The post Ekonomi Balonu Zamlarla Patladı – Furkan Çelik appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Bizim bu grafiği oluşturduğumuz sürede benzine 2 kez zam yapıldı. Son iki ayda toplamda 4 kez benzine zam geldi. Benzine gelen zamlar dolaylı olarak diğer ürenlere zam olarak yavaş yavaş yansıyor. Bizler de yaşamlarımızda çok sık duyduğumuz vergileri, zamları anlaşılır bir şekilde yazmak istedik. Tabi ki karşımıza çıkan tablo çok karamsar oldu. Ne yapacağız sorusu sizler gibi bizlerin de kafasında oluştu. Ama cevap bulmak çok zor değil. Biraz bir araya gelmek, örgütlü hareket etmek gerek sadece. Ondan sonra kapitalizmin krizlerinin üstesinden gelmek kolay. En azından bunu birlikte çabalayabiliriz. Birlikte kapitalizmin sömürüsüne karşı kooperatifler, kolektifler oluşturabiliriz.
Vergi borçlarını ödemeyen ilk on patronun toplam borcu 10,4 milyar TL
Bir sinema biletinin; Eğlence Vergisi, Türk Hava Kurumu Payı, KDV ile Bilet bedelinin %17’si vergidir.
2017’nin ilk 10 ayında tahsil edilen toplam vergi geliri 431 milyar TL
Bunun 235,4 milyar TL’lik kısmı sadece ÖTV ve KDV’den oluşmakta!
Bir cep telefonu gümrük girişi 1.000TL 100TL TRT Payı – 275TL ÖTV – 248TL KDV – Telefon 1623 tl ile satışa sunuluyor.
2017’de Patlıcana %23,10, Nar’a %20,62, Salatalık’a %15,15, Yumurtaya %10, Balık’a %8 (Deniz balığı azaldı, çitlik balıkları çoğaldı)
Trafik cezaları, cep telefonu vergileri, ehliyet ve pasaportlar %14.47 oranında zamlandı.
Cep telefonundan alınan Özel İletişim Vergisi 47.7 liradan 54.6 liraya, B sınıfı ehliyet harcı 418.3 liradan 479 liraya, 1 yıllık pasaport harcı 169.5 liradan 194 liraya çıktı.
1lt benzin 5.57’dir. Bunun 0.85 TL’si KDV, 2.37 TL’si ÖTV 1 litre benzine ödenen vergi 3.22 TL
Yani satış fiyatının %58’i vergidir.
Boğaz köprülerinden otomobil geçiş ücreti 7 TL’den 8,75 liraya çıktı.
Sanayi elektriğinde TRT payı %0
Herkesin kullandığı cep telefonunda TRT payı %10
Bir asgari ücretli 1.6 motor “0” bir otomobil alabilmek için; Türkiye’de 111 ay çalışmak zorunda 58 ay araç 53 ay vergisi için
Gümrük girişi 26.500 TL olan Türkiye’deki en ucuz 1.6 otomobil;
TRT payı 106TL – ÖTV 11.972TL – KDV 6.945TL – Tescil 650TL – MTV 1.035TL – Toplam vergi 20.708TL – Bayî kârı hariç fiyat 47.208TL
Çevre Temizlik Vergisi her 1 metreküp su tüketimi için 28 kuruştan 32 kuruşa çıktı.
Emlak vergisi %7.25 zamlandı.
Motorlu Taşıtlar Vergisi yeni yılda%15 ve % 25 zamlandı.
Avrasya Tüneli’nde otomobiler 16,60 TL’den 21 TL’ye, minibüsler için ise 24,90 TL’den 31,50 TL’ye
Enflasyon: Elindeki 3,5 tl ile aldığın 2 kilo patatesi bir sonraki yıl 4 tl ye alıyorsan bu enflasyonun arttığını gösterir. Enflasyon oranı belli başlı ürünlerdeki fiyat artışlarıyla hesaplanır.
Son 10 yılın Enflasyon Oranı
-SGK bir çalışanın diş implant tedavisini karşılamaz. Ama bir vekilin ücretsiz 8 diş implant hakkı vardır.
-12kg bir mutfak tüpü satış fiyatı 92 TL
Bunun; -ÖTV’si (1,77×12) = 21,24 TL KDV’si = 6,81TL
Yani satış fiyatının %31’i (28,05TL) vergilerden oluşmaktadır.
-Bir gemi alırsanız %1 KDV öder, motorini litresi 2,89TL’den alırsınız.
Bir traktör alırsanız %8 KDV öder, motorini litresi 5,03TL’den alırsınız.
ASGARİ ÜCRET
2018 aylık kazancı 2.029TL |
-304TL Sgk primi |
-259TL gelir vergisi |
-15TL damga vergisi |
Agi hariç net asgari ücret 1.451TL |
Agi dahil 1.603TL |
2018 yılından itibaren 1 yılda işçiden kesilen |
-3.652TL Sgk |
-3.104TL Gelir Vergisi. (agi hariç) |
-185TL Damga Vergisi olmak üzere 6.941TL’si kesilecektir. |
Harcama vergileri hariç 365 günün 104 günü Vergi-Sgk için çalışılacaktır. Harcama vergileri eklendiğinde bir işçi 365 günü 194 günü vergiler ve Sgk için çalışacaktır.
Su Faturası
M3 fiyatı belediyelerin keyfine göre belirlenir.
Vergisinin belirli bir oranı yoktur.
Doğalgaz Faturası
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 43. sayısında yayınlanmıştır.
The post Ekonomi Balonu Zamlarla Patladı – Furkan Çelik appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post “Geçici İşçilikten Sürekli Sömürüye” – Halil Çelik appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Mevsimlik Tarım İşçileri
Tarımda hasat zamanının başlamasıyla beraber, coğrafyanın neredeyse tamamında, milyonlarca insan için farklı bir iş imkanı, farklı bir çalışma alanı, ancak çok da farklı olmayan bir yaşam söz konusudur; mevsimlik tarım işçiliği. Çocuk işçiler, kötü barınma koşulları, ağır şartlarda çalışan kadınlar, göç eden aileler, etnik baskı ve daha fazlasının aynı anda var olduğu bir yaşamdır mevsimlik tarım işçilerinin yaşamı. Yaklaşık olarak Mart-Nisan aylarında başlayan ve Kasım ayına kadar süren mevsimlik tarım işçiliği; günümüz geçici işçilik, taşeronlaşma gibi çalışma ilişkileri düşünüldüğünde, üzerinde durulması gereken elzem bir konudur.
Mevsimsel Yaşamın Diğer Adı: Ücretli Tarım İşçiliği
Tarlada, bahçede, serada ya da hayvan yetiştirme birimlerinde üretim yapan insanlardan oluşan tarım işçileri, çalıştıkları zaman veya aldıkları ücrete göre; sürekli tarım işçileri, mevsimlik/günlük tarım işçileri, geçici tarım işçileri, göçmen tarım işçileri, parça başı ücretle çalışan işçiler, ayni ücret (para değil de üretilen ürün) karşılığında çalışan işçiler olarak sınıflandırılırlar. Her ne kadar böylesi bir sınıflandırma yapılmış olsa da, bir tarım işçisi için çalışılacak zaman ve emeğin karşılığı, ihtiyaçları gereği farklılaşır. Yılın belli zamanlarında farklı bölgelere göç edilen yaşamda, en genel anlamıyla, çalışılan zaman hasat zamanıdır; emeğin satılmasının karşılığı ise ücretli tarım işçiliğidir.
Pamuk, fındık, çay, üzüm, kayısı tarla ve bahçelerinde süregelen işçiliğin tarihi ise, coğrafyamızda oldukça eskidir. 1830’larda Kavalalı İbrahim Paşa tarafından Sudan’dan getirilerek Çukurova bölgesinde çalıştırılan işçiler, coğrafyamızdaki ilk mevsimlik tarım işçileri olarak bilinirler. Ardından tarımda kapitalist üretimin başladığı 1890’larda ise, çevre şehirlerden Adana’ya gelen mevsimlik tarım işçileri, pamuk ve hububat üretmişlerdir. 1930 ve 1940’lara gelindiğinde ise tarımda ücretli olarak çalışanların, genellikle çiftçiler olduğu görülmektedir. Çiftçiler, hasat zamanı öncesinde yoğun iş imkanları sebebiyle başka yerlere göç ederek; ırgat, amele, gündelikçi isimleriyle çalışmışlardır. Tarımda kapitalist üretimin bu coğrafyada hakimiyetini ilan ettiği 1950’lerde ise, mevsimlik tarım işçiliği her bölge için farklı bir piyasaya dönüşmeye başlamıştır. Bugün Diyarbakır, Urfa, Hakkari, Van, Şırnak, Adana, Hatay başta olmak üzere neredeyse tüm şehirlerden ailelerin, farklı yaş gruplarının oluşturduğu mevsimlik tarım işçilerinin yaşamlarının temelleri böyle atılmıştır.
Mevsimlik Tarım İşçilerinin Zorunlu Göçebe Yaşamı
Bugüne gelindiğinde, köylerden şehirlere göç, Kürdistan’daki savaş ve farklı bir çok etmen sonucu mevsimlik işçi olarak çalışanlar; hem yakın şehirlere, hem de farklı bölgelerdeki şehirlere hasat zamanları giderek burada bir yaşam sürmeye başlarlar. Evlerin kapısına kilit vurularak kamyon kasalarında, tren vagonlarında başlayan yolculuk; derme çatma barakalara, çadırlara uzanır. Banyosuz, tuvaletsiz, mutfaksız bir yaşam başlar. Neredeyse tüm zamanın açık havada geçtiği bu yaşamda, suya erişim de oldukça kısıtlıdır. Söz konusu şartlar, kalınan ortamı her türlü hastalığa açık bir yer haline de getirmektedir. Bu yaşam koşulları, aynı zamanda, çalıştığı bölgede mevsimlik tarım işçisinin dışlanmasında da etkilidir. Yerli halk tarafından çadırların veya barakaların bulunduğu bölge, uzak durulması, hatta mümkünse ortadan kaldırılması gereken yerler olarak görülebilmektedir. Öte yandan, coğrafyamızda devletin açtığı savaşın koşullarının yarattığı “kürt düşmanlığı” sebebiyle etnik çatışmalar da yaşanmaktadır. Yoksulluğun ve yoksunluğun derinden hissedildiği bu yaşam, ırgatlık yaşamı olarak da bilinir. Irgatlık yaşamının ekonomik anlamda ilk ve belki de tek muhatabı, aracılardır. Genellikle “dayı başı” olarak bilinen aracılar, patronun tüm sorumluluklardan kurtulmasını sağlarken; işçi ile kurdukları ilişki “tüccar-köle” ilişkisinden farksızdır.
Amele başı, elçi başı, dayı başı gibi farklı isimlere bürünebilen aracıların da olduğu bu sömürü biçiminde, hasat zamanının sona ermesiyle beraber işçi; inşaat, hizmet sektörü gibi mevsimlik başka alanlara da yönelebilmektedir. Yani hasat zamanlarında tarımda çalışan bir işçi, kış aylarında inşaat sektöründe veya hizmet sektöründe çalışabilmektedir. Çok sık karşılaşılan bu durum, mevsimlik tarım işçilerinin tüm yaşamlarını mevsimlik işçi olarak sürdürmesi demektir. Mevsimlik işçiler, bu özellikleriyle taşeron sistemi ve özel istihdam bürolarının güvencesiz ve esnek çalışma anlayışından bağımsız düşünülemeyeceği gibi; taşerona karşı verilen mücadelede de bu işçilerin alacakları rol görmezden gelinemez.
The post “Geçici İşçilikten Sürekli Sömürüye” – Halil Çelik appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>