The post Düzce’de Direnen Tekno Maccaferri İşçilerine Saldırı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Birleşik Metal-iş, “İşyerinin ayakta kalması için bütün zorlukların üstesinden gelirken fedakarlık hep işçilerden beklendi. Şimdi kapanma kararı üzerine yasalardan doğan hakları olan ‘kıdem ve ihbar tazminatını’ vermemek için yıllarca işyerine emek vermiş işçilere jandarma müdahalesi ile susturmak, haklarını aramalarını engellemek için gözdağı verilmek isteniyor. Sendikamız üyesi işçiler, ‘Bu krizin sebebi değildir ve kurbanları da olmayacaktır’. Ülkeyi yerli ve yabancı sermaye için cennete, işçi ve emekçiler için cehenneme çevirenlere, üyemiz işçilerin hakların gasp ettirmeyeceğiz. İşçiler gece yarısı soğuk havada hakları için kararlılıkla işyeri önünde bekleyişlerini sürdürüyor. Kazanılmış haklarımızı alana kadar da hiçbir yere gitmeyeceğiz” dedi.
Tekno Maccaferri fabrikası işçileri, 2017 Eylül ayındaki TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanaması üzerine greve gitmişler, fabrikada mal çıkışını engellemişlerdi Bunun üzerine jandarma iki kez saldırı düzenlemiş işçiler yerlerde sürüklenmişlerdi.
The post Düzce’de Direnen Tekno Maccaferri İşçilerine Saldırı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Zeytinburnu’nda İki Fabrikada Yangın appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>İstanbul Zeytinburnu’nda bir tekstil fabrikasında çıkan yangında fabrika alev alev yanarken hemen yanında başka bir fabrikaya da sıçrayan yangın sonucu maddi hasar oluştu.
Yanan fabrikalara dört bir yandan müdahale eden itfaiye ekipleri zaman zaman esen rüzgarın da etkisiyle alevlere müdahale etmekte zorlandı. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 4 saat süren müdahalesi sonucunda yangın kontrol altına alınabildi.
Tekstil fabrikaları tamamen kullanılamaz hale geldi. Can kaybı yaşanmadı.
The post Zeytinburnu’nda İki Fabrikada Yangın appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Eskişehir’de Helikopter Parçası Üreten Bir Fabrikada Yangın Çıktı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Eskişehir’de Organize Sanayi Bölgesi Teknoloji Bulvarı’nda kurulu Türk Genel Maksat Helikopter Projesi (TGMHP) kapsamında Sikorsky helikopterleri için bazı üretimlerin yapıldığı Alp Havacılık fabrika üretim tesislerinde belirlenemeyen nedenle yangın çıktı.
İhbar üzerine bölgeye çok sayıda itfaiye, arama kurtarma ve sağlık ekibi sevk edildi. Yangında herhangi bir ölüm ya da yaralanma olayı gerçekleşmedi.
The post Eskişehir’de Helikopter Parçası Üreten Bir Fabrikada Yangın Çıktı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Erzurum Şeker Fabrikası Satılamadı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Niğde, Kayseri, Çorum ve Yozgat Şeker Fabrikalarının satılmasının ardından Erzurum ve Turhal Şeker Fabrikalarının satılmasına yönelik ihale gerçekleştirildi.
Erzurum şeker fabrikası ihalesi saat 14.30’da başladı. 211 milyon lirayla başlayan ihaleye iki firmadan da teklif gelmedi. Turhal fabrikasına ise 5 firma teklif verdi. İhaleyi 569 milyon lirayla en yüksek teklifi veren Kayseri Şeker kazandı. Böylece bugüne kadar 5 şeker fabrikasının ihalesi tamamlanmış oldu.
The post Erzurum Şeker Fabrikası Satılamadı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Vietnam’da İşçiler Grev Yasağına Grevle Karşılık Verdi appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Vietnam’da devletin grev ve eylem yasağına karşı işçiler grevle karşılık verdi. Son olarak Dong Nai eyaletindeki Pouchen adlı ayakkabı fabrikasında çalışan binlerce işçi fiili greve çıktı.
Fabrika yönetiminin maaşlarla ilgili yeni düzenleme yaparak kazanılmış haklarını gasp etmek istemesine karşı çıkan işçiler üretimi durdurdu.
Sabah erken saatlerde fabrika önünde toplanan işçiler daha sonra buradan geçen otoyolu işgal ederek maaş düzenlemesinin geri çekilmesini istedi. Saatlerce eylemlerini sürdüren işçiler maaşlarında yapılmak istenen kesintiye karşı çıktıklarını ve kararlılıklarını vurgularken, daha sonra yönetimin geri adım attığı bildirildi.
Saat 10.00 sularında 100’e yakın işçinin otoyolda beklediği sırada, kentteki yetkili sendika fabrika yönetiminin mevcut ödeme sisteminin devam etmesine karar verdiğini açıkladı.
Devletin grev ve eylemlerle ilgili yasağı nedeniyle Vietnam’da geçtiğimiz yıl 314 fiili grev yapıldığı belirtilirken, bu yıl grevlerin sayısında yüzde 10’a yakın artış olduğu ifade ediliyor.
The post Vietnam’da İşçiler Grev Yasağına Grevle Karşılık Verdi appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Piyasanın Kanunu İşe Gitmek, Mecburen – Gürşat Özdamar appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Hatırlarsanız, daha önceki aylarda “Zerre” isimli filmle ilgili yazdığımız yazıda “kapitalizmde zerre kadar değerimiz yok” ibaresini kullanmıştık. Elbette bu durum yalnızca bize özgü değil, dünyanın hemen her yerinde “piyasanın kanunu” bu. İşte, her ne kadar Türkçe’ye “İnsanın Değeri” olarak çevrilmiş olsa da 2015 yapımı “La loi du marché” (Piyasanın Kanunu) filmi, Avrupa’nın göbeğinde, Fransa’daki çalışma yaşamı üzerinden kurduğu öyküsüyle kapitalizmin hallerini yalın bir şekilde izleyiciye aktarıyor.
Film, çalıştığı fabrikanın “küçülüyoruz” şeklindeki açıklamasının ardından atılarak işsiz kalan Thierry’nin iş arama serüveni üzerinden ilerliyor. Thierry neredeyse emeklilik yaşına gelmiştir ama engelli oğlu ve eşine bakabilmek için çalışmak zorundadır. Ayrıca mortgage sistemiyle aldıkları evin daha beş yıl sürecek ödemeleri vardır. Ödemezlerse evleri de ellerinden alınacaktır. Ancak işsiz kalmasının üzerinden 15 ay geçmesine rağmen bir iş bulamamıştır.
Thierry başvurduğu iş-işçi bulma şirketlerinin birinin yönlendirmesiyle gittiği ücretli vinç operatörlüğü kursunu başarıyla tamamlamasına rağmen çeşitli bahanelerle hala bir işe kabul edilmemiştir. Üstelik başvurduğu yerlerde eski konumundan daha düşük konumda olmayı ve dolayısıyla daha az maaş almayı kabul etmek zorunda kalmasına rağmen, yazdığı CV’nin yetersiz olması gerekçesiyle ciddiye bile alınmaz.
Gittiği bankadan bir bankacı, ay sonunu başka türlü getiremeyeceğini söyleyerek evini satışa çıkarmasını önerir. Bankacının söylediğine göre evi satarsa daha düşük kiralı bir eve geçmeleri mümkün olabilecek, ileride yine ev alma imkanları olabilecektir. Thierry çaresizdir, bankacıya evi satmayı düşünmediğini söylese de bir sonraki sahnede evi almaya talip olan bir çifte evi gezdirirken, fiyat üzerinden pazarlık yaparken görürüz.
Filmin senaryo yazarı ve yönetmeni Stéphane Brizé, tüm bu olayların yalnızca Thierry’nin başına gelmediğini, kapitalizmde sıradan olduğunu göstermek istercesine filmi durgun bir biçimde ilerletmeyi seçmiş. Ayrıca, iş-işçi bulma şirketinde de, bankada da, gittiği iş görüşmesinde de Thierry’ye aşağılayıcı biçimde davranıldığını, ona hiç “değer” verilmediğini görüyoruz.
Bu anlatımın izleyiciye geçmesinde kuşkusuz Thierry karakterini oynayan Vincent Lindon’un başarılı performansının payı büyük. Nitekim Lindon bu oyunculuğuyla Cannes Film Festivali’nde en iyi erkek oyuncu dalında Altın Palmiye ödülü kazandı. Filmin sadeliğini ve dolayısıyla vuruculuğunu sağlayan bir diğer etmen ise, diğer rollerde amatör oyuncuların görev alması sayılabilir.
Film, farklı işlere başvuran, mülakatlara giren Thierry’nin bir süpermarkette güvenlik görevlisi olarak işe alınmasıyla yeni bir evreye girer. Thierry düzenli maaşa kavuştuğu için bankadan kredi çekebilir duruma da gelir. Ama kapitalizmde huzur beklemek nafiledir. Süpermarkette işe başladığı gün emekli olan bir çalışan için yapılan bir törende patron tarafından yapılan “her şeyden önce işini düşünen, tatillerde bile işinin başında olan” şeklindeki konuşma aslında ayrılandan çok diğer çalışanlara yapılmış gibidir. İş yerinin kriterleri bellidir, önce iş! Bu piyasanın da kanunu değil midir zaten!
Artık mağazanın güvenliğinden sorumlu olan Thierry gün boyunca kameralardan müşterileri takip etmekte, “şüpheli” davrananları marketin bodrumunda bir odaya götürerek “işlem” yapmaktadır. Örneğin, bir şarj cihazının parasını ödemeden marketten çıkmaya çalışan bir genç sorgulanır burada. Emektar bir kasiyerin müşteriler için hazırlanan indirim kuponlarını kullandığının ortaya çıkması üzerine sorgulanması, o kasiyerin işinden olmasıyla sonuçlanır. Ama bunu gurur meselesi yapan kasiyer, ertesi gün işe gelip kendi masasında intihar eder. Patron çalışanları toplayıp intiharın iş yeriyle ilgili olmadığını, onun iş dışında da bir yaşamı olduğunu, özel hayatındaki sorunlardan dolayı intihar etmiş olduğunu söyleyerek kendini ve şirketini aklar. İnsanlar geçici, iş daimidir ne de olsa!
Thierry bu intihardan oldukça etkilenir, ama onun için asıl kırılma başka bir olayda gelir. Bu kez siyah bir çalışan, bir müşteri için kendi indirim kartını kullandığı için “sorgulanır”. Kadının “Bunun için işten atılacak değilim herhalde” sorusuna Thierry “Bilmiyorum” diye yanıtlar: “Bilmiyorum”! Oysa bu yanıt kendine verilen yetkiyi kullanmak istememekle ilgili verilen net bir yanıttır. Bir itaatsizliktir, işsiz kaldığında neyle karşılaşacağını bile bile sistemin kendisinden bekleneni yapmaması üzerine bir isyandır.
Biliyoruz ki, kapitalizm nüfuz ettiği her yerde insanları çaresizleştiriyor, onları sorgulamayan, her şeyi kabullenen robotlar haline getirmek için örüyor. Ama bu sistem ne kadar güçlü olduğunu düşünse de Thierry gibileri çıkıp bu işleyişe dahil olmamayı seçebiliyor. Her gün farklı farklı Thierry‘ler sistemin baskısını daha da fark eder, daha da sorgular hale geliyor. Sorguladıkça da yükselme ve başarı üzerine kurulu bu sistemin dişlilerinden sıyrılmayı daha çok başarıyor. İşte ancak o zaman yaşamın gerçek değerinin farkına varılabiliyor.
The post Piyasanın Kanunu İşe Gitmek, Mecburen – Gürşat Özdamar appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Endonezya’da Fabrikada Patlama appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Endonezya’da havai fişek fabrikasında patlama yaşandı. Cakarta’da yaşanan patlamada 27 kişi yaşamanı yitirirken 35 kişi de yaralandı.
Fabrikadan hala dumanlar çıktığı belirtiliyor.
The post Endonezya’da Fabrikada Patlama appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Güvenlik Önlemi Alınmayan Fabrikada ”Kaza” appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Aynı şirkette çalışan işçiler, patronların sürekli hızlı olmaları için zorladıklarını söyledi.
The post Güvenlik Önlemi Alınmayan Fabrikada ”Kaza” appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post OHAL Sürüyor, Mücadele de Sürüyor appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Ancak devletin OHAL’i, işçilerin sömürünün her haline karşı olan direnişlerini engelleyemedi. İşçiler yasaklanan grevlere, fabrika önlerine getirilen TOMA’lara, devlet kapitalizm işbirliğine ve sömürüsüne karşı direnmeye devam etti.
***
Devletin OHAL’i bizleri dışarıda tutsaklaştırırken, içerideki tutsaklar için de ağır tecrit koşullarını getirdi. Devletin OHAL’i tutsaklar için engellenen telefonlar, kısıtlanan mektuplaşmalar, iletişim cezaları oldu. Sayısız hapishanede “kapasitenin üzerine” çıkıldı; tutsaklar tecritin sıkışmışlığında bir de kalabalığa mahkum edildi.
OHAL sonrası başlatılan “terör hükümlüsü” yaka kartı uygulamasıyla tutsaklar ve aileleri fişlenmek istendi. Ama tüm bunlara karşı tutsaklar direnmeye devam etti. Giderek arttırılan baskı ve tecrit politikalarına karşı bedenlerini direniş alanına çevirdi; “çare biziz ve mücadelemiz” diyerek devletin OHAL’ine ve tutsaklığın her haline karşı özgürleşti.
***
İktidar eliyle zaten değiştirilmekte olan toplumsal değerler, kadına ve farklı cinsel kimliklere yönelik yargılar OHAL bahane edilerek doğrudan sözlü ve fiziksel saldırılara dönüştü. Şort giymek, parkta spor yapmak, evde yalnız olan bir göçmen olmak ve her zaman da yalnızca kadın olmak bu saldırıların hedefi olmaya yetti.
Ama kadınlar “Her halinize karşı direniyoruz” diyerek erkek devletin OHAL bahanesine karşı da mücadeleyi seçti. Sokaklarda ve yaşamın her alanında var olma kavgası veren kadınlar, Onur Yürüyüşleri yasaklanan LGBTi’ler, bitmeyen OHAL’de de var olabilmenin ve özgürleşebilmenin kavgasını vermeyi seçti.
***
Yok sayılan, kentleri bombalanan ve katledilen halklar için de OHAL’in anlamı değişmedi. Devlet kendinden olmayana yönelik saldırısını OHAL adıyla meşrulaştırdı.
Evinde uyurken panzerle ezilen çocukların, sokak ortasında askeri araçla ezilerek katledilen kadınların, devlet eliyle yok edilmek istenen bir halkın varlığı bu kez de OHAL ardına gizlendi.
Ancak yıllardan bu yana var olmak ve yalnızca yaşamak için direnen halklar için devletin OHAL’i de fark etmedi. Savaşa, talana ve katliamlara karşı var olabilmek için mücadele OHAL’de de sürdü.
***
OHAL’le birlikte saldırılar bütün bir yaşama yöneldi. Doğaya ve yaşama yönelik saldırılar OHAL KHK’larıyla yasal kılıflara uyduruldu. Rant ve talan meşrulaştırıldı; daha da hoyratlaştı. Kalekollar ve çılgın projeler için gerçekleştirilen ekolojik yıkımlar, ÇED raporlarına verilen jet onaylar, Cerattepe eylemlerinin yasaklanması, hayvan katliamlarının önünü açan yasalar, kentsel dönüşümde Bakanlar Kurulu’na yetki veren KHK, tekrar başlatılan Yeşil Yol Projesi… Hepsi devletin yaşama olan düşmanlığının OHAL’deki yansımasıydı.
Devletin doğaya ve yaşama yönelik düşmanca saldırıları OHAL’de sürdüğü gibi bu saldırılara karşı direniş ve mücadele de sürdü.
***
OHAL’den önce patron-devlet işbirliğiyle işçilerin yoksullaştırılmasına karşı, tutsakların yaşamına yönelik baskı ve şiddete karşı, ataerkinin tacizlerine, tecavüzlerine, cinayetlerine karşı, kendi kimliğiyle özgürce yaşamak için mücadele eden halkların katledilmesine karşı, devletin talan ve rant politikalarıyla yaşam alanlarına dönük saldırılarına karşı ezilenler nasıl direndiyse OHAL’den sonra da direnişler, eylemler devam etti. Mücadeleler sinmedi, devletin yaşam düşmanlığına karşı yaşam her alanda savunuldu.
Birinci yıl dönümünde devletin artık olağanlaştırdığı OHAL’e karşı özgür bir yaşama inanların mücadelesi sürüyor.
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 39. sayısında yayınlanmıştır.
The post OHAL Sürüyor, Mücadele de Sürüyor appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post HABAŞ Demir Çelik Fabrikasında Patlama: 8 İşçi Yaralandı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>İzmir’de akşam saatlerinde Aliağa ilçesindeki HABAŞ Demir Çelik fabrikasında bir patlama meydana geldi. Yeni yapılan ocakta işçilerin demir erittiği sırada oksijen borusu patladı.
Patlama sonucunda ilk belirlemelere göre 8 işçi yaralandı. İşçiler, Aliağa Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Patlamanın ardından fabrikada çıkan ufak çaplı yangına itfaiye ekipleri müdahale etti.
The post HABAŞ Demir Çelik Fabrikasında Patlama: 8 İşçi Yaralandı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Korkun Patronlar Genç İşçiler Örgütleniyor appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Hizmet Sektörü Nedir?
Işıl ışıl aydınlatması, ihtişamlı görüntüsü ve yüksek tavanlarıyla müşterisini kendine çeken AVM’ler. Onların içerisinde farklı tasarımlarda, farklı müşteri potansiyeline uygun kafeler, restoranlar, mağazalar… Sadece AVM’lerde değil; bazen büyük bir cadde üstünde, bazense tenha bir sokaktadır alışveriş yapılacak, oturup sohbet edilecek dükkanlar. Dükkanların içerisinde de oradan oraya koşturan işçiler.
Fabrikada, atölyede, toprakta çalışan üretim sektörü işçisine karşılık; hizmet sektöründe elle tutulur bir üretim yapmaksızın, başka bir bireye hizmet verilir. Bu hizmeti veren işçinin pozisyonu; servis elemanı, kurye, tezgahtar, temizlikçi hatta anketör olarak değişse bile, aslında hepsi hizmet sektörü işçileridir.
Hizmet Sektöründe Kimler Çalışıyor?
“Genç, dinamik, prezantable ekip arkadaşları arıyoruz.” Bu cümleyi duymayanımız ya da çeşitli eleman sayfalarındaki “vasıfsız eleman” köşelerinde görmeyenimiz yoktur. Çünkü genç, dinamik ve prezantable olmak için tahsil görmüş ve bir işte uzmanlaşmış olmaya gerek yoktur. Müşteriye daha iyi hizmet verebilmek için tercih edilen genç işçiler ise en kolay girebilecekleri sektör olduğundan, hizmet sektöründe çalışırlar.
Çoğunluğu genç olduğundan, işçi sirkülasyonu oldukça fazladır. Bunun nedeni, hizmet sektörü işçisi gençlerin, genellikle yaz tatillerini değerlendirmek ya da okul ile birlikte yarı zamanlı çalışıp harçlıklarını çıkartmak için çalışmasıdır. Böylelikle çalışmakta olan genç işçi -sınav döneminin yaklaşması gibi- kendisiyle ilgili bir durumda ya da işyerinde yaşadığı herhangi bir sıkıntı karşısında kolayca işten çıkabilir ve kısa süre sonra başka bir işe girebilir. Bu durum da hizmet sektörünü “geçici” bir sektör olarak tanımlar.
Sömürü Düzeni
Geçici olarak görülen bir sektör, yani işçilerinin sürekli değiştiği bir sektör de tabi ki patron tarafından olumsuz olarak görülmüyor. İşçilerin sürekli değişmesi demek; kıdemsizlik demek, sendikasızlık demek, hatta işçi tarafından işyerindeki sorunların önemsenmemesi demektir.
Sektör geçici olsa da, sömürü kalıcı olmaya devam etmektedir. AVM’ler gibi sömürünün kalıcı olarak var olduğu alanlar ise dışardan bakıldığında “kusursuz” düzenlenmiştir. Her şey rahatça alışveriş yapabilmek için tasarlanmıştır; bu tasarım, hızlı ve sorunsuz bir şekilde işlemektedir. Oysa ışıltılı bir AVM, orada çalışan bir hizmet sektörü işçisi için bir çirkinlik abidesidir, çünkü o ihtişamlı görüntü bir AVM’nin bacasız bir fabrika olduğu gerçeğini asla örtemez. Bir fabrika işçisi kadar sömürülen hizmet sektörü işçileri, esnek çalışma saatleri ile yoğun bir tempoda çalıştırılır. Ekipler halinde çalışılan bu sektörde, taciz ve mobbing kimi zaman hat safhaya ulaşır ve işçilerin çalışma şartları zorlaşır. Maaşların geç ödenmesi, mesai ücretlerinin yatırılmaması gibi problemler olağanlaşmış, sektörün olmazsa olmaz sıkıntısı haline gelmiştir.
GİDER’de Örgütlen!
Biz genç işçiler, her gün bu sıkıntılara maruz kalıyoruz ve bu sıkıntıları kendi aramızda kulaktan kulağa konuşarak sineye çekiyoruz. Artık vakit, yaşadığımız bu adaletsizlikleri kulaktan kulağa değil; öfkeyle haykırmanın vaktidir. Tıpkı bundan birkaç yıl önce Kafe Kafka İşçileri’nin esnek çalışma saatlerine ve kötü çalıştırılma koşullarına karşı verdiği mücadelede olduğu gibi. O gün, Kafe Kafka işçilerinin, genç işçiler olarak verdiği örgütlü mücadele nasıl ki patronlara geri adım attırdıysa, bugün de her genç işçi örgütlenerek duracak adaletsizliklerin karşısında. Patronlar, müdürler, şefler ya da bir statü üstte olan herkes korksun artık genç işçilerden. Çünkü artık genç işçiler tek başlarına değiller. Genç İşçiler Derneklerini Kuruyor, Genç İşçi Derneği (GİDER) Örgütlenmeye Çağırıyor!
– Genç İşçi Derneği –
Bu yaz Meydan Gazetesi’nin 34. sayısında yayımlanmıştır.
The post Korkun Patronlar Genç İşçiler Örgütleniyor appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Direnişçi Metal İşçilerine Jandarma Saldırdı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Bilecik’in Bozüyük ilçesinde bulunan Midal Kablo’da çalışırken Birleşik Metal-İş Sendikası’na üye oldukları için işten atılan ve bunun üzerine fabrika önünde direnişe başlayan işçilere, 4 Nisan günü jandarma saldırdı.
Söz konusu fabrikada toplam 17 işçinin işten atıldığını belirten Birleşik Metal-İş Sendikası, yaşanan saldırının ardından yaptığı açıklamada “30 Mart’tan bugüne işçileri işten atarak, işyerinde baskı uygulayarak, tehdit ederek yıldırmaya çalışan, sarı sendikayı devreye sokmaya çalışan işveren, şimdi de devletin kolluk kuvvetlerini kullanarak işçilere gözdağı vermek istiyor” dedi.
Bu haber Meydan Gazetesi’nin 33. sayısında yayımlanmıştır.
The post Direnişçi Metal İşçilerine Jandarma Saldırdı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>