santiye – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Sat, 07 May 2016 11:49:18 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 İnşaat İşçileri Doğrudan Eylem ile Direniyor https://meydan1.org/2016/05/07/insaat-iscileri-dogrudan-eylem-ile-direniyor/ https://meydan1.org/2016/05/07/insaat-iscileri-dogrudan-eylem-ile-direniyor/#respond Sat, 07 May 2016 11:49:18 +0000 https://test.meydan.org/2016/05/07/insaat-iscileri-dogrudan-eylem-ile-direniyor/ İnşaat işçileri sendikası Nurolpark, Köseler Köyü TOKİ ve Dedekorkut İÖO inşaatları olmak üzere farklı şantiyelerde direnerek patronlara geri adım attırıyor. Nurolpark Güneşli şantiyesinde çalışan ve hakları gasp edilerek işten çıkarılan İnşaat İşçileri Sendikası üyesi taşeron işçiler sendika ile başlattığı direniş sürecinde patronlara geri adım attırdı. Direnişçi işçilerin talep ettikleri ücret ve tazminatları ödendi. 3 gün […]

The post İnşaat İşçileri Doğrudan Eylem ile Direniyor appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

İnşaat işçileri sendikası Nurolpark, Köseler Köyü TOKİ ve Dedekorkut İÖO inşaatları olmak üzere farklı şantiyelerde direnerek patronlara geri adım attırıyor.

Meydan Gazetesi- 1 İnşaat İşçileri doğrudan eylem ile direniyor1

Nurolpark Güneşli şantiyesinde çalışan ve hakları gasp edilerek işten çıkarılan İnşaat İşçileri Sendikası üyesi taşeron işçiler sendika ile başlattığı direniş sürecinde patronlara geri adım attırdı. Direnişçi işçilerin talep ettikleri ücret ve tazminatları ödendi. 3 gün süren eylemlere Alınteri, DAF, Mücadele Birliği katılarak, 26A Kolektifi ise öğlen yemeklerinde sandviç getirerek direnişçiler ile dayanışma gösterdi.

Meydan Gazetesi- 2 İnşaat İşçileri doğrudan eylem ile direniyor.jpg

Kocaeli Dilovası’nda bulunan Köseler Köyü TOKi inşaatında çalışan İnşaat-İş üyesi işçiler, gaspedilen hakları için iş durdurma eylemi başlatarak şantiyeye giden tüm elektriği kesti. TOKİ patronları geri adım atarak işçilerin tüm alacaklarını ödedi.

Meydan Gazetesi- 3 İnşaat İşçileri doğrudan eylem ile direniyor.jpg

Eyüp Dedekorkut İlköğretim Okulu inşaatında çalışan taşeron inşaat işçileri sendika ile beraber şantiyedeki çalışma ve barınma koşullarına karşı işgal eylemi başlatı. Şantiye girişine pankart asarak kimseyi şantiyeye sokmayan direnişçi işçiler İlci Holding patronlarına geri adım attırdı.

Bu haber Meydan Gazetesi’nin 33. sayısında yayımlanmıştır.

 

The post İnşaat İşçileri Doğrudan Eylem ile Direniyor appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2016/05/07/insaat-iscileri-dogrudan-eylem-ile-direniyor/feed/ 0
“Emaar İşçisi Bir Örnektir” – Mustafa Adnan Akyol https://meydan1.org/2016/04/28/emaar-iscisi-bir-ornektir-mustafa-adnan-akyol/ https://meydan1.org/2016/04/28/emaar-iscisi-bir-ornektir-mustafa-adnan-akyol/#respond Thu, 28 Apr 2016 17:58:02 +0000 https://test.meydan.org/2016/04/28/emaar-iscisi-bir-ornektir-mustafa-adnan-akyol/ Sendikamızın Emaar pratiği, her yerde olduğu gibi bir direniş ile başladı. Her şantiyede olduğu gibi, Emaar’da da eylemle anlattık kendimizi işçiye. Eylemde anlattık; örgütlendik. İlk eylemler içeride örgütlü bir iş durdurma olarak sürüyordu. Ardından, direnişin tüm şantiyeye yayılması veyahut yayılabilecek durumun oluşması için, dışarıda da eylemler yaptık. Zaten her taşerona ayrı eylem yapmıyoruz. Her birinin […]

The post “Emaar İşçisi Bir Örnektir” – Mustafa Adnan Akyol appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Meydan Gazetesi- Emaar işçisi Bir Örnektir Mustafa Adnan Akyol
S
endikamızın Emaar pratiği, her yerde olduğu gibi bir direniş ile başladı. Her şantiyede olduğu gibi, Emaar’da da eylemle anlattık kendimizi işçiye. Eylemde anlattık; örgütlendik. İlk eylemler içeride örgütlü bir iş durdurma olarak sürüyordu. Ardından, direnişin tüm şantiyeye yayılması veyahut yayılabilecek durumun oluşması için, dışarıda da eylemler yaptık. Zaten her taşerona ayrı eylem yapmıyoruz. Her birinin asıl muhatabı olan ana firma yetkililerini bulup, daha önce bazen diyalog yoluyla, bazen de fiili doğrudan eylemimiz ile kabul ettirdik kendimizi. Emaar Square şantiyesi gerçekten çok büyük bir proje. İçerisinde sayısız taşeron şirket binlerce işçi çalışıyor. O yüzden ne ortada muhatap var ne de şantiyede düzgün bir çalışma sistemi!

Sendikalı olan ve sendikal mücadeleye katılan arkadaşlarımız ile beraber defalarca Emaar Satış Ofisi’ni kapattık. Bu ve benzeri eylemlerin elbette bir getirisi oldu. Başta Emaar işçilerine olmak üzere, coğrafyamızdaki inşaat işçilerine örnek bir çalışma durumu oluşturmaya başladık. Biraz bunlardan bahsedelim. Emaar da ne durumdayız?

Öncelikle çok önemli bir şeyden bahsetmek istiyorum. Bugün, Emaar’da sendikamız üyesi işçiler, cumartesi günleri yarım gün çalışıyor. Bunun ne demek olduğunu, hangi inşaat işçisine isterseniz sorun, anlatsın. Bu sektörde gidip hangi şantiyeye bakarsanız bakın, hiç birinde böyle bir durum göremezsiniz. Abartmıyorum 9 saat, 10 saat, 12 saat çalışma var. Ama bu şantiyelerde çıkıp da kalfasına ya da taşeronuna haftada 45 saat çalışacağım diyemez. Kimse uymuyor çünkü buna. Yasal olarak aralarında beyaz yakalıların ve mimar mühendislerin de olduğu 2 buçuk milyon inşaat işçisinin arasında bu durum, yalnızca Emaar’daki üyelerimiz için geçerli. Yani, haftada 45 saat çalışıyor Emaar işçisi.

Ayrıca Emaar’da işçiler kaç saatin yanında nasıl çalışması gerektiğini de öğreniyor. Nasıl bir iskelede çalışması gerektiğini bilmeye başlıyor; “yüksekte çalışma belgem olmadan yüksekte çalıştıramazsınız” demeye başlıyor. İş güvenliği ile ilgili sıkıntı mı oldu, o zaman işe çıkmıyor bizim arkadaşlar.

İnşaat sektörünün en önemli problemlerinden biri de SGK’ları ya hiç yatırmıyorlar ya da gerçek maaş üzerinden değil de asgari ücret üzerinden yatırıyorlar. Hangi şantiyeye giderseniz gidin hiçbirinde SGK’ların gerçek maaştan yatırılması söz konusu değil. Her yerde asgari ücret üzerinden yatırılır SGK’lar. Emaar’da bu durumu da sonlandırdık. Sendikamız üyesi işçilerin SGK’ları, aldıkları gerçek maaş üzerinden yatırılıyor. Bu durumu yaratan, biz sendika yönetimi değiliz. Orada alınan her şey, işçilerin kendi öz örgütlülüğünün sonucu var olmuştur.

Sendikamızın Emaar’da bir de sorumluluğu var artık. Bu topraklarda belki de 30 yıldır olmayan bir şey Emaar’da oluyor; bir şantiyenin denetimini, sendikamızın uzmanları yapıyor. Emaar’da şantiyedeki iş güvenliğini bizim sendikamızın uzmanları da denetliyor, konuyla ilgili raporlar hazırlıyor. Bu durum, biz inşaat işçileri açısından çok önemlidir.

Bu saydıklarım en önemli sorunlar ve en önemli sorunlara kısmi çözümlerdir. Biz kazandık demiyoruz. Kazanım kelimesini de kullanmıyoruz. Çünkü bugün Emaar’da aldıklarımız da sorumluluklarımız da kazanılmış bir şey değil. Biz bunları aldık diye sömürü bitmedi, bitmiyor. Sömürüyü bitirdiğimizde; yani işçilerin yöneten ya da yönetilen değil insanca yaşadığı koşulları hep beraber yarattığımızda, işte o zaman hep beraber kazanmış olacağız.

Mustafa Adnan Akyol

İnşaat İşçileri Sendikası

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 33.sayısında yayımlanmıştır.

The post “Emaar İşçisi Bir Örnektir” – Mustafa Adnan Akyol appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2016/04/28/emaar-iscisi-bir-ornektir-mustafa-adnan-akyol/feed/ 0
“Her Ezilen İçin Güçlü Bir Tokat Olmak” – Cem İleri https://meydan1.org/2015/09/09/her-ezilen-icin-guclu-bir-tokat-olmak-cem-ileri/ https://meydan1.org/2015/09/09/her-ezilen-icin-guclu-bir-tokat-olmak-cem-ileri/#respond Wed, 09 Sep 2015 19:23:41 +0000 https://test.meydan.org/2015/09/09/her-ezilen-icin-guclu-bir-tokat-olmak-cem-ileri/ Küçükçekmece’de bir inşaatta çalışıyorum. Ağrı’dan geldiğim ilk günden beri bu bölgede farklı şantiyelerde çalıştım. Geçtiğimiz hafta bir mesai sonrası, yine Ağrı’dan gelmiş işçi arkadaşlarla beraber şantiyeden çıktık. Bekar evimiz desek de aslında evli ve bekar işçi arkadaşlarla kaldığımız, tek odalı malikanemizin yolunu tuttuk. Derken, işe başladığımızdan beri her gün kullandığımız yolda, bir anda durdurulduk. Daha […]

The post “Her Ezilen İçin Güçlü Bir Tokat Olmak” – Cem İleri appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Meydan Gazetesi-Her Ezilen İçin Güçlü Bir Tokat Olmak

Küçükçekmece’de bir inşaatta çalışıyorum. Ağrı’dan geldiğim ilk günden beri bu bölgede farklı şantiyelerde çalıştım. Geçtiğimiz hafta bir mesai sonrası, yine Ağrı’dan gelmiş işçi arkadaşlarla beraber şantiyeden çıktık. Bekar evimiz desek de aslında evli ve bekar işçi arkadaşlarla kaldığımız, tek odalı malikanemizin yolunu tuttuk. Derken, işe başladığımızdan beri her gün kullandığımız yolda, bir anda durdurulduk. Daha ne olduğunu anlamadan kimliklerimize bakılarak önce ıssız bir yere, ardından Sefaköy Polis Merkezi’ne getirildik. İlk durdurulduğumuz anda şok yaşamış olsak da polis merkezine gidene kadar anladık her şeyi. Devletin Kürdistan’da halkla savaşının İstanbul Esenyurt’ta bir kaç kişilik hedefiydik. Etrafımızı çevirdiği anda ite kaka bizi aracına bindiren, yol boyunca küfürler, hakaretler ve türlü aşağılamalarla darp eden, Giyadîn’de (Ağrı-Diyadin) Orhan’ın, Emrah’ın Cizre’de Baran’ın, Emin’in Esenler’de Fırat’ın katilleri bize “devletin gücünü göstermek” istiyor! Daha önce Gever’de(Yüksekova) yere yatırdığı elleri kelepçeli işçilere “gücünü gösteren” devletin, bu sefer de biz üç kürt inşaat işçisine “devletin gücünü” göstermek isteyen altı kişilik bir sivil polis grubu. Gördük! Ezilenin karşısında faşizmi gördük; zenginlerin gücünü gördük fakirlere; patronların gücünü gördük işçilere… Hem de en yalın haliyle, yumrukla hakaretle, tükürükle, silahla. Sonra, götürdükleri karakolda açlıkla… Düşünmeye başladık, devlet ve onun paralı, parasız katilleri hemen anlıyorlar; tanıyorlar bizleri. Konuşmamızdan, ten rengimizden, artık nasıl oluyorsa işçi olduğumuzu belli eden kıyafetlerimizden tanıyorlar. Anlıyorlar, dövüyorlar, öldürüyorlar. Üstüne bir de işçiliğini sorguluyorlar. Tabi devletler sadece Kürdistan’da Kürt olduğun için öldürmüyor. Aynı zamanda işçi olmak, büyük bir tehdit yaratıyor güçlü devletimize! Biz ‘üç işçi Kürt’ değil de ‘üç patron Kürt’ olsaydık böyle bir şekilde durdurulmazdık. Hem zaten o yoldan yürüyerek değil de en kötü ihtimalle özel aracımızla geçiyor olurduk. Çantalarımızda Dicle’nin Yakarışı ile Anarşist işçiler Sacco ve Vanzetti’yi anlatan romanlar yerine başarı hikayelerinin anlatıldığı kişisel gelişim kitapları olurdu. Belki o zaman değerlerimize küfürler savurmazdı katiller! Devletler korkuyor bizden; biz ezilenlerden. Bir araya geldiğimizde mahşer gününü yaşatacağız çünkü onlara! Hem yolda hem kimsenin olmadığı bir tenhada hem de karakolda bunu gördük gözlerinin içinde katillerin! Saatlerce tuttular herhangi bir sebep göstermeden…

Serbest bıraktılar bizi! Gecenin bir yarısında, nerde olduğumuzu neye maruz kaldığımızı çok da düşünemeden, kafamızda “Acaba Kürdistan ne durumda? Bugün devletin gücü kaç kişiyi katletti? Katledilenler arasında tanıdıklarım, akrabam yada arkadaşım var mı?” gibi sorularla tekrar eve doğru yürüdük. Sonraki gün erken saatlerde şantiyede olmak üzere… Suriyeli göçmenle, Amerika’daki İtalyan göçmenle, TC’deki Kürt işçilerle yani dünyanın her yerinden tüm ezilenlerle beraber bize atılan tokadın daha güçlüsünü atmak üzere. Asıl onlar ezilenlerin gücünü görecekler!

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 28. sayısında yayımlanmıştır.

The post “Her Ezilen İçin Güçlü Bir Tokat Olmak” – Cem İleri appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2015/09/09/her-ezilen-icin-guclu-bir-tokat-olmak-cem-ileri/feed/ 0
” Küstah Devlet ” – Emrah Tekin https://meydan1.org/2015/06/02/kustah-devlet-emrah-tekin/ https://meydan1.org/2015/06/02/kustah-devlet-emrah-tekin/#respond Tue, 02 Jun 2015 16:33:53 +0000 https://test.meydan.org/2015/06/02/kustah-devlet-emrah-tekin/   Bir yerde çalışıyorsunuz, size bu imkan tanınmış, oralarda çalışıyorsunuz nankörlük yapmayın. Recep Tayyip Erdoğan Taşeron şirkette çalışan ve kadroya geçmek isteyen petrol işçilerine yönelik azar tonunda söylenmiş bu cümleyi, TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mayıs ayı başında Batman’da katıldığı toplu açılış töreninden alıntıladık. Erdoğan’ın söylediği gibi “imkan tanınarak” bir anlamda bahşedilen işlerde çalışan ve önemli bir […]

The post ” Küstah Devlet ” – Emrah Tekin appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

 Meydan Gazetesi- KüstahDevlet Emrah Tekin

Bir yerde çalışıyorsunuz, size bu imkan tanınmış, oralarda çalışıyorsunuz nankörlük yapmayın.
Recep Tayyip Erdoğan

Taşeron şirkette çalışan ve kadroya geçmek isteyen petrol işçilerine yönelik azar tonunda söylenmiş bu cümleyi, TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mayıs ayı başında Batman’da katıldığı toplu açılış töreninden alıntıladık. Erdoğan’ın söylediği gibi “imkan tanınarak” bir anlamda bahşedilen işlerde çalışan ve önemli bir kısmı taşeron şirketlerin çalışanı olan “resmi rakamlara göre” 1886 işçi, iş cinayetlerinde yaşamlarını yitirdi 2014 yılı itibarıyla. Devlet ve patronlar nezdinde varlıkları ve yoklukları sadece rakamsal bir teferruat olan işçiler, gerektiğinde ölebilirler ancak haklarını ararlarsa “nankörlük yapmış olurlar” devletin bu kibirli anlayışına göre.

Erdoğan, sıkça kullandığı benzer ifadeleri Mart 2013 yılında da Silopi’de tekrarlamıştı. Biten ilk ünitesinin açılışının yapıldığı Silopi Termik Santrali’ndeki törende, santralin zehir saçtığını ifade eden bir kişiye Erdoğan, “Nankörlük yapma, sus nankörlük yapma. Ekmek bulamazsınız yemeye, ekmek gelince de tepersiniz. 800 milyon dolarlık yatırım geliyor. Teşekkür edeceğinize başka şeyler konuşuyorsunuz” diye konuşmuştu. İnsan ve canlı yaşamını, ekolojik uyumu ciddi anlamda tehdit eden, ayrıca yapımını üstlenen şirketler için önemli bir rant alanı olan termik santral karşısında yaşamlarını savunanlar için devlet küstahlığının gösterdiği tavır yine aynıydı: “Teşekkür edeceğinize nankörlük yapıyorsunuz.”

Devletin her zaman “bahşeden”, toplumun ise bu “lütuflar” karşısında yine her zaman kanaatkar, itaatkar ve şükreden pozisyonda olmasını isteyen devlet aklı ve söylemi en tepedekine mahsus değil. Beklediği itaati göremediği zamanlarda, diğer devlet erkanı da Erdoğan’ın sıklıkla başvurduğu bu kibirli ve küstahça söyleme başvurmaktan çekinmiyor.

Eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ, 2011 yılında sorunlarını kendisine anlatmak ve çalışma koşullarının düzeltilmesini isteyen görme engelli geçici işçi Nurullah Mehmetoğlu’na “Gözlerin görmediği halde sana iş vermişiz, daha ne yapalım? Taşeron şirketlerin yanında çalışmaya devam edeceksin” diye “çıkışmıştı”. Eski bakanın yerine bakanlık görevine gelen Mehmet Müezzinoğlu da Akdağ’ı ve benzeri iktidar sahiplerini aratmayacak bir kibir “performansını da” geçtiğimiz günlerde göstermişti. Müezzinoğlu, ”Emeklilere hiç bakmıyorsunuz, hep kendinizi düşünüyorsunuz ,emekliler aç” diye tepki gösteren bir emekliye, “Gene bize dua edin siz” diyerek, devlet ve iktidar sahiplerinin toplumdan bekledikleri “devletin varlığına duacı” tavrını büyük bir kibir ve küstahlıkla yinelemişti.

Bir devlet alışkanlığı olan kibir ve küstahlığı her kademede görebiliyoruz. En küçük memurundan, valisine; bakanından, cumhurbaşkanına elinde en ufak devlet yetkisi bulunan herkes, bir geleneği yaşatmakta. En sıradan, gündelik bir olayda, bir devlet dairesinde rastlaşabiliyoruz o Kaf Dağı’nı aşan kibirle. Hele de makamları büyüdükçe tüm ihtişamıyla karşımıza çıkıyor, bahşedici kudretleri.

Ellerinde milyonlarca işçinin kanı olan devletler, her gün fabrikalarda, madenlerde, şantiyelerde ve tarlalarda çalışan milyonlarca işçiye yarı aç yarı tok bir şekilde de olsa çalışabiliyor olmayla yetinilmesi gerektiğini anlatıyor. Devlet, işçileri öldürdüğü yetmezmiş gibi, yarı aç çalışmaya zorlamıyorlarmış gibi, işçilerin en ufak itirazlarında, eylem ve gösterilerinde, kimi zaman yok sayma, kimi zaman aşağılama, kimi zaman da şiddet kullanma küstahlığını gösterirken, dahası bunu “bunca hizmeti” karşısında “müteşekkir” olmadığı gibi itiraz eden “nankörler” için meşru bir hak olarak görüyor.

Devlet, yaşattığı tüm bu olaylarla, bahşedip iş verdiğini akıllarımıza kazımaya çalışıyor ve bununla yetinilmesini istiyorken; işçinin çalışma koşullarını umursamadığının da adeta üstünü çiziyor. Taşeron işçiler başta olmak üzere işçilerin iş güvenliğinin olmaması, geçen yıl Soma’da, Ermenek’te, Torunlar’da gerçekleşen toplu işçi katliamları ve her gün yaşanan iş cinayetleri bu umursamazlığın birer sonucunu oluşturuyor.

Tüm umursamazlığı, kibir ve küstahlığı ile devlet, ezilenlerin adaletsizlikler karşısında “nankörlük” yapıp haklarını aramalarındansa, 2010 yılında Zonguldak’ta 30 madencinin yaşamını yitirdiği işçi katliamı sonrası dönemin çalışma bakanı Ömer Dinçer’in söylediği gibi “güzel” ölümler yaşamalarını yeğliyor.

Emrah Tekin

[email protected]

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 27. sayısında yayımlanmıştır.

The post ” Küstah Devlet ” – Emrah Tekin appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2015/06/02/kustah-devlet-emrah-tekin/feed/ 0
Peri Suyu’nda Köylüler Şantiyeyi Bastı https://meydan1.org/2012/09/10/peri-suyunda-koyluler-santiyeyi-basti/ https://meydan1.org/2012/09/10/peri-suyunda-koyluler-santiyeyi-basti/#respond Mon, 10 Sep 2012 13:44:48 +0000 https://test.meydan.org/2012/09/10/peri-suyunda-koyluler-santiyeyi-basti/ Dersim’de bulunan Peri Suyu üzerinde yapımı süren Pembelik HES inşaatını protesto gösterisinde, eylemciler şantiyeyi bastı. Dersim’in Nazimiye ilçesine bağlı Aşağı Doluca Köyü’nde toplanan yaklaşık 500 kişi, buradan pankartlar, dövizler ve sloganlarla HES şantiyesine doğru yürüyüşe geçti. Şantiye alanı girişine konulan tel örgüleri yanlarında getirdikleri demir makaslarıyla kesen eylemciler, kendilerine müdahale etmek isteyen şirketin güvenlik görevlilerini […]

The post Peri Suyu’nda Köylüler Şantiyeyi Bastı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Dersim’de bulunan Peri Suyu üzerinde yapımı süren Pembelik HES inşaatını protesto gösterisinde, eylemciler şantiyeyi bastı.

Dersim’in Nazimiye ilçesine bağlı Aşağı Doluca Köyü’nde toplanan yaklaşık 500 kişi, buradan pankartlar, dövizler ve sloganlarla HES şantiyesine doğru yürüyüşe geçti. Şantiye alanı girişine konulan tel örgüleri yanlarında getirdikleri demir makaslarıyla kesen eylemciler, kendilerine müdahale etmek isteyen şirketin güvenlik görevlilerini taşlarla kovaladı.

Yaşanan arbedenin ardından şantiye alanına giren eylemciler, burada bir basın açıklaması okudu. Açıklamada köylüler, yaşam alanlarını talan etmek isteyen şirkete karşı mücadelelerini sürdüreceklerini belirttiler. Ardından şantiye binalarını taşlayan protestocu köylülere, şirketin güvenlik görevlileri havaya ateş açarak müdahale etti. Şantiyeye ait bir depo, iki iş makinesi ve iki kamyoneti ateşe veren eylemciler, sularını ellerinden almak isteyen HES şirketine karşı sonuna dek direneceklerini belirterek Aşağı Doluca Köyü’ne geri döndü.

Olaylardan sonra HES şirketi yanlısı savcının talimatıyla bir köylü tutuklandı.

The post Peri Suyu’nda Köylüler Şantiyeyi Bastı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2012/09/10/peri-suyunda-koyluler-santiyeyi-basti/feed/ 0