SAYI 3 – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Thu, 25 Oct 2012 17:17:45 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 KAFES- Gizem Şahin https://meydan1.org/2012/10/25/kafes-gizem-sahin/ https://meydan1.org/2012/10/25/kafes-gizem-sahin/#respond Thu, 25 Oct 2012 17:17:45 +0000 https://test.meydan.org/2012/10/25/kafes-gizem-sahin/ Toprağın üzerinde çıplak ayak koşuyordu. Soğuk, tenine değmeden sıyrılıp geçiyordu sanki. Uzaklarda güneş batıyordu. Gitmeden, dağların eteklerinde yok olmadan yakalamak istiyordu onu. Koştu. Koşarken yoruldu, susadı, uykusu geldi, büyüdü. Ama hiçbiri alıkoyamadı yolundan. Şimdi gözlerinin kıyısına yerleşen dikenli teller vardı. Olmasaydı güneşe dokunacağına inanmıştı. Telin olduğu yer sanki çelikten bir kapı gibi geliyordu ona. Öyle […]

The post KAFES- Gizem Şahin appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Toprağın üzerinde çıplak ayak koşuyordu. Soğuk, tenine değmeden sıyrılıp geçiyordu sanki. Uzaklarda güneş batıyordu. Gitmeden, dağların eteklerinde yok olmadan yakalamak istiyordu onu. Koştu. Koşarken yoruldu, susadı, uykusu geldi, büyüdü. Ama hiçbiri alıkoyamadı yolundan. Şimdi gözlerinin kıyısına yerleşen dikenli teller vardı. Olmasaydı güneşe dokunacağına inanmıştı. Telin olduğu yer sanki çelikten bir kapı gibi geliyordu ona. Öyle korkuyordu ki telin diğer tarafına geçmekten, kendini telin koca bir duvar olduğuna öyle inandırmıştı ki elini koyup üzerinden atlayacak güce sahip olduğunu unutmuştu. Üstelik bu tellerin kıyısında biten hayat hikayelerini de biliyordu. Geri döndü. Geri dönerken telin iki tarafını düşünüyordu. İki tarafta da aynı çiçeklerden vardı. Tel niye vardı anlayamıyordu. Teli kim örmüştü bilmiyordu. Bu tellerden her yerde vardı. Kafes gibi göründü gözüne.

Sanki kafesin içinde yaşıyorlardı; telin bu tarafındakiler de, diğer tarafındakiler de. Toprağı, gökyüzünü, yıldızları, güneşi çizgilerle ayırmanın hiçbir anlamı yoktu. Düşündükçe çıkamıyordu işin içinden. Silah sesleri kulağını yırtmasaydı çıkamayacaktı. Hızla eve koştu. Dona kaldı gördükleri karşısında. Gözleri kocaman olmuş, gördüklerine isyan eder gibi yüzünü terk etmiş, ayaklarının ucuna düşmüştü sanki. Yerde yatan cansız bedenler, hala dinmeyen silah sesleri, cansız dikenli telleri korumak için canlı bedenleri katletmenin sesini duyuruyordu tüfeklerin ucundan çıkan duman. Vatanı, devleti oluşturan insanlarken; onların vatan, devlet, bayrak için neden hiç düşünmeden öldürüldüğünü düşündü. Annesini, kardeşini, babasını düşündü. ”Büyük adam”ların düşünmesi gereken her şeyi ve herkesi düşündü. Yıkılan evinin tuğlaları arasında gezinirken yemeye kıyamadığı çikolatasını gördü. Açmamıştı bile henüz. İçinden O’nu Charlie’nin Çikolata Fabrikası’na götürecek biletin çıkacağını hayal ediyordu. Dikenli tellerin kıyısında yaşayan bir çocuk için imkânsız bir hayaldi belki de. Ağlayan anneler, annelerini arayan küçükler. Hayal kurmak yasaktı dikenli tellerin kıyısında. Parmak ucundan saç telinin en ucuna kadar nefretle doldu. Sanki az önce güneşi yakalamaya çalışan çocuk değildi, büyümüştü. Birden koşmaya başladı. Rüzgâra değmeden uçuyor gibiydi. Gözleri yaşlarla dolmuştu. Gözyaşlarının içinde nefreti saklanıyordu.

Telin önünde durdu ve var gücüyle tekmelemeye başladı. Üzerinden atladı ve koşmaya devam etti. Güneş gözlerini yakıyordu. Meğerse daha yitip gitmemişti dağın eteklerinde. Gözlerini yumdu ve koştu. Canı çok acıyordu. Öfkeliydi. Her sabah önünde durup birilerini memnun etmek ister gibi okuduğu marşa, bayrağa, sınırlara, yasaklara, devlete, vatana. Öfkeliydi. Karşısında duran boşluğa var gücüyle bir taş attı, bir şeyleri ateşler gibi. Yere düştü. Sakladığı gözyaşı süzüldü yanağından. Toprağı kokladı ve gözlerini kapattı. Çünkü küçük bedenine “büyük adamların uşaklarının” bir hediyesi vardı: Küçük bir kurşun.

 

The post KAFES- Gizem Şahin appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2012/10/25/kafes-gizem-sahin/feed/ 0
Kitap tanıtımı: KRONSTADT 1921 https://meydan1.org/2012/10/01/kitap-tanitimi-kronstadt-1921/ https://meydan1.org/2012/10/01/kitap-tanitimi-kronstadt-1921/#respond Mon, 01 Oct 2012 11:11:37 +0000 https://test.meydan.org/2012/10/01/kitap-tanitimi-kronstadt-1921/ “Bir aşçıya bile devleti yönetmesini öğreteceğiz.” Lenin – Devlet ve Devrim – 1918 “Her işçi devleti yönetebilir mi? Pratik adamlar bilir ki bu bir masaldır.” Lenin – 1921 1921’de devrimci Kronstadt işçileri ve denizcilerinin grev, sendika, özgür sovyetler için, proletarya devrimini, “proletarya diktatörlüğüne” çeviren Bolşevik hükumete karşı verdiği mücadeleyi anlatan kitap, ilk kez 1938 yılında Fransızca basıldı. Türkiye’de […]

The post Kitap tanıtımı: KRONSTADT 1921 appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

“Bir aşçıya bile devleti yönetmesini öğreteceğiz.”
Lenin – Devlet ve Devrim – 1918
“Her işçi devleti yönetebilir mi?
Pratik adamlar bilir ki bu bir masaldır.”
Lenin – 1921

1921’de devrimci Kronstadt işçileri ve denizcilerinin grev, sendika, özgür sovyetler için, proletarya devrimini, “proletarya diktatörlüğüne” çeviren Bolşevik hükumete karşı verdiği mücadeleyi anlatan kitap, ilk kez 1938 yılında Fransızca basıldı. Türkiye’de ise ilk olarak 1985 yılında Sokak Yayınları tarafından basıldı. Kitap, 1924’te “bozguncu faaliyetlerde bulunduğu”ndan dolayı Bolşevikler tarafından tutuklanan; 1928’de Fransa’da çıkardığı anarşist dergiler nedeniyle sınır dışı edilen, Belçika’daki faaliyetlerinden dolayı tutuklanan; İspanya’da Durruti ve Ascaso ile politik ilişkilerde çalışmalarda bulunmuş; yine Fransa’da anarko-sendikalist bir dergi çıkarırken “Toplama Kampı”na gönderilen İda Mett tarafından kaleme alındı. Kitapta Kronstadt olaylarının yanı sıra, Rus devrimindeki çelişkiler kapsamlı bir şekilde dile getiriliyor. Bolşevik Parti’nin devrimden sonraki bürokrasi anlayışını ve parti diktatörlüğünü eleştiren kitapta, döneme ait çeşitli belgeler, Kronstadtlı işçiler ve Bolşevik Parti arasındaki yazışmalar, Rusya’da hareket eden diğer sol yapıların Kronstadt hakkındaki yorumlarını bulmak mümkün. Kronstadt Olayları başlıklı bölümle Bolşevik Parti’nin Almanya ileyaptığı Brest-Litovsk Anlaşması’nın getirdiği yoksulluk, halkın bu yoksulluk karşısında kendi inisiyatifiyle oluşturduğu pazarların durumu, bu pazarların Bolşevik Parti tarafından yasaklanması, bunun sonucu Petrograd’da başlayan grevle re değiniliyor. İşçiler yerel pazarların yeniden kurulmasını, işçi mahkumların bırakılmasını, söz ve basın özgürlüğü istiyorlardı. Bu isteklerin üzerine parti yönetimi Petrograd’da olağanüstü hal ilan etti ve savunma komitesinin aldığı kararların dışına çıkan olursa cezalandıracağını bildirdi. Aynı zamanda Kronstadtlı işçiler de parti bürokrasisinden rahatsızdı ve Petrograd’a bir heyet yolladılar. Heyetin geri dönmesiyle birlikte 28 Şubat günü taleplerin yer aldığı bir genelge yayınladılar. Bu genelgeye ek belgeler kısmında yer veren kitap, 1917’de yaşanan devrimin niteliğini, bu belgelerle sorgulatıyor.

 

Genelge maddelerine bakınca insanın aklına bu bir devrim değil miydi sorusu geliyor. Halkın sayesinde yapılmış ama iktidara geçilmesiyle birlikte halkı karşısına almış bir “devrim”.Bolşevik hükümet, 3 sene önce devrimin en önemli cephelerinden Kronstadt üssünü kahramanlıkla nitelerken şimdi “karşı devrimci“ ilan etmişti. Kronstadtlıları ve onların devrimin başından bu yana yaşattıkları öz yönetimlerini yok etme kararı almıştı. Kızıl Ordu askerlerinin büyük bölümü saldırmak istemiyordu. Çünkü onlar Kronstadtlı sınıf kardeşlerinin mücadeleye ne denli bağlı olduklarını biliyorlardı. Ama askeri otorite ağır bastı ve Kızıl Ordu birlikleri Kronstadt’a saldırmaya başladılar. Kitap Kronstadt olayları sonrası farklı kesimlerin yaşanılanlara ilişkin yorumlarını içeren ikinci bölüm ve yerleşik resmi tarihin aksi yönde bir tarih sunumuyla son buluyor.“1921 yılında da Bolşevik Parti, bürokrasiye ve partilere olan güvenini kaybetmiş halkı feshetme yoluna gitmiştir. Bürokrasinin iktidarını pekiştirebilmesi için halkın sesinin kesilmesi şarttır. Çünkü halk yöneticilerin güvenini kaybetmiştir, o halde halkı feshedip yeni bir halk seçmek gerekir.”

The post Kitap tanıtımı: KRONSTADT 1921 appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2012/10/01/kitap-tanitimi-kronstadt-1921/feed/ 0
Roseteks İşçilerine Polis Saldırısı https://meydan1.org/2012/10/01/roseteks-iscilerine-polis-saldirisi/ https://meydan1.org/2012/10/01/roseteks-iscilerine-polis-saldirisi/#respond Mon, 01 Oct 2012 10:32:17 +0000 https://test.meydan.org/2012/10/01/roseteks-iscilerine-polis-saldirisi/ 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde 2 aylık maaşları verilmeden ve tüm hakları gasp edilerek işten çıkartılan Roseteks işçileri haftalardır, Roseteks patronunun ortağı olduğu Levent’teki Köşebaşı isimli lüks restoran önünde oturma eylemi düzenliyorlar. Hey Tekstil, Roseteks, BEDAŞ, Kiğılı, Darkmen işçilerinin ve Cansel Malatyalı’nın her Cumartesi gerçekleştirdikleri Taksim Meydanı’ndan Galatasaray Lisesi önüne yapılan ortak yürüyüşten sonra, Roseteks […]

The post Roseteks İşçilerine Polis Saldırısı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde 2 aylık maaşları verilmeden ve tüm hakları gasp edilerek işten çıkartılan Roseteks işçileri haftalardır, Roseteks patronunun ortağı olduğu Levent’teki Köşebaşı isimli lüks restoran önünde oturma eylemi düzenliyorlar.

Hey Tekstil, Roseteks, BEDAŞ, Kiğılı, Darkmen işçilerinin ve Cansel Malatyalı’nın her Cumartesi gerçekleştirdikleri Taksim Meydanı’ndan Galatasaray Lisesi önüne yapılan ortak yürüyüşten sonra, Roseteks işçileri Köşebaşı Restoran önüne gitmek için Levent’e geçtiklerinde polis barikatlarıyla karşılaştılar.

7. haftalarında da Köşebaşı Restoran önüne giden işçilere polis ilk önce kalkanlarıyla barikat oluşturdu ardından da biber gazıyla saldırdı. Biber gazına rağmen “Direne direne kazanacağız”, “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganları atarak oturma eylemi yapan işçiler, polisin saldırısına rağmen Köşebaşı Restoran önüne gitmek için direndiler.

Polis saldırısı sonrasında 2 işçi hastaneye kaldırıldı, Avukat Şükriye Erden’in ise kolu çatladı. Gece saat 12’ye kadar oturma eylemlerini sürdüren Roseteks işçileri Pazar günü de Levent Köşebaşı Restoran önüne giderek basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada “Biz Roseteks işçileri, alın terimiz için direnmeye devam ediyoruz. Bu yedinci haftamızda Kösebaşı’nın tüm baskılarına rağmen direnmeye devam edeceğiz, yılmadık, yılmayacağız. Ne barikatlar ne de biber gazı bizi yıldıramaz. Ali Akkaş polisleri üstümüze salarak bizi korkutucağını mı sanıyorsun, yanılıyorsun korkmayacağız”dediler.

The post Roseteks İşçilerine Polis Saldırısı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2012/10/01/roseteks-iscilerine-polis-saldirisi/feed/ 0
ZENGİNİN SARAYI YIKILACAK İŞÇİLER KAZANACAK https://meydan1.org/2012/10/01/zenginin-sarayi-yikilacak-isciler-kazanacak/ https://meydan1.org/2012/10/01/zenginin-sarayi-yikilacak-isciler-kazanacak/#respond Mon, 01 Oct 2012 10:26:22 +0000 https://test.meydan.org/2012/10/01/zenginin-sarayi-yikilacak-isciler-kazanacak/ Maltepe Belediyesi tarafından işten atılan Maltepe Belediyesi Taşeron İşçileri’nin direnişi sürüyor. Maltepe Belediyesi tarafından işten atılan Maltepe Belediyesi Taşeron İşçileri’nin direnişi sürüyor. Direniş süresince birçok eylem yapan taşeron işçileri, CHP ve Maltepe Belediye Başkanı Mustafa Zengin’le defalarca masaya oturmuştu. Mustafa Zengin’in ve CHP’nin verdiği sözleri tutmamasının yanında, işçilere onur kırıcı birçok tavır sergilemesi sebebi ile […]

The post ZENGİNİN SARAYI YIKILACAK İŞÇİLER KAZANACAK appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Maltepe Belediyesi tarafından işten atılan Maltepe Belediyesi Taşeron İşçileri’nin direnişi sürüyor.

Maltepe Belediyesi tarafından işten atılan Maltepe Belediyesi Taşeron İşçileri’nin direnişi sürüyor. Direniş süresince birçok eylem yapan taşeron işçileri, CHP ve Maltepe Belediye Başkanı Mustafa Zengin’le defalarca masaya oturmuştu. Mustafa Zengin’in ve CHP’nin verdiği sözleri tutmamasının yanında, işçilere onur kırıcı birçok tavır sergilemesi sebebi ile taşeron işçileri 3 Eylül günü Maltepe CHP ilçe binasını işgal etti. Sabah saatlerinde CHP Maltepe ilçe binasına girerek kendilerini toplantı odasına kapatan işçiler, sorunları çözülene kadar binayı terk etmeyeceklerini duyurdular. CHP binasının camından “Yalanlarınız artık karnımızı doyurmuyor. Söz Verdiniz Hala İşsiziz. Direnişçi Maltepe Belediyesi Taşeron İşçileri” yazılı pankart sallandırdılar. Sorunlarının çözülmeden polis müdahalesi olması durumunda yanlarından getirdikleri benzin bidonu ile kendilerini yakacaklarını söyleyen işçiler, CHP parti binası camından sloganlar atarak tepkilerini dile getirdiler. İşgal sırasında CHP ilçe binası önüne gelen yüzlerce CHP’li, işçileri linç etmek istedi. Polisin işçileri bina-dan çıkardığı sırada da CHP’li toplu-luk işçilere saldırdı. İşgal sırasında ve sonrasında yaşanan linç girişimini ve CHP yönetiminin taşeron işçilerine yönelik tavırlarını protesto etmek amacı ile işçiler, işgalden iki gün sonra Malte-pe Belediye binasından CHP ilçe binasına bir yürüyüş gerçekleştirildi.

Yürüyüşe Devrimci Anarşist Faaliyet, BDSP, ESP, Kaldıraç, DHF, Partizan, HDK, TKP, Sosyalist Yeniden Kuruluş, DİSK Genel-İş Sendikası İstanbul Anadolu Yakası 1 No’lu Şube temsilcileri de destek verdi. Maltepe Belediyesi önünde
başlayan yürüyüşte ”Yalanlarınız Artık Karnımızı Doyurmuyor Söz Verdiniz Hala İşsiziz” yazılı pankart açıldı. CHP ilçe binası önüne gelindiğinde basın açıklaması gerçekleştirildi. Basın açıklamasını taşeron işçilerden İlhan Yıldırım okudu. Yıldırım, 120 günlük direniş sürecini anlattıktan sonra, gerçekleştirdikleri işgal eylemi sırasında ve sonrasında kendilerine yönelik linç girişimini anlattı. “O gün ilçe başkanı parti üyelerine tahrik edici mesajlar göndererek partinin bir grup tarafından işgal altında olduğunu ve bütün üyelerini ilçe binasına gelmeleri ve sahip çıkmalarını, ilçeyi savunmalarının gerektiğini anlatan mesajlar göndererek insanları galeyana getirmiş ve provokasyon yaratarak bilinçli olarak hedef göstermiş ve linç girişimine zemin hazırlamıştır.” diyen Yıldırım, yılmadan her türlü yalana, iftiraya ve karalamaya karşı direneceklerini belirtti. Polis, eyleme katılmak isteyen insanları alana almayıp, basın açıklaması sırasında TC bayraklı bir faşisti alana sokarak provokasyon yaratmak istese de eylem
olaysız sonlandı.

The post ZENGİNİN SARAYI YIKILACAK İŞÇİLER KAZANACAK appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2012/10/01/zenginin-sarayi-yikilacak-isciler-kazanacak/feed/ 0
SÖMÜRÜ ZiRVESi https://meydan1.org/2012/10/01/somuru-zirvesi/ https://meydan1.org/2012/10/01/somuru-zirvesi/#respond Mon, 01 Oct 2012 10:17:14 +0000 https://test.meydan.org/2012/10/01/somuru-zirvesi/ “Taşeronlar, Alt işverenler, Tedarikçileri Zirvesi”, taşeron işçilerin şantiyelerde öldüğü, işlerinden keyfi bir şekilde atıldıkları, paralarının ödenmediği, kötü çalışma koşullarında çalışmak zorunda bırakıldıkları bir yılda gerçekleştiriliyor olması; taşeron sistemin, kapitalistlerin sömürü modellerinin geleceğinde ne denli anahtar bir rol oynayacağının göstergelerinden biri. Kapitalizmin yeni iş modelleri, bu modellerin hukuki kapsamı, pratikleri, bu iş modellerinin gelecekteki sektörleri ve […]

The post SÖMÜRÜ ZiRVESi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
“Taşeronlar, Alt işverenler, Tedarikçileri Zirvesi”, taşeron işçilerin şantiyelerde öldüğü, işlerinden keyfi bir şekilde atıldıkları, paralarının ödenmediği, kötü çalışma koşullarında çalışmak zorunda bırakıldıkları bir yılda gerçekleştiriliyor olması; taşeron sistemin, kapitalistlerin sömürü modellerinin geleceğinde ne denli anahtar bir rol oynayacağının göstergelerinden biri.

Kapitalizmin yeni iş modelleri, bu modellerin hukuki kapsamı, pratikleri, bu iş modellerinin gelecekteki sektörleri ve şirketlere kazandıracakları üzerine 29 Ağustos’ta, Divan Otel’de “Taşeronlar, Alt işverenler, Tedarikçileri Zirvesi”ismiyle bir toplantı yapıldı. Bu zirvede, Taşeron ve Tedarikçi Hizmet İş Sözleşmeleri, Önemli Kriterler; Taşeron Karlılık Arttırma ve Yüksek Verim Alma Uygulamaları; Gelecekte Taşeron ve Tedarikçi Uygulamaları ve Taşeronlaşacak Bölümler, Sektörler; Alt İşveren (Taşeron) Yasal Hak ve Yükümlülükleri; Taşeron ve Tedarikçiler için Satın Alma ve Kalite Bölümü Yaklaşımları ve Başarılı Uygulamaları başlıklı oturumlar gerçekleştirildi. İş dünyasının yoğun ilgi gösterdiği bu zirvede, holding yöneticilerinden hukuk danışmanlarına, çalışma bakanlığı müfettişlerinden akademisyenlere kadar pek çok farklı çevreden katılımcılar tarafından “Yönetimsel, Hukuksal, Finansal Sorunlar, Çözüm Önerileri ve Başarılı İş Kriterleri” adı altında sunumlar gerçekleştirildi. Bu sunumlarda, büyük balık küçük balık metaforu örneği ile kapitalizmin yeni iş modelinin ipuçları verildi. “Büyümenin sonu yok, büyük balıklar, artık, paylaşmaktan başka bir yolun kalmadığını anlıyor”diye anlattıkları modelle taşeronluk sisteminin istenen profili, katılımcı şirketlere ve onların patronlarına öğretildi.

Paylaşma mı, pay etme mi?

Kapitalizmin doğası gereği kar üzerine kurulu olduğu gerçeği değişmediğine göre, bahsi geçen paylaşmanın gerçekten bir paylaşma olmasından ziyade; yeni iş modeline göre oluşacak yeni sermaye birikimini pay etme girişiminden başka bir çaba olmadığı görülecektir. Nitekim zirvede tanımlanan ve uygulanması istenen model, üretim sürecini parçalayarak hem sorumluluğun hem de karın farklı şirketlere pay edilmesi, böylelikle dinamik bir model görünümü altında sermayenin devamlılığı ve hareketliliğinin garanti altına alınmasıdır.

Yeni taşeron modelinin büyük şirketler tarafından ortaya atılmasındaki bir diğer önemli neden de şirketlerin haksız ve hukuksuz uygulamalarından kolaylıkla sıyrılabilecekleri bir kamufulaj özelliği taşıması. Yani, çocuk işçi çalıştırdığı için suçlanan ve bu nedenle hem prestij hem de kar kaybına uğrayan Nike, bu işleri alt işveren görünümündeki bir firmaya devrederek, kendine yönelen bu basıncın kolaylıkla üstesinden gelecektir. Ya da dünya içme suyu kaynaklarının önemli bir kısmına sahip olan Coca Cola Şirketi, bu varlıklarını değişik şirketlere “pay ederek” daha masum bir görüntü sergileyebilecektir. Taşeronluk sisteminin daha önce uygulanmadığı sektörlerde de yakın bir gelecekte uygulanacak olması, bu toplantıda konuşulan başlıklardan bir diğeriydi. Farklı birçok sektörü hedefleyen bu yeni sömürü sistemiyle, taşeron sistemini iyileştirerek daha verimli sömürü alanları yaratmak hedefleniyor. İşçi ölümlerinin, işten atılmaların, kölece çalışma koşullarının normalleştirildiği bu coğrafyada uygulamaya konulacak yeni modelle, büyük şirketler sömürülerini daim kılmak için bel bağladıkları taşeron sistemini daha da geliştirmeyi amaçlıyor. Sermayenin devamlılığı ve hareketliliği yanında sömürüyü de devamlı kılacak olan bu yeni modelle, paylaşmacı, ekosistemi önemseyen, işçi haklarına duyarlı taşeron kılıfının ardına gizlenen asıl şey ise büyük şirketlerin kapitalizmden pay kapma yarışı oluyor.
“Taşeronlaşmayı iyileştirme zirvesi” ne Süreyya Paşa Hastanesi’nde yaklaşık iki aydır direnen taşeron işçilerinin mücadelesini, ne gerekçesiz bir şekilde işten atılan ve buna karşın direnişe geçen Kiğılı işçisi Didem Sorhun’un mücadelesini, ne de 200’ü aşkın gündür direnişte olan Hey Tekstil işçilerinin mücadelesini sonlandıramayacaktır. Kapitalistler düzenledikleri zirvelerle taşeron sömürüsünü normalleştirerek sürekli kılmak isteseler de direnen işçileri mücadelelerinden vazgeçiremeyeceklerdir.

 

The post SÖMÜRÜ ZiRVESi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2012/10/01/somuru-zirvesi/feed/ 0
2 Sigortalı İşçi Alana 3.sü Bedava https://meydan1.org/2012/10/01/2-sigortali-isci-alana-3-su-bedava/ https://meydan1.org/2012/10/01/2-sigortali-isci-alana-3-su-bedava/#respond Mon, 01 Oct 2012 09:48:16 +0000 https://test.meydan.org/2012/10/01/2-sigortali-isci-alana-3-su-bedava/ Türkiye İş Kurumu (İŞ-KUR), İşbaşı Eğitim Programları kapsamında bir patronun en az 2 sigortalı işçi çalıştırması halinde, 1 tane de stajyer alımına izin vereceğini açıkladı. 2 sigortalıya 1 stajyer bedava kampanyasıyla İŞKUR, işsizliğin giderek yükseldiği şu günlerde, istihdamı arttırmayı hedefliyor. İŞKUR Yozgat İl Müdürü Recep Öcal, “Yanında en az 2 sigortalı işçi çalıştıran işveren, okula devam etmeyen […]

The post 2 Sigortalı İşçi Alana 3.sü Bedava appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Türkiye İş Kurumu (İŞ-KUR), İşbaşı Eğitim Programları kapsamında bir patronun en az 2 sigortalı işçi çalıştırması halinde, 1 tane de stajyer alımına izin vereceğini açıkladı. 2 sigortalıya 1 stajyer bedava kampanyasıyla İŞKUR, işsizliğin giderek yükseldiği şu günlerde, istihdamı arttırmayı hedefliyor. İŞKUR Yozgat İl Müdürü Recep Öcal, “Yanında en az 2 sigortalı işçi çalıştıran işveren, okula devam etmeyen ve 15 yaşından büyük ‘stajyer’ çalıştırırsa maaşı ve sigorta primleri İŞKUR tarafından karşılanıyor” diyor. Daha önce kursiyerlerini eğitim çalışmalarında ‘pratik eğitim’ adı altında bedava ve vasıfsız çalıştırarak ucuz iş gücü sağlayan İŞ-KUR, anlaşılan o ki bu ticari mantığı şimdi de işçileri promosyon gibi pazarlayarak devam ettiriyor.

The post 2 Sigortalı İşçi Alana 3.sü Bedava appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2012/10/01/2-sigortali-isci-alana-3-su-bedava/feed/ 0
Darkmen Tekstil’de İşçiler Direne Direne Kazanacaklar https://meydan1.org/2012/10/01/darkmen-tekstilde-isciler-direne-direne-kazanacaklar/ https://meydan1.org/2012/10/01/darkmen-tekstilde-isciler-direne-direne-kazanacaklar/#respond Mon, 01 Oct 2012 09:38:36 +0000 https://test.meydan.org/2012/10/01/darkmen-tekstilde-isciler-direne-direne-kazanacaklar/ İşçi sömürüsünün ciddi anlamda arttığı günümüzde her geçen gün yeni bir işten atılmayla karşılaşıyor veişten atılmalara karşı yeni bir direnişin yükselen sesini duyuyoruz. Son olarak 30 Ağustos resmi tatilinde işe gitmedikleri gerekçesiyle 9 Darkmenişçisi,patronlar tarafından hakarete uğrayarak ve darp edilerek işten atıldı. Yıllardır çeşitli hakları gasp edilen Darkmen Tekstil işçileri, Darkmen patronu Mehmet Dak, Sibğettullah […]

The post Darkmen Tekstil’de İşçiler Direne Direne Kazanacaklar appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
İşçi sömürüsünün ciddi anlamda arttığı günümüzde her geçen gün yeni bir işten atılmayla karşılaşıyor veişten atılmalara karşı yeni bir direnişin yükselen sesini duyuyoruz. Son olarak 30 Ağustos resmi tatilinde işe gitmedikleri gerekçesiyle 9 Darkmenişçisi,patronlar tarafından hakarete uğrayarak ve darp edilerek işten atıldı. Yıllardır çeşitli hakları gasp edilen Darkmen Tekstil işçileri, Darkmen patronu Mehmet Dak, Sibğettullah Dak ve Mustafa Dak kardeşler tarafından, 30Ağustos gününün resmi tatil olmasına rağmen mesai ücreti almadan çalıştırılmak istendi. Darkmen işçileri, 30 Ağustos günü işe gitmeyerek, patronların isteğini kabul etmedi. Kadın işçilere sözlü tacizlerde bulunan,
Kürt işçilere hakaret eden patronlar, 9 işçiyi resmi tatilde işe gitmediklerinden dolayıişten attılar. İşten atılmaları sürecinde patronlarla çeşitli görüşmelerde bulunan Darkmenişçileri “Kürtler ne anlar 30 Ağustos’tan! Onlar sadece

yemek yesin ve çalışsınlar.”, “O adam Alevi, o adam sizi kötü yola sokar.” gibi hakaretlerle karşılaştılar. Patronların
bu tavırları ve 30 Ağustos günü işten atılmaları nedeniyle Darkmen işçileri direnişe başladı. 4 Eylül günü Güngören Stadı önünde toplanan işçiler, “Darkmen Fabrikasından Atıldık Haklarımızı İstiyoruz! Direnen Darkmen İşçileri! ” yazılı pankart açarak “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” “Direne Direne Kazanacağız” sloganları ve “Susma Sustukça Sıra Sana Gelecek, İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız, Direne Direne Kazanacağız”dövizleriyle yürüdü. İşçiler Darkmen Tekstil önüne geldiklerinde bir basın açıklaması okundu. Eylem sürerken DARKMEN patronlarından Mehmet Dak, işçilerin üzerine arabasını sürerek işçileri ezmeye çalıştı. Darkmen işçileri her cumartesi direnen HEY Tekstil, Roseteks, BEDAŞ, Kiğılı işçisi Didem Sorhun ve İMO’dan işten atılan Cansel Malatyalı ile beraber Taksim Meydanı’ndan Galatasaray’a yürüyor.

The post Darkmen Tekstil’de İşçiler Direne Direne Kazanacaklar appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2012/10/01/darkmen-tekstilde-isciler-direne-direne-kazanacaklar/feed/ 0
Manisa’da 500 Tarım İşçisi İş Bıraktı https://meydan1.org/2012/10/01/manisada-500-tarim-iscisi-is-birakti/ https://meydan1.org/2012/10/01/manisada-500-tarim-iscisi-is-birakti/#respond Mon, 01 Oct 2012 09:32:13 +0000 https://test.meydan.org/2012/10/01/manisada-500-tarim-iscisi-is-birakti/ Manisa’nın Turgutlu ilçesindeki Sarıbey Köyü’nde 500 mevsimlik işçi, yevmiyelerinin düşük olması ve barınma koşullarındaki sıkıntılar nedeniyle iş bıraktı. Manisa’da barınma koşullarının kötü olması ve yevmiyelerin çok düşük olması nedeniyle iş bırakan mevsimlik işçiler, koşullar düzelinceye kadar çalışmaya başlamayacaklarını belirttiler. Mevsimlik işçilerden biri “Biz buraya 1500 km öteden geliyoruz. Domates mevsimi bitti, domatesten 35 lira alıyorduk, şimdi […]

The post Manisa’da 500 Tarım İşçisi İş Bıraktı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Manisa’nın Turgutlu ilçesindeki Sarıbey Köyü’nde 500 mevsimlik işçi, yevmiyelerinin düşük olması ve barınma koşullarındaki sıkıntılar nedeniyle iş bıraktı.

Manisa’da barınma koşullarının kötü olması ve yevmiyelerin çok düşük olması nedeniyle iş bırakan mevsimlik işçiler, koşullar düzelinceye kadar çalışmaya başlamayacaklarını belirttiler. Mevsimlik işçilerden biri “Biz buraya 1500 km öteden geliyoruz. Domates mevsimi bitti, domatesten 35 lira alıyorduk, şimdi üzüm mevsimi başladı yevmiye 31 liraya düştü. Biz burada kadın erkek çoluk çocuk gün boyunca çalışıyoruz,ama aldığımız para ancak yol paramızı karşılıyor” dedi. Başka bir işçi ise, çadırlarını kurdukları alanı işaret ederek “Burada çok kötü koşullarda yaşıyoruz, her gün bir sürü yılan öldürüyoruz, yaşam koşullarımız çok kötü, çalışma koşullarımız da öyle, geçenlerde 13 yaşındaki bir kız çocuğu çalışırken beyin kanaması geçirerek öldü.” diyerek tepkisini ortaya koydu. Sarıbey Köyü muhtarı ise toprak sahipleri ile yaptığı görüşmeden sonra yevmiyeleri 36 liraya çıkaracaklarını belirtti. İşçiler de, buna karşılık kendi aralarında durumu değerlendirip, iş bırakmayı sürdürüp sürdürmeyeceklerine karar vereceklerini söylediler.

The post Manisa’da 500 Tarım İşçisi İş Bıraktı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2012/10/01/manisada-500-tarim-iscisi-is-birakti/feed/ 0
Bilgi Üniversitesi’nde İşçiler Direnişte https://meydan1.org/2012/10/01/bilgi-universitesinde-isciler-direniste/ https://meydan1.org/2012/10/01/bilgi-universitesinde-isciler-direniste/#respond Mon, 01 Oct 2012 09:23:21 +0000 https://test.meydan.org/2012/10/01/bilgi-universitesinde-isciler-direniste/ Bilgi Üniversitesi yönetiminin, Dolapdere Kampüsü’ndeki bir binanın hizmet dışı kalması ve küçülmesini bahane ederek işten çıkarttığı Sosyal-İş üyesi 13 işçi, oturma eylemine başladı. İstanbul Bilgi Üniversitesi yaklaşık 2 hafta önce destek personeli olarak hizmet veren 13 Sosyal-İş üyesi işçiyi, Dolapdere Kampüsü’ndeki bir binanın hizmet dışı kalması ve küçülmesini bahane ederek işten çıkarmıştı. İşten çıkartılan işçiler 4 Eylül günü […]

The post Bilgi Üniversitesi’nde İşçiler Direnişte appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Bilgi Üniversitesi yönetiminin, Dolapdere Kampüsü’ndeki bir binanın hizmet dışı kalması ve küçülmesini bahane ederek işten çıkarttığı Sosyal-İş üyesi 13 işçi, oturma eylemine başladı.


İstanbul Bilgi Üniversitesi yaklaşık 2 hafta önce destek personeli olarak hizmet veren 13 Sosyal-İş üyesi işçiyi, Dolapdere Kampüsü’ndeki bir binanın hizmet dışı kalması ve küçülmesini bahane ederek işten çıkarmıştı. İşten çıkartılan işçiler 4 Eylül günü direnişe başladı. İşçiler, Bilgi Üniversitesi

Santral Kampüsü Camii Kapı girişinde toplanarak, kampüste yer alan Rektörlük binasına kadar “Susma sustukça sıra sana gelecek”, “İşten atılanlar geri alınsın”, “Bilgi işçisi yalnız değildir”, “Baskılar bizi yıldıramaz”, “Yaşasın sınıf dayanışması”, “Susma haykır sendika haktır” sloganlarıyla yürüdü. Yürüyüş sonrası açıklamalar yapılarak oturma eylemi gerçekleştirildi. Eyleme ÖDP, EMEP, SDP, TKP 1920, DİSK Genel Başkanı Erol Ekici, Nakliyat-İş Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu, ÇHD İstanbul Şube Başkanı Taylan Tanay da destek verdi.

The post Bilgi Üniversitesi’nde İşçiler Direnişte appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2012/10/01/bilgi-universitesinde-isciler-direniste/feed/ 0
“Mücadele Darbelenemez“ – Berk Yeter https://meydan1.org/2012/10/01/mucadele-darbelenemez-berk-yeter/ https://meydan1.org/2012/10/01/mucadele-darbelenemez-berk-yeter/#respond Mon, 01 Oct 2012 09:08:20 +0000 https://test.meydan.org/2012/10/01/mucadele-darbelenemez-berk-yeter/ Şimdiye kadar işçiler güldü, bundan sonra biz güleceğiz. 12 Eylül 1980 TİSK Başkanı Halit Narin Bildiğimiz üzere faşizm denilen vahşet, devletli toplum içerisinde geçici bir uygulama değil, daima üstü açık ya da kapalı bir şekilde korunan bir zihniyet ve uygulamadır. Yılın her 12 Eylül’ü yaklaştığında faşizm üzerine konuşmalar sıklaşırken faşizm ile sözde hesaplaşma nidaları atılır […]

The post “Mücadele Darbelenemez“ – Berk Yeter appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Şimdiye kadar işçiler güldü,
bundan sonra biz güleceğiz.
12 Eylül 1980
TİSK Başkanı
Halit Narin

Bildiğimiz üzere faşizm denilen vahşet, devletli toplum içerisinde geçici bir uygulama değil, daima üstü açık ya da kapalı bir şekilde korunan bir zihniyet ve uygulamadır. Yılın her 12 Eylül’ü yaklaştığında faşizm üzerine konuşmalar sıklaşırken faşizm ile sözde hesaplaşma nidaları atılır durur.
Ama atılan bu nidaların basit bir kandırmaca olduğu, isteyerek ya da istemeden göz ardı edilir. Aslında bu da ‘devletli toplum içerisinde faşizmin sürekli yeni formatlarla temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp önümüze konacağının’ bir başka şekilde ifade edilişidir. Tam 32 yıl önce kurulan bir cümle aslında darbe sonucu topluma yaşatılan Özal’lı yılları, Çiller ile
birlikte koruma altına alınan özel savaş durumunu, kırılma ve sıçramanın tavan yaptığı AKP politika ve uygulamalarının özetini oluşturmaktaydı. Bu özet, dönemin TİSK(Türkiye İşverenler Sendikaları Konfederasyonu) Başkanı Halit Narin’in*“Şimdiye kadar işçiler güldü, bundan sonra biz güleceğiz.” sözüydü şüphesiz. Daha geniş bir çerçeveden bakacak olursak, tüm bu durumun temeli olarak ‘muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak’ olarak
adlandırılan kapitalizmi her alanda, her anda ve her yaşamda var etme mücadelesinin olduğudur. Vurgulamak gerekir ki, bu katliam düzenini kurulu düzen haline getirmek, oldukça sancılı geçmektedir iktidarlar açısından. Sancıyı kanla bastırmaktan başka yol eylemeyenler bizlere Newala Qesaba’yı, Sivas’ı, hayata dönüş(!) operasyonlarını, iş kazası süsüyle üstü örtülmeye çalışılan utancı, kadın kıyımını, 17.000 faili devlet cinayetlerini, daha kanı kurumayan Roboski’yi ve daha onlarcasını yaşattı.
***
Ayrıca değinmek istediğim önemli bir nokta ise son günlerde yapılan popüler bir tanımlama

olan “içerisi ve dışarısı”. Kapitalizmin girmeye çalıştığı alanları hala  devletli iktidarlı algılarda tanımlamak esasen neyin ne kadar içselleştirildiğinin anlaşılması için en önemli kanıtı oluşturmakta. Çünkü durumu emperyalizme indirgeyen ve bu indirgemenin tabiatına uygun olarak ucu misak-ı milliciliğe varabilecek yorumlar hayati hata anlamına gelecektir, yani kapitalizmin palazlanma işini kolaylaştıracaktır.

Diğer yandan, bu katliam düzenine karşı tonu sürekli yükselen mücadelenin ve derinliği sürekli artan çatlakların da farkında olmalıyız. Küresel kapitalizmin Ortadoğu’daki uzak karakolu olma ihalesini şirketleri ve ordusuyla elinde bulunduran TC Devleti daha Şemzînan’da, Beytüşşebap’ta, Gewer’de ve Mezopotamya’nın başka birçok yerinde saplanıp kalmış ve hareket edemez duruma gelmiştir.Tüm bunların haricinde başta İstanbul olmak üzere birçok şehrin fabrika ve iş yerlerinde direnişe geçen işçilerin sayısı hızla artmakta ve direnişler ortaklaşmaya doğru yüzünü dönmekte. Yine, gerek Mezopotamya’da gerek Karadeniz’de gerekse ülkenin geri kalan kısmında kurulmak istenen barajlara, hayata geçirilmek istenen kentsel dönüşüm adındaki yıkım projelerine karşı ciddi mücadeleler söz konusu.İktidarlar 12 Eylül faşizmiyle hesaplaştığının iddiasında bulunadursun ve hatta yanlarına ‘teşekkür edebileceği’ kimi sözüm ona solcuları, demokratları, aydınları ve STK’ları yanına alsın. 12 Eylül’ün faşizm ile kapitalizmin ortaklığı olduğunu ve bunun da devletin özünü oluşturduğu bilenler, mücadeleyi yükseltenler, çatlakları derinleştirenler ‘hesaplaşmanın’ tarifini pratik içerisinde yapmaktadırlar. Unutulmamalı ki umut her zaman vardı ve şimdi hiç olmadığı kadar bu umut, insanların yüreklerinde büyümeye devam etmekte…

*Halit Narin Kimdir?

Yukarıdaki sözüyle 12 Eylül darbesine güzellemeler yapan Halit Narin, “Terörle Mücadele Operasyonu Kahramanları’na Destek” kampanyası kapsamında 5.000.000(milyon) TL bağış yapan, tekstil sektöründe faaliyet gösteren iş adamıdır. Halit Narin, 1961 yılından beri Türkiye Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası’nın başkanlığını yürütmektedir. Aynı zamanda2008 yılında Uluslararası Tekstil Sanayicileri Federasyonu Başkanı seçildi. Tekstil fabrikasının arazisini toplu konut mahallesine çevirmek gibi işlerle de sadece ekonomik ve siyasi mühendislikle yetinmediğini, toplumsal mühendisliğe dört elle sarıldığının göstergesidir. Halit Narin’in düşünceleri hala iktidarda ve Türkiye’deki faşizm-kapitalizm ilişkisini anlamak için en iyi örneği oluşturmakta.

Berk Yeter

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 3. sayısında yayımlanmıştır.

The post “Mücadele Darbelenemez“ – Berk Yeter appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2012/10/01/mucadele-darbelenemez-berk-yeter/feed/ 0
“Anarşizm ve Devrim“ – Halil Çelik https://meydan1.org/2012/09/30/anarsizm-ve-devrim-halil-celik-2/ https://meydan1.org/2012/09/30/anarsizm-ve-devrim-halil-celik-2/#respond Sun, 30 Sep 2012 15:25:05 +0000 https://test.meydan.org/2012/09/30/anarsizm-ve-devrim-halil-celik-2/ Devrim… O kadar fazla anlamda kullanılmış ki bu sözcük. Bir sözcüğü yasaklayabilir misiniz? Yasaklanmış, devrim. Sadece yaşadığımız coğrafyada mı? Hayır, Güney Amerika’dan Çin Hindi’ne, Asya’nın kuzeyinden Afrika’ya, kendine tehdit gören her iktidar odağı, yasaklamış devrim sözcüğünü. Sadece şimdi mi? Tarihin en erken aşamalarından bu yana. Her zaman ve her yerde birileri çekinmiş bu sözcükten, bazılarıysa […]

The post “Anarşizm ve Devrim“ – Halil Çelik appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Devrim… O kadar fazla anlamda kullanılmış ki bu sözcük. Bir sözcüğü yasaklayabilir misiniz? Yasaklanmış, devrim. Sadece yaşadığımız coğrafyada mı? Hayır, Güney Amerika’dan Çin Hindi’ne, Asya’nın kuzeyinden Afrika’ya, kendine tehdit gören her iktidar odağı, yasaklamış devrim sözcüğünü. Sadece şimdi mi? Tarihin en erken aşamalarından bu yana. Her zaman ve her yerde birileri çekinmiş bu sözcükten, bazılarıysa hayatlarını anlamlı kılmış bu sözcükle. Geçenlerde ise bir şirketin vitrinine reklam olmuş. Bir satış politikası… Ya da nostaljik bir dizide, hatırlanır bir ayrıntı. Sözcüğü anmaktan korkanların ağzına pelesenk olmuş devrim. Çünkü iktidarların korktuğu devrim, hep gelecekteki bir günle anılır olmuş. Vaat edilen bir kurtuluş günü, gerçekleştiği anda tüm yaşamı değiştirecek sihirli bir an olmuş. Oysa devrim;  iktidarlı, otoriter ve itaatkâr, mülkiyetçi reflekslere dönüşmüş ilişkilerin şu andan reddidir. Bu, iktidarlı refleksleri reddetmek değildir sadece. Paylaşma ve dayanışmanın yaşamsal ilişkisine dayalı bir toplum yaratmaya şimdiden gösterilen bir çabadır.

Devrim yapılmaz,
satın alınmaz;
ya ruhumuzda
ya hiçbir
yerde…

Adalet duygusu gelişkin özgür bireylerin, böyle bir çabaya kolektif bir şekilde giriştiği bir süreçtir. Atölyede patronun işçisini sömürdüğü ve bu sömürünün normalleştiği ve bu normalin dünyanın her yerinde bir gerçeklik haline geldiği zamanda, bu sömürüye karşı üretim ve tüketim ilişkilerini şimdiden, tüm bireylerin gönüllü katılımıyla düzenlemektir. Evde erkeğin kadını ezdiği ve bunun toplumun geleneği haline geldiği bir zamanda, herhangi bir bireyin otoriteye ve tahakküme maruz kalmadan kendini gerçekleyebildiği andır. Bilginin, iktidarın süzgecinden geçip toplumsal statü için devlete uygun iradesiz bireyler yetiştirmek uğruna satıldığı bir zamanda, toplumsal deneyimlerin tüm bireylerde paylaşılıp, gerontokratik kaygılar gütmeden, şimdiden ortak pratiklere dökülmesidir. Toplumsal işleyişte dışarda bırakılan  her bireyin, kendini var edebildiği karar alma süreçlerine doğrudan dahil olmasıdır devrim. Adaletin, özgürlüğün“devrim sonrası”na ertelenmeden, şimdiden sahiplenilmesi ve yaşatılması sürecidir. Tüm bu toplumsal çabaların yanında, bireyin düşündüğünü eyleyebildiği, eyleyebildiğinin sorumluluğunu aldığı yaşamsal bir mücadele hattıdır da devrim. Kapitalist alışkanlıkların dayattığı yaşama karşı geliştirilmiş bir tavırdır. Zihindeki devletten ve şirketten de kurtulabilmektir. Bireyin kendi yaşamının sorumluluğunu almasını içselleştirme sürecidir de aynı zamanda. Devrimi kendi yaşamlarımızda gerçekleştirebileceğimiz sürece, sistemin gerçekliğinin dışında bir gerçeklik yaratabiliriz. Devrim, bu yaşamsallığın ve toplumsallığın bütünlüklü gittiği bir süreçtir. Gelecek bir gün değil, şimdidir. Bugün sokaklarda söylediğimiz gibi “yapılır”, ”satılır” bir şey değildir. Şimdi,şu anda bizim yüreklerimizde başlayacak, hepimizin yüreği devrimleştiğinde devrim olacak. Çünkü insan ancak kendi kadar özgür insanların arasında gerçekten özgürdür.

Halil Çelik

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 3. sayısında yayımlanmıştır. 

The post “Anarşizm ve Devrim“ – Halil Çelik appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2012/09/30/anarsizm-ve-devrim-halil-celik-2/feed/ 0
Silah Şirketlerine “Arap Baharı” Geldi https://meydan1.org/2012/09/30/silah-sirketlerine-arap-bahari-geldi/ https://meydan1.org/2012/09/30/silah-sirketlerine-arap-bahari-geldi/#respond Sun, 30 Sep 2012 14:32:18 +0000 https://test.meydan.org/2012/09/30/silah-sirketlerine-arap-bahari-geldi/ Arap Baharı adıyla anılan toplumsal süreç sonrasında Ortadoğu ve Arap ülkelerinde yaşanan çatışmalar, silah şirketlerine yaradı. Bu şirketlerin 2011 yılındaki silah satışları bir önceki yıla göre tam üç kat arttı. ABD Kongresi tarafından hazırlanan bir rapora göre, ABD’nin 2010 yılında 21,4 milyar dolar olan silah satışı,2011 yılı sonunda üç kat artarak,66,3 milyar dolara çıktı. Rapora göre, söz […]

The post Silah Şirketlerine “Arap Baharı” Geldi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Arap Baharı adıyla anılan toplumsal süreç sonrasında Ortadoğu ve Arap ülkelerinde yaşanan çatışmalar, silah şirketlerine yaradı. Bu şirketlerin 2011 yılındaki silah satışları bir önceki yıla göre tam üç kat arttı. ABD Kongresi tarafından hazırlanan bir rapora göre, ABD’nin 2010 yılında 21,4 milyar dolar olan silah satışı,2011 yılı sonunda üç kat artarak,66,3 milyar dolara çıktı. Rapora göre, söz konusu silah satışlarının en iyi müşterileri ise Körfez ülkeleri. Suudi Arabistan, silah şirketleriyle 33,4 milyar dolarlık an-laşma yaparken, bu ülkeyi 4,5 milyar dolar değerindeki anlaşmayla Birleşik Arap Emirlikleri ve 1,4 milyar dolarlık anlaşmayla Umman izledi. Suudi Arabistan’ın ABD şirketleriy-le yaptığı 33,4 milyar dolarlık anlaş-maya göre, bu ülkeye 84 adet “yeni nesil F-15” savaş uçağı satıldı. Ayrıca bu devletin halen silah envanterinde bulunan 70 adet F-15 de, söz konusu bu anlaşma dahilinde modernize edi-lecek. ABD silah şirketleri ayrıca Suu-di Arabistan’a, Apache ve Black Hawk saldırı helikopterleri de satacak. Birleşik Arap Emirlikleri de bu şirket-lerden 3,5 milyar dolar değerinde füze savunma sistemi satın alırken, 939 milyon dolar değerinde 16 adet Chino-ok mühimmat sevkiyatı helikopteri için anlaşma yaptı.Bir diğer Körfez ülkesi Umman ise, 1,4 milyar karşılığında 18 adet F-16 savaş uçağı satın aldı.

The post Silah Şirketlerine “Arap Baharı” Geldi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2012/09/30/silah-sirketlerine-arap-bahari-geldi/feed/ 0