The post Soma Katliamı’nın Sorumlularına Ödül Gibi Terfi appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Geçtiğimiz yıl 13 Mayıs günü gerçekleşen Soma katliamında 301 maden işçisi yaşamını yitirmiş, katliamın asıl sorumlusu olan şirket ve devlet yetkilileri, sorumluluğu üzerlerinden atmak için her türlü yolu denemişlerdi. 301 işçinin yaşamına mal olan katliam ile ilgili Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada önce sadece şirket yetkilileri yargılamaya başlandı. Bu duruma karşı yoğun tepki gösterilerek, sadece şirket değil devlet de yargılansın denilmişti. Davada son olarak 46 şirket ve devlet yetkilisi “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma”, “neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama” suçlarından 301 defa 2 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor. Devlet bir yandan katliamın sorumlularının yargılandı izlenimi verirken, öte yandan yargılanan 46 kişiyi de aklamaya çalışıyor. Davanın son duruşmasında yargılanan 46 kişiden TKİ( Türkiye Kömür İşletmeleri) mühendisleri Adem Ormanoğlu ile Efkan Kurt’un yeni görevlere terfi ettirildiği ortaya çıktı. Adem Ormanoğlu TKİ Kontrol Şube Müdürlüğü’nde Başmühendis, Efkan Kurt ise aynı birimde maden mühendisiydi. Katliam ve sonrasında açılan davada bu iki devlet yetkilisinin aklanması amacıyla terfi ettirildi. Adem Ormanoğlu katliamın yaşandığı maden ocağının bulunduğu bölge olan Eynez Kömür Sahası’ndan sorumlu TKİ Kontrol Şube Müdür Vekili yapılırken Efkan Kurt ise Soma Kömür İşletmeleri A.Ş’nin Işıklar ve Ata Bacası maden ocaklarının bulunduğu Geventepe Bölgesi TKİ Kontrol Şube Müdür vekili görevine getirildi. Ödül gibi gerçekleşen bu atamaları öğrenen madenci aileleri ise bu duruma isyan etti. Aileler, katliamın sorumlusu olan devlet yetkililerinin ödüllendirilmesinin yeni katliamlara yol açacağını belirtiyor.
Bu haber Meydan Gazetesi’nin 28. sayısında yayımlanmıştır.
The post Soma Katliamı’nın Sorumlularına Ödül Gibi Terfi appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post ” İhbar Et, Para Kazan ‘Muhbir Vatandaş’ ” – Mercan Doğan appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Devlet terörünün had safhaya ulaştığı günlerden geçerken, 31 ağustos 2015 tarihli resmi gazetede yayınlanan yönetmelik ile yürürlüğe yeni bir uygulama girdi. Kısaca “ihbar et, para kazan” olarak özetleyebileceğimiz “Muhbir Vatandaş” uygulaması, devlet iktidarlarının özellikle baskısını arttırdığı dönemlerde başvurduğu bir yöntem olarak karşımıza çıkar.
ABD Tipi Terörle Mücadele
Western filmleri denilen kovboy filmlerini düşündüğümüzde, gözümüzün önüne sallanan bar kapısı, çift tabancalı atlı kovboylardan sonra, üzerinde “Wanted”(Aranıyor) yazan ve kellesine ödül konulmuş haydut fotoğrafları gelir. Kasaba halkından biri bu hayduta rastladığında, halkın iyiliği için hemen şerife bildirip ödülü kapmalıdır. Elbette bu uygulama ABD’de, Teksas ve kovboy filmleriyle sınırlı değildir.
Muhbir Vatandaşlık uygulaması, ABD’de 1950’lerde Wisconsin’in sağcı senatörü Joseph McCarthy döneminde yoğunlaşmıştır ve günümüzde de sürmektedir. Şu an uygulamada olan Dışişleri Bakanlığı’nın Diplomatik Güvenlik Bürosu’nun başlattığı “Uluslararası Terörizm ile Savaşma Yasası” kapsamında, muhbirlere 1 ile 25 milyon dolar arasında değişen para ödülleri verilir.
1984 yılından bugüne kadar ABD hükümeti, 60 muhbire toplamda 100 milyon dolar ödül vermiştir.
İstibdat Döneminin “Jurnalci”sinden Darbelerin “Sayın Muhbir Vatandaşlar”ına
Muhbirliğin tarihi, dünyanın dört bir yanında olduğu gibi bu topraklarda da oldukça eskilere dayanır. Resmi tarih yazıcılarının kaynaklarına göre, yasaklarıyla ünlü IV. Murat, muhbir kullanan ilk padişahtır. Ancak II. Abdülhamit’in 1877-1908 yılları arasında I. Meşruiyet’e son vererek uyguladığı baskıcı dönem denilen İstibdat döneminde, Balkanlar’da bulunan ittihatçiler başta olmak üzere tüm muhalif kesimlerin gammazlanmasıyla dilimizde ve aklımızda yer etmiştir jurnalcilik (muhbirlik).
TC’de ise özellikle 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 dönemlerinde başvurulan bir yöntem olmuştur. Bu dönemlerde sıkıyönetim komutanları halkı, postayla gönderdikleri “Sayın Muhbir Vatandaşlar” diye başlayan bildirilerle muhbirliğe teşvik etmiştir.
Erdoğan’ın Muhbirlik Çağrıları
Erdoğan’ın, 2013 Temmuzu’nda Taksim Direnişi ve sonrasında gerçekleştirilen tencere tava çalma eylemlerini işaret ederek komşuyu rahatsız etmenin suç olduğunu söylediğini hepimiz hatırlarız. Tencere tava çalanın, esasında kendisine biat etmeyenlerin, dava edilmesi gerektiğini halka salık vermişti Erdoğan.
2013’ün Kasım ayında ise, yine devlet iktidarının başlattığı “kızlı-erkekli ev” tartışmaları doruk noktasına ulaşmış; duyarlı insanların kızlı-erkekli kalan komşularını polise ihbar etmesi gerektiği konuşulmuştu. Polis de bu gençlerin ailelerine haber verecekti.
Aradan bir yıl geçip 2014 Kasımı’na gelindiğinde “Esnaf gerektiğinde askerdir, alperendir, kahramandır, polistir, hakimdir” sözleriyle esnaflara yaptığı çağrının ardından, 2015 Ağustosu’nda yaptığı Muhtarlar Toplantısı’nda Erdoğan, muhtarlara bu süreçte çok iş(!) düştüğünü söylemişti. “Benim muhtarım, hangi evde kim var? Gelecek, gayet uygun ve sakin bir şekilde kaymakamına, emniyet müdürüne bildirecek” demişti.
Devlet İktidarının Yeni Nesil Muhbirleri
Son olarak yürürlüğe giren bir uygulamayla, önceki açıklamaların kapsamı genişletilmiş ve detaylandırılmıştır denilebilir. Öncelikle ödüllendirilecek muhbirin sivil olması ve “teröristler” hakkında verdikleri bilgiyi istihbarattan, emniyetten, ordudan almamış olması gerekiyor. Ve herhangi bir şekilde, söz konusu suça katılmamış olması. Ödül miktarını, ihbar edilen bilginin niteliğine göre “Ödül Komisyonu” belirleyecek ve üst limit 200.000 tl olarak belirlenmiş durumda. Ancak “terör” örgütlerinin üst düzey yöneticileri yakalatıldığında bu ödül içişleri bakanının da onayıyla 20 kata kadar arttırılıp 4 milyon tl’yi bulabilir. Birden fazla kişiyi yakalatan, her biri için ayrı ödül alabilir.
Herkesin birbirine yöneltebileceği “terörist” suçlamasının önünü açan bu yönetmelik, devletin, toplumu genleriyle oynamaya yönelik bir politikasıdır. Devletin bu uygulamasıyla, baskısını arttırıp iktidarını güçlendirmeye çalışırken kendisine sorun yaratan -toplumda var olan- dayanışma genini değiştirerek paranoya ve düşmanlığa dönüştürmeye çalıştığını söyleyebiliriz.
Mercan Doğan
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 28. sayısında yayımlanmıştır.
The post ” İhbar Et, Para Kazan ‘Muhbir Vatandaş’ ” – Mercan Doğan appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post “Kapitalizme uyumlu Doğru Yaşam” Ödülü Sihirbaz Hayrettin’e appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>“Alternatif Nobel” olarak da bilinen Doğru Yaşam Ödülleri (Right Livelihood Awards) kapsamındaki Onur Ödülü bu sene Türkiye’den TEMA Vakfı Onursal Başkanı ve Kurucusu Hayrettin Karaca’ya verildi. Yapılan açıklamada ‘‘Başarılı girişimciliği etkin çevrecilikle kaynaştırarak, doğal yaşamın korunması ve doğru yönetimini yaşamı boyunca bitmez tükenmez bir enerji ile desteklediğinden ve savunduğundan dolayı sayın Hayrettin Karaca, onur ödülüne lâyık görülmüştür” denildi.
Cem Boyner, Aydın Doğan, Faruk Eczacıbaşı, Rahmi Koç, Halis Komili, Osman Kavala, Mustafa Balbay, Sabri Ülker, Fikret Evyap, Hüseyin Özdilek, Asım Kocabıyık, Orhan Yavuz, Nihat Gökyiğit gibi birçok şirket sahibi isimlerin kurucusu olduğu “çevreci” TEMA’nın onursal başkanı Hayrettin Karaca’nın bu ödüle layık görülmesi pek şaşırtıcı değil. TEMA vakfının “kardeş” oluşumu Greenpeace’in Almanya Kurucu Başkanı Monika Griefahn’ın ve yine Greenpeace’in Latin Amerika Kurucu Başkanı Tani Adams’ın jüride olması ödülün Hayrettin’e verilmesini açıklıyor.
TEMA’nın bünyesinde barınan bu şirketlerin (HES) Hidro Elektrik Santral ihaleleriyle yaşamı birer rant aracına dönüştürmelerine rağmen, hokus pokuslarla şirketleri çevreci göstermeyi başaran sihirbaz Hayrettin’in körler sağırlar birbirini ağırlar kampanyasında onur ödülü alması tam isabet olmuş. Sadece HES değil, nükleer ve termik gibi ekolojik ve sosyal yaşamı yok eden başka ihalelerin altında da yine bu isimlerin imzası var. İşbirliği ve organizasyon inanılmaz derecede büyük. Devlet örtük yasalarla şirketlerin ve sahiplerinin işini kolaylaştırmak için her türlü zemini hazırlıyor. Şirket elemanları bu projelerin uygulanacağı bölgelerde halkı kandırma peşinde cirit atıyorlar. Şirketler “sosyal sorumluluk” projeleriyle sempatiyle katlediyor. Bazı Sivil Toplum Kuruluşları ve doğa dernekleri, “Truva atlığına” soyunan aracılar durumunda. Şimdi de küresel çapta bir otoriteye dönüşmüş nobellerle bu sihirbazların etkilerini arttırmak istiyorlar. Küresel kapitalizm, anlaşılan o ki yaşamın talan edilmesini görünmez kılan Hayrettin’in yaptığı sihirbazlıkları beğenmiş ki ödüllendiriyor. Ve ödülü hak eden Hayrettin ise artık daha daha “onurlu” bir sihirbaz oldu.
The post “Kapitalizme uyumlu Doğru Yaşam” Ödülü Sihirbaz Hayrettin’e appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>