The post MİT İnternet Yayıncılığına da Bulaştı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Eğer söz konusu taslak yürürlüğe girerse, internet üzerinden yayın yapma lisansı alabilmek için MİT ve Emniyet’ten izin alınması gerekecek. Radyo ve televizyon yayıncılığını da kapsayan taslak, internetten yayın yapan Netflix ve BluTV gibi platformları MİT’in ellerine bırakıyor.
Böylece internet yayını yapan platformlar da tıpkı televizyonda olduğu gibi sansüre uğrayabilecek. Sansürlenmesi gereken yerlere “bip” ya da mozaik uygulamayan platformlar ve kanallar doğrudan mahkeme kararıyla kapatılabilecek.
The post MİT İnternet Yayıncılığına da Bulaştı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post TC’nin İnternet ve Sansür Politikası 5651 appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Yeni 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun sözde yumuşatılarak meclisten geçti. Bizleri ilerleyen süreçte neler bekliyor, Türkiye’nin sansür konusunda dünyadaki yeri nedir, 5651 sayılı kanun sonrası ne olur, dünyada sansürlenen içeriklerin dağılımı ve bizdeki yansımaları ne olur tüm bunları merak etmekteyiz. İlk olarak, Türkiye’nin dünya internet sansürü haritasında nerede yer aldığına bir bakalım.
Yukarıda gördüğünüz harita (kaynak: wikipedia [4]) 2013 yılı dünya sansür haritasıdır. Ek olarak, diğer haritalar yerine renkleri için bu haritayı seçtim. Renklerin ifade ettiklerine gelirsek; radikal, oldukça, seçici, gözetim altında, düşük (ya da yok) ve veri yok şeklindedir. Haritaya Türkiye’de seçici bir sansür olduğu işlenmiştir. Bununla ilgili de hatırlarsanız çeşitli kelimelerin (haydar, mini etek, liseli vs.) filtrelendiği ve bunun üzerinden de sitelere erişimin yasaklandığını, TİB’in ise 2014 yılı itibariyle (muhtemelen bahsettikleri sistemin otomatik olarak engellediği siteler) 35702 siteyi, Türkiye’de ise toplamda 40124 sitenin engellediğini biliyoruz. Fakat 5651 sayılı kanun ile muhtemelen 2014 yılında Türkiye’de sansür oldukça veya radikal olarak renklendirilebilir bir hale gelebilir.
İkinci olarak, bizleri ilgilendiren diğer bir nokta dünyada sansürlenen içeriklerin ne olduğudur. Bu konundaki yüzdesel dağılım (kaynak: opennet initiative) [5] yukarıda görüldüğü gibidir [6].
Yoğunluğun bloglar ve siyasi partilerde olması -bence- çok önemli bir noktadır. Özellikle 5651 sayılı kanun ile Türkiye açısından değerlendirdiğimizde, ilerleyen süreçte muhalefet partilerine ve bloglara, ardından bağımsız basına doğru çok ciddi bir sansür dalgasının yayılabileceğini (bu kısmı benim öngörüm olarak alırsanız memnun olurum) söyleyebiliriz.
İnternette Sansürün İşleyişi
Yeni 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun‘un [7] içeriğini yukarıdaki sansür işleyişi şeması üzerinden anlatalım. Devlet, yasal düzenlemelerin yanında İSS’larını direkt olarak kontrol edebilmek için tüzüğünü kendi onayladığı Erişim Sağlayıcıları Birliği adında bir birliğe üye olmaya zorlamaktadır. Bununla birlikte, bu birliğe üye olmayan servis sağlayıcıların faaliyette bulunamayacaklarını da ayrıca belirtmektedir. Böylece, erişim engelleri ve veri takibi (phorm [8], dpi [9] vs.) taleplerinin bu birliğe yapılacağı, bunun bir sonucu olarak da taleplerin İSS’lere de yapılmış varsayılacağı söylenmektedir. Kısaca devlet, Erişim Sağlayıcıları Birliği ile İSS’leri direkt olarak kontrol edebileceği bir yapıya kavuşturmaktadır.
Ayrıca, yapılan erişim engelleri ve veri takibi için yasal bir koruma kalkanı da mevcuttur [10]. Bu koruma kalkanına göre; “TİB Başkanlığı personelinin, yaptıkları görevin niteliğinden doğan veya görevin yerine getirilmesi sırasında işledikleri iddia olunan suçlardan dolayı haklarında ceza soruşturması açılmasına TİB Başkanı için ilgili Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı, diğer personel için ise Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı’nın izni aranacak.” Bunu yukarıdaki veri takibi araçları ile ilişkilendirirsek sonucun ne kadar vahim bir boyutta olduğu çok net görebiliriz. Yani devlet, veri takibi için İSS’leri kontrol altında tuttuğu bir yapı içinde olmaya ve bu takipler sonucu doğabilecek suçların soruşturulması için de kendinden izin almaya zorluyor. Kısaca, beni bana şikayet edin demektedir.
Bir diğer nokta, yer sağlayıcıların (hosting firmaları) yasal düzenleme ile trafik kayıtlarını saklama süresi en az 6 ay en fazla 2 yıl olacak şekildedir. 5651 sayılı kanun TİB (MİT kökenli Ahmet Çelik) başkanına sansür için doğrudan yetki vererek -sözde- kanuna aykırı (örneğin, kişilik hakları bahanesi ile) fakat herhangi bir içeriğe erişim 4 saat içinde engellenebilecek (24 saat içinde mahkeme karar verecek) ve yer sağlayıcı kendisine bildirilen içeriği derhal çıkartmak zorunda kalacaktır. Gayri hukuki talepler ise tam bu noktada devreye girmektedir. Kendisiyle ilgili yapılan eleştiriden memnun olmayan bir “bakan” içerik hukuka uygun olsa bile (örneğin, özel hayatı bahane ederek) erişimi engelleyebilme yolu açılmış olacaktır [11]. Burada sadece bakanla sınırlamamak gerekir. İktidar, kendisini eleştiren tüm içeriklere ve bu içeriklerin birçoğu hukuka uygun olsa bile (örneğin, özel hayatı tekrar bahane ederek), erişime engelleyebilecektir. Diğer yandan, kayıt bilgilerinin nerede tutulduğu bu noktada çok önemli değildir. Kayıtların uzun süre tutulması ve istendiği takdirde (hukuka uygun olsa bile) devlete verilecek olması asıl problemdir. Fakat Ulaştırma Bakanı Lütfi Elvan, “kayıtlar devlette tutulmayacak” diyerek [12] insanları yanlış yönlendirmektedir. Kendisine tabi yaptığı sağlayıcılar, istendiği takdirde tüm kayıtları vermek mecburiyetindedir.
Devlet, içerik kaldırma ve kullanıcıya ait veri taleplerini içerik sağlayıcılarından istemekteydi. Fakat bununla ilgili olarak her zaman istediği sonucu alamamakta bazen de reddedilmekteydi [13]. Artık, içerik kaldırma ya da veri talebi ile uğraşmak yerine IP ve URL bazlı engelleme getirerek, kuracağı birlik üzerinden İSS’lerin hizmetlere erişimi engellemesini sağlayacaktır. Bu şu demek oluyor; örneğin, Twitter’ın (https://twitter.com) tamamen erişime engellenmesi yerine Twitter kullanıcılarından herhangi birinin (https://twitter.com/songuncelleme) içeriğinin erişime engellenmesi veya tamamen erişime engellenen bir sitenin DNS (VPN veya proxy hariç) değiştirilse bile erişilememesidir. Böylece, devlet yapmış olduğu erişim engeli ya da veri isteği taleplerinde reddedilse bile içeriğe ya da tamamen yer sağlayıcıya erişimi engelleyebilecektir.
Yukarıda anlattıklarımı en basit şekliyle bir kolunu şemaya uygun olarak kısaca tekrar anlatayım. Devlet, yasal bir düzenleme ile İSS’leri oluşturacağı birliğe üye yapmaya mecbur ederek İSS’lerin direkt kontrolünü sağlar. Böylece veri takibi ve erişim engelini de kendine yani tekele yükler. Bu da içeriğin kaldırılmasından engellenmesine, veri takibinden kullanıcının internetteki hareketlerinin izlenmesine kadar çok geniş çaplı bir alanı kapsar. Tüm bunları toparlayacak olursam, devlet kendi denetiminde ve üyeliği zorunlu tuttuğu bir birlik kurarak internette veri takibi ve erişim engelinin gayri hukuki yolunu açmış, ayrıca bunu yasal bir düzenleme ile yapmıştır. Bununla birlikte, Türkiye’de zaten radikal bir sansür mevcuttur. Bu konuda bir örnek (çoğaltılabilir elbette) göstermem gerekirse, hiç düşünmeden Guillaume Apollinaire Davası diyebilirim [14]. 5651 sayılı kanun ile oluşturulacak yeni birlik ve işleyiş de internette “seçici” olan sansürü “radikal” sansüre çevirecektir.
Son Sansür Uygulamaları
Yeni 5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayın Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun” tasarısı torba yasa içine konularak mecliste görüşmelerine başlandı. Fakat gelen tepkilerden sonra oturum 4 Şubat 2014 tarihine ertelendi. Tasarının TİB’e sağladığı koruma kalkanı ve MİT kökenli başkanların atanması [15] ile yerli NSA yapısına dönüşeceği defalarca belirtildi, yazıldı ve çizildi. Bununla birlikte, torba yasayla 5651 sayılı kanun henüz geçmemesine rağmen TİB hukuka aykırı olarak erişim engelleme ve içerik kaldırma taleplerinde bulunmaya başladı bile. Sırayla erişime engellenen siteleri ve gerekçelerine bir bakalım:
Vimeo
Vimeo [16], 8 Ocak 2014 tarihli karar [17] ile “müstehcenlik” gerekçesi ile erişme engellendi. Erişime engellenme asıl nedeni Başbakan’ın kardeşi Mustafa Erdoğan’a ait bir videonun sitede yer almasıydı. Video, özel hayatın gizliliğini ihlal etmektedir. Fakat bunun için Vimeo ile iletişime geçmek yerine siteye erişimin tamamen engellenmesi tercih edildi. İçerik silindikten ve Vimeo bir süre erişime engellendikten sonra karar kaldırıldı.
Soundcloud
Soundcloud [18], 16 Ocak 2014 tarihli karar [19] ile Sümeyye Erdoğan’ın telefon görüşmelerine ait ses kaydının yayımlanmasından sonra erişime engellendi. Bununla birlikte, yayımlanan ses kayıtlarında sadece Sümeyye Erdoğan yoktu. Ayrıca, Başbakan’a ait ses kayıtlarını da içermekteydi. Aynı Vimeo’da olduğu gibi içeriğin kaldırılması talebi yerine site tamamen erişime engellendi.
Vagus.tv
Vagus.tv [20], 16 Ocak 2014 tarihli [21] “koruma tedbiri” kararı ile habersizce erişime engellendi. Habersizceden kasıt, Vagus.tv’ye herhangi bir bildirimde bulunulmadan direkt olarak engellenmesidir. Ayrıca Vagus.tv sahibi Serdar Akinan, engelleme ile ilgili bilgi almak için TİB’e giden avukatlarının hiçbir yetkiliye ulaşamadıklarını ve Cumhuriyet Başsavcısı’nında böyle bir kararının olmadığını belirtti [22]. Karar olmadığı halde TİB’in hukuka aykırı bu engeli bir yana, henüz kanun tasarısı kabul edilmeden yapmış olduğu engel için cevap vermeye tenezzül bile etmemesi ilerleyen süreçte özgür basına yapılacakların bir habercisidir.
T24 ve soL Haber Portalı
T24 [23] ve soL Haber Portalı [24], 1 Şubat 2014 tarihinde BTK ve TİB tarafından yayımlamış oldukları “CHP’li Oran’dan Erdoğan’a: Sabah ve ATV için satın alma talimatı verdiniz mi?” [25], “Sabah-ATV havuzunu Erdoğan mı doldurdu?” [26] ve “2. dalgada adı geçen kişiler hakkındaki yakalama kararı kaldırıldı!” [27] haberlerinin yayından kaldırılması için tebligatta bulunuldu. Bu tebligata göre; “04/05/2007 tarihli ve 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun“‘a dayanarak konu içeriğin çıkarılması istenmektedir. İçeriklerin hukuka aykırı bir şey içermemelerine rağmen böyle bir istekte bulunulmuş, ayrıca kaldırılmadığı takdirde Türkiye’den erişime engelleneceği de bildirilmiştir. Burada sadece özgür basına uygulanan sansür bir yana bir siyasi partiyle ilgili habere ve içeriğe de dolaylı bir sansür söz konusudur.
Yukarıda bahsedilen erişim engelleri ve içerik kaldırma talepleri TİB’in internet üzerinde hüküm verebilen ve hükümetin sansür isteklerini yerine getiren bir kurum olduğunun tıpkı bugüne kadar yaşanan süreçte olduğu gibi açık bir delilidir. Diğer yandan, TİB’in MİT kökenli bir yönetime kavuşması, yeni 5651 sayılı kanun tasarısı ile de yasal bir koruma kalkanına sahip olması radikal sansürün en büyük habercisidir demiş ve özgür basından siyasi partilere doğru bir sansür dalgasının başlayacağını öngörmüştüm [28]. Bugün yaşananlara baktığımızda sansür işleyişinin bu ifademe tamamen uyduğunu gördüm.
Ek olarak, belirtmeden edemeyeceğim birkaç nokta var. “Daha yeni 5651 sayılı kanun çıkmadan böyle oluyor” dediğiniz anda kanun çıktıktan sonra yapılacak sansürleri bir ister istemez kabul ettiğiniz veya kanunda yazıyor yapacak bir şey yok dediğiniz anlamına da geliyor. Elbette böyle bir şeyi kimse istemez fakat bunu da görebilmek önemlidir. Ayrıca, yeni tasarı insan haklarına aykırıdır. Aykırı bir kanunun kararları da doğal olarak hukuka aykırı olacaktır. Türkiye’nin de altına imza attığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı bir kanun ile yapılacaklara “hukuka uygundur” demek abesle iştigaldir.
Bir diğer nokta da, TİB hukuka aykırı hareket ederek 5651 sayılı kanun tasarını meşrulaştırmaya çalışmakta, yaptıkları ile kanun da desteğini alarak yeni bir yasal zemin hazırlamaktadır.
Maalesef, bizleri radikal, fişlemeye dayanan, toptan gözetimci ve insan haklarına aykırı sansürlerlerin olacağı daha da kötü bir dönem beklemektedir. Yeni 5651 sayılı kanun daha çıkmadan TİB hukuka aykırı yaptırımlarda bulunarak MİT kökenli yeni yapısı ile yerli NSA olma yolunda hızlı adımlarla ilerlemekte, internetin hükümet süzgeci olmaktadır. İnternet güçle kutsanmış iktidarın mülkü, iktidarın bizlere dayattığı sansürcü anlayış da hukuk değildir.
Türkiye’nin İnternetteki Yeni Yeri
Yeni 5651 sayılı kanun tasarısı 5 Şubat 2014 tarihi itibariyle mecliste oylanarak kabul edildi [29]. Bununla ilgili olarak meclisin bu yasanın görüşüldüğü andaki bir ekran görüntüsünü paylaşayım:
Sizlerle paylaştığım bu ekran görüntüsü ile duygu sömürüsü falan yapmıyorum. Dikkat ettiyseniz kanun tasarı anlaşılmasın diyerek televizyonlara “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK’da Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı” adı altında yansıtıldı. Diğer yandan, gördüğünüz boş koltuklar internete, gizliliğinize, düşünce özgürlüğünüze, ifade özgürlüğünüze, inanç özgürlüğünüze, açık bilgi akışına, gelişime ve internetten para kazananların ekmeğine (ve sayamadığım daha birçok hak ve özgürlüklere) yani iktidar destekçisi olun veya olmayın sizlere ve geleceğinize vurulmuş en büyük darbedir.
Şimdi kısaca birkaç şeyi son bir kez daha netleştirelim. Sansür; her türlü yayının, sinema ve tiyatro eserinin hükûmetçe önceden denetlenmesi işi, sıkı denetim demektir. Bu, TDK‘nin [30] verdiği tanımdır. Tabi ki ilerleyen süreçte bu da değiştirilmezse [31]. Devamlı ifade edilen bir diğer şey de TİB’in başına MİT geçmişi olan Ahmet Çelik’in gelmesidir [32]. Sizlere MİT’in sitesinden bir alıntı yapayım:
“İstihbaratta gaye, doğru haber almak ve devleti bir sürprizle karşı karşıya bırakmamaktır.”
Bir de istihbaratın kelime anlamına bakalım. Herhangi bir Türkçe sözlüğü açıp baktığınızda kelimenin Arapça kökenli ve çoğul bir kelime olduğunu göreceksiniz. Anlamı ise “haberler” ve “haber alma” şeklinde yazmaktadır. Teknik olarak istihbarat ise imkanları ve araçları kullanarak bilgi temin etmek, bu bilgiyi işlemek, yorumlamak ve bundan bir sonuç çıkarma sürecini ifade eder. TİB yeni kanun ile bizlere ait bilgiyi (veriyi) temin etme, bu veriyi işleme, yorumlama ve bundan bir sonuç çıkarma (fişleme) sürecine yasal olarak sahip olmuştur. Ayrıca, bu gelenekten gelen bir ismi de kendine başkan yapmıştır.
Artık yeni kanun ile birlikte bunu şöyle yorumlayabiliriz: “17 Aralık 2013 tarihinde başlayan ve devletleşen AKP, AKP’leşen devlet bir yolsuzluk operasyonu sürpriziyle karşı karşıya kalmış, buna benzer bir durumla tekrar karşılaşmamak, engellemek ve bundan korunmak için TİB, MİT geçmişi olan Ahmet Çelik başkanlığı ve yeni kanun ile internette her türlü veriyi önceden denetleyecek, temin edecek, işleyecek, yorumlayacak, bundan sonuç çıkartacak ve sıkı denetim yapacak, insan haklarına aykırı bir yapıya yasal olarak kavuşmuştur.” Ayrıca, ülke tarihinin en büyük toptan gözetimci fişlemesi ile karşı karşıyayız. Bu yapı yüzünden sadece biz karşı çıkanlar kaybetmeyeceğiz. Herkes kaybedecek. Bunun ötesi berisi yoktur.
Sonucu bu sefer uzun uzun yazmayacağım. Okuyanlar artık az çok ileride neler olacağını, neler yaşayacağımızı biliyor. Bununla birlikte, yeni 5651 sayılı kanun tasarısı için yazılar yazdım ve sansürü elimden geldiğince burada anlattım. Bu yazılar kimilerine ulaştı, kimileri okuduğu halde görmezlikten gelmeye devam etti. Sansüre karşı empati yapın dedim fakat çok da ciddiye alınmadım. Hala da aynı konuda ısrar ediyorum, empati yapın. Empati yapmayı öğrenin. Bu toptan gözetimci, fişlemeci sansür yasası, -tekrar tekrar vurguluyorum- ilgili ilgisiz herkese zarar verecektir. Bunun seni, beni, onları olmaz. Lütfen bunu görün. Son olarak, ümitsizliğe kapılmayın. Sansüre karşı verilen bu mücadele hiçbir zaman bitmeyecektir.
Türkiye’nin internetteki yeni yeri magmadır. Yerin dibinin dibidir. Buradan çıkartacak ve bizleri bu utançtan kurtaracak olan da ne muhalefet ne de iktidardır. Sadece bizleriz.
E-posta: [email protected]
Dipnotlar:
[1] https://network23.org/kame/2014/01/16/yeni-5651-ve-sansurun-isleyisi/
[2] https://network23.org/kame/2014/02/01/sansurde-ve-son-gelismeler/
[3] https://network23.org/kame/2014/02/06/turkiyenin-internetteki-yeni-yeri/
[4] https://commons.wikimedia.org/wiki/File_talk:Internet_Censorship_World_Map.svg
[5] https://opennet.net/
[6] http://archive.evanyou.me/censorship/
[7] http://www2.tbmm.gov.tr/d24/2/2-1928.pdf
[8] http://enphormasyon.org/
[9] http://www.enphormasyon.org/detay.html
[10] https://t24.com.tr/haber/internet-yayinciligina-agir-denetim-ve-yaptirimlar-geliyor/247549
[11] http://www.bianet.org/bianet/bilisim/152663-bakana-internet-sitesi-engelleme-yetkisi
[12] https://t24.com.tr/haber/ulastirma-bakani-internet-duzenlemesiyle-uygun-gorulmeyen-sayfalar-engellenecek/248493
[13] http://www.bianet.org/bianet/ifade-ozgurlugu/148894-twitter-turkiye-ye-hic-olumlu-yanit-vermedi
[14] http://www.bianet.org/bianet/ifade-ozgurlugu/151660-guillaume-apollinaire-davasi-ifade-ozgurlugune-aykiri
[15] http://t24.com.tr/haber/dinlemenin-merkezi-tibde-tum-daire-baskanlari-gorevden-alindi/248620
[16] http://vimeo.com/
[17] http://engelliweb.com/url/vimeo-com
[18] http://soundcloud.com/
[19] http://engelliweb.com/url/soundcloud-com
[20] http://vagus.tv/
[21] http://engelliweb.com/url/vagus-tv
[22] http://www.cnnturk.com/haber/bilim-teknoloji/internet/vagus-tv-icin-erisim-engelleme-karari-yok
[23] http://t24.com.tr/haber/btk-ve-tibden-t24e-chpnin-soru-onergesi-icin-yayini-durdur-yazisi/249930
[24] http://haber.sol.org.tr/medya/tib-ve-btkdan-sola-bu-haberi-kaldir-mesaji-haberi-86979
[25] http://t24.com.tr/haber/chpli-orandan-erdogana-sabah-ve-atv-icin-satin-alma-talimati-verdiniz-mi/247740
[26] http://haber.sol.org.tr/medya/sabah-atv-havuzunu-erdogan-mi-doldurdu-haberi-86756
[27] http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/2-dalgada-adi-gecen-kisiler-hakkindaki-yakalama-karari-kaldirildi-haberi-86059
[28] https://network23.org/kame/2014/01/16/yeni-5651-ve-sansurun-isleyisi/
[29] http://yesilgazete.org/blog/2014/02/06/internet-yasagi-meclisten-gene-kurulunda-kabul-edildi/
[30] http://tdk.gov.tr/
[31] http://www.radikal.com.tr/turkiye/tdk_capulcu_tanimini_degistirdi_mi-1136483
[32] http://t24.com.tr/haber/emniyet-ve-yargitaydaki-gorevden-almalarin-merkez-ussu-tib/248562
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 16. sayısında yayımlanmıştır.
The post TC’nin İnternet ve Sansür Politikası 5651 appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post İnternette Sansür İNADINA İsyan appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Peki, tasarı ne gibi kısıtlamalar getirilmesini öngörüyor?
İnternette özel hayatının ihlal edildiğini düşünen kişi mahkeme yerine doğrudan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na başvuracak. TİB, yayının engellenmesine karar verirse, kararı Erişim Sağlayıcıları Birliği’ne (ESB) bildirecek. ESB durdurma kararını en geç 4 saat içinde uygulayacak. Bu talep 24 saat içinde sulh ceza hakimine götürülecek. Yer sağlayıcılar, internet kullanıcılarının kullanım trafiklerini iki yıla kadar saklamak zorunda olacak. Ayrıca TİB mahkemenin erişimin engellenmesine karar verdiği sitelere alternatif erişim yollarını da engellemekle görevli olacak. DNS ve IP tabanlı engellemenin yanı sıra, daha çok URL tabanlı engelleme yöntemleri genişletilecek.
URL tabanlı engelleme ne getiriyor?
Kullanmakta olduğumuz sistemde erişim engellense bile, yasaklar bir şekilde aşılıyor. Ancak yasakla beraber gelen URL bazlı engellemeyle bu ortadan kalkacak. En önemlisi kullanıcı ulaşmak istediği içeriğin engellendiğini dahi bilmeyecek. Haberden hiçbir şekilde “haberdar” olamayacak. Kullanıcı bir linke tıkladığı zaman, o içerik URL bazlı engellendiyse, ya sayfa hiç açılmayacak, ya başka bir sayfaya yönlendirilecek ya da yanlış bir bilgiye ulaşacak. URL bazı engellemede, siteye girmeye çalışan kişiler, linke tıklayanlar takip edilebilecek. Şimdiki yasayla içerik engellenmesi için hukuki bir yol izlemek gerekiyordu, ancak bu değişiklikle yetkili kişinin istemediği içeriğe kimse ulaşamayacak.
Yasa’nın meclisten geçmesiyle birlikte internet kullanıcıları bu “yasakçı” ve “sansürcü” uygulamayı protesto etmek için Sayfalar Ortak Platformu adıyla Taksim’de bir açıklama yapmak üzere toplandı. Ancak polisler toplananlara TOMA ve plastik mermilerle saldırdı. Polis ve eylemciler arasındaki çatışmalar uzun süre İstiklal Caddesi’nin ara sokaklarında sürdü.
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 16. sayısında yayımlanmıştır.
The post İnternette Sansür İNADINA İsyan appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>