The post Şili:Anarşist Sokak Sanatçısı Polis Tarafından Katledildi- Eylemler Sürüyor appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Halk, Martinez’in katledilmesi üzerine sokağa çıkarak eylem gerçekleştirdi. Eylemlerde çok sayıda belediye binası ve polis karakolu ateşe verildi.
Anarşist Martinez’in, yerli Mapuche halkının Şili devletinin uyguladığı baskılara ve toprak hakları için gerçekleştirdiği eylemlerde onlarla beraber olduğu öğrenildi.
The post Şili:Anarşist Sokak Sanatçısı Polis Tarafından Katledildi- Eylemler Sürüyor appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Dünya Anarşistlerinden Şilili Tutsaklar İçin Dayanışma ve Boykot Çağrısı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>IWA (Uluslararası Emekçiler Birliği) ve CNT Fransa (Ulusal Emek Konfederasyonu) gelirinin çoğunu ithalattan alan Şili’nin hiç bir ürününü almamaya ve özellikle Noel arifesinde gerçekleşecek olan alışveriş çılgınlığının bir parçası olmamaya çağırdı.
Öte yandan Şili’de, devlet başkanı Sebastian Piñera’nın istifa etmesi ve politik tutsakların serbest bırakılması için eylemler devam ediyor.
Öte yandan Şili'de, devlet başkanı Sebastian Piñera'nın istifa etmesi ve politik tutsakların serbest bırakılması için eylemler devam ediyor.
— Meydan Gazetesi (@meydangazetesi) December 24, 2020
video/ @ProtestsMedia #PiñeraFuerahttps://t.co/4aPFTw2I8b pic.twitter.com/HbYQznVrCE
The post Dünya Anarşistlerinden Şilili Tutsaklar İçin Dayanışma ve Boykot Çağrısı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Şili’de Eylemler Birinci Yılında appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Şili devletinin 1 Ekim 2019’da ulaşıma zam yapacağını açıklamasıyla beraber aynı hafta öğrenciler turnikeden atlama eylemi yapmış ve eylem gün geçtikçe büyümüştü. Büyüyen eylemlerde ise polis saldırısı olmuş ve saldırılara karşı çeşitli noktalarda barikatlar kurulmuş ve direniş başlamıştı.
18 Ekim’de Başbakan Sebastián Piñera’nın şehirde eylemler sürerken lüks bir restoranda torunu için verdiği doğum günü partisinin görüntüleri sosyal medyadan yayılınca eylemin tonu ve halkın öfkesi daha da artmıştı ve Şili İsyanı için bir dönüm noktası olmuştu.Bunun üstüne Piñera ise Olağanüstü Hal ilan ederek orduyu yetkilendirmişti. Polis ve askerin saldırıları sonucu 36 kişi yaşamını yitirirken, binlerce kişi ise yaralandı ve gözaltına alındı.
Korona krizi sebebiyle eylemlere zorunlu olarak ara verildi. Ancak işçi mücadelesinin günü olan 1 Mayıs’ta tekrar sokağa çıkan halk yasaklara rağmen eylemlerini gerçekleştirdi ve “hala buradayız” mesajı verdi. Eylemler sırasında 57 kişi gözaltına alındı.
Eylemlerin Birinci Yıl Dönümünde Öfke Sürüyor
Eylül başı itibariyle, eylemler tekrar başladı. 11 Eylül 1973’de General Augusto Pinochet’in gerçekleştirdiği darbenin 43’ncü yıl dönümünde sokağa çıkan halk polisle çatıştı.
18 Ekim’de, yani isyanın birinci yıl dönümünde Santiago Meydanı’nda toplanan halka, bir süre sonra polis saldırdı. Polise karşı direnişe geçen eylemciler, şehirdeki San Francisco de Borja ve Iglesia de la Asunción kiliselerini ateşe verdi.
18 Ekim’de, yani isyanın birinci yıl dönümünde Santiago Meydanı’nda toplanan halka, bir süre sonra polis saldırdı. Polise karşı direnişe geçen eylemciler, şehirdeki San Francisco de Borja ve Iglesia de la Asunción kiliselerini ateşe verdi.#Chile https://t.co/SmgGI1EsMs pic.twitter.com/oAEl852Kah
— Meydan Gazetesi (@meydangazetesi) October 20, 2020
The post Şili’de Eylemler Birinci Yılında appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Şili’de Mapuçeler Doğa Talanına Karşı Direnişte appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Fotoğraf, geçtiğimiz perşembe günü, Mapuçeler’in Las Cardas bölgesinde Carabineros’un yaşadıkları yerleri işgal etmesi üzerine direnişe geçip yeniden kazandığı görüntülere ait.
Şili devleti, bu bölgeleri Mininco adlı doğa talanı gerçekleştiren kütük şirketine vermek istiyor. Ancak Las Cardas’ta yaşayan halk, Mapuçeler, bu talana karşı göz yaşartıcı gazlara, gözaltı ve tutuklamalarına rağmen direniyor.
Ayrıca eylemlerde Lebu hapishanesinde tutulan Mapuche siyasi mahkumlarının derhal serbest bırakılması istenirken ve bölgede kurulmaya çalışılan militarize yapılara karşı örgütlenme devam ediyor.
The post Şili’de Mapuçeler Doğa Talanına Karşı Direnişte appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Şili’de Polis Şiddeti Sürüyor appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Şili’de eylemlere katıldığından dolayı gözaltına alınan pandomim sanatçısının katledilmesinin ardından, eylemlerdeki polis saldırılarını belgeleyen kadın gazeteci de evinde ölü olarak bulundu.
Gazetecinin bedeninde şiddet izlerine rastlandığı söylenirken savcılık olayın cinayet olabileceğini belirtti. Eylemlerde polis şiddetini belgeleyen fotoğraf ve belgelerin de çalındığı bilgisi, yaşananın devlet eliyle gerçekleşmiş bir katliam olduğunu pekiştiriyor.
Ekim başından bu yana, Şili’deki eylemlerde 23 kişi katledildi, 1218 kiş yaralandı.
The post Şili’de Polis Şiddeti Sürüyor appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Şili’de Polis Bir Kadına Tecavüz Edip Öldürdü appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Şili’de Polis Bir Kadına Tecavüz Edip Öldürdü appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Şili’de Eylemciler Sesleniyor: “Örgütlü Bir Halkı Hiçbir Kuvvet Yenemez” appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Şili’de toplu taşımaya yapılan zam sonrası öğrenciler tarafından başlatılan ve kısa sürede tüm halka yayılan eylemler büyüyünce başkent Santiago’nun da bulunduğu Santiago ve Chacabuco eyaletleri ile Puente Alto ve San Bernardo bölgelerinde OHAL ilan edildi. Şili Devlet Başkanı Sebastian Pinera, başkentte orduya güvenliği sağlama görevi verdi. Askerler tanklarla sokaklarda eylemcilere saldırdı. Eylemlerde 18 kişi katledilirken, 150’den fazla kişi yaralandı.
Askerlerin saldırısına karşı eylemciler direnmeye devam ediyor.
Şili'de Eylemciler Sesleniyor: "Örgütlü Bir Halkı Hiçbir Kuvvet Yenemez"https://t.co/m8eYW8s0XQ pic.twitter.com/SKas0CN7h9
— Meydan Gazetesi (@meydanorg) 25 Ekim 2019
The post Şili’de Eylemciler Sesleniyor: “Örgütlü Bir Halkı Hiçbir Kuvvet Yenemez” appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Anarşist Yayınlar (18)- Şili’de Anarşist Yayınlar (I): Zeynel Çuhadar appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>
Dünyanın farklı coğrafyalarındaki anarşist yayıncılık tarihine değindiğimiz yazı dizimizin önümüzdeki iki bölümünde Şili’deki anarşist yayınları inceleyeceğiz. Güney Amerika’nın batısında, And Dağları’yla Büyük Okyanus’un arasındaki bu ada ülkesinin siyasi çatışmalar ve darbelerle dolu bir hikayesi var.
1895-1919 Arası Şili’de Anarşist Yayınlar
Şili’de anarşizm, ilk zamanlarda Michael Bakunin’in Enternasyonal üyesi yoldaşlarından Manuel Chinchilla’nın çabalarıyla yayılmaya başladı. Chinchilla, Iquique’de yaşayan bir İspanyol işçiydi. Güney Amerika gibi anarşist hareketin geniş bir ölçekte toplumsallaştığı ve büyük toplumsal etkilere sahip olduğu bir coğrafyada bulunan Şili’nin devlete, kapitalizme ve darbelere karşı mücadele ettiği geniş bir tarihi var.
Şili’deki anarşist yayınlar içerisinde hakkında en çok bilgiye ulaşılabilen El Oprimido’dan başlayarak diğer anarşist yayınlara dair bilgiler vereceğiz.
El Oprimido (Ezilenler)
İlk özgürlükçü gazete El Oprimido 22 Temmuz 1895’te Valparaiso’da basıldı. Burada Juan Creaghe’in editörlüğünde yayınlanan gazete, daha önce Arjantin’de Lujan ve Buenos Aires’te basılmış, göçmen işçiler aracılığıyla Şili’ye de ulaşmıştı. Şili’deki yayın hayatının ilk yılının sonunda ekonomik zorluklar nedeniyle yayını durmuştu. Creaghe bütün enerjisini daha rahat çıkarttığı The Human Project’e ayırdı. Bu gazete, Arjantin anarşizminin en bilinen yayınlarından biri haline geldi.
1895’e kadarki süreçte El Oprimido, Buenos Aires’te Fortunato Serantoni’nin editörlüğünde yayınlandı.
1896’nın Ağustos ve Ocak ayları arasında La Questione Sociale adında 9 sayfalık bir ek yayınlandı. 1897’de ise “İspanya’da Engizisyon” başlıklı başka bir kitapçık gazetenin yanında kendine yer buldu.
El Oprimiodo’nun sayfalarında temel anarşist propagandanın yanında çeşitli tartışmalara da yer veriliyordu. Özellikle El Perseguido’nun editörlüğünü yapan örgütlenme karşıtı bireysel anarşistlere yönelik eleştiriler gazetenin sayfalarında geniş yer tuttu.
El Oprimido’nun ideolojik hattı ise Errico Malatesta’nın işçi sendikalarını ve halk özgürlük mücadelelerini destekleyen düşüncesinden besleniyordu. 4. sayısında yayınlanan “Ahlak Üzerine” isimli yazıda rasyonalite, ahlak ve etiğin bütün formlarını reddeden akımlara karşı anarşist bir ahlak ve etik savunuluyordu. El Oprimido’nun başlattığı tartışma çok sayıda yayının katılmasıyla geniş bir ölçekte konuşulur oldu.
1895’in Ağustos ve Eylül sayılarında parlamentarizm savunucusu sosyalistlere yönelik eleştiriler yer aldı. Parlamentarizm savunucuları “insan sefaletinin tacirleri” olarak tanımlandı. Gazetede ayrıca güçlü bir anti-militarist propaganda yapılıyordu. Uluslararası anarşist dayanışmanın bir ifadesi olarak Hollandalı vicdani retçilerin mektupları ve dayanışma mesajlarının yanı sıra Ferdinand Domela Nieuwenhuis’nin yazıları da gazetede kendine yer buldu.
El Oprimido’yu El Proletario, El Acarata, La Luz, La Revuelta, La Batalla, El Surco, Accion Directa vb. izledi. Şili’deki anarşist yayınlar içerisindeki en uzun periyoda sahip anarşist yayın La Batalla oldu.
Diğer Yayınlar
Bunların yanında farklı meslek gruplarında çalışmalar yürüten çeşitli sendikaların da kendine bağlı yayın organları mevcuttu. “El Siglo XX” (20. Yüzyıl) ve “La Imprenta” (Matbaa) dizgicilerin, “El Maritimo in Antofagasta” (Antofagasta’nın Denizcileri) ise denizcilerin yayını olarak bu tür anarşist yayınlara örnek gösterilebilir.
Anarşistlere yönelik saldırıların başlaması, başlangıcından beri birçok anarşistin kuşkuyla yaklaştığı Rus Devrimi’yle beraber Şilili anarşistler ve marksistler arasındaki farklılıkları derinleştirdi. Bu ayrışma, pratik alandaki ortaklıklara bağlı bir değişikliği de beraberinde getirdi. Daha önce anarşistlerin ve sosyalistlerin beraber örgütlediği “Workers Federation of Chile” (FOCH) dağıldı. Tabi bunların yanında bazı istisnai örnekler de yok değildi. “Verba Roja” isimli yayının editörlüğünü üstlenen grup, proletarya diktatörlüğünün anarşizme gidebilecek bir yol olduğu yanılgısına kapılarak ilk etapta sosyalistlerin yanında yer aldı. Sonrasında anarşistlere yönelik saldırılar onların da Rus Devrimi’ne dair tutumunu değiştirmesine sebep oldu.
Zaman içerisinde Şili’de anarşist literatürün gelişmesi için önemli adımlar atıldı. “Editorial Lux” isimli yayınevinin kuruluşuyla beraber anarşist hareketin önemli temel eserleri Şili’de yaygınlaşmaya başladı. 1898’de Şilili anarşistler “Marangozlar ve Ağaç İşçileri Topluluğu”, “Demiryolu İşçileri Genel Birliği” ve “Öğrenim ve Karşılıklı Yardım Derneği”ni kurdular, bu topluluklar ya kendi yayın organları çıkardı ya da bağlı bulundukları federasyonların yayınlarının dağıtımını üstlendi. Aynı yıl Iquique’de genel grev ilan edildi, grevin ardından işçi hareketinde anarşistlerin etkisi daha da yükseldi. Bunu izleyen süreçte La Tromba (Sağanak Yağmur), El Rebelde (Asi), “La Antorcha” (Meşale), “El Pueblo” (Halk) ve “El Jornal” (Gazete) isimli yayınlar yayınlanmaya başladı.
1899’da Francisco Bilbao İşçi Partisi anarşizmi benimsedi ve “Ordu, suç akademisidir” sloganıyla anti-militarist eylemler düzenledi. O yıllarda anarşistler ilk kez vicdani ret hareketini örgütlemeye başladı.
1 Mayıs 1889 tarihi Şili’de anarşizm için önemli tarihlerden biridir. Haymarket Katliamı’nın birinci yıldönümünde geniş katılımlı, devlete yönelik öfkenin dile getirildiği bir buluşma gerçekleşti.
Anarko-sendikalizmin gelişimi Şili’de kooperatifçilik hareketini de hızlandırdı. İlk kooperatif, 1 Mayıs 1900’de Iqueque’de kuruldu ve hızla toplumsallaştı. En yaygın döneminde 15 ayrı organizasyona bağlı toplam 20.000 işçi kooperatiflerde çalışıyordu.
Yüzyılın başında anarşist kadın hareketi gelişmeye başlamıştı. Şili’de anarşist kadınlar, Louise Michel, Voltairine de Cleyre, Lucy Parsons ve Emma Goldman’dan ilhamla mücadeleye atıldılar.
1906 yılında Antofagasta’nın maden işçileri grev ilan etti. Maaşlarının arttırılması talebiyle başlayan grev, tarihe “Santa Maria Okulu Katliamı” olarak geçen bir olayla -yani devlet şiddetiyle- geçti. Santa Maria Meydanı’nda kadın, çocuk ve işçilerden oluşan grevcilerin üzerine, grevi bastırması için gönderilen askerler tarafından ateş açıldı. 3000 kişi askerlerin silahlarıyla katledildi. 1908 yılında kurulan “Yaşam ve Işık” isimli sosyal merkez, 1917 yılına kadar sürecek aynı isimli derginin yayıncılığını yaptı.
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 46. sayısında yayınlanmıştır.
The post Anarşist Yayınlar (18)- Şili’de Anarşist Yayınlar (I): Zeynel Çuhadar appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Şili’de Kadınlar Kazandı – Pelin Derici appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Dünyanın dört bir yanında, kadınların mücadelesi, kadınların dayanışmasıyla sürüyor. Erkek egemen sistemde, kadınların yaşadıkları adaletsizliklere karşı, milyonlarca kadın sokakları doldurup öfkelerini haykırıyor.
Son yıllarda, Güney Amerika’da yükselmekte olan kadın mücadelesi, Arjantin’de kadın katliamlarına karşı oluşturulan Ni Una Menos (Bir Kişi Daha Eksilmeyeceğiz) eylemleri ve kampanyası ile geniş yankı uyandırırken, Şili’de son yıllarda gerçekleştirilen kürtaj eylemleri de bu yankının devamı oldu.
Kadınların örgütlü mücadelesi ile; kadın katliamlarının, taciz ve tecavüzlere karşı Şili’de binlerce kadının sokaklara döküldüğü eylemler sokak eylemleri gerçekleştirildi. 2013 yılından bu yana yapılan eylemlerde, dünyanın en kalabalık kadın eylemlerinden birine Şili sahne oldu.
1973’te, darbe ile yönetime geçen ve 1990 yılına dek yönetimini sürdüren diktatör Pinochet, 1989 yılında çıkardığı yasayla, koşulu ne olursa olsun kürtajı yasaklamıştı. Kadınların kürtaj yasağının kaldırılması için verdiği mücadele, yıllardır sürmekteydi, son yıllarda daha da aktif hale gelmişti.
Temmuz ayında, Şili’de, meclise önerilen yasa tasarısında, kürtajın kısmen yasallaşması vardıi. Tecavüz, anne sağlığına zarar gelmesi veya doğumun başarılı gerçekleşmeyeceğinin bilinmesi durumlarında; kürtajın yapılması önerilmiş ve yasa tasarısı meclis tarafından kabul edilmişti. Yasa tasarısının kabulünün ardından, Muhafazakar parti UDİ, Anayasa Mahkemesi’ne, ret talebinde bulundu. Muhafazakar partinin kürtaj yasağının kaldırılmasının önüne koyduğu engel, Şili’de on binlerce kadının sokaklara dökülmesine neden yol açtı.
Anayasa Mahkemesi’nin 22 Ağustos’ta açıkladığı karar ile; kürtaj kısmen yasallaşmış oldu. Ancak bu yasallaşmadan önce, Şili’de kadınlar, kürtaj yasağına karşı pek çok alternatif klinik oluşturmuş, “legal olmayan yollarla” kürtaj yapıyor/yaptırıyorlardı. Hatta, 2010-14 yılları arasında kürtaj yaptığı ve yaptırdığı gerekçesiyle 70 doktor ve kadın tutuklu bulunuyordu.
Şili’de eylem sürecini kazanıma dönüştüren kadınlar için ise mücadele devam ediyor. Kısmen yasallaşmanın istenilen sonuç olmadığını söyleyen kadınlar; kadın katliamlarına, tacize, tecavüze karşı dayanışmayı büyütmek için sokakları doldurmaya devam ediyorlar.
Dünyanın dört bir yanında direnen kadınlara selam olsun!
Dayanışmamız kazanacak!
The post Şili’de Kadınlar Kazandı – Pelin Derici appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Şili’de Anarşist Tutsak Tamara İçin Dayanışma Eylemi appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>
The post Şili’de Anarşist Tutsak Tamara İçin Dayanışma Eylemi appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post “Arjantin’de Anarşizm” – Furkan Çelik appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Dünyadaki endüstriyel gelişim 19. yüzyılın son çeyreğinde Arjantin’de hızla ilerliyordu. Fabrikaların ve sanayinin artmasıyla Arjantin’e büyük bir işçi göçü başlamıştı. Arjantin nüfusu 1869 yılında 2 milyon iken, 1895 yılına kadar 4 milyondan fazla olmuştu. Buenos Aires’in %50’sini göçmenler oluşturmaktaydı. İspanya’dan, İtalya’dan ve kısmen Almanya’dan gelen göçmen işçiler, ülkelerindeki anarşist hareketlerinin de etkisiyle Arjantin’de anarşist işçi örgütlenmeleri oluşturmaya başlamışlardı. 1. Enternasyonal’in Lahey Kongresi’yle muğlak sosyalizm döneminin ideolojilerle belirginleşmesinin ardından, anti-otoriter kanat tüm dünyada kendini belirginleştirmiş ve Arjantin’de de anarşizmin sesleri yankılanmaya başlamıştı.
1. Enternasyonal ayrışmasından sonra Bakunin’den etkilenenler, Arjantin’de ilk anarşist örgütlenme olan “Centro de Propaganda Obrera” (İşçi Propaganda Merkezi’ni) kurdular. Buradan El Descamisado (Gömleksizler) adlı yayın ve birçok propaganda broşürü çıkartıldı. El Descamisado dergisinde yayınlanan yazılar, işçilerin patronlara ve devletlere karşı verdikleri mücadele ve bu yolda uğradıkları katliamları anlatmak için -kanlarımızla da olsa düşüncelerimizi yazarak paylaşacağız- diyerek dergideki tüm yazıları kırmızı renkte basmaktaydılar. Bu da büyük bir ilgi çekerek gazetenin dağıtımını bir hayli arttırmıştı. Centro de Propaganda Obrera yayınlarda tüm göçmen işçilere ulaşabilmek için farklı diller kullanmaktaydı.
1885-1889 yılları arasında İtalyan anarşist Errico Malatesta’nın ve 1898-1902 yılları arasında Pietro Gori’nin Arjantin’de geçirdiği yıllar, coğrafyada gelişen anarşist harekete önemli katkılar sağladı. Malatesta Arjantin’e ayak bastığı sene La Questione Sociale (Toplum Meselesi) adlı bir dergi çıkartarak işçiler arasında anarşist-komünist fikirleri yaygınlaştırmaya başladı.
Malatesta, bir yandan marksistlerle beraber yapılan örgütlenmelerin olumsuz sonuçlanacağını dillendirirken bir yandan da anarko-sendikalistleri, sendika örgütlenmelerini ve grevlerini anarşist bir devrim yolunda düşünmeleri gerektiğini anlatmaya çalışmıştı.
Anarşizm Filizleniyor: Fırıncılar Grevi
Arjantin’de anarşist hareketin ilk önemli olaylarından biri Ocak 1888’de gerçekleşen fırıncılar greviydi. 1886’da Livorno’lu anarşist Ettore Mattei fırıncıların kendi sendikalarını oluşturmasını sağlamış ve 2 sene sonra yapılan genel grev işçilerin taleplerini kazanmasıyla sonuçlanmıştı. İşçilerin üretim gücünü bir silaha dönüştürmesinin ne kadar etkili olduğunu gören farklı sektörlerden işçiler de anarşist dergiler çevresinde toplanarak örgütlenmeler oluşturmaya başlamışlardı. İşçiler üzerinde artan sömürü, diğer işçi örgütlenmelerini de harekete geçirmeye başlamıştı. Demiryolu işçileri ve metal işçileri, fırıncıları örnek alarak greve çıkmıştı. 1889 sonuna kadar 15 grev gerçekleşti. Grevlerde işçilerin talepleri kabul edilmese de, direnişler olumsuzlukla sonuçlanmıyor, işçi örgütlenmeleri güçleniyordu.
1888 Nisan ayında Malatesta anarşist işçi sendikalarının birleşerek bir federasyon kurması gerektiğini savunmuştu. Bu, anarşist hareket içerisinde bir tartışma başlattı. Bir kesim sendikaların sanayinin ilerlemesine çomak sokacağını ve anarşist bir devrime giden yolda bir dinamo olacağını söylerken, bir kesim bireysel anarşistler ise sendika gibi geniş örgütler yerine daha çok silahlı eylem tarzıyla hareket etmek gerektiğini savundu. Bireysel anarşistler 1890’dan itibaren El Perseguido adlı yayını yaklaşık 100 sayı çıkardılar.
FORA Kuruluyor
27 sendikanın ortak bir metin yayınlamasının ardından 21 Mayıs 1901 Arjantin İşçi Federasyonu (FOA) kuruldu. İlk başta içerisinde sosyalistlerin de bulunduğu federasyon İtalyan anarşist Pellicer Paraire ve Pietro Gori’nin de etkisiyle anarşist karakterini belirginleştirmeye başladı. Federasyon içerisinde sosyalist odaklı sendikalar kısa süre sonra ayrılarak Genel İşçi Sendikası’nı (UGT) kurdular. 1902 yılında peşi sıra grevler örgütleyen FOA’ya karşı Arjantin devleti “İkamet Yasası” (Ley de Residencia) çıkartarak örgütlenme yapan anarşist göçmenleri sınır dışı etmeye başlamıştı. Baskılara rağmen FOA örgütlenmeye devam etti. Buenos Aires’te inşaat, demiryolu ve liman gibi önemli sektörlerde örgütlenildi. 1904 yılında düzenlenen 1 Mayıs mitingine FOA yaklaşık 50.000 işçi ile katıldı.
1897 yılında anarşist gazete La Protesta Humana kuruldu. Gazete 1903 yılında “humana” kısmını isminden çıkartıp günlük olarak yayın hayatına devam edecekti. Gazete FOA’nın resmi yayın organı olmasa da günlük olarak FOA’nın sesi olacaktı.
Arjantin İşçi Federasyonu (FOA), 1904 yılında dördüncü kongresinde anarşist-komünist ilkeleri tamamen kabul ederek ismini Arjantin Bölgesel İşçi Federasyonu (FORA) olarak değiştirdi.
Patagonya İsyanı
Dünyada hızlı gelişen endüstri sistemi, Güney Amerika semalarında da kendini net bir şekilde gösteriyordu. Şili ve Arjantin arasında kalan Patagonya Bölgesi’nin meraları patronların iştahını kabartmıştı. Patagonya’daki feodal sistemin patronlarıyla Alman, Belçikalı, Kuzey Amerika, İspanyol, Portekiz, Fransız, Uruguaylı, Rus, Şilili ve çok az Arjantinli patron anlaşarak Patagonya’yı sömürme planlarını gerçekleştirmeye başlamışlardı. Endüstriyelleşme, işçiliği ve işsizliği beraberinde getirmişti. Patagonya’ya da Şili’den, İspanya’dan, Buenos Aires’ten, Rusya’dan, Paraguay’dan, İtalyan’dan, Almanya’dan işçiler çalışmak için gelmişlerdi. Dünyanın her tarafında bölgeler, halklar, değişiyor, küresel sömürüye karşı enternasyonalist kavga değişmiyordu.
Patagonya’da yün, deri ve et endüstrisinin hızla büyümesi beraberinde özel arazilerin artmasını, bankaları, dondurucu endüstrisini, büyük depoları, sigorta şirketlerini, elektrik ve telefon şirketlerini, ayakkabı fabrikalarını, tershaneleri, mağazaları da bölgeye getirmişti.
Artan sömürüye karşı Rio Gallegos İşçi Derneği’ndeki liman işçileri genel grev ilan etti. İşçiler özel güvenlikler ve grev kırıcı işçilerle karşı karşıya gelmeye başladılar. Patronların hak taleplerine karşı giriştikleri mücadele, işçileri de daha radikal eylemlere itmişti. Aynı süreçte Puerto Deseado’daki genel grevde işçiler trenleri raydan çıkarıp devirmişlerdi.
Rio Gallegos işçileri patronların canını sıkmış olacak ki Arjantin polisi hemen dernekte bilinen isimleri tutuklatıp baskılarını arttırdı. Baskılara rağmen Rio Gallegos İşçi Derneği hemen yeni işçi kadrosunu oluşturup grev bröşürleri dağıtmaya devam etti. Öyle ki grev bröşürü gizli yollarla hapishanedeki yoldaşlarına bile ulaştırılıp hapishanede işçi örgütlenmesi yapılıyordu. Tahliye olan işçiler hapishaneden örgütlenmiş olarak çıkıyordu.
1920’de dünyadaki ekonomik kriz, Patagonya meralarına kadar ulaşmıştı. Artık dünya yün pazarı doymuş ve fiyatlar düşmüştü. Patronlar hemen kriz politikalarını devreye sokarak işçi çıkarmalara, ücret düşürülmesi gibi yollara başvurdular. Endüstri hızla ilerlerken lüks içinde yaşayıp ceplerini dolduranlar, krizde ilk olarak faturaları işçilere ödetmek istemekteydi.
20 Mayıs 1920’de İspanyol anarşist-sendikalist Antonio Soto, FORA’nın bir üyesi olan Rio Gallegos İşçi Derneği’nin genel sekreteri seçildi.
Nisan 1920’de Vali Correo Falcon, “ülkenin farklı bölgelerinde devrimci fikirlerdeki unsurlar, bu topraklardaki kamu düzenini bozmaya yönelik bir kampanya başlattı” açıklamasını yapmasının ardından Rio Gallegos İşçi Derneği’ne yönelik saldırılar yoğunlaştı. Tüm toplantılar yasaklandı, direnen işçiler tutuklandı.
Tutuklanan İşçiler Serbest Bırakıldı
Senelerdir verilen örgütlü mücadele artık kemikleşmişti, öle kolay kolay kırılamazdı. 1920’deki tutuklama tufanına karşı Patagonya çobanları ve işçileri yoldaşlarının serbest bırakılması için genel grev ilan ettiler. Genel grevin etkisi çok yüksek oldu, tüm hayatı durdurmuştu. Üstelik tek talep tutuklananların serbest bırakılmasıydı.
İlk önce tutuklu bulunan birkaç işçi serbest bırakıldı. Bununla grevi kıracağını düşünen patronlar yanılmıştı. Patronlar ve devlet sonrasında tüm işçileri serbest bırakmak zorunda kalmıştı.
Patagonya’da özel arazi sahipleri genel grevi durdurmak için işçilere şartların iyileştirileceği sözünü verir. Fakat kısa sürede sözlerinin aksi haraket etmeleri, işçileri daha da öfkelendirmiştir. Baskı ve sömürü politikaları zamanla öfkeli bir direniş örgütlemiştir. İşçiler artık grevlerin yanı sıra doğrudan eylemlere de başvurmuşlardır. İtalyan Anarşist Alfredo Fonte (El Toscano olarak bilinir) ve Jose Ricardi (68 olarak bilinir -hücre numarasından dolayı-) birlikler oluşturarak çiftlik patronlarına, kolluk kuvvetlerine karşı silahlı eylemler gerçekleştirirler.
Patronlar Yine Sözlerini Tutmaz
Grevler ve doğrudan eylemler patronları durdurmuştu. Patronlar ve Albay Hector Benigno Varela işçilerle bir görüşme yapmak istediler. Çiftliklerde iyileştirmeye gidileceğini ama direnişi bitirip herkesin çalışma yerlerine dönmelerini söylediler. İşçilerin büyük çoğunluğu bu anlaşmanın kabul edilmesinden yanaydı ve kabul edildi. Tüm tutsak işçiler bırakıldı, cezai durumlar silindi. El Toscano ve arkadaşları ise anlaşmayı onaylamadıkları için silahlarını bırakarak kayıplara karıştılar.
Patronların verdikleri sözden hemen bir ay sonra şartlar değişmediği için Swift’in buzdolabı fabrikalarında bir grev patlak verdi. Grev hemen bastırılmaya çalışıldı.
FORA durumun kötüye gideceğini ön görerek tüm bölgelerdeki işçileri toplayarak büyük bir kongre düzenledi. Kongre’de hiçbir dış destek alınmaksızın dayanışmayla kurulan sendikaların işçilerin savunma güçlerini oluşturma kararı alındı.
Bu sıralarda da İngiliz patronlar buluşarak Albay Varela için büyük bir resepsiyon verdiler. Burada Varela’yla, örgütlenen işçileri ve sendikal hareketi bitirmek için bir anlaşmaya vardılar.
21 Mart-21 Temmuz 1921 tarihleri arasında Rio Gallegos ve Puerto Santa Cruz bölgelerinde Albay Varela birlikleri plantasyonlara saldırıya geçtiler. İşçiler ise albay ve ordusuna karşı direnmeye başladılar. İşçilerin ellerindeki az sayıdaki silah, ele geçirdikleri askerlerden aldıkları silahlardı. Orduda ise ağır silahlar bulunmaktaydı.
Ordunun operasyonları tüm Patagonya’da devam etti. Silahsız yakalanan işçiler dahi mezarları kendilerine kazdırılarak topluca katledildiler. Arjantin ordusunun saldırıları sonrasında 1500 işçi Patagonya’da öldürülmüştü.
Albayla Yüzleşme
Alman Anarşist Kurt Gustav Wilckens, Patagonya Direnişi sırasında tutsak düşmüştü. Çıktığındaysa katledilen yoldaşlarının intikamını almak için yemin etmişti. ABD’nin madenlerinde çalışırken IWW’ye örgütlenerek anarşist olan Wilckens, Albay Varela’yı takip etmeye başlamıştı. 27 Ocak 1923 günü katil Varela evinden çıktığı sırada Wilckens el yapımı bombasını albaya fırlattı. Wilckens albay yere yığıldığında kulağına eğilerek şunu şöyleyecekti:
“Patagonya halkının selamı var!”
Furkan Çelik
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 36. sayısında yayınlanmıştır.
The post “Arjantin’de Anarşizm” – Furkan Çelik appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post “EYLEMDE ANARŞİZM” appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>İtalya’da Kızıl Hafta, Grev ve Çatışmalar
İtalya’da faşizmin yükselişinden önceki son büyük işçi eylemleri İtalyancada “settimanarossa” diye nitelendirilen Kızıl Hafta sürecinde gerçekleşti. 1914’te Ancona bölgesindeki anti-militarist eylemcilerin devlet tarafından vurulmasından sonra, Amsterdam Anarşist Federasyonu genel grev çağrısı yapmaya karar verdi. Marches’de birçok bölge,özyönetimli kasabalar olduklarını ilan etti. Hareketin İtalya genelinde gittikçe güçlenmesini, sokak çatışmalarıyla devam eden süreç izledi. 1915’te İtalya’nın savaşa girmesiyle sendikalistler hareketten ayrıldı. Birkaç hafta içinde aralarında Errico Malatesta ve Armando Borghi’nin de bulunduğu grevciler topluca gözaltına alınıp tutuklandı.
1898 Iquique Genel Grevi
Şili’de “Francisco Bilbao İşçi Partisi”nin etkisiyle birçok yayın çıkarıldı, sendikal örgütlenme gerçekleştirildi ve ilk kez 1 Mayıs eylemi düzenlendi. Francisco Bilbao İşçi Partisi, bir yıl sonra anarşizmin ilkelerini benimsemeye başladı. Bu tarihten itibaren mücadele alanları çeşitlendi, hareket Şili’de toplumsallaşmaya başladı.
1898’de Iquique kentinde bir genel grev örgütlendi. Şehirdeki bütün işçiler, artık katlanılamayan ekonomik adaletsizliklere karşı sokaklara döküldü. Dayanışma her yeri sarmıştı.
Grevciler Santa Maria Okulu’nu koordinasyon merkezi olarak seçti. Yaklaşık 4500 grevci işçi ve dayanışmaya gelen 1500 civarında eylemci, okulun bulunduğu meydanı işgal etti. Patronların orduyu araması üzerine, devlet alelacele çıkarttığı terörle mücadele yasasını gerekçe göstererek meydandaki dükkanları kapattırdı ve katliama hazırlanmaya başladı. Askerler meydana geldiğinde önce eylem komitesine saldırdı. Şilili, Arjantinli, Bolivyalı, Perulu ve Avrupalı göçmen işçilerden oluşan eylemci gruba ateş açıldı. Sadece meydandaki saldırıda 3600 işçi; eşleri, çocukları ve dayanışmaya gelen dostlarıyla birlikte vahşice katledildi.
Katledilen Michalis Kaltezas için Yapılan Eylemler
Yunanistan’da 1980’lerin ortasında pek çok anarşist yayın, örgüt ve sendika faaliyet yürütmekte ve yenileri kurulmaktaydı. Yine bu dönemde devletin baskılarına karşı anarşistler pek çok eylem düzenlemekte, polislerle neredeyse her gün çatışmaktaydı.
19 Kasım 1985’te, Atina Exarchia’daki çatışmalarda, 15 yaşındaki MichalisKaltezas’ın polisler tarafından katledilmesinin ardından anarşistler, Atina ve Selanik şehirlerinde binlerce kişinin katıldığı eylemler düzenledi. Atina Üniversitesi kimya bölümünde gerçekleştirilen işgal eyleminin ardından devletin baskısı giderek arttı, anarşistler geniş çaplı direnişlerle bu süreci geçirdi.
Aynı dönemde anarşistler Yunanistan’da “Caravel” isimli bir otelde Fransa eski Cumhurbaşkanı Jean-Marie Le Pen’in de katıldığı, aşırı sağcılar tarafından düzenlenen konferansa karşı eylemler düzenledi ve bu süreçte gerçekleşen eylemler dizisi 1980’lerde Yunanistan’daki anarşist hareketin yükselmesini sağladı.
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 35. sayısında yayımlanmıştır.
The post “EYLEMDE ANARŞİZM” appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>