Kronstadt – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Fri, 09 Nov 2012 11:29:18 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 Kitap Tanıtımı: Anarşist Portreler https://meydan1.org/2012/11/09/kitap-tanitimi-anarsist-portreler-2/ https://meydan1.org/2012/11/09/kitap-tanitimi-anarsist-portreler-2/#respond Fri, 09 Nov 2012 11:29:18 +0000 https://test.meydan.org/2012/11/09/kitap-tanitimi-anarsist-portreler-2/ Son zamanlarda basılan anarşizmle ilgili kitaplardan biri olan “Anarşist Portreler”, ilk olarak 1991 yılında Sarmal Yayınevi tarafından iki cilt halinde basılmıştır. 2012 yılında Agora Kitaplığı’nın tek ciltte toplayarak bastığı kitabı, “Rus Devriminde Anarşistler” kitabının yazarı olarak da tanıdığımız Paul Avrich yazmış. Kronstadt, Sacco ve Vanzetti, Haymarket olayı gibi birçok konu üzerine kitaplar kaleme alan Avrich, […]

The post Kitap Tanıtımı: Anarşist Portreler appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Son zamanlarda basılan anarşizmle ilgili kitaplardan biri olan “Anarşist Portreler”, ilk olarak 1991 yılında Sarmal Yayınevi tarafından iki cilt halinde basılmıştır. 2012 yılında Agora Kitaplığı’nın tek ciltte toplayarak bastığı kitabı, “Rus Devriminde Anarşistler” kitabının yazarı olarak da tanıdığımız Paul Avrich yazmış. Kronstadt, Sacco ve Vanzetti, Haymarket olayı gibi birçok konu üzerine kitaplar kaleme alan Avrich, bu kitabında, anarşizmin bilinen isimlerinin yanı sıra anarşist tarihte adı çok fazla duyulmamış anarşistlerin hayat hikayelerini, düşüncelerini ve faaliyetlerini ele alıyor.

Hayatı boyunca verdiği anarşist mücadeleyle tüm Avrupa’ya nam salmış, teorisi kadar pratikleriyle de ünlenmiş Bakunin’den, anarşist hareketin şekillenmesinde belirleyici rol oynamış Kropotkin’e, Ukrayna köylü hareketiyle, devletin giremediği topraklarda özyönetim deneyimleri yaşayan Mahno’dan, yazdığı yazılarla idamlık olup yaptığı propogandalarla binlerce insanı etkileyen Mahno’nun yoldaşı Volin’e, işlemedikleri bir cinayetin suçuyla sadece anarşist oldukları için idam edilen İtalyan anarşistler Sacco ve Vanzetti’den, Meksikalıları “Toprak ve Özgürlük” bayrağı altında toplayan, devrimin taşıyıcılarından olan Ricardo Flores Magon’a… dünyanın farklı yerlerinden anarşizm için mücadele etmiş birçok anarşisti tanıtan bu kitap tarihi anlamak adına önemli bir kaynak oluşturuyor. Ayrıca kitap isimleri diğerlerine nazaran daha az duyulmuş olan, Kronstadt’lı cesur denizci Jelezniyakov’u, Mollie Steirmer’i, Paris Komünü’nden Gustav Landauer’i ve Brezilyalı anarşistleri de tanımamızı sağlıyor.

Avrich, kitapta geçmişteki olayları ve düşünceleri anlatırken, bunların günümüzde de ne kadar geçerli olduğunu, kitabın farklı bölümlerinde bize gösteriyor. İlk bölümün sonunda, Bakunin’in “bilimin egemenliğine karşı hayatın başkaldırısını” koyarak, bilimin hayatın bilgisi üzerine kurduğu egemenliği hakkında duyduğu kaygının, bugün nükleer ve biyolojik silahların gölgesinde yaşadığımızı düşünürsek, ne kadar yerinde olduğunu görürüz. Sadece bu teze bakılarak bile, tıpkı anarşist tarihçi Max Nettlau’nun dediği gibi Bakunin’in fikirleri “hala tazedir ve ebediyen yaşayacaktır.”

Kitabın Amerika’da idam edilen iki İtalyan anarşisti anlattığı Sacco ve Vanzetti ile ilgili bölümünde ise; Sacco ve Vanzetti’nin siyasal çalışmalarını hapishanede bile sürdürerek, son nefeslerine kadar kararlı birer anarşist olarak kaldıklarını belirten Avrich, tıpkı Sacco ve Vanzetti gibi özgürlüğün fethedilmesinin amansız bir mücadeleyi gerektirdiğini düşünen Malatesta’nın şu sözleriyle bölümü bitiriyor: “Önemli olan bugün, yarın ya da on asır içinde anarşizme ulaşıp ulaşılmaması değil, bugün, yarın ve daima anarşizme doğru yürümemiz.”

Yazar bir diğer bölümde ise, anarşist tarihte adı pek fazla duyulmamış olan, Kronstadt’ta devlet otoritesine karşı çıkan denizcilerden biri olan Jelezniyakov’dan bahsediyor. Özellikle Rusya’da anarşist harekette çok belirgin bir karakter olan Jelezniyakov’un, kendini mücadeleye nasıl adadığını, yoldaşı Volin’e söylediği şu sözler açıklamaya yetiyor: ”Başıma ne gelirse gelsin ve benim hakkımda ne söylerse söylesinler, bir anarşist olduğumu, bir anarşist olarak savaştığımı ve yazgım nasıl biterse bitsin bir anarşist olarak öleceğimi iyi bilmelisin.”

Geçmişten bugüne anarşizm; dünyanın çok farklı noktalarında yükselmiş ve her yerde adaletsizliğe, zorbalığa, tahakküme boyun eğmeyerek bugünlere kadar bizlere değerli bir miras bırakmıştır. Anarşist Portreler isimli kitap bu mirası anlayabilmemiz adına başvurulacak önemli bir kaynaktır.

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 5. sayısında yayımlanmıştır.

The post Kitap Tanıtımı: Anarşist Portreler appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2012/11/09/kitap-tanitimi-anarsist-portreler-2/feed/ 0
Kitap tanıtımı: KRONSTADT 1921 https://meydan1.org/2012/10/01/kitap-tanitimi-kronstadt-1921/ https://meydan1.org/2012/10/01/kitap-tanitimi-kronstadt-1921/#respond Mon, 01 Oct 2012 11:11:37 +0000 https://test.meydan.org/2012/10/01/kitap-tanitimi-kronstadt-1921/ “Bir aşçıya bile devleti yönetmesini öğreteceğiz.” Lenin – Devlet ve Devrim – 1918 “Her işçi devleti yönetebilir mi? Pratik adamlar bilir ki bu bir masaldır.” Lenin – 1921 1921’de devrimci Kronstadt işçileri ve denizcilerinin grev, sendika, özgür sovyetler için, proletarya devrimini, “proletarya diktatörlüğüne” çeviren Bolşevik hükumete karşı verdiği mücadeleyi anlatan kitap, ilk kez 1938 yılında Fransızca basıldı. Türkiye’de […]

The post Kitap tanıtımı: KRONSTADT 1921 appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

“Bir aşçıya bile devleti yönetmesini öğreteceğiz.”
Lenin – Devlet ve Devrim – 1918
“Her işçi devleti yönetebilir mi?
Pratik adamlar bilir ki bu bir masaldır.”
Lenin – 1921

1921’de devrimci Kronstadt işçileri ve denizcilerinin grev, sendika, özgür sovyetler için, proletarya devrimini, “proletarya diktatörlüğüne” çeviren Bolşevik hükumete karşı verdiği mücadeleyi anlatan kitap, ilk kez 1938 yılında Fransızca basıldı. Türkiye’de ise ilk olarak 1985 yılında Sokak Yayınları tarafından basıldı. Kitap, 1924’te “bozguncu faaliyetlerde bulunduğu”ndan dolayı Bolşevikler tarafından tutuklanan; 1928’de Fransa’da çıkardığı anarşist dergiler nedeniyle sınır dışı edilen, Belçika’daki faaliyetlerinden dolayı tutuklanan; İspanya’da Durruti ve Ascaso ile politik ilişkilerde çalışmalarda bulunmuş; yine Fransa’da anarko-sendikalist bir dergi çıkarırken “Toplama Kampı”na gönderilen İda Mett tarafından kaleme alındı. Kitapta Kronstadt olaylarının yanı sıra, Rus devrimindeki çelişkiler kapsamlı bir şekilde dile getiriliyor. Bolşevik Parti’nin devrimden sonraki bürokrasi anlayışını ve parti diktatörlüğünü eleştiren kitapta, döneme ait çeşitli belgeler, Kronstadtlı işçiler ve Bolşevik Parti arasındaki yazışmalar, Rusya’da hareket eden diğer sol yapıların Kronstadt hakkındaki yorumlarını bulmak mümkün. Kronstadt Olayları başlıklı bölümle Bolşevik Parti’nin Almanya ileyaptığı Brest-Litovsk Anlaşması’nın getirdiği yoksulluk, halkın bu yoksulluk karşısında kendi inisiyatifiyle oluşturduğu pazarların durumu, bu pazarların Bolşevik Parti tarafından yasaklanması, bunun sonucu Petrograd’da başlayan grevle re değiniliyor. İşçiler yerel pazarların yeniden kurulmasını, işçi mahkumların bırakılmasını, söz ve basın özgürlüğü istiyorlardı. Bu isteklerin üzerine parti yönetimi Petrograd’da olağanüstü hal ilan etti ve savunma komitesinin aldığı kararların dışına çıkan olursa cezalandıracağını bildirdi. Aynı zamanda Kronstadtlı işçiler de parti bürokrasisinden rahatsızdı ve Petrograd’a bir heyet yolladılar. Heyetin geri dönmesiyle birlikte 28 Şubat günü taleplerin yer aldığı bir genelge yayınladılar. Bu genelgeye ek belgeler kısmında yer veren kitap, 1917’de yaşanan devrimin niteliğini, bu belgelerle sorgulatıyor.

 

Genelge maddelerine bakınca insanın aklına bu bir devrim değil miydi sorusu geliyor. Halkın sayesinde yapılmış ama iktidara geçilmesiyle birlikte halkı karşısına almış bir “devrim”.Bolşevik hükümet, 3 sene önce devrimin en önemli cephelerinden Kronstadt üssünü kahramanlıkla nitelerken şimdi “karşı devrimci“ ilan etmişti. Kronstadtlıları ve onların devrimin başından bu yana yaşattıkları öz yönetimlerini yok etme kararı almıştı. Kızıl Ordu askerlerinin büyük bölümü saldırmak istemiyordu. Çünkü onlar Kronstadtlı sınıf kardeşlerinin mücadeleye ne denli bağlı olduklarını biliyorlardı. Ama askeri otorite ağır bastı ve Kızıl Ordu birlikleri Kronstadt’a saldırmaya başladılar. Kitap Kronstadt olayları sonrası farklı kesimlerin yaşanılanlara ilişkin yorumlarını içeren ikinci bölüm ve yerleşik resmi tarihin aksi yönde bir tarih sunumuyla son buluyor.“1921 yılında da Bolşevik Parti, bürokrasiye ve partilere olan güvenini kaybetmiş halkı feshetme yoluna gitmiştir. Bürokrasinin iktidarını pekiştirebilmesi için halkın sesinin kesilmesi şarttır. Çünkü halk yöneticilerin güvenini kaybetmiştir, o halde halkı feshedip yeni bir halk seçmek gerekir.”

The post Kitap tanıtımı: KRONSTADT 1921 appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2012/10/01/kitap-tanitimi-kronstadt-1921/feed/ 0