osmanlı imparatorluğu – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Wed, 10 Feb 2016 06:40:26 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 Devlet Tehcire Hazırlanıyor – Halil Çelik https://meydan1.org/2016/02/10/devlet-tehcire-hazirlaniyor-halil-celik/ https://meydan1.org/2016/02/10/devlet-tehcire-hazirlaniyor-halil-celik/#respond Wed, 10 Feb 2016 06:40:26 +0000 https://test.meydan.org/2016/02/10/devlet-tehcire-hazirlaniyor-halil-celik/ Bir gariptir devletlerin hikayeleri. Aynı iktidar temellerinden oluşmuş aynı yöntemlerle kabul ettirirmeye çalışırlar iktidarlarını. Mesela işgal ederler halkların yaşam alanlarını. Çerokiler, Çikasovlar, Çoktavlar, Krikler ve Seminoleler gibi kabilelerin yaşam alanlarını gasp ederek bu yaşam alanı üzerine kurulan ABD gibi veya Keltlilerin yaşam alanlarından biri olan İrlanda’yı işgal eden Roma İmparatorluğu ve İngiltere devletleri gibi. Katliamlar […]

The post Devlet Tehcire Hazırlanıyor – Halil Çelik appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
TEHCİR

Bir gariptir devletlerin hikayeleri. Aynı iktidar temellerinden oluşmuş aynı yöntemlerle kabul ettirirmeye çalışırlar iktidarlarını.

Mesela işgal ederler halkların yaşam alanlarını. Çerokiler, Çikasovlar, Çoktavlar, Krikler ve Seminoleler gibi kabilelerin yaşam alanlarını gasp ederek bu yaşam alanı üzerine kurulan ABD gibi veya Keltlilerin yaşam alanlarından biri olan İrlanda’yı işgal eden Roma İmparatorluğu ve İngiltere devletleri gibi.

Katliamlar yaparlar mesela. 1794’te Varşova’da 20.000 Polonyalı’yı katleden Rus devleti gibi; 1838’de 300 Aborjin yerlisini katleden Avustralya devleti gibi; Aralık 1937’de 26.000 Nanking’liyi katleden Japonya devleti gibi.

Soykırım vardır devletlerin yöntemlerinde. 1920-30 yılları arasında Nordik ırkının arılığını korumak gibi bir safsata yüzünden Tater(Göçer) kadınlarını zorla kısırlaştırmış, insülin ve elektroşok yöntemleri ile soykırım yapmıştır Norveç devleti. Almanya devleti Büyük Alman İmparatorluğu’nu kurmak ve mükemmel Alman ırkını yaratmak safsatalarına sığınmış ve farklı etnik kökenden 21 milyon insanı topluca kurşuna dizmiş, toplama kamplarında, fırınlarda yakmış, gaz odalarında zehirlemiştir.

Bizim coğrafyamızda kurulan devletlerin de tarihinde vardır işgal, katliam, soykırım. Ama buralarda bir başkadır adı sanı her şeyin. Üçünü de içinde barındıran bir yöntem vardır mesela: TEHCİR. Tehcir, Osmanlı’dan bu yana Anadolu, Mezopotamya ve Ortadoğu’da uygulanır. Hicret’ten gelir tehcir. Hani şu Müslümanların İslam yok olmasın diye Kureyş kabilesinin zulmüne karşı Mekke’den Medine’ye kısa süreliğine göç ettikleri hicret.

Osmanlı İmparatorluğu devleti, tehciri kutsal kitaba dayandırır, Hicret’i anlatan Haşr süresine. İroni midir intikam mıdır bilinmez ama bu kutsal kitaba dayanarak hakimiyeti altındaki coğrafyalarda halklara dayatmıştır tehciri. Türk alevisi Dedeşeli Oymağı’ndan tutalım da Ermenilere kadar uygulanmıştır. Sırf güçlerini göstermek için Karamanoğulları Türklerini Sudan’a Mısır’a ve İran’a diyerek tehcir etmiştir Osmanlı. Bu tehciler ile halkların yaşam alanları, devletin hakimiyet alanı olmuş; tehcire maruz kalan insanların büyük bir kısmı ya yol ve hava şartları ya da tehciri uygulayan devlet görevlilerinin yanlış uygulamaları gibi bahanelere sığınılarak katledilmiştir. Tehcire rağmen yaşamayı sürdürebilenler ise farklı bir etnik köken, farklı bir din, farklı bir mezhep tarafından en iyi ihtimalle asimilasyona uğratılmış; soykırıma maruz kalmıştır.

Kuruluşundan bugüne Türkiye Cumhuriyeti devleti ise coğrafyamızda yaşanan tehcirleri asla kabul etmemiştir. Hatta tehciri kelime olarak dahi kullanmamış, kullandırtmamıştır. Yeri geldiğinde zorunlu göç, yeri geldiğinde etnik temizlik, yeri geldiğinde Türkleştirme. Evet, TC devletinin tehcir uygulamaları vardır ve coğrafyamızda yaşayan Lazlar, Çerkesler,Ermeniler defalarca tehcire maruz kalmıştır.Kürtler ise bugün hala daha tehciri en yalın haliyle yaşıyor.

Bugün Kürdistan coğrafyasının kuzeyinde, il il, ilçe ilçe, mahalle mahalle bir savaş yürütülüyor. Bu savaş, anlatılan tarihin savaşları gibi, devletler arası bir savaş değil; TC devleti ile Kürt halkı arasında bir savaştır. Devletin, on yıllarca savaşarak bitiremediği Kürtlerin, bir kez daha savaşarak ezilmek istendiği bir savaş. Bu savaşta her türlü yolu denemeye başlayan TC devleti, son olarak bir tehcir hazırlığı içerisine girmiş bulunuyor. Amed’den Cizir’e evlerini bombalayararak talan ettiği, cenazelerini günlerce sokaklarda bekleterek öfke kustuğu Kürt halkını şimdi de kendi coğrafyasından göç ettirmeyi planlıyor. Amed Sur halkı için “Nitelikli Kentsel Dönüşüm”, “ Terör Master Planı” adını verdikleri projeleri ile daha önce 90’lı yılların köy yakmalarında kullandığı yöntemleri ve daha fazlasını kullanıyor.

Ancak artık ne 90’lı yıllardayız ne de tehcir ile korkuttukları halklara “Sizi Rakka’ya süreriz” diyen Osmanlı İmparatorluğu’nda. Bugün kendini Osmanlı’nın torunu ilan edenler meraklanmasın, Kürt halkı yürüyor..yürüyor. Bir iki güne kadar Rakka’ya, ordan doğrudan Ankara’ya!

Halil Çelik
[email protected]

Bu Yazı Meydan Gazetesi’nin 31. sayısında yayımlanmıştır.

The post Devlet Tehcire Hazırlanıyor – Halil Çelik appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2016/02/10/devlet-tehcire-hazirlaniyor-halil-celik/feed/ 0
“Osmanlı Döneminde Bulgaristan’daki Anarşistler” – Zlatko F. https://meydan1.org/2015/02/17/osmanli-doneminde-bulgaristandaki-anarsistler-zlatko-f-2/ https://meydan1.org/2015/02/17/osmanli-doneminde-bulgaristandaki-anarsistler-zlatko-f-2/#respond Tue, 17 Feb 2015 17:00:20 +0000 https://test.meydan.org/2015/02/17/osmanli-doneminde-bulgaristandaki-anarsistler-zlatko-f-2/ Bulgaristan’daki anarşist görüşün kökenlerini erken Ortaçağ Slav komünlerine bağlayan birçok kanıt vardır. Bu komünler o kadar eşitlikçidir ki, bazı Bizans tarihçileri bu düzeni “anarşi” olarak adlandırıyorlardı. Bu topraklarda devlet gücü iyice yerleştikten sonra, ezilenlerin mücadelesi çoğunlukla dini tarikatlar biçiminde olmuştur. Bunların en güçlüsü olan Bogomilizm; yasaları, vergileri, devleti ve dini otoriteyi reddetmesiyle anarşist düşünceye yakın […]

The post “Osmanlı Döneminde Bulgaristan’daki Anarşistler” – Zlatko F. appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Bulgaristan’daki anarşist görüşün kökenlerini erken Ortaçağ Slav komünlerine bağlayan birçok kanıt vardır. Bu komünler o kadar eşitlikçidir ki, bazı Bizans tarihçileri bu düzeni “anarşi” olarak adlandırıyorlardı.

Bu topraklarda devlet gücü iyice yerleştikten sonra, ezilenlerin mücadelesi çoğunlukla dini tarikatlar biçiminde olmuştur. Bunların en güçlüsü olan Bogomilizm; yasaları, vergileri, devleti ve dini otoriteyi reddetmesiyle anarşist düşünceye yakın düşer.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde ise, ezilenlerin toplumsal mücadelesi hajduk (haydut) gruplar biçimini almıştır. Bunların çoğu, eşkıya olsalar da, yoksul halkla iyi ilişkilenmiş ve takdir edilmişlerdir.

Hajduklar, adalet ve özgürlük savaşçıları olarak o kadar ün kazanmışlardır ki, Bulgar “rönesansı” döneminde (19. yüzyılın ikinci yarısında), milliyetçi hareketin eğitimli özgürlük savaşçıları için bir model ve örnek olmuşlardır. Bütün baskıların öyle ya da böyle İmparatorluk eliyle gerçekleştirildiği bu zamanlarda, İmparatorluğu yok etmekle, Bulgar halkı adına bağımsız bir ulusal devlet kurmak arasındaki farkı anlayan çok insan yoktu. Yine de özgürlük savaşçılarının hareketi içinde Balkan Halkının Federasyonu için, hatta devletsiz bir toplum kurulması için, güçlü bir eğilim vardı.

Bulgaristan’daki devrimcilerin ve uluslararası örgütlü anarşizmin ilk teması 1869 Nisanında oldu. “Genç Bulgaristan” örgütünden iki temsilci, Cenevre’de Mikhail Bakunin ve Sergey Neçhaev’le buluştular. Aynı yıl Bakunin, dergisinde “Bulgar Devrimi İçin Bir Taslak” yazdı; Neçhaev de “Kolokol” dergisinde, Türk ve Romanya devletlerine karşı Bulgar özgürlük davasını desteklediğini belirtti; Romanya’da bulunan Bulgaristanlı devrimcilerle ve özellikle, Neçhaev’in “Devrimcinin El Kitabı”nı dağıttığı için birkaç ay boyunca tutsak edilen Hristo Botev’le kalıcı bir ilişki kurdu. Nikolay Meledin ve Nikolai Sudzilovsky gibi Rusya’da bulunan başka anarşistler de Bulgaristan’daki devrimcilere yabancı değildir, ama bunlar resmi Bulgar tarihinde geniş ölçüde görmezden gelinir.

Bağımsız Bulgar krallığının (1880’lerde) kurulmasının hemen ardından, ideolojik olarak modern anarşizme çok yakın olan “Pauperlikers” adında özgür bir toplumsal hareket ortaya çıkmıştır. Çoğunlukla güncel metinlerin Bulgarcaya çevirilerini yapmışlardır. Hareket, 15 yıl içinde kapitalist toplum ve yerel Marksist parti liderlerinin cadı kazanında erimiştir.

Birinci Dünya Savaşı öncesinde Bulgaristan halkı için en popüler politik mesele Osmanlı İmparatorluğu sınırlarında kalanların kurtarılmasıdır. Bu yüzden (1890’ların sonunda) oluşan ilk anarşist çevreler daha çok bu meseleye yoğunlaşmışlardır.

Bugün, bunların en bilineni “Tayfalar”dır. Cenevre’de Bulgarca anarşist metinler yayınlayıp dağıtan küçük bir öğrenci grubu olan “Cenevre Atölyesi”nden başlamış; Bulgaristan’a dönmeleriyle birlikte daha geniş bir grup oluşturarak kendilerine “Gemiciler” adını vermişlerdir. Grubun faaliyetlerinin çoğu Osmanlı İmparatorluğu’na karşı olmuştur. En büyük eylemleri II. Abdülhamit’e karşı suikast girişimi, İstanbul’daki Osmanlı Bankası’nı bombalama girişimi ve başarıya ulaşan, Selanik’teki Osmanlı Bankası’nın bombalanmasıdır (1 Mayıs 1903). Bu eylemler, İmparatorluğun içindeki Batı kapitaline yöneliktir, yani İmparatorluğun kendisine.

“Gemiciler”in fedakar ve yürekli eylemleri, özellikle Bulgaristan’da, örgütlü özgürlük hareketleri üzerinde anarşist düşüncenin etkili olmasını sağladı. Fakat aynı yılın sonunda gerçekleşen Ilinden-Preobrazhenie Ayaklanması’nı hazırlayan süreçte yer alan başka yüzlerce anarşist vardır. Ayaklanma ile birlikte bir toplumsal devrimin yaşandığı Stranca’da halkı örgütleyen Mihail Gerdzhikov, önemli bir anarşist ve (örgütün öncülü) FAKB’nin kurucularındandır. Ayaklanmayı örgütleyenlerin, katılanların, ünlü şarkılarda anılanların çoğu iyi bilinen anarşistlerdir ama bunlar sonradan, insanların kendi tarihinin bilgisi tümüyle devlet propagandası egemenliğine girmeye başladığında, rahatça unutulmuştur.

Balkan Savaşları’ndan sonra Bulgaristan sınırları dışındaki Bulgaristan halkının özgürleştirilmesi davası tamamen devlet propagandasına ve devlet-güdümündeki hareketlere dönüşmüştür. Anarşist hareket de faaliyetlerini sınırların içindeki mücadeleye ve Bulgaristan devletine karşı yönlendirmiştir. Bu yıllar, gittikçe yayılan devlete karşı harekete geçmenin birçok insana doğal geldiği, hareketin en güçlü yıllarıdır. Fakat bu başka bir hikaye.

Zlatko F.

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 24. sayısında yayımlanmıştır.

The post “Osmanlı Döneminde Bulgaristan’daki Anarşistler” – Zlatko F. appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2015/02/17/osmanli-doneminde-bulgaristandaki-anarsistler-zlatko-f-2/feed/ 0