buradan devam edelim. Yukarıda da belirttiğimiz gibi cumhurbaşkanına gerekli gördüğü takdirde yine gerekli gördüğü şartları sağlayanları zorunlu askerlikten muaf tutabilme yetkisi veriliyor. Yani cumhurbaşkanı isterse kendi silahlı güçlerini kurup bu silahlı güçleri askerlikten muaf tutabilme yetkisine sahip, muhalefette bulunan partiler de bu durumu vurguluyor. Bu durum, kanuni değişikliklerin ne kadar belirsiz olduğunu gösteren en iyi örnek.
Bedelli askerlik sistemini kalıcı hale getirmesiyle ön plana çıkan kanuni düzenlemelerin yapacağı en büyük değişikliklerden birisini de askerlik süresinin eğitim farkı gözetilmeksizin 6 aya indirilmesi oluşturuyor. Bedelli askerlik yapanlar 1 aylık temel askerlik hizmetinden sonra bedelli ücretini (en az 30 bin lira) peşin vererek terhis olabiliyor. Yani parası olan askerlik yapmamaya devam ediyor. Ayrıca geçici maddeyle şu an askerde olup 6 ayını dolduranlara da terhis imkânı getiren bu düzenleme, muhaliflerce orduyu zayıflatmak olarak kurgulanıyor.
Bundan çok değil 2-3 ay önce bedelli askerlik lafını ağza almanın bile şehitlere saygısızlık olduğunu söyleyebilen birisinin başkanı olduğu hükümet, bedelli askerlikle ilgili bu düzenlemeyi alelacele meclisten geçirmekte oldukça kararlı. Bundan önceki Genelkurmay Başkanı olan ve şu anda da Savunma Bakanı olan Hulusi Akar, “Hem bizim ihtiyaçlarımızın karşılanması hem gençlerimizin ihtiyaçlarına cevap verilebilmesi hem de ülkemizin ve milletimizin savunma ve güvenliğinin tehlikeye girmemesi için nasıl yapılabilir denildiğinde, en optimal rakam olarak 30 bin lira bulundu.” diyerek ülkenin güvenliğinin tehlikeye girmemesi için bedelli askerliğin en az 30 bin lira olacağını söyledi. Bu açıklamadan, ülkenin güvenliğinin ancak 30 bin liradan az bir miktarı verebilecek insanların ölmesi durumunda sağlanabileceği anlamı çıkıyor. 30 bin lira ve üstü bedelli ücretini verebilecek zenginlikte olanlar ölmediği takdirde güvenlik sağlanabilmiş olacak! Bu 30 bin liranın da net bir rakam olmadığını eklemek gerekir. Bedelli askerlik ücreti asteğmen maaşının 6 katı olacak seviyede belirlenmiş. Yani bedelli ücreti zaman içinde artacak. Ayrıca yoklama kaçağı ve bakayaların da bedelli askerlikten yararlandırılmaması gündemde.
Savunma Bakanı Akar, söz konusu değişikliklerin herhangi bir güvenlik zafiyeti yaratıp yaratmayacağı sorusuna verdiği cevapta ise silahlı kuvvetlerin yapısının meclisin yapısından daha demokratik olduğunu ağzından kaçırmış oldu. Akar verdiği cevapta “Bu konu çok ayrıntılı bir şekilde bütün komutan arkadaşlarımla beraber ilgili subay, astsubaylarla, kıtalardaki arkadaşlarımla beraber konuşulup, görüşülüp belli nitelikleri, esasları koruyacak bir şekilde yapıldı.” dedi. Yani alelacele komisyondan geçirilen, hemen ardından meclise sunularak bayram öncesinde kanunlaştırılmaya çalışılan bu değişikler öncesinde astsubaylar dâhil askerler tarafından birlikte tartışılarak hazırlanmış! Kanuni değişikliklerin -özellikle bu önemdeki kanuni değişikliklerin- kamuoyunda bir süre tartışılmasının ardından mecliste uzun tartışmaların ardından kanunlaşması, dillerden düşmemekteyken “milletin oyu”yla seçildiği söylenen kişilerden dahi kaçılarak yapılmak istenen bir düzenlemeyle karşı karşıyayız. Hiç kuşku yok ki bundan temel etkeni, cumhurbaşkanlığı sistemine askerlikle ilgili kanunları da uydurma çabaları oluşturmaktadır.
Bedelli askerlik düzenlemesi hala kanunileşme sürecinde. Yani kanun değişikliği tasarısında birçok değişikliğin olabileceğini belirmek gerekiyor. Ancak değişikliklerle ilgili şu sonuca ulaşmak zor değil: Vicdani ret hakkının görmezden gelinmeye devam edildiği bu değişikliklerle olağan hale sokulmaya çalışılan OHAL uygulamaları kendisine askerlik kanunlarında da yer buluyor.
Gökhan Soysal
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 50. sayısında yayınlanmıştır.
The post Zorunlu Askerliğin Bedeli Neyin Bedeli? – Gökhan Soysal appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Yeni Askerlik Sistemi Açıklandı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Savunma Bakanı Hulusi Akar, Detaylarının Milli Savunma Bakanlığı internet sayfasında yer aldığını söylediği yeni zorunlu askerlik sistemine dair bilgiler verdi. Açıklamalarından kimi başlıklar şu şekilde:
“Hem erbaş ve erler hem bedelli olanlar bir ay temel eğitim yapacak. Bunun sonunda bedelliye ayrılanların askerlikle ilişkisi kesilecek.
Yeni askerlik sistemi dağılımı bedelli askerlik, yükümlü erbaş ve erler, yedek astsubaylık, yedek subaylık ve dövizli askerlik şeklinde olacak.
1 ay temel eğitime müteakip lise mezunu ve altı gençler 5 ay kıtada görev yapacak. Bunun sonunda erlere ‘kalmak ister misiniz’ diye soracağız.
Gençlerimize askerlik esnasında, askerlik sonrasında ve görevlerini yaparlarken çeşitli imkanlar, destekler de sağlanacak.”
Hulusi Akar, bedelli askerlik yapacak olanların ödeyeceği ücretin hesaplanmasını da hazırlanan şema üzerinden gösterdi. Şemaya göre, 40.000 gösterge X memur maaş kat sayısı x 6 işleminden çıkan sonuca göre bedelli askerlik ücreti belirlenecek. Buna göre, bugün itibariyle bedelli askerliğin ücreti 31 bin 343 lira ve her 6 ayda bir bu ücret artacak. (40.000 X 0,130597 X 6 = 31.343,28 lira) Memur maaşlarının değişmesinden dolayı 6 ayda bir bedelli askerlik ücreti güncellenecek.
Türkiye’de cumhuriyet tarihinde ilk olarak 1987 yılında Turgut Özal yönetimi tarafından uygulanan bedelli askerlik, daha sonra 1992, 1999, 2011 ve 2014 ve 2018’de hayata geçirildi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 2018’de hayata geçirilen son bedelli askerlik uygulamasının ardından askerlik sisteminin değiştirileceğini ve bedelli askerliğin kalıcı hale getirileceğini açıklamıştı.
The post Yeni Askerlik Sistemi Açıklandı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Afrin’e Gitmek İsteyen MHP’li Başkan Bedelli’ye Gitmiş appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Afrin saldırısı sırasında, “ihtiyaç duyulduğu takdirde Afrin’e gitmeye hazırım” diyen Evcil, geçtiğimiz hafta sosyal medya hesabından 27 Ekim’e kadar şehir dışında olacağını belirtmişti.
Bedelli’ye gideceğini saklayan Evcil’in zorunlu askerlik yapmadığı ve Amasya’ya da bedelli askerlik için gittiği açığa çıktı.
The post Afrin’e Gitmek İsteyen MHP’li Başkan Bedelli’ye Gitmiş appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post YÖK Bedelli Yapacak Öğrencilere İzin Verecek appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>YÖK’ün açıklaması şöyle:
“Milli Savunma Bakanlığı’nın, Bedelli Askerlik Uygulaması konulu yazısı Yükseköğretim Yürütme Kurulu toplantısında görüşülerek, geçici 55’inci madde kapsamında “21 günlük temel askerlik eğitimi” maksadıyla silahaltına alınacak yükseköğretim öğrencilerinin temel eğitimi aldıkları süre içinde idari izinli sayılmalarına, aldıkları temel askerlik eğitiminin ara sınav, vize veya yıl sonu final sınavlarına rastlaması durumunda mazeret sınav hakkı verilmesine, mağduriyet yaşanmaması için üniversitelerce gerekli tedbirlerin alınmasına karar verildi.”
The post YÖK Bedelli Yapacak Öğrencilere İzin Verecek appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Bedelli Askerlik Resmi Gazete’de Yayımlandı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Yeni yasaya göre bedelli askerlik 1 Ocak 1994’ten önce doğanları kapsayacak. Bedelli askerlik yapmak isteyenler 3 ay içerisinde askerlik şubelerine başvuru yapmak zorunda.
Bedelli askerliğin ücreti, daha önce de konuşulduğu gibi 15 bin TL olarak belirlendi. Yaşı tutan ve bu ücreti ödeyenler ise 21 günlük temel askeri eğitim alacaklar. Eğitimde silah takıp çıkartma, atış, günlük yürüyüş ve sporun yanında temel yangın söndürme eğitimi de verilecek.
En az 3 yıl boyunca yurtdışında oturan ve çalışma izinleri olanlar ise konsolosluklar aracılığıyla 2 bin Euro ödeyip uzaktan eğitim alıp bedelli askerlik yapacaklar
The post Bedelli Askerlik Resmi Gazete’de Yayımlandı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Kalın: “Bedelli Gündemimizde Yok” appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, sürekli gündeme gelen ama cevaplanmayan bedelli askerlik ile ilgili merak edilenleri katıldığı bir radyo programında konuştu. Bedelli askerliğin şu anda hükümet gündemlerinde bulunmadığını belirten Kalın, seçim sonrasını işaret etti.
Kalın, bedelli askerlikle ilgili soruya şu yanıtı verdi: “Gündemimizde yok. Önümüzdeki süreçte şartlara göre bakılır. Ancak operasyonlar sürerken, terörle mücadele belli bir noktaya gelmişken bedelli gündemimizde yok.”
The post Kalın: “Bedelli Gündemimizde Yok” appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Bedelliden Toplanan Milyonlar Silah Sanayisine Aktı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Hükümet tarafından bir süre önce gündeme getirilen bedelli askerlik yasası başvuruları 13 Şubatta bitti. 203 bin 824 kişi bedelli askerlik için başvurdu ve 3 milyar 668 milyon 832 bin lira bedel ödendi.
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın Bakanlar Kurulunda bedelli askerlik başvurularıyla ilgili bir rapor sunduğunu aktaran Davutoğlu, şu bilgileri verdi: “Başarılı bir netice alındığını söylemek istiyorum. Şu ana kadar 203 bin 824 kişi bu imkandan yaralandı. 3 milyar 668 milyon 832 bin lira bedel ödendi. Bu miktar doğrudan Savunma Sanayi Fonu’na gönderilecek. Bu noktada yapılan her ödeme, Türkiye’nin savunmasının güçlendirilmesi yönünde kullanılacak. Şu hususu karşılaştırma olarak vermek isterim: 1987, 1992, 1999 ve 2002 yılında uygulanan bedelli askerlikten toplam 193 bin 147 kişi yararlanmıştı, bu rakam son uygulamada 203 bin 824′e çıkarak şimdiye kadarki toplamın daha fazlası bir sayıya ulaşmış oldu. Bu da bunun bir ihtiyaç olduğunu ortaya koyuyor. Bu çerçevede önümüzdeki dönemde bu bedelli uygulamasından gelecek kaynağın savunma sanayinde en etkin şekilde kullanılması için gerekli çalışmalar yürütülecek.”
Bedelli askerlik yaşadığımız coğrafyada bir milyona yakın asker kaçağı olduğu düşünülürse kimilerince kurtuluş olarak beklenirken, bedelli askerlik hizmetini de reddeden savaş karşıtları ve vicdani retçiler açısından hizmetin hizmet olarak değil de para olarak orduya tahsis edilmesi demek. TSK’da bedelliden topladıklarını şehirlerimize yeni kurulacak silah ihtisas organize sanayi bölgelerine ve silah sanayisine yatırarak donanımını daha da güçlendirip kardeşi kardeşe düşürmeyi, halkın üstüne bombalar yağdırmayı, kışlalarda kaza diyerek cinayet işlemeyi sürdürecek.,
Bu haber Meydan Gazetesi’nin 25. sayısında yayımlanmıştır.
The post Bedelliden Toplanan Milyonlar Silah Sanayisine Aktı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Vicdanlar Reddediyor appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Bir yandan devlet eliyle bedelli askerlik hizmetinin propagandası yapılır, bir yandan kışlalarda “kaza, intihar, şakalaşma” adı altında şüpheli ölümler sürerken, vicdanlar tüm baskılara karşı zorunlu askerlik hizmetini, ölmeyi ve öldürmeyi reddediyor.
Vicdani Ret Derneği’nde düzenlenen basın toplantısında vicdani reddini açıklayan Bilgesu Sümer, “… Gücümü militarizme ve silah sanayisine dönüştürmeyeceğim. Beni ve tüm vicdani retçileri yalnız bırakmayın. Her canlının sözü olduğu, tüm dünyaların içine sığdığı bir dünyada, tek silahın söz olduğu bir yaşam istemek suç değildir ve bir haktan çok insanlık ödevidir” diyerek vicdani reddini ilan etti. Ardından, derneğe mail yoluyla vicdani ret açıklamalarını ileten Şervan Erin ve Emrecan Demir’in vicdani ret açıklamaları okundu.
Şervan Erin açıklamasında, “… ’1.80 boyundaki oğlumun parçalanmış bedenini küçük bir poşete sığdırdım’ diyen annenin acısını gördükten sonra bu fotoğrafı meydana getiren bir kurumun parçası olmayı reddediyorum’’ dedi. Emrecan Demir ise yaptığı vicdani ret açıklamasıyla, zorunlu askerlik hizmetini reddettiğini belirtti. Açıklamasında “NATO üyesi bir ülkenin ordusunda yer almayacağım. Kardeş kanı dökmeyeceğim, savunmasız insanlara zarar vermeyeceğim.” şeklinde konuşan Demir, tüm haksızlıklara karşı çıkarak vicdani ret hakkını kullandığını vurguladı.
1991 doğumlu Harun Dikmen de yakın zamanda “… Vatan-namus borcu diye adlandırılan şeyin, parası olana 18.000 liraya satıldığı bir ülkede, askerliğin vatan-namus borcu değil, birilerinin çıkarları için maşa olmak üzerine kurulu bir düzene ait olamam” diyerek vicdani reddini açıkladı. Ağrılı Muhammed Yaşar da “Kendi şahsımda Türkiye Cumhuriyeti’ne bir Kürt olarak askerlik yapmayı onursuzca bir davranış olarak görüyorum” sözleriyle zorunlu askerliği reddetti. “Yasadışı bırakılmış bir halkı yasalaştırmaya çalışan bir halk mücadelesine ve üstelik kendi halkım olan bu halka karşı elime silah alıp savaşmam onursuzca bir yaşam, bir duruş, bir düşünce olur” diyerek vicdani reddini ilan etti.
Bu haber Meydan Gazetesi’nin 24. sayısında yayımlanmıştır.
The post Vicdanlar Reddediyor appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Orduya Ne Bir Saniye Ne Bir Kuruş appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Bir süredir devam eden bedelli askerlik çalışmaları, Ahmet Davutoğlu’nun, partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamayla netlik kazanmış; bedelli askerlikte yaş sınırının 28, “bedel”in ise 28 bin TL olduğu açıklanmıştı. Yapılan bu açıklamanın ardından sosyal medya üzerinden #NeBirSaniyeNeBirKuruş kampanyası başlatan Vicdani Ret Derneği, konuya ilişkin bir açıklamada bulundu.
“18 bin TL öde, kurtul diyen iktidar, parası olana “bedelli hizmeti”ni sunarken; parası olmayana da banka kredilerini sunuyor. Zorunlu askerlik hizmeti adı altında 20 yaşına gelmiş her erkeğin yaşamını gasp eden devlet şimdi “bedelliden yararlanmak isteyen ama parası olmayanlar”ı da 36 ay taksitli kredileriyle gasp etmeye hazırlanıyor” şeklinde açıklama yapan VR-DER, “kaçak” olarak adlandırılanların sayısının 1 milyona yaklaştığını belirtirken, çıkartılan bedelli yasasının devlet için yeni bir kazanç kapısına dönüştüğünü belirtti.
Yapılan açıklamada bedelli askerliğin aynı zamanda vicdani redde bir “alternatif” olarak sunulmak istendiğini belirten VR-DER, “Yapmak istemiyorsanız, parasını ödeyin kurtulun diyen iktidara inat, orduya ne bir saniye hizmet etmeyi ne de bir kuruş ödemeyi reddetmeyi sürdürüyoruz” diyerek, bedelli soygununa karşı herkesi vicdani ret açıklamaya çağırdı.
Vicdani Ret Derneği’nin Bedelli Askerlik Yasası’na İlişkin Açıklaması Askerlik, yaşadığımız coğrafyada halen zorunlu bir hizmet olarak dayatılırken; hükümet, getirdiği bedelli uygulamasıyla, bu angarya hizmeti reddedenlerin sayısını 534 bine düşürmeyi öngörüyor. Vicdani, politik ve dini sebeplerle zorunlu askerlik hizmetini reddedenlerin, vicdani retlerini açıklayanların sayısı gün be gün artıyorken, devlet, çıkarttığı bedelli yasasıyla, yaşamını gasp edemediği “asker kaçakları”na, “ya canını ya paranı” dercesine saldırmaya devam ediyor. Ölmeyi ve öldürmeyi reddettiği, askere gitmediği için “kaçak” olarak adlandırılanların sayısı neredeyse 1 milyona yaklaşmışken, çıkan bedelli yasası devlet için yeni bir kazanç kapısına dönüşüyor. Vicdani Ret Derneği
“18 bin TL öde, kurtul” diyen iktidar parası olana “bedelli hizmeti”ni sunarken; parası olmayana da banka kredilerini sunuyor. Zorunlu askerlik hizmeti adı altında 20 yaşına gelmiş her erkeğin yaşamını gasp eden devlet şimdi “bedelliden yararlanmak isteyen ama parası olmayanlar”ı da 36 ay taksitli kredileriyle gasp etmeye hazırlanıyor. Bugüne değin, ölmeyi ve öldürmeyi reddedenleri “kaçak” ilan ederek sivil ölüme mahkûm eden iktidar, bedellisiyle binlerce genci bankalara borçlu ilan etmeye hazırlanıyor.
Bizler, ölmeyi ve öldürmeyi reddeden vicdani retçiler, çıkartılan bedelli yasasının “vicdani redde bir alternatif” olarak sunulmak istendiğinin farkındayız. “Yapmak istemiyorsanız, parasını ödeyin kurtulun” diyen iktidara inat, orduya ne bir saniye hizmet etmeyi ne de bir kuruş ödemeyi reddetmeyi sürdürüyoruz.
Devletin zorunlu askerlik hizmetiyle, banka kredisiyle gasp etmeye niyetlendiği yaşamlarımız için direnmeye, reddetmeye devam ediyoruz.
Ölmeye, öldürmeye, zorunlu askerlik hizmetini öğrenmeye ne bir saniye ne de bir kuruş!
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 23. sayısında yayımlanmıştır.
The post Orduya Ne Bir Saniye Ne Bir Kuruş appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Bedel-i Nakdi’den Bugüne Zengin Muaf Oldu, Yoksul Asker – Davut Erkan appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Bedelli tartışmaları süredursun, başlayacak uygulamaya göre, 1 Ocak 2015 tarihinde 28 yaşından gün almış erkekler, 18 bin lira ödeyerek askerlik yapmış sayılacaklar. Yani artık parası olan askerliğini yapmış sayılacak; olmayansa 12 ay askerlik yaparak ölme ve öldürme eğitimine tabi tutulacak, belki de çoğu zaman ölecek.
Osmanlı’da Bedelli
Osmanlı’da 1843 yılında uygulanmaya başlanan zorunlu askerlik hizmeti ile ihtiyaç duyulan askerler “kura sistemiyle seçilerek” askere alınıyordu. 26 yaşına kadar her sene bu kuraya dâhil edilenler, kura isabet ettiğinde 5 yıl askerlik yapıyordu.
Zorunlu askerlik hizmeti bu şekilde sürerken, 1846 yılında zenginler için bir ayrıcalık uygulanmaya başlandı. Uygulamayla birlikte kura isabet eden kişi eğer “bağ, bahçe, tarla, ev ve çift levazımatını satmadan bedel ödeyebilecek kadar zengin” ise, kendisi yerine başka birini askere gönderebilecekti. Bedel-i şahsi olarak adlandırılan bu uygulamayla “yerine ölebilecek bir yoksul” bulabilen her zengin, “bedel”ini ödeyerek zorunlu askerlikten muaf olacaktı.
Askere “gidenin gelmediği” bir dönemde “bedelini ödeyerek” bile askerlik yaptıracak birilerini bulmak zorlaşınca, zenginler için yeni bir ayrıcalık daha getirildi; 1870 yılında, bedel-i nakdi uygulamasıyla “yerine ölecek kimseyi bulamayan zenginler”, bu kez de devlete 15 bin kuruş ödeyerek askerlikten muaf edilmeye başlandı.
1886’da bedel-i şahsi sistemi kaldırıldı, bunun yerine 50 Osmanlı altını (50 lira) ödeyenlerin sadece 5 ay askeri eğitim alarak askerlikten muafiyeti sağlandı; 1911’de 50 lira bedel fazla görülerek 30 liraya indirildi ve bu durum 1916 yılına kadar devam etti.
Aynı yıllarda zengin “ölmekten” muaf tutulurken, gidenin gelmediği Yemen Savaşı, “zenginimiz bedel verir, askerimiz fakirdendir” türküsünü yazdırmıştı.
Bedel-i Nakdi’den Bugüne; Zengin “Muaf” Oldu, Yoksul “Asker”
Osmanlı’nın arından TC’nin kuruluşundan bugüne ise, 1987, 1992, 1999 (Marmara Depremi sonrası) ve 2011 yıllarında bedelli askerlik uygulaması ile belirli bir miktar parayı ödeyebilen zenginler askerlikten muaf tutulmaya devam etti. Bugünlerde ise Davutoğlu’nun yaptığı açıklamaların ardından yeniden konuşulan bedelli uygulamasıyla, “vatandaşlık ödevi” denilen zorunlu askerlik angaryası, yalnızca yoksullara ödev oluyor.
Bugüne kadar parası ve “bağlantısı” olanları kimi zaman “turistik” yerlerde asker eden, kimi zaman da onlara çürük raporu vererek zengini “ölmekten muaf” eden iktidar; bugünse 18 bini ödeyecek olanı muaf etmeye hazırlanıyor. Yoksula ölmekten kurtulmanın yolunu “taksitle ödenecek banka kredileri” olarak sunan devlet, çıkardığı “bedelli”yle yine yoksulu öldürmeye hazırlanıyor.
Hiçbir zaman zenginlerin evine gönderilmeyen “bayrağa sarılı şehit tabutları”, “kaza, şakalaşma, intihar”la yaşamını yitirdi denilen cenazeler yine yoksulların semtlerine, mahallelerine gönderilmeye hazırlanıyor. Bedel-i nakdi’den bugüne; zengini ödediği paralarla “ölmekten, öldürmekten muaf eden” devlet, yoksulu “ölmeye mahkûm asker” ilan ediyor.
Davut Erkan
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 23. sayısında yayımlanmıştır.
The post Bedel-i Nakdi’den Bugüne Zengin Muaf Oldu, Yoksul Asker – Davut Erkan appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post ” ‘Zorunlu Askerliğin’ Hükmü Kalmamıştır!” – Halil Savda appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Peki, gerçekten kişilerin zorla elleri kelepçelenerek kışlaya götürülmeleri mümkün mü, anayasa bakımından zorunlu askerlik durumu nedir?
TC Anayasası ve Zorunlu Askerlik
TC Anayasası’nın 72. maddesindeki “Vatan hizmeti, her Türk’ün hakkı ve ödevidir” şeklindeki hüküm Askerlik Kanunu’nun 1. maddesinde “Türkiye Cumhuriyeti tebaası olan her erkek, işbu kanun mucibince askerlik yapmağa mecburdur” şeklindeki düzenlenmiştir.
Anayasa vatan hizmetini zorunlu kılmakla birlikte, kanunla bu hizmetin sadece askerlikten ibaret sayılması anayasaya da aykırı bir durumdur. Dolayısıyla 1927 yılından bu yana, devlet ve ordu anayasal suç işliyorlar.
Bütün bu değerlendirmelerden şunu söylemek mümkün: Zorunlu askerlik uygulaması bir angaryadır ve sürdürülmesinin imkanı kalmamıştır.
Şu soru önemli; kişi zorla askere götürülebilir mi? İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin askerliğe dair verdiği gerekçeli bir karardaki ifadeler zorunlu askerlik durumunun geldiği hali iyi anlatıyor. Karar özetle “Zorunlu askerliğin angarya ve kölelikten beter, ekonomiye zarar veriyor, uygulama katı ve dünya örneklerinden geri” diyor.
İran, Mısır ve Türkiye’de askerler izinleri dışında tüm mesai saatleri ve geceleri dahi kışlada geçiriyorlar. Bu ülkelerde askere alınan kişiler, toplumdan yalıtılmış bir şekilde yaşıyorlar. Çin ve İsrail’de devlet vatani yükümlülüğü olan kişiler arasında seçim yapıyor. Meksika’da yükümlülüğü olan kişiler sadece hafta sonları bir gece kışlada kalıyorlar. İsviçre’de ise askerlik yükümlülüğü 260 gün ve yılda 3’er haftalık eğitimler ile yapılıyor. Diğer Avrupa ülkelerinin neredeyse tümünde zorunlu askerlik uygulaması yok. Türkiye benzeri modellerin türü tükenmiş durumda ve bu model demode bir durumu teşkil etmekte.
22 Mayıs 2012 tarihli, 6138 sayılı kanuna göre asker kaçaklığı ve bakaya olanlar zorla elleri kelepçelenerek askeri kışlaya alınamazlar. Bu kanuna göre suç işlendiğinde ancak Kabahatler Kanunu’na göre işlem yapılabilinir ve ilk kez işlendiğinde idari para cezası uygulanabilir. İkinci kez aynı fiil işlendiğinde ise bu kez suç olarak kabul edileceği ve kişi hakkında ceza soruşturması açılacağı belirtiliyor. Önemle vurgulamam lazım ki, ilgili kanun kişinin yakalanıp kelepçelenerek askere alınmasına imkan vermiyor.
Kimse askeri birliğe teslim olmadıkça asker sayılamaz. Dolayısı ile bu kişiler askeri mahkemede yargılanamazlar ve elleri kelepçelenerek hiç kimse kışlaya götürülemez.
Başbakan buyurduktan hemen sonra bakaya ve kaçaklar GBT’ye işlendi. Milli Savunma Bakanlığı (MSB) ile İçişleri Bakanlığı arasında bir protokol imzalandı ve bir genelge yayımlandı. Ve kaçaklar avı başlatılmış durumda. Neredeyse ülkenin her yerinde asker kaçakları yakalanıp, askerlik şubelerine götürülüyor.
Bu protokol TC anayasasına, mevcut yasal düzenlemeye ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırıdır. Dolayısıyla bu protokolün uygulanma şansı yoktur.
Milli Savunma Bakanlığı’nın mevcut kanuna göre yapabileceği tek şey idari para cezası uygulamak ve savcılıkları ceza soruşturması için harekete geçirmektir.
Ne kimseyi kelepçeleyip askerlik şubesine götürme yetkileri vardır ne de böyle bir durum mümkündür.
Asker kaçağı olması nedeniyle Kabahatler Kanunu kapsamında idari para cezası verilen kişiler Sulh Ceza Mahkemesi’ne itiraz ederek cezanın iptalini isteyebilir. Ceza iptal edilmezse, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurulabilir. Bu başvuruda devletin mahkûm olacağı ise kesindir. Bu durumda kişi ödediği para cezasının en az on mislini geri alacaktır; yani para kazanmanın zor olduğu bu dönemde iyi bir gelir elde edilebilir. Sizler her gün yeni bir GBT’ye girip yakalanarak iyi para kazanabilirsiniz. Yani artık “suç” işleyerek, yeni bir para kaynağı elde edebilirsiniz.
Vicdani Ret Derneği Eş Başkanları Merve Arkun ve Oğuz Sönmez kişilerin zorla askere götürülmeleri hakkında yaptıkları basın açıklamasında şunu söylediler: “Böylesi bir uygulamaya geçilmesi halinde ‘asker kaçaklarının’ yanında olacağımızı ve her türlü desteği vereceğimizi belirtiyor, bu durumu protesto için tüm ‘asker kaçaklarını‘ vicdani retlerini açıklamaya çağırıyoruz”.
Mevcut uygulama yaşama hakkını ve özgürlüklerin tümünü gasp ediyor.
Angarya olan, yaşama hakkını ve özgürlükleri yok eden askeri kışlaya gitmeyin bitsin!
Kaçmayan, saklanmayan angarya içinde olmayacağını açık söyleyen vicdani retçiler her zaman şunu söylediler: “Ölmeyeceğiz, Öldürmeyeceğiz, Kimsenin Askeri Olmayacağız.”
Askeri kuruma ne tek kuruş verin ne de tek saniye; reddedin gitsin!
Halil Savda
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 15. sayısında yayımlanmıştır.
The post ” ‘Zorunlu Askerliğin’ Hükmü Kalmamıştır!” – Halil Savda appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>