The post Yalınayak : ” Devrimci Anarşist Tutsak Umut Fırat Süvarioğulları Vicdani Reddini Açıkladı “ appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>
Kapitalist – Emperyalist devlet sistemlerinin egemenlik ve sömürü aracı olan militarizm tarihten günümüze, yakın ve uzak coğrafyalarda, yıkım ve katliamlarına, her geçen gün yenilerini ekliyor.
Yaşadığımız coğrafya militarist devlet zihniyetiyle katliamdan geçirilmiş, soykırıma uğratılmış, ret ve inkar edilmiş, adeta halklar mezarlığı olduğu halde, Kapitalizmin ve militarizmin çarkları dönmeye devam ettikçe yeni mezarlar kazılmaya devam edecek.
Oysa şuan yaşadığımız topraklarda yüz yıl önce icra edilen kanlı savaşlar ve devamında Ermeni – Süryani halklarına karşı yapılan soykırım, Rum ve Kürt halkına, Alevilere, kadınlara, çocuklara, işçilere ve doğaya dönük katliamlarda aynı militarist zihniyetin ürünüydü.
Bu anlamda kişisel olarak da sorumluluğunu hissettiğim, yüz yıl önceki Ermeni Soykırımına “Aşiretimin” iştirak ettiğine dair somut şüphelerin varlığı yönüyle de, militarizm tarafından kullanılmış olmalarından dolayı, derin bir acı ve üzüntüyle Ermeni halkından özür dilemeyi bir borç bilirim. Bu vicdani – total ret açıklamamı samimiyetimin göstergesi olarak görmelerini isterim.
Kırk bir yıllık kısa yaşamımda Devrimci Anarşist olarak, bireyi olduğum Kürt halkının Faşist TC Devleti tarafından militarizmin tüm aygıtları kullanılarak nasıl katliamlara uğratıldığının, binlerce köyün yakılıp-boşaltılarak insanların kapitalizmin mabedi metropollerde fabrikada, tarla ve atölyelerde, ucuz iş gücü olarak sömürüldüğünün, binlerce genç erkek ve kadının dağlarda, şehirlerde yargısız faili belli cinayetlerle öldürüldüğünün, karakollarda işkencelere, taviz ve tecavüzlere maruz bırakılarak zindanlara doldurulduğunun, düşman hukuk sistemine tabi kılınarak militarist DGM’lerde askeri hakimler tarafından ömür boyu hapis ve idam cezalarına çarptırılmalarının birebir tanığıyım.
Çocukluk yıllarım TV ve gazete manşetlerinde ellerinde kesilmiş gerilla başları, kulak ve burunlarıyla hatıra fotoğrafı çektiren savaş aygıtına dönüştürülmüş -şu anki IŞİD çetelerinden bir farkı olmayan- üniformalı asker fotoğraflarıyla, her yani TC bayraklarıyla donatılmış askeri panzer ve tankların, gerilla cenazelerini köylerin, kentlerin sokaklarında ipe bağlı vaziyette sürüklemeleri, çırılçıplak soyup teşhir etmeleriyle veya tabutlar içinde sıralanmış yoksul halk çocuklarının cenazelerini izlemekle geçti. Yasaklanmış “Barış Hemen Şimdi” afişlerini gece yarısı şehrin sokaklarına asarken “Düşük Yoğunluklu Savaş” tüm hızıyla gencecik insanların canlarını almaya devam ediyordu.
Devlet ve militarizm itaat edip, boyun eğmem için okulda öğretmen, karakolda polis, zindanda asker ve gardiyanla her türlü şiddeti üzerimde uygulamaktan çekinmedi. Yirmi bir yıldır zindanda olmama rağmen, halen askerlik şubesinin yakın takibindeyim ve geriye kalan dokuz yıllık cezanın çetelesini, benden önce onlar tutuyorlar.
Buradan ilan ediyorum, ben Devrimci Anarşist birey olarak militarist devlete ait hiçbir simgeyi, bağımlılık ilişkisi ve aidiyeti kabul etmiyor, reddediyorum.
Hiçbir militarist devletin askeri, savaşın insan kaynağı olmayacak, hiçbir emir ve talimata uymayacağım.
Aynı zamanda kadın katliamlarının sorumlusu militarist devletin erkek egemen zihniyetini, kişiliğini, tutum ve davranışlarını reddediyor, vicdani ve total reddimi deklare ediyorum.
1 Nolu F Tipi Hapishane – Umut Fırat Süvarioğulları B-37 Buca-Kırıklar/İZMİR 15 Mayıs 2015
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 27. sayısında yayımlanmıştır.
The post Yalınayak : ” Devrimci Anarşist Tutsak Umut Fırat Süvarioğulları Vicdani Reddini Açıkladı “ appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post ” Savunma Değil Katliam Fuarı ” – Merve Arkun appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Balistik füze sistemleri, topçu roketleri, insansız hava araçları, karakol ve çıkartma gemileri, zırhlı muharebe araçları, mayına dayanıklı araçlar, uçaksavar topları…
Siz hiç bir hücum botunu ya da lazer güdümlü bomba sistemlerini yakından görmüş müydünüz? Peki ya saniyede binlerce mermiyi kilometrelerce uzağa ateşleyebilen silahları ya da havada hedefine doğru yönünü değiştirebilme özelliği olan mermileri?
Erdoğan’ın açılışını “tüm insanlığa hayırlı olsun” sözleriyle yaptığı IDEF 2015 fuarından, açmak gerekirse International Defence Industry Fair yani Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı’ndan söz edeceğim şimdi. Kimilerini yukarıda yazdığım nice askeri araçların/silahların tanıtımının yapıldığı, Mayıs ayının başında, TÜYAP Fuar Alanı’nda gerçekleştirilen fuardan.
1993 yılından bu yana Türkiye’de düzenlenen IDEF, “dünyanın en büyük dört savunma fuarından biri” olarak biliniyor. Bu sebeple de silah şirketlerinin ve üreticilerinin, devletlerin, daha fazla insanın hayatını almak için “savunma” adı altında ölüm teknolojileri geliştirenlerin buluşma noktası. Bu yıl da, üç gün süren fuarda, 53 farklı ülkeden, “savunma” sanayinde adı bilinen 781 şirket ürünlerini sergiledi; alıcı olarak, gelen onlarca genelkurmay başkanı, savunma bakanları, ordu ve donanma komutanları, fuar boyunca sayısız satış ya da sipariş anlaşması imzaladı. Ölüm teknolojilerinin bu denli aleni pazara çıkarıldığı bu fuarın, tüm insanlığa, hayırdan öte, aslında ölüm ve katliam getireceği kaçınılmaz bir gerçek.
İlk modern ordunun oluşturulmaya başladığı 19. yüzyıldan bu yana, en son savaş teknolojilerinin sergilendiği ve alıcısının beklendiği bu tarz fuarlar, isminde vurgulanan “savunma”nın aksine bir “saldırı fuarı”. Gerçekten de, bu yılki fuarda tanıtımları yapılan, ASELSAN’ın geliştirdiği yeni nesil tanksavar füze sistemleri, hedefini kilometrelerce öteden saptayan ve gönderdiği enerji ile hedefini katleden yine ASELSAN bandrollü “milli lazer silahı”, TSK’nın envanterlerinden olan ATAK helikopterleri, üretici şirket müdürünün de tanımıyla “tam bir taarruz aracı” gibi ürünlerin, savunma amacından çok saldırı niteliği taşıyor olması da bu tespiti doğrular nitelikte.
Londra’da düzenlenen ve dünyanın en büyük savunma sanayi fuarı olan, Uluslararası Savunma ve Güvenlik Ekipmanları Fuarı’nda bundan birkaç yıl önce tanıtılan ürünler de, savunma adı verilen fuarların gerçek yüzünü göstermesi açısından önemli. Çünkü, Birleşmiş Milletler’in, beş yıl önce hazırladığı konvansiyon ile yasakladığı “misket bombaları”, yine BM üyesi devletlerin de katılımcısı olduğu bu fuarda açılan stantlarda tanıtılmıştı. Özellikle Filistin topraklarında yoğun olarak kullanılan misket bombaları, dağıldığı bölgede uzun süre kalması ve tıpkı mayınlar gibi yoğunluklu olarak çocukların katledilmesiyle biliniyordu. Aynı fuarda tanıtılan tek saldırı aracı misket mayınları değildi elbet. Fuarda tanıtılan ve tanıtım broşürleri dağıtılan işkence aletleri de, basında çokça ses getirmişti. Silah üreticisi şirketlerle savaş politikaları üreten devletleri bir araya getiren fuarın yöneticileri ise “durumdan habersiz olduklarını” söyleyerek soruşturma başlatılacağını söylemişti.
Dünya çapında birçok farklı yerde düzenlenen savunma fuarlarının Türkiye ayağı olan IDEF, katılıma açık olduğu süre boyunca, birçok silah üreticisi şirkete ev sahipliği yaptı; sayısız askeri anlaşmaya zemin sağladı. 2014 yılında, dünya çapında yapılan ve toplamı 5 trilyona yaklaşan askeri harcamalar giderek artmaktayken, IDEF de bu harcamaların toplamını arttıracak nice “ileri savunma teknolojilerinin” tanıtıldığı ve sınır ötelerine yayıldığı bir merkez oldu.
Savaş karşıtları, dünyanın dört bir yanında düzenlenen savunma fuarlarına yönelik anti militarist eylemler gerçekleştirmekteyken; İstanbul’daki savaş karşıtları da TÜYAP’ta düzenlenen katliam fuarına karşı bir eylem gerçekleştirmek istediler. Ancak silah tüccarları ve devletler, yollarına konulacak taşlardan öylesine korkuyorlardı ki; İstanbul’da düzenlenen fuara karşı eylem yapmak isteyen savaş karşıtlarının ve vicdani retçilerin yolları, fuar içerisinde katliam makinalarını tanıtan devletlerin polisleri, gözaltı araçları, TOMA’larıyla kesildi. Eylemi engellemek istemelerinin gerekçesi ise “can güvenliğiniz riske girebilir”di.
Milyonlarca insanın yaşamını katleden; halkların yaşam alanları gasp eden; devletler ve silah üreticileridir. Köylerin boşaltılmasının, sayısız insanın göçe zorlanmasının ve “can güvenliklerinin riske edilmesinin” sebebi de… IDEF ve benzeri fuarlarla yapılmak istenen şey, bunun yalnızca somutlaşmasını sağlamak değil; aynı zaman da meşrulaşmasına da zemin sağlar. Savunma ardına gizlenen “saldırı” çıkar ve anlaşmaları sayısız katliamın belki de ilk aşaması olmaktadır.
Militarizm daha güçlü silahlara, daha güçlü silahları üreten şirketler de militarizme muhtaç. Bu döngüden ve katliamların mimarı bu ilişki biçiminden kurtulabilmenin tek yoluysa, silah üreticisi şirketlere ve savaş politikası üreten devletlere karşı mücadele etmektir. İnsansız hava araçları için hedeflerini otomatik olarak seçip ateş eden yapay zeka sistemleri, saniyede binlerce mermiyi kilometrelerce uzağa ateşleyebilen silahlar ve havada hedefine doğru yönünü değiştirebilen mermiler geliştirilip, yeni katliamların planları katliam fuarlarında normalleştirilirken; savaş karşıtları ve anti militaristler, tüm bunlara karşı, ne pahasına olursa olsun mücadele etmeye devam edecektir.
Merve Arkun
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 27. sayısında yayımlanmıştır.
The post ” Savunma Değil Katliam Fuarı ” – Merve Arkun appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Ankara ve Eskişehir’de 5 Kişi Vicdani Reddini Açıkladı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>
15 Mayıs Dünya Vicdani Retçiler Günü’nde Ankara’da Atlas Arslan; Eskişehir’de ise Alper Sapan total reddini, Sitem Gündüz vicdani ve total reddini, Birsen Durmaz ve Gamze Çukurcu vicdani reddini açıkladı.
Vicdani ret açıklamalarından sonra Eskişehir ve Ankara Anarşi İnisiyatifi, “Ölüm Değil Yaşam İçin Reddet” yazılı pankartla, ortak bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, “iktidarların menfaatleri için var ettiği militarist zihniyete karşı özgür yaşam“ vurgusu yapıldı.
Bu haber Meydan Gazetesi’nin 27. sayısında yayımlanmıştır.
The post Ankara ve Eskişehir’de 5 Kişi Vicdani Reddini Açıkladı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post İzmir’de 4 Kişi Vicdani Reddini Açıkladı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>
İzmir Vicdani Ret Platformu üyeleri, 15 Mayıs Dünya Vicdani Retçiler Günü dolayısıyla düzenledikleri basın açıklamasında, devletlerin savaş politikalarına karşı barış vurgusu yaparak, vicdani ret açıklamaları gerçekleştirdi.
“Reddet, Diren, Hayır De Askere Gitme” yazılı pankartla Alsancak Astsubay Misafirhanesi önüne yürüyen vicdani retçiler, gerçekleştirdikleri basın açıklamasının ardından vicdani ret açıklamaları gerçekleştirdiler.
Bu haber Meydan Gazetesi’nin 27. sayısında yayımlanmıştır.
The post İzmir’de 4 Kişi Vicdani Reddini Açıkladı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post İstanbul’da 23 Kişi Vicdani Reddini Açıkladı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>
İstanbul’da 15 Mayıs Vicdani Retçiler Günü’nde Vicdani Ret Derneği’nin Galatasaray Meydanı’nda düzenlediği basın açıklamasıyla, 23 kişi vicdani reddini açıkladı. Lise Anarşist Faaliyet ve Anarşist Gençlik’te ‘Militarizmi Reddet’ pankartıyla Tünel’den Galatasaray Meydanı’na bir yürüyüş gerçekleştirdi. Burada Vicdani Ret Derneği ile bir araya gelerek basın açıklamasına katıldı.
Basın açıklamasını okuyan VR-DER Eşbaşkanı Gökhan Soysal, açıklamada yakın zamanda ölen Kenan Evren’in yaşamları gasp eden militer kültürün sürdürücüsü olduğunu hatırlatarak “Dünden, bugüne, şiddetini miras bırakan cuntacılara, bizleri yok sayarak, yaşamlarımız üzerinden iktidarlarını daim kılmak isteyen ordulara karşı direniyoruz” dedi.
Askeri darbeden bu yana 33 yıl geçse de hiçbir şeyin unutulmadığını vurgulayan Soysal, “Şimdi de, katillere bu şekilde söylüyoruz. ‘Reddetmeyelim de katil mi olalım, vicdanı retçiyiz, netekim” diye konuştu.
Yapılan basın açıklamasının ardından 23 kişi “özgür bir yaşama olan inancımla reddediyorum” diyerek vicdani reddini açıkladı.
Bu haber Meydan Gazetesi’nin 27. sayısında yayımlanmıştır.
The post İstanbul’da 23 Kişi Vicdani Reddini Açıkladı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>