GUCLU VE ZAYIF NOKTALARIYLA SENDIKALIZM


Bu makale ilk olarak Workers Solidarity Movement'in teorik yayin organi Red&Black Revolution'in 1. sayisinda, Dublin Isci Sendikalari Konseyi delegesi Alan MacSimoin imzasiyla yayinlanmistir.

Sendikalizm, bugun liberter hareket icindeki en guclu egilimi olusturuyor. Sendikalizm, buyuk isci sendikalari kurdu, onemli mucadelelere onculuk etti, pek cok ulkede Anarsizme populer ifadesini kazandirdi. Sendikalizmin anarsist-komunist bakis acisini anlayabilmek icin, onun kokenlerine, temel inanclarina ve tarihsel deneyimine bakmak zorundayiz.

Modern sosyalist hareket 1860'larda bicimlenmeye basladi. Yaygin olarak Birinci Enternasyonal adiyla bilinen Uluslararasi Emekciler Birligi, militan isciler icin giderek bir cekim merkezi haline geliyordu. Hareketin guc kazanmaya baslamasiyla birlikte, Marksistlerle Anarsistler arasinda sosyalizmin ne oldugu ve onun nasil basarilacagi konusundaki dusunce benzerlikleri ve fikir ayriliklari netlik kazandi. Fikir ayriliklari, nihai olarak, Marksistlerin hic de demokratik olmayan yontemlerle Anarsistleri Enternasyonal'den ihrac etmelerine yol acti.

Paris iscilerinin kentin kontrolunu kendi ellerine gecirmeleriyle, 1871 Paris Komunu olarak bilinen isci deneyimi yasandi. Komun nihai olarak yenilgiye ugratildiginda, 7.000 komuncu ya yasamini kaybetmis, ya da idam edilmeyi bekler durumdaydi. Sola karsi estirilen teror ruzgari tum Avrupa'yi supurdu. Anarsistler, bir ulkeden digerine, yeraltina inmek zorunda kaldilar. Bu durum, hareketin hizla buyumesini tamamen durdurmadi. Patronlarin terorune, grevci iscilerin ve ayaklanan koylulerin kursunlanmasina, Anarsist hareket uzerindeki baskiya tepki olarak, hareket icindeki bir azinlik "oldurerek propaganda" olarak bilinen silahli bir kampanya baslatti ve bir dizi kral, kralice, aristokrat, yuksek duzey politikaci soz konusu eylemler sirasinda olduruldu.

Bu kampanyanin ardinda yatan ofkenin nedenleri cok anlasilir olmakla birlikte, bu eylemler isci sinifi kitlesi ile hareket arasindaki mesafenin daha da buyumesine yol acti. Gizli faaliyet pek cok ulkede norm haline geldi. Kitle icinde faaliyet daha da guclesti. Koltuk altinda bomba sakli cilgin adam imgesi dogdu. Hareket, bu yoldan kayde deger kazanimlar elde edemiyordu.

20. yuzyil baslarinda, pek cok anarsist yeni bir yaklasima gereksinim duyuldugunun bilincindeydi. Bunlar, isciler arasinda acik ve kitlesel bir militan faaliyete geri donulmesi cagrisinda bulundular. Gelistirmis olduklari yeni strateji sendikalizmdi.

Temel fikir

Sendikalizmin temel fikirleri, tum iscilerin 'tek ve buyuk bir sendika!' icinde orgutlenmeleri, kontrolun tabani olusturan iscilerin elinde olmasi, denetlenmesi olanaksiz profesyonel sendikacilardan olusan bir burokrasinin yaratilmasina yonelik her turlu girisime karsi cikilmasi onermeleri etrafinda bicimlenir. Sendikalistler, diger sendikal anlayislardan farkli olarak, sendikanin yalnizca patronlara karsi reformlar kazanilmasi icin degil, fakat ayrica kapitalist sistemin yikilmasi icin de kullanilabilecegine inanirlar. Iscilerin pek cogunun devrimci olmamasini, diger sendikalardaki orgutsel yapilanmanin tabanin inisiyatifine olanak tanimamasi ile aciklarlar. Bunlarin alternatif olarak ileri surdukleri tez, tum iscilerin, devrimci bir genel greve hazirlik icinde 'tek ve buyuk bir sendika' icinde orgutlenmeleridir.

Sendikalistler, 1922 yilinda Berlin'de "Uluslararasi Isciler Birligi"ni (IWA) kurarak kendi uluslararasi orgutlenmelerini yaratmis oldular. Kurulus konferansina katilmis isci orgutleri ve bunlarin temsil ettikleri isci sayisi su sekildeydi: 20.000 isciyi temsil eden Arjantinli Isciler Bolgesel Orgutu (FORA); 20.000 isciyi temsil eden Dunya Sanayi Iscileri (IWW) Sili Orgutu; Danimarka'da 600 isciyi temsil eden Sendikalist Propaganda Birligi, 120.000 isciyi temsil eden Almanya Ozgur Isciler Sendikasi (FAUD); 22.500 isciyi temsil eden Hollanda Ulusal Isciler Sekreteryasi; Portekiz'de 150.000 isciyi temsil eden Isciler Genel Konfederasyonu; 32.000 isciyi temsil eden Isvec Iscileri Merkez Orgutu (SAC); Fransa'da CGT'den kopan ve 100.000 isciyi temsil eden Devrimci Sendikalizmi Savunma Komitesi; Parisli 32.000 isciyi temsil eden Federation du Battiment adli isci orgutu. Ispanyol CGT, kendi ulkesinde Primo de Rivera diktatorlugune karsi siddetli bir sinif mucadelesine girismis oldugu icin, konferansa delege gonderemedi, fakat, bunu izleyen yil CGT de "Ulusal Isciler Birligi"ne (IWA) katildi.

IWA 1920'li yillarda genisledi. Cok sayida sendika ve propaganda grubu IWA sekreteryasi ile iliskiye gecti. Bunlar su ulkelerdendi: Meksika, Uruguay, Bulgaristan, Polonya, Japonya, Avusturalya, Guney Afrika, Paraguay, Kuzey Afrika.

IWA bunyesi disinda kalan Brezilya Iscileri Bolgesel Orgutu ve ABD'deki IWW (Dunya Sanayi Iscileri) gibi sendikalist isci sendikalari da vardi. (IWW kisa bir sure sonra Kanada, Isvec, Avusturalya, Guney Afrika ve Ingiltere'ye(1) sicradi.)

Gerileme

Bolseviklerin iktidari ele gecirme konusunda gosterdikleri basari, Rusya disindaki isci hareketine cok buyuk zarar verdi. Rusya'da yasananlar, pek cok ulkede isci hareketi tarafindan heyecan ve hayranlikla karsilandi; hemen her yerde Komunist Partiler kuruldu. Bolsevik model basarisini kanitlamis gorunuyordu. Pek cok isci orgutu bu modeli kopya etmeye giristi. Bu gelisme, Sovyet diktatorlugu gercegi yaygin olarak bilinir hale gelmezden once yasandi.

Her seye ragmen, sendikalist hareket, sahip oldugu gucu hala buyuk olcude koruyordu. Sendikalizm acisindan, gercek tehlike fasizmin yukselisiydi. Mussolini'nin iktidara gelmesiyle birlikte, dunyanin en buyuk sendikalist isci sendikasi USI ilkin yeraltina inmek zorunda kaldi, ardindan dagilip ortadan kayboldu. Alman FAUD, Portekiz CGT'si, Hollanda'daki NSV, Fransiz CDSR, Dogu Avrupa ve Latin Amerika'da daha pek cok orgut, 1930 ve 40'li yillarin fasizm ve askeri diktatorluk kosullarinda ayakta kalamayip dagildilar.(2)

Bu donemde yasanan ve sendikalizmin en yuksek ve en dusuk duzeyini temsil eden Ispanyol Devrimi'ne asagida deginecegiz.

130.000 isci uyesine sahip Polonyali sendikalist isci sendikasi ZZZ, Nazi isgali sirasinda yikima ugramazdan hemen once, uyelik icin IWA'ya basvurmak uzereydi. Fakat, diger ulkelerdeki sendikalistler gibi, bunlar da savasarak yenildiler. Polonyali ZZZ'li sendikalistler, Polonya Sendikalist Birligi gibi, Nazilere karsi silaha sarildilar ve hatta 1944 yilinda "Syndicalista" adli bir gazete cikarmayi bile basardilar. Portekiz CGT'si, ulke 1920'lerden beri Salazar diktatorlugu altinda olmasina ragmen, yeralti faaliyeti yuruten yasadisi bir sendika olarak hala 50.000 dolayinda uyeye sahip oldugunu soyluyordu. Almanya'da, FAUD militanlari vatana ihanet sucuyla yargilandilar. Toplu halde mahkeme onune cikarilan Alman sendikalistlerin pek cogu toplama kamplarinda yasamini yitirdi.

Burada, bir parantez acarak o yillarda anti-fasit oldugunu ileri suren Ingiliz hukumetinin Ispanyol CNT'sine karsi nasil ikiyuzlu davrandigina isaret etmekte yarar goruyoruz. Ingiliz hukumeti, anti-fasist Italyan surgunleri Ingiltere idaresinde bir ada olan Isle of Man'da gozhapsine almakla kalmadi; fakat, bunun yanisira, yuruttugu yeralti faaliyeti ile Ingiliz pilotlara yardimci olan, Yahudilerin ve aranan anti-fasistlerin Ispanya'dan Ingiltere'ye kacmalarina yardim eden CNT uyelerinin isimlerini savas sona erdikten sonra Franco'nun gizli polis teskilatina bildirdi.

Sendikalizmden geriye kalan

Ikinci Dunya Savasi sona erdiginde, Avrupa'daki sendikalist hareket ve IWA hemen butunuyle cokmus durumdaydi. CNT, artik surgundeki bir orgut durumuna dusmustu. IWA, savastan sonraki ilk kongresini 1951'de Toulousse'da [bir Fransiz sehri -c.n.] topladi. Her seye karsin, IWA hala bir seyi temsil ediyordu. Pek cogu artik hayli kuculmus orgutleri temsil ediyor olmakla birlikte, kongreye cesitli ulkelerden delegeler katildi: Kuba, Arjantin, Ispanya, Isvec, Fransa, Italya, Almanya, Hollanda, Avusturya, Danimarka, Norwec, Ingiltere, Bulgaristan ve Portekiz -Uruguay'dan kongreye destek mesaji gonderildi.

Dirum, yeniden ortaya cikmakta olan anarko-sendikalizm acisindan hic de ic acici gorunmuyordu. Dogu Avrupa'da Stalinistler ozgur tartismaya, greve ya da ozgur isci sendikalari kurulmasina izin vermiyorlardi -Anarsist sendikalarin buna dahil oldugunu belirtmek gereksiz! Bati'da, ABD ve Katolik Klisesi, Hiristiyan Demokratlarin ve Sosyal Demokratlarin kontrolu altindaki yumusak basli, uzlasmaci sendikalara muazzam kaynaklar aktardilar. Bu arada, Rusya Fransiz CGT'sini, Italyan CGIL ve digerlerini kontrol eden muttefiklerine mali destek saglayarak ayni yontemi izliyordu. Guc yitirmis durumdaki IWA, bu sendikalarla rekabet edebilecek durumda degildi. 1950'lerin sonlarina dogru, Isvec'teki SAC, IWA'dan ayrildi. Artik IWA saflarinda gercekten islevsel bir sendika kalmamisti.

IWA, kucuk propaganda gruplariyla, Ispanyol ve Bulgar CNT'leri gibi surgundeki orgutlerin basit bir toplami durumuna dusmustu. Bu haliyle ayakta kalabilecegi bile merak konusuydu. Fakat, 1977 yilinda Franco beklenmedik bir sekilde oldu ve Franco rejimi yikildi. CNT hizla yeniden serpilip gelisti. Aylarla olculebilecek kisa bir donem icinde, uye sayisi birkac yuz aktivistten 150.000'e sicradi (CNT icinde daha sonra yasanacak sorunlar sendika icinde bolunmeye yol acti ve CNT'den yeni bir sendika dogdu. Bugun, bu iki sendikanin toplam sayisi 30.000'e zor erisiyor, ancak bu da dikkate deger bir rakam). CNT'nin bu gelisimi, sendikalizmi yeniden anarsistlerin gundemine yerlestiriyor. Bugun, IWA, en azindan kismen sendika olarak islev goren orgutlere (Italya, Fransa ve Ispanya) ve bir duzine ulkede propaganda gruplarina sahip bulunuyor.

IWA disinda, Isvec'teki 16.000 uyeli SAC, Hollanda'da OVB, Ispanyol CGT, Fransiz posta iscileri arasinda orgutlu Dayanisma-Birlik-Demokrasi orgutu(4), Isvicre'de CRT gibi sendikalist isci sendikalari ve orgutler bulunuyor. Bunlarin bazilarinin anarsist niteligi reformist niteliginin gerisinde kaliyor. Bunlar hakkinda kimi sonuclara varirken, bugun sendikalizmin uluslararasi anarsist hareket icindeki en buyuk orgutlu guc oldugunu kabul ederek soze baslamaliyiz. Bu, sendikalist yapilari anlamanin ozellikle onemli oldugu anlamina geliyor.

Bazi sorunlar

Anarsist-komunistler, sendikalist sendikalarin politikalarini, daha dogrusu politikasizliklarini elestiriyorlar. Onlarin kendi ifadelerine, yontem ve propagandalarina bakarak su degerlendirmeye varmak mumkun: Sendikalistler, en buyuk sorunun, iscileri otoriter, kapitalist dunya gorusune baglayan fikirlerden ziyade mevcut sendikalarin yapisi oldugunu dusunuyorlar.

Sendikalistler devrimci siyasal orgutler yaratmiyorlar. Sanayide sendikalar kurmakla yetiniyorlar. Devrim icin temel sorunun iscilerin fabrikalara ve topraga el koymasini ileri surmek anlaminda, sahip olduklari strateji apolitik bir nitelige sahip. Sendikalizm, bundan sonra, devletin ve egemen sinifin diger kurumlarinin tepe taklak olacagina inaniyor. Isci sinifinin siyasal iktidari ele gecirmesi gerektigini kabul etmiyor. Sendikalistlere gore, tum iktidar hemen devrim gunu feshedilmeli.

Sendikalist orgut isci sendikasi oldugu icin, orgut, siyasal dusunceleri ne olursa olsun tum iscileri kendi bunyesinde topluyor. Tarihsel olarak bakildigi zaman, pek cok iscinin, sendikalist isci sendikalarina anarsist dusunceleri benimsedigi icin degil, bunlarin en militan ve en iyi sonuclar elde eden sendikalar olmalari dolayisiyla katilmis oldugu goruluyor. Bu nedenle, bunlar her zaman reformist egilimlere sahipler. Bu durum, bir isci sendikasi mi, yoksa devrimci anarsist bir orgut mu sorusunun dogmasina yol aciyor.

Sendikalistler, iscilerin isyerinde orgutlenmelerinin merkezi onemine yaptiklari vurguda tamamen haklilar. Sendikalizmi, onun isyeri disindaki insanlari orgutleyemedigi temelinde elestirenler yaniliyorlar. Ispanya'daki anarko-sendikalizm deneyimine bakildiginda, sendikalistlerin isci sinifinin butununu orgutleyebilmis olduklarini goruyoruz -Iberya Liberter Genclik Federasyonu, 'Mujeras Libres' (Ozgur Kadinlar) ve mahalle orgutlerinin varligi bunun acik bir kaniti.

Ispanya

Sendikalizmin zayifligi, onun iscilerin neden kapitalizme baglandiklari, ve devrim icin zorunlu olan seyin ne oldugu konusundaki bakis acisindan kaynaklaniyor. 1936/7 Ispanyasi, anarsist-sendikalist orgutlenmenin en yuksek noktasini ve basarisini temsil eder. Ne var ki, Ispanyol sendikalistleri, politikasizliklari yuzunden, isci iktidari icin bir program gelistirme, isci hareketi icindeki (reformizm ve Stalinizm gibi) diger akimlara karsi siyasal bir mucadele verme kapasitesinden yoksunlardi. Gercekten de, sendikalistler, diger siyasal akimlarla mucadele etmekten cok sik sik bunlari gozardi etme egiliminde gorunur. Ispanya'da, tam bir isci iktidari icin mucadele ederek sinifin butunune rehberlik etme yetenegini gosteremediler.

Bunun yerine, Halk Cephesi hukumetine destek politikasinin icine cekildiler ve bu durum, Cumhuriyetci devlet oklarini kolektiflere ve milislere karsi yonelttigi zaman suskun kalmalarina ve suc ortagi durumuna dusmelerine yol acti. CNT icinde "Friends of Durruti" (Durruti'nin Dostlari) grubu etrafinda orgutlenmis azinlik, iscilere mutlak iktidari ele gecirmeleri (yani patronlarla veya otoriter partilerle iktidari paylasma politikasini reddetmeleri) icin cagrida bulundugu zaman, sendikadan atildi.

CNT, iscilerin uretim ve bolusum araclarini kendi ellerine almalarinin "burjuva devletin tasfiyesine ve bogularak olmesine" yol acacagina inaniyorlardi. Tarih, bize farkli bir ders anlatiyor. Ikili iktidar durumunda, devleti yikip cokertmek zorunludur. Bir egemen sinif tarih sahnesini asla gonullu olarak terk etmez.

Buna karsilik, "Friends of Durrti" azinligi, "Taze Bir Devrime Dogru" adini tasiyan kendi programinda, bu konuda net bir tavir sergiliyordu: "Franco'yu alt edebilmek icin, burjuvaziyi ve onun Stalinist ve Sosyalist muttefiklerini cokertmek zorundayiz. Kapitalist devlet tamamen yikilmali ve bunun yerine taban komitelerine dayanan isci iktidari kurulmali. Apolitik anarsizm basarisiz kalmistir." CNT liderliginin politik kafa karisikligi oylesine yogundu ki, liderlik, iscilerin iktidari ele gecirmesi fikrini "korkunc" buluyor ve bunun "anarsist diktatorluge" yol acacagini ileri suruyordu.

Uluslararasi Isciler Birligi ve onun disinda orgutlenmis bulunan sendikalist hareket, CNT'nin devrimi "ertelemekle" ve hukumete girmekle hata yapmis oldugunu itiraf etmeyi hala reddediyor. Sendikalistler, butun bu olayi, "bir kez daha yinelenmeyecek istisnai kosullar"la aciklama egilimindeler. Tarihsel oneme sahip bir yanlisi kabul etmeyi reddettikleri icin, (benzer bir sansi tekrar yakalamalari durumunda) ayni yanlisi yeniden yapmayacaklarini ummak icin ortada makul bir neden yok.

Elestirilerimize karsin, sendikalist isci sendikalarinin, mecut olduklari ulkelerde, diger sendikalardan cok daha ilerici niteliklere sahip olduklarini gormek durumundayiz. Bunlar, sadece demokratik sendikalar yaratmakla ve anarsist fikirlerin dinleyici bulabilecekleri bir ortam yaratmakla kalmiyorlar, fakat ayrica, onderlerle onderlik edilenler, yapanlarla yapilana gozculuk edenler arasindaki ayrimlari ortadan kaldiran bir yoldan orgutleniyor ve mucadele ediyorlar. Bu, son derece olumlu, fakat tek basina yeterli degil. Eksik olan sey, hem sendikalarda hem de iscilerin bir araya geldikleri diger alanlarda anarsist dusuncelere ve anarsist yontemlere destek kazandiracak bir orgut. Anarsist-komunistlere dusen gorev de bu.

Ceviren: Bernar Kutlug


Notlar

1 Bu, Buyuk Britanya Endustri Iscileri adiyla biliniyordu.

2 Italyan ASI ve Alman FAU gibi bazilari yeniden kuruldular, fakat, bunlar sadece gorece kucuk propaganda gruplari olarak mecutlar. Kimi zaman, belli bolgelerde sendika islevlerini yerine getirebiliyorlar.

3 Bu doneme isik tutan iyi bir metin, Eddie Conlon'in "The Spanish Civil War: Anarchism in Action" (Ispanyol Ic Savasi: Eylem Icinde Anarsizm) baslikli yazisi.

4 1994 yili ilkbaharinda yapilan isyeri secimlerinde, bunlarin postanelerdeki oy orani yuzde 4'ten yuzde 12'ye, Telekom'da ise yuzde 2.5'tan yuzde 7.5'a yukseldi.


About Anarchism in Turkey: Turkiye'de Anarsizm

Texts in Turkish: Turkce metinler