kadınların mücadelesi – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Wed, 09 Mar 2016 17:16:05 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 Bolivya’nın Yaratıcı Kadınları Mujeres Creando – Özlem Arkun https://meydan1.org/2016/03/09/bolivyanin-yaratici-kadinlari-mujeres-creando-ozlem-arkun/ https://meydan1.org/2016/03/09/bolivyanin-yaratici-kadinlari-mujeres-creando-ozlem-arkun/#respond Wed, 09 Mar 2016 17:16:05 +0000 https://test.meydan.org/2016/03/09/bolivyanin-yaratici-kadinlari-mujeres-creando-ozlem-arkun/ 1992 yılında Maria Galindo, Monica Mendoza ve Julieta Parades’in kuruculuğunu yapmış olduğu Mujeres Creando (Yaratıcı Kadınlar) kadın kolektifi, kurulduğu yıllarda, Bolivya’da lezbiyen kadınları bünyesinde barındıran ve mücadelede ortaklaştıran tek kolektif olma özelliğine sahipti. Kolektif, özellikle kuruluşundan bu yana bir eylem yöntemi olarak kullandığı sokakta propaganda, sokak tiyatrosu ve doğrudan eylemle, Bolivya’nın tümünde sesini duyurabildi.  Mujer […]

The post Bolivya’nın Yaratıcı Kadınları Mujeres Creando – Özlem Arkun appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
mujeres creando 2

1992 yılında Maria Galindo, Monica Mendoza ve Julieta Parades’in kuruculuğunu yapmış olduğu Mujeres Creando (Yaratıcı Kadınlar) kadın kolektifi, kurulduğu yıllarda, Bolivya’da lezbiyen kadınları bünyesinde barındıran ve mücadelede ortaklaştıran tek kolektif olma özelliğine sahipti. Kolektif, özellikle kuruluşundan bu yana bir eylem yöntemi olarak kullandığı sokakta propaganda, sokak tiyatrosu ve doğrudan eylemle, Bolivya’nın tümünde sesini duyurabildi. 

Mujer Publica (Halk Kadını) ismiyle çıkarttıkları ve Bolivya’nın bütün şehirlerinde dağıttıkları dergilerinin yanı sıra, haftalık olarak yayımlanan bir radyo programı da Mujeres Creando’nun sesini duyurmasında hayli önem taşıyor. Kolektif bünyesinde birlikte mücadele etmekte olan kadınların aynı zamanda Virgen de los Dedeos isimli, kolektif bir şekilde işlettikleri kafeleri de mevcut.

Mujeres Creando’nun kurucularından Julieta Parades, iki yoldaşıyla beraber çıktığı bu yolda kurdukları örgütlemelerini, özellikle 1980’lerin Bolivyasında, kibirli, homofobik ve totaliter sol hareketin kadın özgürlük mücadelesini ayrılıkçı olarak tanımladığı bir ortamda, her şeye rağmen ortaya çıkması sebebiyle “deli”ce bir hareket olarak tanımlıyor.

Aslında Mujeres Creando’nun, küresel çapta ilk ilgiyi 2001 yılında Bolivya’da, Bankacılık Denetleme Kurumu’nun “borçlu”lar tarafından işgal edilmesiyle duyurmaya başladığını belirtmek gerekir. Borçlular Hareketi, bankalara borcu olanların borçlarının tamamen silinmesi için başlatılan bir hareketti ve işgalcierin söz konusu kurumu işgali sırasında kullandıkları yöntemler kimi zaman “sertleşebiliyordu”. Hareket Bolivya’da hatrı sayılır bir etki yaratmış ve başarı elde etmişti; Mujeres Creando’dan Julieta Ojeda ise durumu şöyle özetliyordu: “Aslında tüm finans kurumları, tefecilik ve gasp yapmak için oluşturulmuş kurumlardır. İnsanları kandırıyorlar, anlamadıkları sözleşmelere imza attırıyorlar.”

90 gün boyunca süren işgal süresince Mujeres Creando, borçluları bir araya getirip örgütlü bir şekilde hareket etmelerini sağlamış ve işgal sürecinin en hareketli kolektiflerinden birisi olmuştu. İşgal hareketi, sadece bankalara değil, devlete de bir dizi geri adım attırmıştı. Mujeres Creando da, borcu olan insanların banka gibi kurumlara karşı da, devlete karşı da örgütlü olarak yan yana geldiklerinde korkmamalarını sağlayacak ruhu yaratmış ve doğrudan eylemin gücünü göstermişti. 

Mujeres Creando, kuruluşundan bu yana, bir eylem biçimi olarak kurguladığı görsel ve teatral dilini, halka açık alanlarda (sokaklar, devlet binaları, pazarlar…) gerçekleştirdiği yaratıcı eylemlerle sıklıkla kullanıyor. Kolektif eylemlerinde yalnızca adaletsizliği üreten kurumları değil, aynı zamanda ırk, cins ve ekonomi boyutlarıyla da doğrudan ilintili sembolik şiddetin gündelik yaşamın bir parçası haline gelmesini ve normalleşmesini de eleştiriyor. Bu bakış açısı ve pratiklerle birlikte kolektif, politik, toplumsal ve cinse ilişkin ağlar oluşturarak özel ve kamusal alan arasındaki sınırları silerken, resmi olarak “kabul edilen”i ve rejim tarafından “normal addedilen”i sorguluyor.

mujeres creando

Mujeres Creando’nun yapmış olduğu, siyasi ve toplumsal adaletsizliklere karşı yaratıcı eylemler üretirken, bir yandan da bu adaletsizliklere karşı örgütlenen direnişe kadın katılımını arttıracak yeni teorik parametreleri inşa etmek. Bu bağlamda, La Virgen isimli mekanları, kolektifin uzun süreden bu yana hayalini kurduğu kadın dayanışmasının tam olarak somutlaşmış bir örneği olarak değerlendirilebilir. Tamamıyla kadın yaratıcılığıyla tasarlanan La Virgen’de bulunan kütüphanede, Arjantin’deki toplumsal hareketlere ilişkin kitaplardan kadın kitaplarına, cins eğitiminden anarşizme, Bolivya’daki kitapçılarda ya da kütüphanelerde bulunmayacak kadar çeşitli kitaplar muhafaza ediliyor. Kolektiften Maria Galindo’nun kaleme almış olduğu “İnşa Etmek İçin Kaçmak” makalesinde de bahsettiği üzere La Virgen, bir “ev” olmasının dışında, toplumdaki baskıcı yapılara ve patriyarkaya karşı kadınların dayanışmasını somutlaştıracak bir alan ve “birlikte bir karşı çıkış ve isyanın yeri”.

Mujeres Creando, La Virgen’i, kütüphanesinden restoranına, hostelinden eczanesine kadar küçük kooperatifler aracılığıyla işletiyor. Kooperatifler aracılığıyla hem büyük “ev” ayakta tutuluyor hem de kolektif kendi giderlerini bu alanlardan karşılıyor. Tabi ki, tüm kooperatiflerde çalışan kolektif üyeleri için, “herkesten yeteneğine göre, herkese ihtiyacı oranında” ilkesi uygulanıyor. La Virgen’de internet erişimi olan bilgisayar odalarından, eğitim çalışmalarının yapıldığı sınıflara, kadın filmlerinin gösterildiği film odalarından, kitap okuma odalarına, politik ve toplumsal başlıkların tartışıldığı salonlardan, isteyenlerin bir sağlık sigortasına dahi ihtiyaç duymadan hizmet alabileceği küçük bir kliniğe de yer veriliyor. Ev içi şiddete maruz kalan kadınlara da açık olan La Virgen, Mujeres Crendo’nun kadın dayanışmasını örmesine ve daha da büyütmesine dair gerçekleştirdiği en iyi çalışmalarından biri. 

Kadınların meclis salonlarında tecavüzlere uğradığı, sokaklarında diri diri yakıldığı Bolivya’da kadınların özgürlüğü için mücadele eden Mujeres Creando, kadınların vazgeçilemeyecek bir şekilde ihtiyacını hissettiği dayanışmanın temellerini birçok farklı alandan ve oldukça temelden atan bir kadın kolektifi olarak bugün hala karşımızda. Kendini “yerli ve beyaz, lezbiyen ve heteroseksüel, yaşlı ve genç, inançlı ve ateist, şişman ve zayıf, asi kadınların bir arada ve farklılıklarıyla aynı anda” oluşturduğu bir kadın kolektifi olarak tanımlayan Mujeres Creando, “cenneti şimdi ve burada gerçekleştirmek istiyoruz” derken; kadınların özgür dünyasını bugünden yaratmanın pratikleriyle mücadelesini sürdürüyor.

Özlem Arkun

[email protected]

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 32. sayısında yayınlanmıştır.

The post Bolivya’nın Yaratıcı Kadınları Mujeres Creando – Özlem Arkun appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2016/03/09/bolivyanin-yaratici-kadinlari-mujeres-creando-ozlem-arkun/feed/ 0
Kadınlar Mücadeleye Çağırıyor https://meydan1.org/2015/03/07/kadinlar-mucadeleye-cagiriyor/ https://meydan1.org/2015/03/07/kadinlar-mucadeleye-cagiriyor/#respond Sat, 07 Mar 2015 13:42:18 +0000 https://test.meydan.org/2015/03/07/kadinlar-mucadeleye-cagiriyor/ Dünyanın bir ucundan bir ucuna ezilen kadın, dünyanın bir ucundan bir ucuna direnen kadın, dünyanın bir ucundan bir ucuna dayanışmayı yükseltecek olan kadın. Meydan Gazetesi olarak, dünyadaki ve coğrafyamızdaki anarşist örgütlerden kadınların, kadın mücadelesi ve 8 Mart Dünya Kadınlar Günü üzerine yazdıkları ve bizlerle paylaştıkları dayanışma mesajlarını, biz de sizlerle paylaşıyoruz. *Gazetemizin 22. sayısında “Dünya […]

The post Kadınlar Mücadeleye Çağırıyor appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
womensprotest

Dünyanın bir ucundan bir ucuna ezilen kadın, dünyanın bir ucundan bir ucuna direnen kadın, dünyanın bir ucundan bir ucuna dayanışmayı yükseltecek olan kadın. Meydan Gazetesi olarak, dünyadaki ve coğrafyamızdaki anarşist örgütlerden kadınların, kadın mücadelesi ve 8 Mart Dünya Kadınlar Günü üzerine yazdıkları ve bizlerle paylaştıkları dayanışma mesajlarını, biz de sizlerle paylaşıyoruz.

Kadın Mücadelesine Her Zamankinden Fazla İhtiyacımız Var – Black Rose Anarşist Federasyon – ABD

Ataerki kadınları (ve erkekleri) yiyen bir canavardır. Ataerkinin çirkin yüzü, Özgecan Aslan’ın vahşice katledilmesiyle ortaya çıktı. Canavarın yüzüne attığı çizikler, ona karşı savaşının vasiyetiydi. Bu canavarı başka yerlerde de bulabiliriz: “Çok şişman” olduğu söylenerek aşağılanan genç kızın yüzünde ya da işinden eve dönüş yolunda bir trans kız kardeşe çalınan ıslıklar. Bugün kadınların mücadelesine her zamankinden fazla ihtiyacımız var çünkü hayatta kalmak için tek seçeneğimiz bu. New York Black Rose’da, toplumumuzda ve günlük hayatımızda ataerkiyi yok etmeye odaklanan, MUJERES adıyla bir anarşist kadınlar kolektifi örgütlüyoruz. Yakında bedenlerimizi ve sokaklardaki güvenliğimizi güçlendirecek birçok kampanya başlatacağız. İstanbul’daki “Anarşist Kadınlar” bize derinden ilham verdi.

New York, ABD’den dayanışmayla….

Özgecan Aslan, Yaşıyor!

 

Bizleri tahakkümü altına alarak yok etmek isteyen iktidarın tüm biçimlerini reddediyoruz – MAKİ’li Kadınlar – Antalya

Sadece kadın olarak doğduğumuz için çalınıyor yaşamlarımız.

Evde baba, abi baskısı; okulda taciz kaygısı; sokakta tecavüz ve katledilme korkusuyla gasp edilmek isteniyor bedenimiz, kimliğimiz. Yalnız başına otobüse bindiği için katledilen Özgecan; sevgilisinin arabasına binmeyi reddettiği için saçlarından sürüklenen ve katledilen Hüsne; kocası tarafından doğranıp çöp kutusuna atılan Kübra; sevgilisinin evine gittiği için “ölmeyi hak ettiği” iddia edilen Münevver ve katledilen nice kadın isyanımızdır.

Bizler, MAKİ’li Kadınlar olarak, kadını bir meta haline getirerek tüketen kapitalizmi; kadını katleden erkeği koruyan, kadın katliamını aklayan devleti; yaşamın her alanında bizleri tahakkümü altına alarak yok etmek isteyen iktidarın tüm biçimlerini reddediyoruz.

Zapatistaların özgür komünlerinden, Brezilya’nın topraksız kadınlarından, Kobane’nin itaatsiz kadınlarından ve direnen nice kadından alıyoruz yeni bir yaşama olan inancımızı. Bizleri görünmez kılarak toplumsal yaşamdan silmek isteyen, katlederek yok etmek isteyen tüm iktidarlara karşı kolektif paylaşımlarımızı büyütüyor ve inancımızı örüyoruz.

Hayatlarımız çalınmadan hayallerimizi buluşturuyor, dayanışmayla isyanımızı büyütüyor ve özgürleşiyoruz.

 

Kadınların Mücadelesi, Devleti Son Zerresine Kadar Yok Etmektir – İşçi Dayanışma Hareketi’nden (WSM) Kadınlar – İrlanda

Anarşist hareket, iktidarın yıkılması ve herkesin tamamen özgürleşmesi için çabalar; bu da ancak kadınların mücadelesiyle gerçekleşebilir.

Toplumdaki tüm kadınlar bir grup muktedirin bir başkasıyla değişmesini istemeyecek kadar uzun süredir baskı altındadırlar. Erkek egemen sistem, erkeklerin kadınlar üstünde biyolojik üstünlüğünü iddia ederek ve bu iddia aracılığıyla toplumdaki elit kesimin diğerleri üzerindeki üstünlüğünü haklı göstererek toplumdaki hiyerarşiyi desteklemektedir.

Kadınların mücadelesi sistemden tamamen silkelenip kurtulmak, erkek egemenliğini, iktidarı ve böylece devletin kendisini son zerresine kadar yok etmektir. Toplumda bütünsel ve radikal bir değişime ihtiyacımız var; bu sadece kesişen pratiklerle olabilir, bu pratiklerin örgütlenme ve direniş biçimleri hepimizin sömürü ve baskıya farklı şekillerde maruz kaldığımızı ancak hepimizin ortak amacının eşit bir toplum yaratmak olduğunu gösterecektir.

Tüm İktidarları, Baskı Unsurlarını Ezip Geçene Kadar Birinin Mücadelesi Hepimizin Mücadelesidir – FAQ Kolektifi – Kıbrıs

Kıbrıs’taki FAQ Kolektifi (feminist, anarşist, kuir) olarak farklı etnik kökenden, milletlerden, renklerden, sınıflardan, cinsel eğilimlerden ve farklı kültürel arka planlardan gelen kadınların; birçok farklı şekilde tahakküm altına alındığını biliyoruz. Bu bakış açısıyla biz pek çok gerçekliğin, ezilme katmanlarının ve içinde yaşadığımız ataerkil toplum içinde verilen kadın mücadelesinin içine derinlemesine girebiliyoruz.

Biz, cinsiyetçiliğe dayalı şiddete bağlı olan cinsel kimliklerin yükselişine cevap vermek adına, kadın mücadelesinin gerekli olduğunu düşünüyoruz.

Ataerki, kapitalizm ve devlet gibi sosyal, ekonomik ve politik kurumların insanları nasıl ezdiğini; ırkçılığı, sınıfçılığı, cinsiyetçiliği ve kadın düşmanlığını tekrar ürettiğini biliyoruz. Buna karşı, kolektif yaşam, öz yönetim ve dayanışma gibi ilkelerle, anarşist ilişki biçimlerini bugünden deneyimliyoruz.

Bizler, farklı coğrafyalarda, farklı biçimlerde yaşanan baskının, şiddetin ve kadın cinayetlerinin, aynı toplumsal cinsiyet rollerinden kaynaklandığının farkındayız. Bu yüzden de tüm iktidarları baskı unsurlarını ezip geçene kadar, her bir mücadeleyi kendi mücadelemiz biliyoruz.

Özgürlük, Kadının Özgürleşmesinden Bağımsız Gerçekleşemez – TAÇANKA’lı Kadınlar – Ankara

Kadın mücadelesine ihtiyacımız var çünkü;

– Bizler, ezilenlerle mücadele diye haykırırken biliyoruz ki ezilenin ezileni olan KADIN. Mesela patronun altında ezilen işçi, işçinin altında ezilen KADIN.

– Devrimci mücadelede yıllarca arka plana itilen KADIN.

– Ev içi emeği göz ardı edilen KADIN.

– Tek görevi “karılık” yapmak, ev temizlemek, çocuk bakmak olarak görülen yine KADIN.

– Üstüne başına, hareketlerine, bakışına dikkat etmesi gerektiği düşünülen KADIN.

– Dikkat etmediğinde tacizi, tecavüzü hak ettiği iddia edilen KADIN.

– Erkek devletin, patriyarkal kapitalizmin, dinin tahakkümüne, baskısına, otoritesine en çok maruz kalan KADIN.

KADIN! KADIN! KADIN! KADIN!

Bu yüzden özgürlük, kadının özgürleşmesinden bağımsız gerçekleşemez.

Kadın mücadelesinin asıl öznesi olarak biz kadınlar iddia ediyoruz ki,

“ÖZGÜRLÜK SAVAŞAN KADINLARLA GELECEK!”

 

Kadın hareketi yeniden güçleniyor – La Alzada – Şili

Kadınların ataerkiye karşı mücadelesi, sadece başımıza bela olan ahlaki muhafazakarlıkla yüzleşmek için değil; iktidar ilişkilerini ve iktidar sistemlerini anlayıp aşmak açısından da yaşamsaldır. Kadın hareketi yeniden güçleniyor, diktatörler ve neoliberal hükümetlerin dayattığı korku ve ataleti atarak sokaklara çıkmaya başlıyor. Bu yüzden, özgürlükçü bir örgüt olarak La Alzada, sendikal mücadele ve gençlik mücadelesinde, kadın mücadelesinin ve kadın örgütlerinin güçlenmesi için, öncelikle kadınların ayaklanmasının gerektiğini savunuyoruz.

 

*Gazetemizin 22. sayısında “Dünya Anarşistlerinden Kobanê Dayanışması” başlıklı yazıya bir illüstrasyon çizen Molly Crabapple, bu sayımızda da “Katledilen Kadınlar İsyanımızdır” başlıklı bir illüstrasyon çizerek gazetemizle dayanışma gösterdi. Crabapple’ın çizdiği illüstrasyonu farklı anarşist kadın örgütlenmelerinin dayanışma mesajını yayınladığımız bu yazıda paylaşıyoruz.

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 25. sayısında yayımlanmıştır.

The post Kadınlar Mücadeleye Çağırıyor appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2015/03/07/kadinlar-mucadeleye-cagiriyor/feed/ 0