Cenevre 2 – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Fri, 10 Jan 2014 17:49:54 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 ” Suriye Halklarının Kaderi İsviçre’de mi Yazılacak “- Furkan Çelik https://meydan1.org/2014/01/10/suriye-halklarinin-kaderi-isvicrede-mi-yazilacak-furkan-celik/ https://meydan1.org/2014/01/10/suriye-halklarinin-kaderi-isvicrede-mi-yazilacak-furkan-celik/#respond Fri, 10 Jan 2014 17:49:54 +0000 https://test.meydan.org/2014/01/10/suriye-halklarinin-kaderi-isvicrede-mi-yazilacak-furkan-celik/ Suriye barış görüşmelerinin yapılacağı Cenevre-2 Konferansı’nın tarihi 22 Ocak olarak kesinleşti. Görüşmelere 30’a yakın devletin katılması bekleniyor.     Rusya başta, Cenevre-2 Konferansı’nda PYD’nin de içinde olduğu Yüksek Kürt Konseyi’nin bulunması gerektiğinin söylese de Erdoğan ve Putin’in görüşmesinin ardından, Rojava’nın KDP temsilcisi olan El Parti’nin Cenevre-2’ye taraf olması konuşulmaya başlandı. Ardından Erdoğan ve Barzani’nin görüşmeleri […]

The post ” Suriye Halklarının Kaderi İsviçre’de mi Yazılacak “- Furkan Çelik appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Suriye barış görüşmelerinin yapılacağı Cenevre-2 Konferansı’nın tarihi 22 Ocak olarak kesinleşti. Görüşmelere 30’a yakın devletin katılması bekleniyor.

ÖSO

ÖSO Generali Selim İdris “Cenevre görüşmeleri süresince bile ihtiyaç duyduğumuz silahları temin ederek Esad’ı düşürmek için savaşacağız. Cenevre-2 Konferansı’nın hazırlık sürecine dahil edilmediğimiz için de konferansa katılmayacağız.” dedi.

 

 

 

Esad Rejimi

Suriye Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamayla “Suriye’yi temsilen Devlet Başkanı Beşar Esad’in direktiflerini alan” bir heyetin konferansa gönderileceğini belirtti.

 

 

El Kaide

El Kaide ve bağlantılı çeteleri, konferansa katılmayacaklarını katılanları da hain olarak ilan edeceklerini açıkladı.

 

Kürt Yüksek Konseyi

KYK konferansa bağımsız bir taraf olarak katılmak istiyor. Kürtlerin ortak iradesini temsil eden KYK’nin konfernsta Rojava devrimini gündemleştirmek istemesi nedeniyle ABD ve TC devletleri KYK’nin konferansa katılımlarını engellemek istiyor.

 

 

Rusya başta, Cenevre-2 Konferansı’nda PYD’nin de içinde olduğu Yüksek Kürt Konseyi’nin bulunması gerektiğinin söylese de Erdoğan ve Putin’in görüşmesinin ardından, Rojava’nın KDP temsilcisi olan El Parti’nin Cenevre-2’ye taraf olması konuşulmaya başlandı. Ardından Erdoğan ve Barzani’nin görüşmeleri ve El Parti Başkanı Abdulhakim Beşar’ın Ankara görüşmelerinden sonra yaptığı açıklamalarda TC Devleti ile KDP arasında Rojava’ya karşı bir ittifak oluşturdukları görüldü. Barzani’nin “PYD , Rojava’da devrim yaptığını iddia ediyor. Kime karşı kazanılmış bir devrim bu? Tek yaptıkları şey, rejimin onlara teslim ettiği yerlerde söz sahibi olmak” diyerek Rojava’da oluşturulan geçici hükümeti tanımaması ve TC Devleti’nin Yüksek Kürt Konseyi ile yaptığı görüşmelerde bağımsız olarak değil SMDK içerisinde katılın demesi, TC Devleti ve bölgede söz sahibi olmak isteyenlerin Rojava devriminin temsilcilerini Cenevre-2’de görmek istemediğini ise açıkça gösteriyor.

PYD konferansta kendisinin de içinde bulunduğu Yüksek Kürt Konseyi’nin tarafsız olarak Cenevre-2’ye katılmasını ve böylece Kürtlerin ortak bir iradeyle temsil edilmesi gerektiğini savunuyor. Demokratik Öğrenci Dernekleri Federasyonu’nun yaın zamanda Boğaziçi Üniversitesi’nde “Rojava Devriminin Aşamaları” başlığıyla düzenlediği panele görüntülü konuşma ile canlı bağlanan Salim Muslim “Cenevre-2’nin Kürtler açısından bir Lozan’ın tekrarı olmasına müsaade edemeyiz, konferansta Rojava devrimi ortak irade ile temsil edilecek. Ama bize karşı ittifak oluşturanlar bizi Cenevre-2’de görmemek için çabalıyorlar” şeklindeki açıklamasıyla Kürtlerin olmadığı ve Rojava devriminin konuşulmadığı bir konferansın geçerli olmayacağını belirtiyor.

Cenevre-2 Konferansı’nda çıkar birliği için ittifak oluşuran ABD, Rusya, İran, TC ve KDP bu konferansta Kürtlerin kendi istedikleri şekilde, SMDK içerisinde katılmalarını ve Rojava devriminin konferanta kesinlikle konuşulmamasını istiyorlar. PYD ise Rojava devrimine karşı oluşturulan bu çıkar ittifağına kendisini dayatarak, Rojava halkının iradesini Cenevre-2’ye kabul ettirmek istiyor.

Rojava devrimine karşı çıkar ittifakı kuran güçler, birbirleriyle kulisler yaparak Rojava’nın konferansa dahil olmasını engellemeye çalışsalar da, KDP başkanı Mesut Barzani’nin söylediğinin tam tersine, Rojava’da halkın öz-yönetimine dayalı devrim zaten meşrudur. Rojava’da özgür yaşamlar örgütlenmeye, devrim büyümeye devam edecektir.

 

 

Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK)

SMDK içerisinde 15 tane İslami cihadcı örgütün koalisyondan ayrılmasıyla beraber güçsüzleşen ve meşruluğu sorgulanan SMDK’nin içerisine Mesut Barzani’nin başkanı olduğu KPD’nin desteklediği El Parti katıldı. SMDK “Kuşatma altındaki bölgelere yiyecek ve sağlık yardımı ile Esad rejiminin tutukladığı insanları serbest bırakması” ön koşullarının gerçekleştirilmesi halinde Cenevre-2’ye katılacaklarını belirtmişti. SMDK Başkanı Ahmed el-Carba Arap Birliği ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada “Cenevre-2 için henüz karar vermediklerini” söyledi. Ayrıca SMDK İran’ın konferansa katılmasına da karşı çıkıyor.

 

 

BM ve Arap Birliği

BM ve Arap Birliği Suriye Özel Temsilcisi İbrahimi, Tahran’da İran Dışişleri Bakanı ile biraraya gelerek Cenevre-2 için hazırlık görüşmesi yaptı. Bu süreci “Yeni Suriye Cumhuriyeti” oluşum süreci olarak adlandıran ikli, SMDK’nin de Esat rejiminin de konferansta olmasını istiyor.

 

 

İran

İran’ın ABD, Çin, Rusya, İngiltere, Fransa ve Almanya ile nükleer program üzerinde anlaşmasının ardından, İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevat Zarif Cenevre-2 Konferansı’na davet edilmeleri halinde hiçbir ön koşul sürmeden katılacaklarını belirtti.

 

 

 

Furkan Çelik

[email protected]

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 15. sayısında yayımlanmştır.

 

 

 

The post ” Suriye Halklarının Kaderi İsviçre’de mi Yazılacak “- Furkan Çelik appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2014/01/10/suriye-halklarinin-kaderi-isvicrede-mi-yazilacak-furkan-celik/feed/ 0
PYD, Halk Devrimi ROJAVA’yı Anlattı https://meydan1.org/2014/01/04/pyd-halk-devrimi-rojavayi-anlatti/ https://meydan1.org/2014/01/04/pyd-halk-devrimi-rojavayi-anlatti/#respond Sat, 04 Jan 2014 16:02:22 +0000 https://test.meydan.org/2014/01/04/pyd-halk-devrimi-rojavayi-anlatti/ Suriye’de yaşananlar göz önünde bulundurulduğunda, Rojava Devrimi biz ezilenleri umutlandırdı. İktidarların küresel çıkarları için yaptıkları zulümlere karşı, devrimci bir cevaptı Rojava. Bölgede çıkarı olan tüm devletler, küresel şirketler ve uluslararası yapılar Rojava’yı yok saydılar, görmezden geldiler, konuşmadılar. Rojava’yı anlatmak ve bilinir kılmak, biz ezilenler için şimdi, şu anda en gerekli şeylerden biri. Biz kazanıyoruz, efendiler […]

The post PYD, Halk Devrimi ROJAVA’yı Anlattı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Suriye’de yaşananlar göz önünde bulundurulduğunda, Rojava Devrimi biz ezilenleri umutlandırdı. İktidarların küresel çıkarları için yaptıkları zulümlere karşı, devrimci bir cevaptı Rojava. Bölgede çıkarı olan tüm devletler, küresel şirketler ve uluslararası yapılar Rojava’yı yok saydılar, görmezden geldiler, konuşmadılar. Rojava’yı anlatmak ve bilinir kılmak, biz ezilenler için şimdi, şu anda en gerekli şeylerden biri. Biz kazanıyoruz, efendiler de bunun farkında. Bu yüzden, her kazandığımızda; söylemeyeni, bilmeyeni ve görmeyeni oynuyorlar.

Devrimi bilinir kılmanın getirdiği devrimci sorumlulukla, ezenlere karşı mücadelenin ateşini büyütmenin gerekliliğiyle; Rojava’daki Devrimi gerçekleştiren halkın öz-örgütlenmesiyle, PYD (Partiya Yekîtiya Demokrat) Medya Ofisi’nden İbrahim İbrahim ile Meydan Gazetesi olarak bir röportaj gerçekleştirdik.

Meydan Gazetesi: Özellikle Barzani’nin Amed’e gerçekleştirdiği ziyaret sadece TC değil, uluslararası siyasi arenada büyük yer buldu. Barzani-Erdoğan ittifakının, Rojava Devrimi karşısında ciddi bir ittifak olduğu açık. Barzani’nin gelmeden önce Rojava’nın özerkliği ile ilgili yaptığı açıklama, KDP’nin süreçte TC ile yakınlaştığının bir bakıma göstergesi. KDP ile ilintili partileri ve Barzani’nin Kürdistan coğrafyasındaki etkisini düşündüğümüzde, bunun Rojava’ya ne gibi etkilerinin olacağını düşünüyorsunuz? Bu ittifak, Rojava Devrimi’ne yönelik bir tehdit mi?

İbrahim İbrahim: Sayın Barzani’nin hakim olmadığı bir oyuna girmiş olması yazık. Dolayısıyla biz, Demokratik Birlik Partisi olarak, Kürt halkının birliğini olumsuz etkileyen böyle bir oyuna hiç girmemiş olmasını umuyorduk. Politikada bellidir, bir politikacının bölgeyi bütün detaylarıyla ya da dönemi bütün tarihiyle bilmesi gerekir. Barzani ve partisinin böyle bir okumayı yapmadığı görülüyor, bir bakıma eğitimi ve geldiği sosyal çevre ile ve bunun eksiklikleri ile ilgili. Sayın Barzani, Rojava Devrimi’nin gerçek bir devrim olduğunu anlayamıyor; ne Erdoğan, ne de başka biri bunu yadsıyamaz. Ve bunun sebebi her gün kan dökülmesi, şehitlerin olması, baskıcı rejimden olduğu kadar teröristlerden ve İslamcı gruplardan da kurtarılmış birçok bölgenin olması. Dahası, şu anda Rojava’da çalışan birçok sivil, toplumsal, eğitimsel ve ekonomik örgütlenme var. YPG ve YPJ güçleri, bugünlerde demokratik dünya adına gelmiş geçmiş en kötü terörist örgüte karşı savaşıyor ve ayrıca dünyanın en baskıcı rejimiyle savaşıyor. Şu anda 564 şehidimiz var. 204’ünü Suriye rejimi öldürdü, geri kalanı İslamcı terörist gruplar tarafından öldürüldü. Bu yüzden, Sayın Barzani bizim partimizi nasıl oluyor da rejimin “paralı” partisi olmakla suçluyor, anlayamıyoruz. Ne yazık ki, Barzani’nin söylediği şey sadece onunla Erdoğan arasında bir anlaşmadan fazlası değildi ve Batı Kürdistan’daki Kürtlerin gücü karşısında, ikisi de bu oyunu kaybedecekler.

Sadece Barzani-Erdoğan ittifakının değil, Suriye genelinde çıkarı olan diğer uluslararası iktidar odaklarının da gözü Rojava’da. Çünkü Rojava, küresel iktidarların planlarını bozan bir devrimdir. Bu açıdan bakıldığında, Cenevre-2 Konferansı’nın sizin için önemi nedir?

Maalesef bugünlerde Suriye, birçok ülkenin uğraşıp katıldığı, uluslararası bir savaşın merkezi haline geldi ve bunun yanıtı Suriyeliler. Bu yararcı güç, Suriye’yi her yönden zayıflatarak amaçlarına ulaşabilirdi. O yüzden, biz PYD olarak, böyle bir senaryoyu okuduk ve bekliyorduk; bunu önledik, devrimi militarize etmek istemedik ve ayrıca Suriye’nin içine hiçbir yabancı gücün müdahale etmesini istemedik. Gelişmeler, bizim teorimizin doğruluğunu ispatladı. Fakat yürüttüğümüz barışçı çizgi sayesinde, insanlarımızı ve bölgemizi kısmen koruduktan sonra birçok uluslararası güç, bizim; askeri çözümün imkansız olduğunu ve politik diyalogla gidilmesinin zorunluluğu olduğunu söyleyen teorimizi haklı bularak, Suriye hakkında uluslararası bir konferans yapmaya giriştiler ve bunun adı da Cenevre 2. Dolayısıyla, eğer herkes bu konuda ciddiyse, Cenevre 2’nin barışçıl çözümün ilk adımı (yolun başlangıcı) olacağını görüyoruz.

Batılı devletlerin Ortadoğu politikalarına, Esad diktatörlüğüne, El Kaide’ye, bölgede kapitalist hesapları olan TC gibi devletlere karşı büyük bir cevap Rojava Devrimi. Abdullah Öcalan’ın, devletsiz ve halkların özgür yönetimine dayalı; konfederal yapılı bir Ortadoğu düşüncesinin gerçekleştirilmesindeki büyük bir adımdır. Bizler Devrimci Anarşistler olarak; Rojava’daki bu kapitalizm ve devlet karşıtı öz yönetimi, büyük bir mutlulukla karşılıyoruz. 20. yy başında Ukrayna’da, 1936’da İspanya’da, 1994’ten bu yana Chiapas’ta benzer deneyimler yaşandı, yaşanıyor. Halkların bu devletsiz ve antikapitalist mücadele tarihiyle beraber düşünüldüğünde, Rojava’daki devletsiz ve antikapitalist öz yönetimi, bu deneyimlerle ilişkilendirebilir miyiz? Abdullah Öcalan’ın devletsiz özyönetim fikri, Rojava Devrimi’ni nasıl şekillendiriyor?

Kürt lideri Abdullah Öcalan’ın mesajı, her zaman açıkça Ortadoğu bölgesi ve bütün dünya için güvenlik ve barış üzerinedir. Bu ideolojiyi 35 yıl önce oluşturmuştur ve her zaman, toplumların karşılıklı yardımlaşmasının temelinde adalet, eşitlik ve birbirini kabul etmenin olduğu bir demokrasiye ve aynı coğrafyada diğerini kabul etmeye inanmıştır. Biz bu doğrultuda çalıştık ve Kürt lideri Öcalan da; Rojava Devrimi özgürlük, demokrasi ve halkların kardeşliği için barışçı bir devrimdir, dedi.

Bizimle diğerleri arasındaki fark; biz, dar ulusalcı teoriler yerine, demokratik bir sistemde yan yana yaşayan halkların özgür olması gerektiğini benimsiyoruz. Şimdi, Rojava Devrimi kapitalizme karşı ve uluslararası terörizme karşı bir devrimdir; sadece Suriye ya da Ortadoğu bölgesi için değil bütün dünya için gerçek bir devrim örneği oldu. Örneğin ilk defa, kadınlar bir halk hareketindeki yerlerini aldılar ve cinsiyet bir engel oluşturmadı. Bu, doğudaki ve Müslüman toplumlardaki kadınlar için büyük bir adım ve başarı. Bütün bunlar, sadece politik bir lider olmayıp aynı zamanda bir düşünür ve filozof olan lider Öcalan’ın düşünceleridir. İnsanlar, onun gerçek bir lider olduğunu anlamak için, kitaplarına ve yazılarına dönüp bakabilirler.

Bildiğiniz üzere devlet, Nusaybin’e bir duvar ördü. Bunu, açık bir şekilde, Rojava Devrimi karşısında bir politika olarak görebiliriz. Bu durumu protesto etmek üzere, duvarın her iki tarafında da büyük mitingler gerçekleşti. Ancak buna rağmen, duvar inşaatı tamamlandı. TC’nin bu ve buna benzer tecrit politikalarına karşı ne düşünüyorsunuz?

Bu duvar ya da tel örgü, hiçbir zaman Berlin Duvarı’ndan daha güçlü olmayacak. Halklar, Erdoğan’ın faşist duvarından çok daha güçlüdür. TC, yüzyıllar boyunca Kürt halkını yok edip silmeye çalıştı ama her zaman başarısız oldu. TC’nin Kürtlere karşı işlediği cinayetler böyle bir duvar ya da telden çok daha fazlaydı, ama yine de TC hiçbir zaman kazanamadı.

Bu özyönetim oluşumunun yanında, ekonomik işleyiş, devrimin devamı açısından önem taşıyor. Kürdistan coğrafyasında kapitalizm karşıtı ekonomik bir işleyişin, kooperatifler aracılığıyla nasıl gerçekleştiğini takip ediyoruz. Bu ekonomik işleyiş için, kooperatifler ya da komünler oluşturuluyor mu? Nasıl bir ekonomik dönüşüm tasarlanıyor?

Bildiğiniz gibi, şimdi savaş zamanındayız ve bu yüzden belli bir teoriye ya da ekonomik politikaya bağlanamayız ya da benimseyemeyiz. Bir savaş var; Suriye rejiminin, Salafçı grupların, Türk devletinin kuşatması var ve genel olarak bütün çelişkileri bu biçimlendiriyor, oluşturuyor. Ama halkı temsil eden ve halkımız tarafından seçilen bir partimiz olduğuna inanıyoruz. Bu halk, gerçekliği anlayıp durumu kontrol edebilecek kadar iyi bir farkındalık seviyesine ulaşmıştır.

Rojava’da El-Kaide ile ilintili çetelerin baskılarına direniyorsunuz. Direnişiniz sadece Ortadoğu coğrafyasındaki değil, tüm dünyadaki direnişlere ilham kaynağı oluyor. Yaşadığınız bu süreçte, uluslararası düzlemde Rojava ile dayanışmayı nasıl buluyorsunuz?

Bildiğim kadarıyla, Kürtlere ya da YPG’ye hiçbir yardım ya da destek sağlanmadı maalesef. Düşünün; milyarlar ve yüz milyonlarca dolar, Suriyelilere ve Özgür Suriye Ordusu’na verildi. Ama Kürt halkı, bunlardan hiçbir şey almadı. Sadece kendi halkımız bizi destekliyor. Güçlerimizi desteklemek için, kendilerini yemekten mahrum eden Kürtler var. Karanlık şeytani güçlerle savaşan genç erkek ve kadın güçlerimize destek vermek için, kendilerine şeker almayan çocuklar var. Herkes dayanışma içinde ve bu halk kesinlikle kazanacak. Garip bir şekilde, Avrupa ve Amerika, El-Kaide’ye karşı iki savaş açtı ve yine de savaşı kazanamadı. Şimdi Avrupa ve Amerika sessiz durup TC devletini desteklerken, ki o da terörist grupları destekliyor, bizim güçlerimiz (YPG) gerçek çarpışmalara giriyor ve kazanıp ilerliyor.

Son sorumuzu, Rojava’da yükseltilen kadın devrimine ilişkin sormak istiyoruz. Sürecin başından bu yana, Rojava’da yaşananların bir kadın devrimi olduğu vurgulandı. Kürt özgürlük mücadelesi içindeki kadınlar, bir yandan devlete ve savaş politikalarına karşı direnirken; bir yandan da erkek egemenliğe karşı direniyorlar. Bu noktadan ele alındığında, Rojava’da yaşanan devrim süreci, kadının yaşamını nasıl dönüştürüyor? Kadın devrimi vurgusu, gündelik yaşam içerisinde toplumsal ilişkilere nasıl yansıyor?

Daha önce söylediğim gibi, Rojava Devrimi sadece politik, toplumsal, eğitimsel veya ekonomik bir hareket değil; bütünlüklü, kültürel, halkın kendisine dayanan bir devrimdir. Ve Rojava Devrimi’ni takip edenler için, doğulu Müslüman kadın için; gerçek bir devrimdir. Bu devrimin öncülüğünü, Kürt kadını yapmıştır. Kadınlar ilk defa kendi başlarına uluslararası terörist güçlere karşı askeri harekat yürütüyor, düzen kuruyor, başka insanlara farkındalığı yayıyor ve özellikle siyasal alanda kendini ifade fırsatı buluyor.

Rojava Devrimi’ni, devriminizi, devrimimizi selamlıyoruz.

 

Bu söyleşi Meydan Gazetesi’nin 15. sayısında yayımlanmıştır.

 

 

 

 

 

The post PYD, Halk Devrimi ROJAVA’yı Anlattı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2014/01/04/pyd-halk-devrimi-rojavayi-anlatti/feed/ 0