The post 18-20 Yaş Aralığındaki Genç İşçiler İşe Gitmeye Devam Edecek appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Korona virüsü tedbirleri kapsamında 20 yaşın altındakilere uygulanan sokağa çıkma yasağıyla ilgili ek genelge yayınlandı. Buna göre, 18 ile 20 yaş arasındaki kamu çalışanları, özel sektörde çalıştığını belgeleyenler ve mevsimlik tarım işçileri sokağa çıkma yasağından muaf tutulacak.
18 ile 20 yaş arasındakiler için hangi durumlarda istisna getirileceği, genelgede şöyle yer aldı:
“Buna göre, doğum tarihi 1 Ocak 2000 ile 1 Ocak 2002 tarihleri arasında (18 ile 20 yaş aralığında) olmakla beraber, kamu kurum ve kuruluşlarında memur, sözleşmeli personel veya işçi statüsünde görevli olanlar, özel sektörde düzenli bir işe sahip olan ve sosyal güvenlik kayıt belgesi ile bu durumu belgeleyenler, tarımsal üretimin sürekliliği açısından önemli bir fonksiyona sahip olan ve iller arasındaki planlama, seyahat ve konaklama koşulları 3 Nisan 2020 tarih ve 6202 sayılı genelgemiz ile düzenlenen mevsimlik tarım işçileri, 3 Nisan 2020 tarih ve 6235 sayılı sayılı Bakanlık genelgesi ile getirilen sokağa çıkış yasağından muaf tutulacak.
The post 18-20 Yaş Aralığındaki Genç İşçiler İşe Gitmeye Devam Edecek appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Antalya’da iş cinayeti: Otel Tadilatında Çalışan İşçi Yüksekten Düşerek Yaşamını Yitirdi appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Ilıca Mahallesi Kumköy mevkisindeki beş yıldızlı bir otelin tadilatında çalışan işçilerden Ali Yalçınkaya (25), çatı kısmında beton delme işlemi yaptığı sırada çatıdan düştü. Ağır yaralanan işçi kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.
The post Antalya’da iş cinayeti: Otel Tadilatında Çalışan İşçi Yüksekten Düşerek Yaşamını Yitirdi appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post İşsizlik Rakamları “Güncellendi”: 1 Milyon İşsiz Daha appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>İşsizlik oranı 3,1 puanlık artış ile yüzde 12,8 seviyesinde gerçekleşti. İşsiz sayısı 1 milyon 21 bin artarak 4 milyon 157 bini buldu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) mayıs ayı işsizlik rakamlarını açıkladı. Buna göre, TC genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2019 yılı Mayıs döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyon 21 bin kişi artarak 4 milyon 157 bin kişi oldu.
İşsizlik oranı 3,1 puanlık artış ile yüzde 12,8 seviyesinde gerçekleşti. Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 5,5 puanlık artış ile %23,3 olurken,15-64 yaş grubunda bu oran 3,2 puanlık artış ile %13,1 olarak gerçekleşti.
The post İşsizlik Rakamları “Güncellendi”: 1 Milyon İşsiz Daha appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Sektörde Hizmet Sınırsız, İş Tanımsız – Genç İşçi Derneği appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Beş buçuk milyonumuz kayıtlı ama kayıtsız milyonlarcasıyız. Bir işten diğerine, olmadı öbürüne koşuşturanlarız. Bir çoğumuz güvencesiz, geçici, tanımsız, vasıfsız çalışan işçileriz. Günümüzde ihtiyaçların sınırsızlaştırıldığı, her geçen gün fazlalaştırıldığı bu sistemin içerisinde ihtiyaçların giderilmesini sağlayan yegane şey hizmettir ve bizim sektörde “Hizmette Sınır Yoktur”.
Hizmet sektöründe sadece müşterinin taleplerine odaklanırız. Müşterinin aradığı bir ürün tezgahlarımızda yok mu? Depoya bakarız. Orada da mı yok? Diğer mağazalarımızı arar, bakarız. Müşteri diğer mağazaya gitmeden biz hızlıca diğer mağazalardan getirtmenin bir yolunu buluruz. Çünkü hizmette müşteri memnuniyeti önemlidir. Mesela hamburger isteyen müşteri yanına bir de mayonez sosu istedi mi? “Tabi efendim hemen getirelim”. İçine sıkmamızı mı istedi? “Tabi ki hemen sıkalım”. Tadını beğenmedi mi? Yenisi ile değiştirelim. Çünkü şirketin hizmet vizyonu her şeyden daha önemli. Şirketin imajının yükselmesi hizmetin derecesiyle orantılı. Bunu sağlamak adına bütün işleri şirketin hizmet konusunda sahada koşturarak çalıştırdığı genç işçiler yapmak zorunda. Yapmadığında patronların cevabı net; “işine gelirse…”
Çoğumuz vasıfsız bir “eleman” olarak çalışmaya başladığımız iş yerinde, yapılan işlere göre komi, garson, lobici, kasiyer, depocu, tezgahtar… oluyoruz. Satış danışmanı oluyoruz mesela. Satış yapmak üzere önce ürünü müşteriye tanıtıyoruz. Müşteri dilerse alıyor. Tanıtım işini promotör olarak yapıyoruz. Şirketin kendi bünyesinde değil de ajansa bağlı çalışıyoruz. Ajanstan yola çıkıp mağazada veya markette satılacak bir ürünün tanıtımını yapıyoruz. Hem ajansın işçisiyiz, hem mağaza veya marketin, hem de tanıttığımız ürünü üreten şirketin. Yani hepsinin işçisiyiz. Bu pozisyonda olunca üç farklı patronumuz var. Ama bir sorun çıktığında hiçbiri bizim muhatabımız değil!
Geçtiğimiz günlerde Genç İşçi Derneği’ne promotör bir arkadaşımız başvurdu. İşten çıkarıldığını, bu durumda ne yapılabileceğini sordu. Anlattıklarına göre işten çıkarılma süreci ve işten çıkarılma nedeni ise tam bir hizmet sektörü sorunsalı. Promotör olarak çalışıyorsak eğer bütün gün tanıtmamız gereken ürünün başında beklememiz gerek. Gelen geçen müşterilerin üründen -eğer deneyebileceği bir şey ise- denetip memnun kalmalarını sağlamamız gerek. Bir Promotör’ün -yani arkadaşımıza da sözlü olarak anlatılan- iş tanımı bu. Ancak çoğu zaman iş böyle olmuyor! Patronlardan birinin iş tanımı belirleyici oluyor. Derneği arayan arkadaşımız da bu sorunsalı yaşamış bir arkadaşımızdı. Hangi şirket ya da hangi patron mağazasında ya da marketinde sadece bir ürün tanıtan işçiyi ister? Onlar ister ki, biz ürünleri tanıtmaktan öte satalım ve hatta ürünün satışını arttıralım.
En çok promotör çalıştıran şirketler, pek çok kişinin de tahmin edebileceği gibi, özellikleri her geçen gün saymakla bitmeyen ve bu özelliklerin bilgisini müşteriye en yetkin şekilde tanıtabilecek kişilere ihtiyaç duyan bilgisayar şirketleridir. Derneği arayan arkadaşımız da bilgisayar satan bir şirkette ürün tanıtımı yapmak üzere işe alınmış bir promotör olarak çalışıyordu. Burada promotör olarak çalıştırılan genç işçilere ürünün tanıtımı dışında aynı zamanda satış da yaptırılıyordu. Bu satış, prim vs. denerek kotalar halinde işçilere sunulurken işçiler de artık bu gidişata dur demeye niyetleniyorlar. O süreçte Çalışma Bakanlığı müfettişleri, şirkette denetleme yapıp promotörlerin artık mağazanın kendi işçisi olması ya da işten çıkarılması yönünde tutanak tutuyor. Böylece belli teknoloji mağazalarında promotörleri işten çıkarma süreci başlıyor. Öncelikle promotörün ne iş yapacağı, 3 farklı patron muhatap olduğu için, oldukça karışık ve bir tartışma konusu. Tanıtımını yaptığı ürünü müşteri satın almak istediğinde, yine satışı promotör yapıyor. Bu durumda da promotörlerin mağazadaki satış danışmanlarından hangi yönden ayrıldığı belli bile değil. Ve aynı durum sektörün hemen her alanında geçerli. Kocaman bir belirsizlik ve iş tanımsızlığı var. Hal böyle olunca arkadaşımıza bir yandan durumu anlattık diğer yandan hukuksal anlamda bilgilendirmeler yaptık.
Belirsizliğe Karşı Örgütlenelim!
Bir mağazada, markette, fast food biriminde ya da hizmet sektörünün başka alanlarında çalışmaya başlarken sözlü veya yazılı bir sözleşme yapılması gerekiyor. Bu sözleşme, elbette kaba, yüzeysel bir okuma ile işçilere sunuluyor veya işe girmenin heyecanında olan genç işçiye okutulmuyor bile. Sözleşmeler belirli süreli iş sözleşmesi, belirsiz süreli iş sözleşmesi diye ayrılıyor. Ancak çoğunlukla belirsiz süreli iş sözleşmesi ile işe başlıyoruz. Bu sözleşmeler içerisinde esnek çalışmaya ayrılmış bölümler, fazla mesaiye ayrılmış bölümler var. Bu bölümler yapacağımız işi hangi zaman dilimlerinde yapacağımızı belirsizleştiriliyor. Ayrıca “Sözleşmede yazılı olmayan hususlarda şirketimiz genel kuralları geçerlidir.” gibi ibareler, yapılacak işi daha da belirsizleştiriyor. Reyoncu olarak işe başvurup depoda çalışıp akşam geç saatlerde depoya gelecek malların sevkiyatını da yapabiliriz. Market reyonunda çalışırken aynı zamanda hem kasaya hem reyona hem depoya bakabiliriz. Yani belirsiz süreli iş sözleşmesinde belirsiz olan sadece işin sona ereceği zaman değil. İşin kendisi de iyice belirsiz hale getiriliyor.
Hukuki Durum Nasıl?
İş sözleşmesi, kanuni tanımında bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (patron) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir. İş sözleşmesinde işçinin hangi işleri yerine getirmeyi kabul ettiği de yazılı olmalıdır. Bu nedenle işçinin, bu tanımlar dışında iş yapmak gibi bir zorunluluğu da bulunmamaktadır. İşçi, iş sözleşmesi dışında kendisinden yapılmasını istenen işleri yapmadığı için işten çıkartılamaz, çıkartılırsa çeşitli tazminat hakları gündeme gelecektir.
Yazılı sözleşme yapılmayan hallerde de işçi kendisine söylenen her şeyi yapmak zorunda değildir. Patron, işçiye en geç iki ay içinde genel ve özel çalışma koşullarını, günlük ya da haftalık çalışma süresini, temel ücreti ve varsa ücret ekleri gibi hususları gösteren yazılı bir belge vermekle yükümlüdür. Bu belgenin verilmediği durumda da işçi işiyle bağdaşmayan işleri yapmak zorunda değildir.
Sorunları Çözmek İçin Örgütlenelim!
Geleceğimizi artık patronların belirli-belirsiz sömürü sözleşmelerine bırakmama zamanı geldi de geçiyor bile. Genç İşçi Derneği olarak, gençlerin geleceğini çalan patronların karşısında “Genç İşçiler Örgütlü Güçlü” sloganıyla yol alıyoruz, sorunlarımızı birlikte çözmek için işçi arkadaşlarımızı örgütlenmeye çağırıyoruz.
Genç İşçi Derneği
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 47. sayısında yayınlanmıştır.
The post Sektörde Hizmet Sınırsız, İş Tanımsız – Genç İşçi Derneği appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Genç İşçi Derneği Örgütlenmeye Çağırıyor appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Hizmet sektörünün en önemli parçalarından biri olan Fast Food’larda sömürü, mobbing,puan sistemi ve genç işçilerin çalışma ve yaşam koşullarını gözler önüne sermek için Genç İşçi Derneği (GİDER), İstanbul’un farklı bölgelerinde afişleme çalışması gerçekleştirdi. Fast Food alanında çalışan lobi, kasa, servis, bord işçilerine yönelik yaptıkları örgütlenme çağrısıyla GİDER, hizmet sektörü işçilerini mücadeleye çağırdı.
Düşük ücrete, fazla mesaiye son! diyoruz. Genç işçileri GİDER'de örgütlenmeye çağırıyoruz. Afişlerimizle bugün Halitağa, Yeldeğirmeni mahallesi ve Natilüs AVM yakınlarındaki MC Donald's işçilerinden LCW işçilerine tüm hizmet sektörü işçilerine Günaydın dedik. pic.twitter.com/TrPF6peLVa
— Genç İşçi Derneği (@genciscidernegi) 2 Kasım 2018
Sömürüye, Mobbinge karşı Fast Food İşçileri Örgütlü Güçlü Afişlerimiz ile Kadıköy Minibüs yolu, Söğütlüçeşme Metrobüs Durağı ve çevresindeki duvarlarda işe giderken ,işten çıkarken genç işlere sesleniyoruz Genç İşçiler Örgütlü Güçlü! pic.twitter.com/HG25gJHXNq
— Genç İşçi Derneği (@genciscidernegi) 1 Kasım 2018
The post Genç İşçi Derneği Örgütlenmeye Çağırıyor appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Nuh Çimento Fabrikası’nda İş Cinayeti appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Kocaeli Körfez ilçesinde bulunan Nuh Çimento Fabrikası limanında çalışan 19 yaşındaki Yunus, forkliftin altında kalarak ağır yaralandı ve kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.
İş cinayetinde yaşamını yitiren genç işçi SFS Lojistik’e bağlı çalışıyordu.
The post Nuh Çimento Fabrikası’nda İş Cinayeti appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Genç İşçi Derneği Üniversitelilere Sordu: %35’i Çalışıyor appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Genç İşçi Derneği, (GİDER) İstanbul,Ankara ve Kocaeli’deki üniversite öğrencilerini kapsayan anket çalışmasının sonuçlarını yayınladı. Üniversitede halen okumakta olan öğrencilere, ekonomik ve sosyal durumlarının sorulduğu anket çalışması çarpıcı sonuçlar ortaya koydu. Bu sonuçlardan en göze çarpanı ise, üniversitede okuyan öğrencilerden %35.8’inin, burs/kredi ve aileden aldıkları maddi destek yeterli olmadığı için bir işte çalışmak durumunda kalması oldu. Anket sonuçlarına göre, çalışan öğrencilerin %15.1’i sayım, stand, komilik gibi günlük işlerde çalışırken %14’ü part-time işlerde çalışıyor. Üniversitelilerin %5.8’i ise, sadece sınavlara girerek full-time bir işte çalışıyor. Öğrenciler arasında inşaat, sanayi ve atölyelerde çalışanlar da %7’lik dilimi oluşturuyor.
Yüzde 52.8’si aile evlerinin dışında kalan üniversite öğrencilerinden yurtlarda kalanların %25’i, öğrenci evlerinde kalanların ise %56’sı çalışıyor. Aile evlerinde kalanların ise %27’si çalışıyor.
Çalışan üniversiteliler, maaşlarını en çok yiyecek ve giyecek ihtiyaçlarına harcıyor. Bunu faturalar, ev kirası takip ediyor.
İşte çalışmayan öğrencilerin %74’ünün okula gidip gelirken harcadıkları toplam süre 1-2 saatken, çalışanların %58’inin iş ve okula giderken toplamda ulaşımda harcadıkları süre 4-5 saati buluyor. İstanbul baz alınarak verilendirilen bu istatistik ise çalışan öğrencilerin yaşamlarının yollarda geçtiği gerçeğini ortaya çıkarıyor.
Anket sonuçlarına göre, bir işte çalışmayanların %72’si ise okul dışında kendisine vakit ayırabildiğini belirtirken, çalışanların %48’i kendisi için zorlayarak vakit ayırabildiğini %21’i kendisine hiç vakit ayıramadığını ifade etti.
Kaynak: Genç İşçi Derneği (GİDER)
The post Genç İşçi Derneği Üniversitelilere Sordu: %35’i Çalışıyor appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post En Umutsuz Gençler: İş Arayanlar appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Genç nüfusun yaşam memnuniyetleri incelendiğinde kadınların yüzde 10’u, erkeklerin yüzde 14’ü yaşantılarından hiç memnun olmadığını söylüyor. Genç nüfus içerisinde gelecekten en umutlu olan kesim ise yüzde 77 ile öğrenciler. Yüzde 50’lik oranla en umutsuz kesim ise iş arayanlar olarak belirlendi.
Gençlerin en büyük sorunları arasında, işsizlik ilk sıralarda. Türkiye nüfusunun yüzde 16’sını oluşturan gençler arasındaki işsizlik oranı, son yıllarda giderek artarak yüzde 20,6 oldu. Gençlerin medyadaki haber çıkışlarını inceleyen Ajans Press ve ITS Medya, Türk gençliğinin en çok işsizlikle konuşulduğunu tespit etti.
The post En Umutsuz Gençler: İş Arayanlar appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Maraş’ta İş Cinayeti: Akıma Kapılan Genç İşçi Yaşamını Yitirdi appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Edinilen bilgiye göre, 19 yaşındaki inşaat işçisi Harun Kelek, Karaelbistan Mahallesi’nde iki katlı bir evin çatısında çalışırken makara yardımıyla yerden uzatılan sacı almak istediği sırada metal levha binanın hemen yanından geçen elektrik tellerine temas etti. Akıma kapılan Kelek, metrelerce yüksekten yere düştü. İhbarı üzerine bölgeye gelen sağlıkçılar, yaptıkları kontrollerde genç işçinin yaşamını yitirdiğini belirledi.
Harun Kelek’in cenazesi Elbistan Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.
The post Maraş’ta İş Cinayeti: Akıma Kapılan Genç İşçi Yaşamını Yitirdi appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Genç İşçinin Sorunu: Gerontokrasi – Merve Demir appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Okul harçlığı, etüt parası, kişisel ihtiyaçlar, ev geçindirme derdi derken bir bakmışsın bir iş yerinde çalışır bulmuşsun kendini. Çalışacağın işin okuluna engel olmasını istemiyorsan part-time, okulun yoksa full-time çalışmayı tercih edersin.
Genç işçi tercih edilen AVM’ler, süpermarketler, mağazalar, iş sözleşmesinin içinde madde olarak geçirilen esnek çalışma saatleriyle, işçiyi daha fazla sömürmek içindir. Esnek çalışma saati, “çalışanın çalışma zamanını ve süresini dilediği şekilde belirleme olanağının bulunduğu çalışma düzenidir” diye tanımlansa bile aslında işçiyi iş yoğunluğu sürecinde daha fazla çalıştırmak için çıkarılmış bir tanımdır. Fazla Çalışma Yönetmeliği’nin 4. maddesinde “Günlük çalışma süresi her ne şekilde olursa olsun 11 saati aşamaz.” olarak geçse de bu saat 17 saati bile bulabiliyor. Her şeye kılıf uyduran patronlar, tabi bunun da yöntemini bulmuşlar. İşe başlarken parmak okuma sistemi ile işe giriş yapıyorsun. Mesai saatin bittiğinde ise işten çıktı anlamında tekrar parmak okutuyorsun böylece mesai saatin bitmiş oluyor. Ama mesai saatini bitirmek istemeyen işveren vekili (diğer adı ile şef) parmağını okuttuktan sonra seni tekrar çalıştırmaya devam ediyor, böylelikle sistemde işten çıkış yaptığın görülse bile çalışmaya devam ediyorsun. Yani prosedürler onlar için işlemiyor hiçbir zaman.
Böylesine boğucu bir sosyal ve ekonomik tahakkümün yanında bir de gerontokrasi ile yani “yaşça büyük olanın yaşça küçük olana” uyguladığı tahakkümle uğraşırız biz genç işçiler. Oldukça kadim bir anlayıştır gerontokrasi, feodal anlayıştan hatta belki de daha da eski bir anlayıştan beslenir bu kavram. Çeşitli tahakküm anlayışlarının içerisine sızar, bazen ona dönüşür; bazen kendince davranır. Ama her adaletsizliğin içinde vardır. Küçük susmalı, büyük konuşmalı! Büyük söylemeli ki, küçük yapmalı!
İş yerinde genç işçilerin karşılaşacağı gerontokratik ilişkiler hayatının her alanında olduğu gibi karşımıza çıkıyor. Genç olduğun için tabiri caizse tüm ayak işleri sana yaptırılır. Çünkü onların gözünde hiyerarşik anlamda en alttasındır. Eğer genç iseniz ve hizmet sektöründe çalışıyorsanız, işte karşılaşacağınız bazı durumlar;
Genç olduğun için daha atik, daha güçlü olman beklenir ve senin işin olmayan çoğu iş sana yaptırılır.
Depodan poşet taşınması gerekir, genç olduğun için bunu bile sen yaparsın.
Yemek molasına en son senin çıkman sorun yaratmaz, zaten gençsin ve her şeye dayanabilirsin.
Üstüne vazife olmayan birçok işe koşturursun. Sesin çıkmayana kadar (ki hiç çıkmadığı da olur) bu böyle gider. Çünkü “şef ablalar ve abiler” tatlı dilleriyle yılanı deliğinden çıkaracak kabiliyette olduklarından her zaman düşünceli gibi görünürler. Oysa gerontokratik bir ilişkinin tam içindesindir. Gel gelelim işsizlik oranları her geçen yıl yükselirken, her beş gençten biri işsizken, işin olduğu için şükretmen gerektiği söylenirken nasıl olur da fazla mesaiye, düşük ücrete, yoğun iş saatlerine ve gerontokratik bu tahakküme direnmekten bahsedebilirsin?
Ekonomik kriz onları teğet geçerken bize çarpıyor. Cirosu 14.463.059.000 olan küçük bir süpermarketin, işçisine verdiği aylık maaş 1600’dür. Peki bu adaletsizliğin matematiksel olarak hesaplamasının zorluğu yanında sosyolojik olarak tanımsız olması aslında gerçekle yüzleştiriyor biz genç işçileri. Verdiğim bu rakamsal veri doğruluğu ispatlanabilir bir veri. Bu rakamları her yıl üstüne biraz daha ekleyerek yani daha fazla tükettirip daha fazla çalıştırarak kazanan şirketler; reyonlarda, kasalarda, temizlikte ya da market/ mağazanın herhangi bir bölümünde çalışan bir işçinin aldığı maaşın ona yetip yetmeyeceğini hiç düşünmemesi, kapitalizmin ta kendisidir. Sınıfsal farklılığı toplumda belirginleştiren bu sistemken (kapitalizm) buna karşı koymamak sömürüye baş eğip kabullenmektir. Biz genç işçiler ne gerontokratik ilişkilere ne de aldığımız üç kuruş maaşa razı gelmeliyiz.
Yaşça büyüklerin yaşça küçükler üzerinde uyguladıkları tahakkümün doğal karşılandığı bir düzene hizmet etmemek için, genç işçiler örgütlenin!
Merve Demir
Genç İşçi Derneği
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 40. sayısında yayınlanmıştır.
The post Genç İşçinin Sorunu: Gerontokrasi – Merve Demir appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Rize’de İş Cinayeti: 20 Yaşındaki Genç İşçi Yaşamını Yitirdi appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Rize’de bir restoranda temizlik yaparken kaçak elektrik akımına kapılan 20 yaşındaki Hamit Terzi yaşamını yitirdi.
Önceki akşam Rize’de sahil şeridinde dolgu alandaki bir restoranda yer yıkama makinesiyle yerleri yıkayan Hamit Terzi, elektrik prizinden kaynaklanan kaçak akıma kapıldı. Arkadaşının fark ettiği ve kurtarmaya çalıştığı Terzi’ye, akıma kapılan arkadaşının kendisini geri çekmesiyle müdahalede bulunulamadı. Terzi ise kapıldığı akım nedeniyle yaşamını yitirdi.
The post Rize’de İş Cinayeti: 20 Yaşındaki Genç İşçi Yaşamını Yitirdi appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Korkun Patronlar Genç İşçiler Örgütleniyor appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Hizmet Sektörü Nedir?
Işıl ışıl aydınlatması, ihtişamlı görüntüsü ve yüksek tavanlarıyla müşterisini kendine çeken AVM’ler. Onların içerisinde farklı tasarımlarda, farklı müşteri potansiyeline uygun kafeler, restoranlar, mağazalar… Sadece AVM’lerde değil; bazen büyük bir cadde üstünde, bazense tenha bir sokaktadır alışveriş yapılacak, oturup sohbet edilecek dükkanlar. Dükkanların içerisinde de oradan oraya koşturan işçiler.
Fabrikada, atölyede, toprakta çalışan üretim sektörü işçisine karşılık; hizmet sektöründe elle tutulur bir üretim yapmaksızın, başka bir bireye hizmet verilir. Bu hizmeti veren işçinin pozisyonu; servis elemanı, kurye, tezgahtar, temizlikçi hatta anketör olarak değişse bile, aslında hepsi hizmet sektörü işçileridir.
Hizmet Sektöründe Kimler Çalışıyor?
“Genç, dinamik, prezantable ekip arkadaşları arıyoruz.” Bu cümleyi duymayanımız ya da çeşitli eleman sayfalarındaki “vasıfsız eleman” köşelerinde görmeyenimiz yoktur. Çünkü genç, dinamik ve prezantable olmak için tahsil görmüş ve bir işte uzmanlaşmış olmaya gerek yoktur. Müşteriye daha iyi hizmet verebilmek için tercih edilen genç işçiler ise en kolay girebilecekleri sektör olduğundan, hizmet sektöründe çalışırlar.
Çoğunluğu genç olduğundan, işçi sirkülasyonu oldukça fazladır. Bunun nedeni, hizmet sektörü işçisi gençlerin, genellikle yaz tatillerini değerlendirmek ya da okul ile birlikte yarı zamanlı çalışıp harçlıklarını çıkartmak için çalışmasıdır. Böylelikle çalışmakta olan genç işçi -sınav döneminin yaklaşması gibi- kendisiyle ilgili bir durumda ya da işyerinde yaşadığı herhangi bir sıkıntı karşısında kolayca işten çıkabilir ve kısa süre sonra başka bir işe girebilir. Bu durum da hizmet sektörünü “geçici” bir sektör olarak tanımlar.
Sömürü Düzeni
Geçici olarak görülen bir sektör, yani işçilerinin sürekli değiştiği bir sektör de tabi ki patron tarafından olumsuz olarak görülmüyor. İşçilerin sürekli değişmesi demek; kıdemsizlik demek, sendikasızlık demek, hatta işçi tarafından işyerindeki sorunların önemsenmemesi demektir.
Sektör geçici olsa da, sömürü kalıcı olmaya devam etmektedir. AVM’ler gibi sömürünün kalıcı olarak var olduğu alanlar ise dışardan bakıldığında “kusursuz” düzenlenmiştir. Her şey rahatça alışveriş yapabilmek için tasarlanmıştır; bu tasarım, hızlı ve sorunsuz bir şekilde işlemektedir. Oysa ışıltılı bir AVM, orada çalışan bir hizmet sektörü işçisi için bir çirkinlik abidesidir, çünkü o ihtişamlı görüntü bir AVM’nin bacasız bir fabrika olduğu gerçeğini asla örtemez. Bir fabrika işçisi kadar sömürülen hizmet sektörü işçileri, esnek çalışma saatleri ile yoğun bir tempoda çalıştırılır. Ekipler halinde çalışılan bu sektörde, taciz ve mobbing kimi zaman hat safhaya ulaşır ve işçilerin çalışma şartları zorlaşır. Maaşların geç ödenmesi, mesai ücretlerinin yatırılmaması gibi problemler olağanlaşmış, sektörün olmazsa olmaz sıkıntısı haline gelmiştir.
GİDER’de Örgütlen!
Biz genç işçiler, her gün bu sıkıntılara maruz kalıyoruz ve bu sıkıntıları kendi aramızda kulaktan kulağa konuşarak sineye çekiyoruz. Artık vakit, yaşadığımız bu adaletsizlikleri kulaktan kulağa değil; öfkeyle haykırmanın vaktidir. Tıpkı bundan birkaç yıl önce Kafe Kafka İşçileri’nin esnek çalışma saatlerine ve kötü çalıştırılma koşullarına karşı verdiği mücadelede olduğu gibi. O gün, Kafe Kafka işçilerinin, genç işçiler olarak verdiği örgütlü mücadele nasıl ki patronlara geri adım attırdıysa, bugün de her genç işçi örgütlenerek duracak adaletsizliklerin karşısında. Patronlar, müdürler, şefler ya da bir statü üstte olan herkes korksun artık genç işçilerden. Çünkü artık genç işçiler tek başlarına değiller. Genç İşçiler Derneklerini Kuruyor, Genç İşçi Derneği (GİDER) Örgütlenmeye Çağırıyor!
– Genç İşçi Derneği –
Bu yaz Meydan Gazetesi’nin 34. sayısında yayımlanmıştır.
The post Korkun Patronlar Genç İşçiler Örgütleniyor appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>