Savaş Psikolojisini, "Sanal Psikologlar" İyileştirecek

Sayı 10, Haziran 2013

Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan Güney California Üniversitesi’nin Yaratıcı Teknolojiler Enstitüsü, son zamanlarda yarattığı sanal insanlarla, bu sanal insanlarla başlattığı çalışmalarla teknoloji dünyasının gündeminde. Enstitü yarattığı “sanal psikolog”larla bir yandan savaşın yarattığı travmayı atlatamayan askerlere “yardım etmeyi” amaçlarken bir yandan da Amerikan ordusunun çalışmalarını besliyor.

Bilgisayar ekranında, rahatça bir koltuğa oturmuş, sakin bir ses tonuyla konuşan bir kadın görüyorsunuz. Kadın sizi selamlıyor ve ekranın karşısındaki koltuğa yerleşmenizi bekliyor. Kendini tanıtıyor, o sizin “sanal terapist”iniz. Onu garipsediğinizi fark edince nereli olduğunuzu, ne iş yaptığınızı soruyor. Sakinleştirici ses tonuyla “en son ne zaman biriyle kavga ettiğinizi”, “öfkenizi kontrol altında tutup tutamadığınızı” soruyor ve “sanal terapi seansı”nız başlıyor…

ABD’de 1999 yılında Amerikan ordusuyla imzalanan bir anlaşma sonrasında kurulan Yaratıcı Teknolojiler Enstitüsü (ICT), ordu için yaptığı stratejik çalışmalarla biliniyor. ABD Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı Pentagon ile işbirliği yapan teknoloji enstitüsü kurulduğu günden bu yana geliştirdiği ve uyguladığı “sanal gerçeklik” tedavisiyle, özellikle savaş sonrası travması yaşayan askerlerin tedavisi mümkün olmayan “yaralarını” sarmaya çalışıyor. ICT son zamanlardaysa dünyaca ünlü psikologlar rehberliğinde hazırladığı “sanal psikologlar” tedavisiyle gündemde.

Enstitü bugüne kadar, gerçekçi simülasyon teknolojileriyle, gerçek insanlar gibi düşünen birçok “sanal insan” yarattı ve bilgisayar ortamında bu sanal insanları kullanarak Amerikan ordusunda görevli askerleri baskı altında sorgulamaya, bilgi toplamaya, stres altında karar vermeye karşı birçok denemeden geçirdi. Denemeden başarılı geçemeyen askerlerin, askeri eğitimlerinde farklı stratejiler geliştirilmesini önerdi, askeri eğitimde “daha verimli askerler” yaratmak için değişiklikler yapılması kanısına vardı.

Amerika’da 60’a yakın hastane ve askeri üste uygulanan sanal terapi tedavisi, Afganistan ve Irak savaşlarından dönen yüzbinlerce askerin yaşadığı travma sonrası stres bozukluğunu hafifletmeyi amaçlıyor. “Kanıta dayalı tedavi” yöntemiyle askerler yaşadıklarını tekrar tekrar anlatıyor ve karşı karşıya kaldıkları travma ile tekrar yüzleştiriliyorlar.

Enstitü bu tedaviyle savaş psikolojisiyle yaşamak zorunda bırakılan askerlerin iyileştirilebileceğini iddia ederken, tedaviyi gören askerlerin anlattıkları ise savaşların insanlar üzerinde bıraktığı etkilerin geri döndürülmesinin imkansız olduğunu açıkça gösteriyor. Irak Savaşı’ndan dönen bir asker “Geceleri kabuslar görerek uyanıyor ve uyuyamıyordum. Kabuslar ve uyanmalar tedaviden sonra da hala devam ediyor. Ama artık gördüğüm kabuslardan sonra uyuyabiliyorum. Yaşadıklarıma alıştım” diyor. Bombaların, ölümlerin, katliamların, savaşların insan bedeninde, zihninde bıraktığı derin yaraları “hafifleten” ve yaşayanları bu yaralara “alıştıran” enstitünün asıl amacının ise anlatılanlardan öte, yaptığı çalışmalarla katliamcı orduları beslemek ve nice savaş mağdurunu “savaşların normalliği”ne alıştırmak olduğu açık.

Meydan Gazetesi Sayı 10, Haziran 2013

Paylaşın