The post Zorunlu Askerliğin Bedeli Neyin Bedeli? – Gökhan Soysal appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Yapılması planlanan söz konusu kanuni değişiklikler oldukça kapsamlı olup 1927 yılında yürürlüğe konulan askerlik kanununda ilk kez bu kadar büyük değişiklikler yapılacak. Bu nedenle bu kanuni değişikliklerin aceleye getirilmemesi, üzerinde tartışmalar yürütülmesi gerektiğini söyleyen “endişeli” muhalif seslerin yükseldiğini belirtelim. Bu sesler de endişelerinde haksız değil, çünkü bu kapsamdaki değişiklikler bayram öncesinde kanunlaştırılmaya çalışıldı.
Bayram öncesinde meclisten geçirilmeye çalışılan bu değişikliklerin bayram sonuna bırakılmasını isteyen partilerden CHP, düzenlemelerin tartışılmasını; İP, 130 bin askerin terhisi söz konusu olduğu için güvenlik zafiyetine yol açılmamasını; MHP ise 130 bin askerin olası terhisiyle bayramda zaten oluşacak trafiğin daha yoğun olacağı gerekçelerini öne sürdü. Bu itirazlar neticesinde kanunlaştırma işi bayram sonrasına bırakıldı. İptal edilen ve 23 Haziran’da gerçekleştirilecek olan İstanbul seçimlerinin gündemdeki yeri düşünüldüğünde, söz konusu değişikliklerin haziran ayında yapılıp yapılmayacağı merak konusu.
1111 Sayılı Askerlik Kanunu’nda çeşitli değişiklikler yapacak bu düzenlemenin en büyük eksikliği açık: Vicdani ret! Vicdani ret hakkı maalesef bu kapsamdaki bir düzenlemede de TC Devleti’nin tüm uluslararası insan hakları hukukundan kaynaklanan yükümlülüklerine rağmen görmezden geliniyor. Yani zorunlu askerlik düzenlemesi ile vicdani, ahlaki görüşleri sebebiyle askerliğe temelden karşı olanların kanaatleri görmezden geliniyor ve bu kişiler zorunlu askerlikten muaf tutulmuyorlar. Üstelik olası değişiklikler arasında cumhurbaşkanına “cumhurbaşkanınca gerekli görülen sahalarda özel olarak görevlendirilen gönüllüler”i zorunlu askerlikten muaf tutabilme yetkisi verilmesi varken! Vicdani ret hakkının tanınmasını gündeme getiren tek partiyse HDP. Kendisine uygulanan en ufak bir uygulamada, havalimanında VIP salonuna alınmamasında bile, aklına insan hakları gelen CHP’nin vicdani ret hakkını reddettiğini ekleyelim. Diğer partilerin de söylemde dahi insan haklarını kullanmadığı açık.
Başlamışken buradan devam edelim. Yukarıda da belirttiğimiz gibi cumhurbaşkanına gerekli gördüğü takdirde yine gerekli gördüğü şartları sağlayanları zorunlu askerlikten muaf tutabilme yetkisi veriliyor. Yani cumhurbaşkanı isterse kendi silahlı güçlerini kurup bu silahlı güçleri askerlikten muaf tutabilme yetkisine sahip, muhalefette bulunan partiler de bu durumu vurguluyor. Bu durum, kanuni değişikliklerin ne kadar belirsiz olduğunu gösteren en iyi örnek.
Bedelli askerlik sistemini kalıcı hale getirmesiyle ön plana çıkan kanuni düzenlemelerin yapacağı en büyük değişikliklerden birisini de askerlik süresinin eğitim farkı gözetilmeksizin 6 aya indirilmesi oluşturuyor. Bedelli askerlik yapanlar 1 aylık temel askerlik hizmetinden sonra bedelli ücretini (en az 30 bin lira) peşin vererek terhis olabiliyor. Yani parası olan askerlik yapmamaya devam ediyor. Ayrıca geçici maddeyle şu an askerde olup 6 ayını dolduranlara da terhis imkânı getiren bu düzenleme, muhaliflerce orduyu zayıflatmak olarak kurgulanıyor.
Bundan çok değil 2-3 ay önce bedelli askerlik lafını ağza almanın bile şehitlere saygısızlık olduğunu söyleyebilen birisinin başkanı olduğu hükümet, bedelli askerlikle ilgili bu düzenlemeyi alelacele meclisten geçirmekte oldukça kararlı. Bundan önceki Genelkurmay Başkanı olan ve şu anda da Savunma Bakanı olan Hulusi Akar, “Hem bizim ihtiyaçlarımızın karşılanması hem gençlerimizin ihtiyaçlarına cevap verilebilmesi hem de ülkemizin ve milletimizin savunma ve güvenliğinin tehlikeye girmemesi için nasıl yapılabilir denildiğinde, en optimal rakam olarak 30 bin lira bulundu.” diyerek ülkenin güvenliğinin tehlikeye girmemesi için bedelli askerliğin en az 30 bin lira olacağını söyledi. Bu açıklamadan, ülkenin güvenliğinin ancak 30 bin liradan az bir miktarı verebilecek insanların ölmesi durumunda sağlanabileceği anlamı çıkıyor. 30 bin lira ve üstü bedelli ücretini verebilecek zenginlikte olanlar ölmediği takdirde güvenlik sağlanabilmiş olacak! Bu 30 bin liranın da net bir rakam olmadığını eklemek gerekir. Bedelli askerlik ücreti asteğmen maaşının 6 katı olacak seviyede belirlenmiş. Yani bedelli ücreti zaman içinde artacak. Ayrıca yoklama kaçağı ve bakayaların da bedelli askerlikten yararlandırılmaması gündemde.
Savunma Bakanı Akar, söz konusu değişikliklerin herhangi bir güvenlik zafiyeti yaratıp yaratmayacağı sorusuna verdiği cevapta ise silahlı kuvvetlerin yapısının meclisin yapısından daha demokratik olduğunu ağzından kaçırmış oldu. Akar verdiği cevapta “Bu konu çok ayrıntılı bir şekilde bütün komutan arkadaşlarımla beraber ilgili subay, astsubaylarla, kıtalardaki arkadaşlarımla beraber konuşulup, görüşülüp belli nitelikleri, esasları koruyacak bir şekilde yapıldı.” dedi. Yani alelacele komisyondan geçirilen, hemen ardından meclise sunularak bayram öncesinde kanunlaştırılmaya çalışılan bu değişikler öncesinde astsubaylar dâhil askerler tarafından birlikte tartışılarak hazırlanmış! Kanuni değişikliklerin -özellikle bu önemdeki kanuni değişikliklerin- kamuoyunda bir süre tartışılmasının ardından mecliste uzun tartışmaların ardından kanunlaşması, dillerden düşmemekteyken “milletin oyu”yla seçildiği söylenen kişilerden dahi kaçılarak yapılmak istenen bir düzenlemeyle karşı karşıyayız. Hiç kuşku yok ki bundan temel etkeni, cumhurbaşkanlığı sistemine askerlikle ilgili kanunları da uydurma çabaları oluşturmaktadır.
Bedelli askerlik düzenlemesi hala kanunileşme sürecinde. Yani kanun değişikliği tasarısında birçok değişikliğin olabileceğini belirmek gerekiyor. Ancak değişikliklerle ilgili şu sonuca ulaşmak zor değil: Vicdani ret hakkının görmezden gelinmeye devam edildiği bu değişikliklerle olağan hale sokulmaya çalışılan OHAL uygulamaları kendisine askerlik kanunlarında da yer buluyor.
Gökhan Soysal
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 50. sayısında yayınlanmıştır.
The post Zorunlu Askerliğin Bedeli Neyin Bedeli? – Gökhan Soysal appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Zorunlu Askeri Başçavuş Değil ”Nar” Öldürmüş appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Olayın ardından tutuklanan Osman Hancı’nın avukatları, Kılıç’ın nöbet arkadaşı Ahmet Kızılcan ile karşılıklı nar atıp şakalaştıklarını iddia ederek, “Atılan narlardan kafasına isabet etmiş olabileceği şüphesi doğmaktadır” gibi gülünç bir açıklama yaptı. Avukatlar Kılıç’ı uyuşturucu kullanma ve satmakla da suçlayarak bu konuların araştırılmasını istedi.
Gökhan Kılıç ile aynı kışlada kalan zorunlu askerler Osman Hancı’nın, askerlere sürekli şiddet uyguladığını ve yanlış gördüğü her davranışı sorgusuz sualsiz cezalandırdığını açıkladı.
Kaynak: GazeteDuvar
The post Zorunlu Askeri Başçavuş Değil ”Nar” Öldürmüş appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post VR-DER: “Devletin militer şiddetine karşı pembe teskere çalışmasına katılmak ister misiniz?” appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Vicdani Ret Derneği, (VR-DER) zorunlu askerlik hizmetini yapmamayı tercih ederek vicdani reddini açıklamış ya da sivil ölüme mahkûm edilmiş eşcinsel, biseksüel ve transları veya zorunlu askerlik hizmetini gerçekleştirmiş eşcinsel, biseksüel ve trans bireyleri tanıklıklarını paylaşmaya çağırıyor.
Çalışmaya katılmak için, [email protected] mail adresinden ya da Vicdani Ret Derneği facebook sayfasından iletişime geçerek, çalışmayla ilgili daha detaylı bilgi edinebilirsiniz.
The post VR-DER: “Devletin militer şiddetine karşı pembe teskere çalışmasına katılmak ister misiniz?” appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Zorunlu Askerlikte OHAL Karmaşası – Gökhan Soysal appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>OHAL kapsamında çıkarılan 691 sayılı KHK ile Askerlik Kanunu’nda yapılan değişiklik kafaları karıştırdı. “Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan ve askerliğe elverişli oldukları anlaşılan yükümlülerden, yoklama kaçağı ve bakayalar dahil bu Kanunda yazılı geçerli mazereti olmayanlar, Millî Savunma Bakanlığınca belirlenecek celp ve sevk esaslarına göre silah altına alınırlar” içerikli bir madde getirilmesine rağmen asıl olarak var olan kanunlarda bir değişiklik yapılmadı. Çünkü hali hazırda madde düzenlemesindeki kişilerin de içinde yer aldığı yükümlü sayılan kişiler, belirlenen sevk ve esaslara göre zorla silah altına alınmaktadır.
Askerlik Kanunu’nun 1’inci Maddesinde ‘Türkiye Cumhuriyeti tebaası olan her erkek, işbu kanun mucibince askerlik yapmağa mecburdur.’ denilerek her erkeğe askerlik yükümlülüğü getirilmiştir. 691 sayılı OHAL KHK’sındaki düzenlemeyle birlikte akla ilk gelen durum OHAL dönemi KHK’larıyla birlikte işinden atılanları hedef alan bir amacın güdüldüğü. Çünkü KHK’da yapılan düzenlemeye baktığımızda OHAL KHK’larıyla işten atılanlar için kullanılan “Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan” ifadenin yine kullanılmış olması dikkat çekmektedir. Bunun sonucunda bu düzenlemenin özellikle KHK’larla işten atılan memurları doğrudan ilgilendirdiğini düşündürtmektedir.
Anılan bu düzenleme, doğabilecek yeni karışıklıkları önleme amacını gütse bile terörist oldukları iddiasıyla görevden men edilenlerin durumunu daha fazla karıştırmadan nasıl çözebileceği merak konusu oluşturmaktadır. Çünkü görevden çıkarmaların bizzat kendisi darbe girişimden önce var olan kurallara aykırılık taşımaktadır. Şöyle ki görevden çıkarmalar, herhangi bir yargılama sonucu değil OHAL KHK’sı ile doğrudan gerçekleştirilmiştir.
Zorunlu askerlik yükümlülüğü bulunan kişi, bir ceza yargılaması sonrası mahkumiyet cezası alırsa ancak hapishaneden çıktıktan sonra zorunlu askerlikle yüz yüze geliyordu. Ancak şu anki durumda OHAL KHK’sı ile memurluktan çıkarılan on binlerce kişi bulunmakta ve üstelik bu memurluktan çıkarma herhangi bir yargılama sonucunda olmadığı gibi henüz bir ceza yargılamasına da tabi tutulmayan on binlerce kişi bulunmaktadır. Asıl sorun burada başlamaktadır ve OHAL KHK’sının da buna ilişkin olduğu varsayılabilir. Kabul edilmiş hukuk düzeni içinde olması gereken açığa alınan kamu görevlisinin yargılama aşamasından sonra suçlu bulunması durumunda memurluk görevinden tamamen alınması ve çekeceği cezadan sonra askerliğin gündeme gelmesiydi. Devletin burada herhangi bir yargılama olmadan terörist olarak değerlendirdiği insanlar üzerinde istediği şeyi yapabileceğini düşündüğü açıktır.
Ayrıca OHAL’i bahane ederek terör operasyonları iddiasıyla muhaliflerin üzerinde çok büyük baskı kuran devletin, bu düzenlemeyle de yeni bir baskı dalgası yaratma riski de çok yüksektir. Bu düzenlemeden temel hak ve özgürlükleri etkilenmesi ihtimali olan vicdani retçiler de yer almaktadır. Madde düzenlemesinde yer alan belirsizliğe bir belirsizlik daha katılmıştır. Bu belirsizlik de bu konuda düzenleme yapma yetkisinin Savunma Bakanlığına verilmiş olmasıdır. Savunma Bakanlığının yapacağı düzenleme, OHAL KHK’sına açıklık getirecektir. Bu nedenle OHAL KHK’sında yer alan düzenlemenin ne amaçladığı konusundaki belirsizlik, Savunma Bakanlığınca yapılacak yeni bir düzenlemeyle birlikte büyük ihtimal ortadan kalkacaktır. Ancak bu yönde bir işaret, şimdilik bulunmamaktadır.
The post Zorunlu Askerlikte OHAL Karmaşası – Gökhan Soysal appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Antep’te Şüpheli Asker Ölümü appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Antep E Tipi Kapalı Hapishanesi’nde iddiaya göre, zorunlu askerlik yapan er Uygun, gece nöbet tuttuğu kulübede tüfeğiyle başına ateş ettiği iddia edildi.
Silah sesini duyanların kanlar içerisinde bulduğu asker, ambulansla Şehitkamil Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Doktorların bütün müdahalelerine rağmen Uygun, kurtarılamayarak yaşamını yitirdi.
Uygun’un cenazesi otopsi için Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü.
The post Antep’te Şüpheli Asker Ölümü appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Manisa Askeri Kışlada 350 Asker Zehirlendi appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Vali Mustafa Hakan Güvençer, 54 askerin tedavisinin sürdüğünü, saat 01.00’de fenalaşan Er Hüsnü Özel’in ise öldüğünü belirtti. Güvençer, askerin ölüm nedeninin gıda zehirlenmesi kaynaklı olmadığının düşünüldüğünü söyledi.
Askerlerden birinin de yoğun bakımda olduğu belirtiliyor.
The post Manisa Askeri Kışlada 350 Asker Zehirlendi appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Ermeni Soykırımı’nın Yıldönümünde Sevag Balıkçı Mezarı Başında Anıldı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Ermeni Soykırımı’nın 102’nci yıldönümü anma etkinlikleri kapsamında, 2011’de Batman’da zorunlu askerlik yaparken nefret cinayeti sonucu katledilen Sevag Şahin Balıkçı, Şişli Ermeni Mezarlığı’ndaki mezarı başında anıldı.
Anma törenine Balıkçı ailesi, yakınları, dernek ve STK örgütü temsilcileri, HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, CHP İstanbul Milletvekili Selina Doğan, Nor Zartonk, EGAM üyeleri ve çok sayıda kişi katıldı.
Balıkçı’nın fotoğraflarının yer aldığı Ermenice ve Türkçe “Seni unutmayacağız” yazılı stickerların kullanıldığı anma, Balıkçı için düzenlenen törenle başladı. Balıkçı’nın mezarına gül ve karanfiller bırakıldı, tütsüler yakıldı.
Gerçekleşen konuşmaların ardından anmada Sevag Balıkçı’nın sevdiği pohaça ve meyve suları dağıtılmasının ardından, anma sonlandırıldı.
Kaynak & Fotoğraf: Evrensel
The post Ermeni Soykırımı’nın Yıldönümünde Sevag Balıkçı Mezarı Başında Anıldı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Gazetemiz Muhabiri Vicdani Retçi Vahap Güler Sur’da Gözaltına Alındı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>Meydan Gazetesi muhabiri olan vicdani retçi Vahap Güler, haber takibi için bulunduğu Diyarbakır’ın Sur ilçesinde gözaltına alındı.
Yoklama kaçağı olduğu gerekçesiyle, Diyarbakır Sur’da gözaltına alınan Güler, götürüldüğü Sur Karakolu’nda imzalamak zorunda bırakıldığı tutanağa, “vicdani retçiyim” şerhini düştü. Tutanağın ardından serbest bırakılan Güler, Vicdani Ret Derneği’ne yaptığı açıklamada, hiçbir koşulda zorunlu askerlik hizmetini yapmayacağını ve devletin üreticisi olduğu savaşlara karşı direneceğini vurguladı.
Bu haber Meydan Gazetesi’nin 33. sayısında yayımlanmıştır.
The post Gazetemiz Muhabiri Vicdani Retçi Vahap Güler Sur’da Gözaltına Alındı appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Nöbet Kulübesinde Şüpheli Asker Ölümü appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>
İzmir’in Seferihisar ilçesinde bulunan Doğanbey Jandarma Karakolu’nda zorunlu askerlik yapan jandarma Er Veli Çelik (21), nöbet tuttuğu kulübede ölü bulundu. Gece nöbet tuttuğu yerden gelen silah sesleri üzerine askerler tarafından bulunduğu iddia edilen Çelik’in, piyade tüfeği ile başından vurulmuş halde bulunduğu belirtildi.
Olay yerinde hayatını kaybeden Çelik’in cenazesi otopsisi için İzmir Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.
Bu haber Meydan Gazetesi’nin 28. sayısında yayımlanmıştır.
The post Nöbet Kulübesinde Şüpheli Asker Ölümü appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Kullan-at Kılavuz : ” Vicdani Ret Hakkı ve Hakkın Kullanılması ” – Davut Erkan appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>” Kapitalist işleyiş içerisinde zaman zaman kullanılabilecek ama paylaşma ve dayanışmayla örülü özgür dünyada hiçbir şeye yaramayacak bilgiler… “
Vicdani ret hakkı, “din ve vicdan özgürlüğü“ hakkından türeyen bir haktır. Bu hak kişilerin, dini veya vicdani itirazlar ileri sürerek askerlik yapmaktan imtina edebilmesini ifade eder. Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi başta olmak üzere birçok insan hakları belgesinde düzenlenen bu hak, sözleşmelerin tarafı olan tüm devletleri bağlar.
Türkiye de bu sözleşmelere taraf olduğundan bu hakkı vatandaşlarına etkili bir şekilde tanımak yükümlülüğü altındadır. Anayasa’da din ve vicdan özürlüğü bir hak olarak tanınmış olmasına rağmen, bu hakkın bir görünümü olan vicdani ret hakkı ne Anayasa’da ne de yasalarda düzenlenmiş değildir.
Buna karşın, Anayasa’nın 90. maddesine göre, temel hak ve hürriyetlere dair uluslararası sözleşmelerle iç hukuktaki düzenlemeler birbirinden farklı ise, yasa ve benzeri iç hukuk düzenlemeleri uygulanmaz ve sözleşme hükmü doğrudan uygulanır. Bu düzenleme, hem idari makamları hem de mahkemeleri bağlar. Bu nedenle, iç hukukta bir düzenleme olmasa da, herkesin vicdani ret hakkına sahip olduğunu söylemek hukuksal olarak doğru olacaktır.
İnsan hakları söz konusu olduğunda, devletlerin yükümlülüğü, bu hakların kullanılabilmesi için gerekli önlemleri almayı da kapsar. Buna devletlerin “pozitif yükümlülüğü” adı verilmektedir. Zorunlu askerliğin olduğu ülkelerde, kişilerin dini inançları veya vicdani kanaatleri ile askerlik yükümlülüğü birbiri ile çatışabileceğinden; yani zorunlu askerlik din ve vicdan özgürlüğü hakkını ihlal edebileceğinden, devletin vicdani retçiler için askerlikten muaf tutulmalarını sağlayacak bir mekanizma oluşturması gerekir. Eğer devlet, bu pozitif yükümlülüğünü yerine getirmemişse bu da hakkın ihlali anlamına gelir.
Türkiye’de vicdani retçilerin askerlikten muaf tutulmak için başvurabilecekleri bir yol, mevzuatta yer almamaktadır. Vicdani retçilerin tüm başvurularında da devlet kurumları tarafından “hukukumuzda böyle bir düzenleme yoktur” şeklinde özetlenebilecek cevaplar verilmektedir. Bu aşamada karşımıza, teorik olarak sahip olduğumuz bu hakkı, pratikte ne şekilde kullanabileceğimiz sorunu çıkmaktadır.
İlk akla gelebilecek yol, idareye yani Milli Savunma Bakanlığı’na askerlikten muaf tutulmak için başvuru yapmak ve idarenin vereceği ret kararından sonra, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde (AYİM) iptal davası açmaktır. Ancak, yürürlükteki mevzuat göz önüne alındığında, bu yolun etkili bir iç hukuk yolu olmadığının kabulü gerekir. Nitekim bu konuda AYİM tarafından verilmiş olumsuz en az bir karar bulunmaktadır. Bu nedenle kabul etmek gerekir ki, idari yol etkili bir yol değildir ve Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru dışında kullanılabilecek etkili bir yasa yolu bulunmamaktadır.
ANAYASA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURU
AYM’ye başvurmak için Anayasa ya da uluslarası söleşmelerde düzenlenen bir hakkınızın ihlal edilmiş olması gerekir, yani “doğrudan mağduriyet” koşulu bulunmaktadır. Bir başka deyişle, bir yasa ya da uygulama ile, bahsedşlen haklarından biri ihlal edilen ve bu nedenle mağdur olan kişiler başvuru yapabilir.
Ancak yerleşmiş içtihatlara göre “potansiyel mağdurlar” da bireysel başvuru yoluna gidebilirler. Potansiyel mağdur, bir hakkı ihlal edici nitelikte olan kanun ya da benzeri düzenleyici işlemler, henüz kendileri hakkında uygulanmamış da olsa, yakın gelecekte uygulanması söz konusu olacak kişileri ifade eder.
Konuya dair örnekleyecek olursak, askerliğe çağrılan veya yoklamasını yaptırmadığı için hakkında yakalama emri çıkarılan kişi doğrudan mağdur iken askerlik yaşına gelmediği için henüz çağrılmamış ancak çağrılacağı kesin olan erkek kişiler ise potansiyel mağdurdur. Her iki durumda da AYM’ye bireysel başvuru yapılabilir.
AYM’ye başvurmak belirli şartları taşıyan bir dilekçe ile olabileceği gibi dilekçe başka belgelerle beslenebilir de. (Standart dilekçe için bakınız: http://www.anayasa.gov.tr/files/bireysel_basvuru/b_b.pdf ) AYM’ye başvuru konusunda Vicdani Ret Derneği (VR-DER) ücretsiz hukuksal destek sunmaktadır.
Bu konuda AYM’ye yapılmış değişik başvurular olsa da bu başvuruların herhangi birinde verilmiş bir karar bulunmadığından, başvuruyu güçlendirmek için başvuru öncesinde bazı makamlara başvurular yaparak buralardan gelen cevapları dilekçeye eklemek etkili olacaktır. Bu dilekçeler, resmi makamları vicdani ret hakkıyla ilgili olarak hareketlendirmek bakımından da faydalıdır. Bu kapsamda bazı önerilerde bulunmak gerekirse;
Türkiye İnsan Hakları Kurumu (http://www.tihk.gov.tr/tr/basvuru),
TBMM İnsan Hakları Komisyonu (www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhaklari/basvuru.htm),
Ombudsmanlık (www.ombudsman.gov.tr/content_detail-352-625-basvuru-formu.html).
AYM’ye yapacağınız başvuruda, başvuru sonuçlanıncaya kadar hakkınızda askerliğe ilişkin bir işlem yapılmaması için tedbir kararı alınmasını da talep edin. AYM’den hakkınızın ihlal edildiğine ilişkin karar verildiği takdirde, bu kararın gereği olarak idare, öncelikle askere almaya dair işlemleri durdurmak zorunda kalacaktır. Verilecek bir ihlal kararında hukuki düzenleme yokluğu nedeniyle bu ve benzeri hak ihlallerinin ortaya çıktığı ve çıkacağı vurgulanacağından, yasa koyucu vicdani ret hakkını tanıyan bir düzenleme yapmak zorunda kalacaktır.
ASKERLİĞE BAŞLAMIŞ KİŞİLERİN VİCDANİ RET HAKKINI KULLANMASI
Yukarıda yazılanlar, henüz askerliğe başlamamış, yani “asker kişi” sıfatını almamış kişiler bakımından geçerlidir. Asker kişilerin vicdani ret hakkını kullanmaları demek, fiili olarak askerlik yapmayı bırakmaları demektir. Bu durumda kışlada kalarak askerliğe dair herhangi bir eylem yapmayı reddeden kişiler hakkında “emre itaatsizlik”; askeri birliği terk edenler hakkında ise “firar” suçlamasıyla dava açılacaktır.
Bu kişilerin yapması gereken, artık askerlik yapmamaya karar verdikleri aşamada, bir dilekçeyle vicdani ret itirazını Birlik Komutanlığına ve Milli Savunma Bakanlığı’na bildirmektir. Aynı zamanda Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunulmalı, vicdani ret itirazına rağmen başvurulabilecek bir hukuk yolu bulunmamasından kaynaklı soruşturmaya maruz kalındığını belirterek hak ihlallerinin tespitini istemek gerekir.
Askerliğe başladıktan sonra vicdani itiraz geliştiren kişi, hakkında açılan davalarda, vicdani retçi olması dolayısıyla emirlere uymadığını veya birliği terk ettiğini savunmalarında belirtecek ve vicdani reddin din/vicdan özgürlüğü hakkının kullanımı olduğundan ve hakkın kullanılmasının bir “hukuka uygunluk nedeni” olduğundan bahisle beraatini talep edecektir. Bu durumda mahkemenin hukuksal olarak vermesi gereken karar beraat kararıdır.
Bugüne kadar birçok askeri mahkeme, vicdani reddin Anayasa ve uluslararası sözleşmeler gereği bir hak olduğunu kabul etmiştir. Bu mahkemelerden biri (Isparta Askeri Mahkemesi) vicdani ret hakkını kullanarak üniforma giymeyi-silah tutmayı reddeden vicdani retçiyi birçok eylemden dolayı beraat ettirmiştir. İki mahkeme ise (Eskişehir ve Malatya Askeri Mahkemeleri) vicdani ret hakkının varlığını kabul etmesine rağmen yargıladıkları kişilerin askerliğe karşı olma gerekçelerini kendilerince “samimi” bulmamış, bu kişileri mahkum etmiştir. Ancak bu mahkemelerin kararları henüz Yargıtay aşamasından geçmemiştir.
SONUÇ: Zorunlu askerliğe karşı olan yüz binlerce insan, askerlik belasından kurtulabilecekleri hukuksal bir yol olmadığını düşündükleri için, yıllarca kaçaklık hayatını seçmekte, birçok kişi yurt dışına kaçmaktadır. Ancak yukarıda izah etmeye çalıştığımız üzere, vicdani ret bir insan hakkıdır ve bu hakkı kullanmak için elimizde yasal imkanlar da vardır.
Vicdani ret hareketi, geçmişten bugüne yürüttüğü mücadelesiyle hukuk alanında belirli kazanımlar sağlamıştır. Bunlardan başta geleni, vicdani ret hakkının din ve vicdan özgürlüğünün bir parçası olduğunun uluslararası hukuk mekanizmaları tarafından kabul edilmiş olmasıdır. Şu anda yapılması gereken, yukarıdan belirtilen adımları atarak iç hukuk mekanizmalarını zorlamak ve bu şekilde bu hakkın devlet tarafından tanınmasını sağlamaktır.
Davut Erkan
Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 27. sayısında yayımlanmıştır.
The post Kullan-at Kılavuz : ” Vicdani Ret Hakkı ve Hakkın Kullanılması ” – Davut Erkan appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post Vicdani Ret Derneği’nde Savaşı Reddedenler Kadınlar Konuştu appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>4 Nisan Cumartesi günü, Vicdani Ret Derneği’nde, yazar Atlas Arslan’ın da katılımıyla ‘Kişer Pari Mama’ kitabının tanıtımı ve ‘Kadınlar Savaşı Neden Reddediyor’ etkinliği gerçekleştirildi. Etkinlikte kadınların savaş karşıtı mücadelesi ve vicdani ret mücadelesine katılımı konuşuldu.
Atlas Arslan konuşmasına neden böyle bir kitap yazdığını anlatarak başladı. “Sadece zorunlu askerlik değil, militarizm ile olan mücadeleyi de anlattılar, geliştirdiler. Oysa kadınlar bu devlet-sistem tarafından asker doğuran bir kuluçka olarak bilinirler. İşte bütün bunları yıkan kadınlar olduğu için bu çalışmayı kadınlar ile yaptım” diyen Atlas Arslan’ın ardından Ani Balıkçı ve Garabet Balıkçı da söz aldı. Anne Ani Balıkçı, “Sevag bir iken, şimdi bin oldu. Şimdi tanıyorlar, keşke yaptığı sanatı ile tanınsaydı. Ben Sevag’ı kaybettiğimizden sonra vicdani ret yaptım, öncesinde mümkün olamazdı elbette. Sevag da böyle bir şey düşünmezdi, kurallar için çok dikkatli bir insandı. Ama işte ben şimdi vicdani retçiyim” diyerek yaşadıklarını anlatırken, baba Garabet Balıkçı da, oğullarının ölümünün ardından yaşadıkları adaletsizliklerden bahsetti.
Söyleşi, Vicdani Retçi Kadınlar’ın katılımı ve gerçekleştirilen soru-cevap bölümünün ardından; savaş ve militarizm karşıtı mücadelenin daha da toplumsallaşması arzusu ile sonlandırıldı.
Bu haber Meydan Gazetesi’nin 26. sayısında yayımlanmıştır.
The post Vicdani Ret Derneği’nde Savaşı Reddedenler Kadınlar Konuştu appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>The post İsrailli Vicdani Retçiler Hapis Tehdidi Altında appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>İsrail’de bulunan anarşist örgütlenme Ahdut üyesi Efi Drishner, zorunlu askerlik hizmetini reddettiği için tutuklandı.
Askerliğin 18 yaşına gelen her birey için zorunlu olduğu İsrail’de, askerlik işlem bürosuna giderek, askerlik yapmayacağını belirten Drishner, mahkeme tarafından 14 günlük hapis cezasına çarptırıldı.
Vicdani retçi Yeheiel Nahmani ise, askerlik yapmadığı için 10 günlük hapis cezasına çarptırılırken; İsrailli vicdani retçiler, geçtiğimiz hafta serbest bırakılan vicdani retçi Edo Ramon’un da, “askerlikten muaf” belgesini henüz almadığı ve askerlik hizmetini yapmayı reddetmeyi sürdürdüğü için önümüzdeki günlerde yeniden tutuklanacağını belirtti.
The post İsrailli Vicdani Retçiler Hapis Tehdidi Altında appeared first on Meydan Gazetesi.
]]>