The post İdlip’te “Esrarengiz Cinayetler” appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>İdlip’te, Rusya ile varılan mutabakat sonucu, silahsızlandırılmış bölgelerin oluşturulması ve “aşırılıkçı” çetelerin bölgeden çıkarılması için TC’ye verilen süre devam ederken, bölgeden “esrarengiz” cinayet haberleri de geliyor. İdlip’e bağlı Cisr -eş Şuğur kasabasının İştebrak köyünde 2’si Türkistanlı 4 çihatçı çete üyesinin “kimliği belirsiz” kişilerce öldürüldüğü öğrenildi. Lübnan merkezli yayın yapan Al Hayat gazetesinin haberine göre bu cinayetlerle, 26 Nisan’dan bu yana cihatçı çetelerden benzer şekilllerde öldürülenlerin sayısı 336 oldu. Son cinayetlerin yaşandığı İştebrak köyü, 2015’teki cihatçı terör çetelerinin işgaline dek Alevilerin yaşadığı bir bölgeydi. İşgal sonrası yerleşik halk Aleviler katliama uğradı ve bölgeden sürüldü. Onların yerine bölgeye Uygur Türklerinin oluşturduğu Türkistan İslam Partisi adlı cihatçı terör çetesinin üyeleri ve aileleri yerleşti. El Kaide bağlantılı Türkistan İslam Partisi, TC ile Rusya arasında varılan mutabakata mesafeli yaklaşan gruplardan.
The post İdlip’te “Esrarengiz Cinayetler” appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post “İdlip’e Gelenler, Geldikleri Yere Dönsün” appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, İdlip’te oluşturulacak silahsızlandırılmış bölgelere dair açıklamalarda bulundu. Konuyla ilgili Russia Today’e demeç veren Muallim, halen İdlip’te bulunan, Nusra Cephesi başta olmak üzere cihatçı terör çetelerinin Türkiye’den giriş yaptığını ve oraya geri dönmeleri gerektiğini ifade ederken, Rusya-TC arasında varılan mutabakat gereği, bu çetelerin silahsızlandırılmasının “Türkiye’nin sorunu” olduğunun altını çizdi. Velid Muallim ayrıca, silah bırakmayı kabul eden ve “yabancı savaşçı” statüsünde olmayanların da aftan yararlanabileceğini belirtti.
Öte yandan İdlip’te silahtan arındırılmış bölgelerin oluşturulmasına dair gelen haberler, halen beklenen düzeyde değil. TC’nin oluşturduğu çatı örgüt Ulusal Kurtuluş Cephesi bileşeni, İhvan bağlantılı Feylak -eş Şam adlı cihatçı çete, ağır silahlarını silahsızlandırılmış bölgeden çekmeye başladı. Ancak asıl silahsızlandırılması hedeflenen Heyet Tahrir -eş Şam (HTŞ) çetesi, söz konusu mutabakata dair tavrını henüz açıklamış değil. İdlip’in özellikle kuzeyindeki ve batısındaki TC sınırlarını kontrol altında bulunduran El Kaide kökenli cihatçı terör çetesi, henüz resmi bir açıklama yayınlamadı. Ancak HTŞ’nin medya organı İba Haber Ajansı, Rusya-TC arasında varılan mutabakatı 1992’deki Bosna Savaşı sırasında Srebrenitsa’da silahların teslimine dair yapılan anlaşmaya benzeterek, TC’yi kendi çıkarları paralelinde hareket etmekle suçladı. HTŞ’nin üst düzey isimlerinden Ebul Feth el Fergali de sosyal medya hesabında konuya dair açıklamalar yaparak “sadık mücahitlerin silahlarını asla bırakmayacaklarını, kendilerinden silahlarını teslim etmelerini isteyenleri de kim olursa olsun düşman olarak göreceklerini” belirtti. Fergali silah bırakmayı “dine, Allah’a ve şehitlerin kanına ihanet” olarak nitelendirdi. HTŞ’nin bir başka üst düzey ismi Mısırlı Ebu Yakzan da, “Önce silahları isteyenlerin boynunu vuralım” dedi.
Cihatçı çetelerin “akil adam” olarak nitelendirdiği ve daha önce TC devletine dair “Türkiye’nin duruşunu, hakkını burada inkâr edemeyiz. Türkiye, kapılarını bize açtı ve yaralılarımızı tedavi etti.” şeklinde övgü dolu sözler sarf eden Abdullah Muheysini de “Silahınız namusunuz gibidir” diyerek mutabakata mesafeli olduğunu ortaya koydu.
El Kaide bağlantılı diğer çetelerden Hurras -ed Din mutabakata uymayacaklarını belirtirken, Uygur kökenli cihatçı teröristlerden oluşan Türkistan İslam Partisi ise, HTŞ’nin tavrına göre, tutum belirleme eğiliminde.
The post “İdlip’e Gelenler, Geldikleri Yere Dönsün” appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post IŞİD Katliamlarla Geri mi Dönüyor? appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Irak’ta Musul ve Suriye’de Rakka gibi kentlerde kontrolü ele geçirdikten sonra dünya coğrafyasının önemli bir bölümünde dehşet saçan cihatçı terör çetesi IŞİD, “bitti, dağıldı” gibi söylemlerin gündeme geldiği bir süreçte, önce Erbil’de, valilik binasına düzenlediği iddia edilen bir saldırıyla, ardından da iki gün önce Suriye’nin güneyindeki Süveyde vilayetinde, “eski günlerini” hatırlatan ve en az 250 kişinin yaşamını yitirdiği katliamla tekrar gündemde.
Erbil’deki valilik saldırısı, her ne kadar IŞİD tarafından üstlenilmese de, olayın cihatçı terör çetesinin kökeninin dayandığı El Kaide tarzı “çifte intihar saldırısı” şeklinde cereyan etmesi, saldırıda IŞİD’i “olağan şüpheli” haline getirdi. Kaldı ki IŞİD’in yine aynı coğrafyadaki Kerkük’te, 21 Ekim 2016’da Erbil saldırısından daha büyük çaplı benzer bir sızma-saldırı girişimi olmuştu.
Suriye’deki Süveyde katliamı ise, direkt olarak IŞİD tarafından üstlenildi. Dürzilerin yoğun olarak yaşadığı kente sızan ve hemen hepsinin üzerinde intihar yeleği bulunan 100’e yakın çete mensubu, sabah saat 05:00 sıralarında bombalı araçlarla sebze haline saldırdı ve burada 40’tan fazla sivili katletti. Diğer çete grupları ise, en az 10 köye girerek silahlarla katliam gerçekleştirdiler. Süveyde’deki katliam, IŞİD’in gerek içinde bulunduğu yenilgi ve geri çekilme görüntüsü, gerekse de biçimsel anlamda 2015 Haziran ayında Kobané’de sivillere ve yerel savunma güçlerine yönelik, yine en az 250 kişinin yaşamını yitirdiği katliamla benzerlikler taşımasıyla dikkat çekti. O tarihte IŞİD Kobané’ye farklı kollardan, yine sabah saatlerinde saldırmış, söz konusu saldırı çetenin 25 Ocak 2015’te Kobané’yi, aynı yılın Haziran ayında da bölgenin doğusundaki Tel Abyad’ı kaybetmesine misillemesi şeklinde gerçekleşmişti.
Bu katliamlara karşın IŞİD, 2015 yılı Haziran ayının kendisi açısından olumsuz bir milat olmasının önüne geçemedi ve son olarak 2017’de önce Musul, sonra da Rakka’yı kaybederek teritoryal alan hakimiyetini hemen hemen yitirdi. Çete bu süreçle beraber Paris, Brüksel, Barcelona, İstanbul’da havalimanı, Sultanahmet saldırıları ile Suruç, 10 Ekim Ankara Gar Katliamı gibi saldırılarla gündeme geldi.
2013-2016 yılları arasında kontrolü altında tuttuğu sınır hatları, kapıları ve yerleşim yerlerindeki hakimiyetini 2016 sonu itibarıyla kaybetmeye başlayan IŞİD, bu dönem sonrası sızma ve vur kaç saldırılarına yöneldi, zamanla bir süre sonra bu sınırlı saldırıları da yapamamaya başladı. Bu durum, cihatçı terör çetesiyle ilgili “bitti, dağıldı” yolunda yorumların yapılmasına neden oldu. Bu yorumlarda ise kuşkusuz, Musul’un yanı sıra, küresel cihat stratejisine sahip bir örgüt olarak, IŞİD kaynaklı bu yönde bir açıklamada bulunulmamasına karşın, kamuoyunda çetenin “başkenti” kabul edilen Rakka’da kontrolün kaybedilmesinin payı vardı.
Ancak son süreçte, IŞİD’in hem Suriye’de, hem de Irak’ta bazı saldırılar gerçekleştirdiği yönünde haberler medyaya yansıdı. Indepedent’ın savunma muhabiri Kim Sengupta da bu ayın başında kaleme aldığı makalesinde bu konuya dikkat çekerek, IŞİD’in toparlanmaya başladığı ve Suriye’deki etkinliğinin artmakta olduğunu gösteren bazı emarelerin olduğundan söz etmişti. Sengupta, IŞİD’in halen en az 8 bin savaşçısının olduğunu da dile getirmişti. Kim Sengupta, IŞİD’in tekrar güçlenme eğiliminin ortaya çıkmasına neden olarak, devletlerin politikalarını göstererek, Donald Trump’ın ABD’nin Suriye’deki faaliyetlerini kısıtlama emri vermesi ve TSK saldırıları altındaki SDG’nin bu sebeple IŞİD ile mücadelesinin sekteye uğramasına dair örnekler vermişti.
IŞİD, 2014’te ilan ettiği hilafetin -alan hakimiyeti anlamında- şu sıralarda çok uzağında olsa da, cihatçı terör çetesinin Orta Doğu coğrafyasında devletlerin, son on yıllar boyunca yarattığı, halen sürmekte olan yıkımın ve terörokrasi politikalarının bir sonucu olarak tekrar güçlenmesinin mümkün olmadığı söylenemez. Devletlerin nüfuz mücadelelerinin tekrar arttığı Suriye’de, IŞİD ve benzeri cihatçı çeteleri yaratan etkenlerin hala güçlü olduğu göz önünde bulundurulduğunda Süveyde’deki katliam, çetenin devletlerin savaş ve yıkımlarıyla can suyu bulan mayasının tekrar tutabileceğini gösterdi.
The post IŞİD Katliamlarla Geri mi Dönüyor? appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Çeçenistan’daki Kilise Saldırısını IŞİD Üstlendi appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Çeçenistan’ın Grozni şehrindeki Aziz Mikail Kilisesi’ne dün silahlı 4 kişi tarafından saldırı düzenlenmiş ve 3 kişi yaşamını yitirmişti. Rus Kommersant gazetesinin, cihatçı terör çetesinin faaliyetleriyle ilgili istihbarat toplayan ABD merkezli SİTE İstihbarat Grubu’na (Site Intelligence Group) dayandırdığı habere göre saldırıyı IŞİD üstlendi .Çeçenistan’ın Rusya güdümündeki lideri Ramzan Kadirov ise, Grozni’deki kiliseye yönelik saldırının soruşturulmasında sorumluluğun IŞİD’e aktarılmaması çağrısında bulunarak, saldırının arkasında Batılı bazı devlet ya da güçlerin olabileceği imasında bulundu.
The post Çeçenistan’daki Kilise Saldırısını IŞİD Üstlendi appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Afganistan’da Stadyuma Bombalı Saldırı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Afganistan’ın Celalabad şehrindeki bir kriket stadyumuna bombalı saldırı gerçekleştirildi. Saldırıda, aralarında oyuncuların da olduğu 8 kişinin yaşamını yitirdiği, en az 45 kişinin de yaralandığı belirtiliyor. Yaralılardan bazılarının, durumunun ağır olduğu öğrenildi. Saldırıyı henüz üstlenen olmazken, bölgede etkinliği olan cihatçı terör çetelerinden Taliban saldırıyla bağlantılarının olmadığını açıkladı.
The post Afganistan’da Stadyuma Bombalı Saldırı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Murat Sabuncu ve Ahmet Şık’a Tahliye Kararı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Bugün görülen Cumhuriyet davasında Murat Sabuncu ve Ahmet Şık’ın tahliyesine karar verildi. ‘Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına ve anayasal düzene karşı suç işlemek’ iddiasıyla üçü tutuklu yargılanan gazetenin yönetici, yazar, muhabir, muhasebeci ve avukatları hakkındaki davanın bugün görülen duruşmasında, Murat Sabuncu ve Ahmet Şık tahliye edilirken, Akın Atalay’ın tutukluluğunun devamına karar verildi. Murat Sabuncu 495, Ahmet Şık ise 434 gündür Silivri Hapishansi’nde tutsak bulunuyor.
Tahliye kararı sonrası hapishane önüne giden Sabuncu ve Şık’ın arkadaşlarına Ahmet Şık ve Murat Sabuncu’nun tahliye olduktan sonra, hapishanenin ilerisinde bulunan Karbey ismindeki tesislere getirileceği bilgisi verildi. Buna gerekçe olarak da cezaevi çıkışında OHAL nedeniyle basın açıklaması yapılmasının yasak olduğu bildirildi.
The post Murat Sabuncu ve Ahmet Şık’a Tahliye Kararı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Suriye İnsan Hakları Gözlemevi: “TSK Suriyeli Milisleri Vurdu” appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Muhaliflere yakınlığıyla bilinen Londra merkezli, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) TSK jetlerinin Suriye’deki Esad Rejimi’ne bağlı Halk Güçleri milislerine hava saldırısı gerçekleştirdiğini duyurdu. Hava saldırısında en az 36 Suriyeli milisin öldüğü belirtildi. Yine aynı olaya ilişkin, Reuters’in bildirdiğine göre ise, SOHR Suriyeli milislere yönelik TSK’nin son 48 saatte üçüncü kez hava saldırısı düzenledi. Dünkü bombardımanda da 10 Suriyeli milisin öldüğü duyuruldu. TSK, 24 Şubat’ta da Raco bölgesinde Suriyeli milislere hava saldırısı düzenlemişti.
Öte yandan 43. gününde devam eden Afrin (Efrin) saldırısında, bölgenin batısında bulunan Raco kasabasına yönelik spekülatif haberler de gelmeye devam ediyor. Önceki gece (1 Mart) TSK rakamlarına göre en az 8 TC kolluk güçlerinin öldürüldüğü Raco için, AA başta olmak üzere devletin resmi ve gayrı-resmi haber kaynakları, kasabaya girildiği yönünde haberler servis ediyor. Bu haberlerde yer alan bir videoda ÖSO adı altındaki çetelere mensup cihatçılar Suriye bayrağını asılı olduğu yerden indirip çiğniyor.
TSK ve ÖSO, Zeytin Dalı Harekatı'nda Afrin'in Racu belde merkezini ele geçirdi. İşte kent merkezinden ilk görüntüler! pic.twitter.com/8s7v2FhtTU
— Yeni Şafak (@yenisafak) 3 Mart 2018
Devlet medyasında çıkan bu haberlere karşı ise, çatışmaların şiddetlenerek sürdüğü yönünde haberler geliyor. Rojava medyasından ANHA bu haberleri teyit ederken, Hizbullah’a yakınlığıyla bilinen İlam el-Harbi de benzer bir bilgilendirmede bulundu.
Hizbullah'a yakınlığıyla bilinen İlam el-Harbi'ye (Savaş Enformasyonu) konuşan Kürt askeri kaynakları ise Afrin'in batısındaki Raco kasabasının ele geçirildiği iddialarını yalanlayarak TSK destekli militanlarla çatışmaların sürdüğünü aktardı. https://t.co/RLMH1fSo1b
— 5deniz.net (@5deniz_net) 3 Mart 2018
Kaynak: ANHA,Sendika.org, 5deniz.net
The post Suriye İnsan Hakları Gözlemevi: “TSK Suriyeli Milisleri Vurdu” appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Devletlerin Üretilmiş Şiddeti IŞİD Nasıl Silahlandı? appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Devletlerin terörokrasi döneminin bir sonucu olarak ortaya çıkan cihatçı terör çetelerinden IŞİD, 2014-2017 yılları arasında başta Irak ve Suriye olmak üzere pek çok coğrafyada katliamlara imza attı. Musul ve Rakka gibi, hakim olduğu büyük yerleşim yerlerinden çıkarılan IŞİD, bugün eski gücünden uzak olsa da, yine devletlerin Ortadoğu’daki süre giden politikaları nedeniyle, -belki de başka adlarla- tekrar güçlenme eğilimini koruyor.
IŞİD’e karşı en az 60 devletin katılımıyla Ağustos 2014’te başlayan mücadele üç yılı aşkın bir süre devam etti. Ağustos 2014 itibarıyla Belçika büyüklüğünde bir toprak parçasına hakim olan IŞİD, bugün Suriye ve Irak’ta toplam 100 kilometrekarelik küçük direniş noktalarında varlığını sürdürüyor. Cihatçı terör çetesi, gücünün doruğunda olduğu dönemlerde, sahip olduğu, çoğu NATO ve AB devletleri orijinli gelişmiş silahlarla da dikkat çekerken, bu silahların ellerine nasıl geçtiğine dair çok sayıda spekülasyon da yapılmıştı.
Dünyadaki çatışma bölgelerinde gerçekleşen silah hareketlerini takip eden Çatışma ve Silahlanma Araştırmaları’nın (CAR) yaklaşık üç yıllık çalışması sonucu ortaya çıkan bir rapor IŞİD’e, söz konusu silahların nereden geldiğini belgeliyor. Deutsche Welle’den Matthias von Hein’ın haberleştirdiği raporda yer alan “…IŞİD’in bu kadar uzun süre direnebilmesinin tek nedeni taraftarlarının fanatikliği değil. Örgüte silah ve cephane akışının kesintisiz devam etmesi de önemli bir rol oynadı. IŞİD’e giden silahların önemli bir bölümü NATO ve AB ülkeleri orijinliydi ve ABD ile Suudi Arabistan, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye üzerinden çatışma bölgelerine gidiyordu…” şeklindeki ifadeler, cihatçı terör çetesinin, nasıl güçlendiği konusunda önemli bir fikir veriyor.
Habere göre, CAR’dan uzman ekipler Temmuz 2014-Kasım 2017 döneminde cephede yaptıkları incelemelerde IŞİD’le mücadele koalisyonunun eline geçen IŞİD silahlarını mercek altına aldı. Kobané ile Bağdat arasında kalan bölgede yaklaşık iki bin silah ve 40 bin adedi aşkın cephane üzerinde yapılan incelemede CAR ekibi üretici verileri ve seri numaraları üzerinden sevkiyat rotalarını belirlemeye çalıştı. CAR’ın Suriye ve Irak’taki faaliyetlerinden sorumlu yöneticisi Damien Spleeters kendisini en çok şaşırtan bulgunun sevkiyatın hızı olduğunu belirterek şu ifadeleri kullanıyor:
“Silahların ihraç sonrasında ne kadar hızlı bir şekilde IŞİD envanterine girdiğini görmek şaşırtıcı. Örneğin . CAR araştırmasına göre 2015 yılı Aralık ayında ABD’ye satılan Bulgaristan üretimi tanksavar roketleri, üzerinden daha iki ay geçmeden Ramadi’yi IŞİD’den geri alan Irak askerlerince IŞİD’in terk ettiği bölgede ele geçirilmiş.”
IŞİD silahları çatışmalarda mı ele geçirdi, saflarına katılan savaşçılar aracılığıyla mı elde etti ya da rakip gruplardan mı satın aldı, bilinmiyor. Tanksavar roketlerin sevkiyat rotasını tamamen belirleyebilmek mümkün değil. Eldeki en somut veri, Bulgaristan’ın ABD’ye yapılan silah ihracatını CAR’a teyit etmiş olması. Tanksavar roketler Amerikan Kiesler Police Supply şirketine gönderilmiş ve ihracat lisans başvurusuna yasal prosedür gereği Amerikan ordusunun son kullanıcı beyannamesi eklenmişti. Bu beyannameyle ABD ordusunun silahları üçüncü taraflara sevk etmeyeceği garanti ediliyordu.
Ancak ABD bu beyana sadık kalmadı ve silahlar çok kısa süre içinde Ortadoğu’da ortaya çıktı. Spleeters’e göre bu durum, “Avrupalı silah üreticilerinin çok önemli müşterilerinden olan ABD ve Suudi Arabistan’ın, Avrupa silah ihracatında temel rol oynayan son kullanıcı beyannamesini dikkate almadıklarının kanıtı”
Devletler arasında, özellikle çatışma bölgelerine yoğunlaşan bu ve buna benzer silah sevkiyatına ilişkin bir diğer araştırma da, “Balkan Araştırmacı Muhabirler Ağı” ile “Örgütlü Suçlar ve Yolsuzluk Raporlama Projesi”nin 2016 yılında yaptığı raporda belgeleniyor. Araştırmada güney ve doğu Avrupa’dan sekiz devlet ile Suudi Arabistan, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye arasında artan silah ticaretine dikkat çekilerek,bir milyar 200 milyon euro değerinde kalaşnikof, makineli tüfek, roketatar ve hava savunma sistemlerinin çatışma bölgelerine nakledildiği raporlanıyor. Devletler tarafından gerçekleştirilen bu büyük sevkiyat ise, silah boru hattı şeklinde tanımlanıyor.
https://meydan1.org/gundem/2017/02/terorokrasi/
The post Devletlerin Üretilmiş Şiddeti IŞİD Nasıl Silahlandı? appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Türkiyeli Şirkete ABD’den IŞİD Yaptırımı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>ABD Hazine Bakanlığı, Yunus Emre Sakarya’nın sahibi olduğu Profesyoneller Elektronik şirketine, IŞİD’e insansız hava aracı parçaları tedarik etme suçlamasıyla yaptırım uygulama kararı aldı. ABD Hazine Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Filipinler’de de IŞİD’ i mali ve maddi destek sağlamak suçundan Abdulpatta Escalon Abubakar’a, Somali’de de yine IŞİD’i destekleyen faaliyetleri nedeniyle Mohamed Mire Ali Yusuf ve şirketleri Liibaan Trading ile Al Mutafaq Ticaret Şirketi’ne yaptırım uygulandığı belirtildi. Reuters kaynakl haberde, şirketin 2015’ten bu yana IŞİD’e insansız hava aracı parçaları tedarik edilmesinde aracılık ettiği ifade edildi.Haberde ayrıca, Yunus Emre Sakarya’nın sahibi olduğu Profesyoneller Elektronik için,IŞİD’in paravan şirketi ifadesi dikkat çekerken, şirketin cihatçı terör çetesine toplam 500 bin dolarlık insansız hava aracı malzemesi ulaştırdığı bilgisine yer verildi.
The post Türkiyeli Şirkete ABD’den IŞİD Yaptırımı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Independent İddiası: Eski IŞİD Üyeleri ÖSO’ya Katılıyor appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>İngiltere’de yayınlanan Independent gazetesi, cihatçı terör çetesi IŞİD’in eski üyelerinin Türkiye tarafından eğitilerek ÖSO’ya dahil edilerek, Afrin’de saldırısında kullanıldığını iddia etti. Gazete, “Farac” takma isimli eski IŞİD üyesine dayandırdığı haberinde, eski IŞİD üyelerini eğiten komutanların, “IŞİD-Türkiye işbirliğinin çok açık olmaması için canlı bomba ve bombalı araç gibi taktiklerin kullanımını yasakladı”. bilgisi dikkat çekiyor. İndependent, konu ile ilgili bilgisine başvurmak istediği TC askeri makamlarından yanıt alamadığını belirtti.
The post Independent İddiası: Eski IŞİD Üyeleri ÖSO’ya Katılıyor appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Afrin Hava Sahası 4 Şubat’tan Beri Kapalı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>TSK birliklerinin ÖSO adı altındaki çetelerle Afrin’e yönelik başlattığı saldırı 20. gününe girdi. Saldırılar sürerken, TSK’ye bağlı savaş uçakları ile helikopterlerin 4 Şubat’ı 5 Şubat’a bağlayan geceden bu yana Afrin hava sahasını kullanamadığı ortaya çıktı. Bu durum, Rusya’nın kendi uçaklarına omuzdan atılan füzelere karşı yeni bir elektronik hava savunma sistemi kurma çalışmaları yürütmesinden kaynaklandığı şeklinde gerekçelendiriliyor.
3 Şubat günü İdlib’de, Rusya’ya ait Su-25 tipi savaş uçağının MANPADS (Man portable air defense systems/Tek kişi tarafından taşınabilir hava savunma sistemi) ile düşürülmüştü. Uçağın TSK ile birlikte Afrin saldırısına katılan ve Soçi’yi boykot ederek temsil yetkisini TC’ye devreden heyetin içinde yer alan Ceyş el Nasr adlı çete tarafından düşürüldüğü açıklanmıştı. Ancak uçak düşürülme olayı daha sonra, yine TC ile ilişki içindeki Heyet Tahrir eş Şam adlı, El Kaide bağlantılı çete tarafından “üstlenilmişti.”
The post Afrin Hava Sahası 4 Şubat’tan Beri Kapalı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Cihatçı Çetelerin Eşlik Ettiği TSK Konvoyu Suriye Ordusuyla Karşı Karşıya appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Efrin saldırısını sürdüren TC devletinin, sınırının ötesindeki hegemonya hayalleri devam ediyor. Suriye Ordusu, İran’a bağlı milisler ve Rus uçaklarının ilerleyişini sürdürdüğü İdlip’ten, Heyet Tahrir -eş Şam (HTŞ) “eşliğinde” Halep’in güneyindeki El Ays kasabasına inmek isteyen TSK konvoyu, Suriye Ordusu ile karşı karşıya geldi. Aralarında 15 tankın olduğu, 100 askeri araçtan oluşan konvoy, Rus savaş uçaklarının bombardımanı ve Suriye topçusunun ateşi ile ilerleyişini durdurmak zorunda kaldı.
El Kaide bağlantılı cihatçı terör çetesi HTŞ’nin sosyal medya hesapları da, TSK’ye eskortluk ettiklerini doğrularken, gazeteci Jenan Moussa’ya ait Twitter hesabında yer alan bir videoda, HTŞ çetesine mensup olduğu sanılan bir cihatçı, arkasından geçen TSK konvoyuyla karşılıklı selamlaşıyor.
Cihatçı Çetelerin Eşlik Ettiği TSK Konvoyu Suriye Ordusuyla Karşı Karşıyahttps://t.co/iiBqFqIMzf pic.twitter.com/JSmW8LlIL5
— Medyan Haber (@medyanhaber) 30 Ocak 2018
HTŞ çetesi, Türkiye’nin garantör devletlerinden bir olduğu Astana görüşmeleri ile IŞİD ile birlikte ateşkes kapsamı dışında tutulan cihatçı çetelerden biriydi. Rusya’yan 2017 yılı sonunda yapılan açıklamada da 2018’de Suriye’de, HTŞ başta olmak üzere El Kaide türevi cihatçı çetelerle mücadele edileceği vurgulanmıştı. İdlip’te 2017 Ekim ayında başlayan askeri hareketlilikte TSK birlikleri,yine HTŞ eskortluğunda ve kontrolünde İdlip’e giriş yapmış, ancak Astana’da yükümlü olunan 24 çatışmasızlık bölgesi kurulması taahhütünün aksine, Efrin’i güneyden kuşatacak şekilde 4 üs oluşturulmuştu.
Kaynak: Sendika.Org
The post Cihatçı Çetelerin Eşlik Ettiği TSK Konvoyu Suriye Ordusuyla Karşı Karşıya appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>