kadına şiddet – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Fri, 06 Nov 2020 16:10:33 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 Şiddet Uygulayan Erkek Serbest Bırakıldı https://meydan1.org/2020/11/06/siddet-uygulayan-erkek-serbest-birakildi/ https://meydan1.org/2020/11/06/siddet-uygulayan-erkek-serbest-birakildi/#respond Fri, 06 Nov 2020 16:10:31 +0000 https://meydan.org/?p=66288 Antalya’da geçtiğimiz günlerde Vehbi S. isimli erkek kendisinden ayrılan Anna Orekhova’ya tehdit edip şiddet uyguladı. Gözaltına alınan erkek bugün adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Vehbi S., 29 Ekim günü kendisinden ayrılan Anna Orekhova’nın işlettiği kuaförün camlarını kırıp zorla içeri girmişti. Eline cam parçası alıp kadını ölümle tehdit etmişti. Şiddetin basına yansımasının ardından Vehbi S. hakkında […]

The post Şiddet Uygulayan Erkek Serbest Bırakıldı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Antalya’da geçtiğimiz günlerde Vehbi S. isimli erkek kendisinden ayrılan Anna Orekhova’ya tehdit edip şiddet uyguladı. Gözaltına alınan erkek bugün adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Vehbi S., 29 Ekim günü kendisinden ayrılan Anna Orekhova’nın işlettiği kuaförün camlarını kırıp zorla içeri girmişti. Eline cam parçası alıp kadını ölümle tehdit etmişti.

Şiddetin basına yansımasının ardından Vehbi S. hakkında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatı ile yakalama kararı çıkarıldı.

Antalya Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından ‘mala zarar verme’, ‘kasten yaralama’, ‘silahla tehdit’ suçlamalarıyla gözaltına alınan Vehbi S., emniyetteki ifadesinin ardından adliyeye sevk edildi.

İfadesinde ‘pişman olduğunu’ öne süren Vehbi S. nöbetçi sulh ceza hakimliği tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Ayrıca Vehbi S. hakkında, 29 Ekim’de Orekhova’ya karşı uyguladığı şiddet nedeniyle 30 Ekim tarihinde 1 aylık uzaklaştırma kararı verildiği belirtildi.

Öte yandan şiddetten hemen önce Vehbi S. hakkında verilen uzaklaştırma kararı bitmiş, kadının devamı için yaptığı başvuru ise reddedilmişti.

The post Şiddet Uygulayan Erkek Serbest Bırakıldı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/11/06/siddet-uygulayan-erkek-serbest-birakildi/feed/ 0
Derya Elbasan Sesini Duyurmak İstiyor https://meydan1.org/2020/06/08/derya-elbasan-sesini-duyurmak-istiyor/ https://meydan1.org/2020/06/08/derya-elbasan-sesini-duyurmak-istiyor/#respond Mon, 08 Jun 2020 17:05:59 +0000 https://meydan.org/?p=59463 İstanbul Kurtköy’de yaşayan Derya Elbasan 20 yıllık evliliği boyunca sistematik işkenceye maruz kaldığı için evli olduğu Erol Elbasan’a boşanma davası açmıştı. Boşanma davası açtığı için Erol Elbasan tarafından tabancayla öldürülmek istendi. Silahın tutukluluk yapmasıyla şans eseri canını kurtaran kadına Erol Elbasan silah kabzasıyla defalarca kez vurup darp ettikten sonra olay yerinden kaçtı. Tedavi altına alınan […]

The post Derya Elbasan Sesini Duyurmak İstiyor appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
İstanbul Kurtköy’de yaşayan Derya Elbasan 20 yıllık evliliği boyunca sistematik işkenceye maruz kaldığı için evli olduğu Erol Elbasan’a boşanma davası açmıştı. Boşanma davası açtığı için Erol Elbasan tarafından tabancayla öldürülmek istendi. Silahın tutukluluk yapmasıyla şans eseri canını kurtaran kadına Erol Elbasan silah kabzasıyla defalarca kez vurup darp ettikten sonra olay yerinden kaçtı.

Tedavi altına alınan Derya Elbasan, “Bana yumruk attı, sonra cebindeki silahı çıkarttı. Sonra diz çöktürdü. Ve iki kere tetiğe bastı. Ama silah tutukluk yaptı.” dedi.

19 yaşındaki Hira Elbasan (19) annesinin şans eseri hayatta kaldığını belirterek, “Şimdiye kadar 20’ye aşkın şikâyette bulunduk ama hep ertesi günü serbest bırakıldı. Ben annemi işe gönderirken balkondayım, işten gelirken yine balkondayım. Psikolojim çöktü, yorulduk” diye konuştu.

Elbasan, babasının cinayet işlediğinden dolayı yaklaşık 15 yıl hapis cezasının olduğunu, bir kısmını yattığını, şartlı tahliye ile hapishaneden çıktığını söyledi. Her şikayetin ardından devlet tarafından serbest bırakılan babasının artık tutuklanmasını talep ediyor.

The post Derya Elbasan Sesini Duyurmak İstiyor appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/06/08/derya-elbasan-sesini-duyurmak-istiyor/feed/ 0
Semiye Eylence, Eski Evli Olduğu Erkek Tarafından Kaçırılarak Darp Edildi https://meydan1.org/2020/04/15/semiye-eylence-eski-evli-oldugu-erkek-tarafindan-kacirilarak-darp-edildi/ https://meydan1.org/2020/04/15/semiye-eylence-eski-evli-oldugu-erkek-tarafindan-kacirilarak-darp-edildi/#respond Wed, 15 Apr 2020 17:53:57 +0000 https://meydan.org/?p=57225 İstabul Esenyurt’ta Semiye Eylence, eski evli olduğu erkek tarafından yolu kesilerek bir kulübeye götürülerek darp edildi. Eylence’nin eski evli olduğu erkek, Başakşehir’de gizlendiği konteynerde yakaladı. Eylence, dün saat 06.45 sıralarında işe gitmek üzere evden ayrıldığı sırada Recep (50) isimli erkeğin yanına yaklaştığı beyaz renkli bir otomobile kendisini zorla bindirdikten sonra saldırmaya başladığını anlattı. Eylence, çocuklarından […]

The post Semiye Eylence, Eski Evli Olduğu Erkek Tarafından Kaçırılarak Darp Edildi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

İstabul Esenyurt’ta Semiye Eylence, eski evli olduğu erkek tarafından yolu kesilerek bir kulübeye götürülerek darp edildi. Eylence’nin eski evli olduğu erkek, Başakşehir’de gizlendiği konteynerde yakaladı.

Eylence, dün saat 06.45 sıralarında işe gitmek üzere evden ayrıldığı sırada Recep (50) isimli erkeğin yanına yaklaştığı beyaz renkli bir otomobile kendisini zorla bindirdikten sonra saldırmaya başladığını anlattı. Eylence, çocuklarından birisinin çektiği videoda, “Beni kulübe gibi bir yere götürerek, dayak atmaya devam etti. ‘Hepinizi öldüreceğim’ diye tehditlerde bulundu. Bir ara silahını gösterdi. Ayrıca bıçak gösterdi. Saat 07.00’den 11.00’e kadar beni burada tuttu. Ömrüm dayak yemekle geçti. Her tarafımda ezikler var. Polise gidip ifade verdim. Ne yapacağımı bilmiyorum. Ne olur yetkililerden yardım istiyorum” dedi.

The post Semiye Eylence, Eski Evli Olduğu Erkek Tarafından Kaçırılarak Darp Edildi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/04/15/semiye-eylence-eski-evli-oldugu-erkek-tarafindan-kacirilarak-darp-edildi/feed/ 0
Kadir Şeker’in Sağlık Raporu Dosyaya Ulaştı: Elleri, Dizleri ve Boğazından Yaralandı https://meydan1.org/2020/02/20/kadir-sekerin-saglik-raporu-dosyaya-ulasti-elleri-dizleri-ve-bogazindan-yaralandi/ https://meydan1.org/2020/02/20/kadir-sekerin-saglik-raporu-dosyaya-ulasti-elleri-dizleri-ve-bogazindan-yaralandi/#respond Thu, 20 Feb 2020 07:56:04 +0000 https://meydan.org/?p=54947 Konya’da sevgilisine şiddet uygulayan Özgür Duran’ı engellemek isterken öldürdüğü gerekçesiyle tutuklanan Kadir Şeker’in çıkan arbedede elleri, dizleri ve boğazından yaralandığı ortaya çıktı. Soruşturma aşamasında Kadir Şeker için alınan sağlık raporu dosyaya ulaştı. Raporda, Şeker’in sağ ve sol elinde kesi, boynunun sağ tarafında doku kanaması, sol tarafında da darp izi, gözlerinin altındı sıyrık, 2 dizinde de […]

The post Kadir Şeker’in Sağlık Raporu Dosyaya Ulaştı: Elleri, Dizleri ve Boğazından Yaralandı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Konya’da sevgilisine şiddet uygulayan Özgür Duran’ı engellemek isterken öldürdüğü gerekçesiyle tutuklanan Kadir Şeker’in çıkan arbedede elleri, dizleri ve boğazından yaralandığı ortaya çıktı.

Soruşturma aşamasında Kadir Şeker için alınan sağlık raporu dosyaya ulaştı. Raporda, Şeker’in sağ ve sol elinde kesi, boynunun sağ tarafında doku kanaması, sol tarafında da darp izi, gözlerinin altındı sıyrık, 2 dizinde de yara izi bulunduğu yer aldı.

Kadir Şeker’in olay anında üzerinde bulunan kıyafetlere yapılan kriminal incelemede tamamalandı. Kriminal raporda, Şeker’in kazak ve atletinin sol göğüs bölgesinde kesikler bulunduğu, bunların bıçak ile meydana gelmiş olabileceği bildirildi.

The post Kadir Şeker’in Sağlık Raporu Dosyaya Ulaştı: Elleri, Dizleri ve Boğazından Yaralandı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/02/20/kadir-sekerin-saglik-raporu-dosyaya-ulasti-elleri-dizleri-ve-bogazindan-yaralandi/feed/ 0
Maraş’ta Kadına 15 Gün Süren İşkence https://meydan1.org/2017/09/29/marasta-kadina-15-gun-suren-iskence/ https://meydan1.org/2017/09/29/marasta-kadina-15-gun-suren-iskence/#respond Fri, 29 Sep 2017 07:28:19 +0000 https://seninmedyan.org/?p=14827 Maraş’ta yaşayan Suriyeli Mahmut Mikbani, evde alıkoyduğu eşine 15 gün boyunca işkence yaptı. Vücudunun her yerinde işkence izleri olan kadın koruma altına alındı. Kadının üzerine kızgın yağ döküp demirle darp eden Mikbani ise aranıyor. 35 yaşındaki Mahmut Mikbani, 30 yaşındaki kadını iple bağlayıp ağzını bantladı. Günlerce demirle dövdü, üzerinde sigara söndürdü, kadını defalarca bıçakla yaraladı. Kadın, […]

The post Maraş’ta Kadına 15 Gün Süren İşkence appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Maraş’ta yaşayan Suriyeli Mahmut Mikbani, evde alıkoyduğu eşine 15 gün boyunca işkence yaptı. Vücudunun her yerinde işkence izleri olan kadın koruma altına alındı. Kadının üzerine kızgın yağ döküp demirle darp eden Mikbani ise aranıyor.

35 yaşındaki Mahmut Mikbani, 30 yaşındaki kadını iple bağlayıp ağzını bantladı. Günlerce demirle dövdü, üzerinde sigara söndürdü, kadını defalarca bıçakla yaraladı.

Kadın, 20 Eylül’de Mahmut Mikbani oğlunu okula götürmek için evden ayrılınca, yanına 2 aylık bebeğini alarak komşulardan yardım istedi.

Hastaneye götürülen kadın tedavi altına alındı. En küçük kan kaybında hayatını kaybetme noktasına gelen kadına 5 ünite kan verildi, kırılan kolu da ameliyat edildi. Bacakları, ayakları, yüzü, sırtı başta olmak üzere vücudunda 100’den fazla sigara ve bıçak yarası, kızgın yağ yanığı ve darp izi tespit edilen kadın tedavi sürecinin ardından hayati tehlikeyi atlattı.

Suriye’de yaşarken de eşi tarafından şiddete maruz bırakıldığını söyleyen kadın yaşadıklarını şöyle anlattı:

“En son ablamla konuştum ama o konuşmamı istemiyordu. Bundan dolayı aramızda tartışma çıktı ve yağı kızdırıp üzerime döktü, demirle dövdü. Beni iple bağlayıp 15 gün dövdü, kimseyi çağıramayayım diye ağzımı da bantladı. 15 gün dayak yedim. Oğlumu okula yazdırmak için okula götürünce, ben de evden kaçtım. Türk komşularımın yanına gittim onlar bana yardım etti. Türkçe bilmediğim için işaretle yaşadıklarımı anlattım onlar da polisi aradı.”

 

The post Maraş’ta Kadına 15 Gün Süren İşkence appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/09/29/marasta-kadina-15-gun-suren-iskence/feed/ 0
Kapitalizmin Şovu, Ataerkinin Namusu Katletmek İstedi https://meydan1.org/2015/06/13/kapitalizmin-sovu-ataerkinin-namusu-katletmek-istedi/ https://meydan1.org/2015/06/13/kapitalizmin-sovu-ataerkinin-namusu-katletmek-istedi/#respond Sat, 13 Jun 2015 15:45:05 +0000 https://test.meydan.org/2015/06/13/kapitalizmin-sovu-ataerkinin-namusu-katletmek-istedi/ 19 yaşındaki Mutlu Kaya, Diyarbakır’ın Ergani ilçesindeki bir ilköğretim okulunun kantininde çalışarak yaşamını sürdürüyordu. Bir ses yarışmasına katılmak için İstanbul’a gelen Kaya, düzenlenen şov programı ardından döndüğü Diyarbakır’da, eski erkek arkadaşı tarafından katledilmek istendi. Ergani’deki evinde silahlı saldırıya uğrayan Mutlu’nun tedavisi, ağır yaralı olarak kaldırıldığı Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde devam ediyor. Bu […]

The post Kapitalizmin Şovu, Ataerkinin Namusu Katletmek İstedi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
mutlukaya

19 yaşındaki Mutlu Kaya, Diyarbakır’ın Ergani ilçesindeki bir ilköğretim okulunun kantininde çalışarak yaşamını sürdürüyordu. Bir ses yarışmasına katılmak için İstanbul’a gelen Kaya, düzenlenen şov programı ardından döndüğü Diyarbakır’da, eski erkek arkadaşı tarafından katledilmek istendi.

Ergani’deki evinde silahlı saldırıya uğrayan Mutlu’nun tedavisi, ağır yaralı olarak kaldırıldığı Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde devam ediyor.

Bu haber Meydan Gazetesi’nin 27. sayısında yayımlanmıştır.

The post Kapitalizmin Şovu, Ataerkinin Namusu Katletmek İstedi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2015/06/13/kapitalizmin-sovu-ataerkinin-namusu-katletmek-istedi/feed/ 0
“Erk”ek Şiddeti Tedavi Edilemez https://meydan1.org/2015/03/04/erkek-siddeti-tedavi-edilemez/ https://meydan1.org/2015/03/04/erkek-siddeti-tedavi-edilemez/#respond Wed, 04 Mar 2015 15:00:36 +0000 https://test.meydan.org/2015/03/04/erkek-siddeti-tedavi-edilemez/ Kadın cinayetlerinin, kadına yönelik şiddetin, tecavüzlerin ve tacizlerin sebebini arayıp, neden sorusunun cevabını da, suçun faili kendisi olmasına rağmen, tıp biliminde arayan devlet; erkek güdülü uygulamalarıyla kadına şiddeti ve cinsel şiddeti önemsizleştirilerek, tecavüzü ve şiddeti gerçekleştiren erkekleri patolojik ya da psikiyatrik vaka olarak incelemenin üzerinde durmaktadır. Devlet; kendi eliyle şiddet eğilimli erkek yetiştiriciliğini göz ardı […]

The post “Erk”ek Şiddeti Tedavi Edilemez appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

IMG_1863

Kadın cinayetlerinin, kadına yönelik şiddetin, tecavüzlerin ve tacizlerin sebebini arayıp, neden sorusunun cevabını da, suçun faili kendisi olmasına rağmen, tıp biliminde arayan devlet; erkek güdülü uygulamalarıyla kadına şiddeti ve cinsel şiddeti önemsizleştirilerek, tecavüzü ve şiddeti gerçekleştiren erkekleri patolojik ya da psikiyatrik vaka olarak incelemenin üzerinde durmaktadır. Devlet; kendi eliyle şiddet eğilimli erkek yetiştiriciliğini göz ardı ederek, tecavüz eden ve şiddet uygulayan erkeklerin tümünü, çoğunlukla psikiyatrik vakalara uyarlayarak “hastalık” algısı içine sıkıştırılmaktadır.

Araştırmalarını tutuklu tecavüzcü ve şiddet uygulayan erkekler arasında yapan devlet uygulamaları, yalnızca %2’lik bir kısmı oluşturan tutukluları dikkate alarak bir algı oluşturmaya çalışmaktadır. Hiçbir dayanağı olmayan bu uygulama ve çıkarsamaların; tecavüzcünün kendisinden intikam alacağı, kendisine inanılmayacağı, duruşmada rezil olacağı korkusu, kendini suçlama ya da arkadaşlarını ve ailesini koruma isteği, ya da onların da öğrendiklerinde uygulayacakları şiddetten korunmak istemesi gibi çeşitli sebeplerden dolayı tecavüz ve şiddeti bildirmeyen kadını gittikçe önemsizleştirmektedir. Şikayette bulunan kadınlar ise yine tanıdıkları ya da tanımadıkları kişiler tarafından uygulanan şiddetin aynıyla veyahut ailesinin ve toplumun eliyle yeniden şiddete uğramış, yargılama esnası ve sonrasında ise yaptırımların gereği gibi olmaması sebebiyle aynı cinsel saldırı ve şiddeti yeniden yaşamıştır.

Devletlerin genel olarak benimsedikleri yaklaşımda; psikopatoloji ya da hastalık üzerinde yoğunlaşmanın cinsel şiddeti kültürel faktörlere bağlayan zengin kanıtları ve tecavüzün de tüm davranışlar gibi öğrenilmiş, aktörü belli bir amaca hizmet eden bir davranış olduğu gerçeği göz ardı edilmektedir. Hastalık modeli yaklaşımlar, şiddete ve cinsel saldırıya genel bir açıklama getirme çabalarını geciktirmiş ve sonunda şu anda genel algıda yaratıldığı gibi şiddeti ve cinsel saldırıları “erkek sorunu” olarak görülmesi gerekirken, kaçınılması gereken bir “kadın sorunu” olarak görülmesine yol açmıştır.

Fail Devlet, Tecavüzcüyü Nasıl Korur?

Tecavüz gibi davranışlara hastalığın yol açtığı, yani kökenlerinin biogenetik faktörlerde aranması gerektiği kabul edilince; tıp, giderek meşru toplumsal denetim ajanı olarak görülmeye başlanmıştır. Böylece tıp mesleği uygun olmayan tedavi ve müdahale yöntemleri uygulama yetisi de doğrudan hekimlere bırakılmıştır. Hekimlerin kontrolünde sözde tedavi gördükleri ileri sürülen %2’lik tecavüzcü ve kadına şiddet uygulayan erkeklerin tutuklu olanları ile yapılan terapilerle bu sonuca varıldığı iddia edilmekte ve toplumun algısı buna göre şekillendirilmeye çalışılmaktadır. Oysa ki; tutuklulardan psikiyatride terapi yolunu seçenlerin bunu iyi hal indirimlerinden faydalanmak, yargıyı yanıltmak maksadıyla kabul ettikleri aşikardır. Üstelik tutuklu; karşısındakinin bir devlet memuru olduğu fikrinden kendini asla soyutlamadan, menfaati doğrultusunda hareket edecektir. Tüm bunlara rağmen bu faydasız psikopatolojik yaklaşımlara devam edilmektedir.

Devletin, suçun faili olduğu kadına şiddet ve tecavüz olaylarında üzerinden atılı suçu yok etmeye çalışması sebebiyle uydurduğu bu yaklaşım faydasızdır. Toplumun köklerinde, kültür, yaşayış, inançlar ve yönetimde aranması gereken kusur, tecavüzcünün ve şiddet gösterenin hastalığına sıkıştırılmıştır.

“Tedavi Edilebilir Hastalıklar” Olarak Taciz, Tecavüz ve Kadına Yönelik Şiddet

Kurban bilim olarak anılan viktimoloji de suçluyu över nitelikte yaklaşımların içinde bırakılmış, yönetenler bundan yine fayda sağlamıştır. Geleneksel olarak tecavüzü kadınların davet ettikleri yollu iddia; desteğini, kriminolojinin bu alt dalından almaktadır. Kurban bilimciler; yalnızca kurbanın harekete geçirdiği ısmarlama olaylarla, ihmal sonucu meydana gelen tecavüz olaylarını birbirinden ayırmaktadır. “Ismarlama” tecavüz davranışı “cinsel ilişkiden son anda cayma” ya da “bir yabancıyla kendi isteği ile bir içki içme ya da arabasına binmeyi kabul etme” gibi örnekleri içermektedir. “İhmal” davranışı ise önleyici önlemleri alamama, örneğin cinsel davete gerekli cevabı vermekte başarısız kalma, ya da “tecavüze ve şiddete uğrayan kadının dış görünümünün saldırgana adeta davetiye çıkardığı” durumlar için söz konusudur. Dolayısıyla kurban bilimcilerin birçoğuna göre; üzerinde asıl durulması gereken konular kurban-saldırgan ilişkisidir.

Kurban bilimcilerin bu saldırgan yanlısı yaklaşımı ile psikoanalitik teorinin kadını kötülemekte kullanabileceği teorik dayanağı da sağlamaktadır. Bu apaçık yanlı erkek yaklaşımı, erkeğin cinsel yönden saldırgan davranışını haklı kılmak için uğraşmaktadır. Yaşadığımız coğrafyada da sıklıkla görülen inanılması imkânsız, kot pantolonu, mini etek indirimi, eş indirimi, gönül ilişkisi olduğundan beraat, kadının ağır hakaretler ile tahrik ettiğine dair cezai indirimlerin tek sebebi yukarıda anlatmış olduğumuz gibi bilimin üzerinde dahi etkili olan devlettir. Devletin yönetim anlayışının baskı ve güç oluşturarak orantısız hükmetmesi, erkeklerin de kadınlar üzerinde yine kendi uydurmaları olan, cinslerin güç dengesizliğinden faydalanıp kadını şiddete maruz bırakması sonucunu doğurmaktadır.

Tecavüz ve kadına şiddet bir hastalık olarak görüldüğünde, saldırganın hasta olduğu kabul edilir. Saldırgan davranış, bireyin kontrolü dışında gerçekleştiğinden, hasta olduğu sonucuna varılan saldırgana tıbbi yardımda bulunulması gerektiği ortaya çıkar. Kadınların bilinçli ya da bilinçsiz olarak kendi kendilerini kurban konumuna sokmalarıyla ilgili açıklamalar da benzer sonuçlar doğurur. Çünkü bu durumda da dikkatler saldırgandan çok kadın üzerine yoğunlaşır. Böylece sorumluluk da; saldırgandan kadına aktarılır. Tecavüzün ya da cinsel şiddetin kadının kendisi tarafından kışkırtıldığı yollu açıklamalarda öne sürülen gerekçeler, ideolojinin toplum üzerinde ne denli etkili olduğuna en iyi örnektir. Bu sözde bilimsel- tarafsız “hastalık” önermelerinin kimin çıkarına hizmet ettiği konusunda en ufak bir şüphe yoktur.

Sonuç olarak; mahkemelerde yargılanan tecavüzcü, şiddet gösteren erkek değil, kadındır. Tecavüzün, kadına şiddetin, bilim kisvesi altında normal dünyanın dışına itilerek özel bir davranış türüymüş gibi nitelendirilmesi; tecavüzcü, öldüren, şiddet uygulayan erkeği “istisna” sayarak; “normal” erkeklerle herhangi bir ortak yanları ya da benzerlikleri olması ihtimali saf dışı bırakılmaktadır. Cinsel şiddet ve kadına şiddet bir hastalık değildir. Kadın suçun faili, azmettirici değildir, ancak bu politikaların kurbanı da asla olmayacaktır. Direnen kadınlarla, hasta Devletlerin erkeklikleri ellerinden alınacaktır.

 

Duygu Üyetürk
[email protected]

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 25. sayısında yayımlanmıştır.

The post “Erk”ek Şiddeti Tedavi Edilemez appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2015/03/04/erkek-siddeti-tedavi-edilemez/feed/ 0
” Erkeğin Ahlakı Kadını Katlediyor ” – Nergis Şen, Pelin Derici https://meydan1.org/2015/03/02/erkegin-ahlaki-kadini-katlediyor-nergis-sen-pelin-derici/ https://meydan1.org/2015/03/02/erkegin-ahlaki-kadini-katlediyor-nergis-sen-pelin-derici/#respond Mon, 02 Mar 2015 19:00:29 +0000 https://test.meydan.org/2015/03/02/erkegin-ahlaki-kadini-katlediyor-nergis-sen-pelin-derici/ Ortaçağ Avrupası’nda kilise, toplumda korku ve baskı yoluyla otoritesini sürdürdü. Kilise başlıca “kötülük” odağı olarak kadınları gösterdi. Binlerce kadın, büyücülük yaftalamarıyla suçlanarak “cadı avı” adı altında katledildiler. Aslında bu katliamların her biri, politik, ekonomik ve toplumsal yaşamı kadınsızlaştırmak içindi. Kadınlara atfedilen cadılık söylemi, o dönemin ahlak anlayışına ya da düşüncesine aykırı hareket eden, erkek algıya […]

The post ” Erkeğin Ahlakı Kadını Katlediyor ” – Nergis Şen, Pelin Derici appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Ortaçağ Avrupası’nda kilise, toplumda korku ve baskı yoluyla otoritesini sürdürdü. Kilise başlıca “kötülük” odağı olarak kadınları gösterdi. Binlerce kadın, büyücülük yaftalamarıyla suçlanarak “cadı avı” adı altında katledildiler. Aslında bu katliamların her biri, politik, ekonomik ve toplumsal yaşamı kadınsızlaştırmak içindi.

Kadınlara atfedilen cadılık söylemi, o dönemin ahlak anlayışına ya da düşüncesine aykırı hareket eden, erkek algıya karşı çıkan ve isyan tehdidi oluşturan kadınlara yönelik bir ithamdı. Bu ithamın ötesinde kadınları katletmeye yönelik her türlü bahane, erkek algının egemen olduğu her yerde, her dönemde üretilmiş ve sürdürülmüştür. Burada incelediğimiz, dünyanın farklı bölgelerinde yakın zamanlarda gerçekleştirilen katliamlar, sistematik tecavüz ve şiddet olayları, kadına yönelik erkek şiddetinin niteliğini anlamak açısından önem taşımaktadır.

Erkek egemen sistemin şiddetini, bazen yaşadığımız coğrafyalarda IŞİD’in, Boko Haram’ın yaptığı gibi toplu katliamlarla; bazen Afganistan’da, Hindistan’da, Liberya’da devletin sistematik olarak uyguladığı katliamlarla; bazen savaşların içinde ayrıca bir kıyım yöntemi olarak kullanılan kadın tecavüzleriyle; bazen de kadınların savaşlar boyunca ordu için zorunlu seks işçiliğine mahkum edilmesiyle tanırız.

Toplu Kadın Kıyımları

Montreal Politeknik Katliamı

Aralık 1989’da, Marc Lepine isimli bir erkek, tüfekle girdiği Politeknik Fakültesi’nde 14’ü kadın 28 kişiyi katletti. Feminizmle mücadele ettiğini iddia eden katil, önce bir sınıfa girip erkek ve kadın öğrencileri ayırıp kadınlardan dokuzunu öldürdü. Sonrasında sınıf dışına çıkarak fakültede gördüğü kadınlara ateş etmeye başladı. Onlarca kadının yaralandığı saldırı sonrasında intihar eden Lepine, bıraktığı notta Quebec Feminist Hareketi’nin içinde “öldürülmesi gereken” 19 kadını listelemişti. Kadın örgütleri eylemin kadın karşıtı niteliğine vurgu yaparak 6 Aralık gününü Kanada Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü ilan etti.

Din Kökenli Katliamlar

Avrupa’da 1480-1750 arasında gerçekleşen cadı avlarında 30 bine yakın kadının katledildiği biliniyor. Modern devletin var oluşundaki erkek ahlakı ve zihniyeti anlamak için çok önemli veriler içeren bu süreç, bugünkü politikaları anlamlandırmak açısından da önem taşıyor.

Din kaynaklı katliamlar Ortaçağ sonrasında Avrupa’da örtük bir şekilde devam etmiştir. Örneğin İrlanda’da 1925-1961 yılları arasında Bon Secours rahibeleri tarafından işletilen “Ev”’in yanında 796 çocuk ve bebek cesedi, gizlice foseptik çukuruna atılmıştır. Ailelerinin “onurunu” zedeledikleri gerekçesiyle zorla kapatılan kadınlar, köle gibi çalıştırılmış, çocukları başka ülkelere satılmış, satılamayanlar bakımsızlıktan ve önlenebilir hastalıklardan öldüklerinde bu çukura atılmışlardır.

1765’ten 1996’ya kadar, İrlanda devleti ve Katolik kilisesinin işlettiği Magdalene Çamaşırhaneleri, evlilik dışı hamile olan (çoğu tecavüz kurbanı) “düşkün” kadınların özgürlüklerinden alıkonulup, ücretsiz olarak, haftada 7 gün, zor şartlarda uzun saatler çalıştırıldığı yerlerdi. 1993 yılında Dublin’de, bu evlerden birinin bahçesinde bulunan toplu mezarlıkta 155 kadının bedeni vardı.

Tabii ki din kaynaklı katliamlar denildiğinde radikal islamcı örgütlerin Afrika ve Ortadoğu’da gerçekleştirdiği katliamların akla gelmesi normaldir. Ekim ayından bu yana, IŞİD’in kontrolü altındaki bölgede gerçekleştirilen sayısız katliam ve şiddet görüntüleri, hepimizin hafızasına kazınmış durumda. Bölgede yaşayan Ezidilere yönelik ilk katliam girişiminde birçok kadın öldürülmüş ve yaklaşık 5 bin kadın IŞİD tarafından kaçırılmıştı. IŞİD’in tutsak aldığı Ezidi ve Hristiyan kadınları sattığına yönelik fotoğraflar kasım ayında sosyal medyaya düşmüş, bu gelirin IŞİD’in en büyük gelir kaynaklarından biri olduğu ortaya çıkmıştı.

Aralık 2014’ün ortalarında El-Anbar’da idam edilen 150 kadın bir başka gerçeği gözler önüne seriyordu. IŞİD’li askerlerle cihad evliliği yapması için getirilen 150 kadın, evliliğe direndikleri için önce bir dizi işkenceye maruz kaldı, sonra katledildi. Özellikle IŞİD’e destek veren devletlerden getirilen Müslüman kadınlar cihad evliliğine zorlanıyorlar.

Bibi Ayşe

Bibi Ayşe ailesi tarafından babasının borcuna karşılık zorla bir Taliban üyesiyle evlendirildi. Evlendiği günden bu yana sürekli şiddete maruz kalan Bibi Ayşe, şiddetin dozunun iyice arttığı bir gün evden kaçarak komşularına sığındı. Zorla evlendirildiği kişi, babası ve erkek akrabaları tarafından yakalanan Bibi, ıssız bir dağa götürülüp burnu, kulakları ve saçları kesilmiş bir halde ölüme terk edilir. Akrabaları tarafından kadının yüzündeki uzuvlarının kesilmesi, bölgede yaygın bir uygulama. Bibi Ayşe, Afganistan’daki erkek şiddetinin ulaştığı boyutları görmek için en önemli isimlerden biri. 

Nijerya Baga’da yoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan binlerce kişi Boko Haram tarafından katledildi. IŞİD’in Afrika türevi olan örgütün ideolojisinde, kadının toplumsal hayat içindeki konumunun Şer’i hükümlerle belirlenmesi önemli yer tutuyor. Nisan 2014’te onlarca kadının katledildiği, iki yüzden fazlasının kaçırılmasıyla sonuçlanan okul saldırısı, Boko Haram’ın en sık kullandığı yöntemlerden. Örgüt, tıpkı El-Kaide uzantılı örgütler gibi kaçırılan kadınları köle pazarlarında satıyor.

Sistematik Katliamlar

Kadın katliamları denilince sadece belli bir bölgede kısa bir süre içerisinde birçok kadını öldürmeye yönelik girişimlerden bahsedersek, kadın katliamlarının hangi boyutlara ulaştığını göremeyiz. Özellikle Afganistan, Hindistan ve Liberya, kadına yönelik erkek şiddetinin devletle özdeşleştiği yerler olarak karşımıza çıkar. Bu coğrafyalarda cins ayrımcılığının bir devlet politikası olarak işletildiği göz önünde bulundurulursa, çok kısa süre içerisinde olmayan ancak bir veya birkaç senelik istatistiklere bakıldığında kadına yönelik sistematik işkence, tecavüz, ve katliam gözler önüne serilecektir:

– 1995’te Zarmina isimli bir kadın, otuz bin erkek izleyicinin gözü önünde Kabil Stadyumu’nda kocasını öldürdüğü için önce işkenceye maruz bırakıldı, sonra da başından vurularak katledildi.

– 1996’da iki yüz yirmi beş kadın, giyinme yasağını ihlal ettiğinden dolayı işkenceye maruz kaldı.
-2009’da Bibi Ayşe evden kaçtığı gerekçesiyle erkek akrabaları tarafından kulakları ve burnu kesilmiş bir halde ölmesi için dağa bırakılır.

– 2012 yılında “kendini yakma girişimleri” sayısı gittikçe arttı. Bu girişimlerin kadınların erkek akrabaları tarafından yapıldığı bilinse de tehditler yüzünden kadınlar kendini yakmış gibi gösteriliyor.

-2011-2013 yılları arasında, 400’ü aşkın kadın namus cinayeti nedeniyle öldürüldü.

-2013 yılının sadece Mart-Haziran arasındaki sürede, erkek şiddetine maruz kalan kadın sayısı 2500.

Katliamlarda Katliam

Aslında katliam denildiğinde akıllara, 1500 ve 1900 yılları arasında Amerika kıtalarını keşfettikten sonra Avrupalıların gerçekleştirdikleri katliamlar gelir. Bu uzun süreli ve sistematik katliam sürecinde çok sayıda kadın da katledilmiş, toplu tecavüz ve işkencelere maruz kalmıştır. Kıtanın köleleştirilme sürecine de denk düşen bu zaman diliminde, katledilmeyen yerli kadınlar köleleştirilip erkek şiddetine maruz kalmışlardır.

1541-1542 Tiguex Katliamı: İspanyol kaşifler 50’ye yakın Tiguex kadınına tecavüz edip, evlerini yaktı, sonra da katletti.

1712 Detroit Kızılderili Katliamı, en az 1000 kadın Fransız yerleşimcileri tarafından katletildi.

1724 Norridgewock Katliamı, aralarında kadın ve çocukların bulunduğu 80 Abenakis yerlisi koloni milisleri tarafından katledildi.

1782 Gnadenhütten Katliamı, Pensilvanya ordusu yoğunluğunu kadınların oluşturduğu 100 yerliyi katletti.

1805 Canyon del Muerto Katliamı, İspanyol askerler yoğunluğunu kadınların oluşturduğu 115 yerliyi Arizona’da katletti.

1840 Councill House Katliamı, Comanche delegesi 40 kadın San Antonio’da katledildi.

1856 Grande Ronde Nehri Vadisi Katliamı, çoğu kadın 60 yerli Oregon’da katledildi.

1859 Pit River Katliamı, 60 kadın beyaz yerleşimciler tarafından katledildi.

1868 Washita Katliamı, 75 kadın katledildi, yerlilerin evleri ABD ordusu tarafından yakıldı.

1877 Big Hole Katliamı, çoğunluğu kadın 89 yerli ABD ordusu tarafından katledildi.

Özellikle 1. Dünya Savaşı’ndan bu yana görülen, katliam içerisinde katliam, militarist erkek zihniyetin en önemli stratejilerinden biridir. Katliamın gerçekleştiği coğrafyada bulunan kadınlara yönelik tecavüz, bir savaş silahı olarak kullanılmaktadır. Özellikle Yugoslavya’nın dağılması sürecinde, Bosna ve Kosova savaşlarında 50 binin üzerinde kadın tecavüze uğramış ve tecavüz bir “soy bozma” yöntemi olarak Sırp askerler tarafından Boşnak ve Hırvat kadınlara karşı kullanılmıştır. Aslında 20. yüzyıl öncesindeki savaşlarda da kullanılan bu yöntem 1. Dünya Savaşı’ndan sonra askeri bir strateji olarak dünyanın farklı bölgelerinde uygulanmaya başlanmıştır. Diğer bir yöntem ise özellikle 2. Dünya Savaşı’ndan itibaren uygulanan, işgal bölgesindeki kadınları seks işçiliğine zorlamaktır. 2. Dünya Savaşı’nda 50 bin kadın Nazi ordusu tarafından, 200 bin kadın Japonya ordusu tarafından seks işçiliğine zorlanmıştır. Vietnam Savaşı’nda da benzer şekilde ABD ordusunun Vietnamlı kadınlara yönelik uygulamaları olduğu bilinmektedir.

Nanking Katliamı

1937 Aralık ayında başlayıp 1938 Ocak’ında biten katliam, Japonya ordusu Çin’in Nanking şehrini ele geçirdiğinde gerçekleştirdi. 300 bin kişinin katledildiği, gencinden yaşlısına en az 20 bin kadının öldürülmeden önce tecavüze maruz kaldığı, katliamdan on yıl sonra açıklanabilen raporlar arasında yer alıyor.

My Lai Katliamı

16 Mart 1968’de ABD ordusu tarafından Vietnam Savaşı sırasında, My Lai, My Khe ve Son My köylerinde eş zamanlı olarak yoğunluğu kadın ve çocuklardan 347 kişi katledilmiştir. Olayı bir gazeteci ortaya çıkartmış, ABD ordusu bu katliamı doğrulamış ve saldırıyı gerçekleştiren askerlere herhangi ceza vermemiştir.

Ruanda Katliamı’nda “Soy Bozma”

Nisan 1994’te başlayıp Temmuz’a kadar devam eden Ruanda Katliamı’nda, büyük bölümü kadın ve çocuklardan oluşan bir milyona yakın kişi katledildi. 500 bin Tutsi kadınının maruz kaldığı şiddetin ardından katliam dönemi tecavüzlerinden kaynaklı 5 bin ile 10 bin arasında hamilelik vakası yaşanmıştır.

Sri Lanka İç Savaşı’nda Kaybolan Kadınlar

1990’larda Sri Lanka’daki iç savaş sırasında on binlerce kadın tecavüz ve erkek şiddetine maruz kalırken binlerce kadın savaş sırasında kaybolmuştur.

Doğu Kongo İsyanı’nda Önce Tecavüz Sonra Katliam

1998’de Doğu Kongo’da çıkan isyanı bastırmak için ordu, burada yüz binlerce kişinin öldüğü bir katliam gerçekleştirmiştir. İki yüz binin üzerinde kadın bu iç savaşta tecavüze maruz kalırken büyük bir kısmı katledilmiştir. 2010 Ağustos’unda yine aynı bölgede gerçekleşen isyan bastırılmaya çalışılırken 500 tecavüz vakası daha rapor edilmiştir. Mevzu bahis katliamlar içerisinde gerçekleşen katliamlara ilişkin veriler, sadece bilinen ve rapor edilen veriler olup gerçek sayıların raporlardakinin kat be kat daha fazlası olduğu düşünülmektedir.

Ruanda’dan Sudan’a bütün bu olaylara müdahil olmak için giden BM “barış” güçlerinin de binlerce tecavüz vakasına dahil olduğu bilinen bir gerçekliktir. Sadece rapor edilen durumlardan kaynaklı binlerce BM askerinin “tecavüz davası” vardır.

Kadınlara yönelik katliamlar, bilinçli bir politika olarak sadece içinde bulunduğumuz coğrafyada değil, dünyanın farklı bölgelerinde; sadece içinde bulunduğumuz zamanda değil, Ortaçağ’dan bu yana devam etmektedir. Kadına yönelik şiddet ve katliam politikaları modern yüzüyle kadınları yok etmeye devam ediyor. Bu imha politikaları bazen eli kanlı devletin ürettiği şiddet çetelerinin elinde toplu kadın katliamlarına dönüşüyor, bazen devletlerin fark ettirmeden münferit cezalar gibi gösterdikleri katliamlara ve sistematik şiddete dönüşüyor. Soy bozma adı altında gerçekleşen savaş zamanı tecavüzler ve seks işçiliğine zorlama politikalarıyla, katliam içinde kadına başka katliamlar yaşatılıp kadının kimliği ve iradesi öğütülmeye çalışılıyor.

Hesaplanamayacak olansa bütün bu koşullar altında kadın olduğunu özgür bir şekilde söylemekte ısrar edenler olacaktır. Afganistan’ın kadın düşmanı politikalarına rağmen mücadele veren Mina Keşvar Kemal’in söylediği gibi:

Kadınım ben bin yıllık uykusundan uyanmış

Buldum tutacağım yolu ve hayır asla dönmeyeceğim geri.

Yalınayak çocuklar gördüm, evsiz, dolaşan sokakta.

Gelinler gördüm elleri kınalı ama karalar bağlamış

Dev duvarlarını gördüm hapishanelerin, aç bir kurt gibi yutan özgürlüğü

Yeniden doğdum direniş destanlarında

Öğrendim son nefesinde özgürlük türküsü tutturmayı, kan dalgalarında ve zafer kutlamalarında

*Meena Keshwar Kamal

Afganistan Devrimci Kadınlar Derneği (RAWA) kurucusu. 4 şubat 1987 tarihinde devletle bağlantılı paramiliter güçlerin düzenlediği suikast sonucu katledilmiştir. Yaşamı boyunca kadın mücadelesinin ve devrimci mücadelenin önde gelen isimlerinden biri olmuştur.

Nergis Şen – Pelin Derici

 Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 25. sayısında yayımlanmıştır.

The post ” Erkeğin Ahlakı Kadını Katlediyor ” – Nergis Şen, Pelin Derici appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2015/03/02/erkegin-ahlaki-kadini-katlediyor-nergis-sen-pelin-derici/feed/ 0
Kadına Kalkan Elleri Kadınlar Kıracak – Aslı Newroz https://meydan1.org/2015/03/01/kadina-kalkan-elleri-kadinlar-kiracak-asli-newroz/ https://meydan1.org/2015/03/01/kadina-kalkan-elleri-kadinlar-kiracak-asli-newroz/#respond Sun, 01 Mar 2015 15:00:52 +0000 https://test.meydan.org/2015/03/01/kadina-kalkan-elleri-kadinlar-kiracak-asli-newroz/ “Kadına kalkan eller kırılacak.” Geçtiğimiz günlerde, Antalya’da AKP Kadın Kolları Kongresi’nde konuşma yapan Davutoğlu’nun dilindeydi bu cümle. Sürekli tekrar ediyordu. “Kadına yönelik şiddete karşı seferberlik başlatıyoruz. Kadınlarımızı ve çocuklarımızı koruyacağız. Kadına uzanan eller kırılacak.” Dilinden dökülen her kelime düşüp parçalanıyordu yerde. Parçalanan sadece kelimeler değildi; çöp konteynırına atılan, kuytu sokaklara, ıssız otoyol kenarlarına fırlatılmış kadın […]

The post Kadına Kalkan Elleri Kadınlar Kıracak – Aslı Newroz appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

“Kadına kalkan eller kırılacak.”

Geçtiğimiz günlerde, Antalya’da AKP Kadın Kolları Kongresi’nde konuşma yapan Davutoğlu’nun dilindeydi bu cümle. Sürekli tekrar ediyordu. “Kadına yönelik şiddete karşı seferberlik başlatıyoruz. Kadınlarımızı ve çocuklarımızı koruyacağız. Kadına uzanan eller kırılacak.” Dilinden dökülen her kelime düşüp parçalanıyordu yerde. Parçalanan sadece kelimeler değildi; çöp konteynırına atılan, kuytu sokaklara, ıssız otoyol kenarlarına fırlatılmış kadın bedenleriydi.

T.C. devletinin başbakanı bu cümleleri kurmadan önce ve hatta kurarken dahi katledilen kadınların haberleri yankılanıyordu her yerde. Davutoğlu bu cümleleri telaffuz ettiği anda bir yanda tecavüz edilip bedeni yakılarak katledilen Özgecan Aslan, diğer yanda iktidarın riyakarlığına seyirci kalmadan Özgecan için sokaklara çıkan kadınlar vardı. Bu cümleler telaffuz edilirken İstanbul Taksim Meydanı’nda bulunan bir restoranın terasına çıkarak, “Özgecan Aslan İsyanımızdır” pankartı açıp, isyanlarını haykıran kadınlar vardı. Bu cümleler telaffuz edilirken T.C. devletinin tacizci polisinin elleri uzandı kadınlara ve kadınlar aynı polisler tarafından darp edildiler, sürüklendiler, gözaltına alındılar. Yani yerlere düşen yine kelimeler değil, isyanını haykıran kadınlar oldu. Oysa ki “kadına uzanan eller kırılacaktı”…

Her yerden, katledilen kadınların haberleri geliyordu. Çengelköy’den, Antalya’dan, Bursa’dan olduğu gibi… Erkek ve devlet şiddetinin giderek meşrulaştığı bu topraklarda katledilen ne ilk kadınlardı onlar ne de son. Kadınlar bir yandan katledilirken bir yandan da devletin polisi tarafından tecavüze uğruyor, erk’ek devletin erk’ek yasaları tarafından yok sayılıyor, tecavüzcü polisler korunuyor ve serbest bırakılıyordu. Oysa ki “kadına uzanan eller kırılacaktı”…

Hayır!

Devlet kadına kalkan elleri kırmıyordu, hiçbir zaman da kırmayacaktı. Tacize, tecavüze, şiddete, bu erkek egemen zihniyete karşı kadınlar ne zaman isyanın sesini büyütse sokaklarda, sokaklar daralıyordu çünkü iktidara. Baş edemiyorlardı sokaklarda akan isyanın seliyle. Baş edemiyorlardı kadınların örgütlü gücüyle.

Sokaklarda kırıldı kadına kalkan eller. Güvenmedi kadınlar erkek devletin erkek adaletine, kalkan elleri kendileri kırdılar. Bu, bazen tacizci Hüseyin Üzmez’in mahkeme çıkışı kafasına inen şemsiye oldu; bazen Özgecan için Kadıköy sokaklarında isyanlarını haykıran kadınların üstüne araba süren erk’eğin sırtına inen sopa oldu; bazen de Taksim’de 8 Mart’ta “sokakları terk etmiyoruz” diyen kadınlara saldıran, barikat kuran katil polislerin kalkanına dökülen mor boya, zılgıtlarla çekilen halaylar oldu.

Etraflarına örülen duvarlardaki çatlaklardan sızarak kırdı kadınlar kendilerine kalkan elleri. Bizde varız diyerek kırdılar. Bir aradaysak varız diyerek kırdılar. Ve her gün bir yeni katliam haberi gelirken, her şeye rağmen mücadele ederek kıracaklar o elleri. Çünkü kadınlar biliyorlar, ancak bir araya gelince kırılır o eller.

Bir el uzattı kadın , sonra bir el daha bir el daha.. İsyanın çığlığında birleşti o eller. Bıraksaydı eğer o eli, belki de ölecekti.

Aslı Newroz
[email protected]

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 25. sayısında yayımlanmıştır.

 

The post Kadına Kalkan Elleri Kadınlar Kıracak – Aslı Newroz appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2015/03/01/kadina-kalkan-elleri-kadinlar-kiracak-asli-newroz/feed/ 0