ÖYM – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Sat, 10 May 2014 09:16:14 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 Yalınayak: Yeniden Yargılama https://meydan1.org/2014/05/10/yalinayak-yeniden-yargilama/ https://meydan1.org/2014/05/10/yalinayak-yeniden-yargilama/#respond Sat, 10 May 2014 09:16:14 +0000 https://test.meydan.org/2014/05/10/yalinayak-yeniden-yargilama/ Son zamanlarda cezaevlerinden tahliyelerle gündemimize giren “yeniden yargılanma hakkı”nı, devletin düzmece tutanaklarıyla, iddianameleriyle uzun yıllardır tutsak ettiği bir mahkumdan dinledik. Gazetemize Kırıklar F Tipi Cezaevi’nden mektup yollayan Umut Fırat Süvarioğulları, uzun yıllardır yaşadığı tutsaklıkla birlikte, artık sıklıkla dillendirilen “yeniden yargılanma hakkı”nı değerlendirdi. 20 yıl önce, Aydın Emniyet Müdürlüğü’nde ağır işkence sonucu imzalatılan düzmece tutanaklar sayesinde […]

The post Yalınayak: Yeniden Yargılama appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Son zamanlarda cezaevlerinden tahliyelerle gündemimize giren “yeniden yargılanma hakkı”nı, devletin düzmece tutanaklarıyla, iddianameleriyle uzun yıllardır tutsak ettiği bir mahkumdan dinledik. Gazetemize Kırıklar F Tipi Cezaevi’nden mektup yollayan Umut Fırat Süvarioğulları, uzun yıllardır yaşadığı tutsaklıkla birlikte, artık sıklıkla dillendirilen “yeniden yargılanma hakkı”nı değerlendirdi.

20 yıl önce, Aydın Emniyet Müdürlüğü’nde ağır işkence sonucu imzalatılan düzmece tutanaklar sayesinde tutuklanıp, Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde sadece iki duruşmasına katıldığım göstermelik yargılamam yapıldı. Polisin hazırladığı düzmece tutanaklar dışında, arkadaşımın evinden alınan 20 adet Özgür Gündem gazetesi ve yedi Kürtçe teyp kasedi dışında tek bir delil ve tanık olmadan 17 faili meçhul olayın-ki birçoğu aslında hiç yaşanmamış, silah dahi kullanılmamış, kimsenin ölüp yaralanmadığı adli olaylardı- faili gösterilerek, anarşizan aktivist olmama rağmen örgüt üyesi olarak idamla yargılanıp, müebbet hapis cezasına çarptırıldım.

Bize işkence yapıp tutanakları hazırlayan terörle mücadele polis çetesi, bizden bir yıl önce gözaltına alınarak işkenceyle katlettikleri Baki Erdoğan adındaki devrimci nedeniyle 2002 yılında mahkum olup beşer yıllık ceza alarak, meslekten atıldılar. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu davada T.C Devleti’ni 100 bin Euro ceza ödemeye mahkum etti ve bu dava hükümetin “işkenceye sıfır tolerans” demagojisine vesile oldu. İşte bu profesyonel işkenceciler, haklarında dava açılmadan on gün önce mahkememizde ifade vererek, hazırladıkları tutanakların “samimi ifadelerimiz olduğunu ve işkence yapmadıklarını” söylemişlerdi. Bunun üzerine hem tescilli işkencecilerin mahkumiyet kararı, hem belgelerin sahteliği ve suç uydurma gerekçeleriyle, bugün gündeme getirilen CMK 311. Madde gereğince zaman içinde iki kere yargılama için başvurmuş, ancak gerekçe bile gösterilmeden reddedilmişti.

AİHM’de 1999’da avukatımızın yaptığı başvuru neticesinde DGM’nin “bağımsız ve tarafsız olmadığı, bu nedenle adil yargılama yapamayacağından” hareketle T.C Devleti’ni mahkum edip, 2003 yılında “yargılanmanın yenilenmesi” kararını verdi. Devlet bu kapsamda AİHM tarafından karara bağlanan 221 dosyayı 10 yıl boyunca kendi hukukuna ve “evrensel normlara” aykırı biçimde yeniden yargılamayı kabul etmedi. Bunun nedeni, 221 dosyadan birinin Abdullah Öcalan’a ait olmasıydı. “Kişiye göre hukuk olmaz” diyen devlet bunu engellemek için özel yasa çıkardı. Son birkaç yıldır AİHM’yle iktidarın görüşme trafiğiyle bu yükten kurtulmak için müzakereler yapılmış ve sadece Abdullah Öcalan dosyası dışarıda bırakılarak 4. Yargı Paketi’nde 220 dosya için yeniden yargılanma önündeki kısıtlayıcı engeller kaldırıldı. Bu hukuksuzluğa itiraz eden tek bir ses duymadık. Yasa 11.04.2013’te çıkmasına karşın 10 aydır TMK’dan sorumlu mahkemeler tarafından başvurular ısrarla reddedilip, hakkın kullanılmaması için somut “adil yargılama yapılmamıştır” kararına rağmen dosyayı esastan değil usulen, dosya üzerinden ele alıp, duruşma açmadan kapatmak istenmektedir. Zaten iktidarın da kısıtlayıcı engeli kaldırmadaki gayesi, adil yargılanmanın sağlanması değil, her fırsatta Avrupa Bakanlar Komitesi’nin kendisine bu dosyaları hatırlatmasından kurtulmaktı.

Bizler DGM’nde yargılandık ve bu mahkemeler AİHM kararları ve nihayetinde göstermelik biçimde de olsa, iktidarca da “adil ve tarafsız olmadığı” kabul edilerek kapatıldı. Ancak on binlerce insan bu mahkemelerin “düşman hukuku” esaslarına göre verdiği kararlarla yıllardır hapishanelerde tutulmaya devam ediliyorlar. Aynı şekilde heyetler ve yargılama usulleri korunarak -ki değişseler de bir şey fark etmeyecekti- önce “Özel Yetkili Mahkeme” tabelaları sonra da “CMK 250 Mad. İle Yetkili” yani “terör” mahkemeleri tabelaları asıldı. Ama bizim dava örneğimizde olduğu gibi, bu son mahkemelerin ÖYM’lerden, DGM’lerden ve hatta ünlü İstiklal Mahkemeleri’nden hiçbir farkı yok. Öyle ki, CMK 250. Madde ile yetkili İzmir 8. Ve 10. Ağır Ceza Mahkemeleri yeniden yargılama konusunda, CMK 312. Maddesinin tutuklu veya tutuksuz olarak yargılamanın yapılması hususunda inisiyatifi mahkeme heyetine bıraktığı için, kendi keyfine göre, tutuklu yargılanma süresi 10 yıldan 5 yıla düşürülmesine rağmen yargılamanın tutuklu yapılması gerekçesine “infazın durdurulmasını veya erteleme gerektirir herhangi bir nedenin bulunmadığı, ileride telafisi imkansız zarara sebebiyet verecek bir durum olmadığından” yazabilmektedir. Adil yargılanmadığımız kararına rağmen ve dava henüz başlamamışken mahkeme bu gerekçesiyle, “yeniden yargılama yapsak bile, ben yine aynı kararı vereceğim, onun için tutuksuz yargılamam” demektedir. Bu gerekçeyi beş yıldır içeride olan Ergenekon ve Balyoz sanıkları için değil, 20 yıldır hapiste, hakkında yeniden yargılanma kararı verilmiş, 220 dosya hakkında özel yasa çıkarılmış insanlar için bu değerlendirmeyi yapıyor. Bu karardan, iktidarın da muhalefetin de haberi var. Neden iktidar 17 Aralık Operasyonu’nu yapan yargıçları görevden aldığı gibi bu yargıçları da görevden almıyor? Neden ana muhalefet Ergenekon ve Balyoz sanıklarını yeniden yargılatmak için çırpındığı, avukatlığını yaptığı gibi bu hali hazırda yeniden yargılanma kararları olduğu halde, tutuklu yargılanma kararı verilen 20 yılı aşkındır hapiste olan devrimciler için sesini çıkarmıyor? Bu gerekçeyi bize üç hakim yazmadı. İktidarıyla, muhalefetiyle, bu sistemi böyle kuran zihniyet eskisiyle, yenisiyle, paraleliyle, yamuğuyla bir bütün olarak devlet yazdı.

Şimdi yine göstermelik olarak daha önce yaptığı gibi ÖYM’leri de, TMK 250. Mad. İle yetkili “terör” mahkemelerini de kaldırıyorum diyor iktidar. İnanalım mı? Tabi ki hayır! TMK kapı gibi yerli yerinde duruyor ve yarım ağızla bunu da seçimden sonra kaldıracağım diyor. TMK var oldukça –ki hiçbir iktidar böyle özel yetkili kanun ve mahkemelerden asla vazgeçmez- kendi “paralel devleti”nde, diğer tüm muhalif devrimci kesimleri de bu yolla tasfiye edip, mutlak iktidarını derinleştireceğini düşünüyor. Tarih, iktidar zehrini böyle kana kana içenlerin mezar taşlarıyla doludur. Kulağımda Danton’un sesi çınlıyor: “Devrim Mahkemesini geçen yıl bu zamanlar ben kurmuştum, bundan ötürü Tanrı’dan ve herkesten af diliyorum.” Danton giyotine giderken geç de olsa özür dileme “erdem”ini göstermiş, Robespierre’nin kaldığı evin önünden geçerken “Robespierre, arkamızdan geleceksin” diye bağırmıştı. Bu öngörüsü üç ay sonra gerçekleşmişti.

Bir önceki iktidar odaklarından, bu mahkemeleri kuran ve en acımasız şekilde devrimcilerin, Kürtlerin ve diğer tüm muhaliflerin üzerinde kullanan aynı geleneğin temsilcileri Ergenekon ve Balyoz sanıklarından Danton gibi bir pişmanlık, özür duymadık. Aksine, “Terörden yargılananlarla(devrimciler ve Kürtler kastedilerek) bizi nasıl bir tutarsınız, şu-bu yapılacaksa biz istemeyiz vb.” sözlerini, nerede hata yaptık diyerek hayıflandıklarını, rövanş alma gayesiyle şu anki iktidara “sen de aynı akıbeti yaşayacaksın” tehditlerini çokça duyduk, duyuyoruz. Zira iktidarın zihniyeti farklı olmadığından, bunların düştüğü hataya düşmemek için, halen kendi iktidarını tahkim etmekle uğraşıyor.

Bu nedenle, yeniden yargılanma tartışmasının kendisi demagojiden başka bir şey değildir. Sadece hakimlerden değil, iktidardan da tükürdüğünü yalamasını beklemek ham hayaldir. Sözde hukuk devleti olmanın işareti olarak CMK’da yer alan bu madde, istisnai bile değil, son derece göstermeliktir. Belki 90 yıllık ülke tarihinde bir elin parmakları kadar bile böylesi bir yola başvurulmamıştır. Bireyi teferruat olarak gören iktidarların zihniyetinden doğal olarak, böylesi bir hassasiyet beklenemez. İktidarlar için bir gün bu yola başvurmak ihtiyacı doğarsa, bu da ancak yandaşlarını kurtarmak ve aklamak için olacaktır. Buna karşın, devrimci muhalefetin sistemin çelişkilerini değerlendirmemesi, göz ardı etmesi düşünülemez. Bu anlamda iktidarın hiçbir meşruiyeti olmayan kurumlarının deşifre edilmesi için fırsat doğduğunda mahkeme kürsülerini direncin ve isyanın sözleriyle araçsallaştırmaktan kaçınmayacağımız da kesindir.

 

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 17. sayısında yayımlanmıştır.

The post Yalınayak: Yeniden Yargılama appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2014/05/10/yalinayak-yeniden-yargilama/feed/ 0
“İM SYM YM OHM DGM ÖYM Muamması” – Davut Erkan https://meydan1.org/2014/03/05/im-sym-ym-ohm-dgm-oym-muammasi-davut-erkan/ https://meydan1.org/2014/03/05/im-sym-ym-ohm-dgm-oym-muammasi-davut-erkan/#respond Wed, 05 Mar 2014 14:46:42 +0000 https://test.meydan.org/2014/03/05/im-sym-ym-ohm-dgm-oym-muammasi-davut-erkan/ Her yasa paketi ile birlikte medyada bir “demokratikleşiyoruz” havası estiriliyor. Son dönemde de “özel yetkili mahkemeler” (ÖYM) kaldırılacak diye bir rüzgar esiyor. Bir dakika duralım burada, Özel Yetkili Mahkemeler, 3. Yargı Paketiyle zaten kaldırılmamış mıydı? Ne oldu, hortladı mı kaldırılan mahkemeler? Hem nedir bu Özel Yetkili Mahkeme etrafında kopan fırtınalar? Çok derine inmeyeceğiz, çok eskiye […]

The post “İM SYM YM OHM DGM ÖYM Muamması” – Davut Erkan appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Her yasa paketi ile birlikte medyada bir “demokratikleşiyoruz” havası estiriliyor. Son dönemde de “özel yetkili mahkemeler” (ÖYM) kaldırılacak diye bir rüzgar esiyor. Bir dakika duralım burada, Özel Yetkili Mahkemeler, 3. Yargı Paketiyle zaten kaldırılmamış mıydı? Ne oldu, hortladı mı kaldırılan mahkemeler? Hem nedir bu Özel Yetkili Mahkeme etrafında kopan fırtınalar?

Çok derine inmeyeceğiz, çok eskiye de gitmeyeceğiz. Esasen Özel Yetkili Mahkemeler söz konusu olduğunda Türkiye bakımından İstiklal Mahkemeleri, Sıkı Yönetim Mahkemeleri, Yassıada Mahkemeleri, Olağanüstü Hal Mahkemeleri ve Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nden bahsetmek gereklidir. Ancak konuyu daha kısa bir yazıyla, daha sade biçimde anlatabilmek adına onlara değinmeyeceğiz. Sadece şu son 1 buçuk-2 sene içerisinde bu mahkemeler üzerinde yapılan değişikliklerle meseleyi irdeleyeceğiz. Birkaç yasa değişikliği ile kısa bir gezintiye çıkacağız ve öyle sanıyor ve umuyorum ki tüm bu soruların cevabı kafalarda netleşecek.

Gezintiden önce kısa bir not düşelim: Sayılan mahkemelerin hepsinin ortak özelliği bu mahkemelerde olağan hukuk yerine “düşman ceza hukuku” diye tabir edilen olağandışı bir hukukun ve yargılama usulünün yürütülmesidir. Bu doktrine göre iki tür hukuk uygulaması yapılır. Birincisi sıradan vatandaşlara uygulanan hukuktur. Diğeri ise muhaliflere uygulanan düşman ceza hukukudur ki bunlar misyon mahkemeleridir. Olay yargılaması yapılmaz, kişi yargılaması yapılır. Usul kuralları uygulanmaz, maddi gerçek araştırılmaz. Önemli olan istihbarat notları ve polis fezlekeleridir.

ÖYM’ler 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250. maddesinde düzenlenmişti. 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren yasaya göre;

“Türk Ceza Kanununda yer alan;

a) Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen uyuşturucu veya uyarıcı Madde imal ve ticareti suçu,

b) Haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde cebir ve tehdit uygulanarak işlenen suçlar,

c) İkinci Kitap Dördüncü Kısmın Dört, Beş, Altı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar (305, 318, 319, 323, 324, 325 ve 332 nci Maddeler hariç),

dolayısıyla açılan davalar; Adalet Bakanlığı’nın teklifi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca yargı çevresi birden çok ili kapsayacak şekilde belirlenecek illerde görevlendirilecek ağır ceza mahkemelerinde görülür.”

Tartışmalar daha çok c bendinde yer alan suçlara ilişkin yargılamalara ilişkin olarak yürüdü. KCK davalarıyla binlerce Kürt siyasetçi cezaevlerine dolduruldu. Ergenekon, Balyoz gibi davalarla da ordu içerisindeki bazı kliklerin hükümete karşı darbe girişiminden bahisle yüzlerce asker ve sivil tutuklandı, yargılandı. Bu mahkemelerin talimatla çalıştığı herkes tarafından bilinen bir gerçekti. İktidar tarafından dillendirilmediği sürece görülmeyen gerçeklerden biri. Avukatların, daha mahkeme kararını açıklamadan -Samanyolu TV’den- kaç kişinin tutuklanacağını öğrenebildiğini belirtmekle yetinelim. Gülen Cemaati’nin hâkimlik-savcılık sınavları ve özellikle de mülakatlarında etkinliği ve AKP hükümetiyle ortaklık içerisinde olduğunu akılda tutarak.

Bağımsızlığı ve tarafsızlığı etrafında dönen tartışmalar sonucunda “3. Yargı Paketi” olarak bilinen 6352 sayılı yasanın 105. maddesi ile CMK’nın 250-251-252. maddeleri kaldırıldı. (Kanunun genel gerekçesinde “adil yargılama hakkının temini” amacına yönelik olarak bu değişikliklerin yapıldığı belirtilmişti.) Bir önceki cümleyi okuyan kişi böylece ÖYM’lerin kaldırılmış olduğunu düşünebilir, ancak öyle olmadı. Aynı yasanın 75. maddesi ile yeni ÖYM’ler kuruldu. (Hatırlayacaksınız “özgürlük mahkemeleri geliyor” diye öve öve bitirememişlerdi.) Madde bir yerden tanıdık gelecektir:

MADDE 75 – 3713 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Görev ve yargı çevresinin belirlenmesi, soruşturma ve kovuşturma usulü

MADDE 10- Bu Kanun kapsamına giren suçlar dolayısıyla açılan davalar; Adalet Bakanlığı’nın teklifi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca yargı çevresi birden çok ili kapsayabilecek şekilde belirlenecek illerde görevlendirilecek Ağır Ceza Mahkemeleri’nde görülür. Bu mahkemelerin başkan ve üyeleri adlî yargı adalet komisyonunca, bu mahkemelerden başka mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemez.”

“Haydaa, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” dediğinizi duyar gibiyim. Mantığı nedir ki bu hareketin? Bir cepten alıp bir cebe koymak bu… Evet, bir cepten alınmıştı ve hesaba göre başka birinin cebine konmuştu. Bu değişiklik yapılırken hükümet cephesinden de ÖYM’lerin tarafsızlığının ve bağımsızlığının kalmadığı çokça dillendirilmişti.

Devam edelim, aynı yasada enteresan bir ayrıntı vardı. Güçler dengesini ve mahkemelerin kime çalıştığını iyi gösteren bir ayrıntı. Geçici 2. Madde Fıkra 4: “Ceza Muhakemesi Kanunu’nun yürürlükten kaldırılan 250. maddesinin birinci fıkrasına göre görevlendirilen mahkemelerde açılmış olan davalara, kesin hükümle sonuçlandırılıncaya kadar bu mahkemelerce bakmaya devam olunur.”

Türkçesi şu; eski ÖYM’ler adil yargılama yapmadığı için kaldırıyoruz. Yerlerine adil yargılama yapacak yeni ÖYM’ler kuruyoruz. Ama eski ÖYM’ler ellerindeki dosyalarda adil olmayan yargılamalara devam edebilirler. Biraz daha sadeleştirelim: Ey cemaat, tabağındakini de bitir, sonra sofradan kalk! Sıra bizde…

Sonrasını yazmaya gerek yok, biliyorsunuz zaten. MİT krizi, 17 Aralık, savcıların görevden alınması, TIR’lar, emniyet içindeki yer değiştirmeler vs… Ve yine bir “ÖYM’leri kaldırıyoruz” döneminden geçiyoruz. “Düşman ceza mahkemeleri” el değiştiriyor.

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 16. sayısında yayımlanmıştır.

The post “İM SYM YM OHM DGM ÖYM Muamması” – Davut Erkan appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2014/03/05/im-sym-ym-ohm-dgm-oym-muammasi-davut-erkan/feed/ 0
Polis Şiddetini Haberleştiren Gazeteciye Hapis Cezası https://meydan1.org/2013/07/29/polis-siddetini-haberlestiren-gazeteciye-hapis-cezasi/ https://meydan1.org/2013/07/29/polis-siddetini-haberlestiren-gazeteciye-hapis-cezasi/#respond Mon, 29 Jul 2013 11:49:25 +0000 https://test.meydan.org/2013/07/29/polis-siddetini-haberlestiren-gazeteciye-hapis-cezasi/ DİHA muhabiri gazeteci Hamdiye Çiftçi, 5 yıl önce Hakkari’de düzenlenen Newroz kutlamaları sırasında yaptığı bir haberde, kutlamalara katılmak isteyenlere polisin uyguladığı terörü haberleştirince, Özel Yetkili Van Cumhuriyet Savcısı Durmuş Yiğit tarafından, “örgüt üyeliği” suçlaması ile iddianame hazırlanmış, mahkeme sonucunda KCK’li sayılıp 2 yıl tutuklu kalmıştı. Şimdi ise yine aynı savcı, bu haberde “terörle mücadelede görev […]

The post Polis Şiddetini Haberleştiren Gazeteciye Hapis Cezası appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

DİHA muhabiri gazeteci Hamdiye Çiftçi, 5 yıl önce Hakkari’de düzenlenen Newroz kutlamaları sırasında yaptığı bir haberde, kutlamalara katılmak isteyenlere polisin uyguladığı terörü haberleştirince, Özel Yetkili Van Cumhuriyet Savcısı Durmuş Yiğit tarafından, “örgüt üyeliği” suçlaması ile iddianame hazırlanmış, mahkeme sonucunda KCK’li sayılıp 2 yıl tutuklu kalmıştı.

Şimdi ise yine aynı savcı, bu haberde “terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerinin kimliklerini açıkladığı” gerekçesiyle Hamdiye Çiftçi hakkında ek bir soruşturma daha başlattı, bu yeni yargılamanın sonucunda ise Çiftçi 1 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Polisler hakkında başlatılan soruşturmada ise takipsizlik kararı verildi.

The post Polis Şiddetini Haberleştiren Gazeteciye Hapis Cezası appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2013/07/29/polis-siddetini-haberlestiren-gazeteciye-hapis-cezasi/feed/ 0