Militarizmi Reddediyoruz


15 Mayıs dünya vicdani retçiler gününde biri liseli olan 8 kişi vicdani reddini açıkladı. Mimar Sinan Üniversitesi Fındıklı kampüsünde yapılan “Vicdani Ret Buluşması”nda Lise Anarşist Faaliyet hazırladığı metni okuyarak okullar ile kışla benzetmesi yaparak yaşamlarımızdaki militarizmin reddedilmesi gerektiğini vurguladı.

Buluşmada savaş, barış, militarizm ve anti-militarizm, paralı ordu, türkiye ve dünyadaki vicdani ret hareketleri hakkında konuşmalar yapıldı. Konuşmalardan sonra fındıklıdan dolmabahçe’ye doğru “Reddet Diren Hayır de Askere Gitme Kardeş Kanı Dökme” pankartıyla yüründü. Dolmabahçede yapılan basın açıklamasında 8 kişi vicdani reddini açıkladı.
Anarşist kadınlardan 6 kişi “hayatlarımız çalınmadan hayallerimiz buluşmalı” diyerek vicdani retlerini açıkladılar.
Liseli bir anarşist Deniz Benol “Bütün devletlet terörist bütün ordular katildir” diyerek vicdani reddini açıkladı.

Lise Anarşist Faaliyetin ‘Vicdani Ret Buluşması”nda okuduğu metin aşağıdadır;

Okullarda öğrenciler tek tip giyinirler

Kışlada askerler tek tip giyinirler

Okullarda öğrenciler her sabah sıraya dizilir

Kışlada askerler iştimalarda sıraya dizilir

Okullarda öğrenciler öğretmenleri gördüklerinde saygı gösterisi yapmalıdırlar

Kışlada askerler rütbeli gördüklerinde saygı gösterisi yapmalıdırlar

Okulda her öğrencinin isminden önce numarası bilinir

Kışlada bütün askerlerin numarası vardır

Okulda öğrenci ve öğretmen tuvaletleri ayrıdır

Kışlada askerlerin ve komutanların tuvaletleri ayrıdır,

Okulda otorite sahibi öğretmenler sorgulanmaksızın şiddet uygularlar

Kışlada otorite sahibi komutanlar istedikleri zaman şiddet uygularlar

Okulda öğrenciler iradelerini tüm gün boyunca müdürlere ve öğretmenlere bırakırlar

Kışlada askerler iradelerini askerlik boyunca komutanlara bırakırlar

Okullar bahçe duvarları giriş-çıkış kapıları ve kapı görevlileriyle kapatılmıştır

Kışlanın etrafı dikenli tellerle çevrilidir ve nizamiye kapıları vardır

Görüldüğü gibi kışla ve okul benzer yerlerdir. Kışla kadar okullar da militaristtir. Ancak ayrıldıkları noktalar da vardır.

Okuldan kaçmanın bedeli askerlikten kaçmak kadar ağır değildir: Okuldan kaçan öğrencinin velisi aranır yada en kötüsü devamsızlıktan sınıfta kalır. Bir asker içinse kışladan kaçmanın bedeli çok daha ağırdır ve askerlikten kaçan bir insan önce toplumdan ötelenir sonra devlet peşine düşer kişi yakalandığında ise cezaevlerine kapatılır. Bir öğrenci, öğrenci olmak istemediğini söylediğinde devlet bunun üzerinde fazla durmaz ancak bir asker askerlik yapmak istemediğini söylediğinde yani vicdani reddini açıkladığında bu ordu ve devlet tarafından şiddet dolu bir şekilde karşılanır. Kişi önce işkenceye uğrar, sonrasında sürekli bir şekilde cezalandırılarak hapis edilir. Bu cezalandırma ve hapis süresi neredeyse sonsuzdur bu adeta kişinin yaşamsal anlamda öldürülmesine denk düşer.

Bizler henüz askere gitmemiş ve hiçbir zaman gitmeyecek olsak ta militarizmi okullarda bütün şiddetiyle yaşıyoruz. Yaşamlarımızın askerleştirilerek gün be gün bir ızdıraba dönüştürüldüğü okulları reddettiğimiz gibi bizlere zorunlu olarak dayatılan tüm itaat biçimlerini de reddediyoruz. Zorunlu askerliğin reddedilmesi olan Vicdani ret, bir itaatsizlik eylemidir. Yıllardır ders kitaplarında devlete itaat etmeyen halkların isyanları bizlere ihanet olarak öğretildi. Yıllardır topraklarımızda kazanılması gereken savaş ise bizlere bu ihanetlerin karşılığı ve barış için mutlak son olarak anlatıldı. Oysa ki yıllardır süren savaş kardeşlerimize sıkılan kurşunlar, gözü yaşlı analar, boşaltılan topraklar, dilsiz, savunmasız, kaybolmuş yaşamlar demekti. Oysa ki savaş inkardı, özgürlüğün reddiydi, itaatsizleri bir bir yok etmekti. Bu yüzden coğrafyamızda yıllardır sürmekte olan bu savaşı reddediyoruz ve özgürlük için direnenlerin tarafında saf tutuyoruz. Çünkü biliyoruz ki özgürlük itaatsizlikle kazanılır ve biliyoruz ki insan ancak kendisi kadar özgür olan insanların arasında gerçekten özgürdür.