The post SS Sözünü Tutmadı Sözü Hatırlatmak İçin Yürüyen İşçiler Ankara’da Durduruldu appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>İşçiler, Soylu’nun “Bu konuyu 15 Ocak’a kadar çözeceğim, yardımcı olacağım. Çözüm için elimden geleni yapacağım” sözünü tutmaması üzerine dün gece 00:00’da Ankara’ya doğru yola çıkmıştı. Polis her zamanki gibi patronların ve iktidarın korumalığını yaparak işçilerin Ankara’ya girmesini engelledi.
Polisin engellemeleri üzerine 5 kişilik bir heyet oluşturan işçiler Enerji Bakanlığı ile görüşme gerçekleştirmek için yola çıktı. Somut bir adım atılmadığı takdirde ise Bakanlık önünde oturma eylemine geçeceklerini duyurdular.
The post SS Sözünü Tutmadı Sözü Hatırlatmak İçin Yürüyen İşçiler Ankara’da Durduruldu appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Güney Afrika’da 950 Maden İşçisi Yeraltında Mahsur Kaldı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Güney Afrika’nın Özgür Devlet (Free State) bölgesindeki Beatrix Maden Ocağı’nda fırtına nedeniyle elektriklerin kesilmesi sonucu 950 maden işçisinin yeraltında mahsur kaldığı belirtildi.
Elektrik olmaması nedeniyle madencilerin asansörle yukarı çıkamadığını öğrenilirken, yemek ve su ihtiyaçların karşılandığı ifade edildi.
Şuana kadar 65 madencinin kurtarıldığını diğer madencilerin de kurtarıma çalışmaların sürdüğü öğrenildi.
The post Güney Afrika’da 950 Maden İşçisi Yeraltında Mahsur Kaldı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Meslek Hastalıkları (9): Pnömokonyoz – Nergis Şen appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Pnömokonyoz Nedir? Belirtileri Nelerdir?
Pnömokonyoz, tozlu ortamlarda bulunan işçilerin solunumu sırasında akciğerlere mineralli tozların girmesi ve burada birikmesiyle oluşan akciğerlerdeki doku hasarına verilen isimdir. Çoğunlukla maden işçilerinde görülmesinin dışında; pamuk işçilerinde, tekstil işçilerinde, kağıt üretimi yapan işçilerde, diş teknisyenlerinde, seramik ve döküm işçilerinde de görülmektedir. Tozlu ortamlarda çalışan herkes pnömokonyoz hastalığını yaşamak durumunda değildir. Toza uzun süre maruz kalma, maruz kalınan tozun yoğunluğu ve tozun boyutunun 5 mikrondan (milimetrenin binde biri) küçük olması hastalığı oluşturacak faktörlerdir. Bu büyüklükteki tozlar solunum yoluyla alveollere ulaşıp birikim yaparak pnömokonyoza neden olurlar. Daha büyük tozlar havada asılı kalmayıp çöktükleri için insan vücuduna giremezler.
Pnömokonyoz hastalığına sebep olan mesleklerin herhangi birinde çalışan bir işçinin toz kontrol önlemlerini alması durumuna göre hastalığın görülme sıklığı %1 ile %50’e kadar değişkenlik gösterebilir.
Pnömokonyoz, hafif bir grip gibi görülmesinin yanında çok ağır solunum yetmezliği şeklinde de kendisini gösterebilir. Pnömokonyoza sebep olacak tozlu ortamlarda çalışan işçilerde hastalık erken dönemlerinde hiçbir belirtisi olmadan da gerçekleşebilir ancak en yaygın belirtisi öksürük ve nefes darlığı şeklindedir. Göğüs sıkışması ve balgam birikmesi gibi belirtiler de hastalığın diğer belirtileri arasında bulunmaktadır.
Hastalığın Tedavisi
Pnömokonyozu yaşayan hastalar için spesifik bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Bu meslek hastalığına maruz kalan işçiler için genelde yapılan tedaviler daha çok hastalığın devamını önleyici yönde olmaktadır. Kişinin akciğerine daha fazla zarar gelmesini engellemek veya maske gibi malzemeler kullanarak toza maruz kalma durumunu azaltma gibi yöntemler uygulanmaktadır. Toz maskeleri koruma sınıfına göre FFP1, FFP2, FFP3 olarak isimlendirilmişlerdir. Tozun yoğunluğuna göre bu koruma sınıflarından bir toz maskesi kullanılabilir. Bazı durumlarda bu maskeler de yeterli görülmezse, yarım yüz maskesi ve toz filtresi de önerilmektedir. Ancak bu öneri çok yoğun tozlu ortamlar içindir.
Eğer meslek hastalığına maruz kalan işçinin durumu kötüleşmişse solunum cihazına bağlanır veya akciğer nakli gerçekleştirilir. Çalışan işçilerin 6 aylık veya yıllık olarak düzenli kontrollerinin uygun şekilde yapılması gerekmektedir.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca da hastalık, “mesleki solunum hastalığı” olarak kabul edilmiştir ve maluliyet, tazminat incelemesine de tabi tutulur.
Madenlerde zor koşullarda çalışan birçok işçi sağlık problemleri nedeniyle yaşamını yitiriyor. Meslek hastalıkları yazı dizisi kapsamında bu sayıda çok fazla maden işçisinin maruz kaldığı Pnömokonyoz hastalığını tanımaya, anlamaya çalışacağız.
Nergis Şen
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 42. sayısında yayınlanmıştır.
The post Meslek Hastalıkları (9): Pnömokonyoz – Nergis Şen appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post “Sadece Şirket Değil Devlet de Yargılansın” appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>
301 maden işçisinin katledildiği Soma Katliamı’nın davası bugün Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.
Sekizi tutuklu 45 kişinin yargılandığı dava öncesi adliye önüne yığınak yapan polise rağmen Soma’da katledilen maden işçilerinin aileleri ile beraber işçi örgütlenmeleri adliye binasına bir yürüyüş gerçekleştirdi. “Sadece Şirket Değil, Devlet de Yargılansın” yazılı pankart ve dövizlerin açıldığı yürüyüş sonrası adliyeye girmek isteyen aile yakınları ve işçi örgütleri temsilcileri içeriye alınmadı. Kısa süreli arbedenin ardından aileler ve temsilciler duruşma salonuna girdi. Katledilen maden işçileri için duruşmanın olduğu Akhisar dışında Soma, İstanbul, Ankara ve Eskişehir’de de yürüyüşler gerçekleştirildi.
Bu haber Meydan Gazetesi’nin 26. sayısında yayımlanmıştır.
The post “Sadece Şirket Değil Devlet de Yargılansın” appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post “Soma’yı Unutmamak ” – Fırat Binici appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Devletin 301 olarak açıkladığı, ama kurtarma ekibine bizzat katılan işçilerin anlatımlarından da bildiğimiz üzere bu sayının çok çok üzerinde ölümle sonuçlanan Soma’daki katliam sonrası değişen ne? Bu soruya, katliam sonrası madenin işletme ihalesini alan şirketin patronu ve uzmanlarının açıklamalarına, bakanlık yetkililerinin ya da bizzat bakanın, hatta başbakanın açıklamalarına göre yanıt verecek olursak; “çok şey” değişti.
Peki ya işçiler için? Evine götüreceği ekmek uğruna yerin metrelerce altına inip saatlerce çalışmak zorunda olan madenciler için ne değişti? Madencilerin kurtarma çalışmaları sırasındaki sessizliği, onların da “ölüm bu işin fıtratında var” sözüne inanmalarından değilse neyden kaynaklanıyor?
Bu ve benzeri bütün sorular sorulmadan cevap aranmaya çalışılırsa, madencilerin hiçbir şeyin değişmediğini görmelerine rağmen madenlere inip çalışma isteği, elbette anlaşılmaz.
Politikacıların ölümü olağanlaştıran yalanlarını, bakanların sorumluluklarını saklamak için ağlaşmalarını, patronun “tam yaşam odası yapacaktık, yetişmedi” parodisini, medyanın “kahraman madenciler” edebiyatını unutup, işçilerin “madenler açılsın, mesai başlasın” taleplerini eleştirmek eksik kalır.
Madende göçükten çıkarılan her madenci, ne yazık ki, dışarıda da açlığa mahkûm ediliyor. Öyleyse, asıl katliam 301 kişinin ölmesi değil, ölüme razı bir biçimde çalışmak zorunda bırakılmak değil midir? Çünkü Soma’daki işçiler için çalışmamak da ölümdür.
İşçiler ilk günkü suskunluklarını bozduklarında, karşılarına “hedef olarak sunulan” Maden-İş’i aldılar, onları sorumlu tuttular: “Denetim yapsalardı bunlar olmazdı”.
Ne var ki, çalışma koşullarını düzenleyen İş Kanunu da, esnek çalışmayı ve taşeron uygulamasını yaygınlaştıran düzenlemeler de; hep işverenin, hep patronun yararına. Patronlar için, işçinin hiçbir kıymeti yok. Buna karşı çıkmaları beklenen sendikalar da, hem meşru mücadele güçlerini kaybettiklerinden, hem de Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’ndaki son düzenlemelerle iyice etkisizleşmelerinden ötürü; işçilerin dertlerine derman değil, sözcü bile olmaktan uzak.
Öyleyse işçiler çaresiz mi? Hayır, hiç değil. Nasıl ki, bu işçiler yerin metrelerce altındaki göçükten birbirlerini kurtardılarsa, şimdi de birlikte ve bir arada, kendi geleceklerini belirleyebilirler. Şimdilik ellerinde bir tek birbirlerine olan güvenleri kaldıysa da, bu durum, kendi aralarında gün geçtikçe artacak paylaşma ve dayanışma ilişkileriyle çok da uzak olmayan bir gelecekte, bir öz örgütlülüğe dönebilir. Soma’da ya da başka yerdeki madenlerde yeni katliamlar oluşmamasının tek yolu da, bu öz örgütlülükle sağlanabilir.
Şimdi hem buna ihtiyacımız, hem de şansımız var.
Fırat Binici
firatb@meydan.org
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 20. sayısında yayımlanmıştır.
The post “Soma’yı Unutmamak ” – Fırat Binici appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>