The post ” Karasız Kalma!” – Gökhan Soysal appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Her gün farklı bir siyasi liderin konuştuğu programlar ve bitmek bilmeyen atışmaların, bütün bir coğrafyayı adeta örümcek ağı gibi saran siyasi parti flamalarının, billboardlarda en yalan gülümsemeleriyle boy gösteren profesyonel yalancıların arasında boğulmuş, “kararsız” insanların sayısı gün geçtikçe artıyor olacak ki, geçtiğimiz günlerde Kararsız Kalma isimli on-line bir test yayına girdi.
kararsizkalma.com üzerinden erişilen test, kendilerinin ifadesiyle hiçbir finansal destek almadan projeyi hayata geçiren iki grup olan, henüz dernekleşememiş 3H Hareketi ve Özgürlük Araştırmaları Derneği’nin ortak çalışması. İsterseniz bu kuruluşları biraz daha yakından inceleyelim. Daha önce gazetemizde deşifre ettiğimiz Demokrasi Denetçileri İnisiyatifiyle birlikte yaptıkları yaratıcı eylemlerle adını duyuran 3H Hareketi, liberal Genç Siviller Hareketi’nden ayrılma bir oluşum. Projenin hayata geçirilmesinde rol alan diğer grup Özgürlük Araştırmaları Derneği ise Hollanda’dan liberal Uluslararası Demokratik İnisiyatif Vakfı (D66) ve liberal Özgürlük ve Demokrasi Halk Partisi (VVD) tarafından destekleniyor. Almanya’da 1958’den beri faaliyet yürüten Friedrich Naumann Vakfı ile de ilişkileri olan dernek, Avrupa Parlamentosu fonu alıyor ve Avrupa Liberal Forumuna üye. Ayrıca derneğin yönetim kurulunda Liberal Demokrat Parti Eski Genel Başkan Yardımcısı Yusuf Ziya Kıvanç da yer alıyor.
Konumuzdan uzaklaşmayalım, söz konusu site kendini tarafsız ve bağımsız bir platform olarak nitelendiriyor ancak tarafsızlığı kendi seçenekleri arasında bir tarafsızlık, bağımsızlığı ise şüpheli..
Teste dönecek olursak; size sorulan soruları önem sırasına koyup cevaplıyorsunuz, konuları önce çok önemliden çok önemsize 5 kademede derecelendiriyorsunuz sonra cevaplandırıp cevaplandırmamakta “özgürsünüz”. Yalnız sorulara müdahale etme şansınız da yok. Sadece yazılmış cevaplardan birini seçebilirsiniz. Örneğin bir soruda devletin sosyal medya üzerindeki müdahalesi sorulurken cevaplar arasında hiç müdahale edilmemesi gibi bir seçeneğe rastlayamıyorsunuz. Ya da zorunlu askerliğin kaldırılması sonucunda sorunun çizdiği senaryo, profesyonel askerliğe geçilmesi oluyor…
Sonuçları incelediğinizde kaderin cilvesine bakın ki hiç ummadığınız kadar Liberal Demokrat Partili çıkmanız işten bile değil.
Ben kararsız kalmakta ısrar ettim ve cevabında kararsızım çıkan her soruya kararsızım dedim. Önem sırasına göre dizilen seçeneklere ise çok az önemli seçeneğini işaretlediğimde çıkan sonuç % 100 AKP’li oluyor! Yani testin belirlediği hiçbir soruna kafa yormadığınızda ve bu yüzden kararsız kaldığınızda mutlaka AKP’lisiniz demektir. Parlamentarizme olan inancın azalmaya başladığı anın devreye girmesiyle işlevi apaçık ortada olan bu “hizmet”, temsili demokrasinin bekası için tutuşan muktedirlerin keyfini yerine getirmek için yeterli mi bilinmez. Ancak sistemin yapma gündemlerinden sıkılmış, yaşama dokunmayan politikalara karnı tok bireylerin liberalizmin yönlendirilmiş özgürlük batağına saplanmaya hiç niyeti olmadığı kesin!
Gökhan Soysal
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 27. sayısında yayımlanmıştır.
The post ” Karasız Kalma!” – Gökhan Soysal appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post 21. YY. Teslimiyet Teorileri ve Pratikleri: “Savaşı Görmeyip “Barışa Bak”anlar” – Merve Arkun appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>“Hükümetten bağımsız” ve “sivil” bir oluşum olarak ortaya çıktığı iddia edilen projenin yankıları sürerken, “Barışa Bak”ın amaçlarını, imzacılarını ve “ne yöne baktığı”nı tartışmakta fayda var.
Başlatılan bu projeyle “barışa bak”ma iddiasını taşıyanlar, yaşadığımız coğrafyada on yıllardır yaşanan savaşın, topraklarından edilen binlerce insanın, kaybedilen ve katledilen bir halkın hesabını yapmanın da ötesinde yaşamını savunmak için direnenleri -tıpkı iktidarın yaptığı gibi- “provakasyon”larla ve “darbe girişimleri”yle suçlarken; projeyle çizilmek istenen “barış”, tam da hükümetin Yeni Türkiye şablonuna bakarak çiziliyor. Devletin çözüm adı altında Kürt halkına yönelik işlettiği inkâr ve imha politikasına karşı girişilmiş mücadeleyi, barıştan uzaklaştırma olarak ilan eden “barışsever”lerin barıştan anladıklarının ne olduğu açık. AKP hükümetine yönelik müteşekkirliklerini her fırsatta dillendiren “Barışa Bak”çılar, kardeşlik altında devletin gizli stratejilerinin sürdürücüsü konumunda. Meşruluklarını, “biz ne o taraftanız, ne bu taraftanız” diyerek dayandırdıkları pozisyonlarıyla; devletçi algıyı farklı bir yerden zihinlere kazımaya, Kürt halkının mücadelesinin altını boşaltmaya çalışıyorlar.
Genellikle iktidar yanlısı akademisyen, yazar ve gazetecilerden oluşan “Barışa Bak” çağrıcıları toplam 69 imzadan oluşuyor.17 Aralık sürecinde iktidar paydaşları arasında belirginleşen AKP-Cemaat ayrışmasında, safını “paralel yapıya karşı seçilmiş hükümetten yana” koyan Barışa Bak projesi çağrıcılarından bazılarının, “iktidar yanlısı performanslarıyla” kısa özgeçmişleri şöyle:
Yıldıray Oğur
ODTÜ Siyaset Bilimi mezunu olan Yıldıray Oğur, 2003 yılında Genç Siviller hareketinin kurucuları arasında yer aldı. Radikal, Taraf gazeteleri ile Birikim dergisinde yazılar yazan Oğur, 2013 yılında, iktidarı açıktan destekleyen Türkiye gazetesinde yazmaya başladı. Türkiye’de yazmaya başladıktan sonra Erdoğan’ın fiili danışmanı haline gelen Oğur’un köşe yazıları, Erdoğan’ın bazı mitinglerinde tarihsel alıntılar yaptığı temel kaynak oldu.
Kobanê Direnişi süresince yazdığı köşe yazılarında, “çözüm süreci”nin muhataplarından Kürt hareketini eleştirmiş; devletle aynı perspektifte, devlet-polis şiddetinden kaynaklanan ölümlerden, hareketi sorumlu tutmuştu. Bu beyanlar, Yıldıray Oğur’un iktidarla yaşadığı söylemsel uyumun daha da belirginleşmesini sağladı. Meydan Gazetesi’nin yine aynı bölümünde “akil heyeti”ni deşifre ederken yer verdiğimiz Oğur, devletin “barış” söyleminin en önemli yaratıcılarından.
Oral Çalışlar
Aydınlık çevresinden eski bir sosyalist olan Oral Çalışlar bugüne dek Cumhuriyet, Taraf, Radikal gibi siyasi yelpazenin farklı kulvarlarından birçok gazetede köşe yazıları yazdı. “Akil İnsanlar” heyetinde yer almasının ardından iktidarla olan ilişkisini belirginleştiren TESEV üyesi Çalışlar, şimdilerde de liberal yazarların kendilerine yer bulduğu “serbestiyet.com” sitesinde yazıyor.
Orhan Miroğlu
1970’li yıllarda Kürt hareketi içerisinde yer alan; 1980 yılında girdiği cezaevinden 1988 yılında tahliye olan Miroğlu, Ülkede Özgür Gündem, Özgür Politika, Birgün ve Taraf gibi gazetelerde köşe yazarlığı yaptı. 2010 yılındaki Anayasa Referandumu sürecinde iktidara yakınlaşan Miroğlu, bu yakınlaşmayı ilerleyen yıllarda öylesine içselleştirdi ki; kendi geçmişini bile inkâr etmeye başladı. 12 Eylül döneminde, tutsak kaldığı Diyarbakır Cezaevi’nde sistematik işkenceye maruz kalan Miroğlu, yakın dönemde katıldığı bir TV programında “Devlet eliyle sistematik işkence kesinlikle yoktur!” diyerek, bu içselleştirmeyi somutluğa kavuşturdu.
Yaşadığı “politik değişiklik”in ardından, sınırlı sayıda gazetecinin binebildiği Erdoğan’ın uçağında kendisine yer buldu ve 2012 yılından itibaren iktidara yakınlığıyla bilinen Star Gazetesi’nde yazmaya başladı.
Nagehan Alçı
Boğaziçi Üniversitesi siyaset bölümü mezunu olan Nagehan Alçı, Hürriyet, Milliyet, Akşam gibi gazetelerde köşe yazarlığı ve Kanal D, Fox, CNN Türk gibi kanallarda da programlar yaptı. “Akil” heyette yer alan Alçı da, Barışa Bak projesi içerisindeki çoğu isim gibi, “zaman içerisinde saf değiştiren”lerden.
2009 yılında yazdığı “Bir Delikanlılık Portresi: Tayyip Erdoğan” yazısında Erdoğan’ı çokça eleştiren Nagehan Alçı; özellikle 17 Aralık sonrası, iktidarın hararetli savunucularından biri haline geldi.
Etyen Mahçupyan
Liberalliğiyle bilinen Etyen Mahçupyan, başbakan Davutoğlu’nun başdanışmanlığını yürütüyor.1996 yılına kadar kendi şirketlerinin yöneticiliğini yapan Mahçupyan, 1997’de Radikal’e, 2001’de ise Zaman’a geçti; siyasal çizgisinin “ne hızla” değiştiğini açıkça gösterdi.
TESEV Demokratikleşme Programı’nın 2012’den beri başkanı konumunda bulunan Etyen Mahçupyan, Hrant Dink’in 2007 yılında öldürülmesinden sonra Agos gazetesine geçmişti. Geçtiğimiz Mayıs ayından bu yana ise, iktidar yanlısı patron Ethem Sancak’ın gazetesi Akşam’da yazıyor.
Sinan Çetin
“Hiçbir düşünce kutsal değildir, her düşünce değişir ve gelişir, embesillerinki hariç” şeklindeki konuşmalarıyla, bir sosyalistten bir kapitaliste dönüşümünü rasyonalize eden Sinan Çetin; Plato adlı şirketinin patronluğunu yaparken, aynı zamanda emlak sektörüne de el atmış durumda. Cihangir’de sahip olduğu çok sayıda gayrimenkul üzerinden emlak ticaretine girişen Çetin, sektördeki “rant dostları”ndan Ali Ağaoğlu’nun da reklamlarını çekiyor.
Barışa Bak projesinin imzacılarından Atilla Yayla ile birlikte de bir yayınevinin patronluğunu yürüten Sinan Çetin, katıldığı her programda iktidar güzellemesi yapmaktan geri durmuyor.
Markar Esayan
AKP-Cemaat kavgası öncesi Taraf gazetesinde yazarlık ve yayın koordinatörlüğü yapan Markar Esayan, yaşanan ayrışma sonrasında Yeni Şafak’ta yazmaya başladı. Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde “Affedersiniz benim için de çok çirkin bir şekilde Ermeni dediler” şeklinde konuşan Erdoğan’ı, “Biz Ermeniyiz, tecrübe ile sabit, hakiki ırkçıları gözünden tanırız; merak edilmesin. 12 yıldır AK Parti’ye destek veren bir Türkiyeli olarak, bu pazar da Yeni Türkiye için Erdoğan’a oy vereceğim.” sözleriyle aklamıştı. %10 barajı tartışmalarında AKP’nin yanında yer alarak, barajın kaldırılmasına yönelik tepkisini gösteren Esayan, HDP’den de bağımsız adaylarla seçimlere girmesini istemiş. İstikrar sürsün diye…
Rasim Ozan Kütahyalı
“Havuz medya” grubu gazetelerinden Takvim ve Sabah’ta köşe yazarlığı yapan Rasim Ozan Kütahyalı, Melih Gökçek’in sahibi olduğu Beyaz TV’de de futbol yorumcusu. Nagehan Alçı ile olan evliliğinden doğan çocuklarının “isim babalığı”nı Erdoğan’a yaptıracak kadar iktidarla “içli dışlı” olan Kütahyalı, kendi jenerasyonundan birçok yazar gibi, devrimcilere ve devrimci mücadeleye olan kinini kusmaktan geri durmuyor. “Ben bu devlet için kellemi ortaya koyanlardanım!” diye ifadelerini dillendirmekten geri durmayan Kütahyalı, futboldan siyasete engin bilgi birikimlerini, hükümetin ona sunduğu tüm olanaklardan yararlanarak anlatmaktan geri durmuyor.
Cengiz Alğan
“Barışa Bak” projesinin fikir sahibi denilebilecek Cengiz Alğan, eski bir DSİP yöneticisi. 2010 referandumunda “Yetmez Ama Evet” diyenlerden biri olan Alğan, 17 Aralık Yolsuzluk Operasyonu’ndan sonra, iktidar tarafındaki duruşunu iyice belirginleştirmiş; yolsuzluk operasyonun bütününü “seçilmiş hükümete darbe” şeklinde tanımlamıştı. Şimdilerde açıkça sürdürdüğü bu iktidar destekçiliğini Taksim-Gezi Direnişi sürecinde başlatan Cengiz Alğan, ortaya çıkan videolarda polisin sıktığı mermiyle katledildiği açıkça görülse de, Ethem Sarısülük’ün “karanlık güçlerce” öldürüldüğünü söylemişti.
Halil Berktay
“Barışa Bak” projesinin bir başka çağrıcısı, Oral Çalışlar gibi Aydınlık hareketinden olan eski sosyalist Halil Berktay, şimdilerde liberal bir akademisyen olarak tanınıyor. Çeşitli üniversitelerde öğretim üyeliği yaptı, bir dönem Taraf gazetesinde köşe yazıları yazdı, son dönemlerde ise iktidarı destekleyen isimlerin bir araya geldiği serbestiyet.com’da yazmaya başladı. Kendini anti-anti AKP’ci diye tanımlayan Halil Berktay, Taraf gazetesinde yazdığı dönemde 1 Mayıs 1977 katliamına ilişkin ortaya attığı bir iddia ile de gündeme gelmişti. Devlet tarafından gerçekleştirilen ve 36 kişinin yaşamını yitirdiği 1 Mayıs 1977 katliamına ilişkin Halil Berktay, “devrimci iki grubun çatışması” yorumunda bulunmuş; dolayısıyla bu katliamda kendince “devleti aklamıştı.”
Merve Arkun
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 23. sayısında yayımlanmıştır.
The post 21. YY. Teslimiyet Teorileri ve Pratikleri: “Savaşı Görmeyip “Barışa Bak”anlar” – Merve Arkun appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post “İşte 29 Yaşında Emekli Olmayı Başaran Genç!” – Furkan Çelik appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Emekliler geçtiğimiz ay açıklanan intibak yasasıyla kendilerine 1 TL ile 330 TL arasında gelecek olan zamları dört gözle beklerken, Macit’in başarısını duyunca şaşkınlıklarını gizleyemediler.
Bir işçinin emekli olabilmesi için yaklaşık 9000 gün çalışması ve 60 yaşını doldurması gerekirken Macit, sadece 2 sene çalışarak emekli olabilecek. Üstelik Macit’in emekli maaşı da tam tamına 8 bin TL olacak.
Beyoğlu doğumlu Macit erken yaşta emekli olabilmek için ilk olarak “Genç Siviller” adlı topluluk içinde yer almış ve yalakalık koşturmacasına başlamış. Daha sonra 2011 seçimleri öncesinde kapı kapı dolaşarak, gerekirse başkanlarının paspası olarak, İstanbul’dan 16. sırada milletvekili adayı olabilmiş ve son anda gümrükteki 122 bin oyun gelmesiyle barajı kıl payı geçerek milletvekili olmuştur. Milletvekili olduktan sonra maaşı 11 bin 250 TL olan Macit, 2 sene sonra ise emekli maaşı ile birlikte toplam 19 bin 300 TL maaş alacak. Evet, bizim Macit, meclise 27 yaşında giren, en genç milletvekili olan Muhammet Bilal Macit’tir. AKP milletvekilliğini 16. sırada, son anda kapmıştır.
Kendisini başarılarından dolayı tebrik eder, emekli Mustafa amcamıza, Nebahat teyzemize aybaşına kadar sabır dileriz.
Furkan Çelik
[email protected]
The post “İşte 29 Yaşında Emekli Olmayı Başaran Genç!” – Furkan Çelik appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>