The post Vatan Sağolmasın – (Merve Arkun) appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Suruç Katliamı’nın ardından giderek belirginleştirilen savaş politikaları; işkenceler, OHAL’ler ve sokak infazlarıyla, nihayetinde içine sürüklendiğimiz savaş hali söz konusu bugünlerde. İktidarını kaybetmenin yarattığı korkuyla, “etrafına korku salmak” isteyenler, her zaman olduğu gibi yine savaş çığırtkanlığına sığındı. Yıllardan bu yana işletildiği iddia edilen “Çözüm Süreci”nin yerini şimdilerde yine infazlar, katliamlar, günbegün artan cenazeler aldı.
“Düşük yoğunluklu çatışma” dönemlerinde yaşanan köy baskınları, sokak infazları, çatışmaların ardından, televizyonlardan hatırlarımızda kalan görüntüler yine ekranlarda bir süredir. Diyarbakır’da, Bingöl’de, Siirt’te ve Hakkari’de… zorunlu askerliklerini yaparken yaşamını yitiren askerler, feryat eden aileler, bayraklara sarılmış tabutlar var. Ancak tek bir farkla; yaşamını yitirenlerin aileleri bu kez “Bir çocuğum olsa yine gönderirim” demek yerine artık bakanları cenazeden kovuyor, askeri tören istemiyor, “Vatan değil, evladım sağolsun” diyor.
2014 yılında çıkarılan bedelli askerlik yasasının ardından 3 bakanın oğlu, 25 milletvekilinin yeğeni, 1 bakanın eniştesi, 6 vekilin damadı da dahil olmak üzere toplam 157 siyasetçinin yakını, söz konusu yasadan faydalanarak zorunlu askerlik hizmetinden muaf oldu. Hamasi nutuklarla “en kutsal hizmeti” salık verenler, önce en yakınındakileri bu kutsiyetten muaf ettiler. Tıpkı, 2006 yılında damadı Berat Albayrak, 2009’da da oğlu Bilal Erdoğan için bu bedeli ödeyen Erdoğan gibi.
Son dönemlerde yaşanan çatışmalar sonucu, yaşamını yitiren askerlerin sayıları da giderek artıyor. İktidar heveslileri ise dökülen kana doymak bilmez, kendi evlatlarını bu savaştan sıyırmanın yollarını tutmuşken; “bedelini ödeyemeyenler”e yüzünü dönerek “evlatlarımızı feda etmeye hazırız” diye buyuruyor.
Yıllar boyunca polis şiddetiyle, asker baskısıyla, işkenceyle, kısacası devlet terörüyle terbiye edilmek ve ölüme mahkum edilmek istenen bir halk, şimdi, yaratılan bu savaşta artık daha fazla ölen kimse olmasın, bu kan dursun diye birlikte haykırıyor; “Bu savaş Türk Kürt savaşı değil”.
Yaratılmak istenen düşmanlığın, artan savaş çağrıcılığının, bitmek bilmeyen ölüm arzusunun karşısında duranlar, eskiden olduğu gibi bugün de, “vatan haini” ilan edilip iktidarlar tarafından bir linç kültürüne maruz bırakılmak istense de, bu kez ölmeyi reddedenlerin sesi, her zamankinden daha çok duyuluyor; yaşamını yitiren bir askerin cenazesinden bir bakanın kovuluşunda, başka bir cenazeye cumhurbaşkanı tarafından gönderilen çelengin parçalanışında, başbakan yardımcısının katıldığı cenazeden kaçarcasına ayrılmasında…
Artık her bir ölüm, öfkeyi daha da büyütüyor; katıldığı cenazeden “organizasyon” izlenimlerini paylaşan milletvekiline, “Ağabeyin de bu mesleği seçmeseydi” diyenlere, katillere, kısacası ölmeyi ve öldürmeyi emredenlere olan öfkeyi.
Başkalarının ölümüyle kendilerine bir yaşam kurma, bu ölümlerle iktidarlarını daim kılma peşine düşenler bilsinler ki artık ne istemediğimiz bir savaş uğruna feda edecek ne de vatan uğruna toprağa verecek bir canımız daha yok.
Sağolması gereken, kanla sulanmış bir vatan değil, ölüme mahkum edilen Hakan, Ali, Recep ve nicesidir. Eğer kana doymayan iktidarlar, uğruna sayısız can feda edilecek bir vatanı ayakta tutmaya çalışıyorsa, sağ olması gereken şey vatan değil, zorunlu askerlikle zorunlu ölüme mahkum edilenlerdir.
Merve Arkun
[email protected]
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 28. sayısında yayımlanmıştır.
The post Vatan Sağolmasın – (Merve Arkun) appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post “Fakirlere Dağıtılan Kömürü Zenginler mi Çıkarsın?” – Özgür Erdoğan appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, son 10 yılda yardıma muhtaç ailelere yapılan kömür yardımı hakkında 1 Mart 2014 yılında yaptığı açıklamayla ne kadar kömürün dağıtıldığını belirtmişti. Açıklama 2003-2013 yılları arasında dağıtılan toplam kömür miktarının 17,2 milyon ton olduğu yönündeydi. Açıklamaya göre bu süre içerisinde yılda yaklaşık 1,7 milyon ton kömürün dağıtıldığı görülmektedir.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı resmi internet sitesi www.enerji.gov.tr’de 2012 yılında yayınlanan raporda 2011 yılında üretilen linyit kömürünün sektörlere göre kullanım oranları açıklanmaktadır. Rapora göre 2011 yılında 72,5 milyon ton linyit üretilmiştir. Bu miktarın %81,5’i elektrik üretimi amacıyla termik santrallerde %9’u sanayi sektörlerinde tüketilirken toplam üretimin sadece %9,4’ü konut ve işyerlerinde tüketilmektedir.
Bakanın yaptığı açıklamadaki 1,7 milyon tonluk kömür ise üretilen kömürün %2,3 ünü oluşturmaktadır.
Enerji Kimin İçin?
Enerjiye ihtiyacın kaçınılmaz olduğu tartışmaları muktedirler tarafından sıkça gündem ediliyor. Neredeyse her katliamın ardından halkın ortaya koyduğu tepkileri karşılamada devletin ve kapitalizmin asıl argümanı “bu katliamları sizin için yapıyoruz”’a çıkıyor. Nükleer, Termik, Hidrolik, Rüzgar, Güneş, Jeotermal dahil, yaşamı yok etmesi kaçınılmaz tüm enerji üretim tesislerinde, bunların “hammadde” ya da “kaynak” olarak nitelediği, yaşamın tüm bileşenlerinin işlenmesinde ve dönüştürülmesinde meydana gelen katliamlar bugün kömür madeninde yeniden belirdi.
Pek çok örnekte olduğu gibi Soma’da da insanların yıllardır yaşamlarını sürdürdükleri yaşam alanlarında, geçimlik tarım ve hayvancılık uygulamaları artık ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldi. İhtiyaçlarını karşılamak için zenginleri daha da zengin edecek fabrikalarda, inşaatlarda, santrallerde ve madenlerde yaşamak zorunda kalanların ölümü sözde “vatanın, milletin” refahı için olduğundan devlet tarafından “şehit” ilan edilmişler. Peki “şehit” ilan edilmek yeter mi kalkınma, ilerleme, büyüme, gelişme yanlısı siyasal ve ekonomik iktidarların yalanlarını örtmeye?
Özgür Erdoğan
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 18. Sayısında yayımlanmıştır.
The post “Fakirlere Dağıtılan Kömürü Zenginler mi Çıkarsın?” – Özgür Erdoğan appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>