Suruç – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Mon, 19 Jul 2021 06:43:20 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 Suruç Bildirisi Dağıtımına Polis Saldırısı https://meydan1.org/2021/07/18/suruc-bildirisi-dagitimina-polis-saldirisi/ https://meydan1.org/2021/07/18/suruc-bildirisi-dagitimina-polis-saldirisi/#respond Sun, 18 Jul 2021 17:28:21 +0000 http://meydan1.org/?p=73417 Aralarında Anarşist Gençlik’in de bulunduğu gençlik örgütleri, bugün Kadıköy’de Suruç Katliamı’nın 6.yılı için bildiri dağıtımı gerçekleştirdi. Polis dağıtıma saldırarak engellemeye çalıştı. Gençlik örgütleri polis saldırısına rağmen bildiri dağıtımını devam ettirerek Kadıköy sokaklarında yürümeye ve katliamın yıl dönümünde sokaklara çağırmaya devam etti. Suruç Katliamı’nın 6. yılında Kadikoy’de gerçekleştirilen bildiri dağıtımına polis saldırısı gerçekleşti. Saldırı anı?#Suruç6Yıl pic.twitter.com/oeM7m9HQPk […]

The post Suruç Bildirisi Dağıtımına Polis Saldırısı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Aralarında Anarşist Gençlik’in de bulunduğu gençlik örgütleri, bugün Kadıköy’de Suruç Katliamı’nın 6.yılı için bildiri dağıtımı gerçekleştirdi. Polis dağıtıma saldırarak engellemeye çalıştı. Gençlik örgütleri polis saldırısına rağmen bildiri dağıtımını devam ettirerek Kadıköy sokaklarında yürümeye ve katliamın yıl dönümünde sokaklara çağırmaya devam etti.

The post Suruç Bildirisi Dağıtımına Polis Saldırısı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2021/07/18/suruc-bildirisi-dagitimina-polis-saldirisi/feed/ 0
Suruç Katliamı Davasının 11. Duruşması Görüldü https://meydan1.org/2019/08/07/suruc-katliami-davasinin-11-durusmasi-goruldu/ https://meydan1.org/2019/08/07/suruc-katliami-davasinin-11-durusmasi-goruldu/#respond Wed, 07 Aug 2019 16:49:51 +0000 https://seninmedyan.org/?p=47536 20 Temmuz’da Suruç’ta IŞİD saldırısı sonucu yaşanan katliamın 11. Duruşması bugün görüldü. Duruşmaya yoğun katılım sağladı. Ayrıca katılanların avukatlarının yanı sıra Urfa, Diyarbakır, Gaziantep, Van ve İzmir Barolarını temsilen avukatlar söz aldı. Katliam günü Suruç’ta fotoğraf çekerken halkın şüphelenerek üzerini aradığı, üzerinden cihatçı yayınlar ve cihat örgütü bayrağı çıkmasına rağmen gözaltına alınmayan ancak dört duruşma […]

The post Suruç Katliamı Davasının 11. Duruşması Görüldü appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

20 Temmuz’da Suruç’ta IŞİD saldırısı sonucu yaşanan katliamın 11. Duruşması bugün görüldü. Duruşmaya yoğun katılım sağladı. Ayrıca katılanların avukatlarının yanı sıra Urfa, Diyarbakır, Gaziantep, Van ve İzmir Barolarını temsilen avukatlar söz aldı.

Katliam günü Suruç’ta fotoğraf çekerken halkın şüphelenerek üzerini aradığı, üzerinden cihatçı yayınlar ve cihat örgütü bayrağı çıkmasına rağmen gözaltına alınmayan ancak dört duruşma önce tanık olarak dinlenen Abdullah Ömer Arslan hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verildi.

Suruç Katliamı yaralıları ve avukatlar Arslan’ın tanık olduğu duruşmadan itibaren davaya sanık olarak dahil edilmesi ve kaçma şüphesi ile tutuklanmasını talep ediyordu.

Davanın 12. duruşması 1 Kasım’da görülecek.

The post Suruç Katliamı Davasının 11. Duruşması Görüldü appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2019/08/07/suruc-katliami-davasinin-11-durusmasi-goruldu/feed/ 0
Şenyaşar Ailesi Suruç’u Terk Etti https://meydan1.org/2018/07/24/senyasar-ailesi-surucu-terk-etti/ https://meydan1.org/2018/07/24/senyasar-ailesi-surucu-terk-etti/#respond Tue, 24 Jul 2018 08:07:47 +0000 https://seninmedyan.org/?p=40953 Urfa’nın Suruç ilçesinde 14 Haziran tarihinde AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın daha önce tartıştığı Şenyaşar ailesine ait iş yerine yakınları ve korumalarıyla gitmesinin ardından başlayan tartışma silahlı çatışmaya dönüşmüş, Yıldız’ın ağabeyi ile Esvet Şenyaşar, çocukları Adil ve Celal Şenyaşar ile M. Şah Yıldız yaşamını yitirmişti. Olayın üzerinden 1 ayı aşkın zaman geçmesine rağmen Şenyaşar ailesinden […]

The post Şenyaşar Ailesi Suruç’u Terk Etti appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Urfa’nın Suruç ilçesinde 14 Haziran tarihinde AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın daha önce tartıştığı Şenyaşar ailesine ait iş yerine yakınları ve korumalarıyla gitmesinin ardından başlayan tartışma silahlı çatışmaya dönüşmüş, Yıldız’ın ağabeyi ile Esvet Şenyaşar, çocukları Adil ve Celal Şenyaşar ile M. Şah Yıldız yaşamını yitirmişti. Olayın üzerinden 1 ayı aşkın zaman geçmesine rağmen Şenyaşar ailesinden 3 kişiyi öldürenler tutuklanmadı.

Yaşanan olaylara anne Emine Şenyaşar tepkisini şu sözlerle dile getirdi: ” Dünyanın neresinde hastanenin içinde 3 kişinin öldürüldüğü görülmüş. Hadi kavga ettiniz yaraladınız, hastanede nasıl öldürürsünüz? Onlar 3 kişiyi öldürdü. Bir kişi dahi gözaltına alınmadı. Herkes biliyor yıllardır orada dükkanı işlettiğimizi. Şimdiye kadar kimseye zararları olmadı, ailemin. Hayretler içindeyim ben. Hastaneden, dükkandan kameraları söken, görüntüleri silen onlar… ”

Kendilerini güvende hissetmeyen Şenyaşar ailesinin fertleri ilçeyi terk ettiler. Daha önce 5 ayrı evde yaşarken bu güvensizlik ortamı sebebiyle tek bir eve geçmek zorunda kaldılar.

 

The post Şenyaşar Ailesi Suruç’u Terk Etti appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/07/24/senyasar-ailesi-surucu-terk-etti/feed/ 0
HDP Operasyonları 1. Yılında https://meydan1.org/2017/11/04/hdp-operasyonlari-1-yilinda/ https://meydan1.org/2017/11/04/hdp-operasyonlari-1-yilinda/#respond Sat, 04 Nov 2017 08:40:40 +0000 https://seninmedyan.org/?p=19724 Bir yıl önce bugün HDP’li milletvekillerine dönük gözaltı ve tutuklama operasyonları başladı.  4 Kasım gecesi başlayan operasyonlar hala devam ederken, bir yıl içerisinde birçok HDP’li vekili tutuklandı. HDP’nin halen 9 milletvekilli çeşitli kentlerdeki hapishanelerde tutuklu bulunuyor. Tutuklu bulunan vekiller: Parti eş başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, milletvekilleri Çağlar Demirel, İdris Baluken, Selma Irmak, Abdullah Zeydan, […]

The post HDP Operasyonları 1. Yılında appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Bir yıl önce bugün HDP’li milletvekillerine dönük gözaltı ve tutuklama operasyonları başladı.  4 Kasım gecesi başlayan operasyonlar hala devam ederken, bir yıl içerisinde birçok HDP’li vekili tutuklandı. HDP’nin halen 9 milletvekilli çeşitli kentlerdeki hapishanelerde tutuklu bulunuyor. Tutuklu bulunan vekiller: Parti eş başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, milletvekilleri Çağlar Demirel, İdris Baluken, Selma Irmak, Abdullah Zeydan, Burcu Çelik, Ferhat Encü, Gülser Yıldırım. Bu isimlerin yanı sıra Ayhan Bilgen, Meral Danış Beştaş, Nihat Akdoğan, Nursel Aydoğan, Leyla Birlik ve Besime Konca tutuklanıp serbest bırakıldılar.

4 Kasım’a Giden Süreç Nasıl Başladı?

2013’te ilan edilen ve çözüm süreci olarak adlandırılan ateşkesin sonlarında, 28 Şubat 2015 tarihinde HDP temsilcileri ve dönemin bazı devlet yetkilileri tarafından deklare edilen ‘Dolmabahçe Mutabakatı” Erdoğan tarafından “doğru bulmuyorum” denilerek by-pass edilmişti. Sürecin fiilen sonlandığı bu açıklama sonrası 7 Haziran seçimlerine gidildi. Seçimler öncesi HDP’nin 5 Haziran Amed mitingi katliamı ile başlayan ve devletin dahil olduğu savaş süreci, 7 Haziran sonrası Suruç ve 10 Ekim Ankara Gar katliamları ile devam etti. Toplamda 150’ye yakın insanın yaşamını yitirdiği bu katliamların gölgesinde gidilen 1 Kasım 2015 seçilerinde iktidar partisi AKP, 7 Haziran’da kaybettiği Meclis çoğunluğunu tekrar yakaladı.

MHP ile fiilen kurulan koalisyon ile milliyetçi-muhafazakar iklimin hakim olmaya başladığı coğrafyanın Akdeniz, İç Anadolu gibi batı bölgelerinde HDP parti binalarına yönelik, bu fiili koalisyonun örtük desteğinde linç,yağmalama ve kundaklama  gibi faşist saldırılar gerçekleşti. Bakur’un içinde yer alan Cizre,Nusaybin,Sur, Şırnak, Silvan gibi yerleşim yerlerinde ise kolluk güçlerinin katliamları yaşandı. HDP’nin yüksek oranda oy aldığı il ve ilçelerde aylarca süren sokağa çıkma yasakları, yıkımlar ve göç ettirmeler oldu.

Dokunulmazlıkların Kaldırılması

AKP ve MHP’nin uzlaşısı, CHP’nin yönetiminin de destek vermesiyle 20 Mayıs 2016 tarihinde Meclis’te yapılan oylamayla milletvekili dokunulmazlıkları kaldırıldı. HDP’ye yönelik operasyonun bu ilk fiili hamlesi sonrası yaşanan 15 Temmuz darbe girişimi ile ilan edilen OHAL  KHK’leri ile HDP ve DBP (Demokratik Bölgeler Partisi) belediyelerine devlet tarafından kayyumlar atanarak el konuldu.

Dokunulmazlıklar kaldırıldıktan 4 ay sonra, 4 Kasım 2016 tarihinde HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile 11 milletvekili evlerine yapılan operasyonlarla gözaltına alındı. HDP milletvekilleri için tutukluluk süreci bu operasyonla başlarken, son bir yıl içinde  toplam 15 HDP Milletvekili tutuklandı. Bu vekillerden halen 9’u tutsak. Geçen bir yılda, bazıları birden fazla olmak üzere 27 milletvekili gözaltına alındı ve serbest bırakıldı. Şu anda HDP’li 59 milletvekili hakkında hazırlanan toplam 550 fezleke, 4 Kasım 2016’da başlayan bu operasyon sürecinin devam edeceği izlenimi veriyor.

 

 

The post HDP Operasyonları 1. Yılında appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/11/04/hdp-operasyonlari-1-yilinda/feed/ 0
Suruç İçin Adalet Nöbeti 27. Ayında https://meydan1.org/2017/10/20/suruc-icin-adalet-nobeti-27-ayinda/ https://meydan1.org/2017/10/20/suruc-icin-adalet-nobeti-27-ayinda/#respond Fri, 20 Oct 2017 17:58:48 +0000 https://seninmedyan.org/?p=18067 Katliamın 27. ayında ‘Suruç Aileleri İnisiyatifi’ her ay olduğu gibi bu ay da Kadıköy, Halitağa’da, gençlik örgütlerinin de katılımıyla, oturma eylemindeydi. Basın metnini anarşist Vatan Budak’ın babası Murat Budak okudu. Grup adına konuşan, yaşamını yitiren 33 kişiden biri olan Vatan Budak’ın babası Murat Budak,Suruç Katliamı’ndan beri coğrafyamızda başka katliamların da tanığı olduklarını, ailelerin ve avukatların gözaltı […]

The post Suruç İçin Adalet Nöbeti 27. Ayında appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Katliamın 27. ayında ‘Suruç Aileleri İnisiyatifi’ her ay olduğu gibi bu ay da Kadıköy, Halitağa’da, gençlik örgütlerinin de katılımıyla, oturma eylemindeydi.

Basın metnini anarşist Vatan Budak’ın babası Murat Budak okudu. Grup adına konuşan, yaşamını yitiren 33 kişiden biri olan Vatan Budak’ın babası Murat Budak,Suruç Katliamı’ndan beri coğrafyamızda başka katliamların da tanığı olduklarını, ailelerin ve avukatların gözaltı ve tutuklamalarla baskılanmaya çalışıldığını belirtti.

Oturma eylemi 13 Kasım günü yapılacak olan 3. duruşmaya çağrı yapılarak sonlandırıldı.

The post Suruç İçin Adalet Nöbeti 27. Ayında appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/10/20/suruc-icin-adalet-nobeti-27-ayinda/feed/ 0
ESP Gözaltılara Karşı Basın Açıklamasına Çağırıyor https://meydan1.org/2017/10/19/esp-gozaltilara-karsi-basin-aciklamasina-cagiriyor/ https://meydan1.org/2017/10/19/esp-gozaltilara-karsi-basin-aciklamasina-cagiriyor/#respond Thu, 19 Oct 2017 11:58:04 +0000 https://seninmedyan.org/?p=17873 ESP, bugün gerçekleştirilen ev baskınlarında 15 devrimcinin gözaltına alınmasına karşı, HDP İstanbul İl binasında saat 17.00’da gerçekleştirilecek basın açıklamasına çağrı yaptı. ESP’nin yapmış olduğu açıklamada, “Baskınlarla gözaltına alınanlar arasında hâlihazırda Ezilenlerin Hukuk Bürosu avukatlarından ve Sosyalist Kadın Meclisi MYK üyesi Sezin Uçar, Etkin Haber Ajansı’ndan İsminaz Temel ve Havva Cuştan, Suruç gazisi Özgen Sadet, ‘96 Ölüm […]

The post ESP Gözaltılara Karşı Basın Açıklamasına Çağırıyor appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
ESP, bugün gerçekleştirilen ev baskınlarında 15 devrimcinin gözaltına alınmasına karşı, HDP İstanbul İl binasında saat 17.00’da gerçekleştirilecek basın açıklamasına çağrı yaptı.

ESP’nin yapmış olduğu açıklamada, “Baskınlarla gözaltına alınanlar arasında hâlihazırda Ezilenlerin Hukuk Bürosu avukatlarından ve Sosyalist Kadın Meclisi MYK üyesi Sezin Uçar, Etkin Haber Ajansı’ndan İsminaz Temel ve Havva Cuştan, Suruç gazisi Özgen Sadet, ‘96 Ölüm Orucu Gazisi Nihat Göktaş, Bağcılar HDP ilçe yöneticisi Erkan Kakça, ESP üyeleri Nurcan Vayiç, İlhan Aslan, Mehmet Aslan, Meral Tatar, Sercan Genç, Mazlum Demirtaş, Hünkar Yurtsever ve Onur Binbir bulunmaktadır.Polisin elinde daha geniş bir listenin olduğu öğrenilmiştir ve bu nedenle gözaltı operasyonlarının devam edeceği düşünülmektedir.” denildi.

ESP, Ezilenlerin Hukuk Bürosu avukatları ve Suruç gazisi Özgen Sadet’in gözaltına alınmasının aynı zamanda 13 Kasım’da görülecek Suruç davasını etkilemeye, Suruç’ta katledilen 33 devrimci, anarşist ve sosyalistin Suruç katliamının hedefinde yer alanların savunma hakkını engelleme yönelik bir çabanın parçası olduğunu vurguladı.

The post ESP Gözaltılara Karşı Basın Açıklamasına Çağırıyor appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/10/19/esp-gozaltilara-karsi-basin-aciklamasina-cagiriyor/feed/ 0
Alexis ve Berkin’in Ortasında Vatan Budak https://meydan1.org/2017/10/16/alexis-berkinin-ortasinda-vatan-budak/ https://meydan1.org/2017/10/16/alexis-berkinin-ortasinda-vatan-budak/#respond Mon, 16 Oct 2017 17:50:45 +0000 https://seninmedyan.org/?p=17529 Atina’nın anarşist mahallesi Exerchia’da mücadele eden anarşistler, 6 Aralık 2008 yılında Yunanistan polisinin katlettiği 15 yaşındaki Alexis(Alexandros Grigoropoulos)’in fotoğrafı ve TC Devleti’nin Taksim Gezi İsyanı sırasında katlettiği 15 yaşındaki Berkin Elvan‘ın fotoğrafını duvarlara asmıştı. Yunanistan’daki anarşistler, 20 Temmuz 2015 yılında Kobanê’ye, dayanışmaya giderken Suruç’ta Amara Kültür Merkezi’nde cihatçı terör çetesi IŞİD’in  bombasıyla katledilen 22 yaşındaki  anarşist Vatan Budak‘ı […]

The post Alexis ve Berkin’in Ortasında Vatan Budak appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Atina’nın anarşist mahallesi Exerchia’da mücadele eden anarşistler, 6 Aralık 2008 yılında Yunanistan polisinin katlettiği 15 yaşındaki Alexis(Alexandros Grigoropoulos)’in fotoğrafı ve TC Devleti’nin Taksim Gezi İsyanı sırasında katlettiği 15 yaşındaki Berkin Elvan‘ın fotoğrafını duvarlara asmıştı.

Yunanistan’daki anarşistler, 20 Temmuz 2015 yılında Kobanê’ye, dayanışmaya giderken Suruç’ta Amara Kültür Merkezi’nde cihatçı terör çetesi IŞİD’in  bombasıyla katledilen 22 yaşındaki  anarşist Vatan Budak‘ı unutmadı.

Alexis ve Berkin‘in anısının yaşatıldığı Exerchia’daki duvara Vatan Budak‘ın da resmi asıldı.

 

 

The post Alexis ve Berkin’in Ortasında Vatan Budak appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/10/16/alexis-berkinin-ortasinda-vatan-budak/feed/ 0
“Suruç’ta Bir Anka” – Şoreş Haki https://meydan1.org/2017/07/21/suructa-bir-anka-sores-haki/ https://meydan1.org/2017/07/21/suructa-bir-anka-sores-haki/#respond Fri, 21 Jul 2017 10:44:03 +0000 https://test.meydan.org/2017/07/21/suructa-bir-anka-sores-haki/ Şimdi kaç parçayım ben Tutuşmuş ağacın dalına bakarken Tenimde kavrulan düş kaç parça? Savrulmuş yoldaşlarıyla bir bildiriye Gözlerimizdeki neşe Coşkusu umudun Tek bir yürek oluşumuz kaç parça? Çığlığını duyuyorum birinin Rüzgarın kollarında zaman Dönüp bakamıyorum Oysa ben paramparça olan ben Ellerimi uzatamıyorum Ezberlediğim şiirler yok Bildiğim şarkı sözleri Bu katıksız acıda konuşmak öfke Neşe hüzün […]

The post “Suruç’ta Bir Anka” – Şoreş Haki appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Şimdi kaç parçayım ben
Tutuşmuş ağacın dalına bakarken
Tenimde kavrulan düş

kaç parça?

Savrulmuş yoldaşlarıyla bir bildiriye
Gözlerimizdeki neşe
Coşkusu umudun
Tek bir yürek oluşumuz kaç parça?

Çığlığını duyuyorum birinin
Rüzgarın kollarında zaman
Dönüp bakamıyorum
Oysa ben paramparça olan ben
Ellerimi uzatamıyorum

Ezberlediğim şiirler yok
Bildiğim şarkı sözleri
Bu katıksız acıda konuşmak
öfke
Neşe hüzün her neredeyse

Seyreliyor her şey
Kokusunda yanmış etimin
İniltilerden bir cehennem
Hiç bilmediğim korku
Uğulduyor
Çığlığını duyuyorum birilerinin

Şimdi kaç parçayım ben
Tenim ruhuma soyunurken
Düşte düş
Aşta aş
Savrulmuş yoldaşlarıyla bir ankaya dönüşen

Yok oluşumdaki matem
Söyle
Kaç insanım ben?

Şoreş Haki

Bu şiir Meydan Gazetesi’nin 39. sayısında yayınlanmıştır.

The post “Suruç’ta Bir Anka” – Şoreş Haki appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/07/21/suructa-bir-anka-sores-haki/feed/ 0
Suruç’tan Kobanê’ye Gözyaşına Yer Yok https://meydan1.org/2017/07/18/suructan-kobaneye-gozyasina-yer-yok/ https://meydan1.org/2017/07/18/suructan-kobaneye-gozyasina-yer-yok/#respond Tue, 18 Jul 2017 16:08:14 +0000 https://seninmedyan.org/?p=11416 “TC – Suriye sınırının sıfır noktası. Asırlardır akrabalık ilişkileriyle birbirine bağlı olan iki komşu yerleşim yeri: Mahser köyü ve Kobanê. Savaş. Mahser’de köy halkı ve direnişle dayanışmaya gelenler; Kobanê’de yaşamı yeniden inşa için yaşamlarını ortaya koyup IŞİD’e direnenler. Bombardıman, doçka, kalaşnikof sesleri… Hangi sesin kimin silahından geldiğini ayırt edebiliyor artık herkes… Sesler bazen umut, bazen hüzün […]

The post Suruç’tan Kobanê’ye Gözyaşına Yer Yok appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

“TC – Suriye sınırının sıfır noktası. Asırlardır akrabalık ilişkileriyle birbirine bağlı olan iki komşu yerleşim yeri: Mahser köyü ve Kobanê. Savaş. Mahser’de köy halkı ve direnişle dayanışmaya gelenler; Kobanê’de yaşamı yeniden inşa için yaşamlarını ortaya koyup IŞİD’e direnenler. Bombardıman, doçka, kalaşnikof sesleri… Hangi sesin kimin silahından geldiğini ayırt edebiliyor artık herkes… Sesler bazen umut, bazen hüzün getiriyor… Ama gözyaşına yer yok! “

Aylık anarşist gazete Meydan, “Ofsayt” ve “Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek” gibi belgesellerin yönetmeni olan Reyan Tuvi ile, Kobané’deki direnişi konu alan yeni belgeseli “Gözyaşına Yer Yok” ile ilgili bir röportaj gerçekleştirdi. Çekimlerinin yarısı, Suruç’un Mahser köyünde, diğer yarısı ise Kobané’de gerçekleştirilen belgesele ilişkin gerçekleştirilen ve Meydan Gazetesi’nin 39. sayısında yayınlanan röportajı paylaşıyoruz:

Meydan Gazetesi: Merhaba. Öncelikle filmin ilk yarısında Mahser’de, ikinci yarısında Kobanê’de çekilmiş görüntülere yer verilmiş. Her iki kısımda da savaş doğrudan verilmemiş. Yaptığın belgesel filme bir savaş filmi diyebilir miyiz ya da sen nasıl tanımlıyorsun?

Reyan Tuvi: Savaş belgeseli yapmak üzere yola çıkmadım, hatta ben kendimi bildim bileli savaş karşıtıyım. Ama zaman zaman insan sorguluyor; “Savaş hangi noktada meşru olur?” Sosyal medyaya çok yansıyan bir savaştı bu, “halkla ilişkileri” güçlü, görsel bombardımanı ve şiddet pornografisi yüksek bir savaştı. Bense bu savaşın pornografisi denilen şeyin medyanın ilgisini çektiğini görmüştüm, birçok insanın savaş bittikten sonra o coğrafyalardan çekilip artık ilgi duymayacağını düşünerek -insan hikayelerine ilgi duyan bir insan olarak- bir köyde doğan dayanışmayı ve bir kentte yaşanacak olan yeniden inşayı ele almak istedim.

Film bir anlamda çocuklar, kadınlar ve yaşlılar üzerinden ilerliyor, bu senin özellikle yaptığın bir seçim miydi?

Özellikle yapmadım, ama savaş sırasında kadınlar ve çocuklar öne çıkıyorlar. Hem en çok acı çeken gruplar olarak, hem de kadınlar söz konusu olduğunda en çok irade gösteren, en büyük dayanışmayı gösterenler olarak. Belgeselde yaşlılar var, barış anneleri var, parçalanmış hayatlar var, bu parçalanmış hayatlar içinde oradan oraya sürüklenen çocuklar var. Savaş en acımasız yüzünü onlara gösteriyor.

Elbette savaş sürerken görüntü çekmek, röportaj yapmak hiç de kolay olmamıştır. Bu süreç boyunca seni en çok zorlayan neydi?

Hayatımda hiçbir savaşa bu kadar yakın olmamıştım, sesleri bu kadar yakından duymamıştım. En zoru; insanların, gençlerin ölmekte olduğunu bilerek gazeteciliğe, belgeselciliğe, belgelemeye devam etmekti sanırım. Kendime yabancılaşmama, yaptığım işi sorgulamama neden olan buydu.

Savaştan sonra %70’i yıkık bir kentte dolaşmanın tehlikesi değil (ki tehlikeliydi, patlamamış bombalar vardı; o bombalarla oynayıp yaşamını yitiren çocukların haberini alıyorduk sürekli), zor koşullarda kalmak da değildi yani.

Bir gün çekim sırasında birden yere çöktüm ve ağlamaya başladım. Bir Barış Annesi koştu yanıma, bana sarıldı. Ağlamamı anlayışla karşıladı ama dedi ki; “Biz burada ağlamıyoruz!” Sonradan, bu hikayeyi hatırlarken filmin ismi çıktı ortaya. Hakikaten, bu mücadelede ağlamaya ne vakit var, ne de yer…

En kötüsü de, bu zorlu koşturmacadan sonra filmi bitirdiğin halde gösterecek salon bulamamak. Filmin bu coğrafyada sadece Documentarist Film Festivali’nde salon bulabildi bugüne dek. Bu engellemelerle ilgili ne düşünüyorsun?

Aslında henüz hukuki bir engelleme yok, fakat zor günlerden geçiyoruz. Antalya Film Festivali’nin de zamanında hedef gösterdiği bir belgeselci olarak, birçokları gibi, gerek durduğum yer, gerekse ele aldığım konulardan dolayı ben de bedel ödüyorum. Son süreçte oldukça tanıdık durumlar bunlar.

Filmin dünyanın birçok yerindeki en iyi festivallerde izleyicilerle buluşması ayrı bir deneyim. Ama belgeseli öncelikle bu topraklar için yapıyorum; paylaşmak, birlikte sorgulamak, tartışmak için. O yüzden “Uluslararası ödüller alıyor filmin, mutlu musun?” dersen, buruk bir duygu, tamamlanmamış bir yolculuğu var henüz filmin.

Aradan geçen 2 yılda, gözlemlediğin kadarıyla Mahser’de ve Kobanê’de neler değişti? Mesela röportaj yaptığın kişiler şimdi ne durumdalar; bilgi alabiliyor musun onlara dair?

Belgeseldeki küçük çocuk Botan, evine dönemedi. Ailesi Türkiye’de, çünkü ekonomik durumları geri dönüp evlerini inşa edecek kadar iyi değil. Ape Nemir’in Kobanê’de olduğunu biliyorum ve kolunun kesileceğini.
Savaşın yıkımı, savaş bittikten sonra da yıllarca devam ediyor; Kobanê’de ve birçok savaş bölgesinde… “Özgürleşince” her şey bir anda yoluna girmiyor. Ama Kobanêliler çabucak kentlerine döndüler, yaşama dört elle sarıldılar. Hatta şehrin bir kısmını müze yapıyorlar, ibret olsun diye. Sonuçta Kobanê bütün dünya için bir sembol haline geldi, IŞİD’e karşı koyabilen yegane kent. Bir halkın direnişiyle ve enternasyonel dayanışmayla oldu bu.

Mahser köyüyse sakin hayatına geri döndü, tekrar gitme imkanım olmadı köye ama irtibat halindeyim tanıştığım insanlarla.

En başa dönersek, oraya gitme nedenin neydi?

Başlangıçta Suruç’a Kolektif Yaşam İnisiyatifi’yle çadırlarda kalan göçmenlerle dayanışmaya gittim. Film çekmeyecektim. Erzak toplayıp depoda çalıştım; siz de oradaydınız, biliyorsunuz. Çadırkentlerdeki çocukları eğlendirmeye gidiyorduk, erzak götürüyorduk. Göçmenlik, uzaktan gördüğüm gibi değildi hiç.

Mahser köyüne giderken sınırın ötesinde ilk gördüğüm şey; karanlığı yırtan dev bir ateş topuydu. Birden kendime geldim, orada bir savaş olduğunun farkına vardım. İnsanların ateş yakıp şarkı söylemeleri, sınırın ötesine gönderdikleri dayanışma hisleri, o dört gün beni çok etkiledi. Savaşın bu kadar normalize olmasını, dürbünle karşı tarafın izlenmesini algılayamadım. Sonra yeniden gittim, orada yaşananlara dikkat çekecek 5 dakikalık bir video yapacaktım; 5 dakika oldu 84 dakika, bu film böyle çıktı ortaya.

Röportaj için, daha da önemlisi filmin için çok teşekkür ederiz.

Bu röportaj Meydan Gazetesinin 39. sayısında yayımlanmıştır.

 

The post Suruç’tan Kobanê’ye Gözyaşına Yer Yok appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/07/18/suructan-kobaneye-gozyasina-yer-yok/feed/ 0
Suruç’tan Kobanê’ye Gözyaşına Yer Yok https://meydan1.org/2017/07/18/suructan-kobaneye-gozyasina-yer-yok-2/ https://meydan1.org/2017/07/18/suructan-kobaneye-gozyasina-yer-yok-2/#respond Tue, 18 Jul 2017 09:16:52 +0000 https://test.meydan.org/2017/07/18/suructan-kobaneye-gozyasina-yer-yok-2/ Meydan Gazetesi: Merhaba. Öncelikle filmin ilk yarısında Mahser’de, ikinci yarısında Kobanê’de çekilmiş görüntülere yer verilmiş. Her iki kısımda da savaş doğrudan verilmemiş. Yaptığın belgesel filme bir savaş filmi diyebilir miyiz ya da sen nasıl tanımlıyorsun? Reyan Tuvi: Savaş belgeseli yapmak üzere yola çıkmadım, hatta ben kendimi bildim bileli savaş karşıtıyım. Ama zaman zaman insan sorguluyor; “Savaş […]

The post Suruç’tan Kobanê’ye Gözyaşına Yer Yok appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

TC – Suriye sınırının sıfır noktası. Asırlardır akrabalık ilişkileriyle birbirine bağlı olan iki komşu yerleşim yeri: Mahser köyü ve Kobanê. Savaş. Mahser’de köy halkı ve direnişle dayanışmaya gelenler; Kobanê’de yaşamı yeniden inşa için yaşamlarını ortaya koyup IŞİD’e direnenler. Bombardıman, doçka, kalaşnikof sesleri… Hangi sesin kimin silahından geldiğini ayırt edebiliyor artık herkes… Sesler bazen umut, bazen hüzün getiriyor… Ama gözyaşına yer yok! “Ofsayt” ve “Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek” belgesellerinin yönetmeni Reyan Tuvi’nin yeni belgeseli “Gözyaşına Yer Yok”, tüm dünyada yakından izlenen; devlet ve kapitalizmin ürettiği şiddetin, savaşın, bunun karşısında sergilenen destansı direnişin ve dayanışmanın filmi. Bizler de Meydan Gazetesi olarak Reyan Tuvi ile bir röportaj gerçekleştirdik.

Meydan Gazetesi: Merhaba. Öncelikle filmin ilk yarısında Mahser’de, ikinci yarısında Kobanê’de çekilmiş görüntülere yer verilmiş. Her iki kısımda da savaş doğrudan verilmemiş. Yaptığın belgesel filme bir savaş filmi diyebilir miyiz ya da sen nasıl tanımlıyorsun?

Reyan Tuvi: Savaş belgeseli yapmak üzere yola çıkmadım, hatta ben kendimi bildim bileli savaş karşıtıyım. Ama zaman zaman insan sorguluyor; “Savaş hangi noktada meşru olur?” Sosyal medyaya çok yansıyan bir savaştı bu, “halkla ilişkileri” güçlü, görsel bombardımanı ve şiddet pornografisi yüksek bir savaştı. Bense bu savaşın pornografisi denilen şeyin medyanın ilgisini çektiğini görmüştüm, birçok insanın savaş bittikten sonra o coğrafyalardan çekilip artık ilgi duymayacağını düşünerek -insan hikayelerine ilgi duyan bir insan olarak- bir köyde doğan dayanışmayı ve bir kentte yaşanacak olan yeniden inşayı ele almak istedim.

Film bir anlamda çocuklar, kadınlar ve yaşlılar üzerinden ilerliyor, bu senin özellikle yaptığın bir seçim miydi?

Özellikle yapmadım, ama savaş sırasında kadınlar ve çocuklar öne çıkıyorlar. Hem en çok acı çeken gruplar olarak, hem de kadınlar söz konusu olduğunda en çok irade gösteren, en büyük dayanışmayı gösterenler olarak. Belgeselde yaşlılar var, barış anneleri var, parçalanmış hayatlar var, bu parçalanmış hayatlar içinde oradan oraya sürüklenen çocuklar var. Savaş en acımasız yüzünü onlara gösteriyor.

Elbette savaş sürerken görüntü çekmek, röportaj yapmak hiç de kolay olmamıştır. Bu süreç boyunca seni en çok zorlayan neydi?

Hayatımda hiçbir savaşa bu kadar yakın olmamıştım, sesleri bu kadar yakından duymamıştım. En zoru; insanların, gençlerin ölmekte olduğunu bilerek gazeteciliğe, belgeselciliğe, belgelemeye devam etmekti sanırım. Kendime yabancılaşmama, yaptığım işi sorgulamama neden olan buydu.

Savaştan sonra %70’i yıkık bir kentte dolaşmanın tehlikesi değil (ki tehlikeliydi, patlamamış bombalar vardı; o bombalarla oynayıp yaşamını yitiren çocukların haberini alıyorduk sürekli), zor koşullarda kalmak da değildi yani.

Bir gün çekim sırasında birden yere çöktüm ve ağlamaya başladım. Bir Barış Annesi koştu yanıma, bana sarıldı. Ağlamamı anlayışla karşıladı ama dedi ki; “Biz burada ağlamıyoruz!” Sonradan, bu hikayeyi hatırlarken filmin ismi çıktı ortaya. Hakikaten, bu mücadelede ağlamaya ne vakit var, ne de yer…

En kötüsü de, bu zorlu koşturmacadan sonra filmi bitirdiğin halde gösterecek salon bulamamak. Filmin bu coğrafyada sadece Documentarist Film Festivali’nde salon bulabildi bugüne dek. Bu engellemelerle ilgili ne düşünüyorsun?

Aslında henüz hukuki bir engelleme yok, fakat zor günlerden geçiyoruz. Antalya Film Festivali’nin de zamanında hedef gösterdiği bir belgeselci olarak, birçokları gibi, gerek durduğum yer, gerekse ele aldığım konulardan dolayı ben de bedel ödüyorum. Son süreçte oldukça tanıdık durumlar bunlar.

Filmin dünyanın birçok yerindeki en iyi festivallerde izleyicilerle buluşması ayrı bir deneyim. Ama belgeseli öncelikle bu topraklar için yapıyorum; paylaşmak, birlikte sorgulamak, tartışmak için. O yüzden “Uluslararası ödüller alıyor filmin, mutlu musun?” dersen, buruk bir duygu, tamamlanmamış bir yolculuğu var henüz filmin.

Aradan geçen 2 yılda, gözlemlediğin kadarıyla Mahser’de ve Kobanê’de neler değişti? Mesela röportaj yaptığın kişiler şimdi ne durumdalar; bilgi alabiliyor musun onlara dair?

Belgeseldeki küçük çocuk Botan, evine dönemedi. Ailesi Türkiye’de, çünkü ekonomik durumları geri dönüp evlerini inşa edecek kadar iyi değil. Ape Nemir’in Kobanê’de olduğunu biliyorum ve kolunun kesileceğini.
Savaşın yıkımı, savaş bittikten sonra da yıllarca devam ediyor; Kobanê’de ve birçok savaş bölgesinde… “Özgürleşince” her şey bir anda yoluna girmiyor. Ama Kobanêliler çabucak kentlerine döndüler, yaşama dört elle sarıldılar. Hatta şehrin bir kısmını müze yapıyorlar, ibret olsun diye. Sonuçta Kobanê bütün dünya için bir sembol haline geldi, IŞİD’e karşı koyabilen yegane kent. Bir halkın direnişiyle ve enternasyonel dayanışmayla oldu bu.

Mahser köyüyse sakin hayatına geri döndü, tekrar gitme imkanım olmadı köye ama irtibat halindeyim tanıştığım insanlarla.

En başa dönersek, oraya gitme nedenin neydi?

Başlangıçta Suruç’a Kolektif Yaşam İnisiyatifi’yle çadırlarda kalan göçmenlerle dayanışmaya gittim. Film çekmeyecektim. Erzak toplayıp depoda çalıştım; siz de oradaydınız, biliyorsunuz. Çadırkentlerdeki çocukları eğlendirmeye gidiyorduk, erzak götürüyorduk. Göçmenlik, uzaktan gördüğüm gibi değildi hiç.

Mahser köyüne giderken sınırın ötesinde ilk gördüğüm şey; karanlığı yırtan dev bir ateş topuydu. Birden kendime geldim, orada bir savaş olduğunun farkına vardım. İnsanların ateş yakıp şarkı söylemeleri, sınırın ötesine gönderdikleri dayanışma hisleri, o dört gün beni çok etkiledi. Savaşın bu kadar normalize olmasını, dürbünle karşı tarafın izlenmesini algılayamadım. Sonra yeniden gittim, orada yaşananlara dikkat çekecek 5 dakikalık bir video yapacaktım; 5 dakika oldu 84 dakika, bu film böyle çıktı ortaya.

Röportaj için, daha da önemlisi filmin için çok teşekkür ederiz.

Bu röportaj Meydan Gazetesi’nin 39. sayısında yayınlanmıştır.

 

The post Suruç’tan Kobanê’ye Gözyaşına Yer Yok appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/07/18/suructan-kobaneye-gozyasina-yer-yok-2/feed/ 0
Gençlik Örgütlerinden Suruç Katliamı için Bildiri Dağıtımı https://meydan1.org/2017/07/16/genclik-orgutlerinden-suruc-katliami-icin-bildiri-dagitimi/ https://meydan1.org/2017/07/16/genclik-orgutlerinden-suruc-katliami-icin-bildiri-dagitimi/#respond Sun, 16 Jul 2017 17:22:41 +0000 https://seninmedyan.org/?p=11279 İkinci yıldönümü yaklaşan Suruç Katliamı için, Kadıköy’de gençlik örgütleri tarafından bildiri dağıtımı gerçekleştirildi. Bildiri dağıtımda, Suruç Katliamı için düzenlenecek eylem ve anmaların, ajitasyonlar ve sloganlar eşliğinde duyurusu yapıldı. “Suruç için adalet, herkes için adalet” sloganıyla, cihatçı terör çetesi IŞİD’in gerçekleştirdiği katliamın yıldönümü olan 20 Temmuz’da, gençlik örgütleri tarafından, saat 19.00’da Süreyya Operası önünden  Mehmet Ayvalıtaş […]

The post Gençlik Örgütlerinden Suruç Katliamı için Bildiri Dağıtımı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

İkinci yıldönümü yaklaşan Suruç Katliamı için, Kadıköy’de gençlik örgütleri tarafından bildiri dağıtımı gerçekleştirildi. Bildiri dağıtımda, Suruç Katliamı için düzenlenecek eylem ve anmaların, ajitasyonlar ve sloganlar eşliğinde duyurusu yapıldı.

“Suruç için adalet, herkes için adalet” sloganıyla, cihatçı terör çetesi IŞİD’in gerçekleştirdiği katliamın yıldönümü olan 20 Temmuz’da, gençlik örgütleri tarafından, saat 19.00’da Süreyya Operası önünden  Mehmet Ayvalıtaş Parkı’na yürüyüş gerçekleştirilecek. Saat 19:30’da ise burada, katliamda yaşamını yitirenler için anma düzenlenecek.

The post Gençlik Örgütlerinden Suruç Katliamı için Bildiri Dağıtımı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/07/16/genclik-orgutlerinden-suruc-katliami-icin-bildiri-dagitimi/feed/ 0
Suruç’ta Bomba Yüklü Olduğu İddia Edilen Araç Tarandı: 1 Kişi Yaşamını Yitirdi https://meydan1.org/2017/04/21/suructa-bomba-yuklu-arac-oldugu-iddia-edilen-arac-tarandi-1-kisi-yasamini-yitirdi/ https://meydan1.org/2017/04/21/suructa-bomba-yuklu-arac-oldugu-iddia-edilen-arac-tarandi-1-kisi-yasamini-yitirdi/#respond Fri, 21 Apr 2017 18:04:34 +0000 https://seninmedyan.org/?p=2644 Urfa Suruç’ta, ‘bombalı saldırı hazırlığında’ olduğu iddia edilen aracın taranması sonrasında 1 kişi yaşamını yitirdi. Riha’nın (Urfa) Akçakale ilçesinden Suruç’a girmeye çalışan bir araç polisler tarafından durdurulmaya çalışıldı. Araç içindeki 4 kişi ile polis arasında Akçakale yolu (Ziyaret) üzerinde devlet hastanesine 200 metre mesafedeki mezarlık civarında çatışma çıktı. 3 kişi araçtan atlayıp kaçarken, polisin taradığı […]

The post Suruç’ta Bomba Yüklü Olduğu İddia Edilen Araç Tarandı: 1 Kişi Yaşamını Yitirdi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Urfa Suruç’ta, ‘bombalı saldırı hazırlığında’ olduğu iddia edilen aracın taranması sonrasında 1 kişi yaşamını yitirdi.

Riha’nın (Urfa) Akçakale ilçesinden Suruç’a girmeye çalışan bir araç polisler tarafından durdurulmaya çalışıldı. Araç içindeki 4 kişi ile polis arasında Akçakale yolu (Ziyaret) üzerinde devlet hastanesine 200 metre mesafedeki mezarlık civarında çatışma çıktı. 3 kişi araçtan atlayıp kaçarken, polisin taradığı araç büyük bir gürültü ile patladı. Araç içinde kalan ve kadın olduğu belirtilen kişi yaşamını yitirirken, kaçan 3 kişi de  gözaltına alındı.

The post Suruç’ta Bomba Yüklü Olduğu İddia Edilen Araç Tarandı: 1 Kişi Yaşamını Yitirdi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/04/21/suructa-bomba-yuklu-arac-oldugu-iddia-edilen-arac-tarandi-1-kisi-yasamini-yitirdi/feed/ 0