BM – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Thu, 28 Jan 2021 06:31:16 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 BM: 60’ı Çocuk 200’den Fazla Mültecinin Ölümünden İtalya Sorumlu https://meydan1.org/2021/01/28/bm-60i-cocuk-200den-fazla-multecinin-olumunden-italya-sorumlu/ https://meydan1.org/2021/01/28/bm-60i-cocuk-200den-fazla-multecinin-olumunden-italya-sorumlu/#respond Thu, 28 Jan 2021 06:31:14 +0000 https://meydan1.org/?p=69469 Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi, yedi yıl önce Akdeniz’de 200’den fazla mültecinin ölümünden İtalya’nın sorumlu olduğuna karar verdi. Birleşmiş Milletler’in (BM) insan hakları uzmanları, yedi yıl önce Akdeniz’de batan botta 200’den fazla mültecinin yaşamını yitirmesinden İtalya’nın sorumlu olduğuna kanaat getirdi. İnsan Hakları Komitesi, Çarşamba günü açıkladığı kararında, İtalya’nın 200’den fazla mültecinin “yaşama hakkını” korumakta başarısız […]

The post BM: 60’ı Çocuk 200’den Fazla Mültecinin Ölümünden İtalya Sorumlu appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi, yedi yıl önce Akdeniz’de 200’den fazla mültecinin ölümünden İtalya’nın sorumlu olduğuna karar verdi.

Birleşmiş Milletler’in (BM) insan hakları uzmanları, yedi yıl önce Akdeniz’de batan botta 200’den fazla mültecinin yaşamını yitirmesinden İtalya’nın sorumlu olduğuna kanaat getirdi.

İnsan Hakları Komitesi, Çarşamba günü açıkladığı kararında, İtalya’nın 200’den fazla mültecinin “yaşama hakkını” korumakta başarısız olduğunu belirtti.

DW Türkçe’de yer alan habere göre 18 uzmandan oluşan komite, İtalya makamlarına, çok gecikmeden bağımsız bir soruşturma başlatma ve sorumluları yargılama çağrısında bulundu.

10 Ekim 2013’te Libya’dan denize açılan gemide, çoğunluğu Suriyeli yaklaşık 400 kişi bulunuyordu.

Komisyon kararına göre, İtalya, mültecileri taşıyan geminin İtalya’nın Lampedusa adasının 113 kilometre güneyinde, uluslararası sularda Berberi bayrağı taşıyan bir gemi tarafından vurulmasının ardından gelen ‘imdat’ çağrılarına “hemen yanıt vermedi”.

Uzmanlara göre, İtalya makamları ‘imdat’ çağrılarını 218 kilometre uzaklıktaki Malta’ya aktardı.

Malta’nın devriye botu bölgeye ulaştığında ise mültecileri taşıyan bot alabora olmuş ve 60’ı çocuk 200’den fazla kişi yaşamını yitirmişti.

Komisyon üyesi Helene Tigroudja, mültecileri taşıyan botun Malta’nın arama kurtarma bölgesinde yer alan uluslararası sularda olması nedeniyle olayın “karmaşık bir vaka” olduğunu söyledi.

Tigroudja, “Eğer İtalya makamları, imdat çağrılarının ardından bölgeye hemen bir donanma gemisi ve sahil güvenlik botlarını yönlendirmiş olsaydı, bot batmadan iki saat önce oraya ulaşmış olurlardı” diye konuştu.

The post BM: 60’ı Çocuk 200’den Fazla Mültecinin Ölümünden İtalya Sorumlu appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2021/01/28/bm-60i-cocuk-200den-fazla-multecinin-olumunden-italya-sorumlu/feed/ 0
Ödüllendirilen Açlık https://meydan1.org/2020/11/16/odullendirilen-aclik/ https://meydan1.org/2020/11/16/odullendirilen-aclik/#respond Mon, 16 Nov 2020 14:26:30 +0000 https://meydan.org/?p=66580 World Food Programme (WFP) olarak bilinen Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Gıda Programı, yürüttüğü projeler dolayısıyla geçtiğimiz günlerde Nobel Barış Ödülü’ne layık görüldü. Böylelikle BM bu ödülü 12. kez almış oldu. Nobel Vakfı’nın ödüle layık gördüğü ve esasında tamamen çözümsüzlükler üzerine kurulu ilişkilerle yürütülen programa, Dünya Gıda Programı’na farklı bir perspektiften bakalım. Kuruluşu ve Amacı Program, […]

The post Ödüllendirilen Açlık appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
World Food Programme (WFP) olarak bilinen Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Gıda Programı, yürüttüğü projeler dolayısıyla geçtiğimiz günlerde Nobel Barış Ödülü’ne layık görüldü. Böylelikle BM bu ödülü 12. kez almış oldu. Nobel Vakfı’nın ödüle layık gördüğü ve esasında tamamen çözümsüzlükler üzerine kurulu ilişkilerle yürütülen programa, Dünya Gıda Programı’na farklı bir perspektiften bakalım.

Kuruluşu ve Amacı

Program, Birleşmiş Milletler’in 1960 yılında Gıda ve Tarım Örgütü Konferansı’ndan sonra ABD’deki Food For Peace (Barış İçin Gıda) programının direktörü George McGovern’ın önerisiyle, “doğal afetler, savaşlar gibi nedenlerle yaşanacak acil ve insani gıda ihtiyaçlarını gidermek” amacıyla 1961 yılında Roma’da kurulmuştur. İlk faaliyetini 1963 yılında gerçekleştirmesinden sonra 1965 yılında kalıcı olarak çalışmaya başlamıştır. Dünya üzerindeki açlığı sıfıra indirmeyi amaçladığı söylenen programın 2018 yılı için açıkladığı raporda belirtilen en büyük finansörlerinden ikisinin dünya üzerindeki açlığı yaratan başlıca güçlerden ABD ve AB olduğu bilinmektedir.

Sorunlu Ortaklıklar

2001’den günümüze değin ABD’nin Afganistan’a, 2003’te Birleşik Krallık ile birlikte Irak’a saldırmasının ardından yıllar sonra dönemin Ulusal Güvenlik Danışmanlığı’nı yürüten Condoleezza Rice, her iki saldırının da bu ülkelere demokrasi götürme amaçlı yapılmadığını açıklamıştı. Saldırının hemen ardından WFP Irak’a insani yardımları TC üzerinden ulaştırmıştı. Aynı dönemde WFP ile pazarlığa oturan TC, 1998’de kapatılan temsilciliği 2003 yılında tekrar faaliyete sokmuştu ve 31 Aralık 2004’te insani yardımın son bulmasıyla temsilcilik işlevini yitirmişti. WFP’nin 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi’nde Irak’ın önemli ilerleme kaydetme potansiyeline sahip olduğunu belirtmesinin yanında, nüfusunun yarısından fazlasının yoksulluk sınırında yaşadığı satırları da yer almaktadır. WFP’nin de Irak’ta yaşanan savaş kaynaklı yoksulluğu, bu yoksulluğa sebep olanların sağladığı fonlarla kapatmaya çalıştığı gözlemlenmektedir.

WFP’nin bir başka sorunlu ortaklaşması ise Türkiyeli şirketlerle gerçekleşmektedir: Eczacıbaşı ve Limak Holding. Bu şirketlerin yanı sıra Gates Vakfı’nın da yer aldığı Sosyal Kalkınma Amaçları Etki Hızlandırıcı Programı çerçevesinde geçtiğimiz yıl 6-8 Temmuz’da İstanbul’da gerçekleştirilmiş olan bir etkinlikte “Hedef, yerlerinden edilmiş kişilere yardım etmek, dezavantajlı kitlelere destek vermeye odaklanıyoruz; mültecilerin potansiyeline inanmalı ve yatırım yapmalıyız.” gibi söylemler ön plana çıkmıştı. Başta Suriye’ye yönelik olmak üzere dahil olduğu savaşlar sebebiyle insanların yerlerinden edilmesinde rol alan TC’nin kendisine yakın olan bu şirketler vasıtasıyla göçmenlerin yaşadığı sorunların giderilmesine yönelik programa dahil olmaya çalışması, devletlerin ve BM’nin çokça yaşadığı türden çelişkilere bir başka örnek olmuştur.

Ayrıca daha sorunlu bir başka WFP ilişkisi BM’nin benzeri programlarının da daimi finansörü olan Bill ve Melinda Gates Vakfı ile kurulmuş olandır. Gates Vakfı’nın çeşitli kapitalistlerin de desteğiyle GDO’lu tohumları yaydığı ve bunu biyoteknoloji adıyla maskelemeye çalıştığı bilindiği halde Dünya Gıda Programı’yla tekrar bir etkinlikte buluşması dikkat çekicidir.

Yeşil Devrim ve Gates Vakfı

Yeşil Devrim, 1960 yılından sonra geleneksel tarım yöntemlerini sönümlendirip genetiği değiştirilmiş tohumları ve bu tohumlardan elde edilecek üretimi destekleyen bir süreçtir. Elde edilecek üretimler hususunda ise geleneksel tarıma oranla daha çok gübre ve suya ihtiyaç duyulmaktadır. İhtiyaç duyulan suyun ekim için kullanılmasından kaynaklı olarak içilebilir su kıtlıklarının yaşandığı ve bununla birlikte yerel üretimin Yeşil Devrim sürecinde yok olduğu veya derin hasarlar aldığı bilinmektedir. Bu süreç ekilebilir alanın arttırılmak istenmesiyle birlikte var olan ormanların yok edilmesiyle sonuçlanmıştır. Geleneksel tarım yöntemleri suyun daha verimli kullanılmasına ve yer altı varlıklarının kendini dengelemesine olanak tanırken yeni sistem ihtiyaçlarının karşılanması adına var olan yer altı ve yer üstü varlıklarının sonuna kadar sömürülmesi gerekliliğine dayanmaktadır. Dolayısıyla Yeşil Devrim ile birlikte su kıtlığının daha fazlalaşmış olduğunu söylemek mümkün.

Bill ve Melinda Gates Vakfı’nın bahsi geçen Yeşil Devrim’in neresinde yer aldığına gelecek olursak Bill Gates’in bahsi geçen ilişkiler ağında bilindiği kadarıyla fon sağlayıcı konumda olduğu görülmektedir. Zira bu bağlantıyı kendisi de yalanlamamış, hatta genetiği değiştirilmiş tohum ve bitkilerin iklim değişikliklerini telafi ettiğini öne sürmüştür. Fakat Yeşil Devrim ile birlikte öne çıkan bu tohumların kullanılması Hindistan ve Meksika gibi ülkelerde kuraklığı arttırmışken Gates Vakfı’nın aynı yöntemleri kullanmayı düşünerek dahil olduğu AGRA’nın (Growing Africa’s Agriculture) farklı bir sonuç vermesi düşünülemez.

Çözümsüzlük

WFP’nin insani yardım adı altında gündem ettiği gıdaya erişim konusu, yazıya başlamamızdaki en önemli nedenlerden biriydi. Peki WFP gıdaya nasıl erişmektedir? WFP’nin dağıttığı gıdaya erişimi BM’nin açtığı ihaleleri gerekli kuruluşlarla ilişkilendirmesiyle başlayıp kabul edilen ihracatçı firma veya kuruluştan istenilen gereksinimlerin temin edilmesiyle son bulan bir süreçtir.

BM bu ihalelerde çocuk işçi çalıştırmama, silah kaçakçılığı yapmama gibi belirli kriterleri gözettiğini belirtmektedir. Fakat konu kendisine fon sağlamak olduğunda bu kriterleri gözetmemesi BM’nin temel çelişkisini ortaya koymaktadır. Bu çelişki yerkürenin farklı coğrafyalarında ortaya çıkan toplumsal, ekonomik, ekolojik ve siyasi sorunların yaratılmasındaki payının büyüklüğü ile ilişkilidir.

BM böylesi öncelikleri her yerde gözetmeyerek halihazırda çözümü sağlayamayacağını itiraf da etmiş olmaktadır. Açlığı yaratan ve savaşları başlatanlardan yine açlığı dindirmesini ve savaşları bitirmesini beklememek gerektiği bir kez daha ortaya çıkmıştır. Nobel Vakfı’nın da açlığın, yoksulluğun, savaşın çözümündeki katkıları sebebiyle verdiğini iddia ettiği ödül esasında sorunun kendisine; açlığa, yoksulluğa, savaşa verilmektedir. Açlık ödüllendirilmektedir.

Sergen Saka

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 54. sayısında yayımlanmıştır.

The post Ödüllendirilen Açlık appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/11/16/odullendirilen-aclik/feed/ 0
BM, Hacze Çıkmaya Hazırlanıyor: 7 Devlet Aidatını Ödemedi https://meydan1.org/2020/01/11/bm-hacze-cikmaya-hazirlaniyor-7-devlet-aidatini-odemedi/ https://meydan1.org/2020/01/11/bm-hacze-cikmaya-hazirlaniyor-7-devlet-aidatini-odemedi/#respond Sat, 11 Jan 2020 13:39:04 +0000 https://meydan.org/?p=53210 Birleşmiş Milletler (BM) üyesi 7 devlet, BM’ye katılım aidatlarını ödeyemedikleri için 193 üyeli Genel Kurul’un oturumlarında oy kullanamayacak. Aidatlarını ödemeyen devletler Venezuela, Lübnan, Yemen, Gambia, Tonga, Orta Afrika Cumhuriyeti ile Lesotho. Somali, Komorlar ile Sao Tome ve Principe Demokratik Cumhuriyeti de borçlular listesinde yer alıyor ancak bu devletlerin henüz genel kurula katılımları kısıtlanmadı.

The post BM, Hacze Çıkmaya Hazırlanıyor: 7 Devlet Aidatını Ödemedi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Birleşmiş Milletler (BM) üyesi 7 devlet, BM’ye katılım aidatlarını ödeyemedikleri için 193 üyeli Genel Kurul’un oturumlarında oy kullanamayacak.

Aidatlarını ödemeyen devletler Venezuela, Lübnan, Yemen, Gambia, Tonga, Orta Afrika Cumhuriyeti ile Lesotho.

Somali, Komorlar ile Sao Tome ve Principe Demokratik Cumhuriyeti de borçlular listesinde yer alıyor ancak bu devletlerin henüz genel kurula katılımları kısıtlanmadı.

The post BM, Hacze Çıkmaya Hazırlanıyor: 7 Devlet Aidatını Ödemedi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/01/11/bm-hacze-cikmaya-hazirlaniyor-7-devlet-aidatini-odemedi/feed/ 0
Devletlerin IŞİD Bakiyesi – Emrah Tekin https://meydan1.org/2019/04/16/devletlerin-isid-bakiyesi-emrah-tekin/ https://meydan1.org/2019/04/16/devletlerin-isid-bakiyesi-emrah-tekin/#respond Tue, 16 Apr 2019 10:02:29 +0000 https://test.meydan.org/2019/04/16/devletlerin-isid-bakiyesi-emrah-tekin/ Irak ve Suriye’yi birbirinden ayıran sınır kapısını 2014 Haziranı’nda ele geçiren IŞİD, bu olaya ilişkin yayınladığı videoda dünyaya şöyle meydan okuyordu: “Sykes-Picot Antlaşması burada yırtılmıştır.” Yaklaşık 100 yıl önce devletlerin Ortadoğu’daki haritaları kendi iktisadi ve politik çıkarları çerçevesinde belirlediği Sykes-Picot’yu kendi yöntemleriyle hükümsüz kılan IŞİD, sonraki 4 yılı aşkın süreçte gerçekleştirdiği katliamlarla bu meydan okumaya […]

The post Devletlerin IŞİD Bakiyesi – Emrah Tekin appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Irak ve Suriye’yi birbirinden ayıran sınır kapısını 2014 Haziranı’nda ele geçiren IŞİD, bu olaya ilişkin yayınladığı videoda dünyaya şöyle meydan okuyordu: “Sykes-Picot Antlaşması burada yırtılmıştır.” Yaklaşık 100 yıl önce devletlerin Ortadoğu’daki haritaları kendi iktisadi ve politik çıkarları çerçevesinde belirlediği Sykes-Picot’yu kendi yöntemleriyle hükümsüz kılan IŞİD, sonraki 4 yılı aşkın süreçte gerçekleştirdiği katliamlarla bu meydan okumaya paralel biçimde dünyaya korku salacaktı. Hilafet ilan ettiği Irak ve Suriye’de, Belçika büyüklüğünde bir toprak parçasına hükmeden, dahası bu bölgelerde, petrol gelirleri başta olmak üzere kendi ekonomisi, yargı sistemi, 8 milyonluk nüfusa ulaşan sosyal yapısı, hatta diplomasisi olan ve tüm bu özellikleri nedeniyle BM’de temsil edilmek dışında bir devlete dair tüm özelliklere sahip olan ve zamanla İslam Devleti (İD) olarak ismini değiştiren IŞİD, 2014 yılı ortalarından itibaren ABD’nin öncülüğündeki koalisyonun hedefindeydi.

Bugünlerde Suriye’nin küçük bir kasabası olan Bağuz’a sıkışan ve gelen bilgilere göre “son kalıntılarının” buradan da çıkarıldığı söylenen IŞİD’in gelecekteki askeri ve siyasi varlığına dair tartışmalar ve soru işaretleri ise geçerliliğini koruyor. Hilafet ilan ettiği topraklardaki hakimiyetinin sona ermesi nedeniyle “bitti” denilen IŞİD, Ortadoğu’da halen canlılığını koruyan mezhepsel kırmızı çizgiler nedeniyle -belki de farklı adlarla- geri dönebilir mi? Mensuplarının, “hilafetin” gücünün doruğunda olduğu dönemde sloganlaştırdıkları gibi “devlet” (İD) “baki” kalacak mı?

ABD’nin 2003’te Irak işgali sonrası bölgede harekete geçen mezhepçi fay hatlarının bir sonucu olarak ortaya çıkan cihatçı terör çetelerinden biri olan IŞİD’in kuruluşu 2004’te Irak el Kaidesi adını alan Tevhid ve Cihat Cemaati adlı örgüte dayanıyor. Bu örgütün kurucuları arasındaki Ürdünlü cihatçı Ebu Musab ez Zerkavi’nin önceki yıllarda Afganistan’daki SSCB işgaline karşı ABD destekli cihatçı çetelerin safında savaşması, IŞİD ve benzeri örgütlerin, devletlerin “birtakım” politikaları sonucu üretildiği gerçeğini gösteriyor. Bu bağlamda, bölgede cihatçı çetelerin “can suyu” bulmasında tarihsel olarak SSCB ve ABD’nin Afganistan ile Irak’ı işgallerinin belirleyici dönüm noktaları olduğunun altı çizilmeli. Aynı şekilde, selefi cihatçı çeteleri harekete geçiren bir başka dinamik ise Şiilik-Sünnilik ekseninde 600 yılı aşkındır devam eden iktidar çekişmesini daha üst boyuta taşıyan 1979’da İran’da Molla rejiminin iktidara gelmesiydi. Ortadoğu’da devletlerin dahil olduğu tüm bu denklemlerin, aradan geçen on yıllara rağmen üç aşağı beş yukarı güncelliğini koruduğunu belirtmek gerek.

Geldiğimiz noktada bir başka ve asıl büyük problem ise direndiği son bölge olan Bağuz’dan çıkarılan IŞİD’in bir dönem onbinlerle ifade edilen üyesinin, nereye gittiği ya da gideceğidir.

Küresel cihat ideolojisini benimsemiş bir örgütün varlığının sonlanmasına dair baştan beri yapılan alan hakimiyetinin bitirilmesi yaklaşımı, bu bağlamda IŞİD hakkındaki temel yanlışlardan birini oluşturuyor. Bu gerçeği görmek için IŞİD’in eski gücünden çok uzakta olduğu 2018’de tam 3670 saldırıyı üstlendiği verisi, açıklayıcı bir veridir. Bu saldırıların, IŞİD’in “küresel cihat” ideolojisini destekler nitelikte Irak ve Suriye dışında Mısır, Afganistan, Yemen, Filipinler gibi çok geniş bir coğrafyada gerçekleştiği belirtilmeli. 2018’deki bu rakamlarda yer alan Fransa, Belçika, Kanada ve Avustralya’daki “küçük çaplı” bıçaklı saldırılar, önceki yıllarda Manchester, Barcelona, Nice, Las Vegas gibi batı metropollerinde katliamlar gerçekleştiren IŞİD’in bu potansiyel ve motivasyonunun halen mevcut olduğunu gösteriyor.

11 Eylül 2001 İkiz Kuleler saldırıları sonrası dönemin ABD Başkanı George W. Bush “teröre karşı küresel savaş” adlı doktrinini açıklamıştı. Bundan sonra Irak’ı işgal eden ABD’nin, Ortadoğu politikalarındaki “şahin” başkanı, işgal sonrası 1 Mayıs 2003’te ABD Donanması’na bağlı USS Abraham Lincoln uçak gemisinde, arkasında “görev tamamlandı” pankartı dururken bir “zafer konuşması” yapacaktı. Ancak Bush’un tabiriyle “tamamlanan” görevin ne olduğunu anlamak için dünya, IŞİD ve benzerleri gibi birçok cihatçı çete ile “tanışmak” ve bu tanışmanın bedellerini ödemek zorunda kaldı. Aynı şekilde bugünlerde, sığındığı son nokta olan Bağuz’da, ABD tarafından IŞİD’e karşı ilan edilen “zafer” 2003’ten bugüne yaşananlar göz önünde bulundurulduğunda devletlerin benzer politikaları paralelinde tarihin tekerrür etme olasılığını barındırıyor. Daha da ötesinde ise bir başka olasılığın, IŞİD ve benzeri gibi cihatçı çetelerin kullanışlılığını her zaman değerlendiren kimi bölgesel devletlerin, alan hakimiyeti ortadan kalkan IŞİD’in, küresel cihada hazırlanan bakiyesini Ortadoğu’da bir süre daha “misafir etmeye” istekli olabileceği unutulmamalı.

Emrah Tekin

[email protected]

The post Devletlerin IŞİD Bakiyesi – Emrah Tekin appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2019/04/16/devletlerin-isid-bakiyesi-emrah-tekin/feed/ 0
BM Güvenlik Konseyi Suriye Saldırısı Hakkında Toplandı https://meydan1.org/2018/04/14/bm-guvenlik-konseyi-suriye-saldirisi-hakkinda-toplandi/ https://meydan1.org/2018/04/14/bm-guvenlik-konseyi-suriye-saldirisi-hakkinda-toplandi/#respond Sat, 14 Apr 2018 15:34:15 +0000 https://seninmedyan.org/?p=35436 Rusya, ABD’nin Suriye’ye gerçekleştirdiği füze saldırılarının ardından ABD ve müttefiklerinin ‘uluslararası hukuku ihlal ettiği’ gerekçesiyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni toplantıya çağırdı. Rusya konseye  ABD ve müttefiklerinin ‘kınanmasını’ isteyen karar tasarısı sundu. Rusya, tasarıda ayrıca Suriye’ye karşı saldırgan tavra derhal son verilmesi ve gerginliği artıracak her türlü eylemden kaçınılması çağrısında bulundu. BMGK, TSİ 18.00’de olağanüstü toplandı.

The post BM Güvenlik Konseyi Suriye Saldırısı Hakkında Toplandı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Rusya, ABD’nin Suriye’ye gerçekleştirdiği füze saldırılarının ardından ABD ve müttefiklerinin ‘uluslararası hukuku ihlal ettiği’ gerekçesiyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni toplantıya çağırdı.
Rusya konseye  ABD ve müttefiklerinin ‘kınanmasını’ isteyen karar tasarısı sundu.
Rusya, tasarıda ayrıca Suriye’ye karşı saldırgan tavra derhal son verilmesi ve gerginliği artıracak her türlü eylemden kaçınılması çağrısında bulundu.

BMGK, TSİ 18.00’de olağanüstü toplandı.

The post BM Güvenlik Konseyi Suriye Saldırısı Hakkında Toplandı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/04/14/bm-guvenlik-konseyi-suriye-saldirisi-hakkinda-toplandi/feed/ 0
Suriye’de Kadınlara ve Çocuklara BM Gözetiminde “İnsanı Yardım” İşkencesi https://meydan1.org/2018/02/27/suriyede-kadinlara-cocuklara-bm-gozetiminde-insani-yardim-iskencesi/ https://meydan1.org/2018/02/27/suriyede-kadinlara-cocuklara-bm-gozetiminde-insani-yardim-iskencesi/#respond Tue, 27 Feb 2018 12:01:34 +0000 https://seninmedyan.org/?p=30281 Suriye’de BM’ye bağlı kuruluşlar ve diğer sivil toplum kuruluşları adına insani yardım adı altında yardım taşıyan bazı kişilerin kadınlara ve çocuklara cinsel işkence yaptığı öğrenildi. Üç yıl önce de , benzer endişelere neden olan haberler nedeniyle uyarılar yapılmasına rağmen, özellikle Suriye’nin güney bölgelerinde bu tür olayların yaşanmaya devam ettiğini ortaya koyan bir rapor da yayınlandı. Bir yardım […]

The post Suriye’de Kadınlara ve Çocuklara BM Gözetiminde “İnsanı Yardım” İşkencesi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Suriye’de BM’ye bağlı kuruluşlar ve diğer sivil toplum kuruluşları adına insani yardım adı altında yardım taşıyan bazı kişilerin kadınlara ve çocuklara cinsel işkence yaptığı öğrenildi. Üç yıl önce de , benzer endişelere neden olan haberler nedeniyle uyarılar yapılmasına rağmen, özellikle Suriye’nin güney bölgelerinde bu tür olayların yaşanmaya devam ettiğini ortaya koyan bir rapor da yayınlandı. Bir yardım çalışanı ise birçok uluslararası kuruluşun yaşananlara göz yumduğunu belirterek, “Bu tehlikeli bölgelere yardım ulaştırmanın tek yolunun yerel kuruluşlarla birlikte çalışmak olduğunu düşünüyorlar” dedi. Yaşananlar 2015 yılında da gündeme gelmiş, bir yardım kuruluşu çalışanı olan Danielle Spencer, Ürdün’deki göçmen kamplarında kadınların insani yardım alabilmek için istismara ve tacize maruz kaldığını söylemişti.

 

Spencer, Suriye’nin güneyindeki Dera ve Kuneytra bölgelerinde yaşananlarla ilgili şunları söyledi:

“Yardımı dağıtmıyorlar, kadınlarla seks için kullanıyorlar. Bazı kadınlar bunu yaşamış. Hatırlıyorum bir keresinde bir kadın ağlayarak başından geçenleri anlatıyordu. Kadınlar ve kız çocukları hayatta kalmaları için gerekli olan gıda ve diğer temel yardım malzemelerini alırken korunmalı. Yaşamak isteyeceğiniz son şey size yardım getireceğine güvendiğiniz kişinin o yardım karşılığında cinsel ilişki istemesi. Cinsel şiddet o kadar yaygındı ki kadınlar yardım dağıtım noktalarına gidemez olmuşlardı. Toplum tarafından etiketlenmek istemiyorlardı. ‘Bir kadın gıda paketi aldıysa karşılığında mutlaka cinsel ilişkiye girmiştir’ algısı yerleşmişti”

Uluslararası Kurtarma Komitesi (IRC) Dera ve Kuneytra’da 190 kadın ve kız çocuğunun yardım kuruluşu çalışanları tarafından istismar edildiğini raporlamıştı. Birleşmiş Milletler’e, söz konusu kamplarda,konunun daha detaylı biçimde araştırması  teklif edilmiş, ancak bu teklif BM tarafından reddedilmişti.

Kaynak: BBC Türkçe

The post Suriye’de Kadınlara ve Çocuklara BM Gözetiminde “İnsanı Yardım” İşkencesi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/02/27/suriyede-kadinlara-cocuklara-bm-gozetiminde-insani-yardim-iskencesi/feed/ 0
Dünya 5’ten Büyüktür Derneği Kuruldu https://meydan1.org/2018/02/26/dunya-5ten-buyuktur-dernegi-kuruldu/ https://meydan1.org/2018/02/26/dunya-5ten-buyuktur-dernegi-kuruldu/#respond Mon, 26 Feb 2018 13:33:29 +0000 https://seninmedyan.org/?p=30129 Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu’nun (BMGK) 5 daimi üyesini (ABD,Rusya,Çin,Fransa,İngiltere) kast ederek, genellikle iç politikaya yönelik söylediği  ‘Dünya Beşten Büyüktür Derneği’ sözünde ilham alınarak, aynı adla bir dernek kuruldu. Derneğin Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Güler yaptığı açıklamada,  Dünya Beşten Büyüktür Derneği olarak amaçlarının, tüm dünyadaki mazlum ve mağdur halkların haklarını sivil toplum […]

The post Dünya 5’ten Büyüktür Derneği Kuruldu appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu’nun (BMGK) 5 daimi üyesini (ABD,Rusya,Çin,Fransa,İngiltere) kast ederek, genellikle iç politikaya yönelik söylediği  ‘Dünya Beşten Büyüktür Derneği’ sözünde ilham alınarak, aynı adla bir dernek kuruldu. Derneğin Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Güler yaptığı açıklamada,  Dünya Beşten Büyüktür Derneği olarak amaçlarının, tüm dünyadaki mazlum ve mağdur halkların haklarını sivil toplum düzeyinde savunmak, ancak “özellikle”  İslam coğrafyasındaki haksızlıkların, zulümlerin, yoksullukların ortadan kaldırılması ve BM nezdinde STK olarak girişimlerde bulunacaklarını söyledi.

Recep Tayyip Erdoğan söz konusu cümleyi, Birlemiş Milletler’in (BM) 5 daimi üyesinden herhangi birinin veto hakkını eleştirirken kullanıyor. 15 Üyeye sahip olan BMGK’nın daimi 5 üyesi dışındaki geçici on üyesinin herhangi bir veto hakkı bulunmuyor. Türkiye 2009-2010 yıllarında BMGK  geçici üyeliği yapmıştı. Bu dönemde Türkiye, BM’ye bağlı Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nda, nükleer silah ambargosu altında olan İran yanlsı tutumuyla eleştiriliyordu.

The post Dünya 5’ten Büyüktür Derneği Kuruldu appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/02/26/dunya-5ten-buyuktur-dernegi-kuruldu/feed/ 0
Kudüs Tasarısı ABD Tarafından Reddedildi https://meydan1.org/2017/12/18/kudus-tasarisi-abd-tarafindan-reddildi/ https://meydan1.org/2017/12/18/kudus-tasarisi-abd-tarafindan-reddildi/#respond Mon, 18 Dec 2017 18:57:27 +0000 https://seninmedyan.org/?p=23915 Mısır tarafından Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’ne sunulan ve ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs Provokasyonu kararı sonrası, kenti İsrail’in başkenti olarak tanımaktan vazgeçme çağrısı yapan karar tasarısı ABD  vetosuna takıldı. Konseyin diğer 14 üyesi ise tasarıya destek verdi. BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi veto yetkisine sahip. Bu üyelerden herhangi birinin veto etmesi halinde söz konusu bir […]

The post Kudüs Tasarısı ABD Tarafından Reddedildi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Mısır tarafından Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’ne sunulan ve ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs Provokasyonu kararı sonrası, kenti İsrail’in başkenti olarak tanımaktan vazgeçme çağrısı yapan karar tasarısı ABD  vetosuna takıldı. Konseyin diğer 14 üyesi ise tasarıya destek verdi. BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi veto yetkisine sahip. Bu üyelerden herhangi birinin veto etmesi halinde söz konusu bir karar yasarısı Konsey’den geçemiyor.

ABD’nin veto ettiği karar tasarısında  Kudüs’ün statüsü konusunda alınan herhangi bir kararın “hiçbir yasal etkisi olmadığı”, “geçersiz olduğu” ve “geri alınması gerektiği” belirtilerek, BM  üyesi devletlere elçiliklerini Kudüs’e taşımama çağrısı yapıyordu.

The post Kudüs Tasarısı ABD Tarafından Reddedildi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/12/18/kudus-tasarisi-abd-tarafindan-reddildi/feed/ 0
Yemen: Suudi Arabistan Havalimanına Saldırdı https://meydan1.org/2017/11/14/yemen-suudi-arabistan-havalimanina-saldirdi/ https://meydan1.org/2017/11/14/yemen-suudi-arabistan-havalimanina-saldirdi/#respond Tue, 14 Nov 2017 16:57:47 +0000 https://seninmedyan.org/?p=20588 Suudi Arabistan’ın Yemen üzerinde uyguladığı ambargo yaklaşık bir haftadır sürmekte. Suudi Arabistan kanadı, Birleşmiş Milletlerin ambargonun kıtlığa yol açabileceğini açıklamasından sonra hava ve deniz ambargolarını kaldıracağını açıklamıştı. Ancak bugün Yemen’de Husilerin kontrolündeki  San’a’da bulunan bir havalimanına, Suudi Arabistan tarafından bir hava saldırısı düzenlendi. Hava saldırıları sonucunda radyo navigasyon istasyonlarının yıkıldığı ve BM tarafından gönderilen gıda ve […]

The post Yemen: Suudi Arabistan Havalimanına Saldırdı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Suudi Arabistan’ın Yemen üzerinde uyguladığı ambargo yaklaşık bir haftadır sürmekte. Suudi Arabistan kanadı, Birleşmiş Milletlerin ambargonun kıtlığa yol açabileceğini açıklamasından sonra hava ve deniz ambargolarını kaldıracağını açıklamıştı.

Ancak bugün Yemen’de Husilerin kontrolündeki  San’a’da bulunan bir havalimanına, Suudi Arabistan tarafından bir hava saldırısı düzenlendi. Hava saldırıları sonucunda radyo navigasyon istasyonlarının yıkıldığı ve BM tarafından gönderilen gıda ve yaşamsal malzemelerin ulaşmasının engellendiği söyleniyor.

Suudi Arabistan’dan henüz bir açıklama gelmedi.

The post Yemen: Suudi Arabistan Havalimanına Saldırdı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/11/14/yemen-suudi-arabistan-havalimanina-saldirdi/feed/ 0
Birleşmiş Milletler Yemen İçin Kıtlık Alarmı Verdi https://meydan1.org/2017/11/09/birlesmis-milletler-yemen-icin-kitlik-alarmi-verdi/ https://meydan1.org/2017/11/09/birlesmis-milletler-yemen-icin-kitlik-alarmi-verdi/#respond Thu, 09 Nov 2017 08:08:50 +0000 https://seninmedyan.org/?p=20131 Birleşmiş Milletler İnsani İlişkiler ve Acil Yardım Koordinatörü Mark Lowcock ablukanın Yemen’de kıtlığa yol açabileceğini söyledi. Lowcock’un açıklamasına göre Yemen’e yapılan abluka topyekun kaldırılmazsa ülke, son yılların en büyük kıtlığıyla karşı karşıya gelebilir. ”Yaklaşık 7 milyon insan büyük bir kıtlık tehlikesi içinde”-BM Yemen yaşamsal ihtiyaçlarının %90’ını dış ülkelerden karşılıyor ve abluka bu yaşamsal ihtiyaçlara erişilmesini […]

The post Birleşmiş Milletler Yemen İçin Kıtlık Alarmı Verdi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Birleşmiş Milletler İnsani İlişkiler ve Acil Yardım Koordinatörü Mark Lowcock ablukanın Yemen’de kıtlığa yol açabileceğini söyledi.

Lowcock’un açıklamasına göre Yemen’e yapılan abluka topyekun kaldırılmazsa ülke, son yılların en büyük kıtlığıyla karşı karşıya gelebilir.
”Yaklaşık 7 milyon insan büyük bir kıtlık tehlikesi içinde”-BM
Yemen yaşamsal ihtiyaçlarının %90’ını dış ülkelerden karşılıyor ve abluka bu yaşamsal ihtiyaçlara erişilmesini büyük derecede etkiliyor.
Açıklamada, 3 yıllık gerilimin binlerce sivilin hayatını etkilediğinin de altı çizildi.

The post Birleşmiş Milletler Yemen İçin Kıtlık Alarmı Verdi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/11/09/birlesmis-milletler-yemen-icin-kitlik-alarmi-verdi/feed/ 0
“İşte Özgür Dünya” – Hüseyin Civan https://meydan1.org/2016/04/29/iste-ozgur-dunya-huseyin-civan/ https://meydan1.org/2016/04/29/iste-ozgur-dunya-huseyin-civan/#respond Fri, 29 Apr 2016 11:44:00 +0000 https://test.meydan.org/2016/04/29/iste-ozgur-dunya-huseyin-civan/ 2007 yapımı bir Ken Loach filmi… Film, Doğu Avrupa’dan İngiltere’ye giden göçmenlerin yaşadıklarını, tam da ters köşe bir perspektiften, göçmenleri kaçak olarak çalıştıran istihdam bürolarından birinden yola çıkarak anlatır. Göçmenleri kaçak bir şekilde çalıştırtan ajans sahibi Angie, göçmenleri merdiven altı işlerde çalıştıran patronlarla yaptığı anlaşmalarda “Mesaiye kalırlar, vardiyada çalışırlar, her saat çalışırlar, parayı sorun etmezler…” […]

The post “İşte Özgür Dünya” – Hüseyin Civan appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>


Meydan Gazetesi- İşte Özgür Dünya Hüseyin Civan
2007 yapımı bir Ken Loach filmi… Film, Doğu Avrupa’dan İngiltere’ye giden göçmenlerin yaşadıklarını, tam da ters köşe bir perspektiften, göçmenleri kaçak olarak çalıştıran istihdam bürolarından birinden yola çıkarak anlatır. Göçmenleri kaçak bir şekilde çalıştırtan ajans sahibi Angie, göçmenleri merdiven altı işlerde çalıştıran patronlarla yaptığı anlaşmalarda “Mesaiye kalırlar, vardiyada çalışırlar, her saat çalışırlar, parayı sorun etmezler…” vurgusu yaparak işyeri sahiplerinin kendi istihdam bürosu ile anlaşmasını sağlamak ister. Film Angie’nin yaşadıklarına yoğunlaşır gibi görünse de arka plandaki işleyiş, sert bir kapitalizm gerçeği olarak gözler önüne serilir.

Mart ayında Brüksel’de gerçekleşen TC-AB görüşmeleri sonrası kabul edilen bire bir değişim formülü ya da namı diğer Samsom Planı, ilk uygulamasını geçtiğimiz günlerde, Midilli’den Dikili’ye oradan da Kırklareli’ndeki geri gönderme merkezine gönderilen ilk göçmen kafileleri aracılığıyla fiiliyata kondu.

Masrafların AB tarafından karşılanması, AB’den plan karşılığında alınacak bilmem kaç milyar Euro olması ya da Avrupa’ya girişin artık vizesiz olması ihtimali, tabi ki savaştan bir oraya bir buraya kaçmak zorunda bırakılanlar için bir anlam ifade etmiyor.

Samsom Planı

Aslında planın devreye geçirilmesi “son derece insani bir kaygı” ile yapılıyor gibi gösterildi: Ege’de yaşanan ölümleri durdurmak. Plan, Hollanda’daki iktidarın koalisyon ortağı PvdA partisinin (İşçi Partisi) lideri Diederik Samsom tarafından hazırlandı. Partisinin “çevre meseleleri” sorumlusu olan Samsom, 2012’den bu yana partisinin başkanlığını yapıyor. Parti’nin “çevre meseleleri”ni emanet ettiği Samsom, Hollanda Greenpeace’indeki önemli statüsünden Echte Energy şirketine CEO olarak transferiyle vazgeçer. Sorun çözümüne sorun üretenlerden biriyle çözüm bulmak… Dahiyane bir fikir…

Bu “insani” sorumlulukla işlerliğe geçirilen plan, bunu birkaç ayakta gerçekleştirecek. Mesela plan aracılığıyla, iade edileceğini bilen göçmen, artık insan kaçakçılarına para vermeyecek! Tabi zaten gümrük noktalarında devlet yetkilileriyle anlaşmalı olarak gerçekleşen bu organizasyonun bu devletli kısmı şimdilik es geçilmiş görülüyor. Çünkü aynı geniş organizasyon, kimlerin iade edilip edilmeyeceği noktasında belirleyici olabilir. Yani kaçakçılar için değişen bir durum yok.

Proje ilk önerildiğinden bu yana, göçmen nakillerinin nasıl gerçekleştirileceği bilinmiyordu. Eğer göçmenlere iltica başvurusu hakkı tanımadan kitlesel bir sınır dışı etme eylemi gerçekleşirse, bu durum AB yasalarına aykırı olur. Bu nakillere aracılık eden özel sınır güvenlik firması Frontex yetkilileri, her seferinde iltica başvurusu olmadığına ilişkin yaptıkları açıklamalarla hepimizin yüreğine su serpiyor! Herhangi bir iltica başvurusunun olmaması en büyük yasal dayanak. Sınırın iki yakasında da yeteri kadar tercüman olmadığı için, öte yandan mevcut prosedüre ilişkin göçmenlere herhangi bir bilgilendirme yapılmadığı için iltica başvurusunun yapılmaması bir yana göçmenlerin önemli bir kısmının kimliği dahi tespit edilemiyor.

Göçmen İstihdam Büroları

Türkiye’deki Suriyeli göçmen sayısının 3 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor. Bire bir değişim planı ile bu sayının artacağı aşikar. Ana akım medyanın Suriyelilerin ne kadar güzel istihdam ettirildiğinin haberlerini yaptığı son aylarda, Türkiye’de bulunan Suriyelilerin sadece 7 binine çalışma izni verildiği, geri kalanlarının ise kayıt dışı olarak çalıştırıldığı istatistikleri ayan beyan ortada duruyor.

AB’nin kirli elleri olarak adlandırılan Frontex’in sınır güvenliğindeki hikayeler BM bünyesinde faaliyet gösteren birçok STK tarafından bile dillendirilmiş, ırkçılığa varan uygulamalar farklı çalışmaların konusu olmuştu. Frontex göçmenlerin bulunduğu botların batırılmasından, sınır geçişlerinde göçmenlerin ölümüyle sonuçlanan farklı vakalara hayli kabarık bir geçmişi olan bir şirket. Ellerini kirletmek istemeyen AB’nin kirli elleri… 

Sendikalar ve emek örgütlerinin son aylarda tartıştığı özel istihdam büroları aslında bir alt başlığı daha taşıyor. Taşeron sistemden daha kötü bir sisteme; kiralık işçi sistemine olanak verecek özel istihdam büroları, özellikle göçmenler için kurulmuş olan çalışma ajansları adı altında halihazırda yürürlükteydi. Ocak ayında, Bakanlar Kurulu’ndan “Suriyelilerin iş gücü piyasasına dahil olması” için çıkan bir dizi karar, bu ajansların işleyişini değiştirmeye şimdiden başladı.

Yaşadığımız coğrafyada göçmenlerin büyük bir çoğunluğu kayıt dışı bir şekilde istihdam ediliyor. Ucuz iş gücü olarak görülen göçmenler, asgari ücretinin yarısına bile çalıştırılmıyor. Kolaylıkla uzun saatler, izin olmadan, tüm haklardan mahrum bir şekilde, yani kısacası köle gibi çalıştırılan göçmenlerin her geçen gün artan sayısı, Göçmen İstihdam Büroları için büyük bir vurgun kapısı…

Hem de bu vurgun yakın bir zamanda devlet güvencesiyle işleyecek. Tabi ki bu güvence, kayıt dışı istihdamı bitirmeyecek, aksine 3 milyonu aşacak Suriyeli göçmenlerin daha ucuza, daha uzun saatler, daha kötü koşullarda çalışmasına neden olacak.

Farklı işletmeler, bu istihdam büroları aracılığı ile göçmen işçileri çalıştırmaya şimdiden başladı. Tabi Göçmen İstihdam Büroları da reklamlarına…

Patronlarla yapılacak yeni göçmen işçi pazarlıkları, göçmen amele pazarları, güvencesiz işler, esnek çalışma, yerli işçilerle yaşanacak sorunlar… Yakın zamanda hepimizi bekleyen yeni bir dünya; Ken Loach’un kapitalizmin kapitalistlere sunduğu dünyadan esinlenerek filmine koyduğu o ironik isim gibi, İşte Özgür Dünya…

Hüseyin Civan

[email protected]

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 33. sayısında yayımlanmıştır.

The post “İşte Özgür Dünya” – Hüseyin Civan appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2016/04/29/iste-ozgur-dunya-huseyin-civan/feed/ 0
“Göçmenlere Yollar Uzun Yaşamlar Kısa” – Sarp Can Bilgili https://meydan1.org/2015/09/04/gocmenlere-yollar-uzun-yasamlar-kisa-sarp-can-bilgili/ https://meydan1.org/2015/09/04/gocmenlere-yollar-uzun-yasamlar-kisa-sarp-can-bilgili/#respond Fri, 04 Sep 2015 16:03:28 +0000 https://test.meydan.org/2015/09/04/gocmenlere-yollar-uzun-yasamlar-kisa-sarp-can-bilgili/ Doğu Akdeniz’den Manş Tüneline Şavaştan Kaçan Göçmenler Suriye’deki savaş, bölgede yaşayan halkları katlederken, katliamlardan kaçabilenler ise yine bir ölüm-kalım mücadelesine giriyorlar. BM verilerine göre, yaşadığı yerleri zorunlu olarak terk edenlerin 7.6 milyon kadarı Suriye sınırları içinde, 1.6 milyonu TC’de, 1.2 milyonu Lübnan’da, 1 milyonu ise Irak ve Ürdün’de bulunuyor. Yarısından fazlası çocuk yaşta olan göçmenler, […]

The post “Göçmenlere Yollar Uzun Yaşamlar Kısa” – Sarp Can Bilgili appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Meydan Gazetesi- Göçmenlere Yollar Uzun Yaşamlar Kısa


Doğu Akdeniz’den Manş Tüneline Şavaştan Kaçan Göçmenler

Meydan Gazetesi-manştunnel

Suriye’deki savaş, bölgede yaşayan halkları katlederken, katliamlardan kaçabilenler ise yine bir ölüm-kalım mücadelesine giriyorlar. BM verilerine göre, yaşadığı yerleri zorunlu olarak terk edenlerin 7.6 milyon kadarı Suriye sınırları içinde, 1.6 milyonu TC’de, 1.2 milyonu Lübnan’da, 1 milyonu ise Irak ve Ürdün’de bulunuyor. Yarısından fazlası çocuk yaşta olan göçmenler, mülteci kampları ya da çadır kentler gibi dikenli tellerle çevrili bölgelerde ya da sokaklar ve parklarda kalırken yeteriz gıda, susuzluk ve salgın hastalık riskleriyle karşı karşıyalar. Suriye, Irak, Afganistan ve Libya gibi savaş bölgelerinden gittikçe artan sayıda insan ise Avrupa ülkelerine gitmeye çalışıyor.

Sadece Ağustos ayı içerisinde AB sınırlarını geçen 100 binden fazla göçmen var. 2015’in ilk 7 ayında sınırı geçen göçmenlerin sayısı 340 bine, önceki yılın aynı dönemdeki sayının 3 katına ulaşmış. Göçmenlerin yolculuğu, birbirleri arasında pasaport kontrolleri az olan hatta çeşitli yerlerde kontrol olmayan Schengen ülkeleri sınırlarına varana kadar oldukça zorlu geçiyor. Bazen denizden botlarla, bazen kamyonların içinde aşılan sınırlarda 2015’in başından beri yaşamları yitiren göçmenlerin sayısı ise 2500’ü geçiyor.

 

 

Fransa-İngiltere

Meydan Gazetesi-ingilteretır1

Kıta Avrupasından İngiltere’ye kara yoluyla geçişi sağlayan tek tünel, Manş Denizi’nin altından geçer. Manş tünelinin girişi olan Calais Sınır Kapısı’nın yakınında ise göçmenlerin kendi kampları bulunuyor. Göçmenler gece saatlerinde yollarda bekleyen kamyonların arka dorsesine ya da altına saklanarak, yoğun kontrollere rağmen İngiltere’ye geçiyorlar. Bir gecede yaklaşık 150 kişinin İngiltere’ye geçtiği sınırda yılın başından beri 18 bin göçmen gözaltına alınmış.

 

Libya-İtalya ve Malta

Meydan Gazetesi-malta

Birçok göçmen, önce Tunus ve Mısır üzerinden Libya’ya, oradan da deniz yoluyla İtalya ve Malta’ya geçmeye çalışıyor. Göçmenler, insan kaçakçılarının pusulası bozuk, yakıtı yetersiz tekneleriyle Akdeniz’i geçmek zorunda. Her gün yüzlerce göçmenin denize açıldığı bu kıyılardan, batan mülteci botlarının, kıyıya vuran cansız bedenlerin haberleri geliyor.

Güvertede yolculuk etmeye parası yetmeyenler kargo bölümüne kapatılıyor ve tekne battığı durumda bu bölmelerden çıkamadıkları için yaşama şansları kalmıyor. Batan gemilerden kurtulanlar ise Libya sahil güvenliği tarafından denizden alınıp “yasa dışı göçmenlerin” toplama kampına götürülüyor.

 

 

Sırbistan-Bosna Hersek-Hırvatistan-Slovenya-Avusturya

Meydan Gazetesi- austria

Göçmenlerin, başka bir Schengen sınır kapısı olan Avusturya’ya geçişleri ise genelde yük kamyonlarının içinde oluyor. Birçok göçmen, kişi başı 1250 avro gibi para karşılığında, yük kamyonlarının içinde balık istifi halinde, havasızlıktan boğulma tehlikesi altında bu sınırdan geçebiliyor. Ağustos ayının son haftasında, 70 göçmen bir tavuk kamyonunun içinde yaşamlarını yitirdi.

 

Yunanistan-Makedonya-Sırbistan-Macaristan

Meydan Gazetesi- balkan

Makedonya’nın Yunanistan sınır kapısında, gümrük polisi toplu çıkış yapmak isteyen binlerce göçmene biber gazı ve ses bombalarıyla saldırdı. Bu olayın ardından yüzlerce asker sınır kapısına getirildi.

Sırbistan içinden kara ve demir yollarında araçla ya da yaya olarak geçen göçmenler, Macaristan sınırına ulaşmaya çalışıyorlar. Macaristan, Schengen blokuna dahil olduğu için bu sınırı geçmek, göçmenler için hayati önem taşıyor.

Macaristan devleti ise Sırbistan sınırından kaçak giren göçmenleri engellemek için 175 km’lik sınır boyunca “sınır avcılığı” yapacak binlerce polisi sınıra yığmayı ve 4m yüksekliğinde dikenli tel örmeyi planlıyor.

 

 

   Türkiye-Adalar Üzerinden Yunanistan

Meydan Gazetesi- kos-adasi-polis2

Suriye’den gelen ve BM kamplarında kalmak istemeyen göçmenler öncelikle Türkiye üzerinden deniz yoluyla Yunanistan adalarına, oradan da kuzeye gidiyorlar.

Ege Denizi’ni botlarla aşabilmek için kaçakçılara yüklü miktarda para vermek zorunda olan göçmenler, kaptansız botlarda denizle boğuşurken “korsanların” saldırısı ile da karşılaşabiliyor. Ancak bu saldırıların bazılarını, devletle işbirliği içindeki faşistlerin yaptığı konusunda ciddi şüpheler var. Geçen aylarda içinde iskelet maskeli 4 korsan tarafından silahlı saldırıya uğrayan göçmen botu kurşunlanarak batırılmıştı. Batırılan bottaki göçmenlerin paraları alınıp yanlarındaki tüm eşyalar ve pasaportlar denize atıldı. Geçtiğimiz günlerde ise batma tehlikesi geçiren bottaki görgü tanığı, yardıma gelen Yunanistan Sahil Güvenlik gemisinde iskelet maskeli bir adam gördüğünü belirtti.

Denizi aşabilen göçmenler Midilli, Sakız ve Kos adalarında önce turistlerin şaşkın bakışlarıyla, sonra da polis saldırıları ve kalabalıktan sıkışmaların yaşandığı mülteci kamplarıyla karşılanıyorlar. Kos Adası’nda kalabalıklaşan göçmenlere karşı devlet dört çevik kuvvet timi gönderdi. Göçmen kağıtlarını vermek üzere adadaki stadyuma getirtilen göçmenler, orada su, yemek ve tuvalet olmadan 20 saat bekletildikten sonra polis saldırısına uğradılar. Polis saldırısında birçok göçmen yaralandı.

Sarp Can Bilgili

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 28. sayısında yayımlanmıştır.

The post “Göçmenlere Yollar Uzun Yaşamlar Kısa” – Sarp Can Bilgili appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2015/09/04/gocmenlere-yollar-uzun-yasamlar-kisa-sarp-can-bilgili/feed/ 0