The post “Unutmadıklarımız Affetmediklerimiz” – Oğul Akdoğan appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>
İktidarların bitmek bilmeyen savaş politikalarıyla yaşamlarımızı çalmasına, devletin işbirliği yaparak beslediği çetelerin katliamlarına karşı çıkmışlardı yola. Kobane yoluna, çantalarına doldurdukları oyuncaklarla çıkacak; inançlarını, inşa edilmek istenen yeni-özgür yaşamın harcına karacaklardı. Olmadı. Çünkü devlet denen canavar kana asla doymuyordu; 20 Temmuz 2015 günü, Suruç’ta patlattığı bombayla aldı onları aramızdan.
Suruç Katliamı’nın ardından devletin saldırıları giderek yoğunlaştı; savaş tırmandırıldı. Ancak ne katledilenlerin acısı dindi yüreğimizde ne de katillere olan öfkemiz… Katliamın ardından aylar geçti. Suruç’un ardından sayısız arkadaşımız, coğrafyanın birçok noktasında, aynı savaş politikalarıyla katledildi.
Kara bayraklarıyla ordulara, devletlere ve iktidarın tüm biçimlerine karşı mücadele ederken katledilenlerin ardından, “onların inancı başka mücadelelere filizlendi”. Suruç’ta katledilen Vatan’ın babası, katliamın sekizinci ayında, mezarı başında düzenlenen anmada işte böyle söylüyordu. Tıpkı oğlunu toprağa verirken “onunla gurur duyduğunu” belirttiği gibi: “Sadece oğlum değil, arkadaşımdı, yoldaşımdı…”
Suruç’ta yaşamını yitiren Alper’in ardından da, aynı gururla konuşuyordu dostları, yoldaşları. Alper, doğum günü olan 14 Nisan’da, işte bu gururla anılıyordu. Alper’in ardından söylenen yazılan birçok şey olmuştu; ama her şey, onun yaşamı boyunca mücadelesini verdiği anarşizm ideali ile belirginleşiyordu. Elinde kara bayrağı, yüreğinde iktidarsız bir dünyaya olan inancı…
Suruç Katliamı, bu toprakların tarihinde asla unutulmayacak bir katliam olarak hafızalarımıza kazınırken; bizler için de beş anarşist yoldaşımızın, arkadaşımızın Alper’in, Vatan’ın, Evrim Deniz’in, Med Ali’nin ve Serhat’ın aramızdan koparıldığı gün olarak kalacaktır. Özgür bir dünyaya olan inancımızla verdiğimiz bu kavgada yitenler, hiçbir zaman unutulmayacaktır.
The post “Unutmadıklarımız Affetmediklerimiz” – Oğul Akdoğan appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Kavganız Kavgamız appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>20 Temmuz’da Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun çağrısıyla Kobanê’de yaşamın yeniden inşası için önce Suruç’a oradan da Kobanê’ye geçmek üzere yola çıkan devrimcilere Amara Kültür Merkezi’nde basın açıklaması yapıldığı esnada bombalı saldırı gerçekleşti. Gerçekleşen saldırıda 33 kişi yaşamını yitirdi. Yaşamlarını yitirenlerden 5’i anarşistti.
20 Temmuz
Suruç’ta gerçekleşen katliamın hemen ardından, SGDF’nin çağrısıyla Taksim Tünel’den Galatasaray Meydan’ına yürüyüş gerçekleşti. “Katil Devlet Yıkacağız Elbet”, “Katil Devlet Hesap Verecek” sloganlarıyla yapılan yürüyüşün ardından basın açıklaması gerçekleştirildi.
Basın açıklamasının hemen ardından polis devrimcilere saldırdı.
21 Temmuz
Suruç’ta yaşanan katliama karşı Kadıköy Altıyol’da eylem gerçekleştirdi. Polisler, toplanan yüzlerce kişiye Altıyol Bahariye Caddesi’nde, TOMA, plastik mermi ve ses bombaları ile saldırdı.
Polis saldırısına taş ve havai fişekler ile karşılık verildi. Çıkan çatışmanın ardından Lise Anarşist Faaliyet’ten 2 kişi olmak üzere bir çok devrimci darp edilerek gözaltına alındı.
24 Temmuz
Kadıköy’de aralarında Anarşist Gençlik’in de bulunduğu gençlik örgütleri Suruç katliamına karşı “Barış İçin Gençlik Yürüyüşü” düzenledi.
Polis, Kadıköy Bahariye Caddesi’nde yürüyüş gerçekleştiği sırada saldırdı. Onlarca kişi ters kelepçe takılarak ve işkence edilerek gözaltına alındı.
25 Temmuz
Suruç’ta katledilen SGDF’li devrimcilerin çıkarttığı Özgür Gençlik dergisinin dağıtımı, Anarşist Gençlik’in de aralarında bulunduğu gençlik örgütleri tarafından Taksim Galatasaray Meydanı’nda gerçekleşti.
26 Temmuz
Suruç katliamında yaşamını yitiren anarşist Alper Sapan, Evrim Deniz Erol, Medali Barutçu, Serhad Devrim, Vatan Budak ve katliamda yaşamlarını yitiren tüm devrimciler için, Anarşi İnisiyatifin çağrısıyla, Eskişehir’de eylem düzenlendi. “Bütün Devletler Katildir Unutmayacağız Affetmeyeceğiz / Anarşi İnisiyatifi” yazılı pankartla yürüyüş gerçekleştiren anarşistlere polis saldırdı. Gerçekleşen saldırıda 16 kişi gözaltına alındı.
8 Ağustos
Suruç’ta yaşamını yitirenler için ortak hazırlanan “Barış İçin Gençlik Fanzini”nin dağıtımı Taksim İstiklal Caddesi ve Kadıköy İskele Meydan’ında gerçekleştirildi.
Bu haber Meydan Gazetesi’nin 28. sayısında yayımlanmıştır.
The post Kavganız Kavgamız appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Unutmayacağız Affetmeyeceğiz appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>
Arkadaşlarımız Kobanê’ye geçemedi, ama onların düşünceleri, hayalleri, umutları hiç bir zaman son bulmayacak. Oyuncaklar başka başka çantalarda, hayaller başka başka yüreklerde Kobanê’ye akmaya devam edecek.
Efrin, Kobanê ve Cizire kantonlarının oluşumunun ardından Rojava Devrimi’nin gerçekleşmesi ve Kürt halkının öz örgütlülüğü, bölgede çıkarları olan devletleri rahatsız etti. IŞİD, bu devletlerin de desteğiyle saldırı gerçekleştirince Kobanê’yi ortadan kaldırabileceklerini düşündüler. Ancak IŞİD, bölgede yaşayan halkların öz savunma birlikleri olan YPG ve YPJ güçleri tarafından önce duraklatıldı, ardından da geri püskürtüldü. Şimdi de uzaklaştırılıyor. Sonunda kaybeden, savaş boyunca IŞİD’i desteklemeyi sürdüren TC devleti oldu.
Savaşın sonlarına doğru, ağır silahlar ve bombalarla yıkıntıya dönen Kobanê’ye bakıp “düştü, düşecek” diyenler, orada yıkılanın yalnızca binalar olduğunu, halkların öz örgütlülüğüyle örülen yaşamın ise bu saldırılarla yok edilemez olduğunu anlamakta zorlandılar.
Ellerine geçirdikleri kazma kürekle direnenleri, ilerlemiş yaşlarına rağmen ellerine silah alıp nöbet tutanları, okullarını bırakıp direnişe katılmak için sınırdan geçmeye çalışırken askerlerce vurulanları anlamadıkları gibi. Kobanê’nin sesini dünyaya duyurmak için tüm sokakları eylem alanına çevirenlerin, üzerlerine gerçek mermiler yağdırılmasına rağmen geri çekilmemelerini de anlayamadılar. Tüm dünyadan devrimcilerin Kobanê için bir şeyler yapmak isteğiyle Suruç’a akın etmelerini de.
Parayla maaşa bağladıkları, sahte cennet vaatleriyle beyinlerini yıkadıkları IŞİD’in, bir nevi cihattaymış gibi saldırarak, boğaz keserek, kadınlara tecavüz ederek ya da köle gibi pazarda alıp satarak ortaya koyduğu manzara, bir süre sonra değişti. Değişmek zorundaydı. Çünkü aslında Kobanê, IŞİD’in işgal etmek istediği herhangi bir yerden farksız, ama Kobanêliler için, Rojava Devrimi için yaşamsal. Yaşamla ölümün, yaşatmakla katletmenin savaşıydı bu. Ve yaşam mutlaka kazanacaktı. Kobanê’de bu oldu, yaşam kazandı.
Sıra Kobanê’nin yeniden inşasına gelmişti. Bu konuda herkes neler yapabileceğini konuşmaya başlamıştı. Öncelikli olarak hastaneye ihtiyaç vardı, bir sağlık ocağına en azından. Konuta da.
Hemen herkesin yapabileceği bir şeyler muhakkak olmalıydı. Gençler de bu inşaya bir yerinden dahil olmak istiyorlardı. Onlar da çocuklar için bir şeyler yapmayı planladılar. Bu savaşın en ağır yüklerinden biri çocukların omzundaydı. Belki oyun oynama yaşındaydılar. Ama savaşın ortasındaydılar. Buldukları mermileri bilye gibi oynamak olmuştu oyunları. İşte şimdi, hiç tanımadıkları insanlar onlara oyuncak getirecekti.
Gençlerin kimisi oyuncak alabilmek için harçlıklarını biriktiriyor, kimisi kapı kapı dolaşıp oyuncak topluyordu. Çantalar, oyuncaklarla beraber umutlarla da doldurulmuş ve yola çıkılmıştı. Ama devlet yine devletliğini göstermiş, patlattırdığı bir bomba ile bu yolculuğu Kobanê’ye varmadan sonlandırmıştı.
Eylem alanlarında, direnişlerde yan yana durduğumuz, omuz omuza mücadele ettiğimiz, arkadaşlarımız, kardeşlerimiz, yoldaşlarımız, devletin sinsi bir planı sonucu katledilmişti. Kader’leri, Bedrettin’leri, Suphi’leri, Arin’leri katledenler bu kez 33 arkadaşımızı aldı aramızdan. Polen’i, Büşra’yı, Ezgi’yi, Çağdaş’ı, ellerinde kara bayraklarıyla iktidarlara, devletlere öfkesini dillendiren Alper’i, Vatan’ı, Evrim Deniz’i, Med Ali’yi… Çünkü devlet, Kobanê devrimini istemediği gibi şimdi de Kobanê’nin yeniden inşasına tahammül edememiş, dayanışmayı engellemek üzere bombasını bu kez de Suruç’ta patlatmıştı.
Oysa anlamadığı bir şey daha vardı devletin. O da, ölümle bizi korkutamayacakları gerçeği. Evet, arkadaşlarımız Kobanê’ye geçemedi, ama onların düşünceleri, hayalleri, umutları hiç bir zaman son bulmayacak. Oyuncaklar başka başka çantalarda, hayaller başka başka yüreklerde Kobanê’ye akmaya devam edecek. Çünkü her birimiz, yüreğimizde yeni bir dünya taşıyoruz. Ta ki özgür bir yaşamı yaratana kadar.
Anarşist Gençlik’in Suruç Katliamı’nda yaşamını yitiren arkadaşlarının anısına yazmış oldukları yazıdır.
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 28. sayısında yayımlanmıştır.
The post Unutmayacağız Affetmeyeceğiz appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>