cumartesi anneleri 700.hafta – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Thu, 30 Aug 2018 18:55:16 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 Cumartesi Anneleri’nden Yasaklara Dair Basın Toplantısına Çağrı https://meydan1.org/2018/08/30/cumartesi-annelerinden-yasaklara-dair-basin-toplantisina-cagri/ https://meydan1.org/2018/08/30/cumartesi-annelerinden-yasaklara-dair-basin-toplantisina-cagri/#respond Thu, 30 Aug 2018 18:55:16 +0000 https://seninmedyan.org/?p=42618  Önce İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun emriyle Cumartesi Anneleri 700. Hafta   Oturması’na yapılan saldırı. Sonra Soylu’nun hakarete varan açıklamaları ve           AKP’nin eylemi yasaklaması…                                                            […]

The post Cumartesi Anneleri’nden Yasaklara Dair Basın Toplantısına Çağrı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
 Önce İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun emriyle Cumartesi Anneleri 700. Hafta   Oturması’na yapılan saldırı. Sonra Soylu’nun hakarete varan açıklamaları ve           AKP’nin eylemi yasaklaması…                                                                     Cumartesi Anneleri bütün bunlara bir cevap vermek için herkesi 31 Ağustos(yarın) İnsan Hakları Derneği’ne çağırıyor.

The post Cumartesi Anneleri’nden Yasaklara Dair Basın Toplantısına Çağrı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/08/30/cumartesi-annelerinden-yasaklara-dair-basin-toplantisina-cagri/feed/ 0
“Faili Meçhul* Dosyaları Yakılması İçin SEKA’ya Gönderiliyordu”- Artı Gerçek https://meydan1.org/2018/08/30/faili-mechul-dosyalari-yakilmasi-icin-sekaya-gonderiliyordu-arti-gercek/ https://meydan1.org/2018/08/30/faili-mechul-dosyalari-yakilmasi-icin-sekaya-gonderiliyordu-arti-gercek/#respond Thu, 30 Aug 2018 12:33:57 +0000 https://seninmedyan.org/?p=42603 “Faili meçhul” cinayetlerinin yoğun olduğu dönemde devlet bakanlığı yapan Algan Hacaloğlu, Artı Gerçek’e çarpıcı açıklamalarda bulundu: “Tanık olarak çağırsınlar giderim.” Rıfat DOĞAN ARTI GERÇEK – Cumartesi Anneleri’nin 700. Hafta eylemine dönük polis saldırısının ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Cumartesi Anneleri’ni ve gözaltında kaybedilen Hasan Ocak ile annesi Emine Ocak’ı hedef alan açıklamalar yapmıştı. Soylu, “Hasan Ocak, TKP/ML […]

The post “Faili Meçhul* Dosyaları Yakılması İçin SEKA’ya Gönderiliyordu”- Artı Gerçek appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
“Faili meçhul” cinayetlerinin yoğun olduğu dönemde devlet bakanlığı yapan Algan Hacaloğlu, Artı Gerçek’e çarpıcı açıklamalarda bulundu: “Tanık olarak çağırsınlar giderim.”

Rıfat DOĞAN

ARTI GERÇEK – Cumartesi Anneleri’nin 700. Hafta eylemine dönük polis saldırısının ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Cumartesi Anneleri’ni ve gözaltında kaybedilen Hasan Ocak ile annesi Emine Ocak’ı hedef alan açıklamalar yapmıştı. Soylu, “Hasan Ocak, TKP/ML Terör Örgütü üyesi değil miydi? Örgüt tarafından infaz edilmedi mi?” demişti.

Hasan Ocak’ın dosyasıyla yakından ilgilenen 50. Hükümetin İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Algan Hacaloğlu, Soylu’yu yalanlıyor. “Başından sonuna kadar mahkemedeydim. Böyle bir ifadeye tanık olmadım” diyen Hacaloğlu, Ocak’ın öldürülmesiyle ilgili AİHM karşısına ailenin talebi üzerine tanık olarak çıktığını ve devletin Hasan Ocak’ın işkenceyle öldürülmesindeki sorumluluğunu anlattığını belirtti. 2013’e kadar aileyle görüşen Hacaloğlu, işkenceyle öldürülen Hasan Ocak’a ait fotoğrafı da arşivinde bulunduruyor. “Ocak’ı konuşturmak için gözaltına aldılar ve orada uyguladıkları işkence ve darptan sonra öldürülmüş halde Beykoz’a atıldı” diyen Hacaloğlu, o döneme ilişkin çarpıcı açıklamalar yaptı.

Devlet arşivinde saklanması gereken “faili meçhul” dosyalarının periyodik olarak yok edildiğine dikkat çeken Hacaloğlu, “Adli Tıp’taki “faili meçhul” cinayet dosyaları bir yıl kadar kısa bir süre bekletiliyor, ardından SEKA’ya gönderiliyor, orada yakılıyordu” dedi.

Artı Gerçek’e konuşan Hacaloğlu, “faili meçhul” cinayetler konusunda önemli açıklamalar yaptı.

Hacaloğlu’nun sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

– Siz hangi hükümet döneminde bakanlık yaptınız ve ne kadar sürdü bu göreviniz?

Hikmet Çetin’in CHP Genel Başkanı olduğu, Tansu Çiller’in başbakanlığı dönemindeki hükümette görev aldım. İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanıydım. Görevim uzun sürmedi. Nisan ayında geldim, 5-6 ay kadar sürdü.

“FAİLİ MEÇHULLER” 90’LI YILLARIN İLK YARISININ GERÇEKLERİDİR’

– Görev yaptığınız dönem “faili meçhullerin” bu kadar yüksek sesle dillendirildiği ilk dönem miydi?

Esasında Türkiye’de” faili meçhuller”, “terörle” mücadelenin yoğun olduğu ya da PKK’nin kendisini hissettirdiği 1990-1994 arasıdır. O dönem Hizbullah da vardı. Hizbullah’ın özellikle faal olduğu Batman bölgesinde çok fazla “faili meçhul” cinayetler yaşanırdı. Ayrıca Güneydoğu’da yoğun olarak köy boşaltmaları vardı. Köy boşaltmalarının mağduriyeti giderilememiştir.

Sorunuza şöyle yanıt vereyim: “Faili meçhuller” 90’lı yılların ilk yarısının gerçekleridir. Hukuk devletinde yara açan, mağduriyetler yaratan ve iç barışımızda derin sıkıntılar yaratan bir olay ve süreçtir.

‘HİZBULLAH CİNAYETLERE BAŞVURUYORDU, KORUCULAR DA İŞİN İÇİNDEYDİ’

– TİHV’in raporuna göre DYP–SHP (SHP, o dönem CHP ile birleşecek ve CHP olacaktı) hükümetinin kurulmasıyla birlikte “faili meçhuller” 11 kat artarak 360’a çıkmış. 1993’de 467 ve 1994’de 423 kişi öldürülmüş. Bu veriler hakkında neler söylemek istersiniz?

“Faili meçhuller” konusunda CHP’nin TBMM’de verdiği önergeler doğrultusunda araştırmalar yapıldı. Boşaltılan köyler hakkındaki raporu ben yazdım. O da raflarda duruyor. “Faili meçhul” cinayetler konusu tek başına bağımsız irade tarafından ayrı bir konu olarak ele alınıp incelenmiş değil. Bu devam eden bir süreçtir. Güneydoğu’da çatışmanın yoğunluk kazandığı dönemde Hizbullah arada sık sık devreye girip örgüt içi infazlarla birlikte bu yola başvurmuştur. Korucular da bu işin içindeydi. Korucu ağalarının bir bölümü sonradan milletvekili oldu.

“Faili meçhulleri” araştırıyorum diye masaya otursanız geriye dönük olarak buna yargının yardımcı olması lazım. Yargıdaki, İçişleri Bakanlığı’ndaki verilerin toplanması lazım. Böyle bir geniş çalışma o süreç içinde gündemimize ne yazık ki gelemedi. Ancak bununla ilgili güçlü bir danışma kurulu oluşturmuştuk.

‘BAKANLARA SORMADAN ADLİ TIP’TAKİ DOSYALARA EL KOYDURDUM’

– Bir gazetede çıkan yazınızda Hasan Ocak’ın öldürülmesinden kısa bir süre sonra geldiğiniz görevinizde Adli Tıp’tan istediğiniz dosyada 290 ölümün 3’te 1’nin şüpheli ölüm olduğunu ve 80’inin işkence sonucu öldürüldüğünü belirtiyorsunuz. Ocak ve diğer “faili meçhullerin” ne kadar üzerine gittiniz, ne kadar gidemediniz?

Üzerine gidemediğim söz konusu değil. Çok güçlü danışmanlarım vardı ve biliyorsunuz Devlet Bakanlığı diğer bakanlıkların üzerindedir yetki kullanımı bakımından. Hasan Ocak olayı şöyledir: Ağabeyi bana geldi. Zamanaşımına uğramamalarına istiyorlardı. Ocak’ın cesedinin Beykoz’da bulunmasından bir kaç gün sonra ben bakanlık görevine başladım. Ama bizim resmen olayın intikal etmesi bir ayı buldu ve bakanlık yetkisiyle Adli Tıp’a gittim ve başka bakanlara sormadan, danışmadan bütün dosyalara el koydurdum. 290 dosyaya el koyduk. 1 Ocak 1994’ten itibaren olan dosyalardı bunlar. Daha evvel olanları periyodik olarak Kocaeli’deki kağıt fabrikası SEKA’ya göndermişler , yani başka dosya yoktu, olsa onlara da bakılırdı.

‘FAİLİ MEÇHUL CİNAYET DOSYALARINI SEKA’YA YAKILMASI İÇİN GÖNDERİYORLARDI’

– Niye gönderiyorlar?

Yakılması için. Belirli süre bekletiyorlar. Yakmışlar gitmiş.

– “Faili meçhulle” ilgili dosyalar mı yakılıyordu.

Evet, “faili meçhullerle” ilgili dosyalardı. Ben o zaman üst irade olarak sorduğumda Adli Tıp Başkanı söylemiş, ben onu İçişleri Bakanı’na da iletmiştim. Dosyalar gitmiş. Yakmışlar. Bu yanlış bir olay. Türkiye’de korunması gereken böyle ciddi bir arşivin bir yıl gibi bu kadar kısa bir sürede, yani düşünün bir yıl sadece saklamışlar.

‘AĞABEYİ TEŞHİS ETTİ 

– Hasan Ocak’a tekrar dönersek…

Hasan Ocak’ı ben ve arkadaşlar tanımıyoruz ama cansız beden bulundu ve o cesedin fotoğrafı bende vardır. Abisi fotoğraftan teşhis etti.

– Teşhis edilebilir durumda mıydı?

Yüzü ediliyordu sanırım. Ağabeyi sonuç olarak teşhis edebilmişti. Bu cansız bedenler kimsesizler mezarlığı adı verilen yere gömülüyordu. Eğer yakınları kimliğini teşhis edemiyorsa oraya gömülüyordu. Adli Tıp kendi morglarında bir ay boyunca Hasan Ocak’ın cesedini bekletmiş ve ardından gömülmüş.

‘RIDVAN KARAKOÇ’UN EVİ DİYE GİTTİĞİM BAŞKA BİR EVDE DE “FAİLİ MEÇHUL” VARDI’

– Bu dosyaların üzerine gidilmiş olsaydı, işkence ile ölümlerin üstündeki perde kaldırılmış “faili meçhul” cinayetler ortaya çıkmış olacaktı. Sizi engelleyen birileri mi oldu?

Kimse engelleyemezdi beni. DYP’liler bana müthiş alerji besledi. Kabine arkadaşlarım vs. Başka işler de oldu. O dönem İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir ile aramızda polemik olmuştu bu nedenle. Buraya girmeyelim. Tabi Hasan Ocak münferit olay gibi gözüküyor. Çok da düzgün bir çocukmuş. Öğretmen. Çay ocağı işletiyormuş. Rıdvan Karakoç dosyası da vardı. O da işkenceyle öldürülmüş. Hatta Karakoç’un evi diye tarif edilen ancak başkasına ait çıkan evdede “faili meçhul” vardı.

‘HASAN OCAK KONUSUNDA DEVLET BENDEN GERÇEKLERİ SAKLIYORDU’

– Hasan Ocak’ın ölümü ile ilgili dönemin İçişleri Bakanı Nahit Menteşe’nin, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar’ın, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu’nun ve İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir’in sizden bilgi sakladığını söylüyorsunuz. Bu bilgiyi sizden neden sakladılar, onların ne gibi bir parmağı vardı bu olayda?

Arkadaşlar inceleyince şu ortaya çıktı: Daha evvel gözaltına alındı mı alınmadı mı? Parmak izi alındı mı alınmadı mı? Hakkında bir tahkikat yapıldı mı yapılmadı mı? Çünkü şurada ‘öldürüldü’ diye bir canlı şahit yok, ikrar da yok. Emniyet hiçbir dönem konuyu sahiplenmedi. İlgi de göstermedi. İçişleri Bakanı Menteş de bu konuda destek göstermedi. Aksine onun karşısında başka olaylar yaşandı.

‘HASAN OCAK’I GÖZALTINA ALDILAR VE İŞKENCEDE ÖLDÜRÜLMÜŞ HALDE BEYKOZ’A ATTILAR’

Ocak’ın cesedinin Beykoz’da bulunduktan sonra parmak izinin alındığı buradaki savcı tarafından tespit edildi. Kendisi de aldı. Ölünün parmak izini aldı ve raporda da parmak izinin alındığı yazıyor. E parmak izini kim alır? Resmi makamlar. İşkence görmüş şekilde Beykoz’a atılmış. O nedenle bir şekilde bu cinayeti bakanlar kuruluna da taşıdım ve ‘bana söyleyin nedir bu?’ dedim. Bu kişinin parmak izi alınmış, burada öldürülmüş ve Adli Tıp’a verilmiş. İşkenceyle ölüm olayı resmi raporlara girmiş. Gayerettepe’deki emniyet şubesinde tutulduğu ifade edildi. Birden bire kayboluyor. Sonra cesedi bulunuyor. ‘Biz hiç görmedik, hiç gözaltına almadık, parmak izi almadık ve kayıtlarımıza geçmedi’ diye ıslak imzayla yanıt verdiler. Dönemin İçişleri Bakanı, Emniyet Müdürü, İstanbul Valisi ve İstanbul Emniyet Müdürü bir konuda buluşuyorlar: Hayır Emniyet Hasan Ocak’ı gözaltına almadı. Peki bu durum nedir? Ocak’ı konuşturmak için gözaltına aldılar ve orada uyguladıkları işkence ve darptan sonra öldürülmüş halde Beykoz’a atıldı. Devlet benden gerçekleri saklıyordu.

‘EMNİYETİN ALANINA GİREMEZDİK, MÜMKÜN DEĞİLDİ’

– Sakladıkları bilgi nedeniyle istifa etmeleri konusunda veya yargılanmaları konusunda adım attınız mı?

Emniyet alanına giremezdik. Nitekim mümkün değildi. Bakanı bile sokmuyorlardı. O  zaman aramızda böyle bir çatışma vardı.

‘OCAK’IN ÖRGÜTLE BAĞLANTISI HİÇ GÜNDEME GELMEDİ’

Ortada ‘Yeşil’ kod adlı biri var. Devletin kullandığı ‘Yeşil’ diye bir makine var. Cinayet makinesi. Kocaeli’den sonra Ankara hattında işlenmiş bir sürü cinayet vardı ve buradan bir rant elde edildi. Şunu belirteyim, Hasan Ocak ile ilgili o dönem ‘Şu ya da bu terör örgütüyle bağlantılıdır’ diye tek bir tartışma gündeme gelmedi. Birçokları için yapılmıştır ama Ocak için böyle bir şey yoktur. Öyle bir konu hiç açılmadı. Hiç gündeme gelmedi.

‘AİHM’E DEVLETİN OCAK’IN ÖLÜMÜNDE SORUMLU OLDUĞUNU BELİRTEN İFADE VERDİM’

– Ocak dosyası konusunda ailesinin AİHM’e başvurusu üzerine tanık olarak ifade de verdiniz. Neler söylediniz ifadenizde?

Ailesi istemiş ben de ‘yaparım’ dedim. 17 yıl milletvekiliği yaptım, hayatımda tek bir davam ve dokunulmazlığımın kaldırılmasına dönük tezkere yoktur. Mahkemede hiç bulunmadım. İlk kez AİHM’in önüne çıktım. Hep doğru bildiğimi yaptım. Sordular, bildiklerimi anlattım. ‘Devlet öldürtmüştür, öldürmüştür’ demedim ama olayların akışından devlet bunun (Hasan Ocak) ölümünden sorumludur ve biliyor. ‘Devletin bazı unsurları nasıl öldürüldüğünü, kimin öldürdüğünü biliyor’u ifademde anlattım. Bunları söyleyince Dışişleri Bakanlığı’ndan biri bana laf atmaya çalışınca ‘Sen git Dışişleri Bakanı gelsin’ dedim.

‘SOYLU’NUN OCAK KONUSUNDA SÖYLEDİKLERİ DOĞRU DEĞİL’

AİHM, elindeki dosyaya göre ‘bu öldürdü’ diyemedi ama ‘yaşam hakkının ihlal edildiğini’ vurguladı. Soylu’nun ‘Sol örgüt mensubu birisi mahkemede bunun kendi örgütlerine bağlı olduğunu ve örgüt içi çatışma ve ihtilaf nedeniyle onlar tarafından öldürüldüğünü açık açık anlattı. Biliyorsunuz’ gibi bir ifadesi var. Başından sonuna kadar mahkemedeydim. Böyle bir ifadeye tanık olmadım. Devlet bunu önemserse, talep edilmesi durumunda AİHM tutanaklarına bakılabilir.

‘MEHMET AĞAR YEŞİL’LE BAĞLANTILIYDI’

– 1993 yazında Emniyet Genel Müdürlüğü’ne Mehmet Ağar getirildi. 1993 yılı en fazla “faili meçhul” cinayetin yaşandığı yıl aynı zamanda. İlk demeci ‘Oyunu kurallarına göre oynayacağız’ oldu. Neydi bu oynun kuralı?

‘Yeşil’ kod isimli kişiyi kim korudu? Bir tane değil. O dönem de sadece derin devlet içinde değil, asker içinde malum örgütlenmeler, yapılanmalar vardı. 1980 yılında tanıdım Ağar’ı ve o zaman İstanbul Emniyeti Mali Şube Müdürüydü. O dönem ne işler çevirdi bilemem ama Ağar’ın konumu bir kaç olayla öne çıktı. Örneğin Susurluk var. Susurluk olayını yaşadık. Ağar’ın oğlu şimdi milletvekili. Dosyaya göre açıktan bir suçlama getirmem mümkün değil, ‘şurada bunu gizledi’ diye. Ama silah meseleleri var. Ağar benim dönemimde çok öne çıkmış biri değildi, daha çok Susurluk kazası ve ‘Yeşil’ ile bağlantılıydı.

‘RIDVAN KARAKOÇ DOSYASI 80 KRİTİK DOSYADAN BİRİYDİ’

– 20 Şubat 1995’te gözaltına alınan ve 2 Mart 1995 tarihinde ağır işkence ile öldürülmüş bedeni Beykoz’da ormanlık bir alanda bulunan Rıdvan Karakoç’un dosyası zamanaşımına uğradı. Karakoç dosyasında sizden bilgi saklandığını düşünüyor musunuz?

Rıdvan Karakoç’un dosyasını bulduk, Hasan Ocak’ın dosyasıyla çok benzerlik vardı. Ama Karakoç’un dosyasında bir gelişme olmadı. Bahsettiğim 290 dosyanın içinde yer alan kritik 80 dosyadan biriydi.

‘JİTEM KURALSIZLIĞIN, HUKUKSUZLUĞUN ÜRETTİĞİ, DEVLETİN KULLANDIĞI BİR YAPIYDI’

– 90’lı yıllarda ‘JİTEM’ ve ‘Beyaz Toros’ ile birlikte kayıplarda ve cinayetlerde çok fazla artış olduğu çeşitli raporlarda yazıyor. JİTEM’in ne gibi bir rolü vardı bu cinayetlerde?

JİTEM konusunda özel olarak söyleyecek bir şeyim yok ama JİTEM gücünü birçok yerde kullandı, birçok “faili meçhul” cinayette vardır. Kendine gerekçe uydurmuştur. Devletin kurduğu bir kuruluş. Yetkilisi vardır. Kuralsız işleyen, hangi iradeye bağlı olduğu belli olmayan bir yapıydı ve o nedenle çok rahatlıkla JİTEM mensupları kahraman yapıldı, aynı zamanda suçlandı. JİTEM temelinde kuralsızlığın, hukuksuzluğun olduğu ortamın ürettiği devletin içeride veya dışarıda kullandığı bir yapıydı. JİTEM’in en vurucu unsurlarından biri ‘Yeşil’di. ‘Yeşil’ bu kadar yaşayabilir miydi? ‘Yeşil’ olan saklandı, ‘Yeşil’ olmayanlar gösterildi. Orada da Mehmet Ağar gücünü ve konumunu ‘devleti koruyorum’ mantığıyla hep kuralsızlıktan yana koymuştur.

– Son yazınızda yargıyı da eleştiriyorsunuz. Bütün kayıp dosyalarında yargının işlemediğini görüyoruz. Yargının üzerinde bu konuda baskı var mıydı?

Yargı o zaman da iyi işlemiyordu. Üzerinde siyasi baskı vardı.

‘GALATASARAY MEYDANI’NA CUMARTESİ ANNELERİ’NE DESTEĞE GİTTİM’

– ‘Yanlış bilgi verdiğiniz için’ Hasan Ocak’ın ailesinden Haziran 1995 tarihinde özür dilediğinizi de belirtiyorsunuz. Aileyle bir daha görüşme fırsatınız oldu mu? Olsaydı neler söylemek isterdiniz?

2013 yılına kadar Ocak ailesiyle temaslarım devam etti. Ben bir kaç kere Galatasaray Meydanı’na Cumartesi Anneleri’ne desteğe gittim. Davanın zamanaşımına uğramaması için uğraştım. Ne yazık ki bu konuda bir katkım olamadı. Acı şeyler bunlar. Bazı şeyler biliniyor ve saklanıyor diye düşünülmesin.

– CHP, hükümet ortağıydı. Bu konuda CHP’yi yeterli buldunuz mu? Yeterli adımları attı mı sizce?

Partim içinde kimseyle ters düşmedim ama bazı arkadaşlar dışında yakın bir destek aldığımı söyleyemem. Bunu suçlamak için söylemiyorum. Parti, seçimler vs. derken zor bir dönemden geçiyordu.

‘SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNİN BASKISI ÖNEMLİ’

– Geriye dönüp pişmanlık duyduğunuz, ‘şunu da yapsaydım’ dediğiniz şeyler oldu mu?

Dönem kısaydı. 20 kişilik danışma kurulum vardı. Bakanlıkla bağlantılı yüksek danışma kuruluydu. Sivil toplum örgütlerine danışıyordum. Aydınlara açık toplantılar yapmıştık. Sivil toplum örgütlerinin ve sendikaların çok zayıfladığı bir dönemden geçiyoruz. Bu konularda sivil toplum inisiyatifi olmadan devletin bir şekilde iç denetimini sağlaması, bürokrasinin aşılması zor. Bakanın da siyasetçinin de sivil toplum denetimi altına girmesi lazım.

‘SOYLU SORGULANMASI GEREKEN BİRİDİR’

– Haftasonu Cumartesi Anneleri’ne yapılan polis müdahalesini ve sonrasında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Soylu, insanlara huzur veren, barış duygusunu geliştiren ilkeli, dayanışmayı güçlendiren bir bakanlık yapmıyor. Partizanca bir tavır içinde. İçişleri Bakanı’nın böyle halkı farklı departmanlara bölecek, alt kimlikler ve mezhepler şeklinde ayrıştıracak tavır ve söylemleri son derece yanlış. Şu kabinede sorgulanması gereken kişilerden biri Soylu’dur. Bu sürdürülemez. Bakan Soylu’nun görevi de sürdürülemez. Soylu’nun bu beyanları sivil topluma, hak arayanlara karşı bir duruş. Cumartesi Anneleri’ni direk böyle muhatap alıp ‘700. kez bir araya geldiler, bugün yasakladım’ şeklindeki yasakçı zihniyeti artık birçok yerde görüyoruz. Bu son derece vicdansız, hukuktan ve ahlaki duygudan da yoksun.

‘OCAK HAKSIZ YERE ÖLDÜRÜLMÜŞTÜR, BU BİR CİNAYETTİR’

Devletin arşivlerinin farkında değil. Hafızası yok. Soylu bilinçten yoksun, insani olmayan bir tavır içinde 85 yaşındaki anneyi suçluyor. Bu çok yanlış. Acılarla dolu yürekleri. Hasan Ocak, annesi Emine Ocak olunca beni direk geçmişe götürüyor. Hasan Ocak’ın annesi haklıdır, kardeşi haklıdır. Anne sadece vicdanı yandığı için bunu yapmıyor. Haksız yere oğlu öldürülmüştür. Bu bir cinayettir, işkence gördüğü saptanmıştır. Cesedi devlet tarafından korunmaya alınmış ancak ailesine haber verilmeden yok edilmiştir.

Kimsesizler mezarlığı nedir? Devletin yok etmek istediği dosyaları oraya gömüyorsan bu son derece büyük bir hukuksuzluktur.

Soylu hesap vermelidir, bu çıkışı basit bir çıkış değildir. Bu mantıkla görevini sürdürecekse kimse kendisine güvenemez. Topluma güven sağlayamaz. Bu mantıkla adalet sağlayamaz. İnsanlara huzur veremez. Barış duygusunun büyümesine katkı sağlayamaz.

‘BENİ TANIK OLARAK ÇAĞIRSINLAR HASAN OCAK KONUSUNDA GİDERİM’

– Bu sorunun çözümü sizce nasıl olabilir? Bu konuda ne gibi tavsiyeleriniz olur?

Türkiye’de etnik kökeni, mezhebi ne olursa olsun herkes eşit yurttaştır. Bu anlayışı yaymamız lazım. Türkiye siyasi yapılanmasından geçiyor sorunun çözümü. Bugünkü yönetim sistemiyle bu sorun çözülemez ve bana göre bu sistem de sürdürülemez. Hasan Ocak’ın ölümüne baksınlar, incelesinler. Beni bu konuda tanık olarak çağırsınlar giderim. Bu simgesel anlamda önemlidir.


*Hacaloğlu, röportajda faili meçhul tanımını kullanmış. Ancak gerek eski bakanın açıklamalarının içeriği, gerekse devletin yıllardan beri süre gelen katliamcı geleneği aksini söyler nitelikte. Zorla kaybetmelerin faili devlet.

The post “Faili Meçhul* Dosyaları Yakılması İçin SEKA’ya Gönderiliyordu”- Artı Gerçek appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/08/30/faili-mechul-dosyalari-yakilmasi-icin-sekaya-gonderiliyordu-arti-gercek/feed/ 0
İnsan Hakları Derneği’nden Cumartesi Anneleri İle Dayanışma Mesajı https://meydan1.org/2018/08/30/insan-haklari-derneginden-cumartesi-anneleri-ile-dayanisma-mesaji/ https://meydan1.org/2018/08/30/insan-haklari-derneginden-cumartesi-anneleri-ile-dayanisma-mesaji/#respond Thu, 30 Aug 2018 11:06:31 +0000 https://seninmedyan.org/?p=42580 İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Süleyman Soylu ve AKP’nin, Cumartesi Anneleri’ne hakarete varacak düzeyde yaptığı açıklamalara ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.

The post İnsan Hakları Derneği’nden Cumartesi Anneleri İle Dayanışma Mesajı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Süleyman Soylu ve AKP’nin, Cumartesi Anneleri’ne hakarete varacak düzeyde yaptığı açıklamalara ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.

The post İnsan Hakları Derneği’nden Cumartesi Anneleri İle Dayanışma Mesajı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/08/30/insan-haklari-derneginden-cumartesi-anneleri-ile-dayanisma-mesaji/feed/ 0
AKP MYK’sı Sonrası Yapılan Açıklamada Cumartesi Anneleri’nin Yasaklandığı Söylendi https://meydan1.org/2018/08/29/akp-myksi-sonrasi-yapilan-aciklamada-cumartesi-annelerinin-yasaklandigi-soylendi/ https://meydan1.org/2018/08/29/akp-myksi-sonrasi-yapilan-aciklamada-cumartesi-annelerinin-yasaklandigi-soylendi/#respond Wed, 29 Aug 2018 16:36:42 +0000 https://seninmedyan.org/?p=42548 AKP Merkez Yürütme Kurulu bugün toplandı. Toplantının ardından açıklama yapan AKP Sözcüsü, Cumartesi Anneleri’nin eylemlerini yasakladıklarını belirtti. Geçtiğimiz hafta Süleyman Soylu’nun emretmesiyle polis tarafından saldırıya uğrayan Cumartesi Anneleri’nin eylemleri bugün gerçekleşen AKP MYK toplantısının ardından resmi olarak yasaklandı. AKP’nin 2010 yılında annelere gösterdiği tavır ile saldırıda gösterdiği tavır arasında hiç bir çelişki olmadığını belirten sözcü […]

The post AKP MYK’sı Sonrası Yapılan Açıklamada Cumartesi Anneleri’nin Yasaklandığı Söylendi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
AKP Merkez Yürütme Kurulu bugün toplandı. Toplantının ardından açıklama yapan AKP Sözcüsü, Cumartesi Anneleri’nin eylemlerini yasakladıklarını belirtti.

Geçtiğimiz hafta Süleyman Soylu’nun emretmesiyle polis tarafından saldırıya uğrayan Cumartesi Anneleri’nin eylemleri bugün gerçekleşen AKP MYK toplantısının ardından resmi olarak yasaklandı.

AKP’nin 2010 yılında annelere gösterdiği tavır ile saldırıda gösterdiği tavır arasında hiç bir çelişki olmadığını belirten sözcü Ömer Çelik, gaz ile boğulan, polis tarafından yerlerde sürüklenen annelerden ise bahsetmekten kaçındı.

 

The post AKP MYK’sı Sonrası Yapılan Açıklamada Cumartesi Anneleri’nin Yasaklandığı Söylendi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/08/29/akp-myksi-sonrasi-yapilan-aciklamada-cumartesi-annelerinin-yasaklandigi-soylendi/feed/ 0
#CumartesiAnneleri700Hafta | “İstismar Değil Annelik Hakkı” https://meydan1.org/2018/08/27/cumartesianneleri700hafta-istismar-degil-annelik-hakki/ https://meydan1.org/2018/08/27/cumartesianneleri700hafta-istismar-degil-annelik-hakki/#respond Mon, 27 Aug 2018 16:01:06 +0000 https://seninmedyan.org/?p=42475 Cumartesi Anneleri’nin 700.Haftası’na verdiği saldırı emrini “istismarın son bulması için” verdiğini söyleyen Süleyman Soylu ve saldırılarına karşı İHD’de bir basın açıklaması gerçekleştirildi. İHD adına basın metnini okuyan İHD Şube Başkanı Gülseren Yoleri, Soylu’nun sözlerinin devletin suçlarını örtme çabası olduğunu ve zorla kaybedilme davalarına siyasi bir müdahale olduğunu vurguladı. Yoleri, Soylu’nun aynı zamanda Cumartesi Anneleri’nin mücadelesini […]

The post #CumartesiAnneleri700Hafta | “İstismar Değil Annelik Hakkı” appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Cumartesi Anneleri’nin 700.Haftası’na verdiği saldırı emrini “istismarın son bulması için” verdiğini söyleyen Süleyman Soylu ve saldırılarına karşı İHD’de bir basın açıklaması gerçekleştirildi.

İHD adına basın metnini okuyan İHD Şube Başkanı Gülseren Yoleri, Soylu’nun sözlerinin devletin suçlarını örtme çabası olduğunu ve zorla kaybedilme davalarına siyasi bir müdahale olduğunu vurguladı. Yoleri, Soylu’nun aynı zamanda Cumartesi Anneleri’nin mücadelesini “Anneliğin istismarı” olarak lanse etmesine karşılık olarak, “Cumartesi Anneleri, anneliği istismar etmemekte, annelik hakkını kullanarak çocuklarının kemiklerine ulaşmak istemektedir” dedi.

Gözaltında zorla kaybedilen Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak ise, Soylu’nun açıklamalarının savcılara bir mesaj olduğunu ve dosyaların kapanmasına aracılık etmeye yönelik söylemler olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Eroğan’ın 2011 yılında Cumartesi Anneleri ile yaptığı görüşmede Cemil Kırbayır’ın annesi Berfo Ana’ya verdiği sözü hatırlatan Ocak, Kırbayır’ın bulunması için dosyaları hala açmadıklarını söyledi.

Cemil Kırbayır’ın abisi Mikail Kırbayır, Soylu’ya ithafen, “Senden davacıyız. Senin işin bizi oradan uzaklaştırmak değil, bizi dinlemektir” dedi. Kırbayır aynı zamanda, Cumartesi Anneleri’nin kararlılığı sonucu kurulan komisyonun, kardeşi Cemil’in işkence ile öldürüldüğünü ve zorla kaybedildiğini belirlediğini söyledi.

Hanife Yıldız ise, 2011 yılında Erdoğan ile görüşen 12 kişiden biri olduğunu hatırlattı. Erdoğan ve Soylu’nun kendi üzerlerinden boy gösterdiğini ve kendisini kimsenin kullanmadığını belirtti.

“Ben evladımı devlete götürdüm şimdi devletten alamıyorum. Biz sizden eşya istemiyoruz. Biz sizden canlarımızı istiyoruz”- Hanife Yıldız

Cumartesi Anneleri’nin açıklaması, haftaya tekrar Galatasaray Meydanı’nda olunacağının söylenmesiyle birlikte sona erdi.

 

The post #CumartesiAnneleri700Hafta | “İstismar Değil Annelik Hakkı” appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/08/27/cumartesianneleri700hafta-istismar-degil-annelik-hakki/feed/ 0
#CumartesiAnneleri700Hafta | Annelerden Saldırılara İlişkin Basın Toplantısına Çağrı https://meydan1.org/2018/08/26/cumartesi-anneleri-basin/ https://meydan1.org/2018/08/26/cumartesi-anneleri-basin/#respond Sun, 26 Aug 2018 14:38:19 +0000 https://seninmedyan.org/?p=42427 699 haftadır devletin zorla kaybettiği yakınları için Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemi düzenleyerek eylem yapan Cumartesi Anneleri’nin dünkü 700. Hafta Oturması, eyleme saatler kala Süleyman Soylu’nun talimatıyla yasaklanmış ve annelerin kararlılığına tahammül edemeyen polisin saldırısına uğramıştı. Cumartesi Anneleri, sosyal medya hesaplarından yaptıkları açıklamada, 27 Ağustos Pazar günü(yarın) İnsan Hakları Derneği’nde bir basın toplantısı gerçekleştireceklerini belirtti. Basına […]

The post #CumartesiAnneleri700Hafta | Annelerden Saldırılara İlişkin Basın Toplantısına Çağrı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
699 haftadır devletin zorla kaybettiği yakınları için Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemi düzenleyerek eylem yapan Cumartesi Anneleri’nin dünkü 700. Hafta Oturması, eyleme saatler kala Süleyman Soylu’nun talimatıyla yasaklanmış ve annelerin kararlılığına tahammül edemeyen polisin saldırısına uğramıştı.

Cumartesi Anneleri, sosyal medya hesaplarından yaptıkları açıklamada, 27 Ağustos Pazar günü(yarın) İnsan Hakları Derneği’nde bir basın toplantısı gerçekleştireceklerini belirtti.

Basına ve Kamuoyuna

699 haftadır her Cumartesi günü Galatasaray meydanında, “Kayıpların akıbeti açıklansın, fail ve sorumluları yargılansın” talebiyle oturan Cumartesi Anneleri’nin protesto hareketi 700 haftasına girerken, kolluk güçleri fütursuzca saldırmış, Cumartesi Anneleri’ni/İnsanları’nı ve derneğimizin(İHD) üye ve yöneticilerini zor kullanarak yerlerde sürüklemiş ve darp ederek gözaltına almıştır.

Gözaltı sürecinin ardından gelen Cumartesi Anneleri/ İnsanlarına gaz bombaları, plastik mermiler kullanılmış saatlerce süren bir saldırı gerçekleşmiştir.

Gerek gözaltı gerek sonrasında gerçekleşen kolluk güçlerinin saldırılarıyla ilgili gelişmeleri siz basın mensupları ve kamuoyuyla paylaşmak üzere bir basın toplantısı düzenleyeceğiz.

Basın toplantısına ilgi göstereceğini bekliyor ve katılımınızı diliyoruz.

İnsan Hakları Derneği

İstanbul Şubesi

TARİH : 27.08.2018- Pazartesi
SAAT : 13.000
YER : İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Toplantı Salonu

The post #CumartesiAnneleri700Hafta | Annelerden Saldırılara İlişkin Basın Toplantısına Çağrı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/08/26/cumartesi-anneleri-basin/feed/ 0
#CumartesiAnneleri700Hafta |Polis Saldırısı’nda Gözaltına Alınanlar Serbest Bırakılmaya Başlandı https://meydan1.org/2018/08/25/cumartesianneleri700hafta-polis-saldirisinda-gozaltina-alinanlar-serbest-birakilmaya-baslandi/ https://meydan1.org/2018/08/25/cumartesianneleri700hafta-polis-saldirisinda-gozaltina-alinanlar-serbest-birakilmaya-baslandi/#respond Sat, 25 Aug 2018 14:59:46 +0000 https://seninmedyan.org/?p=42406 Süleyman Soylu’nun talimatıyla yasaklanmaya çalışılan Cumartesi Anneleri 700. Hafta Oturması’nda onlarca kişi gözaltına alınmıştı.  Devletin gözaltında zorla kaybettiği yakınları için mücadele eden Cumartesi Anneleri ve onlara dayanışma göstermek isteyen yüzlerce kişi bugün, yasaklara rağmen bütün kararlılıklarıyla Galatasaray Meydanı’ndaydı. Devlet ise bütün bahanelerini masaya koyarak eylemi yasaklamaya çalıştı; gaz sıktı, copladı, işkence etti, yine de oturma […]

The post #CumartesiAnneleri700Hafta |Polis Saldırısı’nda Gözaltına Alınanlar Serbest Bırakılmaya Başlandı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Süleyman Soylu’nun talimatıyla yasaklanmaya çalışılan Cumartesi Anneleri 700. Hafta Oturması’nda onlarca kişi gözaltına alınmıştı. 

Devletin gözaltında zorla kaybettiği yakınları için mücadele eden Cumartesi Anneleri ve onlara dayanışma göstermek isteyen yüzlerce kişi bugün, yasaklara rağmen bütün kararlılıklarıyla Galatasaray Meydanı’ndaydı. Devlet ise bütün bahanelerini masaya koyarak eylemi yasaklamaya çalıştı; gaz sıktı, copladı, işkence etti, yine de oturma eylemi gerçekleşti.

Alınan son bilgilere göre 37 kişi gözaltına alındı. Karakolda alınan ifadelerin ardından sağlık kontrolleri için hastaneye gidildi. Sağlık kontrolü bitenler serbest bırakılmaya başlandı, şimdiye kadar 20 kişi serbest bırakıldı.

İşkenceyle gözaltına alınanlarla destek olmak için hastane önüne gelenlerle beraber bekleyiş sürüyor.


Polisin 23 yıl önce de işkence uygulayarak gözaltına aldığı Cumartesi Annesi Emine Ocak bugün yine aynı şekilde gözaltına alındı. Emine Ocak daha sonra, çevredekilerin dayanışmasıyla gözaltından kurtarıldı.

 

The post #CumartesiAnneleri700Hafta |Polis Saldırısı’nda Gözaltına Alınanlar Serbest Bırakılmaya Başlandı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/08/25/cumartesianneleri700hafta-polis-saldirisinda-gozaltina-alinanlar-serbest-birakilmaya-baslandi/feed/ 0