The post Kızlarına Yıllarca Cinsel İşkence Uygulayan Erkek Serbest Bırakıldı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>34 yaşındaki kardeş, cinsel işkencenin 6 yaşından 20 yaşına kadar sürdüğünü ve sadece kendisine uygulandığını düşündüğünü söyledi.Ancak daha sonra küçük kız kardeşlerine de yaptığını fark ettiğini belirtti.
“Altı yaşımdan 20 yaşıma kadar tacize ve tecavüze uğradım. Yıllarca şiddet uyguladı. Bunları sadece bana yapıyor sanıyordum ama kız kardeşime yaptığını da gördüm. 20 yaşlarımda iken bir sabah uyandım, koridordan ayak sesi geldiğini duydum. Yine bana geliyor zannettim. Ayak sesleri kesildi, odadan çıkıp nereye gitti diye baktım. Kardeşimin odasına girmiş, ağzını kapatmış halde tacizde bulunduğunu gördüm. “
Kadınların şikayeti üzerine başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan Dayan, suçlamayı reddetti ve tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Kızlarına Yıllarca Cinsel İşkence Uygulayan Erkek Serbest Bırakıldı#SapıkBabayaAğırCeza https://t.co/ocStXi5RKZ pic.twitter.com/WceNEnYOiF
— Meydan Gazetesi (@meydangazetesi) March 30, 2021
Mersin Kadın Platformu adına konuşan Bahar Şofer ise şunları söyledi:
Salih Dayan isimli şahsın 3 kızını uzun yıllar boyunca çocukluklarından beri istismar ettiği iddiaları vardı. Daha önceden de babaları hakkında suç duyurusunda bulunduklarını ileten kız kardeşler yine bu şikayetin sonuçsuz kalmasından, etkin bir soruşturma yürütülmemesinden kaygılılar.
Şu anda ifadesi alınıp serbest bırakılan Salih Dayan, tehditlerine devam etmekte, kız kardeşlerin şikayetlerini geri alması için baskı yapmaya devam etmektedir.
The post Kızlarına Yıllarca Cinsel İşkence Uygulayan Erkek Serbest Bırakıldı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Instagram’ın İki Yüzlü Sansür Politikası ve PornHub appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Tartışmanın en can alıcı noktası Williams gibi, modellik yapan beyaz kadınların aynı politikadan etkilenmemesi oldu.
The Guardian’a röportaj veren Williams, “Instagram’da her gün milyonlarca ‘çıplak’ ve zayıf beyaz kadın’ fotoğrafı bulabiliyoruz. Ama şişman siyah bir kadının kendi vücudunu övmesi sansürlenebiliyor. Kendimi susturulmuş hissediyorum”, demişti.
Fotoğrafçı Alexandra Cameron ve Nyome Nicholas-Williams’ın örgütlediği “#IWantToSeeNyome” (Nyome’yi Görmek İstiyorum) kampanyası ile birlikte gelen çok sayıda destek sebebiyle Instagram geri adım atmış ve Williams’ın fotoğrafları geri yüklenmişti.
Instagram Geri Adım Attı Ama…
Instagram, Williams’ın mücadelesi neticesinde geri adım attı ama 20 Aralık’tan itibaren uygulamaya koyduğu yeni kullanım koşulları ile pek çok cinsellik eğitmenini, cinsellik üzerine podcast hazırlayan yayıncıların; direk dansçılarının (pole fitness, pole dance vs.), erotik sanatçıların (ressam, illüstratör, performans sanatçısı vs.) ve -özellikle- seks işçilerinin hesapları, paylaşımlarda “çıplaklık” olmasa ya da bu paylaşımlara oto sansür uygulanmış olsa bile kapatılma tehlikesiyle karşılaşıyor.
Şimdiye kadar pek çok kadın direk dansçısı hesaplarının bu sebeple uyarı aldığını belirtti. Bununla beraber, uygulamadaki cinsiyetlerini “erkek” olarak değiştirdiklerinde daha fazla etkileşim almaya başladıklarını ve uyarı almadıklarını belirtiyorlar.
Instagram, “cinsellik kuralları” adı altında pek çok içerik üreticisinin hesabını kapanma tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyor ve daha önce yayınladıkları içerikleri bir daha paylaşmamaları hususunda baskı oluşturuyor.
Instagram’ın İki Yüzlü Politikası ve PornHub
2019 internet raporlarına göre dünyada en çok ziyaret edilen 8’nci internet sitesi olan “PornHub”ın resmi Instagram hesabının 12,5 milyon takipçisi bulunuyor.
Dünyanın en büyük “kurumsal pornografik içerik sağlayıcısı” ünvanına sahip olan siteye aynı zamanda farklı algoritma ve video isimlendirme yöntemleriyle yüz binlerce; tecavüz, gizli çekim, çocuk pornosu ve ırkçı/cinsiyetçi içerik yüklenmiş.
14 yaşındayken kaçırılan Rose Kalemba , siteye yüklenen videolarının silinmesi için defalarca PornHub’a mail attığını ama en sonunda kendisini bir avukat olarak gösterip dava açmakla tehdit ettikten sonra sonuç alabildiğini belirtiyor.
Kalemba, başına gelenleri anlatıp PornHub’ın gizlice, çocuk pornografisi ve cinsel işkenceden para kazandığını açıklaması ve buna karşı mücadele başlatmasının ardından çok sayıda tehdit ve hakarete maruz kaldığını belirtiyor.
2018 yılında ABD’nin Florida eyaletinde kaybolan bir kız çocuğu, yapılan araştırmalar sonucu siteye yüklenen bir videoda tespit edildi ve videodaki erkeklerin evinde bulunarak kurtarıldı. Aile, videoların silinmesi için sürekli başvurduklarını ancak videoların siteye her seferinde tekrar yüklendiğini belirtiyor.
PornHub bugüne kadar pek çok tepkiyle karşılaştı. Kapatılması ve yüklenen videoların silinmesi için çok sayıda eylem ve kampanya düzenlendi. Ancak olaylara kayıtsız kalan şirket, kredi kartı firmalarına yapılan baskılar sonucu bu firmaların siteden çekilmesiyle geri adım attı ve siteye “onaylanmamış hesaplar” tarafından video yüklemelerini durdurdu.
Instagram, geniş bir cinsel işkence sicili olan PornHub’ın kullanıcı adında bulunan “mavi tik” ile , PornHub’ın kurumsal kimliğini tanıyor ve onaylıyor. Öte yandan “direk dansı” ve “kadın” ibaresi geçen etiketlere (#poledance, #woman vb.) “topluluk şikayeti” denilerek sansür uygulanırken PornHub’ın kendi başlattığı #PHWorthy gibi etiketlere şimdiye kadar nedense böyle bir şikayette bulunulmamış.
Dans,resim,eğitim vb. içerikleri “pornografi politikası” adı altında sansürleyen Instagram’ın iki yüzlülüğü, yasaklanan hesaplardan daha fazla çıplaklık barındıran ve bu zamana kadar çocuk pornografisinden milyonlarca dolar kazanan PornHub’ın hiç bir yaptırıma ya da sansüre uğramamasıyla beraber gün yüzüne çıkmış oldu.
The post Instagram’ın İki Yüzlü Sansür Politikası ve PornHub appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Kızına 7 Yıl Boyunca Cinsel İşkence Yapan Erkek “Sağlık Sorunu Var” Denilerek Tahliye Oldu appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Kızına 7 Yıl Boyunca Cinsel İşkence Yapan Erkek “Sağlık Sorunu Var” Denilerek Tahliye Oldu appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Kadınlar İçin Devlet Düşman appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>10 gün önce gözaltına alındı Rojbin Çetin. Devletin evine yaptığı baskınla, baskına getirilen köpeğin saldırısıyla, işkenceyle… Rojbin’in gözaltı süresinin 4 gün daha uzatıldığını öğrendik 2 gün önce. Devlet kadına yönelik şiddeti, tacizi, işkenceyi yaşamın rutini haline getirmeye çalışırken devlete inat “Rojbin’in yanındayız” demenin ihtiyacını duyuyoruz. Çünkü kadınlar sokakta, iş yerinde, evde kısacası yaşamın her alanında şiddete maruz kalırken bizler susmamayı, itaat etmemeyi seçiyoruz. Devletin gözaltında uyguladığı çıplak aramaya, cinsel şiddete ve işkenceye inat yılmıyoruz, yan yana olmaktan vazgeçmiyoruz. Çünkü biliyoruz, sessizlik sadece işkenceyi ve tacizi büyütecektir.
Devletin düşmanlığının güncel bir yansıması oldu Rojbin’in yaşadıkları. Halkların yüz yıllardır yaşadıkları toprakları işgalle kana bulayan devlet, kadınların bedenlerinde de sürdürdü işgalini. Nasıl ki yıkmaya çalıştı evlerimizi, öyle lime lime etmeye çalıştı bedenlerimizi. Ortadoğu’da, Bosna’da, Almanya’da ve nice coğrafyalarda yaşandı bu savaş. Halkların düşmanı devletler, cinsel işkenceleriyle kadınların iki kez düşmanı oldu.
Tarih boyunca devletlerin olduğu her yerde savaşı ve yıkımı görebiliriz. Ve elbette bu savaşlarda yine en çok kadınların bedeninin sömürüldüğünü; işkenceleri ve tecavüzleri…
Nazi askerleri örneğin, Yahudi kadınları ya da engelli kadınları türlü işkencelerle katletmişti. Gettolarda ve toplama kamplarında kadınlar tecavüze uğramış, ağır işlerde çalıştırılmıştı ve hatta insan deneylerinde kobay olarak kullanılmıştı. Nazi askerlerinin tecavüzlerinin ardından hala “iş görebilir” diye sınıflandırılan kadınlar Polonya’ya ve Sovyet Rusya’ya sürgüne gönderilmişti. Tecavüze uğrayıp sürgün edilen kadınlara yönelik saldırılar “ırk uzmanları” tarafından da bir devlet politikası olarak sürdürülüyordu. Hamile olan kadınlar “ırk uzmanları” tarafından muayene ediliyor, çocukları “Almanlaştırılabilecek” olan kadınların doğum yapmasına “izin” veriliyordu. Çocukları “Almanlaştırılamayacak” kadınlara ise zorla kürtaj yapılıyordu. Kadınlara yönelik tecavüz, sistematik bir şekilde sürekli hale getirilmişti.
Kadınlara yönelik tecavüz ve katliamlar savaşın tek tarafının izlediği bir politika da değildi. Devletlerin savaşında her cephede hedefti kadınlar. Sovyet askerleri 1945 ve 1955 yılları arasında milyonlarca Alman kadına sistematik bir şekilde tecavüz etmişti. Almanya’da tecavüzlerle bağlantılı kadın ölümlerinin toplamda 240.000 olduğu tahmin edilir ve bu, “tarihteki en büyük kitlesel tecavüz” olarak bilinir. Gündeme gelen bu tecavüzlere dair Stalin ise “Binlerce kilometre öteden, kan ve ateşten geçerek gelen askerlerin kadınlarla biraz eğlenmesinin önemsenmemesi gerektiğini” söylemişti.
1992 yılında başlayan Bosna Savaşı sırasında örneğin, Sırp askerleri tecavüz ve yağmalarla ilerlemişti. Bu askerler özellikle hedef aldıkları Müslüman kadınlar ve azınlık halklardan kadınlara yönelik kitlesel tecavüzler gerçekleştirmişti. Esir toplama kamplarında toplanan kadınların birçoğu da seks kölesi olmaya zorlanmıştı.
Devletlerin kadın bedenine yönelik savaşlarının örneklerini uzak coğrafyalarda aramamıza da gerek yok. Yaşadığımız coğrafyada da 19-26 Aralık tarihinde devlet destekli çeteler Maraş Katliamı’nı gerçekleştirdi. Maraş’ta cihat çağrıları yapılırken alevi kadınlardan savaş ganimeti olarak bahsedilmişti. Bu katliamda katledilen 111 kişinin 17’si kadındı ve onlarca kadın tacize, tecavüze uğramıştı. Bu katliamın ardından hafızalarımıza en çok kazınanlar ise 8 aylık hamile olan Esma Suna ve gözleri görmeyen 80 yaşındaki Cennet Çimen’di. Esma Suna karnındaki bebeğiyle ağır işkencelere maruz bırakılarak sokak ortasında katledilmişti. Cennet Çimen ise saldırganlar tarafından “Gel, seni kurtaracağız.” sözleriyle kandırılıp önce gözleri oyulmuş ardından bir tuvalete kapatılıp vahşice katledilmişti.
Benzer örnekleri çok geçmiş tarihlerde aramamıza da gerek yok. Daha 2014 yılında IŞİD Ezidilerin yaşadığı Şengal bölgesinde toplu bir katliam gerçekleştirmişti. Savaş bu coğrafyada da yüzlerce can alıp kadınlara işkence, taciz, tecavüz ve zulüm getirmişti. Yüzlerce Ezidi kadın esir alınıp köle pazarlarında satılmış ve sistematik bir şekilde şiddete, tacize ve tecavüze maruz kalmıştı.
2015 yılında Varto’da bir kadın gerilla öldürülmüştü, ismi Ekin Van… Devletin askerine öldürmek yetmediğinden cansız bedenine işkence edilmişti. Çırılçıplak soyulmuş, yerlerde sürüklenmiş ve çekilen fotoğrafları paylaşılmıştı. Devletlerin direnişi kuşanan kadınlara yönelik stratejisi daima böyleydi. “Devlet düşmanını cezalandırdı”yla meşrulaştırmaya çalışmıştı kimileri bu yaşatılanları. Yine aynı yıl içinde Silopi’deki sokağa çıkma yasakları sırasında 70 yaşındaki Taybet İnan keskin nişancılar tarafından evinin önünde vurularak katledilmiş ve cenazesi tam 7 gün sokak ortasında kalmıştı. Beyaz bayrak açıp bedenini almaya giden herkese devlet ateş açmıştı. Onun sokak ortasında 7 gün yatan bedeni, yaşadığımız topraklarda devletin kadın bedeninin ölüsüne dahi reva gördüklerini bir kez daha gözler önüne sermişti.
Kadın bedeni üzerinden verilir tüm savaşlar… Tüm coğrafyalarda yüzyıllar önce de bugün de gördüğümüz gibi devletin adının önemi yoktur; devlet devlettir. Devlet katliamdır, tecavüzdür. Dün Ekin Van ve daha nice örneğin ardından bugün Rojbin Çetin’e evinde taciz edildi, işkence yapıldı. Yarın bunları hiçbir kadın yaşamasın diye mücadeleye sarılmaktan başka çaremiz yok!
Devletle Uzlaşmayacağız, Asla İtaat Etmeyeceğiz
Devlet soykırımlarla yok edemediği gibi halkları, cinskırımlarla da yok edemez biz kadınları, mücadelemizi. Düşmanlığını gözaltında işkencelerle, savaşta toplu tecavüzlerle sergileyen devlet, erkektir ve kadınların düşmanıdır.
Kadınların türlü işkencelere, tacizlere maruz kalmasına sebep olan devletle asla uzlaşmayacağız. Devletin teşvik ettiği erkeklerin tacizi, tecavüzü, şiddeti karşısında asla susmayacağız. Uzlaşmamızı ve susmamızı isteyen devlete asla itaat etmeyeceğiz!
Zeynep Tan
Kaynak: Anarşist Kadınlar
The post Kadınlar İçin Devlet Düşman appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Kadınlar Cinsel İşkenceyi Meşrulaştıran Yasaya Karşı Sokaktaydı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>“Kadınlar Birlikte Güçlü”nün çağrısıyla bugün saat 19:0’da Kadıköy Rıhtım’da bulunan Eminönü İskelesi’nde buluşan kadınlar, fiziksel mesafeyi de koruyarak bir eylem gerçekleştirdi.
Aralarında “Anarşist Kadınlar”ın da bulunduğu çeşitli kadın örgütleri, Kadıköy Rıhtım’da bir araya gererek cinsel işkencecileri aklayan ve özellikle kız çocuklarına uygulanan cinsel işkenceyi meşrulaştıracak olan yasaya karşı ses çıkardı.
The post Kadınlar Cinsel İşkenceyi Meşrulaştıran Yasaya Karşı Sokaktaydı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Dubai’de Cinsel İşkenceden Kurtulmak İçin Camdan Atlayan Kadın 3 Ay Tutsak Edildi appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Başından geçenleri aktaran kadın, 39 yaşındaki patronunun ofisine gittikten bir süre sonra aldığı cinsel ilişki teklifini reddettiğini ve adamın kendisine şiddet uygulamaya başladığını söyledi.
Ofisten çıkmaya çalışan kadının saçlarından tutup bıçak çeken adam daha sonra kadını soyunmaya zorlamış. Stetsyuk,kendisini boğmaya başlayan erkekten kurtulup bıçakla yaraladıktan sonra 6’ncı kattan atlamış ve bir dükkanın tentesine düşerek hayatta kalabilmiş.
Hastanede Gözaltı
Düşmenin etkisiyle omurgası ve kaburgaları kırılan kadın hastaneye kaldırılmış ve tedavisine başlanmış. Ancak her daim erkeğin sözünü dinleyen devlet, kadının camdan çıplak atlamasını bahane ederek kadını “ahlaka aykırı davranış” yapmaktan ve “cinayete teşebbüs” suçlamasıyla tedavisi sürdüğü sırada gözaltına alıp hapse atmış.
Hapishanedeki diğer kadın tutsakların yardımıyla hayatını devam ettirebildiğini aktaran kadın, yardım almadan tuvalete bile gidemediğini söyledi. Diplomatik görüşmeler sonucunda 3 ay sonra serbest kalan kadının tedavisi sürüyor.
Stetsyuk’un yaşadıkları Suudi Arabistan ve dünyanın her yerinde kadınların maruz kaldığı şiddeti ve baskıyı gözler önüne seriyor.
The post Dubai’de Cinsel İşkenceden Kurtulmak İçin Camdan Atlayan Kadın 3 Ay Tutsak Edildi appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Çocuğa Cinsel İşkenceden Yargılanan Polise Tahliye appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Zonguldak’ta 17 yaşındaki bir çocuğa cinsel işkencede bulunduğundan dolayı tutuklanan polis, 29 yıl hapis cezası istemiyle açılan davanın ilk duruşmasında tahliye edildi.
Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce gerçekleştirilen yargılamada, tutuklu sanık polisin ardından ifade veren diğer polis arkadaşları “suçlamaları” kabul etmediler. Mahkeme heyeti “delillerin yetersizliği” ve “suç vasfının değişme ihtimali” gibi bahanelerle cinsel işkencede bulunan polisi tahliye etti.
The post Çocuğa Cinsel İşkenceden Yargılanan Polise Tahliye appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Cinsel İstismar Değil Cinsel İşkence! – Meltem Çuhadar appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Yaşadığımız coğrafyada son süreçte yükselen bir gündem var: cinsel istismar. Ana haber bültenlerinde Adana’da 3 yaşında çocuk, sosyal medyada Antalya’da 4,5 yaşında çocuk; orada 1,5 yaşındaki, burada 16 yaşındaki…
Erkek devletin erkek erkanı da her gün bu meseleye dair açıklamalar yapmaya başladı. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, “Mahkeme kararıyla, infaz süresince, kimyasallarla cinsel isteği azaltma ve ortadan kaldırma konusunu birkaç gün içinde yürürlüğe koyma hususunda irademiz var” diyerek kimyasal hadımı yeniden dillendirdi mesela.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise çıtayı yükselterek idam söylemiyle çıktı sahaya: “Kim ki çocukların hakkını, hukukunu inkar ve imha etmeye kalkıyorsa, ya anasından doğduğuna pişman edilmeli ya da kurulacak bir darağacında boğazına yağlı urgan dolanmalıdır.”
Başta cinsel istismar olmak üzere çocuklara yönelik her türlü istismarın araştırılarak alınması gereken “önlem”lerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu Raporu, kararın alınmasından 435 gün sonra Meclis Genel Kurulu’nda görüşüldü. Yukarıdaki açıklamalarla aynı tarihlerde gerçekleşen görüşme sırasında -ne hikmetse- koltukların çoğu boştu.
Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, kendisinin koordinasyonunda, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kayan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ve Sağlık Bakanı Ahmet Demircan ile çocuklara yönelik cinsel istismara karşı bir komisyon kurulduğunu hatırlattı.
Halk tepkiliydi, herkesin canını sıkan bir meseleydi bu. Bu koşullarda, Erdoğan’ın herkesin konuştuğu bu gündemde geri kalması mümkün değildi. Evli olmayan bireyler arasındaki birliktelik olarak tanımladıkları “zina” ile cinsel istismarın aynı kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini söyledikten sonra “terör suçlusu” olarak tanımladıkları bireyler için de idamın gündemde olduğunu söyleyiverdi. Yani bu gündemi bile “istismar” ederek kendi amaçlarından birine ulaşmak için araçsallaştırdı.
Bazen toplumu sakinleştirmek için, bazen asıl yapılması gerekenlerin konuşulmasını engellemek için, bazen de başka amaçlarla ortaya atılan bu fikirleri bir kenara bırakıp açıklanan verilere bakacak olursak “Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre kadınların en az %20’si, erkeklerin en az %10’u 18 yaşından önce cinsel istismara uğramakta”ymış. Yaşadığımız topraklarda -sadece 2017 yılında- 387 çocuk istismara uğramış. Bu konuda açılan dava sayısı son 10 yılda 3 kat artmış. Bu yüksek(!) verilerin bile, gerçeği yansıtacak kadar yüksek olmadığını biliyoruz.
Erkek devletin erkek erkanı “çocuklara yönelik bu alçaklıkların istismar değil alenen izmihlal olduğunu, toplumumuzu çöküşe götürebileceğini” söylemiş. “İstismar değil izmihlal”miş… Onca çocuğun yaşadığını tanımlamak onlara mı düşmüş? İstismar demek yaşananları ifade etmez, yumuşatır. Toplumun gözünde daha kolay kabullenilir hale getirmeye, meşrulaştırmaya çalışır. Yaşananlar “cinsel istismar değil, cinsel işkence”dir. Açık konuşalım; yaşananları tanımlamak o ya da onlara değil, bize düşer. Çünkü biz biliyoruz, istismar hafif kalır.
Cinsel işkencenin, sıkça yoksullarda görüldüğünü söylüyorlar mesela; zengininden yoksuluna, yaşlısından gencine pek çok kesimde görüldüğünü ve hastalık olmadığını biliyoruz. İşkencecilerin anormal davranışları olan yabancı kişiler olmadığını, genelde tanıdığımız, yakınımızdaki kişiler olduğunu da. Gece yarısından sonra ıssız sokaklarda, boş inşaatlarda, umumi tuvaletlerde ya da gitmememiz gereken “tehlikeli bölgeler”de değil; genelde kendimizi güvende hissettiğimiz bölgelerde gerçekleştiğini de… İddia edilenin aksine, çocukların olan biteni çabuk unutmadıklarını ise sıra arkadaşımızdan, komşumuzun kızından, kendimizden biliyoruz. Cinsel işkenceyi gerçekleştirenlerin kim olduğunu, bu işkencecilere çanak tutanların ve aklayanların kimler olduğunu hele, çok iyi biliyoruz.
Bu yüzden tekrar söylüyoruz; bu konuda tanım koymak onlara düşmez. Yaşananlar cinsel istismar ya da izmihlal değil; cinsel işkencedir!
Meltem Çuhadar
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 44. sayısında yayınlanmıştır.
The post Cinsel İstismar Değil Cinsel İşkence! – Meltem Çuhadar appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>