The post “Yolcu Tiyatro’dan JOKO’yu İzleyelim” appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Su deposunda çalışan bir işçidir Joko. Her sabah yaptığı gibi uyanır ve işine doğru yola koyulur. Birden sırtına biri atlar ve kendisini istediği yere götürmesini söyler Joko’ya. Reddeder Joko bu isteği ve kurtulur ondan. Sonra başka biri daha, sonra başka biri daha…
Aslında bu durumla karşı karşıya kalan sadece Joko değildir. Su deposunda çalışan diğer işçi arkadaşları da bu durumla karşılaşmışlardır. Ancak onlar, Joko gibi çok düşünmemişlerdir durumu. Sırtındakilerin paraları ve güzellikleri onları etkilemiştir.
Oysa yakışır mı böyle, başka bir insanı sırtında taşımak “insanlık onuru”na? “Çok parası olsa da insanın olmasa da ne fark eder ki onur duygusu yoksa?”
Joko dışındaki herkes başkalarının sırtlarında gezinenleri taşımaya devam ederler. İlerleyen günlerde, Joko’nun sorgulama süreci yerini uyum sürecine bırakır. “Güçlüler kendilerini güçsüzlere taşıtırsa, üstelik bir de çok para verirse, belki taşır güçsüzler güçlüleri sırtında.”
Roland Topor, 1969 yılında kaleme aldığı Joko’nun Doğum Günü’nü (Joko’s Anniversary), 1989’da oyunlaştırır. Oyun yazarı, ressam, şair, yönetmen, film yapımcısı Topor’un gerçeküstücü ustalığını yansıttığı eserlerden biri olan oyun, Mine G. Kırıkkanat’ın çevirisiyle ve Ersin Umut Güler’in yönetmenliğinde Yolcu Tiyatro tarafından sahneleniyor.
Ezen-ezilen, boyun eğen-direnen, güçlü-güçsüz, satın alan-satın alınan, sorgulayan-sorgulamayan gibi zıtlıkların başarılı bir şekilde irdelendiği oyun, “İnsan, insanı taşımalı mıdır sırtında?” sorusuna cevap arıyor.
Oyun, Aralık, Ocak ve Şubat aylarında; Ortaköy Afife Jale Kültür Merkezi, Caddebostan Kültür Merkezi, Barış Manço Kültür Merkezi’nde ve Pulcherie sahnelenecek.
Bu Yazı Meydan Gazetesi’nin 35. Sayısında Yayınlanmıştır.
The post “Yolcu Tiyatro’dan JOKO’yu İzleyelim” appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Kopya Fanzin appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Meydan: Kopya Fanzin’in ismi nereden geliyor?
Aslında çok rahat tahmin edilenecek bir isim fanzin okurları veya fanzinciler tarafından. Herkesin ürettikleri, okudukları bir yığını oluşturur. Bizim ürettiklerimizde bu yığının içinde. Bu yığın, ne kadar büyür, devam eder bilinmez. Zaten bizde bir belirsizlikle çıktık yola. Aynılaşmaya verdiğimiz tepki de diyebiliriz kısaca Kopya için. İlk sayfayı çevirdiğinizde görürsünüz sorularımızı, Frankfurt Okulu’nda olduğu gibi bu aynılaşmanın karşısında yeni bir şey üretebilmek için, etrafımıza sora sora yürümeyi tercih ediyoruz, aynılaşmadan, kopyalanmadan.
Meydan: Kopya Fanzin’in ekibi nasıl oluştu?
2013 sonbaharıydı, bir edebiyat kulübünde tanıştık birbirimizle. Daha sonraki bir senelik süreçte hepimiz kendi yolumuza devam ettik. Grubun bir kısmı başka bir fanzin çalışmasında bir araya gelmişti zaten. Diğer arkadaşlarımızın da geçmişte yaptığı fanzin çalışmaları vardı. Hızlıca bir araya gelip kopya için konuşmaya başladık bile. Hem maddi hem manevi, fikirlerle, pratiklerle beraber bir uyum yarattık.Hiç sorun yaşamadık. Yazı istemek üzerinden başlayan ilişki, kolektif bir ilişki biçimine dönüştü, “patron”un olmadığı bir ekiptik biz ve 6 kişinin kurduğu bu ilişki, fanzin için hepimizi çok heyecanlandırdı.
Meydan: Sizce “fanzin dediğin” nasıl olmalıdır,kopya nasıl bir fanzin?
Ekonomik kaygılar gütmeyen, endüstriyel basıma karşı; içinde öne çıkan ya da çıkmaya çalışan birinin olmadığı bir ekip diyebiliriz kendimize. Öyle ki herkes aynı anda hem editör, hem yazı işleri müdürü, hem tasarımcı hem de çaycı olabiliyor.
Meydan: Koridor adında bir yazı çarpıyor gözümüze.Babaların her gün biraz daha otoriterleştiği ailelerdeki, bir çocuğun gözünden yazılmış bir yazı Koridor. Kopya Fanzin bu yazıya neden yer verdi?
Evet, fanzinlerde gözümüzün alıştığı yazıların dışında ama yaşamın çok içinde bir yazı. İlerleyen sayfalarda “Camerata Serisi” adlı yazıda, hikayenin bir nevi devamıyla karşılaşıyoruz. Yazıyı yazdık, yazıyı koyduk çünkü hikaye çok tanıdık, bizim hikayemiz. Belki okuyucularda bu ortaklığı kurar, “bizim hikayemiz” der, diye yer aldı bu yazı Kopya Fanzin’de.
Meydan: Kopya Fanzin neler okur?
Sırayla söyleyecek olursak; Çehov – Köpeğiyle Dolaşan Kadın, İtalo Calvino – Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu, Meral Özbek – Popüler Kültür ve Orhan Gencebay Arabeski, Stendhal – Kırmızı ve Siyah, İlhan Berk – Kanatlı At, Edward Said – Paralellikler ve Paradokslar, Kötülüğün Şeffaflığı – Jean Baudrillard
Meydan: Son olarak Kopya fanzin’e yazmak veya edinmek isteyenler nereden ulaşabilirler?
Sosyal Sahaf, Yolda Sahaf, Kadıköy 26A, Mary Jane, Siyah Kafe, İkinci Yeni. İzmir’de Yakın Kitabevi, Ankara’da Dost Kitabevi, Eskişehir’de Aşiyan Sahaf ve başka bir çok yerden ulaşabilirler. Yazı ve yorum paylaşımı için, biz buradayız: [email protected]
Gizem Şahin
[email protected]
Bu söyleşi Meydan Gazetesi’nin 28. sayısında yayımlanmıştır.
The post Kopya Fanzin appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Leyla Alaton’dan Aptalca Bir Açıklama! appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>“Babamla ben, doğru bildiğimizi söylüyoruz” diyerek aklındaki anarşist tanımını açmaya çalışan Alaton, patron olarak ekonomi sayfalarında, özel yaşamıyla magazin sayfalarında bolca yer bulan birisi olarak, bu ülkede doğru bildiğini söylediği için insanların başına neler geldiğini göz ardı ediyor. Kendi dilinde konuşmanın bile engellendiği bir coğrafyada bu kadar sıkça medyada olan Leyla Alaton’un, kimin dilinden konuştuğu belli olsa gerek. Binlerce işçinin yaşamlarını sömürerek servetine servet katan Alaton, bu kadar “anarşist” olsaydı, Davos’a gidemez, Dünya Ekonomik Forumu’nda seçilen “Geleceğin Liderleri”nden biri zaten olamazdı.
Sözlerini “kendine güveni olan bir gençlikten söz ediyorum” diye sürdüren Alaton, burda da muhtemelen kendi okuduğu ABD’deki New Jersey Fair Laigh Dickinson University’nin İşletme Bölümü’ndeki, master yaptığı Newyork University’de Sosyal Bilimler Endüstri Psikolojisi Bölümü’ndeki gençliği kastetmiş olmalı.
Her ne kadar şimdi kendine anarşist dese de tam bir burjuva edasıyla karşıladığı soruları, serbest piyasanın iyiliğinden burjuvazinin topluma olumlu nitelik kazandıran özelliklerine, kapitalist demokrasiden lüks yaşamın ihtiyaç olmasına varıncaya kadar geniş yelpazeli yanıtlarıyla kapitaliste yaraşır cevaplar vermiş. Hiç de aykırı olmayan, bildiğimiz bir kapitalistin ağzıyla…
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 4. sayısında yayımlanmıştır.
The post Leyla Alaton’dan Aptalca Bir Açıklama! appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>