ekmek – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Sat, 19 Dec 2020 14:32:35 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 Ekmek! İlle de Ekmek! Devrime Ekmek Gerek! https://meydan1.org/2020/12/19/ekmek-ille-de-ekmek-devrime-ekmek-gerek/ https://meydan1.org/2020/12/19/ekmek-ille-de-ekmek-devrime-ekmek-gerek/#respond Sat, 19 Dec 2020 14:32:34 +0000 https://meydan1.org/?p=67752 Gözümüzün içine baka baka bizimle dalga geçiyorlar. Boğazımızdan geçen kuru ekmeğe bile göz dikiyorlar. Koltuklarına kurulmuşlar, yemekten şişirdikleri karınlarıyla kahkahalar atıyorlar. Meclistekilerden bahsediyoruz, bizim seçimimizle mecliste olduğu iddia edilenlerden. Elmastan, pırlantadan, yat ve tekneden özel tüketim vergisi almayıp ezilenin boğazından geçen her lokmadan vergi alınmasına karar verenler, meclisteki vekiller artık boğazımızdan geçen kuru ekmeğe de […]

The post Ekmek! İlle de Ekmek! Devrime Ekmek Gerek! appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Gözümüzün içine baka baka bizimle dalga geçiyorlar. Boğazımızdan geçen kuru ekmeğe bile göz dikiyorlar. Koltuklarına kurulmuşlar, yemekten şişirdikleri karınlarıyla kahkahalar atıyorlar. Meclistekilerden bahsediyoruz, bizim seçimimizle mecliste olduğu iddia edilenlerden. Elmastan, pırlantadan, yat ve tekneden özel tüketim vergisi almayıp ezilenin boğazından geçen her lokmadan vergi alınmasına karar verenler, meclisteki vekiller artık boğazımızdan geçen kuru ekmeğe de göz dikiyor.

Yaşadığımız topraklarda asgari ücretli çalışan işçiler, 2 bin 324 lira 70 kuruşluk maaşı alabilmek adına vergi ve diğer kesintileri karşılayabilmek için 122 gün çalışmak zorunda kalıyor. Meclistekilerin tuzu kuru. Meclistekiler bizim artık üzerlerine alarm koyulan peyniri alırken ödediğimiz vergi kadar paraya meclis lokantasında üç öğün yemek yiyip ağızlarını temizlemeden ekmeğimize de göz dikiyor.

Mecliste 2021 yılının bütçe görüşmeleri sürüyor. Daha birkaç gün önce Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ülkede yoksulluğun olmadığını söyledi. Sorun yokmuş, refah varmış bakana göre. Bakan çıkıp “Yoksulluk, özellikle aşırı yoksulluk, uluslararası dokümanlarda da ifade edildiği gibi artık Türkiye için sorun olmaktan kalktı. Biz daha ziyade refahı paylaşmayı ve bu süreçteki acil durumlarda vatandaşlarımızın yanında olmayı hedefleyen bir sosyal yardımı önemsiyoruz.” diyebildi. Üstelik çıkıp bir de korona krizinde işsizlik sigortası fonundan işçiden çok patronların yararlandırılmasını savundu. Bakan Selçuk, bu fonun işçilere ait olmadığını ve sadece onlar tarafından kullanılamayacağını söyledi.

Bu sözler iktidarın her anını denetlediği medyada gündem dahi olmadı. Sadece sosyal medyada, hemen her konuda olduğu gibi, iki gün konuşuldu ve unutuldu. Aynı bakanın sorulan sorulara rağmen görmezden geldiği -bir eline iş, bir eline de aş yazarak- intihar eden bir insanın unutulduğu gibi.

Dün mecliste bunlarla yetinmediler. Yalan söylemekten geri durmayan vekiller dalga geçmeye de başladılar. İktidarı eleştiren Engin Altay’ın “Millet aç, herkesin midesine bir şey giriyor, kuru ekmek giriyor.” demesi üzerine iktidardaki partiye mensup bir vekil -anlaşılan durumu kabullenerek- “O zaman aç değiller” diyebildi. Muhalif vekil istediğini almıştı, hemen bunu söyleyen vekile dönüp bu sözlerin geçeceği tutanağı alacağını söyledi. Bunun üzerine bu sözleri sarf eden Şahin Tin kendisini savunarak “Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendi gibi bilir.” dedi. Tin’in derdi, söylediği sözlerin sosyal medyada gündemleşme ihtimaliydi.

Onların derdi iktidar. Biri iktidardan düşmemek, diğeri onun koltuğuna oturabilmek için onu iktidardan indirmenin derdinde. Bizim derdimizse ekmeğimiz. İstediğimiz sadece gözlerini diktikleri kuru ekmek değil bizden çaldıkları. Birilerinin aç kaldığı, yoksul kaldığı için intihar etmesini değil herkesin sağlıklı bir şekilde yaşamlarını sürdürebilmesini istiyoruz ve istediğimizi alacağız. Onlar saraylarda, konaklarda sefahat içinde yaşarken biz bu düzeni kabul etmeyeceğiz. Bundan yıllar önce Kropotkin’in de dediği gibi; bizim görevimiz herkese ekmek bulmak, kimsenin aç kalmamasını sağlamak. “Ekmek! İlle de ekmek! Devrime ekmek gerek!” dedikten sonra Ekmeğin Fethi’nde şöyle söylemişti Kropotkin:

“Burjuvazinin görevi, devrim sırasında, yüce ilkeler, daha doğrusu yüce yalanlar üzerine düşünce üretmektir. Halkın göreviyse herkese ekmek bulmak, kimsenin aç kalmamasını sağlamaktır. Burjuvazi ve burjuvalaşmış işçiler, lakırdıhanelerinde, laklakhanelerinde büyük adam rolleri oynarlarken, ‘pratik kişiler’ yönetim biçimleri üzerine bitmez tükenmez yüksek düşünceler üretirlerken bizler, ‘ütopistler’, ekmek üzerine, bu olmazsa olmaz şey üzerine kafa yormalıyız.”

Evet ezilenler olarak bizim derdimiz herhangi birisinin koltuğu, iktidar falan değil. Bizim derdimiz herkesin boğazından ekmek, sıcak bir yemek geçmesi. Ezildiğimiz, ötelendiğimiz, katledildiğimiz, bir de bunların üstüne dalga geçildiğimiz bu topraklardan başlayarak özgür bir dünya yaratmak için mücadelemize devam edeceğiz.

Batuhan Çotur – Genç İşçi Derneği

The post Ekmek! İlle de Ekmek! Devrime Ekmek Gerek! appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/12/19/ekmek-ille-de-ekmek-devrime-ekmek-gerek/feed/ 0
Yeni Yıl Birçok Zamla Birlikte Geldi: Ankara’da Ekmeğe Zam https://meydan1.org/2020/01/01/yeni-yil-bircok-zamla-birlikte-geldi-ankarada-ekmege-zam/ https://meydan1.org/2020/01/01/yeni-yil-bircok-zamla-birlikte-geldi-ankarada-ekmege-zam/#respond Wed, 01 Jan 2020 16:17:12 +0000 https://meydan.org/?p=52837 Ankara’da kısa bir süre önce yüzde 25 zam yapılan ekmeğe bir yüzde 20’lik zam daha geldi. Böylece fiyatlar 1 lira 50 kuruşa çıktı. Böylelikle ekmek fiyatları 1 lira 25 kuruştan 1 lira 50 kuruşa yükseldi. Ankaralı fırıncılar; un, elektrik ve su fiyatlarına yapılan zamların ardından ekmek fiyatlarına zam yapmanın kaçınılmaz hale geldiğini savundu. Bilindiği üzere 1 Nisan 2019’da da Ankara’da […]

The post Yeni Yıl Birçok Zamla Birlikte Geldi: Ankara’da Ekmeğe Zam appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Ankara’da kısa bir süre önce yüzde 25 zam yapılan ekmeğe bir yüzde 20’lik zam daha geldi. Böylece fiyatlar 1 lira 50 kuruşa çıktı.

Böylelikle ekmek fiyatları 1 lira 25 kuruştan 1 lira 50 kuruşa yükseldi. Ankaralı fırıncılar; un, elektrik ve su fiyatlarına yapılan zamların ardından ekmek fiyatlarına zam yapmanın kaçınılmaz hale geldiğini savundu.

Bilindiği üzere 1 Nisan 2019’da da Ankara’da ekmek fiyatlarına yüzde 25 oranında zam yapılmıştı. Halk Ekmek’te 70 kuruşa satılmaya devam edileceği belirtiliyor.

The post Yeni Yıl Birçok Zamla Birlikte Geldi: Ankara’da Ekmeğe Zam appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/01/01/yeni-yil-bircok-zamla-birlikte-geldi-ankarada-ekmege-zam/feed/ 0
Devrimci Anarşist Faaliyet’in Referanduma Dair Yayınlanan 3. Bildirisi https://meydan1.org/2017/07/14/devrimci-anarsist-faaliyetin-referanduma-dair-yayinlanan-3-bildirisi/ https://meydan1.org/2017/07/14/devrimci-anarsist-faaliyetin-referanduma-dair-yayinlanan-3-bildirisi/#respond Fri, 14 Jul 2017 10:54:32 +0000 https://test.meydan.org/2017/07/14/devrimci-anarsist-faaliyetin-referanduma-dair-yayinlanan-3-bildirisi/ REFERANDUMA DAİR 3: EKMEK İÇİN KAVGAYA, ADALET VE ÖZGÜRLÜK İÇİN DEVRİME! Trafikte sıkıştın, işe geç kaldın, izin almadan işe geç kalmak yasak. Uyarırlar, maaşından yarım gün kesinti yaparlar. Mola hakkın, çıkmak istedin; izin almadan molaya çıkmak yasak. Arkadaşın, dostun, akraban geldi; gidip konuşmak yasak. Telefon çaldı, telefonla konuşmak yasak. Maaşını kesintili aldın, kesintiyi sormak yasak. Hakkın çalındı, direnmek yasak. Senin […]

The post Devrimci Anarşist Faaliyet’in Referanduma Dair Yayınlanan 3. Bildirisi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

REFERANDUMA DAİR 3:

EKMEK İÇİN KAVGAYA, ADALET VE ÖZGÜRLÜK İÇİN DEVRİME!

Trafikte sıkıştın, işe geç kaldın, izin almadan işe geç kalmak yasak. Uyarırlar, maaşından yarım gün kesinti yaparlar. Mola hakkın, çıkmak istedin; izin almadan molaya çıkmak yasak. Arkadaşın, dostun, akraban geldi; gidip konuşmak yasak. Telefon çaldı, telefonla konuşmak yasak. Maaşını kesintili aldın, kesintiyi sormak yasak. Hakkın çalındı, direnmek yasak. Senin gibi işçilerin 1886’da başlattığı kavga senin günün olmuş, o gün Taksim Meydanı yasak. Taksim Meydanı; çünkü senin gibi işçiler 1977’de milyonlar olup doldurmuşlar bu meydanı. Korkan iktidarlar 34 işçiyi katletmiş, senin gününde seni katletmişler. Ondan yaşadığımız toprakların 1 Mayıs Meydanı TAKSİM MEYDANI olmuş.

Bir başka meydanda, 1886’da Haymarket Meydanı’nda başlamış bu kavga. Anarşist işçilerin örgütlediği on binler, yüz binler Haymarket Meydanı’nı GÜNDE SEKİZ SAAT ÇALIŞMAK için doldurmuşlar. Meydan tıka basa dolmuş, işçilerin sesi gür, öyle haykırmışlar ki günde sekiz saati patronlar korkmuş, kolluk kuvvetleriyle saldırmışlar bize. Yaralanmışız, ölmüşüz o gün. Korkaklara yetmemiş bu katliam. Mitingi örgütleyen anarşistleri aramışlar atölye atölye, fabrika fabrika. Yaklaşık iki sene sonra yargılamışlar bir çoğunu ve asmışlar 4’ünü. İşte 1 Mayıs’ın kavgası böyle başlamış tarihte.

1886’dan 1977’e her yasağa, her yasağın cezasına rağmen örgütlenen işçiler, günde sekiz saat kavgasının şiarıyla daha adil, daha özgür, paylaşma ve dayanışmayla dolu bir dünya için çıkmışlar meydanlara. Mesele meydanın adı değil. İçinde bulunduğun zamanda, o meydanın adının anlamının ne olduğudur. Son seçim safsatasında herkesi “Hayır” demeye çağıranların, şimdi “Taksim Yasak Bakırköy’e” diyen iktidara Evet demesi, olsa olsa parlamenter bir stratejidir. Biz DEVRİMCİ ANARŞİST FAALİYET olarak Parlamenterlerle devrimcilerin ayrışması gerektiğini, Referanduma Dair 2. bildiri ile yayınlamıştık. Şimdi bu ayrışma başlamıştır.

Bir oy olan Hayır değil; bir reddediş, bir karşı koyuş, bir özgürlük, bir devrim olan HAYIR’ı haykırmak için herkesi 1 Mayıs’ta Taksim Meydanı’na çağırıyoruz.

Yaşasın 1 Mayıs, Yaşasın Anarşizm!
Anarşist Devrime Faaliyetle!

Devrimci Anarşist Faaliyet

Bu yazı meydan1.org’da yayınlanmıştır. 

The post Devrimci Anarşist Faaliyet’in Referanduma Dair Yayınlanan 3. Bildirisi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/07/14/devrimci-anarsist-faaliyetin-referanduma-dair-yayinlanan-3-bildirisi/feed/ 0
Buğday Hasatı Ekmek Kavgası https://meydan1.org/2012/11/09/bugday-hasati-ekmek-kavgasi/ https://meydan1.org/2012/11/09/bugday-hasati-ekmek-kavgasi/#respond Fri, 09 Nov 2012 17:01:43 +0000 https://test.meydan.org/2012/11/09/bugday-hasati-ekmek-kavgasi/ Buğday, başak olur, dane olur, un olur, ekmek olur gelir soframıza… Zorlukla ve yoklukla yoğrulmuş ekmek günümüzde nasıl hayatın kavgasıysa, öylesine bir kavgayla da taşınır sofralara. Bir zamanlar buğday tanelerinin ekmek olma hikayesi aynı zamanda bir paylaşma ve dayanışma hikayesidir. Tarla denilen, taşlı toprakların ekimi ile başlar ekmeğin hikayesi. Şimdinin traktörü, eskinin öküzü. Toprak sürülür […]

The post Buğday Hasatı Ekmek Kavgası appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Buğday, başak olur, dane olur, un olur, ekmek olur gelir soframıza…

Zorlukla ve yoklukla yoğrulmuş ekmek günümüzde nasıl hayatın kavgasıysa, öylesine bir kavgayla da taşınır sofralara. Bir zamanlar buğday tanelerinin ekmek olma hikayesi aynı zamanda bir paylaşma ve dayanışma hikayesidir.

Tarla denilen, taşlı toprakların ekimi ile başlar ekmeğin hikayesi. Şimdinin traktörü, eskinin öküzü. Toprak sürülür önce. Öküzü kara gözlüsü köylü’nün eli ayağı, her şeyi. Tarla sürmek, harman koşmak, tomruk çekmek, kızak çekmek ve daha birçok ağır iş onların nasırlaşmış boyunlarından geçer. Toprağı sürmek, volta atmaya benzer. Gide gele, türkülerle sürülür, söylenir, işlenir toprak. Geçen seneden kalmış tohumluk buğday serpilir toprağa. Ekilir.

Ekin hasadı’nın ayı Haziran’dır. Köyün en güzel günleri sayılır o günler. Çünkü tarlalar imece usulü biçilir. İmece güzeldir, yorgunluğu örter, sıkıntıları unutturur. Ekini yetişen komşu, tarlasını biçmek için çoluk çocuk tüm köylüyü toplar. Sabah erkenden hazırlıklar yapılır, yardıma koşan kadınlar ellerinde oraklar, düşerler yola. Çoğunlukla ekin kadınlar tarafından biçilir. Kadın eli toprağa bir başka değer. Sarıların orta yerinde çiçekli basmalı, ellerinde buğday sapları ekin biçer, ekin tarlaları içerisinde rengarenk görünür kadınlar. Oraklar bilenir, orak sesleri birbirine karışır. Kadınlar ekinleri “deste” ler halinde tarlaya bırakır, desteler erkekler tarafından toplanır “deste” haline getirilir, yapılan bu bağ’lar bir araya toplanarak, yığınlaşır.

Köylerde ekin biçme zamanı bambaşka olur. Köy o kadar kalabalık olur ki; hasad da günün on iki saati bedenlerini yorsalar bile köylüler dinlenmezler, gitmezler, neşeli olurlar. Hepsi aynı şeyi mırıldanır; ‘ortaklaşa yapılınca ayrı bir tadı, eğlencesi vardır hasadın’. Kadınlar ekinleri biçerken bir yandan da erkekler öküz arabalarına ekinleri yükler ve çocukları önlerine katarak köye sefer yaptırırlar. Özellikle gençler ve çocuklar için en lüks arabaya binmekten daha zevklidir bu yolculuk, taşlıdır, diktir, bazen de yol çok dardır ama zevklidir. Ekinler, köye taşındıktan sonra harmanlara yakın yerlere yığınlar halinde istiflenir ve üzerleri örtülür.

Sıra ekinin harmanda koşulmasına (dövülmesine) gelmiştir. Harman öncesi ekinin iyice kuruması sağlanır. Kurumuş ve dövülmeye hazır saplar harmana serilir ve yine öküzler girer devreye. Öküzlere (boyunduruk) bağlanır, araya halat şeklinde sağlam deriden yapılmış kalın kayış ve kayışa da harman tahtasına (düven) bağlanır. Ve başlar güneş altında dönmeler. Artık harmanda kaç tur atılır bilinmez. Harman tahtasına fazla ağır olmayan kişiler, genellikle çocuklar oturtulur. Başlangıçta saman üstünde kay kay yapmak zevkli olur ama güneşin sıcağını yedikçe, saman tozu ve kılçığı buruna, boğaza kaçmaya başlayınca kaçma yollarıda aranır. Bir de önünde sürekli kuyruklarını sinekten korumak için sağa sola sallayan öküzlerden gözünü hiç ayırmamak lazım, ola ki hayvan dışkısını yapacak olursa hemen yanı başında duran ağaçtan yapılmış kısa kürekle acil tedbir almak gerekir. Dönme işi harmana çıkana kadar devam eder, ta ki buğdayın danesi ayrılıp, saplar saman kıvamına gelinceye kadar. Bir harman 2-3 güne ancak çıkar. Bu günlerde hiç yağmur yağsın istenmez.

Harman koşulunca, sıra “harman savurmaya” gelmiş demektir. Yani buğdayın danesini samandan ayırma işlemine. Yaba ile yapılan savurma işleminin ardından buğdaylar torbalara doldurulmaya başlanır. Henüz ekmek halini almasa da nihayet köylünün elinde artık buğdayı vardır. Sıra buğdayın temizliğine gelir. Buğday teknede, çeşmelerde güzelce yıkanır, suyu süzülsün diye cugallarla taşınır ve kuruması için betonlara serilir. Kurutma işleminden sonra taşından, çöpünden ayırmak için elenir. Eleme, bu iş için yapılmış kalbur, elek ve tepurla gerçekleştirilir. Sonrasında ise elenip ambarlara kaldırılan buğday değirmene götürülecek ve un haline getirilecektir. Buğdaylar değirmenlere taşınır ve buğday götüren çuvallara un doldurularak eve gelinir ve ambarda bölmelere doldurulur. Ve nihayet un tekneye alınacak, ekşi hamurla yoğurulacak, karaağaç çalısı ile kızdırılmış fırında pişirilecek ve rengi daha esmer olan, mis kokulu tadına doyum olmayan ekmek soframıza gelecektir.

Artık birçok köyde bunlar yaşanmıyor. Köylerin şehirlerden pek bir farkı yok. Herkes ekmeğine emek değil, para ödüyor. Böylece ekmek artık köylü için bir kavga da değil, sadece karın tokluğu. Nitekim ekmeğin hikayesin de asıl yitip giden sadece kavga da değil, ortaklaşmanın, paylaşmanın ve dayanışmanın yani yok edilen imecenin kendisi.

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 5. sayısında yayımlanmıştır.

The post Buğday Hasatı Ekmek Kavgası appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2012/11/09/bugday-hasati-ekmek-kavgasi/feed/ 0